bir_akil_insan 0 Ekim 22, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 22, 2017 gönderildi sanıyorum ki, burada biraz dikkatsiz davranılmış. konu yetimlerle ilgilidir ama babası belli olmama ile ilgili değildir. diğer yandan, islamda yetimlik kız için adet görmekle, erkek için rüyada boşalmak ile biter. yani söz konusu yetim kızlar, adet görmemiş, küçük kızlardır. burada değerlendirilmesi gereken, hadislere de bakılarak, koca koca adamların, ailesiz küçücük kızları kendi nikahlarına alıp çiğnemeleridir. nisa 2 Yetimlere mallarını verin ve iyisinin yerine kötüsünü koyup değiştirmeyin ve onların mallarını, kendi mallarınıza katıp yemeyin; çünkü bu, pek büyük bir suçtur. nisa 3 Yetim kızlar hakkında adâletle muâmele edemeyeceğinizden korkarsanız, beğendiğiniz, hoşunuza giden başka kadınlardan iki, üç ve dört kadın alın. Fakat bunların arasında adâleti gözetemeyeceğinizden korkarsınız o vakit bir zevceyle, yahut sahip olduğunuz cariyelerle iktifa edin. Bu, doğruluktan sapmamanıza daha yakın ve size daha uygundur. hadis TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR|Nisa Suresi|buharimüslimebu davudnesai|Aişe|Bir adamın yanında yetime bir kız vardı. Onu kendisine nikahladı. Kızın meyve veren bir hurma ağacı vardı. Kız, o hurma ağacında olsun, adamın başka malında olsun ona ortaktı. Adam kızı kendisi için tutuyor, kıza kendisinden (mehir olarak) bir şey vermiyordu. Bunun üzerine şu ayet indi: "Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız, onlarla değil, hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz..." (Nisa, 3) |Buhari, Vesaya 21, Tefsir, Nisa 1, 23, Nikah 1, 16, 19, 37, Hiyel 8; Müslim, Tefsir 6, 3018; Ebu Davud, Nikah 13, 2068; Nesai, Nikah 66 (6, 115, 116)|535 TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR|Nisa Suresi||Aişe|Bir rivayette hadis şöyledir: "Yetime kız velisinin terbiyesindedir. Velisi, kızın güzelliğine ve malına tamah etmekte (evlenmek istemekte)dir. Ancak mehrini tam değil, eksik vermeyi düşünmektedir. Böyle veliler, yetimlere, mehri hususunda adaletli davranmadıkça, yetimle evlenmeleri yasaklanmış, başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir." ||536 TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR|Nisa Suresi||Aişe|Cenab-ı Hakk'ın şu ayette: "Ey Muhammed! Kadınlar hakkında senden fetva isterler, de ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor: Bu fetva kendilerine yazılan şeyi vermediğiniz ve kendileriyle evlenmeyi arzuladığınız yetim kadınlara ve bir de zavallı çocuklara ve yetimlere doğrulukla bakmanız hususunda Kitab'ta size okunandır..." (Nisa, 127) ayetinde atıfta bulunan bahis. Önceki ayettir ki orada şöyle denmektedir: "Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız, onlarla değil, hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz." Hz. Aişe (ra) devamla şunu söyledi: "Sonraki ayette yani, "... kendileriyle evlenmeyi arzuladığınız yetim kadınlara..." (Nisa, 127) ifadesinin geçtiği ayette, Cenab-ı Hakk'ın mevzubahis ettiği arzu, kişinin terbiyesi altında bulunan yetimenin malı ve güzelliği az olması halindeki arzudur. Bu durumda onunla evlenmek istememektedir. ||537 TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR|Nisa Suresi||Aişe|Bir başka rivayette "Ey Muhammed! Kadınlar hakkında senden fetva isterler" (Nisa 127) ayeti ile ilgili Hz. Aişe şu açıklamayı yapar: "Burada sözkonusu edilen, kişinin terbiyesi altında bulunan ve malından kendisine ortak olan yetime kızdır. Adam bu yetime ile evlenmeyi düşünmediği gibi, başkasıyla evlendirip, yabancıyı malına ortak kılmak da istememekte, yetimeyi ortada tutmaktadır. Cenab'ı Hakk, mezkur ayetle bu durumu yasaklamaktadır." Ebu Davud merhum şu ilavede bulunur: Rebi'a, Cenab-ı Hakk'ın "Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekte onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız..." sözü hakkında şu açıklamayı yaptı: "Burada Allah Teala şunu söylüyor: "Korkuyorsanız bu yetimeleri serbest bırakın, (arada tutmayın), ben size dört tanesini helal kıldım." ||538 TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR|Nisa Suresi|buharimüslim|Aişe|"Yetimleri, evlenme çağına gelene kadar deneyin, onlarda olgunlaşma görürseniz mallarını kendilerine verin, büyüyecekler de geri alacaklar diye onları israf ederek ve tez elden yemeyin. Zengin olan iffetli olmağa çalışsın, yoksul olan uygun bir şekilde yesin..." (Nisa, 6), ayeti hakkında şu açıklamayı yaptı: "Bu ayet, yetime bakan velinin fakir olması halinde, bakım hizmetine mukabil, yetimin malından uygun şekilde yiyebileceğini beyan için nazil olmuştur." Bir başka rivayette şöyle denir: '"Veli, muhtaçsa, çocuğun malından, malın miktarına göre uygun şekilde alır" |Buhari, Büyu 95, Vesaya 23, Tefsir, Nisa 2; Müslim, Tefsir 10, 3019|539 Link to post Sitelerde Paylaş
Zerkavi 0 Ekim 22, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 22, 2017 gönderildi Saçma sapan bir iddia.Nasıl cariyeden doğan çocuğun babası belli değil ? Daha cariye hukukundan bir haber sallamışta sallamış. Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ekim 22, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 22, 2017 gönderildi Ve yetimlerin haklarını koruyamıycanızdan endişeliyseniz nikahlayın -size yetki veren kadınların ikişerini, üçerini, dörderini. Ama adil olamıycanızdan korkarsanız -yalnızca birini ya da -"mâ meleket eymân"ınızı… Anahtar kelime: nikahlayın Ayeti doğru okumak için şunu sormak gerekiyor: Nikahlayacak olanlar kendilerine mi nikahlayacak, başkalarına mı? Cevap ise "mâ meleket eymân"da çünkü mâ meleket eymân örneğin peygamber eşlerinde bulunduğuna göre (33:55) peygamber eşleri nikahlayacak onları ama peygamber eşleri zaten evli, o halde başkalarına nikahlayacaklar. Kısacası ayette nikahlanması gerekenleri kabul ettikleri taliplerine nikahlayın deniyor; onlarla evlenin denmiyor. Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Ekim 22, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 22, 2017 gönderildi Bu Müslümler nasıl bu kadar saçmalayabiliyor yahu! "Onlar cariyeleri ile ilişkilerinde kınanmazlar" dediği zaman muhammedin karıları da cariyeleriyle lezbiyenlik yaptıkları için kınanamazlar, yapabilirler, lezbiyen olmaları serbesttir anlamı mı çıkıyor! Hayır insan laf söylemeden ben ne saçmalıyorum böyle iş olur mu diye bir düşünür be! Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ekim 23, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 23, 2017 gönderildi (düzenlendi) Fe innehum gayru melûmîn. Bu ifade Mü'minûn 6'da geçiyor. Burada söyleneni doğru anlamak için Mü'minûn 5 ve Mü'minûn 6'yı BiRLiKTE okumak gerekir: Mü'minler apışaralarını (Elmalılı) saklayan kimselerdir (5) ama eşleri YA DA "mâ meleket eymân"ları hariç, onlarla ilgili kınanmazlar (6). illâ alâ ezvâcihim EV mâ meleket eymânuhum, fe innehum gayru melûmîn. Yani kendisine apışaranızı açmanız caiz olan " mâ meleket eymân"ınız eşinizin alternatifidir; ya eşinize açarsınız apışaranızı YA DA "mâ meleket eymân"ınıza. İnanan bir kadın ya da bir erkek yalnızca 1 (bir) eşe sahip olabilir. Kısacası burada sözü edilen "mâ meleket eymân"ınız sizin yemin nikahlı eşinizdir. Yemin nikahı nikah türlerinden biridir bir bakıma bizdeki imam nikahı gibi. Ayrıntılı bilgi için örneğin Abdülaziz Bayındır'a bakılabilir. Cinsel ilişkinin caiz olması için ilişkinin birbirine nikahlı kimseler arasında olması şarttır, nikahsız cinsel ilişki "zina"dır. . Ekim 23, 2017 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ekim 23, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 23, 2017 gönderildi Nisâ 3'teki "nikahlayın"ın başkalarına nikahlayın anlamına geldiğinin bir kanıtı da ikişer, üçer, dörder ifadesidir. İkişerini nikahlayın demek ikisini birden AYNI anda eşiniz yapın demek, üçerini: üçünü birden AYNI anda, dörderini: dördünü birden AYNI anda. Bu ifade Fâtır 1'de de var, kanıt için oraya bakılabilir: melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan ... câilil melâiketi rusulen ulî mesné ve sülése ve rubâa Allah örneğin 3 kanatlı bir meleğin önce 1 kanadını, bir yıl sonra ikinci kanadını, beş yıl sonra da üçüncü kanadını yaratmadı değil mi. "Ol!" dedi, üç kanadın hepsi birden AYNI anda oldu. Şimdi düşünün. Bir adam örneğin üç kadının hepsini birden AYNI anda eş alacak yani üçüne birden AYNI anda nikah kıyacak ve üçüyle birden AYNI anda gerdeğe girecek... Bunun ne kadar iğrenç bir ahlaksızlık olduğu bir yana bedenen imkanı var mı? Bir adamın örneğin 4 kadınla AYNI anda cinsel ilişkide bulunmaya gücü yeter mi? Yetmez ki Allah'ın sözlerini o yüzden 4'e kadar diye çarpıtmışlar: Kadınlarla 4'e kadar evlenin, gûya Allah böyle diyormuş. 4 kadının ilkin biriyle evleneceksin, üç yıl sonra ikincisiyle, ondan 1 yıl sonra üçüncüsüyle, on yıl sonra da dördüncüsüyle... Oysa ayetin yapılmasını istediği şey gayet basit: 4 kadını evlendirebilecek malî gücü olan adam dördünü birden AYNI anda evlendirecek her birini kendi talibine nikahlamak suretiyle. Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Ekim 23, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 23, 2017 gönderildi Bu Müslümlere yüzelli kere de açıklasak anlamazlar ama bir kere daha açıklayalım ki meleket eyman nikah türü filan değildir. Nikahın türü mürü olmaz. Meleket eyman, sağ elin sahip olduğu, yani kişinin öz malı demektir. Bu da savaşta ele geçirilmiş kölelerdir. Bütün dünyada, bütün kültürlerde sağ elin sahip olduğu öz mal, sol elde tutulan emanettir. VEYA mantığı, iki seçenekten birini seçtiğinde diğerini dışlamaz. Bu da evrensel mantık kuralıdır. Biri veya diğeri iş görür fakat iki seçenek birden de iş görür. Seçeneklerden birinin yeterli olmadığı, her iki seçeneğin de bulunması şart olan mantık ise VE mantığıdır. Bu evrensel kabul olarak böyledir. Faraza cahil çöl yağmacıları cahil ya, VEYA mantığını bilmiyorlar. Yazmaya çalıştıkları ise tek eş. İkinciyi yasaklamak istiyorlar. Güya! ( Nerde tabi o günler de, farzı muhal eski dille, olmayana ergi! ) O zaman yanlış anlamaları önlemek için kesin bir dille, iki seçenekten birini seçmeleri gerektiğini, ,ikisini birden seçemeyeceklerini belirtmeleri gerekirdi. Nikah nikahtır, meleketi keleketi olmaz da... Yine olmayana ergi yapalım, böyle bir şey olsa, yanlış anlamaların önüne geçmek için bu nikah türünü açıkça belirtmeleri ve bunun normal nikahla birlikte yapılamayacağını açıklamaları gerekirdi. Nikahın türü mü olur ülen? Nasıl nikahın türü oluyor, at mı deve mi lan bu? Nikahın türü neymiş be? Nikah dediğin zaten birleşme demek. Konfederasyon türü birleşme, kooperatif şeklinde birleşme türleri mi olacak? Müslümlerin bu cahil çöl yağmacısı düzmecesi, kitap demek kitaba hakaret olan safsatayı savunmak için atmayacakları takla, titretmeyecekleri göbek, sallamayacakları kalça yok! Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ekim 23, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 23, 2017 gönderildi (düzenlendi) Müslümanlara mercimek beyinli müslümler dediği için, kendisinden mercimek beyinli diye söz ettiğim ve böylece empati yaptırmaya çalıştığım bilmemneian ne yazık ki tipikı bir umutsuz vaka. En basit gerçekleri dahi idrak edemiyor. Örneğin Mü'minûn 6'daki VEYA bağlacı mercimek beyinliye göre iki seçenekten hiç birini dışlamaz... mış. Oysa üzerinde durulan ayetlerde kendilerine mü'minler denerek seslenilenler bütün müminlerdir, KADINLAR dahil. Örneğin ayet 5: Apışaralarını saklayanlardır onlar. KADINLAR da saklayacak apışaralarını ve sakladılar, saklıyorlar Ayet 6: Ama eşleri VEYA "mâ meleket eymân"ları hariç, onlarla ilgili kınanmazlar. Eşlerine VEYA "mâ meleket eymân"larına KADINLAR da açacak apışaralarını ve hep açtılar, açıyorlar. Peki, madem VEYA iki eşli olmayı dışlamıyor inanan KADINLAR iki eşli olabilir mi, ayette bunun caiz olduğu mu belirtiliyor? . Ekim 23, 2017 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Ekim 23, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 23, 2017 gönderildi 1 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Müslümanlara mercimek beyinli müslümler dediği için, kendisinden mercimek beyinli diye söz ettiğim ve böylece empati yaptırmaya çalıştığım bilmemneian ne yazık ki tipikı bir umutsuz vaka. En basit gerçekleri dahi idrak edemiyor. Örneğin Mü'minûn 6'daki VEYA bağlacı mercimek beyinliye göre iki seçenekten hiç birini dışlamaz... mış. Oysa üzerinde durulan ayetlerde kendilerine mü'minler denerek seslenilenler bütün müminlerdir, KADINLAR dahil. Örneğin ayet 5: Apışaralarını saklayanlardır onlar. KADINLAR da saklayacak apışaralarını ve sakladılar, saklıyorlar Ayet 6: Ama eşleri VEYA "mâ meleket eymân"ları hariç, onlarla ilgili kınanmazlar. Eşlerine VEYA "mâ meleket eymân"larına KADINLAR da açacak apışaralarını ve hep açtılar, açıyorlar. Peki, madem VEYA iki eşli olmayı dışlamıyor inanan KADINLAR iki eşli olabilir mi, ayette bunun caiz olduğu mu belirtiliyor? . tevbe 71 ve el mu'minûne: ve mü'min erkekler ve el mu'minâtu: ve mü'min kadınlar Erkek ve kadın müminler, birbirlerinin yardımcısıdır; iyiliği emrederler, halkı kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, namaz kılarlar, zekât verirler, Allah'a ve Peygamberine itaât ederler. Allah'ın rahmet edeceği insanlar, bunlardır. Şüphe yok ki Allah üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir. müminler ile herkesi kastediyorsa, yukardaki ayet ne anlatıyor tam olarak ? arap burada ne diye erkek ve kadınlar olarak ayırmış? erkek ve kadınlar ancak/yalnızca birbirlerine yardım ederler? yoksa erkekler erkeklere, kadınlar kadınlara mı yardım ederler? ne diyor burada? allah gerizekalı değilse, şunu demesi gerekirdi: müminler birbirlerinin yardımcısıdır; iyiliği emreder falan filan... ama erkek ve kadın müminler birbirlerinin yardımcısıdır demiş. demek ki, allah müminler dediği zaman, bütün müminlerden söz etmiyormuş ki, bütün müminleri katmak istediğinde erkek ve kadın müminler diye belirtmesi gerekmiş. Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ekim 23, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 23, 2017 gönderildi (düzenlendi) Erkek ve kadınlar diye neden ayırmış? Ayırabilir de onun için. Hattâ erkekler, kadınlar, yaşlılar, gençler... diye uzatabilir de . Cümleyi kuranın üslub tercihidir bu, dışlamakla ya da dışlamamakla ilgili bişey değil. Kuran'da böyle bir sürü cümle var. Örneğin Nûr 31 bir liste içeriyor: inanan kadının güvendiği kimseler, dolayısıyla ziynetlerini kıendilerine belli etmesi caiz olan kimseler. "Kendilerine güvenilen kimseler" demek te yeterdi ama cümleyi kuran upuzun bir liste yapmış.O üslubu seçmiş. . Ekim 23, 2017 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ekim 23, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 23, 2017 gönderildi Burası ateist forum, kendilerine ezberletilen inançları sorgulamak suretiyle fikri hür vicdanı hür hale gelenlerin ortamı. Kendi adıma söyleyeyim, ben öyle biliyorum ve hep umdum ki gerçek anlamda müzakere hiç olmazsa burada yapılabilir. Kimseye sen kafirsin demeden, kimseyi din istismarcısı ilan etmeden, kimseye beyinsiz müslüm ya da beyinsiz bilmemne kelepçesi takmadan, özgürce... Ülkemizde o ortam yok. Bilmediğimiz şeyleri güzel güzel müzakere edip bilinir hale getirmek yerine birbirimizi öldürüyoruz. Öldürüyoruz derken... gerçekten öldürüyoruz. İlahiyatçı Bahriye Üçok öldürüldü tesettüre bir bakıma itiraz ettiği için. İlahiyatçı Zekeriya Beyaz'ın önce itibarı linç edildi sonra vücudunun 3 yerine bıçak saplandı, adam ölümden döndü "İslam ve Giyim Kuşam"ı yazıp tesettür balonuna iğne batırdı diye. Oysa madem tesettürü Allah'ın emri sayan var, insanların uydurması gören var efendice müzakere edilse ya. İtiraz edenler neden öldürülürler, neden taa susup sineye çekecek kadar korkutulurlar? Yıllarca başörtüsü zulmü de başörtüsü zulmü dedikten sonra neyse, zulmü bir şekilde sona erdirdik. Ama şimdi de nur topu gibi bir nikah zulmümüz doğdu müftülüklere nikah yetkisi verilerek. Din adamların görevi Allah'ın hükümlerini yerine getirmek, Allah'ın hükümlerinin yerine getirilmesini sağlamak. Tesettür Allah'ın hükmü deyip ölümüne abandılar ve istediklerini elde ettiler, tamam. İyi ama... Nisâ 3'teki "Size helal olan kadınların ikişerini, üçerini, dörderin nikahlayın" emri de Allah'ın hükmü, din adamlarının o hükmü yerine getirmesine engel olmak zulüm değil mi? Düşünün evli bi adam Nisâ 3 gereği ikinci eşini edinmek için müftüye gidecek, "Kıy nikahımızı!" Müftü diyecek "Kıyamam, laik devletimizde ikinci eş yasak." Müftü bey, senin görevin Allah'ın hükmünü yerine getirmek, tesettür zulmünü takmadın , nikah zulmünü niye... Senin Allah'ın şimdi mi laik devlet oldu? Evet, nur topu gibi bi zulmümüz oldu, Allah analı babalı büyütsün... mü ya da efendi efendi konuşalım mı en azından bu forumda? Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Ekim 24, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 24, 2017 gönderildi Cariyeleri ile yattıkları için kınanamazlar derken elbette erkekleri kastediyor. Bunu anlamayacak kadar geri zekalı olmak için olan bir gram zekasını da kiraya vermek lazım! Hayır başka ne kastedebilir de? Zekanın olmaması ne kadar büyük bir sorun! Çaresiz yani, zeka olmayınca yapılacak hiç bir şey yok! Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Ekim 24, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 24, 2017 gönderildi (düzenlendi) Herif resmen yağmaya katılma ödülü olarak cariye dağıtıyor, hem de evli kadınları da bu işten ayrı tutmuyor! Daha bu kepazeliğin rezilliğin savunucusu olmak için ya idyotun en embesili, ya ahlaksızın en iğrenci olmak gerekiyor. Başka şık yok! Hayır Beni Kurayza kabilesinin savaşmadan teslim olduğu halde elleri bağlanarak ölüm çukurlarının başında kafaları kesilirken karılarının kızlarının az ilerde paylaşıldığını tarihimize hem de iyi bok yedik diye övünerek biz yazmadık! Bu boku yedik diye övünen sizin tarihçileriniz. Biz ne yapalım şimdi, tarihinizi yeniden mi yazalım? Tarihinizde yazan bu, doğruysa da sizin bok yemeniz, yalansa yine sizin bok yemeniz! Biz ne yapabiliriz ki? Ekim 24, 2017 tarihinde democrossian tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ekim 24, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 24, 2017 gönderildi (düzenlendi) Herkesi kendisi gibi mercimek beyinli sanan mercimek beyinli! Orda cariyeleri ile yatanlar denmiyor, VEYA yemin nikahlı eşleri ile yatanlar deniyor: mâ meleket eymân: yemin nikahlı eşler Erkeklerin yemin nikahlı karıları, kadınların yemin nikahlı kocaları. Nikahın türü mü olurmuş diye de çemkirip durma çünkü olur, oluyor . Örneğin yazılı nikah olur, sözlü nikah olur, imam nikahı olur, resmî nikah olur. Mercimek kadarcık beynin almıyor işte, sıkıp durma garibimi. Örneğin Muhammed'in "mâ meleket eymân"ı onun yemin nikahlı eşleridir ve Muahmmed onların yemin nikahlı eşidir. Sahiden anlamak istiyorsan "apışaralarını saklarlar"dan itibaren oku. Oralarını KADINLAR dahi bütün inananlar saklayayacak ve sakladılar, saklıyorlar. Dolayısıyla oralarını KADINLAR dahil bütün inananlar açacak eşlerine VEYA yemin nikahlı eşlerine. . Ekim 24, 2017 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Ekim 24, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 24, 2017 gönderildi Ma meleket eymanın ne olduğunu beşyüzellinci kere anlatacak halim olmadığı için heralde kusura kalınmaz! Yok bir de nikahlı normal karısından dolayı kınansaydı bari! Ülen insanda gram zeka olsa, nikaha zaten izin vermiş, bir kurum olarak nikah kurumunu zaten tanımış, bir de bundan dolayı kınanmayacaksın garantisini niye versin diye düşünür, mikrogram zeka da mı yok, yuh! Geri zekalılığınızda boğulun e mi, geri zekalılık da sizin gibi geri yobazlara nasıl yakışıyor nasıl yakışıyor anlatamam. Aynen böyle gidin, çok iyi gidiyorsunuz. Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ekim 24, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 24, 2017 gönderildi (düzenlendi) Bırak mercimek beynini zorlamayı. Almıyor işte, almayacak. (Senin deyiminle) lan! Nikahlı karından dolayı kınanmazsın onunla yatmaktan kınanmalısın anlamına gelmez tıpkı benim senin mercimek beynin almaz demem gibi. Senin mercimek beynin almalı anlamına gelmez bu çünkü almalı demek aklımın ucundan bile geçmedi. . Ekim 24, 2017 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Ekim 24, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 24, 2017 gönderildi 23 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Erkek ve kadınlar diye neden ayırmış? Ayırabilir de onun için. Hattâ erkekler, kadınlar, yaşlılar, gençler... diye uzatabilir de . Cümleyi kuranın üslub tercihidir bu, dışlamakla ya da dışlamamakla ilgili bişey değil. Kuran'da böyle bir sürü cümle var. Örneğin Nûr 31 bir liste içeriyor: inanan kadının güvendiği kimseler, dolayısıyla ziynetlerini kıendilerine belli etmesi caiz olan kimseler. "Kendilerine güvenilen kimseler" demek te yeterdi ama cümleyi kuran upuzun bir liste yapmış.O üslubu seçmiş. . ne yazık ki, şu savunma ile bütün dayanaklarınızı yıktınız. siz, şimdiye kadar hep böyle demişse özellikle demiştir, o yüzden böyledir diye cariyeleri, eşleri, küçük çocukları ve türlü pisliği aklıyordunuz. oysa ki, yukardaki savunmanız ile genel olarak "orada herhangi bir özellik yok, öyle bir uslüp seçmiş" demek yeterlidir ve sizin sözcüklerin çekimleri, kullanımları üzerine kurduğunuz her savunma da doğal olarak boşa gider. karar verin. tanrınız kafaya göre özensiz ayetler mi sallıyor, yoksa son derece dikkatli olarak sözcükler mi seçiyor? ya da bu ayetlerin tamamı aynı tanrı elinden mi çıkma yoksa bir kısmı başka tanrıdan falan mı geliyor? müslümancık, islamı savunurken kaçınılmaz olarak kendisi ile çelişmek durumundadır. kuranın hiçbir yeri yok ki, aynı mantık ile savunulabilsin. bir yerde ak dediğine, diğer yerde kara demek zorundadır. Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ekim 26, 2017 gönderildi Raporla Share Ekim 26, 2017 gönderildi Mü'minlerin eşleriyle YA DA "mâ meleket eymân"larıyla cinsel ilişkide bulunmaları caizdir (23:6) ifadesine uygulalnan geleneksel çarpıtma: İnanan ERKEKLERiNHEM eşleriyle HEM "mâ meleket eymân"laryla (cariyeleriyle)cinsel ilişkide bulunmaları cizdir.Bu çarpıtmaya günümüzde getirilen tek yenilik4:25'e yapılan göndermedir:Erkekler "mâ meleket eymân"larıyla evlenebilmek için o kadınların ailelerinden izin alacaklar (4:25).Yani ikinci bir eş edinmeniz caizdiryeter ki bi takım insanlar tarafından izin verilip caiz kılınmış olsun.Peki, Allah'ın indinde caiz midir?Elbet caizdir, tıpkı inanan kadınların eşleriyle YA DA "mâ meleket eymân"larıyla (köleleriyle) cinsel ilişkide bulunmarı nasıl caizse.Abdülaziz Bayındırvideoya alınan bir açıklamasında o yüzden soruyor: Erkeklerin dişi köleleriyle cinsel ilişkide bulunmaları caiz olduğuna göre kadınların da erkek köleleriyle cinsel ilişkide bulunmaları caiz midir?Yoo hayır.Neden yooo hayır? 23:6'dan o hüküm çıkarsa bu hüküm de çıkar! Link to post Sitelerde Paylaş
acse 0 Kasım 18, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 18, 2019 gönderildi sizin anlattığınız yetim tanımında bunların babası belli değil veledi zina konumunda gibi ama Kuran,da bunların mallarını iç etmeyin haklarını verin malını kendi malınıza katmayın vs açıklmamalar var bu yetimlere mal mülk nereden gelmiş cariyeden doğmuşsa köle hükmünde malı nerden olsun Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Kasım 18, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 18, 2019 gönderildi 32 minutes ago, acse said: sizin anlattığınız yetim tanımında bunların babası belli değil veledi zina konumunda gibi ama Kuran,da bunların mallarını iç etmeyin haklarını verin malını kendi malınıza katmayın vs açıklmamalar var bu yetimlere mal mülk nereden gelmiş cariyeden doğmuşsa köle hükmünde malı nerden olsun Kendilerine verilmiş olan sadakardan olabilir. Nisâ 4: Ve kadınlara sadakalarını karşılıksız verin Ve étün nisâe sadukâtihinne nıhlaten. Sadukât mevcut çevirilere göre "mehir"dir ama çarpıtmadır bu. Çünkü mehir "ucûr"dur ki "ücret"in çoğuludur yani mehir evlenen kadına damadın ödediği "ücret"tir ve kadın o ücrete KARŞILIK zevcelik, annelik... yapar. Oysa "sadukât"ın karşılığı yok; yok ki yetim kadınları himaye edenler onlara "sadakalar"ını verirken KARŞILIK beklemeyecek. Allah'ın Nisâ 4'teki emri bu. NIHLATEN arıların yaptığı gibi demek. Arılar kaya girintilerine, ağaç kovuklarına bal yapıp bırakırken karşılık beklemezler. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts