Jump to content

Recommended Posts

Dostum, ateistlerin bir an önce bu "inanç" sözcüğünü dini inançla eşdeğer görüp mutlak bir olumsuzluk yüklemekten vaz geçmeleri gerekiyor.

Ateizmin mutlak inançsızlık olduğu empozesini kabullenmek, ateizme en fazla zarar veren şeydir.

Ateizm bir inanç olması ateizme hiç bir zarar vermez. Akılcı inanç var, safsata inanç var.

Mars'a insan gönderilebileceğine inanmıyor musun? İnandığın an teist mi olursun, ateizmine zarar mı gelir?

Bakın bu konu çok önemli, ateistlerin arasında çok büyük bir eksiklik. Teistler "ateistler hiç bir şeye inanmaz, mutlak inançsızdırlar" diye empoze ediyorlar, bir kısım ateistler de bunu yutuyor.

İnanç mutlak anlamda olumsuz olamaz. Yarın yağmur yağacağına da inanıp evden şemsiye ile çıkabilirsin!

Her dogma inançtır, ama her inanç dogma değildir.

Güzel tespitlerin var eyvalla ama bu kadar kelime külliyatına girersek işi felfesik tartışmış olmazmıyız?

Agnostiklerinde istediği tam olarak bu zaten...

Ateizmi felsefe üzerinden savunmak bana biraz 10-20 yıl öncesinin olayı gibi geliyor...

Hatta bunun başlığı bile vardı, denildi ki; önceden teist-ateist tartışmalrında olayı daha çok felsefe boyutuyla tartışır savunurduk, fakat bugün bilim o kadar gelişip o kadar çok elle tutulur kart verdi ki elimize, tamamen bilimle teistleri ezebiliyoruz dendi...

Yani dediğin doğru akılcıyız eyvalla ama bizimde duygularımız var...

Bizde inanıyoruz, umut ediyoruz, tahmin ediyoruz...

O kadar da kafası bilgisayarvari çalışan adamlar değiliz...

Örnk bizde bir hatun gördüğümüz zaman ulan beni beğenrmi acaba çekiyoruz, yoksa tutpda aklımızda hava,rüzgar,parfüm etkisi,genetik,para ...vb envai çeşit değişkenin istatisliğini çıkart= yok beğenmez demiyoruz :D

Ama sıradan hayattan örnek, yani bizde makina vari değiliz, orada sana katılıyorum.

FAKAT SÖZ KONUSU TANRI YALANI GİBİ, DÜNYANIN ŞİMDİYE KADAR GELMİŞ GEÇMİŞ EN İYİ HAYAL ÜRÜNÜ, EN KALİTELİ YALANI OLUNCA...

DİBİNE KADAR BİLİMİ KULLANIP ONA GÖRE BİR KANNAT GETİRMEK ZORUNDAYIZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 121
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Her dogmanın inanç, ama her inancın dogma olmadığı gerçeğini elimden gelse tüm ateistlere önemle belirterek tek tek gezip söylerdim. Bu kadar önemli bu konu.

Ateizmde inanç yoktur, ateizmde ahlak yoktur, ateizmde kural yoktur söylemleri ateizmin yükselişini durdurmak için ellerinden gelen tek çare. Bu uğurda sahte ateist bile olup bu söylemleri yaymaya çalışıyorlar.

Bu kara ve yalan propagandayı aşabilip aşamamak, ateizmin geleceğidir arkadaşlar. Bu kara propagandaya teslim olursak ateizm çok zor yol alır.

Elimden gelse her ateisti bu konunun önemine ikna edinceye kadar uğraşırdım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
felsefe boyutu

Bilimsiz felsefe son derece güdüktür, elbette. Bilim kesinlikle vazgeçilmezdir.

Ama işin felsefe ayağını asla ihmal edemeyiz. Bilim giderek ve hızla güçlenecek, belki çok yakında felsefenin bir çok görevini üstlenecek.

Ama felsefe hiç yok olmayacaktır. Hiç bir gözlem aracım, laboratuarım, kimyasal maddelerim, deney kobaylarım filan yok. Bilim yapamıyorum. Bilimi sadece izliyorum diyelim.

Ama bu durumda bile felsefe rahatlıkla yaparım. Çok da net sonuçlara ulaşabilirim. Bunu asla gözardı edemeyiz, etmemeliyiz. Felsefe salt akıl ile yapıldığı için herkesin yapabileceği bir şeydir. Herkes kendine yetecek kadar felsefe yapabilir.

Ama tekrarlıyorum: Bilimi en azından izlemeden bari, asla felsefe tek başına işe yaramaz. Bunda tamamen sana katılıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her dogmanın inanç, ama her inancın dogma olmadığı gerçeğini elimden gelse tüm ateistlere önemle belirterek tek tek gezip söylerdim. Bu kadar önemli bu konu.Ateizmde inanç yoktur, ateizmde ahlak yoktur, ateizmde kural yoktur söylemleri ateizmin yükselişini durdurmak için ellerinden gelen tek çare. Bu uğurda sahte ateist bile olup bu söylemleri yaymaya çalışıyorlar.Bu kara ve yalan propagandayı aşabilip aşamamak, ateizmin geleceğidir arkadaşlar. Bu kara propagandaya teslim olursak ateizm çok zor yol alır. Elimden gelse her ateisti bu konunun önemine ikna edinceye kadar uğraşırdım.

Gerçekden hakkını verdim, haklılık payın büyük.

Çok iyi tespitlerin var.

Forumda artık nadir bulabildiğimiz iletisini okyunca yeni bir bakış açısı yapabildiğin, kendine bir şey katabildiğin insanlardan birisiniz. ;)

Peki nasil tartisilmasi gerekiyor sence?Teoloji yani tanrinin varligi tartismasi, metafizigin tanri kavrami uzerine olan varliksal tartismasi degil mi?

Bence tamamen bilim üzerinden tartışılması gerekir.

Bugün artık bilim tanrısızda yaşamın olabileceğini çok daha büyük yüzde ile gözler önüne serdi...

Elimizde bilimin somut asları, papazları varken; gidipte felsefe üzerinden savunmak?

Bilemiyorum bana çok akıllıca gelmiyor.

Birde şöyle bir şey var, bilimi herkes takip edemez, etsede bazısı anlayamaz bile, altyapı eksikliği vb. sebeplerden ötürü...

Ama felsefeyi zır cahil bile yapmaya kalkışır...

Yada yaptığını sanar...

Forumdaki teistlerin seviyesi ortada, daha bilimin abcsini bilmeyen adamlar var...

İlkokul düzeyi resmen.

Şimdi bu adamla kalkıpta felsefe üzerinden tartışmaya kalkarsan hayal dünyasının en uç köşelerine giden hikayelerini sanki bir b.k felfese yaptığını zanneder edası ile sana 5 saat boyunca diretebilir..

Ama olay bilim olunca; küçük düşer, ezilir, yetersizliği yüzünden tıkanır kalır, aynı şeyleri aynı iddiaları işkembeden tekrarlar durur hale gelir...

Kısacası kendini küçültür ve konuda muhattap dışı görülür...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimsiz felsefe son derece güdüktür, elbette. Bilim kesinlikle vazgeçilmezdir.

Ama işin felsefe ayağını asla ihmal edemeyiz. Bilim giderek ve hızla güçlenecek, belki çok yakında felsefenin bir çok görevini üstlenecek.

Ama felsefe hiç yok olmayacaktır. Hiç bir gözlem aracım, laboratuarım, kimyasal maddelerim, deney kobaylarım filan yok. Bilim yapamıyorum. Bilimi sadece izliyorum diyelim.

Ama bu durumda bile felsefe rahatlıkla yaparım. Çok da net sonuçlara ulaşabilirim. Bunu asla gözardı edemeyiz, etmemeliyiz. Felsefe salt akıl ile yapıldığı için herkesin yapabileceği bir şeydir. Herkes kendine yetecek kadar felsefe yapabilir.

Ama tekrarlıyorum: Bilimi en azından izlemeden bari, asla felsefe tek başına işe yaramaz. Bunda tamamen sana katılıyorum.

Felsefenin hangi dali kavrami konusu olursa olsun; buna iki farkli bakis acisi vardir ve bunlar biribirine zittir. Bilimsel bakis acisi ve felsefi bakis acisi. Tanti kavrami her turlu inancsal ve varliksal tartisma alani olarak felsefi bir konudur ve bilimsel degildir.

Bilimsel felsefe, felsefi her konuya bilimsel bakarken; felsefi bilim; bilime felsefi temelde bakar.

Iste tanri kavramini "bilimsel" algilamak bu yanlis felsefi bilim bakis acisindan kasynaklanir.

Burada bilimsel olarak tanri kavrami ve konusu gozlem vermeyen bir fenomen oldugundan bilimsellik disidir.

Buradaki bilimsel olan bu tanri kavraminin insanoglu her turlu yasam ve iliskisinde ve duzen ve sisteminde etik metafizik yonlendirim ve yaptirimlarinda insanoglu uzerindekigozlemi ve bunun bilimsel/bilissel verilerinin olgu ve teori olarak ortaya konmasindadir.

Bu da olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirlik temelinde sosyolojik, psikolojik ve bilimum insan davranisini iceren ebattadir.

Tanri kavram ve konusu varlik ve inanci hic bir yaniyla bilimsel degildir, felsefidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçekden hakkını verdim, haklılık payın büyük.

Çok iyi tespitlerin var.

Forumda artık nadir bulabildiğimiz iletisini okyunca yeni bir bakış açısı yapabildiğin, kendine bir şey katabildiğin insanlardan birisiniz. ;)

Bence tamamen bilim üzerinden tartışılması gerekir.

Istersen en son mesaji oku bu cumlen uzerine ordan devam edelim.

Aslinda ilk soru su olsun.

Tanri konusu bilimin hangi dalinas girer ve neden?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilim tanrıyı incelemez. Tanrı inancının nedenlerini, kökenlerini inceler. Tanrıyı tabii incelemez, olmayan şey nasıl incelenecek?

Iste o da tamamen insanoglunun herturlu zihinsel ve bilincaltisartlanmisliginin alisilagelmis davranisidir. Cunku burada gozlem veren insanogludur.

Bu temelde de konu core faith in insanoglu uzerindeki her turlu yonlendirim ve yaptirim iceren deger, veri ve tabularidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olmayan bir şey yoktur.

Tanrı, bu evrende etkisiz eleman ise, tanrı benim için yoktur; var demenin bir anlamı yoktur.

Tanrı, bu evrende etkisiz eleman değil ama kendini göstermiyorsa, yine benim için yoktur; var demenin bir anlamı yoktur.

Tanrı, bu evrende etkisiz elaman değil aynı zamanda kitap vb. şeylerle insanları sürüklüyor ve kendini gösteriyorsa test ederim. Buradan elde ettiğim sonuç, tanrı yoktur.

Tanrıyı, yine bir bilinmezle değil, bilimle test ederim. Bir gerçekliği algılamak için illa bir sihirbaza gerek yoktur. Nasıl tanrı için öncesiz ve sonrasız vb. lafları teistler zırvalıyorsa, gözlerinin önündeki evren için de söylemelerini isterim. Buradan çıkarttığım sonuç, tanrı benim için yoktur.

Tanrı benim için ya süper bir güç olacak, çözemeyeceği hiç bir şey olmayacak hayalimde ve düşüncemde, ancak o şekilde inanırım; buradan çıkarttığım sonuç, tanrı benim için yoktur.

Tanrı sınırlı bir varlıksa boş ver gitsin, onun da tanrısı ben olurum şu yaşadığım süre içerisinde. Yaşadığım yaşamın küçüklüğüne ve gücüne aldırmadan kurallarını ben koyarım, kendi dinimin. Özünü insan ve doğa sevgisinden alan, uyum adına çoğu zaman evrime meydan okuyarak, yarıştırmadan, kapıştırmadan, savaştırmadan seviştiren bir din.

Tanrısızlığa karşı, içimdeki güçleri test eder gelişimimi ve yaşamımı şartların elverdiği ölçüde istediğim şekilde yaşamaya çalışırım ki, benim için gerçek güç budur. Bunun dışında doğa üstü bir gücü, ayrıca aramaya gerek yoktur.

Kısaca, gerçek güç, benim yaşamım ve diğer insanların yaşamlarının kendisidir. Tartışılıp eleştirilecek ve eğilip bükülecek aranan bir yer varsa o da burasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Forum beni Ateist olarak kabul etmiyor..

Ateistlere özel bölüme ben giremediğim için böyle biliyorum..

Bu nedenle buraya yazmamam gerekirdi ama yinede..

Tanrı diye bir yaratıcı olmayacağının felsefesi için yazmak istedim..

DİNLERDEKİ ALLAH YADA TANRI TARAFINDAN YARATILMA İNANIŞI MANTIĞA UYGUN DEĞİLDİR

Yaratılış düşüncesi bir görüş olabilir ama Akıla ve mantığa uygun bilimsel bir teori olamaz.

Yaratılış düşüncesi kolaycılıktır.Herhangi bir bilimsel şekilde kanıtlanamaz.

Böyle bir düşünce bilimsellikten uzak eğitimsiz bilgisiz ilkel insanların düşüncesidir.

Çünkü bu görüş akıl mantıktan uzaktır kendi kendini imha eder.Kendi kendini Çürütür.

Canlıların var olması için gerekli olan Su ve Güneş ortamda varsa canlı oluşur.

Bilimsel olarak canlıların oluşmasına uygun ortam olması nedeniyle her hangi bir dış güce gerek duymadan canlılar var olurlar. Öyle olmasa Ay,Mars tada canlılar yaratılmış olurdu.

Akılcı ve Bilimsel olarak düşündüğümüzde uygun koşullar bir şeyleri var eder.

Kutup varsa kutup ayısı diye bir şey oluşur. Mısır da kutup ayısı yaratamazsınız

Su varsa orada balık oluşur.Su olmayan yerde balığı yaratamazsınız

Pengueni kutupta bulabilirsiniz ama Akdeniz de yaratamazsınız.

Kirazı Anadolu da bulabilirsiniz ama Arabistan da yaratamazsınız.

Karpuzu Anadolu da bulursunuz ama Norveç de yaratamazsınız.

Baharatı Hindistan da bulabilirsiniz ama İngiltere de yaratamazsınız.

Aslanı Dünyada bulursunuz ama Jüpiter de yaratamazsınız.

Uygun ortam kalmadığı için dinozorlar yok oldular.

Uygun ortam kalmadığı için bir çok canlının soyu tükeniyor.

Biz insanlar yaratıcıdan daha güçlü olmalıyız ki onun yarattığı canlılar için hazırladığı uygun ortamı bozup canlıların soylarını tüketebiliyoruz.

Yaratılışçılar uygun ortamı mutlaka birisinin hazırlaması gereklidir diye savunurlar.

Uygun ortam biri tarafından hazırlanmış olsa,Neden sadece Dünyada hazırlasın ki?

Diğer sekiz gezegende de uygun ortamlar hazırlananabilirdi.Onlarda farklı şeyler yapılabilirdi.

Mesela mars balık gezegeni olabilirdi.Öyle bomboş olmaları uygun ortam olmadığındandır.

Yaratıcı neden vardır,olmasına ne gerek vardır?yapayalnız ve tekbaşına bir yaratıcı hiçbir nedeni yokken kendiliğinden oluşuversin.hemde bişey yaratabilecek güçleriyle.Yaratıcı Herhalde Ben bir şeyler yaratayım diye düşünerek zııırttt diye kendi isteyerek oluşmamıştır.

Bilimselliği ve akılcılığı bir kenara bırakarak Yaratıldık diye düşünelim.

Dindarların ve dinlerin savunduğu yaratılışçılığın kendini nasıl çürüttüğünü açıklayalım.

Yaratılışçılar gibi düşündüğümüzü varsayarak bunun nasıl olduğunu açıklayabiliriz.

Yaratılış düşüncesi mutlaka her şeyin bir yaratıcısı olduğunu savunan bir düşüncedir.

Bu varoluş düşüncesine göre hiçbir şey kendiliğinden oluşamaz

Bu görüşe göre her şeyi yapan ve yaratan bir şey olması zorunlu olduğuna göre

Öyleyse Tanrı da kendiliğinden oluşamaz.

Yaratılışçılığa inandınız mı yada savundunuz mu,

Tanrının da bir Tanrı tarafından yaratılmak zorunda olduğunu savunmak zorunda kalıverirsiniz.

Öyleyse Tanrıda kendiliğinden oluşamaz.Mutlaka onunda bir yaratıcısı vardır.

Yaratılışçılığa göre yaratanında bir yaratıcısı olmak zorundadır.

Bu görüşü savunduğunuzda Her yaratanın bir yaratıcısı olması gerektiği sonucuna ulaştırır.

Hayır diye itiraz ederseniz..Onu kimse yaratmadı Tanrı kendi kendine oluştu diye söylerseniz.

Her şeyin bir yaratıcı tarafından yaratılması görüşünü imha edersiniz.

Ortada savunduğunuz görüş diye bir şey kalmaz.

Kendi savunduğunuz görüşü kendiniz çürütürsünüz.

Çünkü size göre hiçbir şey kendiliğinden oluşamaz.Bunu siz söylüyorsunuz.

Böyle bir düşünce anlamsızlaşır.Tanrının Dedesi babası torunu olması gibi sonuçlar çıkar.

Bu böyle 10 sayısının 3 bölünememesi (10/3=3,3333333 ) gibi sürer gider.

Yaratılışçılığı ne kadar savunurlar ise savunsunlar sonuçta piramit in en üstünde ki bir şeyin kendiliğinden oluşması kaçınılmazdır.Sonuçta ,mutlaka tanrı veya tanrının babası yada onun babası.Evren veya canlılar.Mutlaka bir şey kendiliğinden oluşmak zorundadır.Yaratılmak zorunluluğu yoktur.Buda bizi canlıların oluşması için uygun şartlar oluştuğu zaman var olduğu görüşünün doğruluğuna ulaştırır. Bir şeyin mutlaka bir yaratıcısının olmasının şart olmadığı kabul edilmek zorunda kalınır.Yaratılış düşüncesine inanan dindarlar Allah bir dir derler ama ALLAH ı Allah ın bir YARATICI sının YARATMAK zorunda olduğunu savunduklarını anlayamazlar.

CANLILARIN BİR TANRISI VEYA YARATICISI OLAMAZ İŞTE NEDENİ

Yaşadığımız dünyada insanlar birbirlerine kötülük etmekte,Tecavüzler,köle ve cariye almalar yaşanmakta, depremler, salgın hastalıklar, su baskınları gibi çeşitli felaketler olmaktadır.

Her şeyi bilen güçlü bir tanrı, bu kötülüklerin var olduğunu da bilir ve bunlara engel olur.

Tanrı olsa bile bizim bildiğimiz özellikleri olamaz.Dünyadaki yaşam bunun kanıtıdır.

Tanrı ancak iki yapıdadır.Tanrı mutlaka Ya GÜÇSÜZDÜR YARATAMAZ yada Bu özellikleri varsa bile KÖTÜDÜR bir tanrıya benzer yönü yoktur.Bunun mantıksal kanıtı aşağıdadır.

1-Tanrı, dünyadaki kötülükleri önlemek istiyor fakat gücü yetmiyorsa güçsüzdür.

2-Tanrı nın kötülükleri önlemeye gücü yetiyor fakat önlemek istemiyorsa kötüdür.

Tanrı, hem güçlü hem de kötülüğü ortadan kaldırmak niyetinde olsa bunca kötülük olmazdı. Yaratıcı güce sahip mükemmel bir varlık, bu dünyadaki kötülüklerin olmasına izin vermezdi. Çevremizdeki kötülükler ve yaşanan tüm vahşet Tanrının var olmadığının kanıtıdır.

Yeryüzündeki yaşanan tüm mantıksal kanıtlara göre İnsanlar ve canlılar yaratılmış olamaz.

Canlılar Yaşamak için gerekli olan enerjiyi diğer canlıları tüketerek sağlamaktadırlar.Böyle vahşice bir varlığını sürdürebilme mecburiyeti ancak canlının uygun şartlar oluştuğunda varolmasıyla mümkündür. Canlıların yaşaması için birbirini öldürmesi ve diğer canlıları yiyerek beslenmesi korkunç bir olaydır. Örneğin bir erkek ayı için ayı yavrularının yiyecek olmaktan başka bir anlamı olmaması ve anne ayının yavrularını erkek ayılardan kaçırması bir yaratıcının tasarladığı işlem olamaz.

Bir balinanın yunusun yavrusunu yiyerek yaşamını sürdürmek zorunda olması.

Bir kutup ayısının fok yavrularını ve penguen yavrularını yiyerek hayatta kalıyor olması.

Bir jaguarın anne maymunun sırtından bebeğini alarak öldürüp beslenmesi.

Bir aslanın ceylan yavrularıyla besleniyor olması .

Benzer birsürü şeyler sayabiliriz.Böyle bir durumun yaşanıyor olması Dünyanın bir yaratıcı tarafından tasarlanmadığının kanıtıdır.Bir şeyler yiyerek beslenmek ancak zorunluluktan oluşur.Bir yaratıcı bir birini yiyerek enerji sağlayan canlılar yerine başka çözüm bulur.

Bir yaratıcı tarafından canlıların oluşması sağlanmış olsa Güneş var olduğuna göre canlılar tüm enerjisini güneşten alacakları şekilde tasarlanırdı.

Tanrı gibi evreni ve her şeyi yaratabilecek bir varlık kendi kendine oluşmuş olabilir mi? Evrende yaşam formlarının oluşması için ortamlardan bol bol bulunmaktadır.

Evren tanrının oluşması için uygun ortam hazırlamışsa neden sadece bir tane tanrı oluşsun?

Evrende Tanrı oluşması için ortam varsa Bir tane oluşabiliyorsa milyon tanede oluşabilir.

Eğer Tanrının oluşması ve canlının oluşması için aynı ortamlar geçerli ise;

Bizim gibi basit bir canlının kendi kendine oluşması mı kolaydır.

Yoksa Tanrı gibi karmaşık bir varlığın kendi kendine oluşması mı kolaydır.

Biz canlılar Dünyada Uygun ortam var diye oluştuk.Peki Tanrının kendiliğinden aniden oluşması için nasıl uygun bir ortam olabilir. Üstelikte sadece bir tane oluşması için?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimsiz felsefe son derece güdüktür, elbette. Bilim kesinlikle vazgeçilmezdir.

Ama işin felsefe ayağını asla ihmal edemeyiz. Bilim giderek ve hızla güçlenecek, belki çok yakında felsefenin bir çok görevini üstlenecek.

Ama felsefe hiç yok olmayacaktır. Hiç bir gözlem aracım, laboratuarım, kimyasal maddelerim, deney kobaylarım filan yok. Bilim yapamıyorum. Bilimi sadece izliyorum diyelim.

Ama bu durumda bile felsefe rahatlıkla yaparım. Çok da net sonuçlara ulaşabilirim. Bunu asla gözardı edemeyiz, etmemeliyiz. Felsefe salt akıl ile yapıldığı için herkesin yapabileceği bir şeydir. Herkes kendine yetecek kadar felsefe yapabilir.

Ama tekrarlıyorum: Bilimi en azından izlemeden bari, asla felsefe tek başına işe yaramaz. Bunda tamamen sana katılıyorum.

Olasılık hesaplarında rakamlar matematiktir ama olasılığı düşünmek yani fikir ana öz felsefedir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Istersen en son mesaji oku bu cumlen uzerine ordan devam edelim.

Aslinda ilk soru su olsun.

Tanri konusu bilimin hangi dalinas girer ve neden?

Güzel soru, ama ilk soru için güzel bir soru değil bence.

Nedenini söyliyim, hangi dala girer sorusuna tek bir dal zikretsekde, birden fazla dal ismi saysak da, 2 durumda da hiç farketmez, bu bir ön kabullenme olur!

Yani aynı bir matematik gibi...

Olayı belirli bir ön kabullenmeyle başlatmış oluruz ki, bu hem tezlerin tartışmasının hacmini alanını küçülteceği gibi, hemde yanlış bir patikada dolanıp durmamıza sebep verebilir.

Bu yüzden soru tamamen alakasız bir yerde sorulsa niteliği bakımında güzel ama bu konuyu irdelemek için iyi bir başlangıç kriteri taşımıyor.

Ben sebeplerden çok etkenlere ve işlevliğe yoğunlaşmayı ve bunları mantıklı bir şekilde çok iyi kartlar olarak kullanmayı seven biriyim.

Eğer bugün bilim tanrısız da yaşamın gelişebileceğini çok net bir biçimde ortaya koyuyorsa ve bu da tez antitez kapışmalarında beni elime çok iyi bir kart veriyorsa, ben bunu dibine kadar kullanırım!

Yani bunu akıllıca savaşı erken bitirme isteğine benzetebilirsin...

Tam karşılığı bir benzetme değil ama düşüncelerimi anladığını sanıyorum.

Gerçi bu konulara sadece ateistler bölümünde girmek doğru olur diye düşünüyorum ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Forum beni Ateist olarak kabul etmiyor..

Ateistlere özel bölüme ben giremediğim için böyle biliyorum..

Niye kabul etmesinler bence kendini yeteri kadar tanıtamaman ile alakalı.

Çok uzun yazıyorsun.

Biraz daha az ve net cümleler ile kendini ifade etsen hem daha fazla insan seni ve düşünceleri tanır, hemde daha iyi bir değerlendirme söz konusu olur ;)

tarihinde NovembeR_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Teistlerden bunaldık şimdide siz adammısınız diyen agnostikler bastı siteyi...

November, öncelikle, adamın attığı iftiraları neden görmezden geliyorsun, bir link ver de söylediklerinin aslı var mı diyince nedense link veremiyor.

burada kim ateistlere adammısınız dedi, onuda anlamıyorum, aksine adam bütün agnostikler hakkında neler söylüyor, iftiranın hesabı yok. ama bircümle göster deyince, cevap yok, adamın attığı iftiraları görmezden geliyorsun,insaf be.

sanada soruyorum, kim ateistlere adammısınız siz dedi.

size bir soru yöneltilmiş, sürekli agnostizm çok komik saçma filan demekten başka birşey yok.

adamın mantığına bak ya, Tanrı olsaydı bizimle konuşurdu konuşmadığına göre yok diyor, sonra da kanıtladım diye zıplıyor, farkında mısın siz ikiniz saçmasapan agnostiklerle ilgili atıp tutarken, ben bu dingile bakarak bütün ateistler böyle saçmalar demiyorum, biraz objektif ol istersen.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence tamamen bilim üzerinden tartışılması gerekir.

Bugün artık bilim tanrısızda yaşamın olabileceğini çok daha büyük yüzde ile gözler önüne serdi...

Elimizde bilimin somut asları, papazları varken; gidipte felsefe üzerinden savunmak?

Bilemiyorum bana çok akıllıca gelmiyor.

bilim üzerinden Tanrı'nın olmadığını açıkla,

birde yaşamın nasıl ortaya çıkıp başladığını, bilimsel olarak açıkla.

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://www.youtube.com/watch?v=JvEb3b-w17g



sanırım bu equus'un argümanının cevabı olmaya yeter de artar. tabii ki bir fizikçi olarak stephen hawking fizikçi olmayanlarında konuyu anlayabilmeleri için basitleştirme yoluna gidiyor. fakat söylemek istediği açık; matematiksel hesaplamalar evrenin kendi kendine oluşabileceğini ortaya koymaktadır.


yaşamın ortaya çıkışı ile ilgili ise bir sürü video paylaşılmış ama problem şuradan kaynaklanıyor: yönlü, eğilimli bakış. sana verdiğim tavsiyeyi yineliyorum; bilim adamlarının kitaplarını ve bulabildiğin kanıt bazlı makaleleri oku. matematiksel dili olan makalelerin bilim adamları tarafından geniş kitleye hitap eden açıklama metinlerini oku. hayatın başlangıcı evrim biyologları tarafından çok harika şekilde anlatılmaktadır. eminim yönlü ve eğilimli bakış açını değiştirip, sitede sürekli, "hadi kanıtla, eee ama kanıtla, nerede kanıtı?" diye yazarak harcadığın zamanı okuyarak değerlendir. istersen kitaplığımı sana açabilirim; böylece bilimsel gerçeklere ödeme yapmak zorunda da kalmazsın.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Forum beni Ateist olarak kabul etmiyor..

Ateistlere özel bölüme ben giremediğim için böyle biliyorum..

Bu nedenle buraya yazmamam gerekirdi ama yinede..

Tanrı diye bir yaratıcı olmayacağının felsefesi için yazmak istedim..

"Ateistlere özel bölüme girmeyenler ateist değildir" dendiğine rastlamadım ben.

Biz, oraya girmek isteyenlere yetki veriyoruz. Bize, o bölüme girmek için herhangi bir talepte bulunmayan üyelerimize, kendi kendimize yetki vermiyoruz. Böyle bir uygulama yok çünkü takibi imkansız bir şey.

Yani ben veya bir başkası, sizin o bölüme giriş yetkiniz var mı yok mu, ister misiniz istemez misiniz, girmek için gerekli basit koşulları yerine getirmiş misiniz getirmemiş misiniz bilemeyiz.

Dolayısıyla siz bize o bölüme girmek istediğinizi söyleyeceksiniz, biz de eğer uygunsa yetkiyi vereceğiz.

Siz kendi kendinize alınganlık yapmış, hatta küsmüşsünüz. Bizimse bir şeyden haberimiz yok.

Sadece Ateistler alt forumuna kimler nasıl giriyor, ne yapmaları gerekiyor, forum içinde birkaç ayrı yerde uzun uzun açıklanmış. Siz kuralların ve duyuruların yapıldığı bölümü pek dolaşmamışsınız galiba.

Eğer dolşasaydınız kendinizin talepte bulunması gerektiğini rahatlıkla anlardınız.

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=42688

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=45057

Link to post
Sitelerde Paylaş

adamın mantığına bak ya, Tanrı olsaydı bizimle konuşurdu konuşmadığına göre yok diyor, sonra da kanıtladım diye zıplıyor, farkında mısın siz ikiniz saçmasapan agnostiklerle ilgili atıp tutarken, ben bu dingile bakarak bütün ateistler böyle saçmalar demiyorum, biraz objektif ol istersen.

Olmayan bir şey yoktur.

Tanrı, bu evrende etkisiz eleman ise, tanrı benim için yoktur; var demenin bir anlamı yoktur.

Tanrı, bu evrende etkisiz eleman değil ama kendini göstermiyorsa, yine benim için yoktur; var demenin bir anlamı yoktur.

Tanrı, bu evrende etkisiz elaman değil aynı zamanda kitap vb. şeylerle insanları sürüklüyor ve kendini gösteriyorsa test ederim. Buradan elde ettiğim sonuç, tanrı yoktur.

Tanrıyı, yine bir bilinmezle değil, bilimle test ederim. Bir gerçekliği algılamak için illa bir sihirbaza gerek yoktur. Nasıl tanrı için öncesiz ve sonrasız vb. lafları teistler zırvalıyorsa, gözlerinin önündeki evren için de söylemelerini isterim. Buradan çıkarttığım sonuç, tanrı benim için yoktur.

Tanrı benim için ya süper bir güç olacak, çözemeyeceği hiç bir şey olmayacak hayalimde ve düşüncemde, ancak o şekilde inanırım; buradan çıkarttığım sonuç, tanrı benim için yoktur.

Tanrı sınırlı bir varlıksa boş ver gitsin, onun da tanrısı ben olurum şu yaşadığım süre içerisinde. Yaşadığım yaşamın küçüklüğüne ve gücüne aldırmadan kurallarını ben koyarım, kendi dinimin. Özünü insan ve doğa sevgisinden alan, uyum adına çoğu zaman evrime meydan okuyarak, yarıştırmadan, kapıştırmadan, savaştırmadan seviştiren bir din.

Tanrısızlığa karşı, içimdeki güçleri test eder gelişimimi ve yaşamımı şartların elverdiği ölçüde istediğim şekilde yaşamaya çalışırım ki, benim için gerçek güç budur. Bunun dışında doğa üstü bir gücü, ayrıca aramaya gerek yoktur.

Kısaca, gerçek güç, benim yaşamım ve diğer insanların yaşamlarının kendisidir. Tartışılıp eleştirilecek ve eğilip bükülecek aranan bir yer varsa o da burasıdır.

Demirefenin iddia ettiği şeyi bende iddia ediyorum. Bunun bilimsel olmakla ilgisi yok. Ancak, buradan yola çıkarak var demenin bir anlamı yoktur, söylenilen şey budur.

Tanrı etkisiz eleman olmayı seçerek yokluğu tercih ediyorsa yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahuuu Allah,,Mallah,,Yallah diye bir şey yoktur,,Bu güne kadar aynı soydan gelme,,Peygamber denilen sapık zerzavatların uydurmuş oldukları Koftiden bir varlıktır..

Her Boku yemişler ,,Allah dedi demişler..Muratlarına ermişler,,

Daha sonrada geberip getmişler..Allah Yokkkkkkk....

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...