Jump to content

İslam dünyasında 'film' öfkesi


Recommended Posts

İslam dünyasında 'film' öfkesi

Hz. Muhammed'e hakaret eden filme yönelik tepki çığ gibi büyüyor. İslam ülkelerinde Cuma namazı sonrası ABD ve İsrail protesto edildi. İslam alimleri ise, "Dinimizde elçiler, tüccarlar ve sözleşmeli bir şekilde ülkeye girenlere hiçbir şekilde zarar verilmez" çarğsında bulundu.

Peygamber Efeandimiz'e hakaret eden filme yönelik tepkiler Libya, Mısır ve Yemen'den sonra İslam dünyasının belli başlı ülkelerinde de protesto edildi. Endonezya, Malezya, Pakistan, Lübnan, İran, Bangladeş ve Körfez ülkelerinde Cuma namazından sonraki protestolarda insanlar film yapımcıları ile ABD ve İsrail'i protesto etti. Hutsbelerde de film kınanırken halkın daha sağduyulu davranması çağrısı yapıldı. İlk gösteri saat farkı nedeniyle İslam dünyasının en kalabalık ülkesi Endonezya'yada başladı.

Endonezya'da Hz. Muhammed'e hakaret içeren filme tepki göstermek için yaklaşık 350 kişi gösteri yaptı. 240 milyon nüfuslu dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya'nın başkenti Cakarta'da göstericiler filmin "savaş ilanı" olduğunu belirtti. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı ABD Büyükelçiliği önünde toplanan göstericiler filmi kınadı.

Gösteri çağrısında bulunan Hizbut Tahrir örgütünün sözcüsü, "ABD hükümeti, bu barbarlığa son vermek zorundasınız. Peygamber'e hakaret ölüm cezası anlamına gelir" sloganı attı. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu göstericiler ABD karşıtı pankartlar taşıdı.

Bangladeş'te insanlar ABD'yi ellerine ayakkabılarını alarak protesto ederken Pakistan'da İsrail ve ABD bayrakları yakıldı. İran'da ise ABD Başkanı Barack Obama'nın gözleri davud yıldızlı posterleri taşındı. Filipinler'in başkenti Manila'da ise olası bir gösteriye karşı ABD elçiliği çevresinde büyük güvenlik önlemleri alındı. Papa'nın üç günlük ziyarette bulunduğu Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta da Amerikan fast food lokantalarına yönelik saldırılar gerçekleştirildi.

Mısır ve Yemen'de Amerikan elçilikleri etrafında polis barikatını aşamayan protestocular tepkilerini uzaktan taş atarak gösterdi. Diğer bir çok ülkede ise çeşitli yürüyüş ve kınama gösterileri sürüyor. Müslüman ülke liderleri ise halka sakin olmaları çağrısında bulunuyor.

İslam alimlerinden ''karanlık oyun''a tepki

Dünyanın tanınmış İslam alimleri, Hz. Peygambere hakaret içeren film ve elçiliklere yönelik saldırılara ortak bildiriyle tepki gösterdi. Yusuf el-Karadavi'nin başkanlığını yaptığı En Nusra El Alemiyye teşkilatınca yayımlanan bildiride, sağduyu çağrısı yapıldı. Merkezi Kuveyt'te bulunan En-Nusra el-Alemiyye, Hazreti Muhammed'i hedef alan filmin provokatör amaçlı olduğuna dikkat çekilerek, ABD büyükelçiliklerine yönelik saldırıların durdurulması istendi.

Yüzlerce alim ve düşünürün üye olduğu ve Yusuf el-Karadavi'nin başkanlığını yaptığı En Nusra El Alemiyye teşkilatınca yayımlanan bildiride, ''Peygamber Efendimize yapılan hakarete yönelik tepkiler, yasal ve istenilebilir şeydir. Bu, imanın delillerindendir. Peygamberi savunmak özenilecek İslami bir davranıştır. Ancak Müslümana düşen görev, İslami hukuka ve Peygamberin direktiflerine göre hareket etmektir. Öyle ki O'nu savunduğumuzu düşünürken O'na muhalefet etmiş olmayalım'' ifadelerine yer verildi.

''Müslümanlar öfkelerine hakim olmalı''

Bildiride, öncelikle Müslümanların öfkelerine hakim olması gerektiği vurgulanarak ''Hedefe odaklanılmalı. O da Peygamberimize yöneltilen bu hakaretin derhal durdurulması ve sorumlularının cezalandırılmasıdır. Bu hedefle bağlantılı olarak bu tarz hakaretleri körükleyici, yayılmasına sebep olan ya da sorumluların özgürlük söylemi öne sürülerek korunmasına yol açabilecek hareketlerden uzak durulmalı'' denildi.

Benzer olaylara karşı Müslümanların nasıl davranması gerektiğine ilişkin daha önce de İslami liderlerle ortaklaşa alınan karar doğrultusunda bildiri yayımladığı anımsatılan bildiride, ''Değerlere yönelik hakaretlerin fitne çıkarmaktan başka amacı yok. Bu gibi provokasyonlara şiddetle cevap vermek, fitnecilerin istediğini yapmaktır'' denildi.

Müslümanların üzerine düşen görevin ''sadece hakaretlere karşı verilen cevaplarla sınırlı kalmayarak Hz. Muhammed'in hayatının, yüce ahlakının ve kalıcı mesajının tüm dünya halklarına ulaştırılması'' olduğu vurgulanan bildiride, Peygamberin doğru bir şekilde tanıtılması için her türlü yolun denemesi gerektiği, uluslararası sempozyumlar düzenlenmesinin faydalı olacağı ifade edildi.

''Elçileri öldürmek yasak''

ABD elçiliklerine yönelik şiddet eylemlerinin, İslami ölçülere uymadığı belirtilen En Nusra El Alemiyye bildirisinde, şunlara yer verildi: ''İslami kural ve ahlaka göre, üzerimize düşen her zaman anlaşmalara sadık kalmaktır. Elçiler, tüccarlar ve sözleşmeli bir şekilde ülkeye girenlerehiçbir şekilde zarar verilmez. Peygamber Efendimiz elçilerin öldürülmesini yasaklamıştır.

Öyle ki yalancı Peygamber Müseyleme'nin iki elçisi Efendimizin huzuruna gelerek Müseyleme'nin sözlerini tekrarladıklarında efendimiz onlara 'elçileri öldürmek yasak olmasaydı her ikinizi de öldürürdüm' buyurmuştur.''

Clinton'dan Ramazan Bayramı resepsiyonu

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, bakanlığının her yıl geleneksel olarak düzenlediği Ramazan Bayramı resepsiyonuna ev sahipliği yaptı. Bu yıl gecikmeli olarak düzenlenen resepsiyonda bir konuşma yapan inton, Bingazi'deki ABD Konsolosluğu'na düzenlenen saldırıya değinerek, inanç ve iyi niyet sahibi herkesin, Bingazi'de küçük ve barbar bir grup tarafından düzenlenen saldırının, dini ya da Tanrı'yı hiçbir şekilde onurlandırmadığını bildiğini söyledi.

Clinton, bu grubun eylemlerinin, bu zaman süresince yoğun desteklerini ortaya koyan dünya genelindeki bir milyardan fazla Müslüman'ı temsil etmediğini de belirtti. Son 24 saat içerisinde şiddetin başka yerlere de yayıldığına tanıklık ettiklerine değinen Clinton, ''Bazıları bu davranışı, internette yayınlanan kışkırtıcı ve alçakça materyale yanıt olarak haklı göstermeye çalışıyor. Bugün de söylediğim gibi, ABD, bu filmin içeriğini ve mesajını reddetmektedir. ABD, diğerlerinin dini inançlarını lekelemeye dönük tüm kasıtlı çabalardan rahatsızlık duymaktadır'' diye konuştu.

Clinton, bu türden şiddet eylemlerinin hiçbir zaman haklı gerekçesinin olamayacağının altını çizerek, dünya genelindeki liderlerden, şiddete karşı ayağa kalkıp, tepkilerini ortaya koymalarını ve diplomatik misyonları saldırılardan korumak için adım atmalarını beklediklerini ifade etti.

Tüm dinlerin hakaret ve lekelemelere maruz kaldığı, ancak bunun şiddet için gerekçe oluşturamayacağı mesajını veren Clinton, ''Şunu düşünün;

Hristiyanlar dinlerine hakaretlere maruz kaldığında, ki bu elbette oluyor, onlardan şiddete başvurmamalarını bekleriz. Hindular ya da Budistler dinlerine hakarete maruz kaldığında, ki bu da elbette oluyor, onlardan da şiddete başvurmamalarını bekleriz. Bu, İslam dahil olmak üzere tüm dinler için geçerli'' dedi.

Clinton,''Şuna kuvvetle inanıyorum; dünyanın büyük dinleri her türlü hakaretten daha güçlüdür. Yüzyıllar boyu saldırılara göğüs gerdiler. O halde, şiddetten kaçınmak, bir kişinin inancında zayıflığın işareti değil, tam tersine, o kişinin inancının sağlam olduğunun işaretidir'' diye konuştu.

Aralarında çok sayıda diplomatik misyon temsilcisinin bulunduğu salondaki katılımcılara, birinin din adına şiddet eylemine girişmesi halinde, milyonlarca kişinin buna karşı çıkacağı ve kınayacağı bir geleceğin yaratılması için çalışmaları çağrısında bulunan Clinton, sözlerine şöyle devam etti: ''Bu gece bir araya gelmeli ve kendimizi, güvensizlik, nefret ve korku yerine, karşılıklı anlayış ve kabulün damga vurduğu bir gelecek için çalışmaya adamalıyız. Ne zaman ki bir kişi cehalet ve bağnazlıkla konuşursa, on sesin buna tepki göstereceğinin sözünü verebiliriz. Saldırı ve hakarete güçlü bir sesle yanıt verecekler, cehalete ilimle, nefrete karşılıklı anlayışla, karanlığa ışıkla yanıt verecekler; eğer bir kişi din adına şiddet eylemine başvurursa, milyonlar ayağa kalkacak ve bunu güçlü biçimde kınayacaklar. Böylesine zamanlarda, bazı ayrılıkların uzlaştırılamaz olduğuna, bazı dağların tırmanılamayacak kadar dik olduğuna dair umutsuzluğa düşmek ve dünyanın büyük dinlerinin bizden gayret göstermemizi istediğine inandığım, arzu ettiğimiz karşılıklı anlayış ve barışa hiçbir zaman ulaşamayacağımızı düşünmek kolay olabilir. Ama benim inandığım şey bu değil, sizin de buna inandığınızı düşünmüyorum. Ülkemizi çok özel kılan özelliklerden biri de çaba göstermeyi sürdürmemiz. Çalışmaya, geleceğimize yatırım yapmaya devam ediyoruz''.

Libya Büyükelçisinin konuşmasıYemekte bir konuşma yapan Libya'nın Washington Büyükelçisi Ali Süleyman Avcali de Bingazi'deki saldırıda aralarında Büyükelçi Chris Stevens'ın da bulunduğu 4 Amerikalının ölümünden dolayı özürlerini ve başsağlığı dileklerini iletti. Aucali, Büyükelçi Stevens'ın kendisinin çok yakın bir arkadaşı olduğunu belirterek, ''Chris, Bingazi'yi, Libya halkını çok seviyordu, onlarla sohbet ediyor, birlikte yemek yiyordu. O gerçek bir kahraman'' dedi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 57
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ilımlı İslam politikası işe yaramamış görünüyor. En azından bazı bölgelerde.

Mesele, her fırsatta dindar olduklarını belli edip, kutsal olduğunu söyledikleri, özel olması gereken bir ilişkiyi, çeşitli çıkarları için kamu önünde propaganda yaparcasına pazarlayanların karşısına dikilip, asla tasvip etmediğim, makbul görmediğim, dinsizlik propagandası yapmak değil. Benim nezdimde, Tanrı yoktur diye dil dökenler, felsefe kitaplarında mantık cambazlığı yapanlar, inançlılara üstünlük taslayanlar, hakaret edenler, “Uzaydayken Tanrı’yı göremedim” diye dünyaya seslenen Sovyet kozmonutu Gagarin gibi aciz yalnızlıklarında saçmalayanlar, misyonerlerle cemaatleşme taktisyenleri kadar ibret verici.

Böyle bir dünyada yaşayan ve yaşamı sorgulayan birine ceza gibi bir durum. Ertelemek istemeyenler için ise gerçek bir sancı. Kaldırabilene aşk olsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben...Ben...Ben... ^_^

Yok yaa kafirin oyununa gelinirmi.

Aslında islam ülkeleride gelmezde işte, halkın arasındaki yankiler yani sözde müslümanlar halkı güzel provokative ediyorlar.

Dincilerde kibir tavan yapmıştır, sadece kendileri asıl dindardır, diğerleri sözde dindar. İşin garibi o sözde dindar dediklerinin kendileri için aynı şeyi söylediğini düşünemeyecek kadar da beyinleri dumura uğramıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

müslümanlarin bu taskinligi ve öfkesi, sadece filmi yapanin hakliligini gösterir.

eger, film yapimcisi haksiz olsaydi ve müslümanlar dinlerine güvenebilselerdi, bir tek müslümandan bile ses cikmazdi :)

bu azgin isyan sadece islama zarar verir zaten. 1. herifi meshur ettiler. 2. müslümanlar azmasaydi, filmi görmek isteyenlerin sayisi bütün dünyayi sarmayacakti.

3. böyle azmasalerdi, islamin gercek yüzünü dini inanci olmayan ve dinle hic ilgilenmeyenler bile bilmeyecekti.

neymis? islama en büyük zarari yine müslümanlar veriyormus.

arap putu allahin, en büyük zararinin müslümanlara olamsi gibi..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Filmin saadece İslamı hedef alması olayına bende karşıyım.İslamı öcü olarak görenlerin,kendi dinleri de sütten çıkmış ak kaşık sayılmaz.Daha da ötesi, Din, artık amacının dışında silah olarak kullanılıyor.Hemde kitle imha silahı.Birileri de çıkıp tüm dinlerin işe yaramaz zararlı olduğunu anlatan bir film yapsa alnından öpeceğim.Tabi anlatmak da yetmez,tartışma platformlarına taşınmalı.Ateistforum bu yönüyle tam cennetlik.Allah razı olsun kurucularından.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olumsuz ne olsa hemen provokasyon. Müslümanların olduğu her yerde sanki hazır bir grup birisi tekbir getirsin de sağa sola saldırıp adam öldürelim diye bekliyor.

Sahurda davulcu ile tartışanları linç etmek için hazır bindirilmiş kıta bekliyor. Kutsal mekanda şarap içiliyormuş haydin hurraaa.

sağduyunun da dediği gibi sanki gerçek din sadece sizinki başka hiç bir düşünceye yer yok. Dininiz hakkında bir birşey söylediğinde zorunuza gidiyor. Kuran da kendisini eleştirenlere saldırıp hemen cehenneme atıyor. Temeliniz böyle. Yumuşak bir karnınız yok.

Adam öldürmekten zevk alıyorlar ya bahaneleri de Allah'tır. Putperest pislikler, bir kitaba tapıyorlar

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bugün kanal a da

siyaset masasında bu konuyu konuşuyordu..

ve aynen buraya takılan müslümanlar gibi ..vur tahtaya ses gelsin...

bir ingiliz caren amstrong

muhammedin biyoğrafisini yazmış güya..kitap vardı..

çok barışcılmış...

ya kuranı okumadan yazdı kitabı..ya tamamen uydurma bir çeviri...

bilemiyorum..

birde müslüman ülkelerin toplam nufusu.. 800.000 bin

olduğu halde müslümanları 1.2 milyar diyorlar..

bu sekiz yüz bininde yarısı kesin müslüman değildir..

psikolojik olarak kendilerini rahatlatıyorlar sanırım..

Dünya çöl haritasını arabamın arka camına yaptırıp dolaşmayı istiyorum...

Türkiye dışında tamamı çölde

dünya haritasını tv gösteriyor ..heryer yeşil..sarı olan yerler var

afrikanın tüm kuzeyi .arap yarımadası ve afganistan pakistan kısmı.......sapsarı...

hala uyanmıyorlar

bilbordlara bu haritaları asacak bir mali güç istiyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yusuf KAPLAN/Yeni Şafak (17 Eylül)

Asıl mesele gözardı ediliyor. Asıl meseleyi, Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton açık etmiş: İslâm’a, Kur’ân’a ve Hz. Peygamber’e yapılan saldırıları yok sayarak, Müslümanların, kendi kutsallarına saldırılmasını protesto etmelerini ‘saldırganlık bunlar’ diyerek kınamış.

Ortada bir cürüm var: Öyle az buz bir cürüm değil hani: Papazlarınıza Kur’ân yaktırıyorsunuz. Aşağılık askerlerinize Kur’ân çiğnettiriyorsunuz. İnsanlık karikatürü karikatüristlerinize, neredeyse bütün Avrupa’nın ülkelerinde bir dinin peygamberini aşağılayan karikatürler çizdiriyorsunuz!

Kimi Kıptî, kimi Yahudi, kimi ‘yamyam’, kimi bilmem ne belâ, insanlıktan nasibini almamış pespaye adamlarınıza iğrenç ‘numaralar çevirtip’, Müslümanların bütün kutsallarını ayaklar altına alıyorsunuz! 2001′den bu yana televizyonlarınızda, gazetelerinizde, filmlerinizde sürekli olarak İslâm’ı, Müslümanları ‘teröristler, gözü dönmüş caniler’ diye yerden yere vuruyorsunuz. Tam bir söylemsel şiddet, söylemsel terör havası estiriyorsunuz!

İslâm’a, İslâm’ın kutsallarına, Müslümanlara her an, her yerde, her Allah’ın günü hakaret bombardımanı yapıldığı bir medyatik bir dünyada, Müslümanların her tür tepkisini ‘saldırgan bunlar!’ diyerek bir de siz kınamaya kalkışıyorsunuz, işlediğiniz medyatik terörü hiç görmüyorsunuz bile!

* * *

Mesele Müslümanların haklı dirençleri olunca hepsini ‘terörist, fanatik, cani’ ilan ediyorsunuz. Ama mesele, Batılıların yaptıkları hakaretlere, tahriklere, aşağılamalara gelince onları münferit hâdiseler olarak sunmaktan çekinmiyorsunuz!

2001′den bu yana İslamofobinin estirdiği söylemsel terör havasını, söylemsel şiddeti gözardı ederek Müslümanları ‘saldırganlıkla’ suçlamanız, sizin ne kadar ruhsuzlaştığınızı, vicdansızlaştığınızı göstermeye yeter!

Hem suçlu, hem de güçlüsünüz! Hem ‘hırsızsınız’, hem de ‘soyulan adam’ların, ‘ev’leri başlarına yıkılan, dünyaları karartılan insanların işlediğiniz cürme isyan etmelerine sessiz kalmalarını bekliyorsunuz! Sessiz kalmadıklarında da ‘saldırganlıkla’ suçluyorsunuz!

* * *

Tuhaf bir psikoloji egemen bütün medyada: Herkes Müslümanların haklı tepkilerini suçluyor. Müslümanların gösterdiği tepkilere odaklanıyor. Söylemek bile gerekmiyor: Şiddet, saldırganlık, cana, mala, tabiata yapılan hiç bir cinayet, şiddet aslâ kabul edilemez. Ama sorun bu değil ki. Müslüman kitleler durup dururken feryadü figan etmiyor ki!

Ortada bir suç var: On yıldan bu yana sürgit işlenen, sürekli yenilenen, ardı arkası kesilmeyen söylemsel şiddet var: İslâmofobiya denen insanlık suçu var.

On yıldır suçu işleyen sizsiniz: Her tarafınızdan, her televizyonunuzdan, her gazetenizden ırkçı, ayırımcı, aşağılayıcı bir İslâm düşmanlığı söylemi ve eylemi akıyor.

* * *

Sadece bununla da yetinmiyorsunuz: Son çeyrek asırdır, neredeyse işgal etmediğiniz, yakıp yıkmadığınız, terör havası estirmediğiniz, kan kusturmadığınız, karıştırmadığınız Müslüman toprağı kalmadı: Askerî yığınak yapmadığınız Müslüman ülke kalmadı.

Bütün bunlar yaşanmamış, İslâm dünyasını her bakımdan kuşatmamış, İslâmofobia denen insanlık suçunu icat etmemişsiniz gibi, Müslümanların, işlediğiniz bu insanlık suçlarının, işgallerin, katliamların üzerine kutsallarına saldırılmasına tepki vermelerini ‘saldırganlık’ olarak niteleyebiliyorsunuz!

İnsan mısınız siz? Hiç mi vicdanınız yok sizin?

Bütün bunlar tek bir şeyi gösterir: Sizin Müslümanların bütün direnç noktalarını kırmak istediğinizi, işgallerinize, sömürü biçimlerinize, askerî yığınaklarınıza karşı çıkmalarından, Müslümanları aşağılayan eylemlerinize ve söylemlerinize karşı çıkıyor olmalarından çılgına döndüğünüzü…

* * *

Kimse hırsızın cürmünü yok sayamaz. Emperyalistin, sömürgenin tecavüzlerini, binbir türlü köleleştirme girişimlerini, fitne-fesadını gözardı edemez.

Terörün kaynağı, İslâm ya da Müslümanlar değil, Batılıların ürettikleri terörize etme eylemidir; söylemsel şiddettir.

Şu yakıcı gerçek günışığına çıkmıştır artık: Batılılar, dünya üzerindeki haksız hegemonyalarını, bu terörize etme eylemlerine, kendilerinden ‘başka olan’ı aşağılayan söylemsel şiddete borçlular!

Hem suçlular, hem de güçlüler yani!

Yok öyle yağma!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yusuf KAPLAN/Yeni Şafak (17 Eylül)

Asıl mesele gözardı ediliyor. Asıl meseleyi, Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton açık etmiş: İslâm’a, Kur’ân’a ve Hz. Peygamber’e yapılan saldırıları yok sayarak, Müslümanların, kendi kutsallarına saldırılmasını protesto etmelerini ‘saldırganlık bunlar’ diyerek kınamış.

Hem suçlular, hem de güçlüler yani!

Yok öyle yağma!

Cübbeli

Muhammedin 6 yaşındaki kız a düşkünlüğünü--ebu bekirin kızına

Svaştaki ölen arkadaşlarının karılarını kocasız bırakmayarak yatağına almasına

(ama kendi karıları o öldükten sonra onların dul kalmasını istemesi de ilginç yani)

geliniyle evlenerek müslümanların geliniyle evlenmesine örnek olmak istemesini

ben mustallik baskınından sonra savaş ganimeti cariyelere tecavüz izni vermesini

cariyelerin % 20 sinin Allah ve Muhammede ait olduğunu vahy geldi demesini

Boşadığı onlarca kadının geçimini nasıl sağlayacağını düşünmemiş olmasını

Filmde göstermişlermi? bu suçlular..

iftira mı atmışlar yoksa

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbeli

Muhammedin 6 yaşındaki kız a düşkünlüğünü--

Hz. Muhammed sav. 50 yaşına kadar Hatice validemizle birlikteydi. Ayrıca senin getirdiğin eleştiriyi o dönemin inkarcıları getirmediyse demekki bu durum çok normaldi. Anormal olsaydı onlar senden önce eleştirirdi. Hatta Efendimizle Ayşe validemiz evlenmeden önce müşrik bir ailenin evladıyla nişanlıydı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...