Jump to content

YARATICI YIKICILIK vs YIKICI YARATICILIK


Recommended Posts

Yaratıcı yıkım (yıkıcılık) kökeni Karl Marx'a kadar uzanan ve 1950'li yıllarda Joseph Schumpeter tarafında Marx'dan adapte edilerek, popüler dünya literatürüne kazandırılan önemli, ilginç ve oksimoron bir deyimdir. Karl Marx bu deyimi kapitalizmin doğasını tanımlamak için kullanmıştır. Marx'a göre kapitalizm kendinden önce mevcut herhangi bir ekonomik sistemi yıkıp, onun yerine geçer. Ama kapitalizm bununla yetinmez ve kurduğu rejimi, yeni ve özgün zenginlikler sağlamak üzere, savaşlar ve ekonomik krizler gibi çeşitli mekanizmalarla tekrar tekrar yıkar ve yeniden yapılandırır. Yeni ve özgün bir kapitalist ekonomik sistem oluşturmak için daha önce var olan sistemi ki-o bir tür kapitalizm bile olabilir, yıkar, yerine yeni bir kapitalist sistem kurar. Marx'a göre bu şekilde davranan kapitalizm kendini eninde sonunda yok edecektir.

Yaratıcı yıkım deyimini Marx'ın bu teorisine dayanan Schumpeter ortaya atmış ve ona popülarite kazandırmıştır. Deyim artık negatif ve olumsuz bir anlam içermemektedir. Çoğu kere çağdışı kalmış eski bir ekonomik sistemin veya kurumun yerini yeni ve çağdaş bir kuruma terkederek ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Şirketlerin başarılı rekabet edebilmek için kendilerini küçültmeleri de bu deyimle tanımlanır. Bu deyimde yaratıcılık önce gelmekte, onu yıkım izlemektedir. Yaratıcı yıkım bu nedenden 19'uncu yüzyılda yaşayan Rus anarşisti Mikhail Bakunin'in 1842'de ortaya attığı destructive creation ( yıkıcı yaratıcılık) kavramından farklıdır. Bakunin'e göre yıkma tutkusu aynı zamanda yaratma tutkusudur da. Ancak bu kavramda yıkım önce gelmektedir.

Elle kumaş dokumanın yerini makine ile dokumanın alması, değirmenin yerini buhar makinesine bırakması, kağnının yerini trenin, diğer taşıt araçlarının alması, buharlı gemilerin yerini mazotlulara terketmesi, elektriğin mum ışığının ve gaz lambasının yerini alması yaratıcı yıkım örnekleridir. Çoğu kere yıkım absolü olmayıp, eski sistem bir seçenek olarak geride kalmakta ve arada bir kullanılmaktadır. Bu haliyle yaratıcı yıkım yaşama renk katmakta ve onu zenginleştirmektedir.

Bilimsel bir teorinin yerini yeni bir kuramın alması olgusu da yaratıcı yıkımdır. Örneğin genişleyen evren kuramı, olduğu gibi duran evren modelinin yerini almıştır. Genişleyen evren kuramı bununla da yetinmemiş, evrenin geçmişte bir noktadan başlaması gerektiği sonucuna varmıştır. Evren sürekli genişlemekte olduğuna göre, geçmişte bir zaman tek bir noktayı tutuyor olması mantıklı bir çıkarımdır. Görüldüğü üzere yaratıcı yıkım yalnız bir yıkım değildir. Aynı zamanda yapıcı ve yaratıcı bir ilerlemedir de.

Yıkıcı yaratıcılıkta bu zenginlik ve yapıcılık yoktur. Yıkma önce gelir ve yıkılan olgunun ne olduğu o kadar önemli değildir. Çünkü geride ondan eser bile kalmayacaktır. O yıkılacak ve yerini daha sonra yaratılan bir şey alacaktır.

İslam'ı bu kavramlar muvacehesinde değerlendirirsek, nasıl bir manzara ile karşılaşırız?

İslam nedir?

Yaratıcı yıkıcılık mıdır, yıkıcı yaracılık mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Erenler(nefisleriniz)sevaplarınızdan bir kuleyi önce yapar.fakat deyelimki ufak bir günah işlediniz.Günahınızı sevaplarınızın en altına koyar ve günahızı yıkarken bütün sevaplarınızıda yıkar!Bu maalesef sofinin gerçek yaşamıdır! ve Yıkıcı yapıcılık vardır.Evet bu böyledir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaratıcı yıkım (yıkıcılık) kökeni Karl Marx'a kadar uzanan ve 1950'li yıllarda Joseph Schumpeter tarafında Marx'dan adapte edilerek, popüler dünya literatürüne kazandırılan önemli, ilginç ve oksimoron bir deyimdir. Karl Marx bu deyimi kapitalizmin doğasını tanımlamak için kullanmıştır. Marx'a göre kapitalizm kendinden önce mevcut herhangi bir ekonomik sistemi yıkıp, onun yerine geçer. Ama kapitalizm bununla yetinmez ve kurduğu rejimi, yeni ve özgün zenginlikler sağlamak üzere, savaşlar ve ekonomik krizler gibi çeşitli mekanizmalarla tekrar tekrar yıkar ve yeniden yapılandırır. Yeni ve özgün bir kapitalist ekonomik sistem oluşturmak için daha önce var olan sistemi ki-o bir tür kapitalizm bile olabilir, yıkar, yerine yeni bir kapitalist sistem kurar. Marx'a göre bu şekilde davranan kapitalizm kendini eninde sonunda yok edecektir.

Yaratıcı yıkım deyimini Marx'ın bu teorisine dayanan Schumpeter ortaya atmış ve ona popülarite kazandırmıştır. Deyim artık negatif ve olumsuz bir anlam içermemektedir. Çoğu kere çağdışı kalmış eski bir ekonomik sistemin veya kurumun yerini yeni ve çağdaş bir kuruma terkederek ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Şirketlerin başarılı rekabet edebilmek için kendilerini küçültmeleri de bu deyimle tanımlanır. Bu deyimde yaratıcılık önce gelmekte, onu yıkım izlemektedir. Yaratıcı yıkım bu nedenden 19'uncu yüzyılda yaşayan Rus anarşisti Mikhail Bakunin'in 1842'de ortaya attığı destructive creation ( yıkıcı yaratıcılık) kavramından farklıdır. Bakunin'e göre yıkma tutkusu aynı zamanda yaratma tutkusudur da. Ancak bu kavramda yıkım önce gelmektedir.

Elle kumaş dokumanın yerini makine ile dokumanın alması, değirmenin yerini buhar makinesine bırakması, kağnının yerini trenin, diğer taşıt araçlarının alması, buharlı gemilerin yerini mazotlulara terketmesi, elektriğin mum ışığının ve gaz lambasının yerini alması yaratıcı yıkım örnekleridir. Çoğu kere yıkım absolü olmayıp, eski sistem bir seçenek olarak geride kalmakta ve arada bir kullanılmaktadır. Bu haliyle yaratıcı yıkım yaşama renk katmakta ve onu zenginleştirmektedir.

Bilimsel bir teorinin yerini yeni bir kuramın alması olgusu da yaratıcı yıkımdır. Örneğin genişleyen evren kuramı, olduğu gibi duran evren modelinin yerini almıştır. Genişleyen evren kuramı bununla da yetinmemiş, evrenin geçmişte bir noktadan başlaması gerektiği sonucuna varmıştır. Evren sürekli genişlemekte olduğuna göre, geçmişte bir zaman tek bir noktayı tutuyor olması mantıklı bir çıkarımdır. Görüldüğü üzere yaratıcı yıkım yalnız bir yıkım değildir. Aynı zamanda yapıcı ve yaratıcı bir ilerlemedir de.

Yıkıcı yaratıcılıkta bu zenginlik ve yapıcılık yoktur. Yıkma önce gelir ve yıkılan olgunun ne olduğu o kadar önemli değildir. Çünkü geride ondan eser bile kalmayacaktır. O yıkılacak ve yerini daha sonra yaratılan bir şey alacaktır.

İslam'ı bu kavramlar muvacehesinde değerlendirirsek, nasıl bir manzara ile karşılaşırız?

İslam nedir?

Yaratıcı yıkıcılık mıdır, yıkıcı yaracılık mıdır?

Sizin bir yazınızı okumuştum kaostan düzene geçiş,islamda buna benziyor,yağma talan yıkımla kendini vareden islam o ykımın içinde kendi doruklarını yaşadı yıkım onun hiç umrunda olmadan ama şu andaki teknolojik çağın gerisinde ve entropi yasası onu yıkıp yerine ne koyar acaba?

Tabi yanlış hatırlamıyosam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'ın ne olduğunu tartışıyoruz.

Yaratıcı bir yıkıcılığı mı simgeliyor İslam, yoksa yıkıcı bir yaratıclığı mı?

Yaratıcı yıkıcılığın önce yarattığına değinmiş, sonra eski, köhne, artık işe yaramayan kurumların yerini aldığını vurgulamıştık.

İslam'ın yaratıcı bir yıkım olabilir mi?

Başlangıç olarak İslam Arap toplumu için yeni bir eğilimdir. İslam öncesi Arapların çeşitli putlara taptıkları biliniyor.

İslam putperestliğe karşı olduğuna göre putperestliği yıkmadan yeni bir din olarak ortaya çıkamaz.

Bu durumda İslam yaratıcı bir yıkım olamaz. Yıkıcı bir yaratıcı olmak zorundadır.

Nitekim İslam yıkıcı bir yaratıcı olduğunu yalnız Arap toplumunda değil, İslam'ı kabul eden her toplumda kanıtlamıştır.

İslam'ı kabul eden bütün toplumlar, İslam'dan önce sahip oldukları bütün gelenek ve göreneklerini, kültürlerini, hatta dillerini kaybetmişlerdir.

Onların yerini ilkel bedevi kültür ve geleneklerinden kaynak alan bir kültür almıştır.

İslam'ı kabul eden toplumların hepsinde bu ilginç yıkıcılığı ve yozlaşmayı görmek mümkündür.

İslam'dan önce çok değişik gelenek, görenek ve kültürlere sahip toplumlar, İslam'ı kabul ettikten sonra birbirlerine çok benzeyen, Arap gelenek ve görenekleri ile bezenmiş, oldukça homojen bir kültüre (İslam kültürüne) sahip olmuşlardır.

Bu ancak yıkıcı yaratıcılığın eseri olabilir.

İslam kabul edildiği toplumların kültürel alt yapısını yıkarak yok etmiş, onlara kendi kültürünü empoze ederek, özgün bir İslam kültürü oluşturmuştur.

Kökenleri çok farklı olmasına rağmen İslam ülkelerinde ortaya çıkan uygarlıkların birbirlerine bu kadar benzemesinin başka bir nedeni olamaz.

İslam açıkça yıkıcı bir yaratıcılıktır. Girdiği toplumların sosyal alt yapısını nerdeyse tümden yıkmış ve onların yerini almıştır.

Peki bu bağlamda Atatürk devrimleri nasıl bir niteliğe sahiptirler?

Yeni bir ülke olarak temeli atılan TC'de yapılan devrimlerin doğası nedir?

Yaratıcı bir yıkım mıdır, yoksa yıkıcı bir yaratıcılık mıdır?

Atatürk devrimleri hiç kuşkusuz yaratıcı bir yıkıcılıktır.

Önce yaratılmışlardır. Ve önceden mevcut eski ve köhne kurumların yerini alarak onları tümden yok etmemişlerdir. Bazıları varlıklarını TC'de de devam ettirebilmişlerdir.

Teokratik bir imparatorluk olan Osmanlı'nın dayandığı kurumların çoğu TC'nin çağdaş kurumları kurulduktan sonra artık işlevlerini yitirmişlerdir.

Çoğu yasalarla yok edilmişlerdir ama, bazıları yeni yaratılan çağdaş kurumlardan dolayı artık işlevlerini sürdüremez olmuşlardır.

Atatürk devrimleri eski ve köhne kurumların hepsini yok edememiştir. İslam'la ilgili bazı kurumlar yok edilmişlerdir ama, İslam din olarak bundan olumsuz etkilenmemiştir.

Ezan'ın Türkçe okunması İslam'a karşı bir müdahale sayılmamalıdır. Ezan alt tarafı namaz vakti geldiğinin Müslümanlara duyurma amacı olan bir çağrıdır. Kutsal bir anlamı yoktur.

Bir yaşam tarzı olan İslam'ın yalnız bir din olarak devam etmesi sağlanmıştır. İslam artık bir yaşam tarzı değildir. Çağdaş uygarlıkların hiçbirinde din bir yaşam tarzı değildir.

AKP'nin iktidarı kazanması ile Türkiye'de nasıl bir dönem başlamıştır?

Bu yeni dönemi yaratıcı bir yıkıcılık mıdır, yoksa yıkıcı bir yaratıcılık mıdır?

Tartışmalara bu soruları yanıtlayarak devam edeceğiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

En son iletiyi aşağıdaki cümlelerle bitirdik.

AKP'nin iktidarı kazanması ile Türkiye'de nasıl bir dönem başlamıştır?

Bu yeni dönemi yaratıcı bir yıkıcılık mıdır, yoksa yıkıcı bir yaratıcılık mıdır?

Tartışmalara bu soruları yanıtlayarak devam edeceğiz.

Bu soruları yanıtlamaya çalışalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...