enjeksiyon 0 Oluşturuldu: Haziran 24, 2012 Raporla Share Oluşturuldu: Haziran 24, 2012 Kendi açımdan değerlendiriyorum, her biri birer çiçektir Link to post Sitelerde Paylaş
Hizip 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Bunu en iyi ate kadınlar ifade edebilir ama yine de gözlemlerimden birini aktarayım; Ateizmde kadınlar özgür bireydir. Link to post Sitelerde Paylaş
Mesudi 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Bunu en iyi ate kadınlar ifade edebilir ama yine de gözlemlerimden birini aktarayım; Ateizmde kadınlar özgür bireydir. Selam, Sn Hizip bey, Ataerkil, erkek egemen düşüncenin hakim olduğu yerde, Hanımlar, Teist olsun, Ateist olsun fark etmeyecek, Ataerkil düşüncenin baskı ve dayatması altında ezilecektir. Sorunun temelinde, kavramsal olarak Teizm, veya Ateizm olmamakta, bu sorun tamamen insan kaynaklı olmaktadır. Link to post Sitelerde Paylaş
katalan 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Selam, Sn Hizip bey, Ataerkil, erkek egemen düşüncenin hakim olduğu yerde, Hanımlar, Teist olsun, Ateist olsun fark etmeyecek, Ataerkil düşüncenin baskı ve dayatması altında ezilecektir. Sorunun temelinde, kavramsal olarak Teizm, veya Ateizm olmamakta, bu sorun tamamen insan kaynaklı olmaktadır. Kulağa hoş ama fiiliyatta bir o kadar boş geliyor. Kuran hükümleri ortadayken, erkek egemenliğini kırman mümkün mü? Değil. Erkek egemenliğini pekiştiren, erkek egemen toplumu kazık gibi toplumların böğrüne çakan ne? Niye bazı toplumlarda erkek egemenliği müslüman ülkelerdeki gibi baskın değil? Bunları bilmiyor musun? Bilmemen mümkün değil E o zaman yukarıdaki cümleyi yazmanın amacı ne? İnsanları saf mı sanıyorsun? Link to post Sitelerde Paylaş
Hizip 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Selam, Sn Hizip bey, Ataerkil, erkek egemen düşüncenin hakim olduğu yerde, Hanımlar, Teist olsun, Ateist olsun fark etmeyecek, Ataerkil düşüncenin baskı ve dayatması altında ezilecektir. Sorunun temelinde, kavramsal olarak Teizm, veya Ateizm olmamakta, bu sorun tamamen insan kaynaklı olmaktadır. inançsızların olduğu çoğu ülkede kadınlar gerçekte anlamda bireydir. Çok basit bir örnek veriyorum onlara damızlık veya hizmetçi gözüyle bakılmadığından, çalışmasına (iş hayatına) engel olunmamaktadır. Baba beni okula gönder kampanyaları niye yapılıyor? Link to post Sitelerde Paylaş
Mesudi 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi inançsızların olduğu çoğu ülkede kadınlar gerçekte anlamda bireydir. Çok basit bir örnek veriyorum onlara damızlık veya hizmetçi gözüyle bakılmadığından, çalışmasına (iş hayatına) engel olunmamaktadır. Baba beni okula gönder kampanyaları niye yapılıyor? Selam, Sn Hizip bey, bahsettiğiniz diyarlarda, kadınlara yönelik Şiddet/Dayak, Tecavüz, Cinayet, Bedenlerini Kiralama varmı? yokmu? Link to post Sitelerde Paylaş
enjeksiyon 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi (düzenlendi) Selam, Sn Hizip bey, Ataerkil, erkek egemen düşüncenin hakim olduğu yerde, Hanımlar, Teist olsun, Ateist olsun fark etmeyecek, Ataerkil düşüncenin baskı ve dayatması altında ezilecektir. Sorunun temelinde, kavramsal olarak Teizm, veya Ateizm olmamakta, bu sorun tamamen insan kaynaklı olmaktadır. Merhabalar, sayın starbuck07 bay/hanım. Mesele sizin dediğiniz gibi ataerkillikle de doğrudan alakalıdır ama ezilen kadınların olduğu toplumları biraz daha büyük bir merceğin altında (Aslına bakarsanız gerek yok, çıplak gözle de görebilmeniz gayet mümkündür efendim) baktığınızda işin her zaman "İSLAM" ile alakalı olduğunu görürsünüz. İslam'ın olduğu yerde kadın diye bir kavram yoktur, bu açık ve nettir. Saygılar. Haziran 24, 2012 tarihinde enjeksiyon tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hizip 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Selam, Sn Hizip bey, bahsettiğiniz diyarlarda, kadınlara yönelik Şiddet/Dayak, Tecavüz, Cinayet, Bedenlerini Kiralama varmı? yokmu? Anlaşıldı sidik yarıştırmak istiyorsun. Peki sırasıyla madde madde cevaplarını ver. 1. İslamın ve kurallarının hakim olduğu bir ülkede (iran, afganistan, pakistan, arabistan vs.) kadının okur yazar oranı kaç diğer inançsız çoğunluktaki ülkelerde kaç? 2. Şiddet dayak, tecavüz gibi suçların temelinde psikolojik sorunların yattığı gerçeği bilimsel olarak ortadayken bunu inançla/inançsızlıkla bağdaştırmak doğru mu? 3. Şiddet, dayak, tecavüz, hırsızlık, cinayet vb. suç işleme oranlarının dindar ülkelerle inançsızların çoğunlukta yaşadığı ülkeler arasında bariz bir fark yok mu? Link to post Sitelerde Paylaş
Mesudi 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Merhabalar, sayın starbuck07 bay/hanım. Mesele sizin dediğiniz gibi ataerkillikle de doğrudan alakalıdır ama ezilen kadınların olduğu toplumları biraz daha büyük bir merceğin altında (Aslına bakarsanız gerek yok, çıplak gözle de görebilmeniz gayet mümkündür efendim) baktığınızda işin her zaman "İSLAM" ile alakalı olduğunu görürsünüz. İslam'ın olduğu yerde kadın diye bir kavram yoktur, bu açık ve nettir. Saygılar. Selam, Sn Enjeksiyon bey, izninizle bir bilgiyi alıntılamak istiyorum. Avrupa Konseyinde Fransız Milletvekili Jean Guy Branger tarafından hazırlanan Avrupada kadınların maruz kaldığı ev içi şiddet adlı bir rapor gündeme gelmişti.Raporda dehşete düşürücü rakamlar vardı.Mesela Avrupada her 7 kadından 1i ya zorla cinsel ilişkiye zorlanıyor, ya da tecavüze uğruyor. Fransada yılda 72 kadın, ev içinde yediği sert dayaktan ölüyor. Almanyada bir yılda kocası tarafından öldürülen kadın sayısı 300. Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka gibi hiçbir ekonomik sorunu olmayan ülkelerde şiddete bağlı kadın ölümleri de hayli fazla. Fransada çeşitli şekillerde şiddete maruz kalan kadınların oranı % 95. Çek kadınlarının yüzde 38i şiddet görüyor, Litvanyadaki kadınların yüzde 42,4ü fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor, Portekizde kadınların yüzde 52,8 i eşlerinin şiddet uyguladığını belirtiyor. Sadece Avrupa mı böyle? ABDde her yıl 4 bin kadın dövülerek yaşamını yitiriyor, yılda 4 milyon kadın da eşinden dayak yiyor; her 15 saniyede bir kadın dayak yerken, her 6 dakikada 1 kadına tecavüz ediliyor. Yine ABDde kız çocuklarının aile bireyleri tarafından istismar oranı yüzde 35 ile yüzde 46 arasında.Kanadada kadınların yüzde 51i 16 yaşına gelene kadar en az bir kere fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor ( 2004 YILI RAPORU ) Alman Milletvekili Claudia Roth, Almanya'daki kadınların yüzde 40'ının şiddete maruz kaldığını söyledi. kaynak: http://turkkadini.blogcu.com/avrupa-da-kadinlarin-maruz-kaldigi-ev-ici-siddet/3187211 Link to post Sitelerde Paylaş
Hizip 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Eklemeyi unuttum. 2 ya da 3. maddeye göre konuşmaya devam edeceğiz hangisi doğru size göre. Arada bir bakabiliyorum konuya ama yazmak için pek müsait değilim. geç de olsa cevap vereceğim. Link to post Sitelerde Paylaş
Mesudi 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Anlaşıldı xxxxx yarıştırmak istiyorsun. Peki sırasıyla madde madde cevaplarını ver. Selam,Sn Hizip bey, amacım! "xxxxx" yarıştırmak değil, aksine, sosyolojik bir problemin kaynağına işarette bulunmaktır. Problemi doğru tanımlayabilirsek, doğru tedavi metodları geliştirebiliriz diye düşünmekteyim. Bu süreçte ne kadar başarılı olunur, bunu bilemiyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
Mesudi 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi 2. Şiddet dayak, tecavüz gibi suçların temelinde psikolojik sorunların yattığı gerçeği bilimsel olarak ortadayken bunu inançla/inançsızlıkla bağdaştırmak doğru mu? Selam, Sn Hizip bey, sorunun bir bakış ve bir tanım sorunu olduğunu düşünüyorum. Öncelikle Kadın nedir? sorusuna açık yüreklilikle cevap verebilmeliyiz. Kadını nasıl tanımlıyor, Kadına nasıl bakıyoruz?. Kadını benliğimizde tanımlayan, ve Kadına bakışımızı şekillendiren, Sosyal ve Psikolojik etkenler nelerdir?. Ben bu konuda, Tümleşik (Din,Dinsizlik,Töre,Adet,Kültür Yapısı ve nihayette Güç!) kriterlerin, kadın olgusunu tanımlamada etkin rol üstlendiğini düşünüyorum. Bu etkin unsurlar, kimi kültürde ,Töre olarak kimi kültürde, Din olarak kimi kültürde , Adet olarak zemin ve güç bulmuş ve bu güç, nihayette adına Dinde desek Kültür yapısıda desek Adette desek kadının bireyliğinden rahatsız olan zihniyeti(Erkek Egemen Zihniyet) doğurmuştur . Sorun bir Tanım ve Kimlik sorunu olmakla beraber, Erkek Egemen Zihniyetin, kimliğinin, bireyliğinin, farkına varan bu varlığı(kadını) henüz oluşum aşamasında baskı altına alması, ve bu pozisyonda stabil tutma gayretleridir. Link to post Sitelerde Paylaş
enjeksiyon 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Selam, Sn Enjeksiyon bey, izninizle bir bilgiyi alıntılamak istiyorum. Ben "Dünyada sadece islam olan ülkelerde kadınlar eziliyor" demedim ki Neyi ispat etmeye çalışıyorsun? Elbette dünyanın her ülkesinde vardır bu. Her ülkede vardır ama İslam olan Ülkede kesinlikle vardır. Asıl mesele bu Gaptın? Link to post Sitelerde Paylaş
IFeelGood 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Selam, Sn Hizip bey, sorunun bir bakış ve bir tanım sorunu olduğunu düşünüyorum. Öncelikle Kadın nedir? sorusuna açık yüreklilikle cevap verebilmeliyiz. Kadını nasıl tanımlıyor, Kadına nasıl bakıyoruz?. Kadını benliğimizde tanımlayan, ve Kadına bakışımızı şekillendiren, Sosyal ve Psikolojik etkenler nelerdir?. Ben bu konuda, Tümleşik (Din,Dinsizlik,Töre,Adet,Kültür Yapısı ve nihayette Güç!) kriterlerin, kadın olgusunu tanımlamada etkin rol üstlendiğini düşünüyorum. Bu etkin unsurlar, kimi kültürde ,Töre olarak kimi kültürde, Din olarak kimi kültürde , Adet olarak zemin ve güç bulmuş ve bu güç, nihayette adına Dinde desek Kültür yapısıda desek Adette desek kadının bireyliğinden rahatsız olan zihniyeti(Erkek Egemen Zihniyet) doğurmuştur . Sorun bir Tanım ve Kimlik sorunu olmakla beraber, Erkek Egemen Zihniyetin, kimliğinin, bireyliğinin, farkına varan bu varlığı(kadını) henüz oluşum aşamasında baskı altına alması, ve bu pozisyonda stabil tutma gayretleridir. Sizin kadına nasıl baktığınız ve nasıl tanımladığınız değil, kadının kendine nasıl baktığı ve nasıl tanımladığıdır önemli olan. Kadın ne kadarsa, erkek de o kadardır. "Din, dinsizlik, töre, adet, kültür yapısı ve nihayette Güç!" demişsiniz ya? İşte tüm bunları şekillendiren, yerleştiren ve sürdüren de kadındır, istediğinde bitiren de. O nedenle önce kadın kendinin farkına varmalı, sizlerin, iyi niyetle olsa bile konuşmasına izin bile vermemeli. Velhasıl sizlerin değil, kadının kendisini nasıl tanımladığı önemli. Link to post Sitelerde Paylaş
Mesudi 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi (düzenlendi) Sizin kadına nasıl baktığınız ve nasıl tanımladığınız değil, kadının kendine nasıl baktığı ve nasıl tanımladığıdır önemli olan. Kadın ne kadarsa, erkek de o kadardır. "Din, dinsizlik, töre, adet, kültür yapısı ve nihayette Güç!" demişsiniz ya? İşte tüm bunları şekillendiren, yerleştiren ve sürdüren de kadındır, istediğinde bitiren de. O nedenle önce kadın kendinin farkına varmalı, sizlerin, iyi niyetle olsa bile konuşmasına izin bile vermemeli. Velhasıl sizlerin değil, kadının kendisini nasıl tanımladığı önemli. Selam Sn IfeelGood hanım, sanıyorum iletimdeki önemli bir detayı ıskaladınız. Sorun bir Tanım ve Kimlik sorunu olmakla beraber, Erkek Egemen Zihniyetin, kimliğinin, bireyliğinin, farkına varan bu varlığı(kadını) henüz oluşum aşamasında baskı altına alması, ve bu pozisyonda stabil tutma gayretleridir. Haziran 24, 2012 tarihinde starbuck07 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
IFeelGood 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Selam Sn IfeelGood hanım, sanıyorum iletimdeki önemli bir detayı ıskaladınız. Sorun bir Tanım ve Kimlik sorunu olmakla beraber, Erkek Egemen Zihniyetin, kimliğinin, bireyliğinin, farkına varan bu varlığı(kadını) henüz oluşum aşamasında baskı altına alması, ve bu pozisyonda stabil tutma gayretleridir. Yanılıyorsunuz, çok net anladım sizi ama katılmıyorum. Kadın cinsi henüz oluşum aşamasında baskı altın alan cins yine kadın cinsidir, dolayısıyla anne. Gelenekler de zihniyetler de kadın eliyle sürdürülür arkadaşım. Erkek egemen dediğimiz toplumun varlığını besleyenler de devamını sağlayanlar da kadınlardır. Zihniyete başkaldıran kadın gerçekten zeki ve güçlü kadındır, o nedenle daha fazla şiddete maruz kalır, belki öldürülür. İlginç olarak diğer kadınlar da onu aşağı çekmek isteyen erkeğin yanında yer alır. Aksi olsa, dünya çok farklı olurdu. Suç erkeğin değil, en temelde kadının. Düşünsenize.. Dünya artık bambaşka bir yerde, gelişmiş dediğimiz ülkelerde kadınlar çok daha özgür ve rahat. Kaygıları daha az. Bilgi dolaşımda, medya dünyanın her yerinde büyük ilgi görüyor -özellikle görsel medya-, internet neredeyse her evde.. Ama kadınlar hala uyanmak istemiyor. Kış uykusunda gibiler. Bırakalım Arap alemini veya geri kalmış diğer ülkeleri, ülkemizde bile kadınlar erkek egemen zihniyetten bir şekilde hoşnut. Neden biliyor musunuz? İşlerine geliyor. Tembellik, rahatlık ve sair..... Diş bileyen cesaretli ve çalışkan kadınları da engelliyorlar. Kendisini döven pis kocasını boşasa kadın, mahalledeki diğerleri kocalarını sakınıyor en basiti... Her hareketini takip ediyorlar. Taciz ediyorlar kısacası. Bu garibim bunlara rağmen cesaret etse ve çocuklarına bakmak için gidip en çekilmez işlerde çalışmayı göze alsa bile işi zor. İsteyen, güçlü olan başarıyor ama. Tükürüyor o geleneklerin içine, onuruyla gururuyla çalışıp çocuklarını büyütüyor. Aynı yere geliyorum yine. Gelenekleri işletenler kadınlardır. Dolayısıyla erkeği egemen kılan da. Link to post Sitelerde Paylaş
Mesudi 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Yanılıyorsunuz, çok net anladım sizi ama katılmıyorum. Kadın cinsi henüz oluşum aşamasında baskı altın alan cins yine kadın cinsidir, dolayısıyla anne. Gelenekler de zihniyetler de kadın eliyle sürdürülür arkadaşım. Erkek egemen dediğimiz toplumun varlığını besleyenler de devamını sağlayanlar da kadınlardır. Zihniyete başkaldıran kadın gerçekten zeki ve güçlü kadındır, o nedenle daha fazla şiddete maruz kalır, belki öldürülür. İlginç olarak diğer kadınlar da onu aşağı çekmek isteyen erkeğin yanında yer alır. Aksi olsa, dünya çok farklı olurdu. Suç erkeğin değil, en temelde kadının. Düşünsenize.. Dünya artık bambaşka bir yerde, gelişmiş dediğimiz ülkelerde kadınlar çok daha özgür ve rahat. Kaygıları daha az. Bilgi dolaşımda, medya dünyanın her yerinde büyük ilgi görüyor -özellikle görsel medya-, internet neredeyse her evde.. Ama kadınlar hala uyanmak istemiyor. Kış uykusunda gibiler. Bırakalım Arap alemini veya geri kalmış diğer ülkeleri, ülkemizde bile kadınlar erkek egemen zihniyetten bir şekilde hoşnut. Neden biliyor musunuz? İşlerine geliyor. Tembellik, rahatlık ve sair..... Diş bileyen cesaretli ve çalışkan kadınları da engelliyorlar. Kendisini döven pis kocasını boşasa kadın, mahalledeki diğerleri kocalarını sakınıyor en basiti... Her hareketini takip ediyorlar. Taciz ediyorlar kısacası. Bu garibim bunlara rağmen cesaret etse ve çocuklarına bakmak için gidip en çekilmez işlerde çalışmayı göze alsa bile işi zor. İsteyen, güçlü olan başarıyor ama. Tükürüyor o geleneklerin içine, onuruyla gururuyla çalışıp çocuklarını büyütüyor. Aynı yere geliyorum yine. Gelenekleri işletenler kadınlardır. Dolayısıyla erkeği egemen kılan da. Selam, Sn IfeelGood hanım, meseleye bu pencereden bakmamıştım, bu seçeneği işaret ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Umarım, bahsettiğiniz uyanma, Bilinçli, Eğitimli, ve İstikrarlı bir biçimde gerçekleşir. Link to post Sitelerde Paylaş
IFeelGood 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Dünya onlarca yıldır büyük bir hatanın içinde. En başta da feministler. Onların kadınlara en büyük zararı verdiğini düşündüm hep, hala da öyle düşünüyorum. Erkek suçlu zaten. Pis. Kadını geri plana atmak kendi alanını genişletmesini sağlıyor, rahat ediyor. Kadını eziyor, sömürüyor, haklarını kullanmasını önlüyor vs vs... Bunları biliyoruz. Fakat tüm dünyanın yaptığı şey, sadece ve sadece erkeği suçlayıp kızarak, kadının, ezilen durumunu bir tür içselleştirmesine neden olmak oldu. Sürekli erkeği suçluyoruz, bütün sorunların çözümü erkeğin iyileştirilmesinde arıyoruz ama işin esas tuhaf olanı bunu erkekten bekliyoruz. Yani hiç farkında olmadan, inisiyatifi yine erkeğe terkediyoruz. Bu, ateistlerin İslam çemberinden çıkamamasına benziyor. Habire eleştirelim, kızalım, suçlayalım ama sayfamızın sağ üst köşesindeki minik çarpı işaretine tıkladıktan sonra İslam'ın hükmettiği yaşamlarımızda sıradan insanlar olarak yaşamaya devam edelim. Suçladık, kızdık, yazdık çizdik ve ne güzel ateistleriz, ne akıllı insanlarız deyip kendimizi rahatlattık... Kadın hikayesi de aynı böyle işte. Ve tüm dünya aynı şeyi yapıyor. Link to post Sitelerde Paylaş
Mike650 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi ALINTI Avrupa Konseyi’nde Fransız Milletvekili Jean Guy Branger tarafından hazırlanan “Avrupa’da kadınların maruz kaldığı ev içi şiddet” adlı bir rapor gündeme gelmişti.Raporda dehşete düşürücü rakamlar vardı. Mesela Avrupa’da her 7 kadından 1’i ya zorla cinsel ilişkiye zorlanıyor, ya da tecavüze uğruyor. Fransa’da yılda 72 kadın, ev içinde yediği sert dayaktan ölüyor. Almanya’da bir yılda kocası tarafından öldürülen kadın sayısı 300. Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka gibi hiçbir ekonomik sorunu olmayan ülkelerde şiddete bağlı kadın ölümleri de hayli fazla. Fransa’da çeşitli şekillerde şiddete maruz kalan kadınların oranı % 95. Çek kadınlarının yüzde 38’i şiddet görüyor, Litvanya’daki kadınların yüzde 42,4’ü fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor, Portekiz’de kadınların yüzde 52,8’ i eşlerinin şiddet uyguladığını belirtiyor. Sadece Avrupa mı böyle? ABD’de her yıl 4 bin kadın dövülerek yaşamını yitiriyor, yılda 4 milyon kadın da eşinden dayak yiyor; her 15 saniyede bir kadın dayak yerken, her 6 dakikada 1 kadına tecavüz ediliyor. Yine ABD’de kız çocuklarının aile bireyleri tarafından istismar oranı yüzde 35 ile yüzde 46 arasında.Kanada’da kadınların yüzde 51’i 16 yaşına gelene kadar en az bir kere fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor ( 2004 YILI RAPORU ) Alman Milletvekili Claudia Roth, Almanya'daki kadınların yüzde 40'ının şiddete maruz kaldığını söyledi. kaynak: http://turkkadini.bl...-siddet/3187211 Selam sayin Starbuck07 Avrupanin ölcü oranlari ile müslüman ülkelerin ölcü oranlari farkli oldugunu hatirlatmak isterim. Avrupada kadina bir tokat vuruldugunda siddetten sayiliyor....islam ülkelerinde ise...tokat gayet normalmis gibi.. ancak kadinin gözü morartilirsa, kafasi sisirilirse vesaire...o zaman siddetten sayilir... Avrupada,kadinin kocasi tecavüz ettiginde.....tecavüzden sayiliyor.....islam ülkesinde kocasi karisini tecavüz etmekte serbest. Birde Avrupada cogu siddet olayi hemen polise bildirilirken....islam ülkelerinde cogu siddet kayit disi kaliyor. kocasi tarafindan öldürülen kadin sayisi....islam ülkelerinde herhangi bir avrupa ülkesinin on katidir. ( benim tahminim...) Link to post Sitelerde Paylaş
Mesudi 0 Haziran 24, 2012 gönderildi Raporla Share Haziran 24, 2012 gönderildi Dünya onlarca yıldır büyük bir hatanın içinde. En başta da feministler. Onların kadınlara en büyük zararı verdiğini düşündüm hep, hala da öyle düşünüyorum. Erkek suçlu zaten. Pis. Kadını geri plana atmak kendi alanını genişletmesini sağlıyor, rahat ediyor. Kadını eziyor, sömürüyor, haklarını kullanmasını önlüyor vs vs... Bunları biliyoruz. Fakat tüm dünyanın yaptığı şey, sadece ve sadece erkeği suçlayıp kızarak, kadının, ezilen durumunu bir tür içselleştirmesine neden olmak oldu. Sürekli erkeği suçluyoruz, bütün sorunların çözümü erkeğin iyileştirilmesinde arıyoruz ama işin esas tuhaf olanı bunu erkekten bekliyoruz. Yani hiç farkında olmadan, inisiyatifi yine erkeğe terkediyoruz. Bu, ateistlerin İslam çemberinden çıkamamasına benziyor. Habire eleştirelim, kızalım, suçlayalım ama sayfamızın sağ üst köşesindeki minik çarpı işaretine tıkladıktan sonra İslam'ın hükmettiği yaşamlarımızda sıradan insanlar olarak yaşamaya devam edelim. Suçladık, kızdık, yazdık çizdik ve ne güzel ateistleriz, ne akıllı insanlarız deyip kendimizi rahatlattık... Kadın hikayesi de aynı böyle işte. Ve tüm dünya aynı şeyi yapıyor. Selam sn IFeelGood hanım, bu gün sizden, gerek sıradan ateist profili ile ilgili, gerekse haklarını aramayan, vasfının farkında olmayan, yada bu vasfın farkındalığıyla bilinçli bir şekilde hayatının yönetilmesine izin veren kadın olgusu noktasında, (lütfen af edin )sanal şamar yedik'ki, bahsettiğiniz noktalar gerçekten irdelenmeye değer kritiklerdir. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts