Jump to content

AHLAKIN RASYONEL TEMELİ


Recommended Posts

ben neden yaşadığımı yukarıda açıkladım. beni hayata bağlayan yegane şey ailem sevdiklerim ve bunları bana bahşeden tanrım.

bilgiye de taparım çünkü bilgi tanrıdandır. tapma ile değer verme arasında fark göremiyorum. tapınmak ille de şekilsel bir ritüel değildir. anlamıyor musun?

İşe tanrı zırvalarını soktuğun anda amacın ne olduğu hemen ortaya çıkar. O hayali tanrıya yaranıp cennet denen hayali dünyaya bilet almaktır artık amaç. Her şey o hayali cennet içindir. Kimi kandırdığını sanıyorsun? Asıl insanlık hayali bir tanrıya yaranmak için insan olmaya çalışmak değildir, içinden gelmesi lazım kişinin, zorlamayla değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 175
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İşe tanrı zırvalarını soktuğun anda amacın ne olduğu hemen ortaya çıkar. O hayali tanrıya yaranıp cennet denen hayali dünyaya bilet almaktır artık amaç. Her şey o hayali cennet içindir. Kimi kandırdığını sanıyorsun? Asıl insanlık hayali bir tanrıya yaranmak için insan olmaya çalışmak değildir, içinden gelmesi lazım kişinin, zorlamayla değil.

son defa söyleyeyi de sürekli kendimi tekrar etmek zorunda kalmayayaım. evet haklısın, ateis bir insanın karşılık beklemeden yaptığı iyilikler inanan bir insanın yaptıklarından çok daha üstündür. ruhlar bu amaç için kendilerine böyle bir yaşam algısı seçerek gelirler. doğacağın yer, zaman, vücut profili herşey ona göre düznlenir ve bizde dünyada buna kader deriz. bunları herkesten duyamazsın bak söylemiş olayım seni şu anda kutsuyorum evladım :D

tarihinde NOIR tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

son defa söyleyeyi de sürekli kendimi tekrar etmek zorunda kalmayayaım. evet haklısın, ateis bir insanın karşılık beklemeden yaptığı iyilikler inanan bir insanın yaptıklarından çok daha üstündür. ruhlar bu amaç için kendilerine böyle bir yaşam algısı seçerek gelirler. doğacağın yer, zaman, vücut profili herşey ona göre düznlenir ve bizde dünyada buna kader deriz. bunları herkesten duyamazsın bak söylemiş olayım seni şu anda kutsuyorum evladım :D

Sağol peder. İsa da seni kutsasın(!)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Soruma cevap değil bu. Soru çok açık ve net, cevabı da çok basit; Yer vermek zorunda mısın, değil misin?

bu çok tikel bir örnek.. tamamen kişisel ahlaka göre değişir.. kişisel ahlak emir ve yaptırım niteliğinde değildir.. tamamen senin inisiyatifinde olan ve başkasına zarar vermeyen birşeyi yapıp yapmaman ahlaksızlık değildir.. bireyler-arası alanda ahlak, ötekinin alanına girmeye başladığında ortaya çıkar.. bundan öncesi ahlak veya ahlaksızlık değildir..

yer vermen beklenir, bu senin sosyal olanla bağını güçlendirir.. ama yer vermek zorunda değilsin.. yukarıdaki nedenden dolayı.. yani durum senin sosyal ile kurduğun ilişkiye bağlı.. sosyali önemsiyorsan yaparsın..

bizim burada bahsettiğim şey makro ahlak.. bireysel veya tikel olaylar değil..

yani ahlakın oluşma biçimini, ben ile öteki arasında ahlakın zorunlu olarak oluştuğunu söylüyoruz.. diğer kısımlar ayrıntı.. kişiye, topluma ve kültüre göre değişir.. biz kişisel ahlaktan değil, kişiler arası ahlaktan bahsediyoruz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kişiler arası ahlak bir çıkar ilişkisidir. "Sen bana yer ver, ben de sana yer vereyim" mantığıdır ancak, kişi yer kapabilecek güce ve fırsatçılığa sahipse, kimseye yer verip yer beklemesi gerekmez; Gücünü/fırsatçılığını kullanıp ya önce davranarak ya da zayıf olanı yerinden kaldırarak oturur. Kısacası, güçlü/fırsatçı isen ahlaka ihtiyacın yok demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kişiler arası ahlak bir çıkar ilişkisidir. "Sen bana yer ver, ben de sana yer vereyim" mantığıdır ancak, kişi yer kapabilecek güce ve fırsatçılığa sahipse, kimseye yer verip yer beklemesi gerekmez; Gücünü/fırsatçılığını kullanıp ya önce davranarak ya da zayıf olanı yerinden kaldırarak oturur. Kısacası, güçlü/fırsatçı isen ahlaka ihtiyacın yok demektir.

Kimileri için öyledir, kimileri için değildir, Önemli olan hangi grubu seçtiğin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tekrar etmekte fayda var...

Bir ateist çok ahlaklı yaşayabilir...

Hatta bir çok teistten daha çok iyilik yapmaya çalışıyor da olabilir...

Ama böyle davranmasını ateizmle lzah etmek istese bunu mantıklı olarak yapamaz ...

O inanmadığı tanrının onun doğasına yerleştirdiği ahlakiliği yaşıyordur sadece...

Yerçekimine inanmamakla etkislnden kutulunmuyor...

tamamen bilgisizlikten kaynaklanan çok yanlış bir yorum bu. ahlakın temeli tamamen rasyoneldir, ahlakın başka bir temeli de yoktur zaten. bir örnekle açıklayalım : kavgayı kazanan böceklerin çoğunluğu yendiği rakibini öldürüp hatta yiyebileceği halde bunu yapmaz. güçlü olduğunu ispatlaması yeterlidir. oysa ki "mantık" bunu yapmasını gerektirir gibi görünüyor; zira hem çiftleşme açısından bir rakibi ortadan kaldırmış olur, hem de besin elde eder. öldürmeye harcanacak enerjiye değecek sonuçlar bunlar. o halde bu "ahlaklı" böcek neden rakibini öldürmüyor?

el cevap : "TAMAMEN" bencil davranışlara sahip bireylerden oluşan topluluklar için sonuç tam bir çöküş oluyor da ondan. ahlakın gayet matematiksel ve istatistiksel dayanakları var.

ayrıntılar için gen bencildir isimli kitabı okuyun. başka bir çok muhtemel yanlış varsayımınızı da ortadan kaldıracağına eminim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kişiler arası ahlak bir çıkar ilişkisidir. "Sen bana yer ver, ben de sana yer vereyim" mantığıdır ancak, kişi yer kapabilecek güce ve fırsatçılığa sahipse, kimseye yer verip yer beklemesi gerekmez; Gücünü/fırsatçılığını kullanıp ya önce davranarak ya da zayıf olanı yerinden kaldırarak oturur. Kısacası, güçlü/fırsatçı isen ahlaka ihtiyacın yok demektir.

ahlakın temeli konusunda kişiler arası ilişkinin bununla ilgisi yoktur.. "sen bana yer ver, ben de sana yer vereyim" diye bir ahlaki önerme mümkün değil zaten.. çünkü ahlak kişinin kendisinden çıkarak ötekilere yayılır.. yani çıkış noktası kendisidir.. herkes için böyledir..

iki kişi arasındaki karşılıklı doğrulama ve onaylamayla başlar ahlak.. bak burda herhangi bir eylem veya yaptırım yok.. kimseye birşey verip almıyorsun.. sadece temel nitelikte bir kabul ortaya koyuyorlar.. ben kendi bedensel bütünlüğümü, eylem alanımı ve özgürlüğümü korumak istiyorum.. herkes bir "ben" olduğuna göre, her birey bunu kendisi için ister.. bunun gerçekleşebilmesi için aynı anda karşıdaki kişiyi de böyle kabul etmem gerekir.. çünkü karşıdaki kişi de kendisi için bir ben'dir.. yani ben aynı zamanda ötekidir.. her ben kendisini özgür olarak düşündüğünde ötekiyi de kaçınılmaz olarak özgür düşünmüş olur.. bireyler arasındaki ahlakın rasyonel temeli budur.. bu neredeyse mantıksal bir zorunluluktur..

demek istediğim, ahlakın oluşumu rasyoneldir.. ahlaki ilişki rasyonel bir temelle başlar.. sonrası sadece ayrıntıdır.. zamana koşullara kalmıştır.. insanlar arasındaki uzlaşıya kalmıştır..

başlık ahlakın rasyonel temelini soruyor.. ben de ahlaki ilişkinin rasyonel olarak başladığını söylüyorum.. ben, öteki, doğrulama onaylama kavramları vs.. önemli olan da budur.. varsa eleştirinizi bu konuda yapın.. temel budur çünkü..

Link to post
Sitelerde Paylaş

tamamen bilgisizlikten kaynaklanan çok yanlış bir yorum bu. ahlakın temeli tamamen rasyoneldir, ahlakın başka bir temeli de yoktur zaten. bir örnekle açıklayalım : kavgayı kazanan böceklerin çoğunluğu yendiği rakibini öldürüp hatta yiyebileceği halde bunu yapmaz. güçlü olduğunu ispatlaması yeterlidir. oysa ki "mantık" bunu yapmasını gerektirir gibi görünüyor; zira hem çiftleşme açısından bir rakibi ortadan kaldırmış olur, hem de besin elde eder. öldürmeye harcanacak enerjiye değecek sonuçlar bunlar. o halde bu "ahlaklı" böcek neden rakibini öldürmüyor?

el cevap : "TAMAMEN" bencil davranışlara sahip bireylerden oluşan topluluklar için sonuç tam bir çöküş oluyor da ondan. ahlakın gayet matematiksel ve istatistiksel dayanakları var.

ayrıntılar için gen bencildir isimli kitabı okuyun. başka bir çok muhtemel yanlış varsayımınızı da ortadan kaldıracağına eminim.

Ben sana bir örnek vereyim o zaman. İnsanlar birbirleriyle savaşır değil mi? Evet.

İkinci dünya savaşını düşün, Amerika savaşı kazanmak için atom bombası gibi bir silahı kullandı. Hem de iki kere. Bir anda binlerce insan öldü.

Sırf niye , savaşı kazanıp dünya pastasından kendisi daha fazla pay almak için.

Bu ahlaken yanlıştır, bunu kimse tartışmaz, ama baktığımız zaman, kazanan tarafın da, bunun ahlaki olup olmaması çok umrunda değildir zaten.

Savaşı kazanmış ve pastadan payını artırmıştır.

Sen güçlü olduğun için de, kimse sana ulan bu bombayı niye kullandın diye bir karar tasarısını B.M'den geçiremiyorsun.

Ama, adamın kılına zarar gelse, hemencik B.M harekete geçiriyor ya da kendi tek başına harekete geçiyor.

Kabul edelim veya etmeyelim ahlak dediğimiz şey güçlüden yanadır.

Sen güçlü olursan bu dünyadaki en ahlaklı sensindir.

Çünkü ahlaksız da olsan kimse sana ahlaksız deme cesaretini gösteremez!!!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Brutal nın kafasına gene bir soru takılmış taşımız buraya.

Ben ona daha farklı bir soru sorayım da bu gece uykuları kaçsın:

Sevgili Brutal, diyelim ki bir imam ve bir müftüvar ve bunlar müftülüğün maddi kaynaklarını kendi hesaplarına aktarıp zimmetlerine para geçirdiler. Bu kişiler sürekli camilerde vaaz veren ve Allah'ın kendilerini 7/24 gözlediğini düşünen insanlar. Böyle bir olay gerçekte vuku buldu. İnternetten araştırabilirsin. Böylesine Allah'a inanan insnalar nasıl oluyor da dolandırıcılık yapabiliyor rasyonel olarak bana izah edebilir misin? Her izahı bizden bekleme, biz de arada senin deist düşüncelerine göre gerçeklerine dair izahlar bekleyebiliriz değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sana bir örnek vereyim o zaman. İnsanlar birbirleriyle savaşır değil mi? Evet.

İkinci dünya savaşını düşün, Amerika savaşı kazanmak için atom bombası gibi bir silahı kullandı. Hem de iki kere. Bir anda binlerce insan öldü.

Sırf niye , savaşı kazanıp dünya pastasından kendisi daha fazla pay almak için.

Bu ahlaken yanlıştır, bunu kimse tartışmaz, ama baktığımız zaman, kazanan tarafın da, bunun ahlaki olup olmaması çok umrunda değildir zaten.

Savaşı kazanmış ve pastadan payını artırmıştır.

Sen güçlü olduğun için de, kimse sana ulan bu bombayı niye kullandın diye bir karar tasarısını B.M'den geçiremiyorsun.

Ama, adamın kılına zarar gelse, hemencik B.M harekete geçiriyor ya da kendi tek başına harekete geçiyor.

Kabul edelim veya etmeyelim ahlak dediğimiz şey güçlüden yanadır.

Sen güçlü olursan bu dünyadaki en ahlaklı sensindir.

Çünkü ahlaksız da olsan kimse sana ahlaksız deme cesaretini gösteremez!!!

Yanlış, sen gösteremezsin, başkası gösterir. Hiç bir şey mutlak güce sahip değildir. Ayrıca bu hareketi için ABD'yi yerden yere vuran nice ülkeler, nice insanlar var, hatta ABD'nin kendi içinde bile.

Link to post
Sitelerde Paylaş

abd veya başkaları.. konuyla hiçbir ilgisi yok.. abd ateist de değil ayrıca..

konu ne? bir ateist neden ahlaklı davranır?? onun ahlakının temeli nedir??

ahlaksız ateistleri tartışmıyoruz yani, ahlaklı bir ateist neden ahlaklıdır, bunu tartışıyoruz..

tarihinde BABAYARO tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

tamamen bilgisizlikten kaynaklanan çok yanlış bir yorum bu. ahlakın temeli tamamen rasyoneldir, ahlakın başka bir temeli de yoktur zaten. bir örnekle açıklayalım : kavgayı kazanan böceklerin çoğunluğu yendiği rakibini öldürüp hatta yiyebileceği halde bunu yapmaz. güçlü olduğunu ispatlaması yeterlidir. oysa ki "mantık" bunu yapmasını gerektirir gibi görünüyor; zira hem çiftleşme açısından bir rakibi ortadan kaldırmış olur, hem de besin elde eder. öldürmeye harcanacak enerjiye değecek sonuçlar bunlar. o halde bu "ahlaklı" böcek neden rakibini öldürmüyor?

el cevap : "TAMAMEN" bencil davranışlara sahip bireylerden oluşan topluluklar için sonuç tam bir çöküş oluyor da ondan. ahlakın gayet matematiksel ve istatistiksel dayanakları var.

ayrıntılar için gen bencildir isimli kitabı okuyun. başka bir çok muhtemel yanlış varsayımınızı da ortadan kaldıracağına eminim.

o kitabı okudum...

ahlaki davranışların evrimsel açıklaması yapılabiliniyor...

burda sorunumuz şudur...

bir hayvan belki yaptığı davranışın ahlaki olup olmadığını sorgulamadan bir içgüdü olarak uygular ve genlerinin ona proğramladığını aynen yapar...

ama insan artık bunun farkına varmıştır...

yani o isterse genlerinin ona dayattığı şeylerin tersini yapabiliyor...

yani genlerim böyle programlanmış demek insanı bağlamıyor...

konu bu...

bu açıklama insanı bağlayıcı değil...

yani hadi ya öylemiymiş deyip yine kötülüğü yapabiliyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ahlakın temeli konusunda kişiler arası ilişkinin bununla ilgisi yoktur.. "sen bana yer ver, ben de sana yer vereyim" diye bir ahlaki önerme mümkün değil zaten.. çünkü ahlak kişinin kendisinden çıkarak ötekilere yayılır.. yani çıkış noktası kendisidir.. herkes için böyledir..

iki kişi arasındaki karşılıklı doğrulama ve onaylamayla başlar ahlak.. bak burda herhangi bir eylem veya yaptırım yok.. kimseye birşey verip almıyorsun.. sadece temel nitelikte bir kabul ortaya koyuyorlar.. ben kendi bedensel bütünlüğümü, eylem alanımı ve özgürlüğümü korumak istiyorum.. herkes bir "ben" olduğuna göre, her birey bunu kendisi için ister.. bunun gerçekleşebilmesi için aynı anda karşıdaki kişiyi de böyle kabul etmem gerekir.. çünkü karşıdaki kişi de kendisi için bir ben'dir.. yani ben aynı zamanda ötekidir.. her ben kendisini özgür olarak düşündüğünde ötekiyi de kaçınılmaz olarak özgür düşünmüş olur.. bireyler arasındaki ahlakın rasyonel temeli budur.. bu neredeyse mantıksal bir zorunluluktur..

demek istediğim, ahlakın oluşumu rasyoneldir.. ahlaki ilişki rasyonel bir temelle başlar.. sonrası sadece ayrıntıdır.. zamana koşullara kalmıştır.. insanlar arasındaki uzlaşıya kalmıştır..

başlık ahlakın rasyonel temelini soruyor.. ben de ahlaki ilişkinin rasyonel olarak başladığını söylüyorum.. ben, öteki, doğrulama onaylama kavramları vs.. önemli olan da budur.. varsa eleştirinizi bu konuda yapın.. temel budur çünkü..

Ahlaklı olmakta bir zorunluluk ve çıkar yok ise, neden ahlaklı olunur ya da olunmalıdır?

Yaşlıya/çocuklu kadına yer vermek zorunda değil isem ve yer verdiğim taktirde de bir çıkarım olmayıp bir de üstüne ayakta beklemek suretiyle eziyet çekeceksem neden yer vereyim? Mazoşist miyim ben?

Gücümü/fırsatçılığımı kullanıp yerimi kapar, rahat bir şekilde seyahat ederim; Başkasının ne durumda olduğu beni neden ilgilendirsin? Başkalarının benden güçsüz olup yer kapamamaları benim suçum mu?

Niçe der ki; "Arzularımız o kadar şiddetlidir ki, bazen birbirimizi parçalamak isteriz. Ama topluluk duygusu bizi durdurur." Hemen akabinde ise şöyle devam eder;

"Lütfen not edin: İşte bu, neredeyse ahlakın tanımıdır."

Siz arzularınıza uyup karşınızdakini parçalarsanız;

1- Parçaladığınız kişiden edineceğiniz çıkarınızı da parçalamış olursunuz ve kaybedersiniz.

2- Parçaladığınız kişiye karşılık, toplum da sizi parçalayabilir ve yine kaybeden siz olursunuz.

Ahlak dediğiniz şey böyle bir şey işte; Toplumsal çıkar.

Toplumdan uzak bir yerde, çıkarınızın olmadığı bir yerde parçalayın parçalayabildiğiniz kadar.

Tecavüzcü katiller neden kurbanlarını kaçırıp şehirden/toplumdan uzak yerlere götürüyorlar sanıyorsunuz?

Ahlak, adil olmayan bir eşitlenmedir. Güçlü ile güçsüzün eşitlenmesidir. Buradan karlı çıkanlar güçsüz olanlardır. Niçe bunu da görmüş ve şöyle demiştir;

"Zayıflar bizi kendi gücümüzden utanmaya zorladıkları için kazandılar."

Günümüzde de kağıt üzerinde kazananlar, haklı olanlar hep zayıflardır ancak gerçekte kazanan, haklı olan hep güçlülerdir.

Güçlü isen eşitlenmek istemezsin, daha fazlasını hak ettiğini bildiğin için daha fazlasını istersin. Eşitlenme tamamiyle komünist mantalitesidir, haksızlıktır.

Kimse "herkesin Grammy alma hakkı vardır, herkese Grammy verilsin" diyemez. Grammy'yi sadece (müzik alanında) güçlü olanlar hak eder, alırlar. Kimse "Michael Jackson ile Ajdar eşittir, ikisine de Grammy verelim" diyemez.

Son olarak, ahlak dediğimiz şey bir dayatmadır, devlet gibi yasakçı bir kurum olmasaydı emin olun çok daha farklı bir ahlak anlayışına sahip bir toplum olurdu. Bunun yanı sıra ahlak bir gelenektir. Birçok Anadolulu ateist, birçok konuda halen daha İslam ahlakını benimseyip uygulamaktadır. Çünkü böyle eğitilip böyle öğretilmişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

abd veya başkaları.. konuyla hiçbir ilgisi yok.. abd ateist de değil ayrıca..

konu ne? bir ateist neden ahlaklı davranır?? onun ahlakının temeli nedir??

ahlaksız ateistleri tartışmıyoruz yani, ahlaklı bir ateist neden ahlaklıdır, bunu tartışıyoruz..

ABD laik, İncil şeriatı ile yönetilmiyor bildiğim kadarıyla.

Link to post
Sitelerde Paylaş

o kitabı okudum...

ahlaki davranışların evrimsel açıklaması yapılabiliniyor...

burda sorunumuz şudur...

bir hayvan belki yaptığı davranışın ahlaki olup olmadığını sorgulamadan bir içgüdü olarak uygular ve genlerinin ona proğramladığını aynen yapar...

ama insan artık bunun farkına varmıştır...

yani o isterse genlerinin ona dayattığı şeylerin tersini yapabiliyor...

yani genlerim böyle programlanmış demek insanı bağlamıyor...

konu bu...

bu açıklama insanı bağlayıcı değil...

yani hadi ya öylemiymiş deyip yine kötülüğü yapabiliyor...

sevgili kirecim, seni alıntıladığıma bakma kızım sana diyorum misali yaptım :)

ahlakın temelini evrimsel süreçlerle açıklayamayız. öyle kolle beni kollayım seni mantığıyla ancak havanda su dövülür.

bu mantık geldiğimiz son nokta, niçe der ya hani: binlerce yılın aklıyla beraber binlerce yılın çılgınlığı da miras bize.

sakince akan derin bir ırmak düşün, kendisine belirlenen yatakta akıp gitmekte.

ırmağın önüne seti çekiyorsun derme çatma bir baraj oluşturuyorsun. o ırmak eninde sonunda gerek kendi dinamiği gerekse dış etlilerle (yağmur vs)barajı yıkıp geçecektir.

insan kendsine ne zaman engel koydu? kendisini ne zaman cennetten kovdurdu?

ister istemez yine ademe dönüyoruz.

adem, elma , ölümsüzlük isteği, sahiplenme arzusu.

bütün kötülüklerin kaynağı maddedir.

maddeselleşmek kendisini bedenden ibaret görmek. bütünden kopmak, maddi kimliğine sarılmak.

burada, bu cehennemde neden kötülük var demek artık bana çok abes geliyor.

sorulacak soru iyilik neden vardır?

hayatımızı bin bir türlü çıkar ilişkisine bağlayabiliriz hepsi de doğrudur. bir anne yaşlılık garantisi için değils bile en nihayetinde çocuk onun bir parçası olduğu için korur gözetir iç güdüsel olarak.

bunun farkına vardıktan sonra sorulacak soru şu:

insan diğerlerinin refahı için neden kendilerini feda ederler?

doğal seçilim yüzünden mi? avanaklar olmasa diğerleri geçinemez mantığını doğal seçilime mi bağlayacağız?

bence ampirk olması için bu potansiyelde olan insanlara IQ testi yapılmalı :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

o kitabı okudum...

ahlaki davranışların evrimsel açıklaması yapılabiliniyor...

burda sorunumuz şudur...

bir hayvan belki yaptığı davranışın ahlaki olup olmadığını sorgulamadan bir içgüdü olarak uygular ve genlerinin ona proğramladığını aynen yapar...

ama insan artık bunun farkına varmıştır...

yani o isterse genlerinin ona dayattığı şeylerin tersini yapabiliyor...

yani genlerim böyle programlanmış demek insanı bağlamıyor...

konu bu...

bu açıklama insanı bağlayıcı değil...

yani hadi ya öylemiymiş deyip yine kötülüğü yapabiliyor...

hayvanların da "ahlaklı" olabileceğini kabul etmeniz ilerleme olsa da yine yanlış varsayımlarla hareket ediyorsunuz. hangi canlının neyin farkına varıp neyin farkına varamadığı konusunda çok beylik laflar bunlar (bunun için de hayvan zihni isimli kitap faydalı olacaktır. şaka yapan şempanzeler var). tek hücreli bir canlı ile şempanze arasındaki "bilinç" e dair fark şempanze ile insan arasındaki farktan çok çok çok daha fazladır. ancak siz ilk ikisine hayvan deyip aynı torbaya atıyorsunuz. kaldı ki insanın bilinci de genlerinden bağımsız değildir. genler sadece ilkel güdüleri yönetmez, bizim görece gelişmiş davranışsal süreçlerimizde de, aşkta da nefrette de erdemde de genlerin etkisi var. "genlerim şöyle ama ben yine de böyle davranayım (ne demekse)" dediğiniz anda da genlerin yönlendirdiği sinir sisteminizi kulanıyorsunuz. karar alma süreci sadece insana mahsus değildir ve tamamen genlerin kontrolü altında gerçekleşen biyolojik süreçlerdir.

"benim karar alma ve davranış süreçlerim genlerden bağımsız" demek şempanzeden sadece bir iki adım ötede olan bir hayvan için çok cüretkar ve bu konuda uzman olan hiçbir bilim adamının itibar etmeyeceği bir iddia. ve bilimsel hiçbir temeli yok. kısacası özgeciğilin ve erdemin diğer hayvanlar için geçerli olan genetik ve matematiksel sebepleri insan için de geçerlidir.

ne ironik ki aynı (aynı derken kavramsal olarak söylüyorum) genler araya tanrı diye bir kavramı sıkıştırma ihtiyacına da neden olup kimi bünyelerde kendi kendini inkar ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hayvanların da "ahlaklı" olabileceğini kabul etmeniz ilerleme olsa da yine yanlış varsayımlarla hareket ediyorsunuz. hangi canlının neyin farkına varıp neyin farkına varamadığı konusunda çok beylik laflar bunlar (bunun için de hayvan zihni isimli kitap faydalı olacaktır. şaka yapan şempanzeler var). tek hücreli bir canlı ile şempanze arasındaki "bilinç" e dair fark şempanze ile insan arasındaki farktan çok çok çok daha fazladır. ancak siz ilk ikisine hayvan deyip aynı torbaya atıyorsunuz. kaldı ki insanın bilinci de genlerinden bağımsız değildir. genler sadece ilkel güdüleri yönetmez, bizim görece gelişmiş davranışsal süreçlerimizde de, aşkta da nefrette de erdemde de genlerin etkisi var. "genlerim şöyle ama ben yine de böyle davranayım (ne demekse)" dediğiniz anda da genlerin yönlendirdiği sinir sisteminizi kulanıyorsunuz. karar alma süreci sadece insana mahsus değildir ve tamamen genlerin kontrolü altında gerçekleşen biyolojik süreçlerdir.

"benim karar alma ve davranış süreçlerim genlerden bağımsız" demek şempanzeden sadece bir iki adım ötede olan bir hayvan için çok cüretkar ve bu konuda uzman olan hiçbir bilim adamının itibar etmeyeceği bir iddia. ve bilimsel hiçbir temeli yok. kısacası özgeciğilin ve erdemin diğer hayvanlar için geçerli olan genetik ve matematiksel sebepleri insan için de geçerlidir.

ne ironik ki aynı (aynı derken kavramsal olarak söylüyorum) genler araya tanrı diye bir kavramı sıkıştırma ihtiyacına da neden olup kimi bünyelerde kendi kendini inkar ediyor.

sevgili gargogil...

sizce her yaptığımız davranış genlerin kontrolünde ve izniyle oluyor öyle mi...

yani iyi davranışı da kötü davranışı da işleyen sadece kendi genlerinin gereğini yerine getiriyor...

dolayısıyla bir makineden farksız...

ve bir makinenin davranışlarında iyi kötü doğru yanlış ahlaki yada değil gibi bir ayrım yapabilmek mümkün mü...

nasıl hayvanlara ahlaksız diyemiyorsak insanlara da diyemeyiz ...

bu da ahlakın temelini oluştumaktan çok tamamen sıfırlar...

tarihinde kirec tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bir de şu nüansı da belirtmeden geçmeyelim...

ahlaki davranışların evrimle meydana geldiğini bir teist olarak kabul edebilirim...

bu evrimsel sürecin tanrı tarafından kotarıldığını düşünerek...

yani tanrı canlıların ve özelliklerinin oluşması için doğal seleksiyon mutasyon gibi şeyleri kullanmış olabilir...

yani tartışmamızın odak noktasını ahlak evrimle mi oluştu evrimsiz mi oluştu sorunsalı oluşturmuyor bence...

ister evimle ister evrimsiz bir süreçle oluşsun tanrısız bir oluş sorun oluşturuyor...

tanrısız bir evrim kör tesadüfler sonucu ilerlemiş ve bu davranışların genlere kodlanmasına neden olmuştur...

bunu farkeden anlayan bizler için ahlakın artık bağlayıcılığında zayıflama olması kaçınılmazdır...

ha nasıl olsa tesadüfen oluşmuş bu özellikleri neden takayım ki...

ahlakın bağlayıcılığı yok olunca kendisinin de varlığı bir anlam ifade etmiyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...