Jump to content

YETİM KIZLAR NEDİR KİMDİR KURANDA NEDEN YER ALIRLAR VE MÜSLÜMANLARDAN KİM OLDUKLARI NEDEN GİZLENİR.


Recommended Posts

ya bu abtalın pardon abdalın ne zaman kendi fikirleri olucak.Sağdan soldan bulduğu sayfalarca şeyi getirip buraya yapıştırıyor.

Güldürmeyin zavallılar

zavallı durumuna düşüyor

insanları inandırmaya çalıştığınız şeylerin

içinin pislik çıkar ve maddiyat

kadını ve insanı kullanmaktan başka şeyler olmadığını biliyor ve görüyorsunuz..

küçüldükçe küçülüyor.ezildikçe eziliyorsunuz..

tek söyleyebildiğiniz bu işte başka yerden yapıştırma..

cevabınız yok..

ne cevabınız olacakki zaten

yalan ve sahtekarlıklarla dolu bir dünyanız var..

yaratmışsınız bir allah insanları kullanıyorsunuz..sorsanız allah sizi yarattı..oysa allahı yaratan siz müslümanlarsınız..

ya kendin elin arbının fuhuş köle cariye ile dolu kitabına tabisin..senin ki daha kötü..

Benim başlığımda her açılan fikir ilktir ve bana aittir..

başka yerde bulamazsınız..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 99
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

biraz okudum tebesüm ettim.ama karanlığınızda boğulun demektende kendimi alamadım. ^_^

Senin okuma yazman olmasına hatta tebessüm edebilmene şaşırdım doğrusu..

Savunma yapabilirsin yetim kızları öğrendin artık..

bu ayetin başında ne işi var diye düşünme zahmetinden kurtuldun..

sana para ödeyen işverenlerin bir Ateiste para ödediklerinin ne zaman farkına varabilecekler..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tebrikler abdullahabdal önemli bir noktayı tespit etmişsin. Kuranın sex düşkünü muhammedin ve arapların eseri olduğu çok açık ortada. Bu gerçek karşısında müslolardan yanıt bekleme çünkü veremezler. Onlar mantık ve muhakeme yolunu tercih etmeden inanmış olduklarından ne söylesen vız gelir bu arkadaşlara. Çalışmalarının devamını bekliyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tebrikler abdullahabdal önemli bir noktayı tespit etmişsin. Kuranın sex düşkünü muhammedin ve arapların eseri olduğu çok açık ortada. Bu gerçek karşısında müslolardan yanıt bekleme çünkü veremezler. Onlar mantık ve muhakeme yolunu tercih etmeden inanmış olduklarından ne söylesen vız gelir bu arkadaşlara. Çalışmalarının devamını bekliyoruz.

teşekkür ederim..

Kuran erkeklerin kimlerle evlenmesine izin vermiştiri okumaya başlayabilirsiniz :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

EVLİ KADINLARLA YAPILAN EVLİLİK İKİ KOCA BİRARADA-ALLAHIN KURANDAKİ İZNİYLE İKİ KOCALI HÜRMÜZ

NİSA SURESİ..AYET.24 - Bir de harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı.

Kim demiş islamda çok eşlilik sadece erkeklere haktı.işte kadınlarada çokeşlilik hakkı.

Evli kadınlar zaten biriyle evli evlenilemez.Boşatma işlemi olmadan başkasıyla evliyken evlenebilme iznini içeriyor.Fakat burada evli kadınla zina yapmadan ilişki ancak evli bir kadınla evlenerek yapılabilir.

Kurana göre Allah ta cariye evli bile olsa evlenebilirsin diyor.

Nisa 24 de gördüğünüz gibi Kuran da cariye bir başkasıyla evli olsa bile müstesna!!!!!

Bu ayette anlatılmak istenen (Kadınsexköleniz)Cariye bir erkek kölenizle evli olabilir.Bu evlilik sizin onunla sex yapmanızı engelleyen bir durum değildir.

Burada neden sex yapmak diye yazmıyorda evlenmek yazıyor diye düşünebilirsiniz.Bunun nedeni islamda nikah yapmadan yapılan sex in başınızı oldukça ağrıtacak olmasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Güldürmeyin zavallılar

zavallı durumuna düşüyor

insanları inandırmaya çalıştığınız şeylerin

içinin pislik çıkar ve maddiyat

kadını ve insanı kullanmaktan başka şeyler olmadığını biliyor ve görüyorsunuz..

küçüldükçe küçülüyor.ezildikçe eziliyorsunuz..

tek söyleyebildiğiniz bu işte başka yerden yapıştırma..

cevabınız yok..

ne cevabınız olacakki zaten

yalan ve sahtekarlıklarla dolu bir dünyanız var..

yaratmışsınız bir allah insanları kullanıyorsunuz..sorsanız allah sizi yarattı..oysa allahı yaratan siz müslümanlarsınız..

ya kendin elin arbının fuhuş köle cariye ile dolu kitabına tabisin..senin ki daha kötü..

Benim başlığımda her açılan fikir ilktir ve bana aittir..

başka yerde bulamazsınız..

Link to post
Sitelerde Paylaş

TÜM GAZETELERİN 17 TEMMUZ 2012 HABERİ

Şeriat isteyen Hüseyin Üzmez cezaevine girdi

Bursa’da, 2008 yılı Nisan ayında 14 yaşındaki B.Ç. adlı kız çocuğuna cinsel istismarda bulunma suçundan yargılandığı davada 13 yıl 1.5 ay hapis cezasına çarptırılan, kararın Yargıtay tarafından da onanmasıyla hakkında yakalama kararı çıkarılan 80 yaşındaki Hüseyin Üzmez, bugün yakalanarak Sincan Cezaevi’ne konuldu. Aynı davayla ilgili 3’üncü kez cezaevine giren Üzmez, "Bana haksızlık yapılıyor. Vicdanım çok rahat" dedi.

16 Temmuz 2012 Pazartesi 18:12 İlgili Galeriler

SON RÖPORTAJINDA 'BU CEZA BANA VIZ GELİR' DEMİŞTİ

Küçük yaşta bir kıza “cinsel istismar” ve “alıkoyma” suçundan 14 yıl hapis cezası alan Hüseyin Üzmez, polisler tarafından bir türlü bulunamazken, Sözcü gazetesine röportaj verdi. Üzmez, “Bu ceza bana vız gelir. Önemli olan şeriat kanunlarıdır. O yüzden bu ülkeye daha fazla gecikmeden şeriat gelmeli. Daha bunun için ne bekleniyor? Memleketin daha fazla mahvedilmesine seyirci mi kalınacak” dedi.

Polisler tarafından “aranırken” bir bakımevinde Sözcü gazetesine röportaj veren Üzmez, günde 8-10 gazete aldığını ancak kendisi hakkında tutuklama kararı verildiğini bilmediğini söyledi.

Taciz ve istismar suçları Yargıtaca onaylanan Üzmez şu açıklamalarda bulundu:

“Bana cezayı verilecekse, Şeriat kanunlarına göre verilmeliydi. Ben bu cezayı tanımıyorum. O yüzden İslam Devleti bir an önce kurulmalı ve şeriat hükümleri A’dan Z’Ye kadar eksiksiz uygulanmalıdır. Türkiye, Şeriatı uygulamak için daha ne bekliyor anlamadım. Şeriat uygulanırsa sevinirim. Şeriat yalnız Türkiye’de değil, ABD’de bulunan Müslümanlar için de geçerli olmalı”

'BENİM VİCDANIM RAHAT'

Üzmez, polis tarafından götürüldüğü sırada, "Bana haksızlık yapılıyor. Vicdanım çok rahat. Yaşlı başlı halimle bunu bana reva görenlerin de vicdanı rahattır" dedi.

Özel Pursaklar Yaşlı Bakım Merkezi yetkilileri, Üzmez’in 1 yıldır burada kaldığını belirterek, "Arasıra oğlu gelip ziyaret ediyordu. Yargıtay cezasını onadıktan sonra da burada kalmaya devam etti. Bu sabah saatlerinde, polis ekipleri gelerek kendisini gözaltına aldı. Oldukça şaşırmış ve bitkin görünüyordu" dedi.

4 YILDA 3’ÜNCÜ KEZ CEZAEVİNDE

Vakit Gazetesi eski yazarı Hüseyin Üzmez’in tutuklanmasına neden olan olay, 4 yıl önce, Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla küçük yaştaki kızları B.Ç.’yi para karşılığı erkeklere sattığı öne sürülen anne Livaze Ç. ile babası Bekir Ç.’nin telefonlarının dinlemesiyle ortaya çıktı. Savcılık, dinlenen konuşmalardan Hüseyin Üzmez’in, bir süreden bu yana ilişkisi olan 36 yaşındaki Livaze Ç. adlı kadının B.Ç.’ye İstanbul ve Mudanya’daki evinde defalarca ’cinsel saldırıda’ bulunduğunu belirledi. İlerleyen yaşı nedeniyle cinsel ilişkiye giremeyen Hüseyin Üzmez’in, B.Ç.’ye cinsel tacizi, telefon görüşmelerinden anlaşıldı.

Bursa Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 25 Nisan 2008 tarihinde savcılığın talimatıyla Hüseyin Üzmez ile B.Ç. ve annesi Livaze Ç.’yi Mudanya İlçesi’nde gözaltına aldı. Kendisine ’komplo’ kurulduğunu öne süren Hüseyin Üzmez, sorgusunda B.Ç. ile evlenmeyi düşündüğünü, o nedenle birlikte olduğunu söyledi. Mudanya Sulh Ceza Mahkemesi, 1 gün sonra Hüseyin Üzmez ile suça yardımcı olduğu gerekçesiyle B.Ç.’nin annesi Livaze Ç.’nin tutuklanmasına karar verdi. B.Ç. ise Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı.

Hakkında 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’küçük yaştaki kıza cinsel istismar’ suçundan dava açılan Hüseyin Üzmez ile ’kızını fuhuşa teşvik’ suçundan 20 yıl hapsi istenen anne Livaze Ç.’nin yargılanmasına aynı yılın Eylül ayında başladı. B.Ç.’nin babası Bekir Ç., il duruşmada önceki ifadelerini kabul etmedi, Hüseyin Üzmez’den şikayetçi olmadıklarını söyledi. Mahkeme heyeti, olaylardan B.Ç.’nin ne kadar etkilendiğinin belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda muayene edilmesine karar verdi.

Mahkeme kararından sonra Adli Tıp Kurumu’nda B.Ç.’ye çok kısa sürede yapılan muayene ve kontrollerde, yaşı küçük kızın yaşananlardan dolayı beden ve ruh sağlığı bozulmadığı yönünde rapor verilince tutuklu sanık Hüseyin Üzmez ile Livaze Ç. cezaevinde 185 gün tutuklu kaldıktan sonra 28 Ekim 2008 tarihinde çıktıkları ikinci duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. B.Ç.’nin avukatlarının itirazı üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun bu kez B.Ç.’nin beden ve ruh sağlığının bozulduğunu içeren raporu vermesi üzerine Hüseyin Üzmez, 260 gün aradan sonra 14 Temmuz 2009 tarihinde tekrar tutuklandı.

Hüseyin Üzmez’e, yargılandığı Bursa 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 16 Eylül 2009 tarihinde ’küçük yaştaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak’ suçundan 13 yıl 1.5 ay hapis cezası verildi. Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan Hüseyin Üzmez, böbrek ve solunum yetmezliğinin yanı sıra ruhsal sorunları nedeniyle tedavisinin tam teşekkülü hastanede sürdürülmesi için 538 gün tutuklu kaldığı Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi’nden Metris Cezaevi’ne sevk edildi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

NİSA-25..Sizden kimin, hür mü’min kadınlarla evlenmeye gücü yetmezse sahip olduğunuz mü’min genç kızlarınızdan (cariyelerinizden) alsın. Allah, sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları hâlinde, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK

NİSA-25.İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

AHMET TEKİN

NİSA-25..İçinizden, hür mü’min kadınlarla, kişisel, malî, sosyal imkânlarının yetersizliği sebebiyle evlenemeyenler, meşrû şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşrû haklarınız ve otoriteniz ve kendileriyle düzgün insanî münasebetleriniz devam eden mü’min genç kızlarınız olan câriyelerle evlensin. Allah sizin imanınızı, şer’î hükümlere bağlılığınızı iyi bilir.

Siz aynı insanlık ailesinin mensubu ve eşit olduğunuz için aranızda fark yoktur. Öyle ise, evlilik bağı ile bağlanmaları, sırf cinsel arzularını tatmin için karşılıklı dişilik-erlik suyu boşaltma, gayrimeşru ilişki amacı taşımamaları, gizli dost tutmamaları şartı ile ve sahiplerinin izni ile, câriyelerle evlenin, nikâhlandığınızı tescil ve ilan edin.

Mehirlerini de Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine, İslâmî kurallarla örtüşen örfe göre, hakkaniyete uygun olarak verin.

Evlendikleri zaman zina yaparlarsa, onlara, hür kadınlara uygulanan cezanın yarısını uygulayın.

Câriye ile evlenme ruhsatı, içinizden günah işlemekten, zinadan korkanlar içindir. Sabrederek kendinizi korursanız sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.

Ayette Mümin kadınlar ile…Genç kızlar(cariyelerin yetim genç kızları) dikkatinizi çekmiştir..

Şöyle düşünelim..Mümin kadın ..kaç yaşında …9 ila 14 yaşında genç…sonrası dul olabilir..

Genelde tercih genç bakire mümin kadındır..9 ila 14 diyelim..bu aslında 1 ila 14 dür islamda..

Ebubekirin kızı ayşe ile Muhammedin evliliği 6 yaşında..

Peki cariyelerin genç yetim kızları kaç yaşındadır sizce? Mümin kadın yukardaki yaşta olursa…

Öyle olmasa KADIN CARİYELERİNİZDEN evlenin derdi..yoksa neden genç kızlarınız cariyelerden diye söylesin…..

İşte böyle ey halkım seni nelere inandırdılar yalanlarla..

İşte önüne din diye koydukları bu..bir bilebilsen ah ah...

milyon yaşında buruş buruş cadıyı..sana pamukprenses diye sunmuşlar..öptüğün kadını bir görebilsen..yada kocayı

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba,

araştırmalar güzel. Kitabınızı okumak için nereden temin edebiliriz?

*** *** ***

1.400 sene öncesine gitmeye gerek yok. Henüz bundan 70-80 yıl önce, dağda bulduğu evli kadını evine getiren (kendi karısı öldüğü için çocuklarına bakması için) adam biliyorum.

Hele bundan 1.400 sene öncesini bir düşünün. Daha önce de söyledim, düşünmeye çocuğu kız olarak doğdu diye diri diri toprağa gömen bir kavim ve dönemi olarak bakınız.

Nitekim hala günümüzde bile kız çocuğunu istemeyen DİNGOZ dölleyiciler (baba diyemiyorum) mevcut.

*** *** ***

Şimdi Muhammed dedem, bu toplumu ISLAH etmeyi kafasına koymuş, bu konuda sorumluluk almış bir insan.

Karşısında sınır tanımaz ve alışkanlıkları olan bir toplum var.

Hiç bir şeyde DEĞİŞİM PAT diye olmaz. Bunu en çok sizin desteklemeniz lazım ÖNYARGISIZ, araştırmacı atesit arkadaşlar.

*** *** ***

"Ateist'lere sık sorulan sorular ve cevapları" başlıklı bir not okudum, bu forumda.

Orada dikkatimi en çok çeken şu ifade olmuştu :

"Ateistler ise, Tanrı'nın yokluğunu ispatlamak zorunda da değiller"

Tabi ki, buradaki kasıt "VARLIĞI ispatlanamamış bir TANRI anlayışı"

ve ÇOK DOĞRU bir önerme....

Bu evrende süper bir gücün olduğunun ispatlanmasını ayrı bir başlıkta konuşuruz.

*** *** ***

buraya bu parantezi açmamın sebebi, Abdullahabdal arkadaşın "temel ateist yaklaşım tarzına farklı olarak" dindar kesimin yaptığı şekilde KENDİNCE bir YORUM yapıp (türkçe çeviriye - ki daha önce tomurcuk meme diye yapılan SAPIK çevirinin aslında ÜZÜM DANELERİ olan orjinalini nasıl çarpıttığına ÖRNEK vermiştim)sonra bu yoruma UYDURUK hadisler ekleyip (ki Muhammed dedemin kendi dönemindeki tek yazılı HADİSİ, devriminin anayasası Kuran'dır.), ortaya çıkardığı İDDİA'nın kesin yaşanmış bir olay olmasına İNANMA süreci ile başlayan eleştirisi.

Halbuki, AKIL ve MANTIK sorgulamalarında esas alınması gereken konu İSPATTIR. Olmayan bir şeyi var diye gösterenlere KARŞI duranlar, olmayan ŞEYİN olmadığını İSPATLAMAK zorunda değiller.

iddia makamı, olduğunu iddia ettiği ŞEYİ ispatlamak zorunda. Hüküm ancak bundan sonra verilir.

Nitekim, muhammed dedemin yaşadığı dönemde; insan henüz İNSAN olma EVRİMİNİ tamamlamış değildi.

Muhammed dedem de, diğer iyi ve sorumluluk sahibi insanların yaptığı gibi KÖTÜ ALIŞKANLIKLARI, zaman içerisinde YIKMAK için bir mücadele başlatıyor.

Bu mücadele de, onun da sizin benim gibi bir İNSAN olduğunu unutmayınız...

selam ile,

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nitekim, muhammed dedemin yaşadığı dönemde; insan henüz İNSAN olma EVRİMİNİ tamamlamış değildi.

Muhammed dedem de, diğer iyi ve sorumluluk sahibi insanların yaptığı gibi KÖTÜ ALIŞKANLIKLARI, zaman içerisinde YIKMAK için bir mücadele başlatıyor.

Bu mücadele de, onun da sizin benim gibi bir İNSAN olduğunu unutmayınız...

selam ile,

Neyse evrimşe sorun çözülecek..Hayyamın yada Kuranda Bizim gibi düşünenlerin çok olduğunun yazılı olduğunu kaçırmışsın :D

yani evrimini tamamlayanlar vardı..

Diğer yandan Biz Türkler farklıydık...

Bir Türkün 5000 yıl önceki atası Bugün benim düşündüğüm gibi düşünüyordu...

Acele etmiyorum..Türklerle Müslümanların farklarını okuduğunda anlayacaksın...

Kitabıma gelince...yayınlıyalım diye isteyen yayınevi oldu..

Türklerin yeniden Büyük ulus olması ve Arapların sömürgesi durumundan çıkması için bu kitabın herkesce okunması gerekli..

islamiyet bitti..Apple 1984 de bugün Dünyaya iyi bakın Dünya eskisi gibi olmayacak artık demişti..

İnnternet ve iletişim Dinlerin sonu oldu..son çırpınışlarını yaşayacaklar ama kurumlar yok olmasa bile beyinlerden dışlanacaklar..

Gerçek adımla yayınlamayı teklif ettiler..yeni Anayasanın oluşmasını beklemek gerek..

Üç cep kitabı şeklinde düşünüyorum..insanlar yanında taşıyabilsin...

Her ortamda Dindarların iğrençliklerini yüzlerine vurabilsinler diye...

Bakarsın Almanyada basılır..

bekliyorum..

Genelde Büyük kısmı bu formda başlıklar halinde şimdilik idare et..

Saygılar..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi Muhammed dedem, bu toplumu ISLAH etmeyi kafasına koymuş, bu konuda sorumluluk almış bir insan.

Karşısında sınır tanımaz ve alışkanlıkları olan bir toplum var.

O toplumun nasıl bir bir toplum olduğu hakkında tarafsız bilgiye sahip değiliz. Olan bilgilerde genellikle İslami bilgiler ki, tarafsız olması düşünülemez bile. Her yeni iktidar gibi İslam'da kendinden önceki durumu alabildiğine kötülemiş, kendini ise alabildiğine yüceltmiş. Olanbilgilerden bile İslam'dan daha hoşgörülü bir toplum olduğu anlaşılıyor, o zamanki insanlar her inanışa karşı hoşgörülüymüş, hatta Muhammed'e karşı bile. Muhammed o kadar adamların tanrılarına, inançlarına sövmesine rağmen çok üstüne gitmemişler bir-iki olay dışında. Muhammed'e yarı kaçık gözüyle bakıp tahammül etmişler ama Muhammed azıttıkça azıtmış, iyice zıvanadan çıkmış. İktidarı ele geçirince de o civardaki yahudilik dahil bütün inanışları şiddet ve zor kulanarak ile yok etmiş.

Olaylara at gözlüğü ile bakmayı bırakın artık, değişik açılardan bakmayı deneyin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O toplumun nasıl bir bir toplum olduğu hakkında tarafsız bilgiye sahip değiliz. Olan bilgilerde genellikle İslami bilgiler ki, tarafsız olması düşünülemez bile. Her yeni iktidar gibi İslam'da kendinden önceki durumu alabildiğine kötülemiş, kendini ise alabildiğine yüceltmiş. Olanbilgilerden bile İslam'dan daha hoşgörülü bir toplum olduğu anlaşılıyor, o zamanki insanlar her inanışa karşı hoşgörülüymüş, hatta Muhammed'e karşı bile. Muhammed o kadar adamların tanrılarına, inançlarına sövmesine rağmen çok üstüne gitmemişler bir-iki olay dışında. Muhammed'e yarı kaçık gözüyle bakıp tahammül etmişler ama Muhammed azıttıkça azıtmış, iyice zıvanadan çıkmış. İktidarı ele geçirince de o civardaki yahudilik dahil bütün inanışları şiddet ve zor kulanarak ile yok etmiş.

Olaylara at gözlüğü ile bakmayı bırakın artık, değişik açılardan bakmayı deneyin.

Kuran'da anlatılan islam ile günümüzde yeryüzünde sözde islam adına yaşanılan DİNİN ne kadar taban tabana zıt olduğunu anlatmaya gerek yok.

Örneğin putperestliği yasaklayan muhammed dedemden HEMEN SONRA, kabeyi kutsallaştırmak, ona doğru namaz kılmak eylemini muhammed dedem yapmış gibi gösteren SAPIK din anlayışından bahsediyorum.

Dolayısı ile, o toplumun nasıl bir toplum olduğunu, bugüne bakarak bile ÇOK kolay anlayabiliriz.

selam ile,

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben neden bahsediyorum?

O toplumun nasıl bir bir toplum olduğu hakkında tarafsız bilgiye sahip değiliz. Olan bilgilerde genellikle İslami bilgiler ki, tarafsız olması düşünülemez bile. Her yeni iktidar gibi İslam'da kendinden önceki durumu alabildiğine kötülemiş, kendini ise alabildiğine yüceltmiş. Olanbilgilerden bile İslam'dan daha hoşgörülü bir toplum olduğu anlaşılıyor, o zamanki insanlar her inanışa karşı hoşgörülüymüş, hatta Muhammed'e karşı bile. Muhammed o kadar adamların tanrılarına, inançlarına sövmesine rağmen çok üstüne gitmemişler bir-iki olay dışında. Muhammed'e yarı kaçık gözüyle bakıp tahammül etmişler ama Muhammed azıttıkça azıtmış, iyice zıvanadan çıkmış. İktidarı ele geçirince de o civardaki yahudilik dahil bütün inanışları şiddet ve zor kulanarak ile yok etmiş.

Olaylara at gözlüğü ile bakmayı bırakın artık, değişik açılardan bakmayı deneyin.

Sen ne anlatıyorsun?

Kuran'da anlatılan islam ile günümüzde yeryüzünde sözde islam adına yaşanılan DİNİN ne kadar taban tabana zıt olduğunu anlatmaya gerek yok.

Örneğin putperestliği yasaklayan muhammed dedemden HEMEN SONRA, kabeyi kutsallaştırmak, ona doğru namaz kılmak eylemini muhammed dedem yapmış gibi gösteren SAPIK din anlayışından bahsediyorum.

Dolayısı ile, o toplumun nasıl bir toplum olduğunu, bugüne bakarak bile ÇOK kolay anlayabiliriz.

selam ile,

Link to post
Sitelerde Paylaş

Câbir (r.a.)'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Bizim cariyelerimiz vardı ve onlardan azil yapıyorduk. Yahudiler, işte küçük mev'ûde yani çocuğu diri diri toprağa gömme budur, dediler. Bunun üzerine mesele Resulullah (s.a.s.)'a soruldu: "Yahudiler yalan söylemiş, eğer Allah onu yaratmak istese onu sen reddedemezdin" buyurdular. (Ebû Dâvûd, Nikâh, 48; Nesaî, Nikâh, 55; Ahmed b. Hanbel, III, 22, 49, 51) Ebû Saîd el-Hudrî ve Enes b. Mâlik'ten de aynı nitelikte hadisler nakledilmiştir. Yine Câbir (r.a.) şöyle demiştir: "Biz Resulullah (s.a.s.) devrinde Kur'an inerken azil yapıyorduk. Eğer ondan bir şey yasak edilecek olsa bizi Kur'an nehyederdi" (Buhârî, Kader, 4), Müslim'in rivayetinde "Bu, Resulullah'ın kulağına vardı, fakat bizi ondan nehyetmedi" ilâvesi vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da anlatılan islam ile günümüzde yeryüzünde sözde islam adına yaşanılan DİNİN ne kadar taban tabana zıt olduğunu anlatmaya gerek yok.

Örneğin putperestliği yasaklayan muhammed dedemden HEMEN SONRA, kabeyi kutsallaştırmak, ona doğru namaz kılmak eylemini muhammed dedem yapmış gibi gösteren SAPIK din anlayışından bahsediyorum.

Dolayısı ile, o toplumun nasıl bir toplum olduğunu, bugüne bakarak bile ÇOK kolay anlayabiliriz.

selam ile,

İlginç ..

Demekki Kuranda yazılanların Muhammed le ilgisi yok..

Sonraki dini uygulamalar ki örneği namaz dır..sana katılıyorum ..hadis fetva diye uydurmuşlarda uydurmuşlar yalanları...

Muhammedle ilgili bilgileri kurandan almıyorsan..hadisten almıyorsan...

1400 yaşında falanmısın nereden biliyorsun sapıklıkların muhammedden kaynaklanmadığını..

Nisa ..azhab...talak 4 kuranda var

köle cariye

savaş ganimeti

yağma

yetim kızlar

kuranda var..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Câbir (r.a.)'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Bizim cariyelerimiz vardı ve onlardan azil yapıyorduk. Yahudiler, işte küçük mev'ûde yani çocuğu diri diri toprağa gömme budur, dediler.

Süperrr

Bir çocuğu

Cariyenin yetim kızına azil yaparsan

işte bir çocuğu diri diri gömme budur.

Hangi uzmana sorsan budur...

İnsanın midesi bulanıyor..

Bunları bilip hala müslüman kalabilenlerde müthiş mide var..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Süperrr

Bir çocuğu

Cariyenin yetim kızına azil yaparsan

işte bir çocuğu diri diri gömme budur.

Hangi uzmana sorsan budur...

İnsanın midesi bulanıyor..

Bunları bilip hala müslüman kalabilenlerde müthiş mide var..

"Bu, Resulullah'ın kulağına vardı, fakat bizi ondan nehyetmedi" ilâvesi vardır.

Bu daha da fena.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tevratta buna benzer bir ayet var.

tanrı öldürmüş o adamı..

Ama Onan doğacak çocukların kendisine ait olmayacağını biliyordu.

Bu yüzden ne zaman kardeşinin karısıyla yatsa,

kardeşine soy yetiştirmemek için menisini yere boşaltıyordu.

Bu yaptığı RABbin gözünde kötüydü. Bu yüzden RAB onu da öldürdü.(yaratış 38-9,10)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...