Jump to content

Recommended Posts

Örneğin, Mücadile suresi, 12. ve 13. ayetleri?

12. Ey iman edenler! Resulle gizlice konuşacağınız zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin! Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bu imkânı bulamazsanız bilin ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

13. Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Allah, insanların kendisini takmadığını görünce, koyduğu kuralı kaldırıyor.

Buradan, Kur'anın öyle inanıldığı gibi bir yaratıcıdan gelen kutsal bir metin olmadığı, Allah'ın, insanları kendi kafasına göre yönetmek için Muhammed'in kullandığı bir görünmez kukla olduğu yeterince anlaşılmıyor mu?

Allah yok !

Din yalan !

Tanrıları yaratan insanlardır, yokedecek olan da... Tıpkı daha önce yaratıp sonra da yok ettikleri binlercesi gibi...

İlk ayette de bunun bir kural olmadığı belirtiliyor.Bu ayetin ne için geldiğini de araştır.Onu yazsam uzun olacaktı,üşenip okumazdın.

Ey iman edenler! Peygamber ile başbaşa konuşacağınız zaman, başbaşa konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, izin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şâyet (sadaka verecek bir şey) bulamazsanız, bilin ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Mücadele 13 tefsir:

Müminlerin bu konudaki kusurlarının Allah tarafından bağışlandığı, bu düzenlemeyi yeni bir malî yükümlülük şeklinde algılamamaları, ama mevcut yükümlülüklerini hakkıyla yerine getirmeye çalışmaları yani namazlarını özenle kılıp zekâtlarını vermeleri, Allah ve resulüne itaat etmeleri istenmektedir. Kanaatimize göre, bu âyetin önceki âyetle getirilen hükmü neshettiği veya mâlî ödemeyi yükümlülük olmaktan çıkarıp gönüllü hale getirdiği gibi yorum ve değerlendirmeler ile bu hükmün uygulanma süresi ve miktarıyla ilgili rivayetleri (meselâ bk. Taberî, XXVIII, 19-22; Zemahşerî, IV, 76) yukarıdaki izah çerçevesinde değerlendirmek uygun olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 70
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ey kendilerine kitap verilenler! Bir takım yüzleri silip de tersine çevirmeden, yahut Cumartesi halkını lanetlediğimiz gibi onları lanetlemeden, yanınızda bulunanı (Tevrat'ı) doğrulayıcı olarak indirdiğimiz bu kitaba (Kur'an'a) iman edin. Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir. Nisa 47

Burada cumartesi yasağını çiğnemeyin demiyor.Sadece onları örnek vererek sizi lanetlemeden Kur'an'a iman edin diyor.

Hadis de bence çok ince bir hadis.Anlamanız biraz zor olabilir,normaldir.Allah'ın gönderdiği o kitaplar değişmiş olduğu için tamamına doğru veya yanlış demeyin diyor.

Bir kere önce değiştirildiğini kanıtlaman lazım. Kuran ve diğer veriler bu kitapların değişmediğini gösteriyor. Bol keseden değişmiştir diyeceğine önce kaynak göster değiştiğine dair bu 1 .

Sadece işine gelen kısımları alıntılayıp yanıt verme. Kuran önceki kitapları tasdik ediyor. Hadis tasdik etmeyin diyorsa bu bir çelişkidir bu 2.

Bunlara yanıt ver. Kaçamak yanıtlarla konunun etrafından dolaşmayı bırak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ali İmran 3 Kendisinden önceki Kitapları tasdik eden Hak Kitap'ı sana indirdi. Önceden insanlara yol gösterici olarak Tevrat ve İncil'i de indirmişti.

Bakara 91 Onlara, 'Allah'ın indirdiğine inanın' denildiğinde 'Bize indirilene inanırız' deyip ondan sonra gelen Kuran'ı inkar ederler; halbuki o, ellerinde bulunan Tevrat'ı tasdik eden hak bir Kitap'dır.

Bakara 101 Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah'ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terkettiler.

“Ehl-i Kitabı tasdik de etmeyin, tekzip de (yalanlamayın). ‘Biz Allah’a ve bize indirilenlere iman ettik’ deyin.” (Buhârî, Tefsîr, 13)

Kuran Ehli Kitabı tasdik ediyor. Hangisine inanalım ? Senin hadise mi Kuran'a mı ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlk ayette de bunun bir kural olmadığı belirtiliyor.Bu ayetin ne için geldiğini de araştır.Onu yazsam uzun olacaktı,üşenip okumazdın.

Ey iman edenler! Peygamber ile başbaşa konuşacağınız zaman, başbaşa konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, izin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şâyet (sadaka verecek bir şey) bulamazsanız, bilin ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Mücadele 13 tefsir:

Müminlerin bu konudaki kusurlarının Allah tarafından bağışlandığı, bu düzenlemeyi yeni bir malî yükümlülük şeklinde algılamamaları, ama mevcut yükümlülüklerini hakkıyla yerine getirmeye çalışmaları yani namazlarını özenle kılıp zekâtlarını vermeleri, Allah ve resulüne itaat etmeleri istenmektedir. Kanaatimize göre, bu âyetin önceki âyetle getirilen hükmü neshettiği veya mâlî ödemeyi yükümlülük olmaktan çıkarıp gönüllü hale getirdiği gibi yorum ve değerlendirmeler ile bu hükmün uygulanma süresi ve miktarıyla ilgili rivayetleri (meselâ bk. Taberî, XXVIII, 19-22; Zemahşerî, IV, 76) yukarıdaki izah çerçevesinde değerlendirmek uygun olur.

"Her şeyi hakkıyla bilen" Allah'ınız, kullarının sadaka vermeyeceğini bilememiş demek ki. Bu ayetleri de laf olsun, torba dolsun diye koymuş o kutsal (!) kitabınızın içine.

Allah : Peygamberle gizlice konuşacağınız zaman sadaka verin. Veremezseniz de dert değil.

Kul : ? ? ? Ne diyor lan bu bunak?

Allah : Hmm. Zor geldi demek. Neyse, hadi affettim.

KUTSAL KOMEDYA.

Link to post
Sitelerde Paylaş

12. Ey iman edenler! Resulle gizlice konuşacağınız zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin! Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bu imkânı bulamazsanız bilin ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

13. Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Şu iki ayette tefsire, ona buna başvuracak ne var?

Önce Muhammed'le başbaşa görüşmeden önce sadaka verin deniyor, adamlar sadaka vermeyince de ayet iptal ediliyor.

Müslümanlar hep bu dinde ruhban sınıfı yok derler hem de sıkışınca bir de tefsire, şuna buna bakalım derler. O tefsiri yazan da ruhban değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

12. Ey iman edenler! Resulle gizlice konuşacağınız zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin! Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bu imkânı bulamazsanız bilin ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

13. Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Şu iki ayette tefsire, ona buna başvuracak ne var?

Önce Muhammed'le başbaşa görüşmeden önce sadaka verin deniyor, adamlar sadaka vermeyince de ayet iptal ediliyor.

Müslümanlar hep bu dinde ruhban sınıfı yok derler hem de sıkışınca bir de tefsire, şuna buna bakalım derler. O tefsiri yazan da ruhban değil mi?

O tefsiri aklı olan her kul yapar.Ama bu işin alimleri daha bilgili oldukları için daha açıklayıcı ve mantıklı yorum getirebilirler ayetlere.

Kırmızı yaptığım cümleyi oku.Sadece 2.ayette vermeseniz de olur denmemiş.1.ayette söylenmiş zaten.Bu ayetlerin tefsirlerini adam gibi okusanız anlarsınız.Buraya alıntı olarak verirdim ama okumuyorsunuz,uğraşmıyorum o yüzden.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir kere önce değiştirildiğini kanıtlaman lazım. Kuran ve diğer veriler bu kitapların değişmediğini gösteriyor. Bol keseden değişmiştir diyeceğine önce kaynak göster değiştiğine dair bu 1 .

Sadece işine gelen kısımları alıntılayıp yanıt verme. Kuran önceki kitapları tasdik ediyor. Hadis tasdik etmeyin diyorsa bu bir çelişkidir bu 2.

Bunlara yanıt ver. Kaçamak yanıtlarla konunun etrafından dolaşmayı bırak.

Ali İmran 3 Kendisinden önceki Kitapları tasdik eden Hak Kitap'ı sana indirdi. Önceden insanlara yol gösterici olarak Tevrat ve İncil'i de indirmişti.

Bakara 91 Onlara, 'Allah'ın indirdiğine inanın' denildiğinde 'Bize indirilene inanırız' deyip ondan sonra gelen Kuran'ı inkar ederler; halbuki o, ellerinde bulunan Tevrat'ı tasdik eden hak bir Kitap'dır.

Bakara 101 Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah'ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terkettiler.

“Ehl-i Kitabı tasdik de etmeyin, tekzip de (yalanlamayın). ‘Biz Allah’a ve bize indirilenlere iman ettik’ deyin.” (Buhârî, Tefsîr, 13)

Kuran Ehli Kitabı tasdik ediyor. Hangisine inanalım ? Senin hadise mi Kuran'a mı ?

İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever. Maide 13

Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur'an) indirdik.

Nisa 174

Şüphesiz Tevrat'ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır.........Maide 44

Şu işi açıklığa kavuşturalım.

1-İkinci ve üçüncü verdiğim ayetleri dikkatli oku.Kur'an'dan apaçık bir nur diye bahsedilirken Tevrat'tan bahsederken içinde bir nur vardır deniyor.Bu Tevrat'ta değiştirilmeyen cümleler (nur) olduğunu ama tamamının da aynı kalmadığını kanıtlıyor.Kaldı ki tahrif edildiği ilk verdiğim ayette açıkça söyleniyor.

2-Kur'an önceki kitapları da Allah'ın indirdiğini tasdik eder(onaylar).Hadiste ise Tevratı ve İncil değiştirildiği için olduğu gibi tasdik etmeyin diyor.Onlara iman ediniz deniyor.Yani Allah'ın içlerinde kelamı olduğuna iman edin deniyor.Bir cümle hakkında hiç düşünmeden Kur'an ile çelişiyor demek sizin işiniz oldu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever. Maide 13

Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur'an) indirdik.

Nisa 174

Şüphesiz Tevrat'ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır.........Maide 44

Şu işi açıklığa kavuşturalım.

1-İkinci ve üçüncü verdiğim ayetleri dikkatli oku.Kur'an'dan apaçık bir nur diye bahsedilirken Tevrat'tan bahsederken içinde bir nur vardır deniyor.Bu Tevrat'ta değiştirilmeyen cümleler (nur) olduğunu ama tamamının da aynı kalmadığını kanıtlıyor.Kaldı ki tahrif edildiği ilk verdiğim ayette açıkça söyleniyor.

2-Kur'an önceki kitapları da Allah'ın indirdiğini tasdik eder(onaylar).Hadiste ise Tevratı ve İncil değiştirildiği için olduğu gibi tasdik etmeyin diyor.Onlara iman ediniz deniyor.Yani Allah'ın içlerinde kelamı olduğuna iman edin deniyor.Bir cümle hakkında hiç düşünmeden Kur'an ile çelişiyor demek sizin işiniz oldu.

Kafa çelişki olunca.
Link to post
Sitelerde Paylaş

O tefsiri aklı olan her kul yapar.Ama bu işin alimleri daha bilgili oldukları için daha açıklayıcı ve mantıklı yorum getirebilirler ayetlere.

Kırmızı yaptığım cümleyi oku.Sadece 2.ayette vermeseniz de olur denmemiş.1.ayette söylenmiş zaten.Bu ayetlerin tefsirlerini adam gibi okusanız anlarsınız.Buraya alıntı olarak verirdim ama okumuyorsunuz,uğraşmıyorum o yüzden.

12. Ey iman edenler! Resulle gizlice konuşacağınız zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin! Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bu imkânı bulamazsanız bilin ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

13. Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Başka birinin getirdiği yorum sadece o kişiyi bağlar. Allah'ınız ayetlerimin ne demek istediğini şu, şu kişilere mi sorun demiş? İmtihana okuyanın yerine o yorum yapanlar mı girecek yoksa?

Kırmızılı ifadede de "İmkan bulamazsınız, Allah bağışlar" dedikten sonra bir sonraki ayette neden sadaka vermeyenlere sitem ediyor? Demek ki imkanı olanlar da vermekten kaçınıyor ki, 12. ayetteki uygulama 13. ayetle iptal ediliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

12. Ey iman edenler! Resulle gizlice konuşacağınız zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin! Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bu imkânı bulamazsanız bilin ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

13. Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Başka birinin getirdiği yorum sadece o kişiyi bağlar. Allah'ınız ayetlerimin ne demek istediğini şu, şu kişilere mi sorun demiş? İmtihana okuyanın yerine o yorum yapanlar mı girecek yoksa?

Kırmızılı ifadede de "İmkan bulamazsınız, Allah bağışlar" dedikten sonra bir sonraki ayette neden sadaka vermeyenlere sitem ediyor? Demek ki imkanı olanlar da vermekten kaçınıyor ki, 12. ayetteki uygulama 13. ayetle iptal ediliyor.

Bu ayetlere kendi gözümden bakınca hiçbir sorun yok.Senin gözünden bakınca saçma geliyor.Ne kadar ispatlamaya da çalışsak ikimiz de karşı tarafın fikrini kabul etmeyecek.Çünkü sen sağdasın ben solda,sen kuzeydesin ben güneyde.Ben yine de son birkez daha bir şeyler yazacağım.

Mücadele 12.ayet Hz.Muhammed'in insanlar tarafından çok meşgul edilmesini önlemek amacıyla inmiş.Bu insan yoğunluğunun azalması amacıyla böyle bir uygulamaya gidilmiş.2. ayette ise istenilen amaca ulaşılması sonucu bunun bir yükümlülük olmadığı ifade edilmiş ve hadi artık namazınıza,zekatınıza yönelin denmiş.

Mücadele 12. ayetteki düzenlemeyle münafıkların Resûlullah’ın huzurunu işgal etmelerinin engellenmesinin veya bunların müminlerden ayırt edilmelerinin de hedeflendiği düşünülebilir (bk. Râzî, XXIX, 272). Çünkü onların peygamberi samimi olarak dinlemek gibi bir amaçları olmadığı için bu uğurda maddî bir fedakârlıkta bulunmayı göze almaları beklenemezdi.

Bak senin için tefsiri direk alıntı yapmadım.Kendim yazdım.(2.paragraf alıntı ama :) )

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever. Maide 13

Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur'an) indirdik.

Nisa 174

Şüphesiz Tevrat'ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır.........Maide 44

Şu işi açıklığa kavuşturalım.

1-İkinci ve üçüncü verdiğim ayetleri dikkatli oku.Kur'an'dan apaçık bir nur diye bahsedilirken Tevrat'tan bahsederken içinde bir nur vardır deniyor.Bu Tevrat'ta değiştirilmeyen cümleler (nur) olduğunu ama tamamının da aynı kalmadığını kanıtlıyor.Kaldı ki tahrif edildiği ilk verdiğim ayette açıkça söyleniyor.

2-Kur'an önceki kitapları da Allah'ın indirdiğini tasdik eder(onaylar).Hadiste ise Tevratı ve İncil değiştirildiği için olduğu gibi tasdik etmeyin diyor.Onlara iman ediniz deniyor.Yani Allah'ın içlerinde kelamı olduğuna iman edin deniyor.Bir cümle hakkında hiç düşünmeden Kur'an ile çelişiyor demek sizin işiniz oldu.

Maide 13 eğer Tevrat Zebur ve İncil'in bozulduğunu söyleseydi Kuran kendisiyle çelişmiş olurdu. Neden mi ? Bakalım şimdi ayetlere :

Mâide Sûresi

43

Yanlarında, içinde Allah'ın hükmü bulunan tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi kitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir

46 O peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa'yı, önündeki tevrat'ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki tevrat'ı doğrulayan, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil'i verdik. 68

De ki: "Ey Kitap ehli! tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni (Kur'an'ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz." Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur'an, onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme.

Şimdi eğer Maide 13 Tevrat ve İncil değiştirildi anlamındaysa aynı surede Kuran nasıl oluyorda Tevrat'ın ve İncil'in uygulanmasından söz edebiliyor ? Böyle saçmalık olur mu ? Tahrif edilmiş bir kitabı uygulayın demesi mümkün değil.

Peki Maide 13'te ne anlatılıyor şimdi ona bakalım :

Mâide Sûresi

12 Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah, şöyle demişti: "Sizinle beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekâtı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkâr ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır." Mâide Sûresi

13 İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lânetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah, iyilik yapanları sever.

Buradaki söz neymiş ?

Kuran burada Tevrat Zebur ve İncilden sözetmiyor. Allah İsrailoğullarından elçilerine uymaları ve kendisine ibadet etmeleri için söz alıyor. İsrailoğulları da söz veriyor. Sonra bu sözlerini tutmuyorlar. Bu nedenle Allah onları lanetliyor.

Tamamen farklı bir konudan sözediliyor. Konu Ne Tevrat'la ne de İncil'le alakalı.

Konuyla hiç ilgisi olmayan bir ayeti cımbızlayarak arkasına önüne bakmadan buraya yapıştırmayın.

Bu bir kandırmacadır. İslami sitelerdeki yalanları buralara taşımadan önce açın biraz Kuran'ı okuyun sonra konuşalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever. Maide 13

Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur'an) indirdik.

Nisa 174

Şüphesiz Tevrat'ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır.........Maide 44

Şu işi açıklığa kavuşturalım.

1-İkinci ve üçüncü verdiğim ayetleri dikkatli oku.Kur'an'dan apaçık bir nur diye bahsedilirken Tevrat'tan bahsederken içinde bir nur vardır deniyor.Bu Tevrat'ta değiştirilmeyen cümleler (nur) olduğunu ama tamamının da aynı kalmadığını kanıtlıyor.Kaldı ki tahrif edildiği ilk verdiğim ayette açıkça söyleniyor.

2-Kur'an önceki kitapları da Allah'ın indirdiğini tasdik eder(onaylar).Hadiste ise Tevratı ve İncil değiştirildiği için olduğu gibi tasdik etmeyin diyor.Onlara iman ediniz deniyor.Yani Allah'ın içlerinde kelamı olduğuna iman edin deniyor.Bir cümle hakkında hiç düşünmeden Kur'an ile çelişiyor demek sizin işiniz oldu.

Bakara:

89. Kendilerine ellerindekini (Tevrat’ı) tasdik eden bir kitap (Kur’an) gelince onu inkâr ettiler. Oysa, daha önce (bu kitabı getirecek peygamber ile) inkârcılara (Arap müşriklerine) karşı yardım istiyorlardı. (Tevrat’tan) tanıyıp bildikleri (bu peygamber) kendilerine gelince ise onu inkâr ettiler. Allah’ın lâneti inkârcıların üzerine olsun.

91. Onlara, “Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) iman edin” denilince, “Biz sadece bize indirilene (Tevrat’a) inanırız” deyip, ondan sonra geleni (Kur’an’ı) inkâr ederler. Hâlbuki o, ellerinde bulunanı (Tevrat’ı) tasdik eden hak bir kitaptır. De ki: “Eğer inanan kimseler idiyseniz, daha önce niçin Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?”

101. Onlara, Allah katından ellerinde bulunan Kitab’ı (Tevrat’ı) doğrulayıcı bir peygamber gelince, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitab’ını (Tevrat’ı) arkalarına attılar.

Maide/43. Yanlarında içinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi kitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir.

Ayetler ortada.

Muhammed'in etrafındaki Yahudilerin ellerinde bir kitap varmış, bu kitabın içinde de Allah'ın hükmü varmış. Kuran'da bu kitabı tasdik ediyormuş, doğruluyormuş.

Yani Kuran Muhammed zamanında yahudilerin ellerinde bulunan kitabı doğruluyor.

Buraya kadar anlaşılmayan bir şey var mı?

Şimdi ayetleri düşüne düşüne tekrar tekrar oku.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz de önce Maide 66'yı okuyun o zaman.

Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni (Kur'an'ı) gereğince uygulasalardı elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür!

Bu âyetin, “Doğru dürüst uygulamış olsalardı” şeklinde çevrilen kısmı için yapılan yorumları “İlâhî kitabı hiçbir değişikliğe uğratmadan hep göz önünde tutsalar ve onun içeriğine gerektiği gibi uysalardı” şeklinde özetlemek mümkündür.

Kur'an Tevrat’ın son peygamberle ilgili müjdesini doğrulayan (Râzî, III, 180) bir kitaptır.Ayetlerde de Kur'an,Tevrat'ı doğrulayıcı olarak gönderilmiştir.Doğrulamış mı evet.Bu bile tasdik edici demek için yeterlidir.Bu ayetleri okuduğunuzda Kur'an Tevrat'ın tamamını tasdik eder anlamı çıkıyor mu Allah aşkına doğruyu söyleyin.Zaten tamamını tasdik etse aynısı olması gerekirdi. :D

SON OLARAK:Ben murtimuronun veya sağduyunun söylediği bir şeyi doğru kabul eden başka bir söz söyleyebilirim.Bu onların her dediğini doğru kabul ettiğim anlamına gelmez.

tarihinde xseddx tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an Tevrat’ın son peygamberle ilgili müjdesini doğrulayan (Râzî, III, 180) bir kitaptır.Ayetlerde de Kur'an,Tevrat'ı doğrulayıcı olarak gönderilmiştir.Doğrulamış mı evet.Bu bile tasdik edici demek için yeterlidir.Bu ayetleri okuduğunuzda Kur'an Tevrat'ın tamamını tasdik eder anlamı çıkıyor mu Allah aşkına doğruyu söyleyin.Zaten tamamını tasdik etse aynısı olması gerekirdi. :D

SON OLARAK:Ben murtimuronun veya sağduyunun söylediği bir şeyi doğru kabul eden başka bir söz söyleyebilirim.Bu onların her dediğini doğru kabul ettiğim anlamına gelmez.

Kuran ellerindeki kitabı onaylıyorum diyor, şu ve ya bu kısmını değil. Bir adama elindeki sözleşmeyi onaylıyorum dediğin zaman o sözleşmenin içindeki bütün maddeleri de onaylamış olmaz mısın?

Siz de önce Maide 66'yı okuyun o zaman.

Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni (Kur'an'ı) gereğince uygulasalardı elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür!

Bu âyetin, “Doğru dürüst uygulamış olsalardı” şeklinde çevrilen kısmı için yapılan yorumları “İlâhî kitabı hiçbir değişikliğe uğratmadan hep göz önünde tutsalar ve onun içeriğine gerektiği gibi uysalardı” şeklinde özetlemek mümkündür.

Bu yorumu kim ve ya kimler yaptıysaya anlaması kıt ya da şark kurnazlığı yapıyor.

"Gereğince uygulasalardı" demek o kitap da yazılanları aynen uygulamak demektir, içeriğini değişikliğe uğratmak demek değildir. Mesela Tevrat'ta recm olduğu halde yahudiler recm uygulamayıp zina yapanları sanırım kömürle siyaha boyayıp teşhir ediyorlardı. Şu anda Türkiye'de de Kuran gereğince, doğru dürüst uygulanmıyor, zinaya 100 sopa, hırsızın kolunun kesilmesi gibi. Şimdi bu durumda Kuran değiştirilmiştir mi demek lazım?

Kuran'da yazan her şey kesin ve mutlak doğrudur önkabulüyle hareket edenler hiç bir zaman gerçeğe ve doğruya ulaşamazlar.

Dinsizler eldeki verilere bakarak bir sonuca olaşır, hüküm verirler, dinciler ise sonucu zaten doğru kabul ettikleri için eldeki verilere o ve ya bu şekilde çarpıtarak sonuca uydurmaya çalışırlar.

Şu örnekteki gibi:

Dinsizin elinde 35 ve 65 varsa ve ondan bunların toplamı isteniyorsa dinsiz iki sayıyı toplar ve sonuç 100'dür der.

Dincinin doğrusu ise kesin 80'dir, 35 aslında 25 demektir, 65'de 55 demektir diyerek sonuç 80'dir der.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran ellerindeki kitabı onaylıyorum diyor, şu ve ya bu kısmını değil. Bir adama elindeki sözleşmeyi onaylıyorum dediğin zaman o sözleşmenin içindeki bütün maddeleri de onaylamış olmaz mısın?

Bu yorumu kim ve ya kimler yaptıysaya anlaması kıt ya da şark kurnazlığı yapıyor.

"Gereğince uygulasalardı" demek o kitap da yazılanları aynen uygulamak demektir, içeriğini değişikliğe uğratmak demek değildir. Mesela Tevrat'ta recm olduğu halde yahudiler recm uygulamayıp zina yapanları sanırım kömürle siyaha boyayıp teşhir ediyorlardı. Şu anda Türkiye'de de Kuran gereğince, doğru dürüst uygulanmıyor, zinaya 100 sopa, hırsızın kolunun kesilmesi gibi. Şimdi bu durumda Kuran değiştirilmiştir mi demek lazım?

Kuran'da yazan her şey kesin ve mutlak doğrudur önkabulüyle hareket edenler hiç bir zaman gerçeğe ve doğruya ulaşamazlar.

Dinsizler eldeki verilere bakarak bir sonuca olaşır, hüküm verirler, dinciler ise sonucu zaten doğru kabul ettikleri için eldeki verilere o ve ya bu şekilde çarpıtarak sonuca uydurmaya çalışırlar.

Şu örnekteki gibi:

Dinsizin elinde 35 ve 65 varsa ve ondan bunların toplamı isteniyorsa dinsiz iki sayıyı toplar ve sonuç 100'dür der.

Dincinin doğrusu ise kesin 80'dir, 35 aslında 25 demektir, 65'de 55 demektir diyerek sonuç 80'dir der.

Ben kendime dinci demiyorum.O dediğini cemmaatlerde insanları kandırarak hortumlayan kişilere söyle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

El insaf! Birisi isim diğeri sıfat.Dini olan:dinli.

Sadece müslüman demen yeterli bana.

dinci(isim):Dinî görüşleri her alana yaymak isteyen kimse

dindar(sıfat):Din inancı güçlü, din kurallarına bağlı (kimse), mütedeyyin

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...