Jump to content

İSLAM BİLİMLE ÇATIŞIYORSA MÜSLÜMAN BİLİM ADAMLARI BİLİMDE AVRUPAYA NASIL YOL GÖSTERDİ?


Recommended Posts

Yanlış tespit!

İslama rağmen bir çok arap bilim adamı yetişmiştir. Bunların en tanınmışları dahi islamın halifesi, islamın şeriatı, padişahı ve şeyhülislamı tarafından kovulmuş, sürülmüş, öldürülmüşse, İslam bilime karşıdır demektir.

Bu durum günümüzde de hala günceldir. Son bir kaç yıl içinde ülkemizde de bilim düşmanlığı artmaktadır. İslam yaşamının artmasına or4antılı olarak tabi.

Sevgiler

İslama rağmen bilim adamı yetişmemiştir. İslam sayesinde yetişmiştir. HAtta sultanlar bizzat islam alimlerini, sanatçıları saraylarında toplamışlardır. Bunlardan biri Ömer Hayyam dır. Ömer HAyyam yazdığı rubailerle müslüman halkı rahatsız etmesine rağmen önce yerel bir sultanın himayesinde (semerkant veya <Nişaburda) sonra da Büyük Selçuklu sarayında ilmi faaliyetlerde bulunmuş, hatta kendisine devlet tarafından bir rasathane tahsis edilmiştir.

Mesela Uluğ Bey hem bir bilim adamı hem de sultandır. Görüldüğü gibi yöneticilerden bile bilim adamı çıkmıştır. Bu durumda Uluğ Bey nasıl olur da bilim adamlarını kovar, bilime düşman olur?

Tarihi çarpıtma çabalarından biri daha. Ama maalesef yazılı tarih ve vesikalar var.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 383
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yanlış tespit!

İslama rağmen bir çok arap bilim adamı yetişmiştir. Bunların en tanınmışları dahi islamın halifesi, islamın şeriatı, padişahı ve şeyhülislamı tarafından kovulmuş, sürülmüş, öldürülmüşse, İslam bilime karşıdır demektir.

Bu durum günümüzde de hala günceldir. Son bir kaç yıl içinde ülkemizde de bilim düşmanlığı artmaktadır. İslam yaşamının artmasına or4antılı olarak tabi.

Sevgiler

Bak şu da ilk metinde yazıyor. Onu okumamışsın:

İbn-i Heysem'in başarıları diğer memleketlerde duyulunca, Mısır'da hüküm süren Şii-Fatimi Devleti hükümdarlarından El-Hakim kendisini Mısır'a davet etti. İbn-i Heysem, Mısır'a gitmeden önce, Nil Nehri ile ilgili bir sulama projesi ve bazı teknik çalışmalarda bulunmuş, Nil nehrinden nasıl istifade edilebileceğini araştırmıştı. Projesini Fatimi sultanı El-Hakim'e açıklayınca, sultan projenin gerçekleştirilmesi için ona her türlü yardımı yapacağını bildirdi. İbn-i Heysem, Nil Nehri boyunca ilmi ve teknik incelemelerde bulundu. Yaptığı projelerin başarılı bir şekilde uygulanmasının o günkü şartlarda mümkün olmadığını görünce, hükümdardan af diledi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

isnâd-ı ta’assub olunur merd-i gayûra

Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı

(Gayretli kişiler taassubla suçlanırken dinsizlere özgü derin düşünce yeni çıktı)

islam imiş devlete pâ-bend-i terakki

Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı

(Devletin yükselmesine engel olan islamiyet imiş, önceleri yoktu, bu rivayet yeni çıktı) Ziya Paşa

Link to post
Sitelerde Paylaş

İSLAM BİLİMİNİN 8. YÜZYILDA GELDİĞİ NOKTA: ATOM BOMBASININ TEORİK FİKRİ VE VARLIĞINA İŞARET EDEN CABİR BİN HAYYAN,

Ebu Musa Câbir bin Hayyan (Arapça: جابر بن حيان Cābir ibn Hayyān; ابو موسی جابربن حیان Ebu Musa Câbir bin Hayyan, Latince: Geber ya da Geberus; d. 721 ya da 722 Horasan - ö. 808 ya da 815 Kufa), Abbasi döneminde yaşamış ve İslam biliminin temelini atan Fars. Câbir bin Hayyan ilk pratik simya (alşimi) âlimdir. Orta Çağ Avrupası'nın Simya alanına büyük ölçüde etki etmiş ve Kimya'nın da esasını oluşturmuştur.

Günümüz dünyasında atomla ilgili ilk çalışmaların ingiliz fizikçi John Dalton (1766-1844) tarafından yapıldıgı, uranyumun çekirdeğinin parçalanabileceği fikrinin de Alman kimyacı Otto Hahn (1779-1868) tarafından ortaya atıldıgı fikri yaygındır. Hâlbuki onlardan 1000 yıl önce yaşamış ve dönemin en büyük ilim merkezlerinden Harran Üniversitesi'nde rektörlük yapmış olan Câbir bin Hayyân, maddelerin atomik yapısını gösteren tespitler yaparak, reaksiyonlarda belirli kütlelerin belirli kütlelerle reaksiyona girdiğini söylemiştir. Atom hakkında, ancak asırlar sonra anlaşılabilecek şu sözleri söylemiştir:[kaynak belirtilmeli]

Maddenin en küçük parçası olan "el-cüz'ü la yetecezza" (
) da yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerinin söylediği gibi bunun parçalanamayacağı söylenemez. Atom parçalanabilir. Parçalanınca da öyle büyük bir güç oluşur ki bir anda Bağdat'ın altını üstüne getirebilir. Bu, Allahü Teala'ın kudret nişanıdır."

Böylelikle görülmektedir ki, Hayyan, Dalton ve Hahn'dan yüzyıllar önce bu buluşları gerçekleştirmiştir.

kAYNAK: VİKİPEDİ Çok fazla ayrıntılı arama yapmanıza gerek yok yani. Google a yazın çıkıyor. Bir de onlarca kitaptan oluşan bir kaynakça var. Oradan da bakabilirsiniz. Şu ifade dikkatinizi çekti mi bilmem: Allah'ın kudretinden bir nişandır. Yani Cabir bin Hayyan Allah'a inanan ve bilimsel çalışmalarında onu gören biri.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İSLAM BİLİMİNİN 8. YÜZYILDA GELDİĞİ NOKTA: ATOM BOMBASININ TEORİK FİKRİ VE VARLIĞINA İŞARET EDEN CABİR BİN HAYYAN,

Ebu Musa Câbir bin Hayyan (Arapça: جابر بن حيان Cābir ibn Hayyān; ابو موسی جابربن حیان Ebu Musa Câbir bin Hayyan, Latince: Geber ya da Geberus; d. 721 ya da 722 Horasan - ö. 808 ya da 815 Kufa), Abbasi döneminde yaşamış ve İslam biliminin temelini atan Fars. Câbir bin Hayyan ilk pratik simya (alşimi) âlimdir. Orta Çağ Avrupası'nın Simya alanına büyük ölçüde etki etmiş ve Kimya'nın da esasını oluşturmuştur.

Günümüz dünyasında atomla ilgili ilk çalışmaların ingiliz fizikçi John Dalton (1766-1844) tarafından yapıldıgı, uranyumun çekirdeğinin parçalanabileceği fikrinin de Alman kimyacı Otto Hahn (1779-1868) tarafından ortaya atıldıgı fikri yaygındır. Hâlbuki onlardan 1000 yıl önce yaşamış ve dönemin en büyük ilim merkezlerinden Harran Üniversitesi'nde rektörlük yapmış olan Câbir bin Hayyân, maddelerin atomik yapısını gösteren tespitler yaparak, reaksiyonlarda belirli kütlelerin belirli kütlelerle reaksiyona girdiğini söylemiştir. Atom hakkında, ancak asırlar sonra anlaşılabilecek şu sözleri söylemiştir:[kaynak belirtilmeli]

Maddenin en küçük parçası olan "el-cüz'ü la yetecezza" (
) da yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerinin söylediği gibi bunun parçalanamayacağı söylenemez. Atom parçalanabilir. Parçalanınca da öyle büyük bir güç oluşur ki bir anda Bağdat'ın altını üstüne getirebilir. Bu, Allahü Teala'ın kudret nişanıdır."

Böylelikle görülmektedir ki, Hayyan, Dalton ve Hahn'dan yüzyıllar önce bu buluşları gerçekleştirmiştir.

kAYNAK: VİKİPEDİ Çok fazla ayrıntılı arama yapmanıza gerek yok yani. Google a yazın çıkıyor. Bir de onlarca kitaptan oluşan bir kaynakça var. Oradan da bakabilirsiniz. Şu ifade dikkatinizi çekti mi bilmem: Allah'ın kudretinden bir nişandır. Yani Cabir bin Hayyan Allah'a inanan ve bilimsel çalışmalarında onu gören biri.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Allah'ın kudretinden bir nişandır. Yani Cabir bin Hayyan Allah'a inanan ve bilimsel çalışmalarında onu gören biri.

atomu görmüş bu adam, öyle mi? onun gördüklerini neden atomu daha ayrıntılı inceleyen bir başka insan görememiş? hiç benzer bir düşünce ortaya atmamış?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Osmanlı çaldı çırptı öyle mi? Selçuklular da öyle yapmıştır kesin. Araplar da öyledir. Ama beni ne düşündürüyor biliyor musun? Osmanlı çalıp çırparak, çapulcu gibi davranarak yedi yüz yıl nasıl ayakta kaldı? Öyle ya, hırsız dediğin soysuz ve karaktersiz olur. Bu Osmanlı nasıl ayakta durdu o halde? Bak Osmanlı nasıl hırsızlık yapmış:

Bu yazdıklarına kendin de inanıyor musun?

Bıraksalar hala çapulculuk yapacaksınız.

Usandık sizin bu ahlaksızlıklarınızdan ve ilkelliğinizden.

Herşeyiniz yalan. Tarihi bile değiştiriyorsunuz siz sahtekarlar.

Ama bundan sonra öyle yağma yok.

Açtığınız her başlık sizi yerin dibine sokuyor ve ne kadar kötü olduğunuzu kanıtlıyor.

Bunu siz yapıyorsunuz.

Tarih meydanda.. Kim kimi kandırıyor.

AB kapılarında dilenen kim?

Evrim konusunda dünyanın en geri ülkesi hangisi?

Dünyada en çok sahtekarın olduğu ülke neresi..

Ahlakı kadnların apış arasında arayan ahlaksız Müslümanlar.

Utanmadan burayı kullanıp İslam'ı savunuyorlar..

Ne kadar yüzsüz olduğunuzu olmayan yüzünüze söylüyoruz..

Yüzünüze tükürmemiz gerekirken...

Link to post
Sitelerde Paylaş

atomu görmüş bu adam, öyle mi? onun gördüklerini neden atomu daha ayrıntılı inceleyen bir başka insan görememiş? hiç benzer bir düşünce ortaya atmamış?

Bunu ben demiyorum. Cabir bin Hayyan yazmış bunları kitabına. Atomu görmüş demedim. Görmemiş olabilir ama varlığından demek ki haberdar. Başkaları neden yapmamış konusu beni ilgilendirmiyor. Hiçbir önemi yok. Benim için önemli olan Cabir bin Hayyan'ın nasıl olup da atomdan ve parçalanması esnasında açığa çıkacak enerjiden haberdar olduğudur. Araştırılması gereken konu budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yazdıklarına kendin de inanıyor musun?

Bıraksalar hala çapulculuk yapacaksınız.

Usandık sizin bu ahlaksızlıklarınızdan ve ilkelliğinizden.

Herşeyiniz yalan. Tarihi bile değiştiriyorsunuz siz sahtekarlar.

Ama bundan sonra öyle yağma yok.

Açtığınız her başlık sizi yerin dibine sokuyor ve ne kadar kötü olduğunuzu kanıtlıyor.

Bunu siz yapıyorsunuz.

Tarih meydanda.. Kim kimi kandırıyor.

AB kapılarında dilenen kim?

Evrim konusunda dünyanın en geri ülkesi hangisi?

Dünyada en çok sahtekarın olduğu ülke neresi..

Ahlakı kadnların apış arasında arayan ahlaksız Müslümanlar.

Utanmadan burayı kullanıp İslam'ı savunuyorlar..

Ne kadar yüzsüz olduğunuzu olmayan yüzünüze söylüyoruz..

Yüzünüze tükürmemiz gerekirken...

Hacı bana hakaret etmek yerine gerçek vesikaları göster ki ben de sana inanıp "Vay be benim atalarım bunu da mı yapmış" diye utanayım. Bak ben sana arşiv müdürlüğünün vesikalara dayanarak kaleme aldığı bir kitaptan alıntı yaptım. Buna karşın sen gerçekleri inkar eden ve hisleriyle hareket edip tarihi çarpıtmaya çalışan bir çaba sergiliyorsun. Biz yüzsüz değiliz. Asıl gerçeklerin üzerini örtmeye çalışan ve yalan söyleyenler yüzsüzdür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bir de çok genelleme yapıyorsun islamın günümüzde tam olarak yaşanmamasında islamın suçu yok

1. Kimin suçu var?

2. Nereden bilyorsun yaşanmadığını? Hemen hemen bütün İslam devletleri şeriatla yönetilmiyor mu? Bu devletler mesela İslam'ın hangi kurallarına uymuyorlar? Öyle İslam tam yaşanmıyor gibi içi boş bir iddiayla gelmeyin. İddianızı bir temele dayandırın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu ben demiyorum. Cabir bin Hayyan yazmış bunları kitabına. Atomu görmüş demedim. Görmemiş olabilir ama varlığından demek ki haberdar. Başkaları neden yapmamış konusu beni ilgilendirmiyor. Hiçbir önemi yok. Benim için önemli olan Cabir bin Hayyan'ın nasıl olup da atomdan ve parçalanması esnasında açığa çıkacak enerjiden haberdar olduğudur. Araştırılması gereken konu budur.

buna önerme denir bilimde. kendisi de kati kanıta sahip değil. bu sebeple atomu gerçekten görenler Cabir Bin Hayyan gibi tasvirlerde bulunmamışlar. Cabir Bin Hayyan, İyonya biliminin izinden yürüyüp, bir önermede bulunmuş. İyi bit gelişme ama bunu din ile bağdaştırman çok zavallı işi oldu. Çünkü adam önermesini destekleyen kanıta sahip değil, dahası Kur'an'ı kanıt olarak sunmamış. Sadece inancının peşinden gitmiş, önermesini tanımlamak için.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ROGER BACON TARAFINDAN USTALARIN USTASI OLARAK ANILAN MODERN KİMYANIN KURUCUSU CABİR BİN HAYYAN

5.jpg

Batıda Geber olarak bilinen Cabir bin Hayyan (721–815), başta kimya olmak üzere, tıp, eczacılık, metalürji, astronomi, felsefe, fizik gibi ilim dallarına katkılarıyla bilim tarihçileri tarafından tanınan Müslüman bir âlimdir. Kûfe'de eczacı bir babanın çocuğu olarak doğmuştur. Maddelerin altına dönüştürülmesi (transmutasyon) için metotlar geliştirmeyi hedefleyen simya ilminin babası olarak bilinen Cabir bin Hayyan, geliştirdiği element anlayışı, denge teorisi yaklaşımı, tatbikatları, icat ettiği âlet ve düzeneklerle kimyanın babası kabul edilmektedir.

Ünlü Fransız bilim tarihçisi M. Berthelot'in onun hakkındaki düşünceleri şöyledir: "Aristo'nun mantık ilmindeki yeri neyse, Câbir bin Hayyân'ın kimya ilmindeki yeri de odur. Aristo, mantığın kurucusu ve üstadı olarak kabul edildiği gibi, Cabir bin Hayyan da kimyanın kurucusu ve üstadıdır." Julius Ruska, Lâtin kimyasının temellerini Yunanca değil, bilakis Arapça orijinal eserlerin tercümelerinin sağladığını belirtmektedir.1 Yaşayan ilim tarihçimiz Fuat Sezgin de, tıp, fizik, astronomi, felsefe alanında birçok eser kaleme alan, âlemde görülebilen veya görülemeyen her şeyin belli bir düzenin neticesi olduğunu belirten Cabir bin Hayyan'ın, genetik ilmine işaret eden şu sözlerini nakletmektedir. "Allah bize fizikî kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hattâ insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki, beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir."

Eserleri

Cabir bin Hayyan; uygulamalı fizik-kimya, teorik fizik-kimya, madenler fizik-kimyası, matematik, astronomi, felsefe ve dinler tarihi gibi çok değişik alanlarda sayıları yüzlerle ifade edilen eser kaleme almıştır. İlim tarihçisi İbn Nedim, Cabir'in çalışmalarını şu şekilde tasnif eder: Gökyüzü, Yerküre, Ay, Güneş, Taşlar, Tuzlar, Mürekkep (Bileşik), Hayvanlar, Bitkiler, Gizli Mineraller, Kırmızı Boya, Mayalanmış Sıvılar (Büyük ve Küçük Kitap), İç Amalgamlar, Dış Amalgamlar, Civa Ruhu, Yumurtalar, Kan, İdrar, Mayalanmış Sıvıların Kalıntıları, Mürekkep (ikinci kitap), Cevherler (kıymetli taşlar), Boyalar, Parfümler, Kokular, Çamur, Yaradılışın Unsurları (1 ve 2), Mükemmellik, Tek (İlâhî birlik hakikatini ele alan büyük ve küçük olmak üzere iki kitap), el-Rükn, Açıklama, Nizam, Işık, Akıl Yürütme Üzerine Temellenmiş Süreçler, Kabaran Deniz, İcra Etme, Müdafaa Edilmiş Akıl, Mücerretler (Cismanî olamayanlar mânâsında).1

Batılı âlimlerin Cabir'in birçok eserini tercüme ederek sahiplendiği bir gerçektir. Meselâ Summa Perfectionis adıyla yayımlanan eserin büyük ölçüde Cabir'in Yetmişlik Kitabına dayanılarak yazıldığı ortaya çıkmıştır.2 Bu eser, Avrupa'da kimya ile ilgilenenler tarafından el kitabı olarak kullanılmıştır.

Cabir'in Batı'daki tesiri daha 14. yüzyılda başlamakla birlikte, asıl kıymeti Kitabu's-seb'ûn (Yetmiş Kitap) adlı eserinin Book of Seventy adıyla İngilizceye çevrilmesiyle anlaşılacaktır. Ayrıca, Kitab el-Usûl isimli eserin Liber radicum Rasis de alkimia adıyla Lâtince tercümesi günümüze ulaşmıştır.2

Geliştirdiği âletler, yöntemler ve kimyevî maddeler

Teorisiz pratiğin hiçbir yere varamayacağını belirten2, Doğu ve Batı ilmine önemli ölçüde tesir eden ve Roger Bacon tarafından ustaların ustası olarak da anılan Cabir bin Hayyan'ın ilk defa elde ettiği birçok kimyevî bileşik ve madde vardır. Bunlardan bazıları, saf kükürt tuzları, nişadır (NH4Cl), üstübeç [2PbCO3.Pb(OH)2], cehennem taşı (AgNO3), kezzap (nitrik asit, HNO3), zaç yağı (sülfürik asit, H2SO4), güherçile (hint) (KNO3), sirke asidi (CH3COOH), süblime (HgCl2) ve kurşun şekeri [Pb(CH3COO)2], sülügen (civa oksit), arsenik oksit, şap ve hidroklorik asittir (HCl).1,2,3 Cabir ayrıca nitrik asitle hidroklorik asidi birleştirerek o gün için altın ve platini çözen tek madde durumundaki yeşilimsi bileşiği (kral suyu) elde etmiştir. Paslanmayı önleyen madde geliştirmiş, Razi'ye etanolü bulması yolunda ipucu vermiştir.4 Batılı bazı bilim adamları optik ve mercekler kanununun keşfini de Cabir bin Hayyan'a dayandırır.

Organik maddelerin distilasyonuna büyük önem veren2 ve dünya üzerindeki ilk kimya lâboratuvarını kuran Cabir bin Hayyan, tabiattaki maddelerin saf olmadığını belirtmiş ve bunları saflaştırarak saf elementler elde etmeye çalışmıştır. Meselâ suyu tekrar tekrar damıtarak saflaştırmıştır. Cabir, kimyevî işlemlerde kullanmak üzere tasarlamış olduğu âletlerle kimyaya büyük katkılarda bulunmuştur. Bunlar arasında en dikkat çekenlerden biri, damıtmayı kolaylaştıran, daha verimli ve güvenli bir şekilde yapılmasını sağlayan imbiktir.

İmbik: Arapça El-inbik kelimesiyle ifade edilen bu araç, içine konulan maddelerin ısıtılarak damıtılmasını veya ayrıştırılmasını sağlar.

Still Damıtıcı: Bu damıtıcı, karışabilen veya karıştırılamaz sıvıların karışımının ısıtılarak buharlaştırılıp yoğunlaşmasını sağlayan bir sistemdir. Parfüm, ilâç vb. üretiminde kullanılır.

Cabir bin Hayyan oksidasyon (metallerin yüksek sıcaklıkta ısıtılarak oksitlerine ayrıştırılması), bunun tersi olan redüksiyon, buharlaştırma, süblimleştirme (saflaştırma-tasfiye), eritme, süzme, damıtma, kristalleştirme (billurlaştırma) gibi yöntemler geliştirmiştir. Çeşitli metal ve çelik üretim usûllerinin geliştirilmesi, deri ve bez boyalarının hazırlanması, kükürtlü bileşiklerden arsenik ve antimuan, bitkilerden yağ elde edilmesi, metallerin saflaştırılması, kumaşın boyanması, su geçirmez elbiselerin cilâlanması, manganez dioksitin cam yapımında kullanılması ve günümüzde hâlâ kullanılan camın renklendirilmesi gibi buluşları da gerçekleştirmiştir.1,3,4,5 Cabir bin Hayyan ve diğer İslâm âlimleri vasıtasıyla Avrupa dillerine geçmiş kimya ile ilgili bazı tâbirler de vardır. Alkol (el-Kuhl, Alcohol), üstün tasfiye âleti (el-İnbik, Alembic), alkali (al-kali, alkali), ismid (Antimony), aludel (kap-kacak), çinko asidi (tutti), mağara tuzu (Rec-ül-gar, realgar) bunlardan bazılarıdır.5 Bu tâbirler ve yöntemler günümüz kimyasında hâlen kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları kireçleştirme (calcination), kristallendirme, filtreleme, sıvılaştırma ve arıtma olarak, modern kimyanın hâlen kullandığı ve vazgeçemediği tekniklerdir.

Atomun bölünebilirliği konusundaki fikri

Cabir, atomun parçalanabilirliği konusunda şunları söylemiştir: "Madde yoğun enerjidir. Bu yüzden Yunan fizikçilerinin maddenin bölüne bölüne parçalanamaz en küçük bir parçayla son bulduğuna ve maddenin bu sayısız parçalanamayan kısımlardan meydana geldiğine dâir iddiaları yanlıştır. Onların parçalanamaz en küçük parça, yani atom olarak tâbir ettikleri bu nesne parçalanabilir ve bu parçalanma neticesi büyük bir enerji hâsıl olur. Bu öyle bir enerjidir ki, bir habbeciğin (taneciğin) bir şekilde parçalanması, Allah saklasın, Bağdat gibi büyük bir şehri yok edebilir." Bu da gösteriyor ki Cabir bin Hayyan başta Niels Bohr, Albert Einstein ve John Dalton olmak üzere Batılı bilim adamlarından 1.000 yıl önce atomla ilgilenmiş ve bu konuda fikirler ileri sürmüştür.

Eğitim felsefesiyle de ilgilenen Cabir bin Hayyan, kişiye kabiliyetine uygun bir eğitim verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Fuat Sezgin; Cabir bin Hayyan ve onu takip eden er-Râzi gibi İslâm âlimleri tarafından yüz yıllar boyunca geliştirilmiş kimya ilmine bu ölçüde katkıda bulunmuş hiçbir âlimin olmadığını belirtmektedir.2

Dipnotlar:

1. Modern Kimyanın Kurucusu Cabir b. Hayyan, Prof. Dr. Esin Kahya, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları No:183, Ankara, 1995.

2. Prof. Dr. Fuat Sezgin, "İslâm'da Bilim ve Teknik", Sayfa 97–108, Çev. Abdurrahman Aliy, TÜBA Yay., Ankara, 2007.

3. Bilim Tarihi, Colin A.Ronan, Tübitak Yayınları, Editör Prof. Dr. Ergün Türkcan.

4. Müsbet İlimde Müslüman Âlimler, Mahmut Karakaş, Kültür Bakanlığı Yayınları No:1289.

5. Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi Sayfa 64–71.

Link to post
Sitelerde Paylaş

buna önerme denir bilimde. kendisi de kati kanıta sahip değil. bu sebeple atomu gerçekten görenler Cabir Bin Hayyan gibi tasvirlerde bulunmamışlar. Cabir Bin Hayyan, İyonya biliminin izinden yürüyüp, bir önermede bulunmuş. İyi bit gelişme ama bunu din ile bağdaştırman çok zavallı işi oldu. Çünkü adam önermesini destekleyen kanıta sahip değil, dahası Kur'an'ı kanıt olarak sunmamış. Sadece inancının peşinden gitmiş, önermesini tanımlamak için.

Ancak dikkatinden kaçan ayrıntı bu kişinin İslam coğrafyasında yetişen, Atomun gücünü ALLAHIN GÜCÜNDEN BİR ALAMET olarak görmesi ve İslami kişiliğe sahip olması. Müslüman bir bilim adamı yani. Ayrıca iyonyalılardan aldığı bilgiye göre "atom parçalanamaz" Fakat Cabir bin Hayyan onların görüşünü bilinçli olarak reddederek yeni bir iddia ile bunun parçalanabileceğini söylüyor. Bu önerme bile olsa çok büyük bir fikir o dönem için. Önermesini kanıtlamak için Bağdat'a nükleer reaktör kurmaya çalışacak değildi herhalde. Einstein'ın bile önermeleri yıllar sonra açıklanabildi. Önemli olan Cabir bin Hayyan'ın önermesinin doğru olmasıdır. Ayrca Cabir bin Hayyan daha başka alanlarda çok büyük çalışmalar yapmıştır.Yuarıdaki yazıyı da okursan onun İyonyalılardan yararlandığpı ve onun üzerine eklediği bilgilerden daha başka bilgi alanlarında da çalıştığını görebiliriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...