Jump to content

Cesitli Eski Ahit ayetlerinin incelenmesi.


Recommended Posts

Oyle bir dunyada yasiyoruz ki kirlenmemis, ahlaksizliktan, iki yuzlulukten, yalanciliktan ve cikarciliktan nasibini almamis bir insan ile karsilasmak gercekten imkansiza yakin... Insanlar boyle olunca da kitleler, toplumlar da bu ozelliklerde oluyor ister istemez...

Dunyaya ve insanliga bakinca kimi zaman, gercekten insanligimizdan utaniyoruz, dunyadan nefret ediyoruz, aslinda bu durum sadece insanlarin sucu da degil, dunyadaki sistem cok kotu, sartlar da insanlari boyle olmaya son derece guclu bir sekilde itiyor, yani "cenehhem"e yakin olan bir dunyada yasamaya calisiyoruz, insan dogasi kotu, herkeste bir maske, cikarcilik, bencillik, aldatma, yalan, dolan, uckagit, siddet, vahset, yapilan iyilikler bile belli cikarlara dayali......... vs uzayip gider.

Iste boyle bir sistemde, boyle bir dunyada, boyle bir ortamda, insan cogu zaman gercekten butun bunlardan arinmis, dunyasalliktan uzak, gercek anlamda samimi, nihai, yukarda yazilan butun olumsuzluklardan uzak oldugundan emin oldugunuz sonsuz kutsal bir kaynagin omuzlarinda aglamak ve huzur bulmak istiyor, uzaklasmak istiyor ve burada din devreye giriyor bazen.

Peki, dogal olarak, mantiken, insanlarin ve dunyanin butun bu olumsuzluklarindan uzak olmasi beklenecek Tanri nasil bir Tanri`dir? Sonsuz kutsal ve insanligin olumsuz dusunus/davranis sekillerinden uzak bir varlik midir yoksa o insanlarin, yukarda yazdigim butun olumsuzluklarina bizzat hizmet etmek icin yine onlar tarafindan olusturulmus bir varlik midir? Eski Ahit, hem Musevilerin hem de hristiyanlarin "bozulmamis Tanri sozu" olarak kabul ettigi bir kitaptir. Bu baslik altinda Eski Ahit`ten cesitli ayetleri kendimce incelemeye calisacagim.

1) Hesbon Krali Sihon ve Israilogullari

Eski Ahit`ten hikayeyi okuyalim:

Yasa`nin tekrari 2:

26Kedemot Çölü`nden Heşbon Kralı Sihon`a barış önerileriyle ulaklar gönderdim. Öneriler şöyleydi:

27`İzin ver, ülkenden geçelim. Dosdoğru ana yoldan, sağa sola sapmadan geçeceğiz.

28-29Yiyeceğimizi, içeceğimizi para karşılığında bize vereceksin. Yeter ki ülkenden geçelim. Seir`de yaşayan Esavoğulları ile Ar Kenti`nde yaşayan Moavlılar sınırlarından geçmemize izin verdiler. Şeria Irmağı`ndan geçip Tanrımız RAB`bin bize vereceği ülkeye gitmemize sen de izin ver.

30Ne var ki, Heşbon Kralı Sihon ülkesinden geçmemize izin vermek istemedi. Tanrınız RAB, şimdi olduğu gibi, Sihon`u elinize teslim etmek için yüreğini duygusuzlaştırıp onu inatçı yaptı .

31RAB bana, `İşte Sihon`u ve ülkesini senin eline teslim etmeye başladım. Haydi, ülkeyi ele geçir ve mülk edinmeye başla dedi.

32Sihon bizimle savaşmak için Yahesa`da bütün halkıyla karşımıza çıktı.

33Tanrımız RAB onu elimize teslim etti. Onu, oğullarını ve bütün halkını yok ettik.

34Bütün kentlerini ele geçirdik, hepsini yok ettik. Kadın, erkek, çocuk, kimseyi sağ bırakmadık.

35Hayvanlara ve ele geçirdiğimiz kentlerdeki mallara ise el koyduk."

Evet, anlatilanlara gore Israilogullari, "vaad edilen" topraklara ulasabilmek icin kral Sihon`un topraklarindan gecmek istiyor ancak belli ki Israilogullarinin istekleri bu kadar masum degil... Bizzat o topraklari, halkin mallari ve mulklerini de istemekteler. Bundan sonra derhal "Tanri" devreye giriyor ve kral Sihon`un yuregini katilastiriyor ki Sihon, Israilogullarinin onerisini kabul etmesin ve bu durum, Israilogullarinin saldirmasi icin bahane olsun... Sonucta Tanri, ortaya bir bahane olarak konuluyor ve zorla Israilogullarini saldirtmis oluyor, kadin erkek cocuk kimse esirgenmeden acimasizca katlediliyor mallara mulklere ve hayvanlara da el konuyor.

Simdi elini vicdanina koyan ve objektif olarak dusunme yetisini kaybetmemis herhangi bir insanin bu ayetlerdeki Tanri icin "kutsal" demesi imkansizdir... Ya da soyle dusunmek lazim. Mantikli olarak olaya anlatilanlara bakinca, gercekten sonsuz kutsal bir Tanri`nin boyle bir seyi yaptirmasi mi akla mantiga daha uygundur ve makul bir dusuncedir yoksa bu insanlarin kendi cikarlari icin, kendi dunyasal kazanimlari ve guc pesinde kosmalari nedenleri icin boyle bir Tanri`yi uydurdugu dusuncesi mi?

Butun bunlar bir yana, butun kentlerin icindeki her bir insanin yok edilmesi hangi mantikla aciklanabilir? Iclerinde 1 tane dahi iyi bir insan yok muydu veya sonsuz guclu Tanri baska cozum bulamadi mi? Bu da bir yana, cocuklarin oldurulmesi nasil aciklanabilir? Iyi-kotu bilincleri dahi henuz olusmamis masum cocuklarin katledilmesi hangi mantikla aciklanabilir? Tanri butun bu vahset tablosu icinde en azindan "cocuklari/bebekleri oldurmeyin, onlari yaniniza alin kendi milletinizden biriymiscesine yetistirip topluma hayirli hale getirin" diyemez miydi? "Sevgi Tanrisi(!)"ndan en azindan bunu bekleyemez miyiz?... “Sonsuz guclu” “Sevgi Tanrisi” denilen varlik, “sectigi” halka coluk cocuk katlettirmekten daha masum bir cozum bulamamis midir?

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

2) Eski Ahit Tanri`sinin "tesekkur etme" bicimi:

2. Samuel 6:

3-4 Tanrı`nın Sandığı`nı Avinadav`ın tepedeki evinden alıp yeni bir arabaya koydular. Tanrı`nın Sandığı`nı taşıyan yeni arabayı Avinadav`ın oğulları Uzza`yla Ahyo sürüyordu. Ahyo sandığın önünden yürüyordu.

5 Bu arada Davut`la bütün İsrail halkı da RAB`bin önünde lir, çenk, tef, çıngırak ve ziller eşliğinde ezgiler okuyarak var güçleriyle bu olayı kutluyorlardı.

6 Nakon`un harman yerine vardıklarında öküzler tökezledi. Bu nedenle Uzza elini uzatıp Tanrı`nın Sandığı`nı tuttu

7 RAB Tanrı saygısızca davranan Uzza`ya öfkelenerek onu orada yere çaldı. Uzza Tanrı`nın Sandığı`nın yanında öldü (Ayni ayetler 1. Tarihler 13:1-14`te de var)

Davud, "Tanri`nin Sandigi"ni Kudus`e goturmeye karar verir. Sandigi bir arabaya koyarlar ve yolculuk baslar. Bu sandik oyle bir sandiktir ki daha once Tanri, sadece icine baktiklari icin 70 kisiyi katletmistir (1 Samuel 6:19) Insan kanina muhtac Aztek tanrilari gibi, sanirim Israilin Tanrisi da var olmak icin bu sandiga muhtac olacak ki bu sekilde davraniyor... Her neyse, bu kutsal sandigi tasirken okuzler birden tokezliyor ve Uzza, Tanri`nin sandiginin yere dusmesi gibi bir faciayi engelleyebilmek icin bir refleksle elini sandiga uzatiyor ve sandigin dusmesini engelliyor. Tanri ise kutsal sandiga dokundugu icin Uzza`yi orada olduruyor. Bu da Israil`in Tanri`sinin tesekkur etme bicimi olsa gerek... Burada dusunulmesi gereken seyler:

1) Tanri acaba bu kadar kutsal olan sandiginin yere dusup rezil olmasini dagilip parcalanmasini, camura batmasini mi tercih ederdi? Elle temas olmasi, yerlere dusup camurla belki de hayvan pisligiyle temas olmasindan ve acilip parcalanmasindan daha mi "kotu" bir seydir?

2) Uzza`nin "suc"u tam olarak nedir? Insanin aklina "Tanri oldurmek icin bahane ariyor" dan baska mantikli bir dusunce gelmiyor ne yazik ki. Acaba Uzza, kutsal sandigin dusup dagilmasina, at altinda kalip, acilip sacilmasina seyirci kalsaydi Tanri ona ceza vermeyecek miydi?

3) "Sonsuz guclu" denilen bu "sevgi Tanrisi"ndan, Uzza`yi oldurmek yerine basitce okuzlerin tokezlemesini engellemesini istesek cok mu sey istemis olurduk?

4) Bu ayetler, Israil`in "kiskanc" oldugu soylenen Tanri`sinin profilini cizmemize yardim eden ayetlerden... Bu "sevgi Tanrisi"(!) son derece sekilci, kuralci ve yuzeysel, niyete degil sekle onem veren, oldurmek icin adeta bahane arayan totaliter bir diktator olarak kurgulanmistir.

Devam edecek...

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

urfa'nın tarihini okuyun..

ağzınız açık kalacak ..

tevrat'taki kanlı ayetlerin aynı veya benzerleri yaşanmış.

sürekli ve sürekli savaş.

hem de 3-4 bin yıl önce değil.500-800 yıl önce.. :)

----------

o zamanın dünyası farklıydı.

yerli tanrılar dönemi..

muhammet'in tanrısı da yerel bir tanrıydı..yahudilerin tanrısı da.

müslüman ve hristiyanlar onları alıp dünyanın tepesine diktiler...

ve koskocaman bir garabet çıktı ortaya.. :)

ama bu bile dinleri ciddi bir biçimde sarsıp yok edemedi..

tarihinde cehane27 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İncelenmeye değer ahlak abidesi :)

"Lût Tsoar'dan çıkıp dağda oturdu, iki kızı da onunla be-raberdi...O ve iki kızı bir mağarada oturdular. Büyük kızı küçüğüne şöyle dedi: Babamız kocamıştır, bütün dünyanın yoluna göre yanımıza girmek için memlekette erkek yoktur, gel babamıza şarap içirelim ve babamızdan zürriyet yaşatmak için onunla yatalım. O gece babalarına şarap içirdiler, büyük kızı girip babası ile yattı ve onun yatmasını ve kalkmasını bilmedi. Ertesi gün büyük kız küçüğüne dedi: Dün gece babamla yattım, bu gece de ona şarap içirelim ve babamızdan zürriyet yaşatmak için gir, onunla yat. O gece de babalarına şarap içirdiler, küçük kız kalkıp onunla yattı... Lut'un iki kızı böylece babalarından gebe kaldılar."

Tekvin, 10:30-36

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu olayın öncesi de var.

" Eski Ahit/Tekvin/BAP 19

İki melek akşamleyin Sodom'a vardılar. Lut kentin kapısında oturuyordu. Onları görür görmez karşılamak için ayağa kalktı. Yere kapanarak,

"Efendilerim" dedi, "Kulunuzun evine buyurun. Ayaklarınızı yıkayın, geceyi bizde geçirin. Sonra erkenden kalkıp yolunuza devam edersiniz." Melekler, "Olmaz" dediler, "Geceyi kent meydanında geçireceğiz."

Ama Lut çok diretti. Sonunda onunla birlikte evine gittiler. Lut onlara yemek hazırladı, mayasız ekmek pişirdi. Yediler.

Onlar yatmadan, kentin erkekleri -Sodom'un her mahallesinden genç yaşlı bütün erkekler- evi sardı.

Lut'a seslenerek, "Bu gece sana gelen adamlar nerede?" diye sordular, "Getir onları da yatalım."

Lut dışarı çıktı, arkasından kapıyı kapadı.

"Kardeşler, lütfen bu kötülüğü yapmayın" dedi,

"Erkek yüzü görmemiş iki kızım var. Size onları getireyim, ne isterseniz yapın. Yeter ki, bu adamlara dokunmayın. Çünkü onlar konuğumdur, çatımın altına geldiler."

Adamlar, "Çekil önümüzden!" diye karşılık verdiler, "Adam buraya dışardan geldi, şimdi yargıçlık taslıyor! Sana daha beterini yaparız." Lut'u ite kaka kapıyı kırmaya davrandılar.

Ama içerdeki adamlar uzanıp Lut'u evin içine, yanlarına aldılar ve kapıyı kapadılar.

Kapıya dayanan adamları, büyük küçük hepsini kör ettiler. Öyle ki, adamlar kapıyı bulamaz oldu.

İçerdeki iki adam Lut'a, "Senin burada başka kimin var?" diye sordular, "Oğullarını, kızlarını, damatlarını, kentte sana ait kim varsa hepsini dışarı çıkar.

Çünkü burayı yok edeceğiz. RAB bu halk hakkında birçok kötü suçlama duydu, kenti yok etmek için bizi gönderdi."

Lut dışarı çıktı ve kızlarıyla evlenecek olan adamlara, "Hemen buradan uzaklaşın!" dedi, "Çünkü RAB bu kenti yok etmek üzere." Ne var ki damat adayları onun şaka yaptığını sandılar.

Tan ağarırken melekler Lut'a, "Karınla iki kızını al, hemen buradan uzaklaş" diye üstelediler, "Yoksa kent cezasını bulurken sen de canından olursun."

Lut ağır davrandı, ama RAB ona acıdı. Adamlar Lut'la karısının ve iki kızının elinden tutup onları kentin dışına çıkardılar.

Kent dışına çıkınca, adamlardan biri Lut'a, "Kaç, canını kurtar, arkana bakma" dedi, "Bu ovanın hiçbir yerinde durma. Dağa kaç, yoksa ölür gidersin."

Lut, "Aman, efendim!" diye karşılık verdi,

"Ben kulunuzdan hoşnut kaldınız, canımı kurtarmakla bana büyük iyilik yaptınız. Ama dağa kaçamam. Çünkü felaket bana yetişir, ölürüm.

İşte, şurada kaçabileceğim yakın bir kent var, küçücük bir kent. İzin verin, oraya kaçıp canımı kurtarayım. Zaten küçücük bir kent."

Adamlardan biri, "Peki, dileğini kabul ediyorum" dedi, "O kenti yıkmayacağım.

Çabuk ol, hemen kaç! Çünkü sen oraya varmadan bir şey yapamam." Bu yüzden o kente Soar adı verildi.

Lut Soar'a vardığında güneş doğmuştu.

RAB Sodom ve Gomora'nın üzerine gökten ateşli kükürt yağdırdı.

Bu kentleri, bütün ovayı, oradaki insanların hepsini ve bütün bitkileri yok etti.

Ancak Lut'un peşisıra gelen karısı dönüp geriye bakınca tuz kesildi.

İbrahim sabah erkenden kalkıp önceki gün RAB'bin huzurunda durduğu yere gitti.

Sodom ve Gomora'ya ve bütün ovaya baktı. Yerden, tüten bir ocak gibi duman yükseliyordu.

Tanrı ovadaki kentleri yok ederken İbrahim'i anımsamış ve Lut'un yaşadığı kentleri yok ederken Lut'u bu felaketin dışına çıkarmıştı.

Lut Soar'da kalmaktan korkuyordu. Bu yüzden iki kızıyla kentten ayrılarak dağa yerleşti, onlarla birlikte bir mağarada yaşamaya başladı.

Büyük kızı küçüğüne, "Babamız yaşlı" dedi, "Dünya geleneklerine uygun biçimde burada bizimle yatabilecek bir erkek yok.

Gel, babamıza şarap içirelim, soyumuzu yaşatmak için onunla yatalım."

O gece babalarına şarap içirdiler. Büyük kız gidip babasıyla yattı. Ancak Lut yatıp kalktığının farkında değildi.

Ertesi gün büyük kız küçüğüne, "Dün gece babamla yattım" dedi, "Bu gece de ona şarap içirelim. Soyumuzu yaşatmak için sen de onunla yat."

O gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız babasıyla yattı. Ama Lut yatıp kalktığının farkında değildi.

Böylece Lut'un iki kızı da öz babalarından hamile kaldılar.

Büyük kız bir erkek çocuk doğurdu, ona Moav adını verdi. Moav bugünkü Moavlılar'ın atasıdır.

Küçük kızın da bir oğlu oldu, adını Ben-Ammi koydu. O da bugünkü Ammonlular'ın atasıdır. "

gökten inen iki melek ve onlara erkek diye tecavüz etmek için toplanarak lut' un evini basan bir topluluk.. melekleri vermemek için " bakire kızları " nı öneren bir peygamber.. bütün bu olanlara sinirlenip ( başta hiçbir önlem almayan ) o topluluğu tümden yok eden bir tanrı.. erkeksizliğe dayanamayan ve babasıyla yatan iki kızkardeş.. ve öz babalarının çocuklarından " seçilmiş " halkın devamı..

tarihinde b@lder tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ahit sandığı için şöyle bir analiz var Anthemoessa'cığım..

http://www.seyfullahdemir.com/ahit-sandigi-icin-kullanilan-enerji/

Tesekkur ederim link icin ama okuduktan sonra kendimi sinemada son derece fantastik bir bilim-kurgu filmi izler gibi hissettim. :)

Soguk fuzyon bataryalariyla calisan radyasyon yayan bir telsiz olan sandik, Uzza dokununca yuksek voltaj nedeniyle onu carpiyor. :) Hadi oyle kabul edelim, bu sandigin zaten arabayla tasinmamasi omuzlarda tasinmasi gerekiyor halbuki sandigi arabaya yuklerken bizat sandik tutulup yuklendi Levililer tarafindan acaba onlari neden carpmiyor bu voltaj? Insan ayirt eden bir voltaj ve radyasyon mu soz konusu? Yani arabaya konurken de yine ellerle konuyor (Levililerden baskasinin tasimasi zaten yasak) onlari neden carpmiyor da Uzza`yi carpiyor?

Benim bu senaryoya, soguk fuzyon bataryalariyla telsiz olarak calisan yuksek voltajli sandik senaryosuna aklim pek ermedi en iyisi klasik yerden devam. :)

Edit: Simdi tamamini okudum, yazida bunun da nedeni aciklanmis. Oyle ki Levililerin "genleriyle" oynandigindan(!) onlar voltajdan radyasyondan etkilenmiyorlarmis ama diger insanlar etkileniyorlarmis.

Bu fantastik bilim kurgu senaryosu da kurtarmiyor durumu oyle ki Uzza`nin Tanri tarafindan bir ceza olarak olduruldugu soyleniyor metinde acaba Tanri neden sandigi kurtarmaya calisan Uzza`nin hemencecik genleriyle oynayarak onun da etkilenmemesini saglamamis da tam tersi ceza vermis? Tanri`nin yuksek teknolojisini kullanip, sandigi kurtaran Uzza`nin genlerini hemen degistirmeye gucu yetmez miydi?

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tesekkur ederim link icin ama okuduktan sonra kendimi sinemada son derece fantastik bir bilim-kurgu filmi izler gibi hissettim. :)

Soguk fuzyon bataryalariyla calisan radyasyon yayan bir telsiz olan sandik, Uzza dokununca yuksek voltaj nedeniyle onu carpiyor. :) Hadi oyle kabul edelim, bu sandigin zaten arabayla tasinmamasi omuzlarda tasinmasi gerekiyor halbuki sandigi arabaya yuklerken bizat sandik tutulup yuklendi Levililer tarafindan acaba onlari neden carpmiyor bu voltaj? Insan ayirt eden bir voltaj ve radyasyon mu soz konusu? Yani arabaya konurken de yine ellerle konuyor (Levililerden baskasinin tasimasi zaten yasak) onlari neden carpmiyor da Uzza`yi carpiyor?

Benim bu senaryoya, soguk fuzyon bataryalariyla telsiz olarak calisan yuksek voltajli sandik senaryosuna aklim pek ermedi en iyisi klasik yerden devam. :)

Edit: Yazida bunun da nedeni aciklansmis. Oyle ki Levililerin "genleriyle" oynandigindan(!) onlar voltajdan radyasyondan etkilenmiyorlarmis ama diger insanlar etkileniyorlarmis.

Bu fantastik bilim kurgu senaryosu da kurtarmiyor durumu oyle ki Uzza`nin Tanri tarafindan bir ceza olarak olduruldugu soyleniyor metinde acaba Tanri neden sandigi kurtarmaya calisan Uzza`nin hemencecik genleriyle oynayarak onun da etkilenmemesini saglamamis da tam tersi ceza vermis? Tanri`nin yuksek teknolojisini kullanip, sandigi kurtaran Uzza`nin genlerini hemen degistirmeye gucu yetmez miydi?

bu adamın bütün senaryoları akla dayalı anthemoessacığım..siteyi biraz kolaçan etmelisin bence :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

çıkış bölümündeki " on bela " bölümü de " yahudi tanrısı " nın acımasızlığı ve eziyet etmekten hoşlandığı görülür. firavun yahudilerin gitmesine izin vermiyor bahanesiyle hiçbir suçu olmayan birçok mısırlıyı öldürür. bunlar içinde firavun' un küçük oğlu da vardır.

bu on bela neymiş bir bakalım :

1. Kan (דָם): Çık. 7:14–25

2. Kurbağa (צְּפַרְדֵּעַ): Çık. 7:25–8:11

3. Bit (כִּנִּים): Çık. 8:12–15

4. Sinek (עָרוֹב): Çık. 8:20–32

5. Hayvanlarda salgın hastalık (דֶּבֶר): Çık. 9:1–7

6. İrinli çıbanlar (שְׁחִין): Çık. 9:8–12

7. Dolu (בָּרָד): Çık. 9:13–35

8. Çekirge (אַרְבֶּה): Çık. 10:1–20

9. Karanlık (חוֹשֶך): Çık. 10:21–29

10. İlkdoğan ölümü (מַכַּת בְּכוֹרוֹת): Çık. 11:1–12:36

firavuna kızarak halkına, suçsuz insanlara bol bol eziyet eden bir tanrı. seçilmiş israiloğulların gidecekse yollar bile onlara secde eder ve çıkarlar, bu kadar basit.ne diye firavunla uğraşırsın ki. sen koskoca tanrısın yahu; yok sinekler, yok irinli çıbanlar.. bunu anlatan musa diye bir film vardı, bu filmde beş yaşlarında firavunun oğlunu ölürken gösterirken adeta zevk alıyordu yönetmen. o da köktendinci falandır artık.

yine bu yobaz yahudilerin bunlar için açıklaması var ki dalga mı geçiyorlar anlaşılmaz. yalnızca sonuncusunu yazıyorum: " 10. bela - İlkdoğan ölümü:

Eğer son belanın amacı gerçekten sadece ilkdoğanları etkilemekse bu, karanlık zamanda ya çekirgeler ya da kara küf (Cladosporium) tarafından yemeklerin zehirlenmesiyle gerçekleşmiş olabilir. Ortadoğu kültüründe ilkdoğanlar ayrıcalıklı olduğu için ilk öğünler onlara verilirdi böylece ilkdoğanların yemekten zehirlenmiş olmaları olasıdır. İsrailoğulları ise, öğünlerini hazırlayıp hemen tükettikleri için onların etkilenme olasılığı daha az olurdu.

2006'da yayınlanan Exodus Decoded isimli belgeselde Jacobivici'nin görüşüne göre ilkdoğanların ölümü Santoron'daki volkanik patlamayla ilintilidir. İlkdoğanlar ayrıcalıklı olduğundan yere yakın yerlerde yatıyordu, diğer çocuklar ise yüksekte ve hatta bazen çatıda yatırılıyordu. Volkanik patlama sebebiyle zehirli gaz ağır olduğundan yere yakın kalıyordu bu sebeple yere yakın yatan ilkdoğanlar zehirlenip ölmüştü. Yahudilerin bundan kurtulmalarının sebebi ise o gün Pesah'ın ilk günü olduğundan yatmaya gitmemeleri, tersine, ayakta kutlama yapmalarıydı. "

ayrıntılı bilgi için : http://tr.wikipedia.org/wiki/On_Bela

tarihinde b@lder tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bu adamın bütün senaryoları akla dayalı anthemoessacığım..siteyi biraz kolaçan etmelisin bence :)

Ben bu tip seylerle ugrasmayi sevmiyorum pek, bence sahte ruhsallik/new age kategorisine giriyor bunlar. Bunlara inanacaksam bilgi kitabi falan var piyasada evrenle ilgili her seyi acikladigini iddia ediyor: soguk fuzyonlar, fizyonlar atlantalilar mu atlantis, bataryalar, enerji bolgeleri, alfa beta teta gama dalgalari ile iletisim... :) Bu sekilde cok new age var, bilim kurgu senaryosu yazar gibi insan istedigi her senaryoyu yazip "boyle soyleydi" diye anlatabilir.

Ben bunlar yerine binlerce yillik, her kulturden cesitli mistiklerin anlattigi, spirituel bilgilerle veya felsefelerle ugrasmayi tercih ederim.

Ama tesekkur ederim Noir, incelicem yine de. Belki aralarda guzel ilginc birkac sey cikar. :)

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bence de incelemelisin, senin çok şey çıkaracağından eminim..seyfullah demir bahsettiğin new age cilerden filan hazetmez mesela uzay dinlerine de inanmaz..bilgi kitabı kkakkındaki görüşüne bakar mısın?

Bilgi kitabının iddiası doğru değildir. Ne 600 kitap yazdırılıyor, nede diğer kanallar kapatılmıştır. Aslında Alfa kanalı diye bir kanal bile yoktur. Uydurma bir isimdir. Alfa kanalının eskiden mısır üzerinde olduğu zaman içinde yukarı hareket ederek önce filistine, şimdide Türkiyeye geldiği iddiası var. Bu da doğru değildir. Eğer doğru olsaydı Budha, Konfücyüs olmayacağı gibi Sümer, Yunan, Roma veya Kızılderili dinleri olmazdı. Şu anda da dünyanın her yerinde kitaplar yazdırıldı ve yazdırılıyor. Örneğin Ra bilgileri veya günümüzde de devam eden Amerikalı Tom Kenyonun Hathorla olan bağlantısı gibi

Link to post
Sitelerde Paylaş

3) Bebek ve cocuk katliami

1 Samuel 15:

1 Samuel Saul`a şöyle dedi: “RAB seni kendi halkı İsrail`in Kralı olarak meshetmek* için beni gönderdi. Şimdi RAB`bin sözlerine kulak ver.

2 Her Şeye Egemen RAB diyor ki, `İsrailliler`e yaptıkları kötülükten ötürü Amalekliler`i cezalandıracağım. Çünkü Mısır`dan çıkan İsrailliler`e karşı koydular.

3 Şimdi git, Amalekliler`e saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür .”

Bu ayetlerin pek bir yoruma ihtiyaci yok, gayet acik... Eski Ahid`in Tanrisi, "esirgemeden" "acimadan" gibi kelimelerle uzerine basa basa , coluk cocuk yasli kadin ayird etmeden herkesin katledilmesini emrediyor. Bu ayette gecen "coluk cocuk" ifadesinde, "coluk" olarak Turkce`ye cevrilen kelimenin asli "henuz memeden kesilmemis cocuk" ("suckling") yani bebek anlamina geliyor. "coluk cocuk" ifadesinin Ibranice asli "cocuklar ve bebekler" olarak gecmekte. Bu konuda, en literal (kelimesi kelimesine) ceviri kabul edilen ingilizce "Young`s literal translation" a bakalim:

"Now, go, and thou hast smitten Amalek, and devoted all that it hath, and thou hast no pity on it, and hast put to death from man unto woman, from infant unto suckling, from ox unto sheep, from camel unto ass." (YLT)

Bu kadar buyuk, acimasiz bir katliami hicbir gerekce hakli gosteremez. En basta cocuklar ve bebeklerin sucu nedir de Eski Ahit Tanrisi, insan eliyle bu bebek ve cocuklarin katledilmesini emretmistir. En azindan, butun bu katliam icinde "sevgi Tanrisindan(!) "cocuklari/bebekleri oldurmeyin, onlari yaniniza alin kendi milletinizden biriymiscesine yetistirip topluma hayirli hale getirin" seklinde bir dusunce bekleyemez miyiz?

Ikinci olarak nedir bu Amaliklilerin sucu da cocuklara bebeklere kadar, akilalmaz bir katliam uygulaniyor? Eski Ahit soyle bir gerekce gosteriyor:

"Çünkü Mısır`dan çıkan İsrailliler`e karşı koydular"

Bu gerekce gercekten cok komik. Cunku Misir`dan Cikis (Exodus) olayi, MO 1300`lu yillarda gerceklesmistir. Tanri`dan bu emri alan kral Saul ise taaa MO 1079 yilinda dogmustur! Yani arada yuzyillar var. Yuzyillar once gerceklesmis bir olay yuzunden (ki saldiran taraf o zaman da Israil olmustur) uygulanan bir katliam var ortada... Yuzyillar onceki atalarinin suclarindan oturu, Eski Ahit Tanrisinin emriyle bebekler cocuklar kadinlar yaslilar herkes acimadan Saul`un ordusu araciligiyla katledilmistir. Aslinda zaten Eski Ahit`te gecen "atalarinin suclarindan oturu ogullari bogazlamak icin yer hazirlayin" seklindeki ayetleri okuduktan sonra, bu konudaki mantik carpikligina yeniden sahit oluyoruz

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

gökten inen iki melek ve onlara erkek diye tecavüz etmek için toplanarak lut' un evini basan bir topluluk.. melekleri vermemek için " bakire kızları " nı öneren bir peygamber.. bütün bu olanlara sinirlenip ( başta hiçbir önlem almayan ) o topluluğu tümden yok eden bir tanrı.. erkeksizliğe dayanamayan ve babasıyla yatan iki kızkardeş.. ve öz babalarının çocuklarından " seçilmiş " halkın devamı..

Genel olarak Kutsal Kitapta bu ve buna benzer bircok sacmalik bulabilirsiniz.Hatta bunlari sayfalarca anlatsak bitiremeyebiliriz.

Ancak sunu belirtmekte yarar var: Kutsal Kitapta yazilan hersey uygulanmak ya da ornek alinmak zorunda degildir. Lut Kutsal Kitaba göre ornek alinacak biri olmayabilir. Burada Lut'un bir peygamber oldugundan soz etmiyor. Kizlarinin dogru bir sey yaptigi da anlatilmiyor. Elestirirken biraz daha dikkatli davranalim.

tarihinde IFeelGood tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Genel olarak Kutsal Kitapta bu ve buna benzer bircok sacmalik bulabilirsiniz.Hatta bunlari sayfalarca anlatsak bitiremeyebiliriz.

Ancak sunu belirtmekte yarar var: Kutsal Kitapta yazilan hersey uygulanmak ya da ornek alinmak zorunda degildir. Lut Kutsal Kitaba göre ornek alinacak biri olmayabilir. Burada Lut'un bir peygamber oldugundan soz etmiyor. Kizlarinin dogru bir sey yaptigi da anlatilmiyor. Elestirirken biraz daha dikkatli davranalim.

Bu konuda Kutsal KItabin sorunu bence hikayeyi neden anlattigi hakkinda bir sey ima etmemesi... Yani o tip hikayelerin "kutsal" kitapta ne isi var? Hristiyanlar der ki "peygamberlerin de gunahli oldugunu gostermek icin".. Ancak Kutsal KItaptaki bu tip hikayelerde bizzat Tanri da bazen isin icine dahil oluyor, yalan soyletiyor aldatiyor...vs Tanri da mi gunahli yani?

Bence Kutsal KItap`in cogu bolumu ozellikle "kutsal kitap" olarak yazilmamis, sadece Yahudilerin tarihine isik tutmak ve o gunku toplumdan ornekler sunmak icin basit bir "efsanevi Yahudi tarihi/destani" olarak kurgulanmis. Daha sonra hem Yahudiler hem de hristiyanlar tarafindan kutsal kabul edilmis.

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...