Jump to content

Recommended Posts

  • İleti 78
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

yalan:)....

Nereden biliyorsun? Pardon unutmuşum, doğduğumdan beri yanımdaydın. Kıvırmaya devam. Güya kimi kıvırtacaktın, bak kim kıvırıyor. Dansöz. Hadi açıkla; arı neden kendisini savunmak için iğnesini kullandığı zamanlarda ölmek zorundadır. Akıllı tasarımın dehası bunu neden görememiştir? Bu nasıl bir mükemmelliyettir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nereden biliyorsun? Pardon unutmuşum, doğduğumdan beri yanımdaydın. Kıvırmaya devam. Güya kimi kıvırtacaktın, bak kim kıvırıyor. Dansöz. Hadi açıkla; arı neden kendisini savunmak için iğnesini kullandığı zamanlarda ölmek zorundadır. Akıllı tasarımın dehası bunu neden görememiştir? Bu nasıl bir mükemmelliyettir?

Kıvıracak dansöz aranıyor!

Link to post
Sitelerde Paylaş

BAL ARASI NEDEN 5 GEN 8 GEN DEĞİLDE 6 GEN PETEK İNŞA EDER...

Bilindiği gibi balarıları ihtiyaçlarından kat kat fazla bal üretirler ve bunları peteklerde saklarlar. Peteğin altıgen oluşu da herkes tarafından bilinen bir özelliktir. Peki arıların neden sekizgen, veya beşgen gibi geometrik şekillerde petekler değil de özellikle altıgen petekler inşa ettiğini hiç düşündünüz mü?

Bu sorunun cevabını araştıran matematikçiler ilginç bir sonuca vardılar

"Bir alanın maksimum kullanımı için en uygun geometrik şekil altıgendir." Altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, inşası için en az balmumu gerektiren şekildir. Yani arı, olabilecek en uygun şekli kullanmaktadır.

Peteğin inşasında kullanılan yöntem ise çok şaşırtıcıdır: Arılar petek inşaatına iki-üç ayrı yerden başlarlar ve aynı anda iki-üç dizi şeklinde peteği örerler. Yani çok sayıda arı, değişik yerlerden başlayarak, aynı ölçülerde altıgenler yapıp, bunları birbirine ekleyerek peteği örer ve en sonunda ortada buluşurlar. Altıgenlerin birleşme yerleri o kadar ustaca yapılmıştır ki görünürde sonradan eklendiklerine dair hiçbir iz yoktur.

Bu yazıya "düşündünüz mü?" sorusu hiç ama hiç yakışmamış.

Şu yazıyı yazanın derdi ne arı, ne arının peteşi ne de peteğin altıgen hücreleri.

Daha fazlasını okumadan bir kehaneete bulunayım. Bir kaç ileti sonra anlamı incir çekirdeğini doldurmayan sorular sıralanacak:

- Arı bu sanat eserini yapmasını nerden biliyor?

- Arıya bunu kim öğretti?

- Akılsız arı bunu nasıl yapar?

...

Düşünmenin ne olduğunu bilmeyen din adamlarının ve inanırların tipik asalaklıklarından başka bir şey değil.

Bu yazıda bahsedilen arılar dahi bu yazı sahibinden daha "akıllı". Ne yapması gerektiğini "biliyor!" Ve yapıyor! Muhtemelen tecrübesi ile ne yapması gerektiğini öğrenmiş. Fizik ve kimya kurallarını uygulayarak hücresini ve peteğini yapıyor. Hayal dünyasında dolaşan Allah, Tanrı, cin, peri vs. gibi hayaletlere pay çıkarmak (asalaklık) gibi bir sorunu olmadığı için, bildiği kuralları uyguluyor ve başarılı oluyor.

Yazı sahibinin derdi ise; arıların bu başarısından kendisine, tanrısına, allahına pay çıkarmaya çalışmak (asalaklık).

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yazıya "düşündünüz mü?" sorusu hiç ama hiç yakışmamış.

Şu yazıyı yazanın derdi ne arı, ne arının peteşi ne de peteğin altıgen hücreleri.

Daha fazlasını okumadan bir kehaneete bulunayım. Bir kaç ileti sonra anlamı incir çekirdeğini doldurmayan sorular sıralanacak:

- Arı bu sanat eserini yapmasını nerden biliyor?

- Arıya bunu kim öğretti?

- Akılsız arı bunu nasıl yapar?

...

Düşünmenin ne olduğunu bilmeyen din adamlarının ve inanırların tipik asalaklıklarından başka bir şey değil.

Bu yazıda bahsedilen arılar dahi bu yazı sahibinden daha "akıllı". Ne yapması gerektiğini "biliyor!" Ve yapıyor! Muhtemelen tecrübesi ile ne yapması gerektiğini öğrenmiş. Fizik ve kimya kurallarını uygulayarak hücresini ve peteğini yapıyor. Hayal dünyasında dolaşan Allah, Tanrı, cin, peri vs. gibi hayaletlere pay çıkarmak (asalaklık) gibi bir sorunu olmadığı için, bildiği kuralları uyguluyor ve başarılı oluyor.

Yazı sahibinin derdi ise; arıların bu başarısından kendisine, tanrısına, allahına pay çıkarmaya çalışmak (asalaklık).

Sevgiler

he yani insanların yıllarını vererek aldığı mesfeyi matematik ilmini fizik ilmini arı zaten uyguluyo bildiği kurallar var:)

Bildiği kuralları uyguluyo ama bunu bildiren HAyırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr Allah olamaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaazzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz

:) :) :) kör....şu yazdığın yorumun her cumlesı Allah diyor ama senın körlük.... kendi yazdığını bile anlamaktan görmekten aciz....

tarihinde insaf tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

he yani insanların yıllarını vererek aldığı mesfeyi matematik ilmini fizik ilmini arı zaten uyguluyo bildiği kurallar var:)

Bildiği kuralları uyguluyo ama bunu bildiren HAyırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr Allah olamaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaazzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz

:) :) :) kör....şu yazdığın yorumun her cumlesı Allah diyor ama senın körlük.... kendi yazdığını bile anlamaktan görmekten aciz....

Behey akılsız.

Arıyı ve arının neler yaptığını herkes görüyor. Arının neler yapabilidiğine herkes şahitlik edebilir.

Ya senin Allah'ını gören var mı?

Görmeyen körler belli: Din adamları ve müslümanlar. Bunların gözleri kör olduğundan sadece hayal dünyalarında gezinen bir hayaleti görüyorlar, Allah'ı. Sanırım ömür boyu kalpleri ile düşünmeye çalışmaktan, artık gözlerini kullanamaz hale gelmişler. Gözlerinin gördüğünü anlamayacak kadar da akılsızlaşmışlar.

Bu ikisini (arıları ve müslümanlar) karşılaştırdığımda, arıların senin gibi müslümanlardan çok daha akıllı olduğu sonucuna varmak zorundayım.

- Arılar bildikleri fizik-kimya kurallarını uyguluyorlar.

- Müslümanlar arıların bilgisinden ve başarısından kendilerine pay çıkarmaya çalışırak asalak yaşıyorlar.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir arıya kusursuz altıgen hücre yapmasını öğretiyor da bir hücreye neden kanserli hücre yapmamasını veya DNA replikasyonu sırasında hata yapmamasını öğretemiyor bu tanrı denilen meret?

AKIL SAHİPLERİ UĞRAŞSIN DİYE senin gibi akılsızlar da hemen iman etmesin diye sadece beyin sahipleri iman etsin diye....

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 6 years later...

Aslında evrim teorisinde şunu hiç  anlayamadım; acaba canlılar sadece bir defaya mahsus mu evrimleşti? Neden bu hayvanat bahçelerindeki maymunlar evrimleşmiyor? Yani o ilkel çağlarda bu mümkün oldu da, böyle bir zamanda neden mümkün olmuyor? Yada maymunlar insan olmak istemiyorlar mı? Onlarda haklı ev kirası, çocuk maması, toplumsal baskı vs. Bu durumda da şu aklıma takılıyor, bazı insanlar neden evrimi tersine yaşayamıyor? Sonuçta maymunlar bile çoğu insandan rahat yaşıyor...

 Maymunun biri çıktı, ben evrim geçireceğim dedi ve bazı  arkadaşların kabul ettiği  ataları oluştu. Ama diğer maymunlar halinden memnun, ben öyle  anlıyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Bildiin kell said:

Aslında evrim teorisinde şunu hiç  anlayamadım; acaba canlılar sadece bir defaya mahsus mu evrimleşti? Neden bu hayvanat bahçelerindeki maymunlar evrimleşmiyor? Yani o ilkel çağlarda bu mümkün oldu da, böyle bir zamanda neden mümkün olmuyor? Yada maymunlar insan olmak istemiyorlar mı? Onlarda haklı ev kirası, çocuk maması, toplumsal baskı vs. Bu durumda da şu aklıma takılıyor, bazı insanlar neden evrimi tersine yaşayamıyor? Sonuçta maymunlar bile çoğu insandan rahat yaşıyor...

 Maymunun biri çıktı, ben evrim geçireceğim dedi ve bazı  arkadaşların kabul ettiği  ataları oluştu. Ama diğer maymunlar halinden memnun, ben öyle  anlıyorum...

 

EVrim, evrimleşmek değil. Canlılar sürekli evrilir, sürekli, kesintisiz şekilde. Öyle ki, bu sebeple, 200 milyon yıldır, timsahlar aynı kalmıştır, diyelim. 

 

Evrim, bir şeylerin değişmesi falan değil, süerkli değişen canlıların, çevreye en iyi adapte olanlarının üremede avantajlı olmasıdır. Timsahın kanat takıp uçmamasını da sağlamış olan evrimdir. O yüzden de 200 milyon yıldır kral gibi yaşarlarken, kuşlar en çok nesli tükeken türler olup durmuştur.

 

Evrimin bir kuralı, tersine gitmeyeceğidir. Yani artık sen maymun olamazsın. 

 

Dahası, bir diğer kuralda, bir türün falan öyle tekrar edemeyeceğidir. Yani bundan sonra hiç bir maymun insan olamayacak. Ha, bu bir maymun türü gidip 7 milyon yıl sonra bir tür olur, insana benzer, insandan da akıllı olur falan durumunu değiştirmez, ama o olacak tür insan olmaz, nasni türü olur falan, ama insan değil. 

 

Kimse çıkıp evrim geçerecem deyip geçiremez. Evrimi size anlatan götverenler, sanki böyle bir şey varmış gibi osuruklarını evrime dairmiş olarak gösterirler. Evrim, bireyler değil türler ve o türlerin sürüp giden nesilleri üzerinde işler. Yani, bir maymun çıkıp amanda evrim geçireyim des de, geçiremez, türün tüm bireylerinin bunu demesi gerekir. Dahası onların çocukları, torunları falan falan.. 

 

Peki, maymunlar durun insan olacaz diyerek girişse, insan olabilir mi? Olamayacağını söyledik, ama insan gibi başka bir şey olabilir elbette. Tek yapmaları gereken, sadece insan en çok benzeyenlerin üremesine izin vermek. Hepsi bu, çokda sürmez, 30 bin yılda falan baya baya insan gibi bir türe döner giderler. 

 

Örneği, bugün etrafında çok geziyor: Köpekler. Köpekler, kurtlardan, insanın yaptığı seçim yoluyla ortaya çıkmış türlerdir. 

 

Uzmanı olmayan çok farkedemez, fakat, bugünkü yediğimiz inekler, koyunlar, tavuklar falanda basbaya aynı şekilde insan tarafından evrimi zorlanmış türlerdir. Ha, bu listeye, buğday, mısır, elma, marul falanda dahildir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Bildiin kell said:

Aslında evrim teorisinde şunu hiç  anlayamadım; acaba canlılar sadece bir defaya mahsus mu evrimleşti? Neden bu hayvanat bahçelerindeki maymunlar evrimleşmiyor? Yani o ilkel çağlarda bu mümkün oldu da, böyle bir zamanda neden mümkün olmuyor? Yada maymunlar insan olmak istemiyorlar mı? Onlarda haklı ev kirası, çocuk maması, toplumsal baskı vs. Bu durumda da şu aklıma takılıyor, bazı insanlar neden evrimi tersine yaşayamıyor? Sonuçta maymunlar bile çoğu insandan rahat yaşıyor...

 Maymunun biri çıktı, ben evrim geçireceğim dedi ve bazı  arkadaşların kabul ettiği  ataları oluştu. Ama diğer maymunlar halinden memnun, ben öyle  anlıyorum...

 

Anibal gayet güzel açıklamış, bizim yapacağımızdan da öte... Bu sefer de ben özetini geçeyim senin için.

 

Evrimi merak ediyor ya da anlamıyorsan, önce evrimi ve aslen doğal seçilimi öğrenmen gerekli. Oturup öğrenecek, emek vereceksin. Sen bunları bilmiyor, bilmediğin için anlamıyor, anlamadığın için de gelip soruyorsun. Tabii burada niyetinin bozuk olmadığını, gerçekten anlamadığın için samimi bir şekilde sorduğunu varsayıyorum.

 

Ancak "onlar da haklı..yok ev kirası, aman da maymunun biri çıktı şöyle böyle dedi.." şeklindeki söylemlerin gereksiz bir kinaye, ukalalık ve laubalilik içermiyor da değil hani. Velhasılı niyetin bozuk, ve buraya üzüm yemek yerine, bağcıyı dövmeye, aklın sıra laf sokmaya falan geldiysen eğer, nağme yapmadan belirt, biz de ona göre yazalım. Önyargılı mı oldu? Aslında değil. Ama öyle olsa bile, buna şöyle böyle de olsa hakkımız var sanırım. Cahillik ve art niyetten ne çekiyoruz buralarda bir bilsen..

 

Neyse..Anibal ilk dersi vermiş. Sen evrimi bilmiyorsun. Bu yüzden de anlayamıyorsun. Umarım en azından, "niye anlamadığını" anlamışsındır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 hours ago, Bildiin kell said:

Aslında evrim teorisinde şunu hiç  anlayamadım; acaba canlılar sadece bir defaya mahsus mu evrimleşti? Neden bu hayvanat bahçelerindeki maymunlar evrimleşmiyor? Yani o ilkel çağlarda bu mümkün oldu da, böyle bir zamanda neden mümkün olmuyor? Yada maymunlar insan olmak istemiyorlar mı? Onlarda haklı ev kirası, çocuk maması, toplumsal baskı vs. Bu durumda da şu aklıma takılıyor, bazı insanlar neden evrimi tersine yaşayamıyor? Sonuçta maymunlar bile çoğu insandan rahat yaşıyor...

 Maymunun biri çıktı, ben evrim geçireceğim dedi ve bazı  arkadaşların kabul ettiği  ataları oluştu. Ama diğer maymunlar halinden memnun, ben öyle  anlıyorum...

Al dostum, burayı oku biraz. Belki daha iyi anlamanı sağlar.

  

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

foam.jpg.01c22ad3bec6caeb82d1a2a0ebe87c40.jpg

 

Arılar altıgen petek yapmaz aslında küre şeklinde petek yaparlar.


Peteklerin altıgen şekil almaları aynen küre şeklinde olan sabun köpüklerinin bir araya gelince altıgen şekil almaları gibidir. 

Normalde sabun köpükleri yüzey alanını dolayısıyla yüzey enerjisini en aza indirgeyen şekli alır, bu şekil küre şeklidir.

Yeterli sayıda balon bir araya geldiğinde bu küre şekli altıgen şekle döner, yani küreler arasındaki boşlukları örten en efektif şekil olan altıgen şekli alınır.

Bal petekleri de aynen bu prensibe bağlı olarak altıgen şekli alırlar.

Arıların geometriyle işi olmaz, efektif çözümü doğa üretir. 

 

2.jpg.2a966e85e40408a0645df76f6daea74a.jpg

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...
On 07.04.2019 at 13:33, Ebu Kafir yazdı:

 

Arılar altıgen petek yapmaz aslında küre şeklinde petek yaparlar.


Peteklerin altıgen şekil almaları aynen küre şeklinde olan sabun köpüklerinin bir araya gelince altıgen şekil almaları gibidir. 

Normalde sabun köpükleri yüzey alanını dolayısıyla yüzey enerjisini en aza indirgeyen şekli alır, bu şekil küre şeklidir.

Yeterli sayıda balon bir araya geldiğinde bu küre şekli altıgen şekle döner, yani küreler arasındaki boşlukları örten en efektif şekil olan altıgen şekli alınır.

Bal petekleri de aynen bu prensibe bağlı olarak altıgen şekli alırlar.

Arıların geometriyle işi olmaz, efektif çözümü doğa üretir. 

 

 

 

 

Ebu Kafir güzel aciklamis.

Aklima Saturn kutuplarindaki hexagon geldi. Ayni sekilde aciklanabilir.

Kutuplardaki ile ekvatoral bölgedeki gaz yogunlugu farkinin böyle güzel bir görsele dönüsmesi.

https://solarsystem.nasa.gov/missions/cassini/science/saturn/hexagon-in-motion/

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 months later...
On 10.08.2012 at 23:37, insaf yazdı:

BAL ARASI NEDEN 5 GEN 8 GEN DEĞİLDE 6 GEN PETEK İNŞA EDER...

Bilindiği gibi balarıları ihtiyaçlarından kat kat fazla bal üretirler ve bunları peteklerde saklarlar. Peteğin altıgen oluşu da herkes tarafından bilinen bir özelliktir. Peki arıların neden sekizgen, veya beşgen gibi geometrik şekillerde petekler değil de özellikle altıgen petekler inşa ettiğini hiç düşündünüz mü?

Bu sorunun cevabını araştıran matematikçiler ilginç bir sonuca vardılar

"Bir alanın maksimum kullanımı için en uygun geometrik şekil altıgendir." Altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, inşası için en az balmumu gerektiren şekildir. Yani arı, olabilecek en uygun şekli kullanmaktadır.

Peteğin inşasında kullanılan yöntem ise çok şaşırtıcıdır: Arılar petek inşaatına iki-üç ayrı yerden başlarlar ve aynı anda iki-üç dizi şeklinde peteği örerler. Yani çok sayıda arı, değişik yerlerden başlayarak, aynı ölçülerde altıgenler yapıp, bunları birbirine ekleyerek peteği örer ve en sonunda ortada buluşurlar. Altıgenlerin birleşme yerleri o kadar ustaca yapılmıştır ki görünürde sonradan eklendiklerine dair hiçbir iz yoktur.

 

Arı altıgen yapmış yuvasını..

 

Peki insan niye altıgen yuva yapmamış? Örneğin Allah'ın evi dediğiniz yer küp şeklinde yani Allah kendi evini yaparken fena sıçmış. Arıya verdiği mucizeyi unutmuş desene .

 

Kelebek örümcek ayı sivri sinek tırtıl ve diğer birçok hayvan altıgen yuva yapmıyor

 

Öyle ise Allah milyonda bir doğru yapmış .. kendi evi dahil diğer hayvanlarda mekan israfına sebep olacak şeyler yaratmış.  Hatta peşine taktığı müslümanlara tapınaklarınızı altıgen yapın diye vahyetmemiş. Arıya vahyetmiş ama..

 

Bak senin Allah neler yapmış bir de ademe soralım.

 

Adem'in iki oğlundan biri olan kabil diğer kardeşi habili öldürmüş. Peki Allah bunu bildiği halde kabile ceza vermek yerine cesedi gömüp gizlemesi için karga göndermiş. Böylece ilk cinayetin kanıtlarını yok edip katil ile işbirliği yapmış.

 

İşte klavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz deyimi böyle söylenmiştir

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...