ebu darwin 0 Ağustos 23, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 23, 2012 gönderildi Herkesin kabul ettiği biri yok ki.Hepsi birbirini yalanlıyor.Hepsinden şüpheleniyorum,insanın sözüne güven olmaz. var var sen kafanı yorma, namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz misali senin durumun. insan sözüne güven olmazsa sana nasıl güveneceğiz Link to post Sitelerde Paylaş
ebu darwin 0 Ağustos 23, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 23, 2012 gönderildi O imzan da gayet komik ,amacınız dini tartışmak mı Atatürkle dalga geçmek mi yahu............. imzam sahit olduğum bir durumun anısı, dalga geçtiğim falan da yok, o tipleri yermek diyelim Link to post Sitelerde Paylaş
Yer Su 0 Ağustos 23, 2012 gönderildi Raporla Share Ağustos 23, 2012 gönderildi Yakup çok açık özetlemişsin herşeyi. Umarım senin dediğin gibi bunlar gidicidir. Ancak sonrasında ne olacak? o zamanki politika ile şimdikini karıştırma, kimse bunu yemiyor artık. o zamanlar kimse şeyhi dervişi ön plana çıkarmıyordu, tam tersini yapıyordu koçum, yeme bizi, senin cemaat dediğin ise ılımlı islamcılar mı Peki o zamandan bir örnek vereyim hemen. Halifelik makamı İngilizler tarafından Anadoludaki direnişe karşı kullanılmamış mıydı? İsyancılara (yani sonunda kazanıp ülkeyi kurtaranlar) Şeyhülislam destek mi oldu köstek mi? Link to post Sitelerde Paylaş
Yer Su 0 Ağustos 23, 2012 gönderildi Raporla Share Ağustos 23, 2012 gönderildi Ebu Darwin, başka birisine verdiğin cevapta bu fetvaların baskı altında verildiğini söylüyorsun. Bu nasıl bir baskıdır? Gerekirse ölürsün o fetvayı vermezsin. Link to post Sitelerde Paylaş
ebu darwin 0 Ağustos 23, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 23, 2012 gönderildi Peki o zamandan bir örnek vereyim hemen. Halifelik makamı İngilizler tarafından Anadoludaki direnişe karşı kullanılmamış mıydı? İsyancılara (yani sonunda kazanıp ülkeyi kurtaranlar) Şeyhülislam destek mi oldu köstek mi? sana belgelerle cevap veriyorum 1. Bu konuda o tarihlerde İstanbul'da Sebilürreşad Mecmuası'nı çıkartan Eşref Edip Bey; "...Şeyhülislâm, Haydarızâde İbrahim Efendi idi. Anadolu'daki harekata taraftar idi. İngilizler, Hükümeti tazyik ederek (baskı yaparak) fetva istiyorlardı. Şeyhülislâm bu fetvayı vermeyerek görevinden ayrıldı. Yerine Dürrizâde Abdullah Efendi geçti. (...) Şeyhülislâm, istenen bu fetvaları, işgal kuvvetlerinin haddi aşmış zulüm ve baskıları altında verdi" diyordu(Eşref Edip, Sebilürreşad, C.10, Sayı: 238, sayfa 202.) 2. Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci ve son mareşali, ilk Milli Savunma Bakanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Cumhuriyet dönemindeki ilk Genelkurmay Başkanı olan ve Istanbul'un işgalinden (16 Mart 1920) sonra Ankara'ya kaçan ve 27 Nisan 1920 günü TBMM'de bir konuşma yapan Fevzi (Çakmak) Paşa da Dürrizâde Fetvası hakkında Ingiliz baskısını doğrulayarak şunları söylemektedir: "Ancak tâbii malumatınız var, bu kabinenin (Damat Ferit Paşa Hükümeti) teşekkülü ile beraber temasa geldiğim gerek o kabine erkanından olan zevattan, gerekse Harbiye Nezaretinde bulunan bazı arkadaşlardan aldığım malumata nazaran o kabineye tazyik icra ettiler (baskı uyguladılar). Fetvayı veriniz diye. Nihayet o fetvayı aldılar. Malumunuz vechile o fetva Ingiliz süngüsü ile alınmış, Islamı sinesinde birbirine düşürmek için ilk defa yazılmış acı bir vesikadır. Milletin hissi hakikat beyni (milletin gerçeği kavrayan hissi), ümit ederim ki, bundaki feceati görecek ve bunun ehemmiyeti sıfıra inecektir (Meclis'te Milletvekillerinin `Şüphesiz´ Sedaları). TBMM Zabıt Ceridesi, C.I, sayfa 92. (Meclis tutanakları) 3.Damat Ferit de fetvanın Ingiliz istek ve baskısıyla hazırlandığını belirtmektedir.(Gotthard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşıyla Ilgili Ingiliz Belgeleri, 2. Baskı, Ankara, 1956, sayfa 153.) 4. Bu konuda önemli bir delil de M. Kemal Paşa'nın kurdurttuğu Anadolu Ajansı'nın yayınladığı haberdir. Kazım Karabekir Paşa'nın belgelediği bu haber şöyledir: "Ingilizlerin Istanbul'da ve emirleri altında bulunan hükümet (`hükümet´ diyor, Sultan Vahdettin değil) marifetiyle teşkilatı milliye aleyhine bazı fetvalar çıkartmak üzere istimal-i cebir ettikleri (zor kullandıkları) istihbar olunuyor (haber alınıyor). Işgali vuku bulan Millet Meclisi bir takım tevkifat ile mefluç bir hale getirilmeden Zat-ı Şahane'nin (Padişah'ın) ve Millet Meclisi'nin müzahiri itimad olan bir heyet-i vukela iş başında iken böyle fetvalar elde etmeye muvaffak olamayan Ingilizlerin işgal ile Zât-ı Şahane'yi (Padişah'ı) esir ve Salih Paşa kabinesinin cebren iskat ettikleri (zorla susmaya mecbur bırakma) ve Millet Meclisi'ni keenlemyeküm (yok) hükmüne koyup ve Ferit Paşa gibi sırf kendilerinin emrine tabi bir adamı sedarete çıkardıktan sonra efkar-ı umumiye'yi (kamuoyunu) iğfal maksadıyla bu gibi teşebbüslerde bulunmaları ve sırasıyla bir takım fetva ısdar etmeleri (yayınlatmaları) ihtimalden baidi (uzak) görülmez".(Kazım Karabekir, Istiklâl Harbimiz, Istanbul, 1988, sayfa 595.) 5. Amerikan gizli belgeleri, yayınlanan fetvanın Itilaf devletlerince dikte ettirildiği ve akıllıca olmadığını belirtiyor.(Orhan Duru, Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye'nin Kurtuluş Yılları, Istanbul, 1978, sayfa 88.) 6.Son delilimiz bizzat M. Kemal'dir. M. Kemal 24 Nisan 1920 tarihli gizli oturumda Meclis kürsüsünde Sultan Vahdettin'i savunuyor ve özetle şöyle bir konuşma irad ediyor: "Bu fetva Padişah'ımıza iftiradır, kendi ağzıyla bana bu fetvayı okusa dahi bunun ona baskı ve zorla söylettirildiğine inanırım... Fevzi Çakmak'ın aramıza katılmadan önce Milli Mücadele aleyhindeki emirleri de Ingiliz süngüsü altında yazılmıştır ve biz de Istanbul'da bulunmuş olsak, başka türlü davranamazdık."(T.B.M.M. Gizli Celse Zabıtları, 24 Nisan 1336 (1920), Devre: 1, İçtima: 1, 2 nci in'ikat - 4 ncü celse, Cilt : 1, sayfa 9. (Meclis Tutanakları)) Link to post Sitelerde Paylaş
Yer Su 0 Ağustos 23, 2012 gönderildi Raporla Share Ağustos 23, 2012 gönderildi Ben de diyorum ki bu nasıl bir baskıdır? "Asarız" mı demişler? "Sülaleni asarız" mı demişler? Bu adamların üstelik bir de ahiret inancı vardı. O zamanlar Mustafa Kemal'in laiklik getireceği de bilinmiyordu. Eee? Ölürsün vermeszin o fetvayı. Veriyorsan kusura bakma ama direk popo korkusudur. Bırak seni assınlar ama milletin direncinin şevkini kırmazsın köstek olmazsın. Fransa ikinci dünya savaşından sonra bunu yapanlar astı. Türkiye Cumhuriyeti ise sürgüne yolladı. Bu bile Atatürkün ne kadar bağışlayıcı olduğunu gösteriyor bu hainlere karşı. Sana tavsiyem onların yanında saf tutma. Kendine bunu layık görme. Link to post Sitelerde Paylaş
Hershel 0 Ağustos 24, 2012 gönderildi Raporla Share Ağustos 24, 2012 gönderildi Yunanlar işgal edince neden Latin alfabesini dayatsınlar Yunan alfabesini dayatırlardı.Tabi ki Yunancayıda. Link to post Sitelerde Paylaş
NonTime 0 Nisan 13, 2016 gönderildi Raporla Share Nisan 13, 2016 gönderildi evet ülkemizi yunanlılar işgal etseydi nolurdu, evet başlıyoruz: 1.derhal padişahı ülkeden atarlar ve yazdılkarı uyduruk tarih kitaplarıyla vatan haini diye kakalamaya çalışırlardı.yerse 2.ilk hedeflerden biri olarak hilafeti kaldırıp başta kardeş ingiltere olmak üzere bütün emperyalist güclere derin bir oh çektirirlerdi 3.hemen anayasayı değiştirip, islam şeriatını kaldırıp, avrupa kanunlarını dizerlerdi. 13.islam harfleri kaldırılıp yerine greek yada latin alfabesi getirilirdi 20.hicri takvim kaldırılırdı. 29.tatil günü cumadan cumartesi pazara alınrdı. 33.sarık cübbe yasaklanırdı, feslilerin kafasından fesler zorla alınır, vermem diyen dayak yerdi. 41.sokak sokak fesli avına çıkılırdı, yakaladılarını feci şekilde döverlerdi. 52.şapka giymeyenlerin vay haline. 63.ezandan Allah adı çıkarılırdı.Allah dedirtmezlerdi. 69.Allahuekber diyen adam kendini mahkemede bulurdu. 73.İslamı kontrol altına almak için diyaneti kurarlardı. 84.camilere namaz kılma memurları dikerlerdi hutbeler ararcılığıyla İslamı kontrol almaya çalışırlardı(tabi yerse) 91.her güzel köşeye faiz kurumu olan bankalr dikerlerdi. 96.genelevleri açıp birileri kapatmasın diye direk içişleri bakanlığına bağlarlardı. 97.içki serbest, millet alkolik. 98.Camiler boş bahanelerle kapatılır, depo yapılır hatta yıkılırdı 99.ayasofya derhal müze olurdu. 100.nerde islamı anlatan bir alim bir hoca varsa hemen asarlar keserlerdi.daha sonraki nesillere ise vatan haini diye yutturmaya çalısırlardı. tabi yerse. evet iyiki ülkemizi yunan isgal etmemiş, etseydi halimiz nice olurdu... Adi pislik. Küçümsediğin Batı'ya cariye bile olamazsın bok çuvalı seni. Cahil takiyyeci Link to post Sitelerde Paylaş
dindar07 0 Nisan 14, 2016 gönderildi Raporla Share Nisan 14, 2016 gönderildi imzam sahit olduğum bir durumun anısı, dalga geçtiğim falan da yok, o tipleri yermek diyelim Atatürk'ün kurduğu ülkede yaşıyorsun, Çanakkale'nin, Kurtuluş Savaşının başkumandan'ının kurduğu ülkede yaşıyorsun. o yuzden sevmesen bile saygı duyman gerekir...O nasıl bir imza öyle. pislik herif... Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts