Sith'ari 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) yazımı değiştiriyorum, özgür düşünceyi kaldırmanın zorluğunu unutmuşum. eğer "aptal" lafım seni gücendirdi ise de özür diliyorum. not: cümleyi tam anlamamışsın: "yazılanları tekrar okuyunca sanki birbirine karşı olan ama aynı durumu yazan iki aptal görüyorum." yazısı bir önerme değildir, bir ifadedir: her ifade doğru veya yanlış değildir. not2: üzerine mesaj gönderilen mesaj düzenlenemiyor demek ki; yönetimden ricam bir önceki mesajımda yer alan "aptal" lafını silip, yerine "kişi" yazmaları. teşekkür ederim. Temmuz 5, 2012 tarihinde Sith'ari tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi yazımı değiştiriyorum, özgür düşünceyi kaldırmanın zorluğunu unutmuşum. eğer "aptal" lafım seni gücendirdi ise de özür diliyorum. not: cümleyi tam anlamamışsın: "yazılanları tekrar okuyunca sanki birbirine karşı olan ama aynı durumu yazan iki aptal görüyorum." yazısı bir önerme değildir, bir ifadedir: her ifade doğru veya yanlış değildir. not2: üzerine mesaj gönderilen mesaj düzenlenemiyor demek ki; yönetimden ricam bir önceki mesajımda yer alan "aptal" lafını silip, yerine "kişi" yazmaları. teşekkür ederim. Aptal kelimesinin bir sakıncası yok. Kötü bir kelime değil. Hepimiz zaman zaman aptalız. Ben alınmadım. Sadece bir espri yapmak istedim. Politik olarak doğru olmaya gerek yok burada. Link to post Sitelerde Paylaş
Sith'ari 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi o zaman şu konuda özür dilemem gerekir -politik olmakla alakası yok, prensip meselesi ve ahlaki gereksinim-: espriyi anlayamadım. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi o zaman şu konuda özür dilemem gerekir -politik olmakla alakası yok, prensip meselesi ve ahlaki gereksinim-: espriyi anlayamadım. Espri kendimi aptallıktan arındırıp yalnız sizi aptal yapmaktı. Siz anlamayınca güme gitti.. Link to post Sitelerde Paylaş
ANTİATEİST 0 Temmuz 18, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 18, 2012 gönderildi Kütle çekimi olmasaydı biz olmazdık herhalde. Bu durumda hayal gücümü çalıştıramıyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
Gurabi 0 Temmuz 25, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 25, 2012 gönderildi (düzenlendi) Ben bir soru sormak istiyorum: uzayda büyük kütlelerin yeteri kadar uzağında, kapalı bir kutuya kapattılar bizi diyelim. Uyuttular sonra Derken kutuyu bir ipe bağlayıp döndürmeye başladılar. Uyandığımızda bir de baktık ki kutunun duvarlarından birine yapışmışız. Şimdi biz bu duvara yapışma olayının nedeninin kütle çekimi mi yoksa merkezkaç kuvveti mi olduğunu nasıl anlayacağız? Temmuz 25, 2012 tarihinde Gurabi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Temmuz 25, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 25, 2012 gönderildi Ben bir soru sormak istiyorum: uzayda büyük kütlelerin yeteri kadar uzağında, kapalı bir kutuya kapattılar bizi diyelim. Uyuttular sonra Derken kutuyu bir ipe bağlayıp döndürmeye başladılar. Uyandığımızda bir de baktık ki kutunun duvarlarından birine yapışmışız. Şimdi biz bu duvara yapışma olayının nedeninin kütle çekimi mi yoksa merkezkaç kuvveti mi olduğunu nasıl anlayacağız? Merkezkaç kuvveti hayali (gerçekte var olmayan) bir kuvvettir. Gerçek bir kuvvet değildir. Kütlesi olan cisimler bu şekilde döndürülürlerse, ataletlerinden dolayı düz bir yön izleyeceklerinden sanki bir kuvvet tarafından itiliyormuş gibi izlenim uyandırırlar. Oysa öyle bir kuvvet yoktur. Link to post Sitelerde Paylaş
Gurabi 0 Temmuz 25, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 25, 2012 gönderildi Merkezkaç kuvveti hayali (gerçekte var olmayan) bir kuvvettir. Gerçek bir kuvvet değildir. Kütlesi olan cisimler bu şekilde döndürülürlerse, ataletlerinden dolayı düz bir yön izleyeceklerinden sanki bir kuvvet tarafından itiliyormuş gibi izlenim uyandırırlar. Oysa öyle bir kuvvet yoktur. Yani bunun farkına varırız diyorsunuz. Ben de onu merak ediyorum. Nasıl farkına varacağız? Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Temmuz 25, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 25, 2012 gönderildi Yani bunun farkına varırız diyorsunuz. Ben de onu merak ediyorum. Nasıl farkına varacağız? Neyin farkına varacaksın? Olmayan bir kuvvetin farkına varılmaz. Farkına vardığın kuvvet merkezkaç değildir. Atalettir. Link to post Sitelerde Paylaş
Gurabi 0 Temmuz 25, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 25, 2012 gönderildi Neyin farkına varacaksın? Olmayan bir kuvvetin farkına varılmaz. Farkına vardığın kuvvet merkezkaç değildir. Atalettir. Bir noktaya bağlı ipin ucundaki kutuyu sabit bir hızla çeviriyorlar. Kutu bir çember çizip duruyor. Hız sabit. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Temmuz 25, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 25, 2012 gönderildi Bir noktaya bağlı ipin ucundaki kutuyu sabit bir hızla çeviriyorlar. Kutu bir çember çizip duruyor. Hız sabit. Soru nedir? Ben bir soru görmüyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
Gurabi 0 Temmuz 25, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 25, 2012 gönderildi Soru nedir? Ben bir soru görmüyorum. Bu kutunun içinde bir basküle çıksak baskül ağırlığımızı tartar mı? Baskülün ibresi oynar mı? Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Temmuz 25, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 25, 2012 gönderildi Bu kutunun içinde bir basküle çıksak baskül ağırlığımızı tartar mı? Baskülün ibresi oynar mı? Neden tartmasın? Link to post Sitelerde Paylaş
cinali 0 Temmuz 25, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 25, 2012 gönderildi Evrende kütle çekim kuvveti olmasaydı da yine olabilirdik, saçınızı, midenizi bir arada tutan kuvvet kütleçekim kuvveti değildir, moleküler bağlardır, taşın parçacıklarını da bir arada tutan kütleçekim kuvveti değildir. Karpuzu ikiye kestiğin zaman iki tarafa ayrılan moleküller birbirine bu kovalent bağlarla bağlı olan parçalardır, kütleçekim kuvveti olmayabilirdi ve karpuz yine aynı bağlarla birbirine bağlı olacaktı. Yere bastığında ayağının moleküllerini yukarı iten şey ayağının altındaki moleküller ile etkileşen yeryüzü molekülleridir, bunu da sağlayan manyetik kuvvettir, çevremizde en çok etkileşim içinde olduğumuz temel kuvvet manyetik kuvvettir, sürtünmeden de kaşınmadan da düşüp ölmeden de bu kuvvet sorumludur. Kütleçekim olmasaydı atomlar parçalanmaz, moleküller bölünmezdi, atomları tutan güçlü ve zayıf çekirdek kuvvetleridir. Yarın kütleçekim kuvveti ortadan kalksa, şu olacaktı: Güneş yavaş yavaş genişlemeye başlayacaktı, atomlar birbirinden ayrıldığı için nükleer tepkimeler yavaşlar ve Hidrojen ve Helyum atomları evrene doğru ayrışarak dağılmaya, güneş de soğumaya başlar. Yani güneşin büyüyerek söndüğünü görecektik. Ama dünyaya bir şey olmaz, kabuğu kayaç yapıdadır ve o da kısmen birbirine moleküler bağlarla bağlıdır. Atmosferimiz gazdır, onu tutan bir çekim kuvveti olmadığı için yeryüzünden dışarı azar azar uçtuğunu görecektik, yani soluduğumuz hava seyrelerek dağılacaktı. Bize de hemencecik bir şey olmaz, yanmaz ve patlamayız, ama güneşin genişleyerek sönmesi , atmosferin de boşluğa dağılıp gitmesi bir süre sonra canımızı sıkmaya başlar. Yere bağlı değilsek eğer bir sıçrayışta uzaya gidebilecektik, bu durumda da sağlam bir yere bir iple falan bağlanmak en iyisidir, ya da sıkı tutunmak. Kütleçekim olmasaydı evren neye benzerdi onu da bir sonrakine yazarım... Link to post Sitelerde Paylaş
Gurabi 0 Temmuz 26, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 26, 2012 gönderildi Neden tartmasın? Bu baskül bir değer gösteriyorsa, biz bu değerin kütle çekimini gösterip göstermediğini nasıl anlayacağız? Link to post Sitelerde Paylaş
drekinci 0 Temmuz 26, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 26, 2012 gönderildi Ben bir soru sormak istiyorum: uzayda büyük kütlelerin yeteri kadar uzağında, kapalı bir kutuya kapattılar bizi diyelim. Uyuttular sonra Derken kutuyu bir ipe bağlayıp döndürmeye başladılar. Uyandığımızda bir de baktık ki kutunun duvarlarından birine yapışmışız. Şimdi biz bu duvara yapışma olayının nedeninin kütle çekimi mi yoksa merkezkaç kuvveti mi olduğunu nasıl anlayacağız? Sevgili Gurabi. Sorun ilginç. Büyük kütlelerin uzağındaki bir kapalı kutu istiyorsun ki kütleçekim etkisinde olmasın. Kütleçekim etkisinde olmayan bir kutuyu, iple nasıl haketlendireceksin? İp kutuyu döndürmek için gücü nerden alacak? İpin diğer ucunda farzedelim ki bir uzay mekiği var. Ve bu mekikten çıkan bir kol kutuyu döndürüyor. Kutuyu döndürme işinde; önce kol büyük daireler çizerek ipi ve ipe bağlı kutuyu düzgün doğrusal bir şekilde hareketlendiriyor. Ancak kol ip aracılığı ile bu düzgün doğrusal hareketin yönünü sürekli değiştirerek onu dairesel bir yörüngede dönmeye zorluyor. Böyle olunca bu hareket ivmeli bir hareket oluyor. Yani Kutuya sürekli bir kuvvet uygulamak gerekiyor. İşte uygulanan bu kuvvet, kutunun içindekileri merkezden uzaklaştıran bir kuvvet halinde dönüşüyor. Aslında bu kuvvet kutuyu sürekli dairesel bir yörüngede tutabilmek için uygulanan kuvvettir. Eğer ip koparsa kutu merkezden uzaklaşır ama koptuğu andaki yarıçapın doğrultusunda değil. Bu yarı çapa dik açı yapan (çembere teğet) bir doğrultuda merkezden uzaklaşır. Düzgün doğrusal bir hareket olur. Uzayda, kütleçekim etkisinde olmadığı için aynı hız ve aynı doğrultuda sonsuza kadar hareket eder. Özetle, hacının dediği gibi, özel bir merkezkaç kuvveti yoktur. Bir cismi dairesel (düzgün doğrusal olmayan, sürekli yön değiştiren) bir yörüngede tutmak için cisme uygulanan kuvvetin bir kısmı bu yön değiştirmelerde kullanılmaktadır. Cisim yön değiştirirken, içindekiler bu yön değiştirmeye cisimden sonra uyar ve dışa savrulurlar. Eğer içindekileri bırakırsanız tıpkı ipi kopan kutu gibi hareket eder. Çobanların böyle bir sapanı vardır. ipin ortasında taş koyacak bir deri parçası vardır. ipin iki ucunu tutarak taşı döndürmeye başlar, sonra ipin bir ucunu bırakarak taşın fırlamasına neden olur? Cinalinin yaklaşımı da ilginç. Atomları ve atomaltı parçacıkları bir arada tutan kuvvetleri de kütleçekimden ayrı farzediyor. Gerçi bu ayırımı zaten fizikçiler yapmaktadır. Ancak mahiyetleri itibariyle aynı nedene (kütleye) bağlı olduklarını düşünüyorum. Bir cismin kütlesi, yalnız onun atom yapısı ile ilişkili değildir, aynı zamanda hızı ile de ilgilidir. Bir cismin hızı arttıkça kütlesi de artmaktadır. Bu kütle artışı Atom ve atomaltı oluşumlara bağlı olan zayıf ve güçlü nükleer kuvvetlerin de artmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla zayıf ve güçlü nükleer kuvvetler de atomların kütlelerine (hızlarına) bağlıdır. Ancak Senaryosu gerçekçi. Kütleçekim kuvvetinin aniden yok olmasını, uzay cisimleri arasındaki kütleçekimin yok olması olarak yorumladığı için böyle oluyor. Halbuki Kütleçekim kuvvetinin aniden yok olması dediğimizde, zayıf ve güçlü nükleer kuvvetlerin de yok olmasını düşünmek gerek. Böyle olunca evren patlar. Sevgiler. Link to post Sitelerde Paylaş
Sith'ari 0 Temmuz 26, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 26, 2012 gönderildi Ben bir soru sormak istiyorum: uzayda büyük kütlelerin yeteri kadar uzağında, kapalı bir kutuya kapattılar bizi diyelim. Uyuttular sonra Derken kutuyu bir ipe bağlayıp döndürmeye başladılar. Uyandığımızda bir de baktık ki kutunun duvarlarından birine yapışmışız. Şimdi biz bu duvara yapışma olayının nedeninin kütle çekimi mi yoksa merkezkaç kuvveti mi olduğunu nasıl anlayacağız? basit: kutu diyorsun, dolayısı ile içinde herhangi bir yüzeyine yapşmamız için hep aynı yönde merkezkaç kuvvetine maruz kalmamız gerekir, yani kutunun diğer düzlemlerinde bizi yüzeye yapıştıran bir kuvvete maruz kalmayız. Ama kutunun kütle çekimi kuvveti olsa idi her yüzeyinde aynı kuvveti hissederdik. Link to post Sitelerde Paylaş
Gurabi 0 Temmuz 26, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 26, 2012 gönderildi İşte uygulanan bu kuvvet, kutunun içindekileri merkezden uzaklaştıran bir kuvvet halinde dönüşüyor. Aslında bu kuvvet kutuyu sürekli dairesel bir yörüngede tutabilmek için uygulanan kuvvettir. İlgilendiğiniz için teşekkürler. Kutunun dışında ne olup bittiğini açıklıyorsunuz, bunu anlamaya çalışıyorum. Kapalı kutu içindeki gözlemcinin ne düşüneceğini merak ediyorum ben. Şöyle düşünürse mantıklı olur mu: "Hmmm. Dün içkiyi fazla kaçırmışım, dünyaya indirmişler beni haberim yok." Link to post Sitelerde Paylaş
Deus 0 Temmuz 26, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 26, 2012 gönderildi (düzenlendi) Merhaba Gravitasyon; Big Bang sonrası ilk Planck zaman birimde Super kuvvet'den ayrışarak formasyon kazanan ilk kuvvettir, ardından diğer 3 temel uygulama kendisini takip etmiştir bu açıdan kendisi genelde en temel ayrışık kuvvet olarak nitelendirilir. Gravitasyon uygulaması olmasaydı ne olurdu ? Galactic era dediğimiz komplike olağan+karanlık madde formasyonları meydana gelemez sonucunda da ne yıldızlar, ne galaksiler, ne gezegenler ne de ne bu gezegenlerde bulunan bileşkeler ortaya çıkamazdı. Bu açıdan Gravitasyon olmadan (muadili bir uygulamayı yok sayarak) İnsan oluşabilirdi demek abesle iştigaldir. Atomların birbiri ile bileşik formasyon kuramadığı yerde kompleks yapıların varolması mümkünsüzdür. Öte yandan tüm ayrışık kuvvet bozonları birbirileri ile ilişkilidir. Saygılar. Temmuz 26, 2012 tarihinde Deus tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 16, 2012 gönderildi Raporla Share Ağustos 16, 2012 gönderildi Bu baskül bir değer gösteriyorsa, biz bu değerin kütle çekimini gösterip göstermediğini nasıl anlayacağız? Merkezkaç kuvveti, kütleçekim ve ivme aynı değerlere sahipdir. Merkezkaçın hayali kuvvet olduğu biliniyor. O halde kütleçekim de hayalidir diyor Einstein. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts