Jump to content

KURAN DEĞİŞTİRİLİMİŞ SONRADAN İLAVELER YAPILMIŞTIR


Recommended Posts

Kur'an temel olarak dört konuyu işlemektedir....

Birincisi: Tevhid

İkincisi: Nübüvvet

Üçüncüsü; Haşir

Dördüncüsü : İbadet ve adalettir...

Ayetler sürekli bu konuların etrafında dolaşır....

İnsan için bunlar hayati olduğu için, yüzlerce kez anlatılması çok hikmetlidir....

Çünkü bunlar kalp ve ruh için ekmek hükmündedirler...

Bunların haricinde ateistlerle konuşulacak bir mesele de yoktur....

Asıl meselede yanlış yapan, teferruat ta hayli hayli yapmaktadır....

İşte ateizme evham ve vesvese dediğimin sırrı bu yatmaktadır....

Bakalım anlayacak kimse çıkacak mı?

Merak ediyorum doğrusu?

tarihinde Serdaar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 172
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

. Ali KAYA

Arap alfabesinde nokta ve hareke yoktur. Ana dili Arapça olanlar kelime yapısından kelimeleri doğru okuyup, doğru olarak telaffuz ediyorlardı.

DreiMalAli:

Bu söylem tabiki yalan.

Araplar kendileri de doğru dürüst anlamıyorlar. Bu gün dahi arap dünyasında bir eczacının/doktorun yazdığı harekeli/harekesiz reçetenin diğer bir eczası taafından yanlış okunması dolayısıyla yanlış ilaç karışımı yapması anlatımları bol duyulan olaylar.

Ali Kaya

İslâmiyet yayıldıkça acemler Müslüman olmaya ve Kur’ân okumaya başladılar. Acemler okurken yanlış okuyarak yanlış anlamalara sebep oluyordu. Bunun üzerine noktalama ve hareke koymaya ihtiyaç duyuldu.

DreiMalAli

Yine yalan!

Seslendirme işaretlerinin yabancılarla ilgisi bulunmuyor. Arapçanın yazılım sisteminden kaynaklanıyor bu. Arapça harflaerinin sadece bir kaç tanesi tek bir ses veriyor. Diğerleri, 20'den fazla harf, birden fazla ses veriyor. Bu söylediğim harflerle ilgili. Harekelerden (seslendirme işaretlerinden) tamamen bağımsız.

Arap yalakalarının yalanlarını göz önüne seren basit bir örnek.

"Arap alfabesinde nokta ve hareke yok"sa, "ana dili Arapça olanlar kelime yapısından kelimeleri" nasıl doğru okuduklarına basit bir örnek verelim. Arapçanın sitemine göre Türkçe bir kelime yazalım. Fakat sesli harfleri kullanmayalım. Mesela "FKR". Bu FKR kelimesi nasıl okunur?

FiKiR olarak mı?

FaKiR orarak mı?

FoKuR olarak mı?

FıKıR orarak mı?

FuKaRa olarak mı?

Bu şekilde bir yazı sistemi bulunan bir dilde yazılmış bir yazınının doğru okunması mümkün değildir.

Ama şu arap yalakalığı yok mu! Şu arap yalakalığı!

Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar "Ana dili Arapça olanlar kelime yapısından kelimeleri doğru okuyup, doğru olarak telaffuz ediyorlardı." diye. Bu yalancılık yetmiyormuş gibi, seslendirme işaretlerinin arap alfabesine konulmasının nedeni/suçlusu olarak arap olmayanları göstermeye çalışmazlar mı!

Tam bir soytarılık örneği.

Benim müslümanım yalan söylemezse rahat edemez.

Konuyla ilgili İslam literatüründe neşeli bir masal da mevcut:

Uzuuuuuuuuuuun mu uzun bir zaman önce bir Kuran alimi çarşıda geziyormuş. Bir pencerenin önünden geçerken, içerden yüksek sesle kitap oluyan bir çocuğu duymuş. Çocuk "Bu; içinden zeytin yağı bulunmayan kitaptır." cümlesini okuyormuş o anda. Kuran alimine bu cümle tanıdık gelmiş ama nerden tanıdığını çıkaramamış. Merak ettiği için evden içeri girmiş ve çocuğun okuduğu kitaba bakmış. Meğer çocuk Kuran okuyormuş o anda, Kuran'da İnek suresinin 1. ayetini (2:1). Oysa, İnek suresinin 1. ayeti "Bu; içinde şüphe bulunmayan kitaptır." Bunun üzerine bu Kuran alimi arapça yazıyı bu zavallı halinden kurtamak için çalışmalara başlamış. mış mış.

Eeeee.

Yazısında seslendirme işaretleri olmayınca, arabın zeytin yağından dahi şüphelenmesi de normal, şüpheyi zeytin yağı zannetmesi de.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

videosunu buldum (link açılmazsa youtube'a değiştirilmiş kutsal kitap yazın çıkar):

gerçi ayetlere bakarak bile anlarsın fakat tarihi araştırma sonucu kanıtı.ayrıca (onun linkini bulunca atarım) bir yerde okumuştum topkapıdaki kuran yakan osmanın kuranıyla(iyi tamlama oldu :D) kahire kuranı karşılarştırılmış 789+90(böyle ifade ediliyor) elif vb harf farklı çıkmış bunlar da yeterince ayetin anlamını değiştirmeye yeter zaten arapçada 1 harfi değiştirsen cümlenin tüm anlamı değişiyor
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen olsan düşmanın elindeki kaynaktan mı, aldığı doğru sayarsın yoksa, kendi kaynaktan olan bilgiyi mi?

Onlar bu kazıkları bize daha önce defalarca atmışlardı...Tekrar Onlara kanmamızı beklemeyiniz....

İster inanın , ister inanmayın, bizi hiç ilgilendirmez...

Ama biz islamiyetin akli deliller üzerine kurulduğunu, anlamak isteyen herkese anlatırız...

Aklı olmayanı zaten Allah sorumlu tutmaz, akıl sahipleri muhatapdır zaten...

Evham ve bahaneleri tercih kişini kendi yanlış karar ı dır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

HER SURENİN BAŞINDA BESMELE OLMASI KURANA EKLEMELER YAPILDIĞININ BİR BAŞKA KANITIODIR

Dinayet eski başkanı Süleyman Ateş diyor ki..

(terbiyesinden ötürü burada bazı Ahmaklar söylüyorlar ki yazıyormuş ama silmiş)Kur’ân sûreleri, başlarına konan besmelenin harf sayısına göre kodlanmıştır. Besmelede 19 harf vardır. Her sûredeki âyetlerin sayısı da 19 veya 19’un katıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de 114 sure vardır. Bu 19’un katıdır. 19x6=114 eder.

İyi ama son iki sureyi duâ kabul edip Mushafına almayan sahâbîler de vardır. Ayrıca Tevbe ile Enfâl’i bir tek sure kabul edenler de bulunduğundan bu iki sure arasına besmele konmamıştır. Bunlar nazara alınırsa Reşad’ın ve yandaşlarının sistemi yıkılmaz mı?

Önce Bismillahirrahmanirrahim’in Arapça orijinalinin 19 harfli değil, 21 harfli olduğunu belirtmiştik. Çünkü normalde bâ’dan sonra ismin vasl hemzesi vardır. Fakat gelenekte öyle yazıldığı için yazımda gösterilmemiştir. Ayrıca el-Rahmân’da mimden sonra bir elif bulunur. Bazıları İshak, Rahmân, Osman gibi kelimeleri asıl kuralına göre elifli yazarlar. Çünkü Rahmân kelimesi fa‘lân vezninde bir sıfattır. Aslı el-Rahmân’dır. Demek ki besmele aslında 19 değil, 21 harflidir.

Ayrıca Besmele, Kur’ân’ın ilk âyeti değildir. Hiç âyet olmayıp, sureleri birbirinden ayırmak için sure başlarına konduğunu söyleyen âlimler de vardır. Zaten besmele, İslâm’dan önce de vardı. ve Araplar işe başlarken ya besmele veya formunda bir cümle söylerlerdi. Böyle iken besmeleyi Kur’ân’ın ilk âyeti saymanın tutarlı yanı var mı? Sadece Neml Suresi’nin 30’ncu âyetinde geçen besmele kesin âyettir. Diğerlerinin âyet olup olmadığı üzerinde görüş ayrılığı vardır. Kisin olmayan şey, bilimsel veri olarak kullanılabilir mi?

Süleyman Ateş....

Kurana eklemeler yapıldığını

bilmeden kendisi kanıtlamış

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu ayetin kurana sonradan girmediğini iddia edebilecek varmı?

MAİDE-82.İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün.Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar.

hristiyanlarla savaştıkları zamanlarda bu ayeti yazmışlar da dersiniz şimdi... :D

Hristiyanların Allaha ortak koşmadıklarını

Büyüklük taslamadıklarını söylüyor..

tarihinde abdullahabdal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

...

Konuyla ilgili İslam literatüründe neşeli bir masal da mevcut:

Uzuuuuuuuuuuun mu uzun bir zaman önce bir Kuran alimi çarşıda geziyormuş. Bir pencerenin önünden geçerken, içerden yüksek sesle kitap oluyan bir çocuğu duymuş. Çocuk "Bu; içinden zeytin yağı bulunmayan kitaptır." cümlesini okuyormuş o anda. Kuran alimine bu cümle tanıdık gelmiş ama nerden tanıdığını çıkaramamış. Merak ettiği için evden içeri girmiş ve çocuğun okuduğu kitaba bakmış. Meğer çocuk Kuran okuyormuş o anda, Kuran'da İnek suresinin 1. ayetini (2:1). Oysa, İnek suresinin 1. ayeti "Bu; içinde şüphe bulunmayan kitaptır." Bunun üzerine bu Kuran alimi arapça yazıyı bu zavallı halinden kurtamak için çalışmalara başlamış. mış mış.

Eeeee.

Yazısında seslendirme işaretleri olmayınca, arabın zeytin yağından dahi şüphelenmesi de normal, şüpheyi zeytin yağı zannetmesi de.

Sevgiler

İlk arap alfabesinde seslendirme işaretleri yoktu. Seslendirme işaretleri sonradan eklendi. Bu konuda mutabıkız.

İyidir, hoşdur... Ama...

Diyeleimki İnek suresinin birinci ayeti Kuran materyallerine ilk yazıldığında henüz Kuran'a seslendirme işaretleri konulmamıştı. Selendirme işraretleri olmadığı için de bu ayeti

hem

"Bu; içinden zeytin yağı bulunmayan kitaptır."

diye okumak mümkün hem de

"Bu; içinde şüphe bulunmayan kitaptır."

diye okumak mümkün.

Çünkü seslendirme işaretleri kullanılmadığı takdirde hem "zeytin yağı" kelimesi hem de "şüphe" kelimesi arapçada aynı şekilde yazılıyor.

Peki seslendirme işretlerini Kuran'a sokan adamlar bu kelimeyi neden "şüphe" olarak seslendirdiler?

Halbuki "zeytin yağı" olarak seslendirmek daha doğru olurdu.

Çünkü Kuran'ın içinde "şüphe" edilecek haddinden fazla söylem bulunduğu halde içerisinde "zeytin yağı" bulunmadığına ben dahi eminim. :D

Bu yüzden Kuran'ın İnek suresinin 1. ayetini

"Bu; içinden zeytin yağı bulunmayan kitaptır."

şeklinde değiştirmeyi teklif ediyorum. Bu şekilde değiştirirsek, Kuran'ı bir yanlışlıktan, bir mantık hatasından kurtarmış oluruz. Ve bence hem büyük sevap kazanır hem de müslüman vatandaşlarımızı bazı sıkıntılardan kurtarmış oluruz.

:D

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Seslendirme işraretleri olmayınca nasıl okunacağına, kaç türlü okunacağına sizlerde katkı yaparsanız sevinirim.

Tabi yine Türkçeden örnek vererek.

Mesela KTK kökünden neler üretilebilir. Benim hemen aklıma gelenler:

KüTüK

KaTıK

KaTKı

...

Ek yapmak isteyenler veya başka örnek vermek isteyenler?

Bakalım daha neler neler çıkacak ortaya!

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlk arap alfabesinde seslendirme işaretleri yoktu. Seslendirme işaretleri sonradan eklendi. Bu konuda mutabıkız.

İyidir, hoşdur... Ama...

Diyeleimki İnek suresinin birinci ayeti Kuran materyallerine ilk yazıldığında henüz Kuran'a seslendirme işaretleri konulmamıştı. Selendirme işraretleri olmadığı için de bu ayeti

hem

"Bu; içinden zeytin yağı bulunmayan kitaptır."

diye okumak mümkün hem de

"Bu; içinde şüphe bulunmayan kitaptır."

diye okumak mümkün.

Çünkü seslendirme işaretleri kullanılmadığı takdirde hem "zeytin yağı" kelimesi hem de "şüphe" kelimesi arapçada aynı şekilde yazılıyor.

Peki seslendirme işretlerini Kuran'a sokan adamlar bu kelimeyi neden "şüphe" olarak seslendirdiler?

Halbuki "zeytin yağı" olarak seslendirmek daha doğru olurdu.

Çünkü Kuran'ın içinde "şüphe" edilecek haddinden fazla söylem bulunduğu halde içerisinde "zeytin yağı" bulunmadığına ben dahi eminim. :D

Bu yüzden Kuran'ın İnek suresinin 1. ayetini

"Bu; içinden zeytin yağı bulunmayan kitaptır."

şeklinde değiştirmeyi teklif ediyorum. Bu şekilde değiştirirsek, Kuran'ı bir yanlışlıktan, bir mantık hatasından kurtarmış oluruz. Ve bence hem büyük sevap kazanır hem de müslüman vatandaşlarımızı bazı sıkıntılardan kurtarmış oluruz.

:D

Sevgiler

Sen Kuzedyinden bakıyorsun

ben Güneyinden bakıyorum..

neresinden bakılırsa bakılsın...

Ancak ilkokul eğitimi seviyesinde olanların ve zeka seviyesi düşük olanların

Zerdüşün kitabıyla

Tevratı

çorba karıştırır gibi karıştırıp

bir kitap elde etmeleri sonucunda

aman okumayın siz anlamazsınız diye yalvarmalarına yol açmış..abuk subuklukları farkedilmesin diye çabaladıkları bir ucube yapmışlar...

..

Türkçe ibadet etmek için çabalayanlara engel olma çalışmalarının nedenide gayet anlaşılıyor

Hadi Milletimizi kandırıyorsunuz be vicdansızlar..

Ken di vicdanınızı nasıl kandırıyorsunuz diyemiyorum..Çünkü vicdan olmadığına eminim

tarihinde abdullahabdal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok güzel örnekler sevgili e-teist.

KöR

KaR

KuR

KıR

KiR

KoR

KaRı

KuRu

KaRa

KiRa

KoRu

Çorbada benim de tuzum olsun:

aKaR

KıRo

KüR

KüRe

oKuR

KuRa

...

Durum böyle olduğu halde, yüzleri kızarmadan yalan söylüyorlar gözümüzün içine baka baka eyvahcubbeli ve Serdaar gibi arap yalakaları. Araplar doğru okuyordu ama acemler doğru okuyamıyordu gibi palavralarla. Herkesi kendileri gibi aptal zannediyorlar.

Sevgiler

Ek: Yine çeşitli Kuran'lar arasındaki farkları açıklamak amacıyla öne sürülen bir argüman: Efendim Kuran ilk derlendiğinde Küreyş lehçesi ile yazıldı. Daha sonra başka şehirlerin lehçelerine kopyalandı ve önemli şehirlere (Mekke, Medine vs.) dağıtıldı gibisinden.

Tabi, her zaman olduğu gibi, bu argüman da bir müslüman yalanı. Seslendirme işaretleri olsa dahi lehçe yazmak zor. Seslendirme işaretleri olmadan lehçe yazmak ise imkansız.

tarihinde DreiMalAli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili abdullahabdal.

Sen Kuzedyinden bakıyorsun

ben Güneyinden bakıyorum..

Doğru. Stilimiz değişik olduğu gibi bakış açımız ve ilgi alanlarımız da değişik. Bu bir zenginliktir.

Aslında pek karışmam bu gibi konulara. Bazan birileri gözümüzün içine baka baka hem yalan söyleyip hem de kendi görevine başkasının üzerine yıkmaya çalışınca (= asalaklık), aptallığını yüzüne vurup, kulaklarını çekmem gerekiyor.

aman okumayın siz anlamazsınız diye yalvarmalarına yol açmış..abuk subuklukları farkedilmesin diye çabaladıkları bir ucube yapmışlar...

..

Türkçe ibadet etmek için çabalayanlara engel olma çalışmalarının nedenide gayet anlaşılıyor

Asalak yaşamlarını sürdürebilmeleri için yalan söylemek, üçkağıtcılık yapmak zorundalar.

Hadi Milletimizi kandırıyorsunuz be vicdansızlar..

Ken di vicdanınızı nasıl kandırıyorsunuz diyemiyorum..Çünkü vicdan olmadığına eminim

Bu durumda vicdandan bahsetmenin doğru olmazdı zaten

Asalak yaşayan kişide vicdan olmaz. Vicdanı olan kişi yalan söyleyemez. Asalakların vicdanı olsaydı aç kalırlardı. Çünkü karınlarını doyurmak için ellerindengelen başka marifetleri yoktur.

Bu başlıkta yalan söyledikleri ortaya çıkan kişiler artık işin doğrusunu söyleyeceklerini sanıyor musun? Sen da zannetmiyorsun, ben de. Aynı yalanları hem gerçek hayatlarında söylemeye devam edecekler, hem de başka forumlarda. Aradan biraz vakit geçince aynı yalanları bu forumda da tekrar gündeme getirecekler. Çünkü bu onların ekmek kapısı.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili abdullahabdal.

Doğru. Stilimiz değişik olduğu gibi bakış açımız ve ilgi alanlarımız da değişik. Bu bir zenginliktir.

Aslında pek karışmam bu gibi konulara. Bazan birileri gözümüzün içine baka baka hem yalan söyleyip hem de kendi görevine başkasının üzerine yıkmaya çalışınca (= asalaklık), aptallığını yüzüne vurup, kulaklarını çekmem gerekiyor.

Asalak yaşamlarını sürdürebilmeleri için yalan söylemek, üçkağıtcılık yapmak zorundalar.

Bu durumda vicdandan bahsetmenin doğru olmazdı zaten

Asalak yaşayan kişide vicdan olmaz. Vicdanı olan kişi yalan söyleyemez. Asalakların vicdanı olsaydı aç kalırlardı. Çünkü karınlarını doyurmak için ellerindengelen başka marifetleri yoktur.

Bu başlıkta yalan söyledikleri ortaya çıkan kişiler artık işin doğrusunu söyleyeceklerini sanıyor musun? Sen da zannetmiyorsun, ben de. Aynı yalanları hem gerçek hayatlarında söylemeye devam edecekler, hem de başka forumlarda. Aradan biraz vakit geçince aynı yalanları bu forumda da tekrar gündeme getirecekler. Çünkü bu onların ekmek kapısı.

Sevgiler

Farklı bakmıyoruz..

fakat ikimizde aynı şeyi yazmayalım diye çabalıyorum..

nereden bakılırsa bakılsın sonuç aynı çıkıyor..

Bu arada hakkını yemeyeyim ..benim kuran dışındaki konulara zamanım olmadı..bilmiyorumda...

seninle aynı yerden bakmam şimdilik mümkün değil..Kurandan daha ileriye gitmek istemiyorum..

senin bilgilerin akıllı bir müslümanla konuşmak için gerekli olur..

oda olmayacağına göre...

en azından sen varsın ki o eksik yönlerimizi tamamlarsın..

teşekkürler ..sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

ARAF-204Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.

ARAF-205.Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma.

Burada söylendiği gibi okumaya başladılar...diyelim

Bunları dinledi diye merhamet mi edilir.....

NUR SURESİ-13.Onlar bu iddialarına(Aişe-Safvan zina dedikodusu)dair dört şahit getirselerdi ya!

NUR SURESİ-4.Kadınlara zina isnat edip sonra da dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun.

BAKARA SURESİ -230. ayet: Eğer erkek karısını boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikâhlanmadıkça ona helâl olmaz.

TALAK suresi ..ayet..4 - Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.

NUR SURESİ..33- Sahip olduğunuz köle ve cariyelerinizden belli bir para ödemek suretiyle azâd edilmesi hakkında yazılı bir anlaşma yapmak isteyenlerle —onlarda iyi bir durum biliyorsanız — yazılı anlaşma yapın. Allah'ın size verdiği maldan onlara verin.Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için cariyelerinizi iffetli kalmayı arzu edip duruyorlarsa fuhuşa sakın zorlamayın. Kim onları zorlarsa, elbette Allah onların zorlamasından sonra çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.

Bunu dinle ve merhamet edilsin...

neden?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

BAKARA-286.Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır.“Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın.KAHROLSUN Kâfirler”

Sanki kahrolsun komünizm yada faşizm oligarşi falan gibi geldi...

kafirleri kahredebilecek biri kahrolsun kafirler dermi?

kahreder kafirleri

Allahtan olmadığı belli ayetin...

kim neden koymuş kurana bakaranın en sonuna iliştirivermiş.......

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte Ateistlerin en babası bile, Allah inancını kalbinden çıkarıp atamıyor....

Sadece O na düşman oluyorlar...Akıllı olsalardı dost olurlardı

Daha kiminle aşık attıklarının farkında değiller.

Çünkü inanç vücüdun cildi gibidir, elbise değildir...

Dikkatli olanlar bunu fark ederler....

tarihinde Serdaar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte Ateistlerin en babası bile, Allah inancını kalbinden çıkarıp atamıyor....

Sadece O na düşman oluyorlar...Akıllı olsalardı dost olurlardı

Daha kiminle aşık attıklarının farkında değiller.

Çünkü inanç vücüdun cildi gibidir, elbise değildir...

Dikkatli olanlar bunu fark ederler....

Bu ne kardesim, kirlilikten baska birsey yapmiyorsun. Cevirip cevirip ayni seyleri her basliga yazip duruyorsun.

Nasil ciddiye alalim seni?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...