Jump to content

Ateistler et yememeli


Recommended Posts

Arkadaşlar bakın Hitler'in katliamlarının arkasından da Katolik kilisesi çıktı. Yani onun katliamları da Tanrı'nın işi... Ee normal bunlar engizisyonla az adam öldürmediler, et kokusunu sever bunlar.

Yuh artık konunun dinle ateizmle ne alakası var. Hitler'in hristiyan olduğu zaten kabak gibi ortada, buna kimsenin itirazı yok. Ama senin ateistler adına konuşmaya da hakkın yok bence.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 177
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Nee banamı dedin :) ben et konusundaki düşüncelerimi yazmışım vejeteryenlik başlığında, radikal değilim, üzülüyorum napim elimde değil.Kişisel olarakta et yemiyorum artık o kadar.

Aaa cidden sen sinek böcekle ilgili birşey mi yazdın? Gerçekten bilmiyordum :D Hep de sana denk geliyor benim laflar :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdım ya benim vejeteryenlik başlığında, sanki bilerek yapıyorsun Hizip :D

Çok adiyim ya :D

-------------------------

Konu özeti:

Atayizler et yemesin.

barbar mısınız la siz?

bu çağda et mi yenir!

Yıl olmuş 2012 barbarlara bak et yiyorlar.

İnsan mısınız la siz yamyam bunlar.

Et yiyen atayizler mi? Iııığğğy sefiller.

Vegan atayizler daha insancıldır.

Atayizsen et yemezsin yersen sana maganda atayiz deriz

----------------------

Bugün ne yedim?

Kahvaltı :

  • Nestle Çikolata Kaplı Köstebek Kurabiye (hayvan adı var dikkat :D )

  • Coca Cola (tersten okuyunca La muhammed La Mekke yazdığı rivayet edilir/ Muhammed yok Mekke yok anlamında)

Öğle:

  • Pilav (Tereyağlı)
  • Parça tavuk

Akşam:

  • Yarım Ekmek Kuzu Kokoreç

  • Bir adet ayran

Gece:

  • Kaşarlı Tost

  • Coca Cola

Bu menünün tümünde hayvansal maddeler mevcut. Kolada da böcekli bir esans vardı sanırım :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vegans and vegetarians are now in a panic to produce articles denying that Hitler was ever a vegetarian, simply because they don't want him to be one.

İş bu kadar basit.

Burası doğru. Hitler ateist değildi. Ateist olduğu iddiası Harun Yahya gibilerin yalan propogandasıdır.

Sanırım senin boğazından zorun var amma da boğazına düşkünmüşsün, uzattıkça uzattın konuyu, sen et yemek istiyorsan ye kardeşim, isteyen yesin istemeyen yemesin. Yani ateist olmak için illa et yememek gerek diye birşey yazdım mı ben?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çiftlik hayvanlarına işkence yapıldığı ne kadar doğru?

Bazı çiftliklerde olabilir ama ben kırsal bir yerde yaşıyorum. Buradaki köylüler hayvanlarına kendi çocukları gibi bakıyorlar. Kesildiklerinde köylüler de ağlarlar. Bırakın işkenceyi, hayvanları aile fertlerinden biridir. Hayvan ile insan arasında sıkı bir bağ vardır. İnsan empatiyi sadece kendi türüne göstermiyor. Hayvan üreticileri de bu empatiyi hayvanlarına karşı gösteriyor. Ben bunu yaşadığım yerde gözlemliyorum.

Hayvanlar burada sürüler halinde serbest dolaşır. Büyük başlar yaz aylarında ahırlardan serbest bırakılırlar. Hayvan istediği gibi dolaşır ve akşam kendi evine kendisi gelir. Koyunlar da sürekli dışarıdadırlar. Hatta kış aylarında bile. Zaten onları sürekli ağıllarda tutamazsınız. Sürekli "me"lerler ve sonunda çıkarmanız gerekir. Çobanlar eşliğinde dolaştıktan sonra akşam onlar da evlerini bilirler ve geri gelirler. Hiçbiri kaçmaz. Çünkü bildikleri hayat budur.

Bu hayatın içinde eğer sahipleri ruh hastası değilse işkence görmezler. Son anda artık kesildiklerinde olay biter. Ama bu süreç içinde tek bildikleri hayatlarını yaşarlar, ürerler, oyun oynarlar vs.

Bunlar benim youtube dan değil reelde gördüklerim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çiftlik hayvanlarına işkence yapıldığı ne kadar doğru?

Bazı çiftliklerde olabilir ama ben kırsal bir yerde yaşıyorum. Buradaki köylüler hayvanlarına kendi çocukları gibi bakıyorlar. Kesildiklerinde köylüler de ağlarlar. Bırakın işkenceyi, hayvanları aile fertlerinden biridir. Hayvan ile insan arasında sıkı bir bağ vardır. İnsan empatiyi sadece kendi türüne göstermiyor. Hayvan üreticileri de bu empatiyi hayvanlarına karşı gösteriyor. Ben bunu yaşadığım yerde gözlemliyorum.

onlar eskidendi.. herkes kendi yetiştirip yiyordu..

şehirlerde milyonlarca kişiye et nerden geliyor?? köydeki 3-5 inekten mi?? bunlar hep entegre çiftliklerden geliyor.. hayvanlar artık kitlesel olarak yetiştiriliyor.. köydeki 3-5 ineğe bakmak seni yanıltıyor işte..

abd ve avrupada eskiden beri endüstriyel çiftlikler vardı, artık türkiyede de öyle oldu. hatta devlet teşvik veriyor yaygınlaştırmak için.. köyde hayvan yetiştiren kalmadı pek.. çünkü çok zorlaştırdılar her şeyi. daha geçen gün keçi besleyen bir köylüyle konuştum..

ayrıca köyde yetişen 3-5 hayvan şehre gelmiyor bile.. ve kurbanlık vs. olarak yetiştirilen hayvanlar da yapay yemlerle vs. besleniyor.. onlar da doğal değil yani.

tarihinde BABAYARO tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Vejetaryenliğe karşı olan bir evrimci, yamyamlığa karşı olamaz.

bunlar şiddete, işikenceye ve öldürmeye ilkesel olarak karşı değiller... bunları yapmaları sadece zaman ve mekan meselesi..

ayrıca bir hayvan öldürmekle insan öldürmek arasında teknik olarak hiç fark yok.. hayvan öldürmeyi normal gördükleri için garipsemiyorlar, halbuki insan öldürürken ne oluyorsa hayvan öldürürken de aynısı oluyor.. bugün cinayet işleyip öldürdüğü kişinin başını kesenler ilhamı nerden alıyor acaba? hayvanlara yapılanlardan alıyor..

tarihinde BABAYARO tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ben de köyde yaşadım, hayvanlara nasıl davranıldığını biliyorum. evet şizofren değil kimse, ama hayvanlara o kadar iyi davranmadıklarını biliyorum.. vurur döverler vs.. ayrıca köydeki hayvanların serbest olmaları onların öldürüldüğü gerçeğini değiştirmiyor.. yine öldürüp parçalayıp yiyorlar.. hem de ihtiyaç olmadığı halde.. köyde hayvanlar çoğunlukla misafir geldiğinde, düğünde cenazede veya piknikte yemek için kesiliyor.. yani ihtiyaçtan değil tamamen keyif ve zevk için, gelenek yüzünden ya da misafire jest olsun diye..

ben yıllarca köyde yaşadım, "etimiz yok hadi bir koyun ya da inek kesip yiyelim" diyen kimse görmedim..

en fazla tavuk keserler köylüler.. büyük ve kalabalık misafirler geldiğinde de kuzu veya koyun keserler.. sonuçta yine öldürürler.. değişen birşey yok..

şiddet, işkence ve öldürmeye karşı vejetaryenler.. bunların hepsine.. en önemlisi de öldürüp yemeye tabi ki..

bir hayvanı kesip yemenin nasıl bir şey olduğunu biraz düşünün.. kesilene kadar yaşayan hayvanı, kesilme sürecini, sonrasını..

tarihinde BABAYARO tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Babayaro et yenmesine hayvanlara işkence edildiği ve erken yaşta öldürüldükleri gerekçesiyle mi karşısın?

Yoksa etik olarak bir insanın başka bir hayvanı yemek için öldürmesini mi yanlış buluyorsun?

Hayvanlarda bir bilinçten söz edilebilir fakat bu kendinin farkına varma şeklinde olan, self-consciousness, self-awareness değildir. Yani orada hayvan acı çektiğinde aslında acı çeken bir kimseden söz edemeyiz. Sadece yapısı gereği bizim için acıyı simgeleyen sesler çıkarıyorlar. Bu sesler de bize empati yaptırarak hayvanın aslında orada bir yerde acı çektiği varsayımını doğuruyor. Acıyı zaten bu denli yüksek şiddette duymamızın sebebi de budur. Şimdi belirli bir seviyede bilinçli olduğumuz için acının kötü bir şeyleri simgelediğini anlıyoruz, bunu gidermek için bir şey yapmamız gerektiğini de. Fakat hayvanlarda bu anlayış mekanizmaları olmadığı için bu yapı yüksek şiddetli acılarla sağlanıyor olmalıdır, kesin bir bilgim yok benim de.

Fakat bu tabii ki avlanma hususunda belirli şartlara uyulmaması gerek değildir demiyorum. Ama bu argümanlardan tamamiyle hayvanların yenmemesi gerektiği sonucunu çıkarmak son derece yanlıştır. Sana iki çift göz bakıyor diye onu kendin gibi bilip içselleştirmemelisin.

İnsanın bile bilinci çok zayıftır aslında. Ne olduğunu anlayamadan yaşıyoruz, ölüyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayvanlara işkence yapılmasına insan olan herkes karşı çıkar. Örneğin yunusların dar bir havuzda tutsak tutulmalarına, hayvanat bahçelerine, tropik bölgelerden getirilen hayvanların petshoplarda satılmasına karşıyım. Ancak hayvancılık tarım gibi kültürümüzün bir parçası. Bu işten sadece insanlar değil evcilleştirilmiş hayvanlar da nemalanıyor.

Başta türlerinin varlığı devam ediyor. Soğuk, açlık, kıtlıkla karşı karşıya kalmıyorlar. İnsan haricinde başka bir hayvanın tehditini hissetmiyorlar. Doğanın korumasız elinden insanın korumalı evine kendi başlarına dönmelerinin nedeni de bu.

Bu bir simbiyotik yaşam halini almış artık. Onlar vahşiliklerini kaybetmişler ve biz olmadan türlerini devam ettiremezler. Köpekler de öyle. Bizim yarattığımız köpek cinsi şehirlerimizden ayrılmıyor. Çünkü doğada yaşayamazlar.

Entegre et çiftliklerinde hayvanlara ne tür işkenceler yapıyorlar bilmiyorum. Yapılıyorsa çok büyük bir yanlış. Ancak bu karşılıklı yaşam, binlerce yıldır kültürümüzün bir parçası haline gelmiş. Hayvan eti yemekten insanoğlu vazgeçmeyecektir. Ancak yeri doldurulsa vazgeçer. Sentetik et gibi. Tıpkı eskiden atların kullanılıp arabalı hayata geçilmesi gibi.

Ancak hayvan haklarını bu kadar savunuyorsanız evcil hayvanların durumundan ziyade doğadaki hayvanların haklarına yapılan gaspı öncelikle sorgulamalısınız. Tarımcılık hayvancılıktan daha mı iyi? Tarım arazisi açmak için hayvan ve bitkilerin yaşadıkları yerler talan ediliyor. Şehirler büyüdükçe diğer canlılar daha dar alanlarda yaşıyorlar. Bu daha büyük bir problem.

Empati yapma yeteneğinizden dolayı rahat hayatınızda hayvan yemeyebilirsiniz. Çünkü mevcut teknoloji bunu sağlayabiliyor. Ancak bu teknolojiye insan hayvanları kullanarak ulaşabildi. bu teknoloji bir gün yok olduğu zaman yemek için hayvan öldürecek,, bir yere gitmecek için at sırtına bineceksiniz. Eğer bir budist rahip değilseniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Babayaro et yenmesine hayvanlara işkence edildiği ve erken yaşta öldürüldükleri gerekçesiyle mi karşısın?

Yoksa etik olarak bir insanın başka bir hayvanı yemek için öldürmesini mi yanlış buluyorsun?

Hayvanlarda bir bilinçten söz edilebilir fakat bu kendinin farkına varma şeklinde olan, self-consciousness, self-awareness değildir. Yani orada hayvan acı çektiğinde aslında acı çeken bir kimseden söz edemeyiz. Sadece yapısı gereği bizim için acıyı simgeleyen sesler çıkarıyorlar. Bu sesler de bize empati yaptırarak hayvanın aslında orada bir yerde acı çektiği varsayımını doğuruyor. Acıyı zaten bu denli yüksek şiddette duymamızın sebebi de budur. Şimdi belirli bir seviyede bilinçli olduğumuz için acının kötü bir şeyleri simgelediğini anlıyoruz, bunu gidermek için bir şey yapmamız gerektiğini de. Fakat hayvanlarda bu anlayış mekanizmaları olmadığı için bu yapı yüksek şiddetli acılarla sağlanıyor olmalıdır, kesin bir bilgim yok benim de.

Fakat bu tabii ki avlanma hususunda belirli şartlara uyulmaması gerek değildir demiyorum. Ama bu argümanlardan tamamiyle hayvanların yenmemesi gerektiği sonucunu çıkarmak son derece yanlıştır. Sana iki çift göz bakıyor diye onu kendin gibi bilip içselleştirmemelisin.

İnsanın bile bilinci çok zayıftır aslında. Ne olduğunu anlayamadan yaşıyoruz, ölüyoruz.

Yani maymundan geldiğinizi iddia edip sonra da hayvanların acı çekmediklerini, bir bilinçleri olmadığını mı anlatıyorsunuz? Peki biz neyiz zaten biz de düşünen bir hayvan değil miyiz, acı çekme olayı tamamen biyolojik bir olay değil mi? Yani hayvanın ruhu acı çekmiyor ki burda, biz hindiyle aynı protein yapısında değil miyiz? Yani hem hayvandan geldiğimizi iddia ediyoruz hem de onlar acı çekmez diyoruz bence bu saçmalık. İnsan neye inanmak istiyorsa ona inanır. Biz zamanlar erkekler kadınları da hayvan olarak görürlermiş, kadının bilinci yoktur ruhu yoktur derlermiş. Şimdi ruh diye birşey zaten yok da, bunu neden örnek verdim, bence insanlar yapmak istedikleri şeyler için hep gerekçe bulurlar. Siyahlar da bir zamanlar hayvan olarak görülüyorlardı, onlara "Tarladan kaçma hastalığı" diye bir hastalık uydurup güya tedavi için tarladan kaçan kölenin parmaklarını kesiyorlardı. Çok rahat bir şekilde onları kesip doğruyorlardı; çünkü onları zaten hayvan olarak görüyorlardı. Yarın öbür gün bizden daha zeki bir canlı türü çıkıp da bizi hayvan olarak görüp de afiyetle yerlerse hiç şaşırmam, bir de uzaydan geliyorlarmış bu canlılar.

Bu arada ateist forumda sorun var sabahtan beri siteye giremiyordum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayvanlara işkence yapılmasına insan olan herkes karşı çıkar. Örneğin yunusların dar bir havuzda tutsak tutulmalarına, hayvanat bahçelerine, tropik bölgelerden getirilen hayvanların petshoplarda satılmasına karşıyım. Ancak hayvancılık tarım gibi kültürümüzün bir parçası. Bu işten sadece insanlar değil evcilleştirilmiş hayvanlar da nemalanıyor.

Başta türlerinin varlığı devam ediyor. Soğuk, açlık, kıtlıkla karşı karşıya kalmıyorlar. İnsan haricinde başka bir hayvanın tehditini hissetmiyorlar. Doğanın korumasız elinden insanın korumalı evine kendi başlarına dönmelerinin nedeni de bu.

Bu bir simbiyotik yaşam halini almış artık. Onlar vahşiliklerini kaybetmişler ve biz olmadan türlerini devam ettiremezler. Köpekler de öyle. Bizim yarattığımız köpek cinsi şehirlerimizden ayrılmıyor. Çünkü doğada yaşayamazlar.

Entegre et çiftliklerinde hayvanlara ne tür işkenceler yapıyorlar bilmiyorum. Yapılıyorsa çok büyük bir yanlış. Ancak bu karşılıklı yaşam, binlerce yıldır kültürümüzün bir parçası haline gelmiş. Hayvan eti yemekten insanoğlu vazgeçmeyecektir. Ancak yeri doldurulsa vazgeçer. Sentetik et gibi. Tıpkı eskiden atların kullanılıp arabalı hayata geçilmesi gibi.

Ancak hayvan haklarını bu kadar savunuyorsanız evcil hayvanların durumundan ziyade doğadaki hayvanların haklarına yapılan gaspı öncelikle sorgulamalısınız. Tarımcılık hayvancılıktan daha mı iyi? Tarım arazisi açmak için hayvan ve bitkilerin yaşadıkları yerler talan ediliyor. Şehirler büyüdükçe diğer canlılar daha dar alanlarda yaşıyorlar. Bu daha büyük bir problem.

Empati yapma yeteneğinizden dolayı rahat hayatınızda hayvan yemeyebilirsiniz. Çünkü mevcut teknoloji bunu sağlayabiliyor. Ancak bu teknolojiye insan hayvanları kullanarak ulaşabildi. bu teknoloji bir gün yok olduğu zaman yemek için hayvan öldürecek,, bir yere gitmecek için at sırtına bineceksiniz. Eğer bir budist rahip değilseniz.

Bu teknoloji birgün yok olduğu zaman mı? Bu fikir bana biraz ütopik geldi. Bildiğim kadarıyla evrende sonsuz bir madde döngüsü var evrende hiç bir şey yok olmuyor, yani demir tekrar tekrar kullanılıyor, kağıt tekrar tekrar kullanılıyor, herşeyin bir döngüsü var. Aslında ben Tanrıyı evrenden ayrı tutmayan evrenle bir bütün olduğunu savunan dahası doğayı Tanrının ta kendisi olarak gören fikre kendimi daha yakın hissediyorum. Ve bu Tanrısal doğal süreç içinde insan da maymundan gelmiş olabilir. Yani Tanrı birşey yaratmadı çünkü zaten var olan herşey Tanrıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hayvanları öldürüp yemeye, şiddet ve işkence yapmaya vs. her türlüsüne karşıyız.. birine veya öbürüne değil, hepsine..

siz ilkel alışkanlığınızı savunmak için bahane uydurmaya devam edin.. et yiyenlerin klasik lafları bunlar.. her yerde aynısını söylüyorlar.. ama bunu yaparken işkence şiddet ve öldürmeye neden olduklarını görmek istemiyorlar.. sizin için yapılıyor bütün bu barbarlıklar.. gelmiş burda öldürmeyi, şiddeti, işkenceyi, tecavüzü savunuyorsunuz.. pisliksiniz başka birşey değil..

sizin yüzünüzden hayvanlar öldürülüyor mu, işkence, tecavüz ve şiddet uygulanıyor mu?? evet hem de hergün.. bunu savunmak için niye kıvranıyorsunuz?? daha ne konuşuyorsunuz??

tarihinde BABAYARO tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

siz açıkça öldürme eylemini, öldürmeyi savunuyorsunuz.. bunu soyut birşey veya şaka falan sanıyorsunuz..

ne yaptığınızın farkında mısınız???

fizyolojik, biyolojik ve affektivite olarak insan öldürmekle hayvan öldürmek arasında en ufak bir fark var mı??? ikisi de aynı şekilde acı ve korkuyu yaşıyor.. bir gram farkı yok.. neyi savunuyorsunuz siz daha??? adamlar gelmiş burda öldürmeyi savunuyor ya.. akıl alır gibi değil..

tarihinde BABAYARO tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...