Jump to content

Madde Kopyalama


Recommended Posts

Merakımı mazur görün ama teknoloji bir gün maddeyi kopyalayıp transfer edebilir mi? Yani şöyle açıklayım; bilgisayarda bir veriyi sayısız kopyalayıp dağıtabiliyoruz, bir maddeyide bu şekilde kopyalayabilirmiyiz gelecek zamanlarda? Ve maddeyi transfer işinide şöyle açıklayım; faks makinesini düşünün, yazılı bir kağıdı karşı tarafa göndermiyor aslında.. yalnızca karşıı tarafta bulunan bir kağıda kopyalıyor.. Bir gün bir maddeyi de buna benzer bir cihaz ile karşı tarafa kopyalayabilirmiyiz. Bu ne derece mümkün olabilir? Bilimin bu konuda bir çalışması var mı? Saygılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Canlıların üreme mekanizmaları, bir tür madde kopyalamadır. Germ hücreleri ile başlayan kopyalama işlemi. Kendinden önceki nesillerin benzerlerini yeniden oluşturmaktadır.

Saf elementlerin kopyalanmaya ihtiyacı yoktur. Bütün moleküller birbirinin aynıdır.

A yerindeki bir maddeyi B yerinde kopyalamak istiyorsanız. Bu maddeyi oluşturan elementleri sentez etmek ve A yerindekine benzetmek mümkün.

Ancak A yerindeki maddenin bilgilerinin B yerine ulaştırılması ve burada bu bilgileri değerlendirecek bir erk'in bulunması gerek.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlıların üreme mekanizmaları, bir tür madde kopyalamadır. Germ hücreleri ile başlayan kopyalama işlemi. Kendinden önceki nesillerin benzerlerini yeniden oluşturmaktadır.

Saf elementlerin kopyalanmaya ihtiyacı yoktur. Bütün moleküller birbirinin aynıdır.

A yerindeki bir maddeyi B yerinde kopyalamak istiyorsanız. Bu maddeyi oluşturan elementleri sentez etmek ve A yerindekine benzetmek mümkün.

Ancak A yerindeki maddenin bilgilerinin B yerine ulaştırılması ve burada bu bilgileri değerlendirecek bir erk'in bulunması gerek.

Sevgiler.

Canlıların üreme mekanizmaları kopyalama hariç yapaylaştırılabilir mi? Yani canlı bedenin dışında tamamen insan yapımı teknolojisi ile yapımı mümkün mü?

Link to post
Sitelerde Paylaş

ses ve görüntü naklini gördük hatta kokuyu bile nakledebiiyorlar mış...

bunu nasıl yapıyorlar...

ses görüntü ve hatta koku elektriksel verilere dönüştürülüyor ulaştırılmak istenen yerde bu veriler kendilerine özgü ses görüntü ve koku olarak tekrar oluşuyor...

yani aslında iletilen şey bilgi...

buradaki objenin bilgisi orada tekrar işlenip oluşturuluyor...

bu yolla her şey transfer edilebilir gibi geliyor bana...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ses ve görüntü naklini gördük hatta kokuyu bile nakledebiiyorlar mış...

bunu nasıl yapıyorlar...

ses görüntü ve hatta koku elektriksel verilere dönüştürülüyor ulaştırılmak istenen yerde bu veriler kendilerine özgü ses görüntü ve koku olarak tekrar oluşuyor...

yani aslında iletilen şey bilgi...

buradaki objenin bilgisi orada tekrar işlenip oluşturuluyor...

bu yolla her şey transfer edilebilir gibi geliyor bana...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ses ve görüntü naklini gördük hatta kokuyu bile nakledebiiyorlar mış...

bunu nasıl yapıyorlar...

ses görüntü ve hatta koku elektriksel verilere dönüştürülüyor ulaştırılmak istenen yerde bu veriler kendilerine özgü ses görüntü ve koku olarak tekrar oluşuyor...

yani aslında iletilen şey bilgi...

buradaki objenin bilgisi orada tekrar işlenip oluşturuluyor...

bu yolla her şey transfer edilebilir gibi geliyor bana...

İletilen maddenin kendisi olmuyor.Basit bir şekilde;Maddenin kendisini göndermek için,maddeyi enerjiye dönüştürüp göndermek,gönderildiği yerde de enerjiden tekrar maddeye dönüştürmek gerekiyor.Moleküler düzeyde başarılı olunabilir belki.Hücresel olarak yani canlılarda oluşabileceğini pek sanmıyorum.Bana göre hala bilimkurgu da kalıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Duyularımıza hiçbir zaman güvenemeyiz. Gördüğümüz şeylerin yalnızca elektrik sinyaline dönüştürülmüş olduğunu bilmek dehşet vericidir. Ben mavi bir masayı açık renk olarak görürüm , sen koyu olarak. Rengin yalnızca farklı dalgaboylarında yansıtılan ışık olduğunu bilmek de hiç hoş değildir.Biz bir duvar saatini beyaz olarak görüyoruz ama aslında beyaz diye bir şey yok . Yalnızca ve yalnızca ışık. Koku da aynı şekilde. Biz bir şey kokladığımızda çok rahatsız oluyorsak , belki başka canlılar da onun kokusuna bayılıyor olabilir. Koku denen şey de sadece ve sadece burnumuzun bize gönderdiği elektrik sinyalleridir. Aslında burnumuzun sinirlerinin nereden geçtiği bulunursa ve oradan elektrik verilirse başka kokular da algılayabiliriz. Nasıl ki bir web camerası görüntüleri elektrik sinyallerine çevirip bilgisayara gönderiyorsa gözlerimiz de aynı işi yapar. Dedim ya , bunu bilmek dehşet bir şeydir. Bilgi sadece ve sadece elektriktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlıların üreme mekanizmaları kopyalama hariç yapaylaştırılabilir mi? Yani canlı bedenin dışında tamamen insan yapımı teknolojisi ile yapımı mümkün mü?

Sevgili highone, insanların mal üretimleri (ister fabrikasyon olsun ister el ile) bir tür ürün (madde) kopyalama işlemidir. Milyonlarca aynı marka araba, tv, beyaz eşya vs hepsi bir tür kopyalamadır.

Ancak senin kastettiğin bilimkurgularda ki ışınlama ile madde transferidir. O da kopyalama değil. kes yapıştır (copy-paste) gibi bir şeydir. Maddeden enerji elde ediyor ve bu enerjiyi başka maddeleri hareketlendirmek, form ve yapı değişiklikleri yapmak şeklinde kullanabiliyoruz. Ancak enerjinin maddeye dönüşümünü başarmak şimdiki teknolojimiz ile mümkün görünmüyor. çünkü maddeden bağımsız (saf) enerji elde edemiyoruz ki bu saf enerjiyi istediğimiz formda ve istediğimiz yerde bir maddeye dönüştürelim.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

geçen gün bir film vardı tv de the island -ada- diye...

insanların sağlık sorunlarını çözmek için onların genlerinden birer kopya üretip yani insan klonlayıp onların organlarını kullanıyorlardı...

ama bu klonlar da tıpkı insan gibi seviyor ağlıyor üzülüp öfkeleniyor aşık oluyorlardı...

hatta klonun biri aslını öldürtüp yerine geçti de hepimiz oh olsun dediydik...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merakımı mazur görün ama teknoloji bir gün maddeyi kopyalayıp transfer edebilir mi? Yani şöyle açıklayım; bilgisayarda bir veriyi sayısız kopyalayıp dağıtabiliyoruz, bir maddeyide bu şekilde kopyalayabilirmiyiz gelecek zamanlarda? Ve maddeyi transfer işinide şöyle açıklayım; faks makinesini düşünün, yazılı bir kağıdı karşı tarafa göndermiyor aslında.. yalnızca karşıı tarafta bulunan bir kağıda kopyalıyor.. Bir gün bir maddeyi de buna benzer bir cihaz ile karşı tarafa kopyalayabilirmiyiz. Bu ne derece mümkün olabilir? Bilimin bu konuda bir çalışması var mı? Saygılar...

Faxlamaktaki prensip:

1.

Fax aletinde bir scanner mevcut.

Bu scanner kendisine verdiğim DIN A4 formatındaki kağıdı küçük karelere (veya dikdörtgenlere) ayırıyor. Bu karelerin büyüklüğü mesela 150 dot per inch. Kağıdın formatı bilindiğinden kaç kareye ayırdığı hesaplanabilir. Buna x diyelim. Her karenin tanımlanması gerekiyor. Tanım için gerekli olan en düşün minumum bilgiler şunlar:

- Karenin rengi

- Karenin kağıt üzerindeki koordinatları.

Renk için gerekli hafıza miktarı için 3 byte yeterli.

Koordinatlar için 4 byte (2 boyutlu koordinat sistemi)

Her kare için toplam 7 byte hafıza gerekiyor.

DIN A4 kağıdı için gerekli hafıza miktarı 7x. Bu bir kaç megabyte hafıza demektir.

2.

Bu bilgiyi karşı tarafa göndermek için bir bilgi gönderme kanalı gerekiyor. Telefon kablosu, RJ45 kablosu vs. + geerekli elektronik kartlar.

3.

Karşı tarafta gönderilen bilgiyi yorumlayıp yazdırabilen bir yazıcı/fax

Aynı prensibi madde kopyalamak için uygulamaya kalkarsak.

1.

Elimizdeki maddeyi "scan" edebilecek bir aygıt gerek. Bu aygıt elimizdeki maddeyi tarayacak, her atomu ve her molekülü tanıyacak, atomlar/moleküllerarası bağlantıları ölçüp kaydedecek, her atomun koordinatlarını belirleyecek, sıcaklığını kaydedecek vs.

Her bir atomu tarayıp kayıt etmek için gerekli hafıza miktarı çok çok iyimser bir deyimle 1 kilobyte olsun. 12 gram karbon içinde 600 000 000 000 000 000 000 000 atom bulunduğundan, gerekli hafıza miktarı kabaca 600 000 000 000 000 000 gigabyte kadardır. Saniyede 1 000 000 000 byte bilgi kaydeden bir bilgisayar 12 gramlık karbon atomları için gerekli bilgiyi kaydetmek için 19 025 875 190 sene uğraşır.

2..

Bu bilgiyi çok çok hızlı bir sistemle karşı tarafa aktarmamız gerek. Saniyede 1 000 000 000 baud aktarma hızı ile bilgi karşı tarafa yine 19 025 875 190 sene sonra aktarır.

3.

Karşı tarafta gönderilen bilgiyi yorumlayan ve teker teker atomları alıp belli koordinatlara yerleştirebilen bir aygıt gerekir.

...

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

bir örnekte ben vereyim

gezegenden gezegene kopyalama değil

oda dan odaya madde kopyalayalım

ağır bir hasta ölmek üzere

doktor süper tarayıcısına hastayı sokuyor

yan odadaki printırdan hastasız olarak kopyasını çıkartıyor

sağlıklı kopya kendini orijinal kişi zannederek evine gidiyor

polis kapıda bekliyor suçu var diye hapse atıyor

hafızasındaki anı ile kendini gerçek kişi zannettiği için oda itiraf ediyor

bu kopya aslında işlememiş olduğu suçtan hapsi hak etmiyor

hapse atanda adalet sağlamış olmuyor

gerçek hasta ise hala hastahanede komada

en sonunda ölüyor toprağa veriliyor

fakat transfer olayı farklı

toprağa karıştığımıza göre transferde olmuyoruz

tarihinde Forum.org tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

12 gram karbon içinde 600 000 000 000 000 000 000 000 atom bulunduğundan, gerekli hafıza miktarı kabaca 600 000 000 000 000 000 gigabyte kadardır. Saniyede 1 000 000 000 byte bilgi kaydeden bir bilgisayar 12 gramlık karbon atomları için gerekli bilgiyi kaydetmek için 19 025 875 190 sene uğraşır.

2..

Bu bilgiyi çok çok hızlı bir sistemle karşı tarafa aktarmamız gerek. Saniyede 1 000 000 000 baud aktarma hızı ile bilgi karşı tarafa yine 19 025 875 190 sene sonra aktarır.

3.

Karşı tarafta gönderilen bilgiyi yorumlayan ve teker teker atomları alıp belli koordinatlara yerleştirebilen bir aygıt gerekir.

...

Sevgiler

Sevgili DreiMalAli, 12 gram karbonun bilgisini, bir başka yere transfer etmek için her bir karbonun konumunun bilgisini iletmek gerekmez. Çünkü 12 gram karbondaki her bir atomun diğerlerinden farkı yoktur. yalnız biçim bilgisini transfer etmek yeterli olur. Ancak her bir atomun diğerinden farklı olarak öz ve biçimi sözkonusu ise (her bir atom diğerlerinden farklı nitelenebiliyorsa) o zaman bu tür transferlerde bahsettiğin ihtimaller hesabı ve gerekli bilgi (jigabite açısından) transferi açısından doğru olur.

Madde kopyalamak ile madde transferi tamamen ayrı bir konudur. Madde transferinde; madde yapısını ve konumunu muhafaza ederek bir başka yere iletilmesi kastediliyorsa, ki; tamamen seyahat ile eşdeğerdir.

Uzaya çeşitli uydular gönderiyoruz. Bu uyduların hızı saniyede kilometrelerce mesafeye, ulaşmaktadır.

sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili drekinci,

elbette haklısın. Böyle bir eylem yapıldığında, ülk yapılacak işlerden birisi her element için bir atom yapısı listesidir (bilgi bankası, data base). İkincisi elementlerin kristal yapısı için bir liste. Komşu atomlarla bağlantı için bir liste vs. Bu listelerin bir sefer yapılması yeterli. Tarama esnasında atom tesbit edildiğinde o atom için gerekeli bilgiler hem tarayıcıda mevcut hem de karşı taraftaki aygıtta. böylece kaydedilmesi gereken bilgi miktarını bin ile milyon kat arası azaltabiliriz.

Kopyalayacağımız madde saf ve kristal yapıda bir element ise kaydedilmesi gereken bilgi sayısı daha da azalır. Sadece kristal yapının üç boyutlu yönü ve elementin yüzeyini tanımılayan bilgileri kaydetmemeiz yeterli olur. Elementin geometrisi de tanımlı ise, mesela bir küre ise, sadece yarıçapının büyüklüğü bilgisini kaydetmek yeterlidir. Bu durumda bir kaç kilobyte/megabyte ile kurtarırız durumu.

Fakat bu saydıklarım özel durumlar ve bu bilgiler tek tek atomlar tarandıkdan sonra, tarama eylemi sonlandığında ortaya çıkacak olan bilgilerdir.

Benzer durum fakslamak da dahil günümüzde de mevcut ve kullanılıyor: Winzip ve Winrar gibi dosye sıkıştırma programlarına buradan selamlarımızı iletelim. Bu programlar mevcut bir dosyayı inceliyorlar ve özel durumları kaydediyorlar. Mesela faks eyleminde kağıt üzerinde mavi renkli ve 1048 dot"tan oluşan bir çizgi tesbit ettiğinde 1048 tane ayrı ayrı dot bilgisini "1 mavi dotu 1048 defa peşpeşe yazdır" şeklinde şifreleyince 1048*7 bytelık kayıt bilgi kaybı olmadan 15-20 bytelık kayıt ile halledilmiş oluyor. Daha fazla randımanı çizgifilmlerini sıkıştırma programlarının eline verdiğimizde elde ediyoruz. Çüzgü film sahneleri genellikle bölge bölge aynı renkten oluşurlar.

Yukarda verdiğim sayı ise madde kopyalama olayının içinde kaç tane atomun tek tek incelenmesi/taranması gerektiğine bir örnekti ve azami durumun prensip olarak neler içerdiğini, gerektirdiğini kabaca özetliyor.

Tek tek atomların taranması için geçen gerekli tahmini süreyi yukarda vermemeşim. Bu sefer de vermiyeyeim. :D

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Maddeyi kopyalayamazsın; "Maddenin korunumu" adında bir fizik kanunu vardır. Eğer dünya, uzaya toz, foton ve bunlar gibi küçük parçacıkları püskürtmeyip veya almayıp (Güneş ışığı dahil) olduğu gibi kalsaydı ve sen de dünyanın altına bir kuyumcu terazisi koyabilseydin; dünyanın içinde kıyametler kopsa, şu anki teknoloji, insanlar vs herşey her saniye değişse, terazinin hep aynı değerde kaldığını, hiç değişmediğini görürdün. Madde yoktan var, vardan yok edilemez (Zira şu anki bir tartışma konusu olan karadelikleri es geçiyorum. Karadeliklerin maddeyi yok ettiği hususunda derin analizler var)

Maddeyi değil, o maddeye ait bilgiyi kopyalayabilirsin. Japonya'ya gidip göreceğin çok güzel bir eski japon evini ya aklında tutar, ya kağıda çizer, ya fotoğrafını çeker ve eve ait şekil/yapı bilgisini kopyalar, gelir Türkiye'ye birebir aynısını dikersin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Maddeyi kopyalayamazsın; "Maddenin korunumu" adında bir fizik kanunu vardır. Eğer dünya, uzaya toz, foton ve bunlar gibi küçük parçacıkları püskürtmeyip veya almayıp (Güneş ışığı dahil) olduğu gibi kalsaydı ve sen de dünyanın altına bir kuyumcu terazisi koyabilseydin; dünyanın içinde kıyametler kopsa, şu anki teknoloji, insanlar vs herşey her saniye değişse, terazinin hep aynı değerde kaldığını, hiç değişmediğini görürdün. Madde yoktan var, vardan yok edilemez (Zira şu anki bir tartışma konusu olan karadelikleri es geçiyorum. Karadeliklerin maddeyi yok ettiği hususunda derin analizler var)

Maddeyi değil, o maddeye ait bilgiyi kopyalayabilirsin. Japonya'ya gidip göreceğin çok güzel bir eski japon evini ya aklında tutar, ya kağıda çizer, ya fotoğrafını çeker ve eve ait şekil/yapı bilgisini kopyalar, gelir Türkiye'ye birebir aynısını dikersin.

Maddeyi kolaylıkla kopyalayabilirsin.

Maddenin korunum yasası diye bir yasa yoktur.

Enerjinin korunumu yasası vardır. Bu yasa hep yanlış anlaşılıyor.

Şöyle bir örnek verelim.

Nötron atomdan ayrılır ve yalnız kalırsa, ortalama 15 dakika içinde proton, elektron ve elektron anti nötrino'ya bozunur.

Aslında nötronda iki down ve bir up quark vardır. Proton, elektorn ve nötrino içermez.

Quarklar önce pür enerjiye dönüşür. Yani madde yok olur ve onun yerini enerji alır. Bu enerjinin korunumu yasası vardır.

Daha sonra bu enerji proton, elektron ve nötrinoya dönüşür.

Aynı şekilde nükleer reaksiyonlar sırasında çekirdekte enerjiden elektron ve pozitron oluşur. Onlar sonra birbirlerini nötralize ederek pür enerjiye dönüşür.

Bunlar gösteriyor ki öyle bir yasa olduğu iddia edilse de, maddenin korunumu yasası diye bir yasa yoktur.

Enerjinin korunumu yasası vardır.

Maddeyi kopyalamak mümkündür. En azından teorik olarak mümkündür.

Önce maddeyi enerjiye çevirirsin. Enerjiyi bir yerde başka bir yere taşımak nisbeten kolaydır.

Enerji yok olmaz. Enerji korunumu yasasından dolayı.

Taşıdığın yerde ya eski maddeye dönüştürürsün, ya da yeni bir maddeye dönüştürüsün.

Bunlar kurgu bilimsel açıklamalar gibi geliyor ama değil. Çünkü laboratuvarda bunları denemek mümkün. Ve denendikklerine de eminim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Proton bozunmaz. Neden bozunmadığını ayrıca açıklamak mümkün.

Dolaysıyla protonu nakletmek mümkün değil.

Ama nötron proton ve elektrona bozunabildiği için, saf enerjiye dönüşen nötronu nakletmek mümkün.

Nötron gittiği yerde proton ve elektrona dönüştüğü için maddeyi kapyalamak mümkün olmalı.

Bunları E=MC2 denklemi ile açıklamak mümkün.

Gel de Einstein'a hayranlık duyma.. O olmasaydı bu denklem belki de asla bulunamayacaktı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlışsın Hacı abi. Şu an yıldırım hızıyla çıkmam lazım; sana geri dönecem tekrar :)

Şutlama beni forumdan :D

küçük bir hatırlatma: Enerji = Madde

Detaylı açıklamayı yazacam.

Maddeyi kolaylıkla kopyalayabilirsin.

Maddenin korunum yasası diye bir yasa yoktur.

Enerjinin korunumu yasası vardır. Bu yasa hep yanlış anlaşılıyor.

Şöyle bir örnek verelim.

Nötron atomdan ayrılır ve yalnız kalırsa, ortalama 15 dakika içinde proton, elektron ve elektron anti nötrino'ya bozunur.

Aslında nötronda iki down ve bir up quark vardır. Proton, elektorn ve nötrino içermez.

Quarklar önce pür enerjiye dönüşür. Yani madde yok olur ve onun yerini enerji alır. Bu enerjinin korunumu yasası vardır.

Daha sonra bu enerji proton, elektron ve nötrinoya dönüşür.

Aynı şekilde nükleer reaksiyonlar sırasında çekirdekte enerjiden elektron ve pozitron oluşur. Onlar sonra birbirlerini nötralize ederek pür enerjiye dönüşür.

Bunlar gösteriyor ki öyle bir yasa olduğu iddia edilse de, maddenin korunumu yasası diye bir yasa yoktur.

Enerjinin korunumu yasası vardır.

Maddeyi kopyalamak mümkündür. En azından teorik olarak mümkündür.

Önce maddeyi enerjiye çevirirsin. Enerjiyi bir yerde başka bir yere taşımak nisbeten kolaydır.

Enerji yok olmaz. Enerji korunumu yasasından dolayı.

Taşıdığın yerde ya eski maddeye dönüştürürsün, ya da yeni bir maddeye dönüştürüsün.

Bunlar kurgu bilimsel açıklamalar gibi geliyor ama değil. Çünkü laboratuvarda bunları denemek mümkün. Ve denendikklerine de eminim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...