Jump to content

Dinlere gerek kalmadı


Recommended Posts

Dinlere gerek kalmadı ve dinler yok olmaya makumlar.

Daha önce forumda bu konu hakkında birşeyler yazmıştım. Dinler düşünsel evrimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır ve geçmişte gereklilik arzetmektedir. Peki neden dinler evrimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır? Canlıların temel görevi genlerini bir sonraki nesle aktarmaktır. Temel içgüdüleri de hayatta kalmaktır. Bir canlının hayatta kalabilmesi için öncelikle etrafını tanımalı etrafındaki olayları incelemeli araştırmalı kendine göre sonuçlar çıkartarak (kısa yada uzun vadeli) bu sonuçlar doğrultusunda tehlikelerden korunarak hayatını sürdürmeli idi.

İnsanoğlu çevresinde doğayı buldu. Bir sürü sebebini bilmediği doğa olayları ile karşı karşıyaydı ve en basidi "ben ve burası nasıl var oldu?" sorusuna yanıt bulmalıydı. Bulmalıydı ki hayatta kalma şansı ve genlerini gelecek nesle aktarma ihtimali artsın. Bunun cevabını bulamayan ilkel insanlar tanrı kavramını ürettiler. Önceleri çok tanrılı bir hayat vardı. Ateş tanrısı su tanrısı gibi birçok tanrı yarattılar. Ardından bunlara çeşitli ritüellerle hürmetlerini belirttiler ki gazabından kurtulsunlar. Aynı zamanda ortak tanrı inancı insanlar arasında birliktelik kurmayı da kolaylaştırdı. Bu sayede insanlar birlikte avlanmak, madencilik, yerleşke yeri kurma gibi sosyal faliyetleri daha kolay yaptılar. Aynı zamanda birlikte hayatta kalma olasılıkları da arttı. Böylece bu inanç nesillere aktarıldı ve tanrı inancı sayesinde sağlanan birliktelik gelecek nesle hem bilmediği sorulara cevap hem de hayatta kalma şansı olarak geri döndü.

Ancak insanların düşünsel evrimi ilerledikçe baktılar ki her doğa olayına bir tanrı bulmuşlar bunun saçma olduğunu gördüler. Bu noktada yavaş yavaş tek tanrı inancına doğru geçmeye başldılar. Çünkü tanrı kavramı eskiden düşünülenden daha yüce ve daha kudretli olmalıydı.

Tek tanrıya geçişi kolaylaştıran kişiler de peygamber denilen bana göre çeşitli ruh hastalıklarıyla donanmış insanlardır. Her biri ellerinde bir kitap(!) ile tek tanrının müjdeleyicisi oldular. Tek tanrılı dinlerin ritüelleri ve tanrıları farklı olsa da insana sosyal hayatta sağladığı yararlar aynı idi. Maneviyat (hayata bağlılık düzeyini arttırdı.), sosyal ortam (aynı dine inanan insanların kurduğu sosyal topluluk.)

Peki eski insanların dinden gelen maneviyata neden ihtiyaçları vardı? Şuan bilimin ilerlediği noktanın az çok hepimiz fakındayız. Dünyanın oluşumu hakkında birçok soru cevaplanmış durumda. Buna rağmen birçok dindar arkadaş hala dindeki saçmalıkları göre göre inanmaya devam etmesinin sebebi yada insanların hala kendini deist olarak tanımlaması ölümden sonra yok olma kavramını yada ölümden sonra ne olacağı konusundaki belirsizliği kafalarına yerleştirememeleri. Bu yüzyılda bile bunu kabul etmekte zorlanan insanlar varken eskilerin dinden gelen maneviyatı benimsemelerini hor görmek kesinlikle gerçekçi bir bakış açcısı olmayacaktır bana göre.

Fakat şu bir gerçek ki düşünsel evrim devam ediyor. Tek tanrıdan ateizme doğru bir geçiş var. Yasaklıyorlar. Sansürlüyorlar. Siteleri, videoları, dökümanları, tarihi, bilgileri saklıyorlar yasaklıyorlar sansürlüyorlar. Dindar bir nesil yetiştirmeye çalışıyorlar. Köle lazım bu dünyaya çünkü.

Fakat ne yaparlarsa yapsınlar. İnsanlık hızla ateizme doğru kayıyor. Dinlere gerek var mı? Artık kesinlikle yok ve zaten işlevlerini de kaybediyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim merak ettiğim, hasta olduklarını iddia ettiğiniz bu kişilere inananlar ne???

Senin de yanıtını bildiğin bir soru..

iki türlüsü var..

bilmeyenler...bunlardan akıllı olmayıp merak etmeyenler olduğu gibi akılllı olupta banane ya diyen vurdumduymazlar vardır..bilmezler..

Ahmaklar....Bunlar anlatırsın..okurlar ..görürler..ama ahmaklıklarından hiç birşeyi bilemezler...

ikincisi ise..

herşeyi biliyorlar..bunlar üçkağıtçı yalancı ve düzenbazlar..oyunun başrolü olmasa bile ..boşrole köpeklik yapmayı sevdiklerinden anlamazlığa yatarlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinlere gerek kalmadı ve dinler yok olmaya makumlar.

Daha önce forumda bu konu hakkında birşeyler yazmıştım. Dinler düşünsel evrimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır ve geçmişte gereklilik arzetmektedir. Peki neden dinler evrimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır? Canlıların temel görevi genlerini bir sonraki nesle aktarmaktır. Temel içgüdüleri de hayatta kalmaktır. Bir canlının hayatta kalabilmesi için öncelikle etrafını tanımalı etrafındaki olayları incelemeli araştırmalı kendine göre sonuçlar çıkartarak (kısa yada uzun vadeli) bu sonuçlar doğrultusunda tehlikelerden korunarak hayatını sürdürmeli idi.

İnsanoğlu çevresinde doğayı buldu. Bir sürü sebebini bilmediği doğa olayları ile karşı karşıyaydı ve en basidi "ben ve burası nasıl var oldu?" sorusuna yanıt bulmalıydı. Bulmalıydı ki hayatta kalma şansı ve genlerini gelecek nesle aktarma ihtimali artsın. Bunun cevabını bulamayan ilkel insanlar tanrı kavramını ürettiler. Önceleri çok tanrılı bir hayat vardı. Ateş tanrısı su tanrısı gibi birçok tanrı yarattılar. Ardından bunlara çeşitli ritüellerle hürmetlerini belirttiler ki gazabından kurtulsunlar. Aynı zamanda ortak tanrı inancı insanlar arasında birliktelik kurmayı da kolaylaştırdı. Bu sayede insanlar birlikte avlanmak, madencilik, yerleşke yeri kurma gibi sosyal faliyetleri daha kolay yaptılar. Aynı zamanda birlikte hayatta kalma olasılıkları da arttı. Böylece bu inanç nesillere aktarıldı ve tanrı inancı sayesinde sağlanan birliktelik gelecek nesle hem bilmediği sorulara cevap hem de hayatta kalma şansı olarak geri döndü.

Ancak insanların düşünsel evrimi ilerledikçe baktılar ki her doğa olayına bir tanrı bulmuşlar bunun saçma olduğunu gördüler. Bu noktada yavaş yavaş tek tanrı inancına doğru geçmeye başldılar. Çünkü tanrı kavramı eskiden düşünülenden daha yüce ve daha kudretli olmalıydı.

Tek tanrıya geçişi kolaylaştıran kişiler de peygamber denilen bana göre çeşitli ruh hastalıklarıyla donanmış insanlardır. Her biri ellerinde bir kitap(!) ile tek tanrının müjdeleyicisi oldular. Tek tanrılı dinlerin ritüelleri ve tanrıları farklı olsa da insana sosyal hayatta sağladığı yararlar aynı idi. Maneviyat (hayata bağlılık düzeyini arttırdı.), sosyal ortam (aynı dine inanan insanların kurduğu sosyal topluluk.)

Peki eski insanların dinden gelen maneviyata neden ihtiyaçları vardı? Şuan bilimin ilerlediği noktanın az çok hepimiz fakındayız. Dünyanın oluşumu hakkında birçok soru cevaplanmış durumda. Buna rağmen birçok dindar arkadaş hala dindeki saçmalıkları göre göre inanmaya devam etmesinin sebebi yada insanların hala kendini deist olarak tanımlaması ölümden sonra yok olma kavramını yada ölümden sonra ne olacağı konusundaki belirsizliği kafalarına yerleştirememeleri. Bu yüzyılda bile bunu kabul etmekte zorlanan insanlar varken eskilerin dinden gelen maneviyatı benimsemelerini hor görmek kesinlikle gerçekçi bir bakış açcısı olmayacaktır bana göre.

Fakat şu bir gerçek ki düşünsel evrim devam ediyor. Tek tanrıdan ateizme doğru bir geçiş var. Yasaklıyorlar. Sansürlüyorlar. Siteleri, videoları, dökümanları, tarihi, bilgileri saklıyorlar yasaklıyorlar sansürlüyorlar. Dindar bir nesil yetiştirmeye çalışıyorlar. Köle lazım bu dünyaya çünkü.

Fakat ne yaparlarsa yapsınlar. İnsanlık hızla ateizme doğru kayıyor. Dinlere gerek var mı? Artık kesinlikle yok ve zaten işlevlerini de kaybediyorlar.

Bu iş okadar kolay değil kardeş..

Sermaye sınıfı kölelerini kolay bırakmaz..

Bu şekilde insanlar onlar için tehlikesiz..

Bu dünyada bişey beklemeyen..öbürdünyada cennet bekleyen insanlar onların gözbebeği..

Bu oyunu kolay bitirtirmezler

yoksa Dinler varolduklarında biterlerdi..

din adamları..büyük bir kesim rahat yaşayıp konuşup gülerek para kazanıyor..

sermaye sınıfı..böyle servetleri tehlikede değil..ya komünizm gelirse :D

kolay olmuyor bu işler..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şahsen ölümün şekli dışında beni endişelendiren bişey yok bu konuda.

Seni korkutan ne ondan bahsette onun üstünden konuşalım.

Belkide yanlış kelime kullandım. Ölüm korkusu demeyelim, yok olma korkusu...

İnsanlar öldükten sonra yok olacaklarına inanmak istemiyor. Doğal olarak da ölümden sonra başka yaşamlar olduğunu iddia eden dinler ortaya çıkıyor ve cemaat topluyor...

Bu sorunu nasıl halledebilirsiniz ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Belkide yanlış kelime kullandım. Ölüm korkusu demeyelim, yok olma korkusu...

İnsanlar öldükten sonra yok olacaklarına inanmak istemiyor. Doğal olarak da ölümden sonra başka yaşamlar olduğunu iddia eden dinler ortaya çıkıyor ve cemaat topluyor...

Bu sorunu nasıl halledebilirsiniz ki?

Ölenler ölür, kalan sağlar bizimdir. Şaka bir yana, insanlar yine inansın sorun değil, sonuçta bir insan neye inanıp neye inanmayacağına yine kendisi karar verir, sadece kendi inançlarını, kendi dininin kurallarını başkalarına dayatmasın yeter.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mevcut semavi dinler birkaç yüzyıl sonra kaybolmaya epeyce yüz tutar ama farklı inanışlar mutlaka türer.

Şu anda bile bir dolu garip akım var. İnsanlar bir şeylere inanmayı, bir güç aramayı seviyor. Kendilerini iyi hissediyorlar.

Bu sanki karşı konulamaz bir eğilim gibi görünüyor.. New Age akımlar, dinlere pek de ilgi duymayan insanların koşa koşa gittiği akımlar mesela.

Evrenle konuşmaya, ona mesaj gönderip dönüşünü beklemeye koyulan milyonlar var.. Ve bu insanlar semavi dinleri reddetmiş, kendini dinsiz olarak tanımlayan insanlar.

Pratik hayatta dinler gibi zararları yok şimdilik.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Belkide yanlış kelime kullandım. Ölüm korkusu demeyelim, yok olma korkusu...

İnsanlar öldükten sonra yok olacaklarına inanmak istemiyor. Doğal olarak da ölümden sonra başka yaşamlar olduğunu iddia eden dinler ortaya çıkıyor ve cemaat topluyor...

Bu sorunu nasıl halledebilirsiniz ki?

Cennet vaadi ile büyüyen bir insan hayatı boyunca oradaki kendisini hayal eder durur orada çok güzeldir ve muhteşem saraylarda yaşar

Belki kendisini diğerlerinden daha samimi bulur ve tanrıya en yakın mertebede kendini konumlandırır

Aslında kutsal kitaplarda cennetle ilgili anlatımlar çok az olduğundan kendi arzuları doğrultusunda eklerde ekler üstüne

Ağaç gölgesinde sonsuza kadar meyve yiyecek değilya bişeyler olmalı ,ne istersen olacak gazını aldınmı tamam sınırsız fantezi dünyası

Aslında hiç görmediğimiz tanrının hiç görmediğimiz cenneti için ağızların suları şakır şukur akıyor

E zor tabi hayatı boyunca bunu beynine kazımış birine YOK öylebişey demek

Bunların dışında bunca yaşanmışlık yokmu olacak endişesi halbuki yaşlılıkta daha ölmeden kaybediyo insanlar bu hatıraları (bunama vs.)

Tanrıyı kafadan çıkarıp şu uyuşturulmuş ruh halinden kurtulunca inan yok olmak okadar kötü bişey değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinsel bilginin temel unsuru teoloji değildir. Evrimci bakış açısı bunu söyler.

Biz ise genel olarak teolojiden bahsederiz.

Dinler yaşam reçeteleri sunarlar ve toplumları yönlendirirler. Bir toplumun hayatta kalmasının en önemli güvencesi ortak akıl olan ahlaktır, sonra da üremeyle ilgili pratikler. Askerliği de sayabiliriz.

Laik devletler, dinsel davranış modellerini gerçekten de gereksiz kılar mı, Tanrı'larla vedalaşmamızı sağlar mı, buna gücü yeter mi..

Aslında biraz farklı ve uzun bir konu bu. Konuyu değiştirmeyeyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mevcut semavi dinler birkaç yüzyıl sonra kaybolmaya epeyce yüz tutar ama farklı inanışlar mutlaka türer.

Şu anda bile bir dolu garip akım var. İnsanlar bir şeylere inanmayı, bir güç aramayı seviyor. Kendilerini iyi hissediyorlar.

Bu sanki karşı konulamaz bir eğilim gibi görünüyor.. New Age akımlar, dinlere pek de ilgi duymayan insanların koşa koşa gittiği akımlar mesela.

Evrenle konuşmaya, ona mesaj gönderip dönüşünü beklemeye koyulan milyonlar var.. Ve bu insanlar semavi dinleri reddetmiş, kendini dinsiz olarak tanımlayan insanlar.

Pratik hayatta dinler gibi zararları yok şimdilik.

Bu güzel bir açıklama

İnsanlar neden birşeylere inanma ihtiyacı duyarlar? Şu zararsız akımlar için biri çıksa ve bu akımları bir toparlayıp yeni bir din oluşturması an meselesi bence. Bir ara uzaylılara tapmaya doğru gidiyordu olay ama nedense sonradan soğudu...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...