Jump to content

İSLAM BİLİMLE ÇATIŞIYORSA MÜSLÜMAN BİLİM ADAMLARI BİLİMDE AVRUPAYA NASIL YOL GÖSTERDİ?


Recommended Posts

Güney İspanya’daki Kurtuba’nın nüfüsu, 950 tarihinde 500.000 kişiden oluşuyordu.

O dönemde şehirde 600 tane cami, sayısız hamam ve çeşitli kütüphaneler bulunuyordu.

Halifeye ait şahsî bir kütüphanede bile 400.000 adet kitap vardı.

Şehrin bütün yolları parke taşı ile döşeli olduğu gibi, geceleri sokak ve caddeler aydınlatılıyordu.

Halbuki gaz lâmbasının kullanıma girdiği 1800 yıllara kadar batı Avrupa’nın büyük şehirleri hâlâ karanlık içindeydi.

endülüs 1492'ye kadar aşama aşama elden çıktı.

peki endülüs'ten kovulan bu bilim aşığı araplar ne yaptılar da sonradan sefil durumlara düştüler.

KEDİ BAĞIRSAĞINDAN AMELİYAT İPİ

En büyük İslâm bilimi kuşkusuz tıp bilimiydi

Daha 10. asırda doktorlar kol ve bacak kesebiliyorlardı ve yaraları kedi bağırsaklarıyla dikiyorlardı.

kedi mezbahası da açmışsınız demek ki.

bilim aşkı işte..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 383
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ömer Hayyam İnançsız biri olarak Büyük Selçuklu sarayında bilim yapıyordu. Bu size birşey ifade ediyor mu :) :) :) :)

Müsloşların ne kadar utanmaz olduğunu ifade ediyor hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde.

Ömer Hayyam'ı alıp, hal böyleyken müslüman bilim adamı diye kendilerine pay çıkaracak kadar hemde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

FARABİNİN RASATHANESİNİN KENDİSİYLE BERABER YAKILDIĞI İDDİASININ HANGİ KAYNAĞA DAYANDIĞINI PLACEBO LÜTFEDERSE BİZİ DE AYDINLATMIŞ OLUR. KENDİSİNDEN MERAKLA CEVABI BEKLİYOR OLACAĞIM.

Farabi'nin hayatını en tafsilatlı anlatan el mesudi'dir. Onun kitabında, Farabi'nin gözlemevinin yakılışı, Farabi'nin kaçıp kurtularak Mısır'a gelmesi açıkca anlatılır. Farabi yangından yanıklarla kurtulur. Mısır'da kim olduğu öğrenilince de Suriye'ye kaçar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu müslümanlar kadar solucan beyinli insan türü daha yoktur heralde,yeri geldimi 1.5 milyarız deyip sayı üstünlüğüyle şişinirler, yeri geldimide bilimin B´sini ağzına alan bilim insanlarına nasıl tarihte sahip çıkmak bir yana dursun, müslümanlığa hakaret sayıp dışlamışlar,şimdi tarihteki birkaç müslüman bilim adamına o zaman değil şimdi sahip çıkarak yine haklarının yenilip mazluma yatma peşindeler, yahu açın açın açın gözünüzü bakın ortadoğunun haline, madem islamda herşey var, burda zırlayacağınıza bilimadamlarını mors edecek buluşlar yapında bilim dünyası yanıldığını anlasın ,dinden uzaklaşan toplumların bulduğu bilgisayardan bile faydalanarak burda zırlayıp duruyorsunuz anca, bulun bir madde ötesi varlığı ve ıspat edin madem herşey islamda varsa, bizde iman edelim sevabınıza.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müsloşların ne kadar utanmaz olduğunu ifade ediyor hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde.

Ömer Hayyam'ı alıp, hal böyleyken müslüman bilim adamı diye kendilerine pay çıkaracak kadar hemde.

Taraflı ve mutaassıp bir beyinden beklenebilecek bir yorum. Ömer Hayyam inançsız fakat Büyük Selçuklu devletinin yöneticisi Nizamülmülk tarafından saraya davet ediliyor ve bilimsel çalışmalarını sarayda yürütüyor. Hatta Semerkant'ta yazdığı rubailerden dolayı halkın tazyikine maruz kalıyor. Selçuklu Sultanı Melikşah'a hazırladığı Celali Takvimiyle meşhur bir bilgin Ömer Hayyam. Dikkatinizi çekti mi bilmem sizin iddia ettiğiniz gibi inançsız biri ise Ömer Hayyam yine de, kafir olmasına (ki ben bunu kesin olarak iddia etmiyorum) rağmen sarayda korunmuş, kendisine ihsanlarda bulunulmuş. Bu bir yandan da bağnaz ateistlerin( müslümanların olduğu gibi ateistlerin de bağnazı var) müslümanları kafirleri kılıçtan geçiren, her yeri yakan yıkan insanlar olarak gösterme çabasına ağır bir darbedir. Demek ki Müslüman yöneticiler kişilerin dini görüşlerine fazlaca ehemmiyet vermiyorlardı. Harun Reşid'in hristiyan tıp doktorunu ilave etmiyorum. Taassubu bir kenara bırakırsanız benim yukarıda söylediklerimi tasdik etmeniz gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu müslümanlar kadar solucan beyinli insan türü daha yoktur heralde,yeri geldimi 1.5 milyarız deyip sayı üstünlüğüyle

İnsana solucan beyinli diyenin IQ merak ediyorum.....

İnsani erdemlerden uzak olanların IQ değerlendirmek doğru olur mu Onu da düşünmek gereklidir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsana solucan beyinli diyenin IQ merak ediyorum.....

İnsani erdemlerden uzak olanların IQ değerlendirmek doğru olur mu Onu da düşünmek gereklidir..

Bunu bana islamı referans alan biri diyorsa gururla kabul ederim, zira diğer başlıkta müslümanlığınızı çok güzel ıspatladınız, işiniz gücünüz tebliğ, ve sıkıştığınız yerde konulardan kayma taktiği, sıkışınca tabanları yağlamak için konuları saptırdğınızı herkes görüyor.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Taraflı ve mutaassıp bir beyinden beklenebilecek bir yorum. Ömer Hayyam inançsız fakat Büyük Selçuklu devletinin yöneticisi Nizamülmülk tarafından saraya davet ediliyor ve bilimsel çalışmalarını sarayda yürütüyor. Hatta Semerkant'ta yazdığı rubailerden dolayı halkın tazyikine maruz kalıyor. Selçuklu Sultanı Melikşah'a hazırladığı Celali Takvimiyle meşhur bir bilgin Ömer Hayyam. Dikkatinizi çekti mi bilmem sizin iddia ettiğiniz gibi inançsız biri ise Ömer Hayyam yine de, kafir olmasına (ki ben bunu kesin olarak iddia etmiyorum) rağmen sarayda korunmuş, kendisine ihsanlarda bulunulmuş. Bu bir yandan da bağnaz ateistlerin( müslümanların olduğu gibi ateistlerin de bağnazı var) müslümanları kafirleri kılıçtan geçiren, her yeri yakan yıkan insanlar olarak gösterme çabasına ağır bir darbedir. Demek ki Müslüman yöneticiler kişilerin dini görüşlerine fazlaca ehemmiyet vermiyorlardı. Harun Reşid'in hristiyan tıp doktorunu ilave etmiyorum. Taassubu bir kenara bırakırsanız benim yukarıda söylediklerimi tasdik etmeniz gerekir.

Hala aynı kıvırmalar.

Şunu diyeceksin birader. Ömer Hayyam müslüman bilim adamı değildir. Bunu söyleyenlerde yalancıdır ki kendileri müsloş olurlar.

Diyor musun, demiyor musun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hala aynı kıvırmalar.

Şunu diyeceksin birader. Ömer Hayyam müslüman bilim adamı değildir. Bunu söyleyenlerde yalancıdır ki kendileri müsloş olurlar.

Diyor musun, demiyor musun?

Ben diyorum ki Ömer Hayyam şiirlerine bakılırsa müslüman değil. Ama açıkça kafir olduğunu söylemeyen kişilere kafirlik isnat edilemez. Kafirliğin yüz alameti görülüp bir tanesi görülmezse kişiye kafir demek diyenin küfrüne sebep olur. Benim anlatmaya çalıştığım kısmı anlamadınız. Ömer Hayyam Müslüman veya inançsız olsa bile ben onun Müslüman yöneticilerin sarayında gördüğü itibardan bahsettim ve dedim ki Müslüman idareciler bağnaz olsaydı eğer Ömer Hayyam bu saraylarda barınamazdı. Ömer Hayyam müslüman olsa da olmasa da çok büyük bir değişim olmaz zira ona gelinceye kada daha birçok bilim adamı var. Şimdi sen benim düşünceme katılıyor musn? Ömer Hayyam inançsız olmasına rağmen sarayda korunmuş ve kendisine itibar edilmiş midir????

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsana solucan beyinli diyenin IQ merak ediyorum.....

İnsani erdemlerden uzak olanların IQ değerlendirmek doğru olur mu Onu da düşünmek gereklidir..

Bazı ateistler de böyle maalesef. Sen ne kadar kibar konuşursan konuş pislik yapıyorlar. Hakaret ile birşeyler anlatmaya çalışıyorlar. Tartışma kültürüne yabancı olduklarının, sabırsız ve tahammülsüz birer mutaassıp olduklarının kanıtı. Ama Müslümanlar da şöyle... diyip küfürlerini haklı göstermeye çalışmaları da pisliklerini avuçlayıp yemekten başka birşey değil. Gülümsüyorum küfredenlere. Çünkü küfür aciz insanların başvuracağı son silahtır. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben diyorum ki Ömer Hayyam şiirlerine bakılırsa müslüman değil.

hayyam bir batıni ...belki de şii bir müslüman.

evet..sünni değil..

belki de vecd halinde iken bunları söylüyordu deyip geçiyorlardı.

genel olarak kutsal kitapların açık anlamından çok gizli anlamlarını yorumlayan

ve bu yorumları gerçek sayan doğu gizlemcilerinin ( tasavvuf ) öğretisidir.

dinsel bir görünüm altında gerçek bir felsefe öğretisidir.

eski mısır'dan başlayarak musevilik, zerdüştlük, pitagoras,

platon, hristiyanlık, maniheizm inanış ve öğretileriyle islam kültürüne girdi.

amacı, insan kardeşliğini sağlamak, mal ortaklığını gerçekleştirmek,

özel mülkiyeti ve toplumsal sınıfları ortadan kaldırmaktır.

islam inanışında şi-ilik ile bütünleşmiştir.

tarihte kurulan en önemli batıni devlet fatımi devleti'dir.

türk-islam kültüründe yer alan haydarilik, kalenderilik, babailik,

bedreddinilik, mevlevi-lik, bektaşilik, hurifilik öğretileri batınilikten türemişlerdir.(kaynak ekşi sözlük)

tarihinde cehane27 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

hayyam bir batıni ...belki de şii bir müslüman.

evet..sünni değil..

belki de vecd halinde iken bunları söylüyordu deyip geçiyorlardı.

genel olarak kutsal kitapların açık anlamından çok gizli anlamlarını yorumlayan

ve bu yorumları gerçek sayan doğu gizlemcilerinin ( tasavvuf ) öğretisidir.

dinsel bir görünüm altında gerçek bir felsefe öğretisidir.

eski mısır'dan başlayarak musevilik, zerdüştlük, pitagoras,

platon, hristiyanlık, maniheizm inanış ve öğretileriyle islam kültürüne girdi.

amacı, insan kardeşliğini sağlamak, mal ortaklığını gerçekleştirmek,

özel mülkiyeti ve toplumsal sınıfları ortadan kaldırmaktır.

islam inanışında şi-ilik ile bütünleşmiştir.

tarihte kurulan en önemli batıni devlet fatımi devleti'dir.

türk-islam kültüründe yer alan haydarilik, kalenderilik, babailik,

bedreddinilik, mevlevi-lik, bektaşilik, hurifilik öğretileri batınilikten türemişlerdir.(kaynak ekşi sözlük)

Ömer HAyyam Batıni terörist Hassan Sabbah ile çağdaştır. Fakat onun batıni fikirlerin mücadelesini yürüttüğü tezi ispat edilmemiştir. Sünni Müslüman değil Hayyam dediğiniz gibi FArs kökenlidir. İran düşünce yapısı daİslam a etki etmiştir. Mesela ilk komünist fikir akımı İran kökenlirid ve Şeyh Bedreddinde de komünist fikirler müşahade edilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben diyorum ki Ömer Hayyam şiirlerine bakılırsa müslüman değil. Ama açıkça kafir olduğunu söylemeyen kişilere kafirlik isnat edilemez. Kafirliğin yüz alameti görülüp bir tanesi görülmezse kişiye kafir demek diyenin küfrüne sebep olur. Benim anlatmaya çalıştığım kısmı anlamadınız. Ömer Hayyam Müslüman veya inançsız olsa bile ben onun Müslüman yöneticilerin sarayında gördüğü itibardan bahsettim ve dedim ki Müslüman idareciler bağnaz olsaydı eğer Ömer Hayyam bu saraylarda barınamazdı. Ömer Hayyam müslüman olsa da olmasa da çok büyük bir değişim olmaz zira ona gelinceye kada daha birçok bilim adamı var. Şimdi sen benim düşünceme katılıyor musn? Ömer Hayyam inançsız olmasına rağmen sarayda korunmuş ve kendisine itibar edilmiş midir????

Edilse neyi değiştirir, edilmese neyi değiştirir? En nihayetinde o bir müslüman değildir.

Ve onun sarayda kabul görmesinin bilime katkı açısından yeri nedir? Asıl vereceğiniz cevap budur.

Evet, bir islam hükümdarı, islam veya değil bir bilgini sarayında barındırabilir, yedimine alabilir. Bu hoşta bir şeydir. Fakat mesele, o bilginin neden islam alimine yayılmadığı, hatta o bilginlerin tu kaka ilan edildikleridir.

Binom açılımını ilk kullanan adam silamın elindeyken neden msülümanlar bunu kullanmak bu bilimi ilerletmek yerine, yok etmeyi tercih etmişlerdir.

Ve sorunun cevabı hala yok. Neden evrim teorisine karşı çıkıyorsunuz, madem bilime sıcak bakıyorsanız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

endülüs 1492'ye kadar aşama aşama elden çıktı.

peki endülüs'ten kovulan bu bilim aşığı araplar ne yaptılar da sonradan sefil durumlara düştüler.

kedi mezbahası da açmışsınız demek ki.

bilim aşkı işte..

Endülüs İslam Devletinin yıklım süreci aslında fetihlerin yapıldığı dönemde başlamıştır ki bunun da sebebi Arapların kabileci anlayışının tekrar hortlamasıdır. Bilindiği gibi Hz. Peygamber döneminde ümmetçi bir anlayış tesis edilmiş ve bu anlayış sayesinde eski kabileler arasındaki düşmanlıklar bir yana bırakılıp siyasi genişleme sağlanmıştı. Fakat Peygamberimizin vefatından sonra kabileci anlayış tekrar hortladı ve Endülüs te her kabile birbirleriyle mücadeleye başladı. 3. Abdurrahman dönemine kadar bu böyle devam etti. Üçüncü Abdurrahman tekrar kabile anlayışını tasfiye etti ve ümmet anlayısını kuvvetlendirdi. Bunun neticesinde devlet en parlak dönemini yaşadı. 3. Abdurrahman ın vefatından sonra iktidarı emevi ailesinden almaya çalışan başka bir hanedan orduyu kontrol ederek ülkeyi kaosa sürükledi. Sonuçta devlet parçalara ayrıldıı. Bu süreç 500 sene içinde oldu. Son iki yüz sene içinde ispanyollar bu durumdan faydalanarak İslam beyliklerini tek tek ele geçirmeye başladılar. Bu aşamada müslüman alimlerin arabuluculuk çalışmalarına başladığı ve barışı tesis için müslüman yöneticileri iknaya çalıştıkları görülür. Fakat bunda başarılı olamayıp iktidar hırsına sdüşmüş yöneticilerin birbirleriyle mücadelelerine şahit oldular. Son ispanyol saldırılarında düşmanı olduğu beyliğe karşı ispanyolların yanında savaşan müslüman beyler göörürüz. Onlar topraklarını İspanyol tehdidinden kurtarmak için böyle yapıyorlardı ama 1492 de müslüman toprakları tamamen elden çıktı. Devlet kabileci anlayış ve iktidar hırsı yüzünden yıkıldı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

endülüs 1492'ye kadar aşama aşama elden çıktı.

peki endülüs'ten kovulan bu bilim aşığı araplar ne yaptılar da sonradan sefil durumlara düştüler.

kedi mezbahası da açmışsınız demek ki.

bilim aşkı işte..

Endülüs İslam Devletinin yıklım süreci aslında fetihlerin yapıldığı dönemde başlamıştır ki bunun da sebebi Arapların kabileci anlayışının tekrar hortlamasıdır. Bilindiği gibi Hz. Peygamber döneminde ümmetçi bir anlayış tesis edilmiş ve bu anlayış sayesinde eski kabileler arasındaki düşmanlıklar bir yana bırakılıp siyasi genişleme sağlanmıştı. Fakat Peygamberimizin vefatından sonra kabileci anlayış tekrar hortladı ve Endülüs te her kabile birbirleriyle mücadeleye başladı. 3. Abdurrahman dönemine kadar bu böyle devam etti. Üçüncü Abdurrahman tekrar kabile anlayışını tasfiye etti ve ümmet anlayısını kuvvetlendirdi. Bunun neticesinde devlet en parlak dönemini yaşadı. 3. Abdurrahman ın vefatından sonra iktidarı emevi ailesinden almaya çalışan başka bir hanedan orduyu kontrol ederek ülkeyi kaosa sürükledi. Sonuçta devlet parçalara ayrıldıı. Bu süreç 500 sene içinde oldu. Son iki yüz sene içinde ispanyollar bu durumdan faydalanarak İslam beyliklerini tek tek ele geçirmeye başladılar. Bu aşamada müslüman alimlerin arabuluculuk çalışmalarına başladığı ve barışı tesis için müslüman yöneticileri iknaya çalıştıkları görülür. Fakat bunda başarılı olamayıp iktidar hırsına sdüşmüş yöneticilerin birbirleriyle mücadelelerine şahit oldular. Son ispanyol saldırılarında düşmanı olduğu beyliğe karşı ispanyolların yanında savaşan müslüman beyler göörürüz. Onlar topraklarını İspanyol tehdidinden kurtarmak için böyle yapıyorlardı ama 1492 de müslüman toprakları tamamen elden çıktı. Devlet kabileci anlayış ve iktidar hırsı yüzünden yıkıldı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben diyorum ki Ömer Hayyam şiirlerine bakılırsa müslüman değil. Ama açıkça kafir olduğunu söylemeyen kişilere kafirlik isnat edilemez. Kafirliğin yüz alameti görülüp bir tanesi görülmezse kişiye kafir demek diyenin küfrüne sebep olur. Benim anlatmaya çalıştığım kısmı anlamadınız. Ömer Hayyam Müslüman veya inançsız olsa bile ben onun Müslüman yöneticilerin sarayında gördüğü itibardan bahsettim ve dedim ki Müslüman idareciler bağnaz olsaydı eğer Ömer Hayyam bu saraylarda barınamazdı. Ömer Hayyam müslüman olsa da olmasa da çok büyük bir değişim olmaz zira ona gelinceye kada daha birçok bilim adamı var. Şimdi sen benim düşünceme katılıyor musn? Ömer Hayyam inançsız olmasına rağmen sarayda korunmuş ve kendisine itibar edilmiş midir????

Edilse neyi değiştirir, edilmese neyi değiştirir? En nihayetinde o bir müslüman değildir.

Ve onun sarayda kabul görmesinin bilime katkı açısından yeri nedir? Asıl vereceğiniz cevap budur.

Evet, bir islam hükümdarı, islam veya değil bir bilgini sarayında barındırabilir, yedimine alabilir. Bu hoşta bir şeydir. Fakat mesele, o bilginin neden islam alimine yayılmadığı, hatta o bilginlerin tu kaka ilan edildikleridir.

Binom açılımını ilk kullanan adam silamın elindeyken neden msülümanlar bunu kullanmak bu bilimi ilerletmek yerine, yok etmeyi tercih etmişlerdir.

Ve sorunun cevabı hala yok. Neden evrim teorisine karşı çıkıyorsunuz, madem bilime sıcak bakıyorsanız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dr.Faruk Saleem (PAKISTAN / İslamabad)

Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var, Kuzey ve Güney Amerika'da yedi milyon, Asya'da beş milyon, Avrupa'da iki milyon ve Afrika'da 100,000 kişi.

Tek bir Yahudi'ye 100 tane Müslüman düşmektedir. Buna rağmen Yahudiler tüm Müslümanların toplamından yüz kez daha güçlüdürler.

Nedenini hiç merak ettiniz mi?

Tüm zamanların en etkin bilim adamı ve Time dergisi tarafından 'Yüzyıl'ın Adamı' seçilen Albert Einstein bir Yahudi'ydi. Psikanalizin babası Sigmund Freud bir Yahudi'ydi. Karl Marx, Paul Samuelson ve Milton Friedman da öyle.

İşte size ürettikleriyle tüm insanlığa zenginlik katmış olan Yahudilerden bazıları:

Ø Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini verdi.

Ø Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.

Ø Albert Sabin çocuk felci aşısını daha da geliştirdi.

Ø Gertrude Elion lösemiye karşı ilacı verdi.

Ø Baruch Blumberg Hepatit B aşısını geliştirdi.

Ø Paul Ehrlich frengiye karşı bir tedavi buldu.

Ø Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili çalışmalarıyla Nobel ödülü kazandı.

Ø Bernard Katz nöromüsküler iletişim (kas-sinir sistemi arası iletişim) alanında Nobel ödülü kazandı.

Ø Andrew Schally endokrinoloji (metabolik sistem rahatsızlıkları , diabet, hipertiroid) Aaaron Beck Cognitive Terapi (akli bozuklukları depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemi) geliştirdi.

Ø Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.

Ø Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.

Ø Stanley Cohen embriyoloji (embriyon ve gelişimi çalışmaları) dalında Nobel aldı.

Ø Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yarattı.

Müslümanlar da dahil tüm hastalar Yahudilerin; bu buluşlarından yararlanıyor, sağlığına kavuşuyor.

Peter Schultz optik lif kabloyu, Charles Adler trafik ışıklarını, Benno Strauss paslanmaz çeliği, Isador Kisse sesli filmleri, Emile Berliner telefon mikrofonunu ve Charles Ginsburg videotape kayıt makinesini geliştirdi. Stanley Mezor ilk mikro-işlem çipini icat etti. Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.

Son 105 yılda 14 milyon Yahudi bilim dalında 100 ün üzerinde Nobel ödülü kazanırken, 1.4 milyar Müslüman yalnızca üç Nobel kazandı.

Neden Yahudiler bu kadar güçlü?

Yahudi inancına bağlı ünlü yatırımcılar:

Ralph Lauren (Polo), Levi Strauss (Levi's Jeans), Howard Schultz (Starbuck's) , SergeiBrin (Google), Michael Dell (Dell Bilgisayar), Larry Ellison (Oracle), Donna Karan (DKNY), Irv Robbins ( Baskins & Robbins ) ve Bill Rosenberg (Dunkin Dougnuts ).

Yale Üniversitesi' nin Başkanı Richard Levin bir Yahudidir.

Harrison Ford, George Burns, Tony Curtis, Charles Bronson, Sandra Bullock, Billy Crystal, Woody Allen, Paul Newman, Peter Sellers, Dustin Hoffman, Michael Douglas, Goldie Hawn, Cary Grant, William Shatner, Jerry Lewis ve Peter Falk'ın da Yahudi olduklarını biliyor muydunuz ?

Yönetmenler ve yapımcılar arasındaki Yahudiler:

Steven Spielberg, Mel Brooks, Oliver Stone, Aaaron Spelling (Beverly Hills 90210), Neil Simon (The Odd Couple), Andrew Vaina (Rambo 1 /2 / 3), Michael Mann (Starzky and Hutch), Milos Forman (One FlewOver The Cuckoo's Nest, Amadeus), Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat), Ivan Reitman (Ghostbusters), Kohen Kardeşler,William Wyler.

William James Sidis, 250-300 lük I.Q. derecesiyle dünyanın gördüğü en parlak insandır. Bilin bakalım hangi dine mensuptur?

Soru: Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?

Cevap: Eğitim (Sorgulayıcı, Araştırıcı, Yaratıcı)

Soru: Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?

Cevap: Yanlış Eğitim veya Sıfır Eğitim (Din Eksenli, Sorgusuz, Araştırmasız, Ezberci)

Gezegenimizde yaklaşık 1.476.233.470 Müslüman yaşamaktadır.

Asya'da 1 milyar, 400 milyon

Afrika'da, 44 milyon Avrupa'da,

ve 6 milyon Amerika kıtasında.

Toplam dünya nüfusu içinde her beş kişiden biri Müslümandır. Her bir Hindu'ya iki Müslüman düşmektedir, her bir Budist'e karşılık iki Müslüman vardır ve her bir Yahudi'ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır.

Müslümanların bu kadar kalabalığa rağmen neden güçsüz olduklarını hiç merak ettiniz mi?

Nedeni şudur: İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde 500 adet üniversite bulunmaktadır.

Üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir.

Sadece ABD'de 5.758 üniversite vardır. 2004 yılında Shanghai Jiao Tong Üniversitesi ‘Dünya Üniversiteleri Akademik Değer Listesi'ni hazırlamış ve ilginçtir ki Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500 e giren üniversite yoktur.

UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı neredeyse % 90 ve bunlardan 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkede okuma-yazma oranı % 100 dür. Müslüman dünyasında buna çok zıt bir durum olarak bir ülkenin okuma-yazma oranı yaklaşık % 40 olup, % 100 okur-yazar oranına sahip bir Müslüman ülke yoktur.

Hıristiyan dünyasındaki 'okur-yazar’ın % 98'i ilkokulu bitirmişken, Müslüman dünyasında bu oran % 50dir. Hıristiyan dünyadaki okur-yazarları n % 40'ı üniversite mezunudur ve bu oran Müslüman dünyasında %2'yi geçememektedir.

Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı 230 olup her bilim adamına düşen Müslüman sayısı 1 milyon kişidir. ABD her 1 milyon Amerikalıya karşılık yaklaşık 4000 bilim adamına, Japonya 5000 bilim adamına sahiptir.

Tüm Arap dünyasındaki tam-zamanlı çalışan araştırmacı sayısı 35.000 kişidir ve her bir milyon Arap nüfusa 50 teknisyen düşmektedir. (Bu sayı Hıristiyan dünyasında bir milyon kişiye 1000 teknisyendir. )

Ek olarak İslam dünyası gayrı safi milli hasılasının yalnızca % 0.2 sini araştırma-geliş tirme bütçesi olarak ayırmaktayken Hıristiyan dünyası % 5 oranında araştırma-geliştirme fonu ayırmaktadır.

Sonuç: İslam dünyası bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur.

1000 kişiye düşen günlük gazete sayısı ve bir milyon kişiye düşen kitap çeşidi bilginin toplum içine yayılıp yayılmadığının iki önemli göstergesidir. Pakistan'da 1000 kişiye 23 günlük gazete düşerken bu sayı Singapur'da 360 dır. İngiltere'de her 1000 stand için 2000 çeşit kitap bulunurken, Mısır'da kitap eşidi 20 dir.

Sonuç:

İslam dünyası bilgi yayılmasını gerçekleştirmekte başarısızdır.

Bilgi uygulamasının önemli göstergelerinden biri ileri teknoloji ihracatının toplam ihracat içindeki oranıdır. Pakistan'ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran % 1, Suudi Arabistan’ın % 0.3, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in aynı şekilde % 0.3tür.

Singapur'da bu oran % 58 'dir.

Sonuç: İslam Dünyası bilgi uygulamasını gerçekleştirememektedir.

Neden Müslümanlar güçsüzdür? Çünkü bilgi üretmiyoruz.

Neden Müslümanlar güçsüzdür? Çünkü bilgiyi yayamıyoruz.

Neden Müslümanlar güçsüzdür? Çünkü bilgiyi uygulamıyoruz.

Ve gelecek, bilgi-temelli toplumlara aittir.

İlginçtir, OIC üyesi 57 ülkenin gayrı safi milli hasılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. ABD, tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte, Çin 8 trilyon dolar, Japonya 3.8 trilyon dolar ve Almanya 2.4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. (Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.)

Petrol zengini Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Katar hep birlikte 500 milyar dolarlık mal ve hizmet üretmektedirler ve bunların çoğu petroldür. Mal ve hizmet üretimi İspanya'da 1 trilyon doların üzerindedir.

Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretim gerçekleşmektedir. Budist Tayland 545 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır. İslam Dünyasının gayrı safi milli hasılasının tüm dünya gayrı safi milli hasılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.

O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür?

Cevap: Eğitim Yoksunluğu.

Tam anlamıyla söylersek kaliteli eğitim yoksunluğu.

Çok kesin biçimde söylersek akılcı olmayan, din eksenli ve çağdışı eğitim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dr.Faruk Saleem (PAKISTAN / İslamabad)

Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var, Kuzey ve Güney Amerika'da yedi milyon, Asya'da beş milyon, Avrupa'da iki milyon ve Afrika'da 100,000 kişi.

Tek bir Yahudi'ye 100 tane Müslüman düşmektedir. Buna rağmen Yahudiler tüm Müslümanların toplamından yüz kez daha güçlüdürler.

Nedenini hiç merak ettiniz mi?

Tüm zamanların en etkin bilim adamı ve Time dergisi tarafından 'Yüzyıl'ın Adamı' seçilen Albert Einstein bir Yahudi'ydi. Psikanalizin babası Sigmund Freud bir Yahudi'ydi. Karl Marx, Paul Samuelson ve Milton Friedman da öyle.

İşte size ürettikleriyle tüm insanlığa zenginlik katmış olan Yahudilerden bazıları:

Ø Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini verdi.

Ø Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.

Ø Albert Sabin çocuk felci aşısını daha da geliştirdi.

Ø Gertrude Elion lösemiye karşı ilacı verdi.

Ø Baruch Blumberg Hepatit B aşısını geliştirdi.

Ø Paul Ehrlich frengiye karşı bir tedavi buldu.

Ø Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili çalışmalarıyla Nobel ödülü kazandı.

Ø Bernard Katz nöromüsküler iletişim (kas-sinir sistemi arası iletişim) alanında Nobel ödülü kazandı.

Ø Andrew Schally endokrinoloji (metabolik sistem rahatsızlıkları , diabet, hipertiroid) Aaaron Beck Cognitive Terapi (akli bozuklukları depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemi) geliştirdi.

Ø Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.

Ø Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.

Ø Stanley Cohen embriyoloji (embriyon ve gelişimi çalışmaları) dalında Nobel aldı.

Ø Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yarattı.

Müslümanlar da dahil tüm hastalar Yahudilerin; bu buluşlarından yararlanıyor, sağlığına kavuşuyor.

Peter Schultz optik lif kabloyu, Charles Adler trafik ışıklarını, Benno Strauss paslanmaz çeliği, Isador Kisse sesli filmleri, Emile Berliner telefon mikrofonunu ve Charles Ginsburg videotape kayıt makinesini geliştirdi. Stanley Mezor ilk mikro-işlem çipini icat etti. Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.

Son 105 yılda 14 milyon Yahudi bilim dalında 100 ün üzerinde Nobel ödülü kazanırken, 1.4 milyar Müslüman yalnızca üç Nobel kazandı.

Neden Yahudiler bu kadar güçlü?

Yahudi inancına bağlı ünlü yatırımcılar:

Ralph Lauren (Polo), Levi Strauss (Levi's Jeans), Howard Schultz (Starbuck's) , SergeiBrin (Google), Michael Dell (Dell Bilgisayar), Larry Ellison (Oracle), Donna Karan (DKNY), Irv Robbins ( Baskins & Robbins ) ve Bill Rosenberg (Dunkin Dougnuts ).

Yale Üniversitesi' nin Başkanı Richard Levin bir Yahudidir.

Harrison Ford, George Burns, Tony Curtis, Charles Bronson, Sandra Bullock, Billy Crystal, Woody Allen, Paul Newman, Peter Sellers, Dustin Hoffman, Michael Douglas, Goldie Hawn, Cary Grant, William Shatner, Jerry Lewis ve Peter Falk'ın da Yahudi olduklarını biliyor muydunuz ?

Yönetmenler ve yapımcılar arasındaki Yahudiler:

Steven Spielberg, Mel Brooks, Oliver Stone, Aaaron Spelling (Beverly Hills 90210), Neil Simon (The Odd Couple), Andrew Vaina (Rambo 1 /2 / 3), Michael Mann (Starzky and Hutch), Milos Forman (One FlewOver The Cuckoo's Nest, Amadeus), Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat), Ivan Reitman (Ghostbusters), Kohen Kardeşler,William Wyler.

William James Sidis, 250-300 lük I.Q. derecesiyle dünyanın gördüğü en parlak insandır. Bilin bakalım hangi dine mensuptur?

Soru: Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?

Cevap: Eğitim (Sorgulayıcı, Araştırıcı, Yaratıcı)

Soru: Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?

Cevap: Yanlış Eğitim veya Sıfır Eğitim (Din Eksenli, Sorgusuz, Araştırmasız, Ezberci)

Gezegenimizde yaklaşık 1.476.233.470 Müslüman yaşamaktadır.

Asya'da 1 milyar, 400 milyon

Afrika'da, 44 milyon Avrupa'da,

ve 6 milyon Amerika kıtasında.

Toplam dünya nüfusu içinde her beş kişiden biri Müslümandır. Her bir Hindu'ya iki Müslüman düşmektedir, her bir Budist'e karşılık iki Müslüman vardır ve her bir Yahudi'ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır.

Müslümanların bu kadar kalabalığa rağmen neden güçsüz olduklarını hiç merak ettiniz mi?

Nedeni şudur: İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde 500 adet üniversite bulunmaktadır.

Üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir.

Sadece ABD'de 5.758 üniversite vardır. 2004 yılında Shanghai Jiao Tong Üniversitesi ‘Dünya Üniversiteleri Akademik Değer Listesi'ni hazırlamış ve ilginçtir ki Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500 e giren üniversite yoktur.

UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı neredeyse % 90 ve bunlardan 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkede okuma-yazma oranı % 100 dür. Müslüman dünyasında buna çok zıt bir durum olarak bir ülkenin okuma-yazma oranı yaklaşık % 40 olup, % 100 okur-yazar oranına sahip bir Müslüman ülke yoktur.

Hıristiyan dünyasındaki 'okur-yazar’ın % 98'i ilkokulu bitirmişken, Müslüman dünyasında bu oran % 50dir. Hıristiyan dünyadaki okur-yazarları n % 40'ı üniversite mezunudur ve bu oran Müslüman dünyasında %2'yi geçememektedir.

Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı 230 olup her bilim adamına düşen Müslüman sayısı 1 milyon kişidir. ABD her 1 milyon Amerikalıya karşılık yaklaşık 4000 bilim adamına, Japonya 5000 bilim adamına sahiptir.

Tüm Arap dünyasındaki tam-zamanlı çalışan araştırmacı sayısı 35.000 kişidir ve her bir milyon Arap nüfusa 50 teknisyen düşmektedir. (Bu sayı Hıristiyan dünyasında bir milyon kişiye 1000 teknisyendir. )

Ek olarak İslam dünyası gayrı safi milli hasılasının yalnızca % 0.2 sini araştırma-geliş tirme bütçesi olarak ayırmaktayken Hıristiyan dünyası % 5 oranında araştırma-geliştirme fonu ayırmaktadır.

Sonuç: İslam dünyası bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur.

1000 kişiye düşen günlük gazete sayısı ve bir milyon kişiye düşen kitap çeşidi bilginin toplum içine yayılıp yayılmadığının iki önemli göstergesidir. Pakistan'da 1000 kişiye 23 günlük gazete düşerken bu sayı Singapur'da 360 dır. İngiltere'de her 1000 stand için 2000 çeşit kitap bulunurken, Mısır'da kitap eşidi 20 dir.

Sonuç:

İslam dünyası bilgi yayılmasını gerçekleştirmekte başarısızdır.

Bilgi uygulamasının önemli göstergelerinden biri ileri teknoloji ihracatının toplam ihracat içindeki oranıdır. Pakistan'ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran % 1, Suudi Arabistan’ın % 0.3, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in aynı şekilde % 0.3tür.

Singapur'da bu oran % 58 'dir.

Sonuç: İslam Dünyası bilgi uygulamasını gerçekleştirememektedir.

Neden Müslümanlar güçsüzdür? Çünkü bilgi üretmiyoruz.

Neden Müslümanlar güçsüzdür? Çünkü bilgiyi yayamıyoruz.

Neden Müslümanlar güçsüzdür? Çünkü bilgiyi uygulamıyoruz.

Ve gelecek, bilgi-temelli toplumlara aittir.

İlginçtir, OIC üyesi 57 ülkenin gayrı safi milli hasılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. ABD, tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte, Çin 8 trilyon dolar, Japonya 3.8 trilyon dolar ve Almanya 2.4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. (Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.)

Petrol zengini Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Katar hep birlikte 500 milyar dolarlık mal ve hizmet üretmektedirler ve bunların çoğu petroldür. Mal ve hizmet üretimi İspanya'da 1 trilyon doların üzerindedir.

Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretim gerçekleşmektedir. Budist Tayland 545 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır. İslam Dünyasının gayrı safi milli hasılasının tüm dünya gayrı safi milli hasılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.

O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür?

Cevap: Eğitim Yoksunluğu.

Tam anlamıyla söylersek kaliteli eğitim yoksunluğu.

Çok kesin biçimde söylersek akılcı olmayan, din eksenli ve çağdışı eğitim.

Sağduyu olaylara sağduyulu yaklaşmışsın. Yukarıda yazdığın veriler doğru. Müslüman dünyanın içinde bulunduğu düşkünlük durumu da ortada. Biz bunu reddetmiyoruz. Fakat bir çıkarımın yanlış. Din eksenli eğitim müslümanları geride bıraktı demişsin. Evet bizim eksiğimiz eğitim. Çok doğru bir nokta. Fakat Türkiye yi baz alırsak eğer din eksenli bir eğitim olmamasına rağmen hala geriyiz. Yüz yıl önce Osmanlı devleti müslüman ülkeler içinde en güçlü devletti. Şu an Türkiye nin durumu tartışılır. Geçen zamanda bazen bu ülkede ateist eğitim de verildi. Ancak gel gör ki ülke bu ateist eğitim anlayışının olduğu dönemlerde de pek bir ilerleme kaydedemedi. Ben de bir öğretmenim. Emin olun ki Türkiye de öğrencilere verilen eğitim din eksenli değil. Din kültürü dersi diyeceksiniz. Çok genel ve bence ehemmiyetsiz. O yüzden Türkiye de geri kalmışlığı din üzerine tmellendiremezsiniz. Doğan Avcıoğlu nun Türkiye'nin Düzeni adlı kitabını okuyanınız var mı? Orada müslüman dünyanın geri kalışı kapital ekonomiye geçememe ve kapital ekonomiye geçme çabalarının Avrupalı devletler tarafından engellenmesine bağlanır. Siz ateistler Karl MArks 'ı okumuşsunuzdur. Onun Kavalalı Mehmet Ali Paşa dan övgüyle söz ettiğini görürsünüz. Bütün bu olanlar için dini suçlamak basitlik ve tarihi derinlikten yoksunluk olur. Avrupa medeniyetinin dayandığı temelleri bilirsiniz az çok. Sömürü düzeni ile ilerlemis ve bu düzen yüzünden geri kalmış bir dünya gerçeği de var karşımızda. Bugün müslüman dünyanın geri kaldığı doğru ama bunun sebebi din olsaydı ezelden müslümanlar yok olur giderdi.

Ayrıca beni destekleyen yorumlar da yapmışsınız. Teşekkürler. Yahudiler de bir din mensubu oldukları için dinin bilime engel olmadığını anlamış olduk. Sonuçta onlar da bugün İslam aleminin düşmanları olmasına rağmen semavi bir dine inanıyor ve bilim yapıyorlar. DİN BİLİME ENGEL DEĞİLDİR. YETER Kİ BAĞNAZ, MUTAASSIP İNSANLARIN ELİNE GEÇMESİN.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...