Jump to content

Madde Kopyalama


Recommended Posts

Yanlışsın Hacı abi. Şu an yıldırım hızıyla çıkmam lazım; sana geri dönecem tekrar :)

Şutlama beni forumdan :D

küçük bir hatırlatma: Enerji = Madde

Detaylı açıklamayı yazacam.

Sen yanlışsın çünkü:

Madde =Enerji elbette. E=MC2 ile formüle edilmiş.

Ama maddenin ne olduğu önemli değil. Herşey olabilir.

Nötron olabilir. Yani iki down ve bir up quark..

Ondan bir elektron, iki up ve bir down quark ve bir elektron anti nötrino açığa çıkıyor.

Nötron önce pür enerjiye dönüşüyor. Sonra o enerjiden başka maddeler açığa çıkıyor.

Enerji korunuyor ama maddenin aynı olması gerekmiyor..

Bir yerden bir yere maddeyi ışınlayabilirsin. Onu önce saf enerjiye çevirirsin. Işınlarsın. Sonra ışınladığın yerde saf enerjiden istediğin maddeyi elde edersin.

Maddenin korunumu yasası yoktur.

Enerjinin korunumu yasası vardır.

Sen gelince devam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Madde tutum yasası için aşağıdaki kaynağa bakabilirsiniz. Güzel bir tartışma..

http://en.wikipedia....rvation_of_mass

Oradan bir quote:

The law implies that mass can neither be created nor destroyed, although it may be rearranged in space and changed into different types of particles; and that for any chemical process in an isolated system, the mass of the reactants must equal the mass of the products.

Maddeyi yaratamaz ve yok edemezsin ama, onu farklı parçacıklara dönüştürebilirsin.

Yani maddeyi manüple edebilirsin. Enerjisini değiştirmeden yani.

İki madde birbirleri ile tepkileşiyorlarsa sonuçta ortaya çıkan maddenin de kütlesi aynı olmak zorunda. Tabii enerjisi de aynı olacak.

Ama önce maddeyi pür enerjiye çevirmen gerekiyor.

Burada dikkat edilecek husus örneğin Star Trek kaptanı Kirk'ü bir yere ışınladığın zaman, ışınladığın yerde de Captan Kirk oluşması için pür enerjinin değişmemesini sağlamaktır.

Nötronu nötron olarak ışınlayamazsın.

Nötronu önce saf enerjiye çevireceksin ve gönderdiğin yerde onu öğelerine ayırcak, proton ve elektronlardan yeni bir madde oluşturacaksın. Ama orada nötron oluşturamzsın.

Yani nötronu nötron olarak ışınlayamazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madde enerji ilişkilerinden ve maddenin korunumu yasasının aslında enerji tutumu yasasından ibaret olmasından dolayı ve enerji dönüşümleri maddedeki değişikliklere izin verdiği için, kuramsal olarak maddeyi bir yerden diğer bir yere teleportasyonla taşımak mümkündür.

Yani sorunun bilimsel cevabı kuramsal da olsa olumludur.

Tabii bunun için gerekli teknoloji mümkün müdür, değil midir bilemeyiz.

Teorik olarak mümkün olsa da, teknolojisini geliştirmek mümkün olmayabilir. Ya da o teknoloji çok ilerde geliştirilebilir.

İlerde dediğim milyonlarca yıl sonra falan..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi hacı abi ... Bir şeyin yoktan var olması ve vardan yok olması mümkündür. Bu durumun örneklerini atom altı parçacıklarda görüyoruz ki Cern deneyi ile yapılmak istenen de odur. Yeni atom altı parçacıklar keşfetmek ve eğer mümkün olursa Higgs parçacığını da bulmak.

Atom altı bir seviyede, Plank uzunluğuna yakın bölgelerde, daha adını bile bilmediğimiz parçacıkların aniden yok oldukları ve sonradan tekrar var oldukları tesbit edilmiştir. Bu nasıl işliyor? sebepleri nedir ve neden oluyor? Bu sorulara cevap verebilmek ve verilen cevabı da anlayabilmek için ileri derecede Quantum fiziği bilmek gerekiyor. Bu yüzden bu durum, şu an için anlaşılması güç ve sadece belirli sayıda insanın anlayabildiği bir durumdur.

Ama bu konuda bahsi geçen boyut, atom altı bir boyut değil. Bu durumda kendiliğinden yok olan ve sonra var olan parçacıklardan bahsedemeyiz. El büyüklüğünde bir objeyi kopyalamak, o objeyi oluşturan atomları, molekülleri, radikalleri tam olarak ve aynı dizgide kopyalamak demektir. Bu tam dizgiyi bir şekilde yapabiliyor olduğumuzu var sayalım ... Şimdiki soru şu olur: Bu atom ve moleküller nereden gelecek? Dünyada hali hazırda var olan atom ve molekülleri mi kullanacaz yoksa yoktan var mı edecez? Reaksiyona giren element, bileşik ve moleküller için sürekli olarak kullanılan ve reaksiyon kimyasının temelini oluşturan kütlenin korunumu yasası gereği reaksiyona giren ve çıkanların kütleleri birbirine eşit olmalıdır. Senin bahsettiğin enerjinin korunumu yasası gereği de bir atom veya molekülün, atom ve/veya molekül boyutunda aynen bir kopyasını yoktan var edebilmek mümkün değildir.

"Madde kopyalanır fakat bu kopyalama işlemi dünyanın ağırlığını artırmaz" gibi bir cümle kurarsam, anlatmak istediğimi daha basit bir şekilde anlatmış olurum sanırım. Kopyalama işlemi, zaten var olan enerjiden, kütleden yapılacağı için ve dünyanın kütlesi değişmeyeceği için bu kopyalama işlemi, sıradan bir "bilgiyi kopyalama işlemi" olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi hacı abi ... Bir şeyin yoktan var olması ve vardan yok olması mümkündür. Bu durumun örneklerini atom altı parçacıklarda görüyoruz ki Cern deneyi ile yapılmak istenen de odur. Yeni atom altı parçacıklar keşfetmek ve eğer mümkün olursa Higgs parçacığını da bulmak.

Atom altı bir seviyede, Plank uzunluğuna yakın bölgelerde, daha adını bile bilmediğimiz parçacıkların aniden yok oldukları ve sonradan tekrar var oldukları tesbit edilmiştir. Bu nasıl işliyor? sebepleri nedir ve neden oluyor? Bu sorulara cevap verebilmek ve verilen cevabı da anlayabilmek için ileri derecede Quantum fiziği bilmek gerekiyor. Bu yüzden bu durum, şu an için anlaşılması güç ve sadece belirli sayıda insanın anlayabildiği bir durumdur.

Ama bu konuda bahsi geçen boyut, atom altı bir boyut değil. Bu durumda kendiliğinden yok olan ve sonra var olan parçacıklardan bahsedemeyiz. El büyüklüğünde bir objeyi kopyalamak, o objeyi oluşturan atomları, molekülleri, radikalleri tam olarak ve aynı dizgide kopyalamak demektir. Bu tam dizgiyi bir şekilde yapabiliyor olduğumuzu var sayalım ... Şimdiki soru şu olur: Bu atom ve moleküller nereden gelecek? Dünyada hali hazırda var olan atom ve molekülleri mi kullanacaz yoksa yoktan var mı edecez? Reaksiyona giren element, bileşik ve moleküller için sürekli olarak kullanılan ve reaksiyon kimyasının temelini oluşturan kütlenin korunumu yasası gereği reaksiyona giren ve çıkanların kütleleri birbirine eşit olmalıdır. Senin bahsettiğin enerjinin korunumu yasası gereği de bir atom veya molekülün, atom ve/veya molekül boyutunda aynen bir kopyasını yoktan var edebilmek mümkün değildir.

"Madde kopyalanır fakat bu kopyalama işlemi dünyanın ağırlığını artırmaz" gibi bir cümle kurarsam, anlatmak istediğimi daha basit bir şekilde anlatmış olurum sanırım. Kopyalama işlemi, zaten var olan enerjiden, kütleden yapılacağı için ve dünyanın kütlesi değişmeyeceği için bu kopyalama işlemi, sıradan bir "bilgiyi kopyalama işlemi" olacaktır.

İki tür parçacık vardır. Madde parçacıkları ve bozon olarak bilinen onları manüple eden parçacıklar.

Madde parçacıkları fermion olarak bilinir. Fermionlar bozonlar tarafından manüple edilir.

Evrende fermion sayısı bellidir. Yeni fermion sentez edilemez.

Aslında yeni fermion da sentez edilir ama karşıtı ile birlikte sentez edilir ve onlar birbirlerini nötralize ederler.

Örneğin radyoaktif çürüme sırasından çekirdekte elektron ve onun pozitif alternatifi olan pozitron birlikte sentez edililrler ve kısa bir süre içinde birbirlerini nötralize ederek enerjiye dönüşürler.

Radyoaktif çürüme sırasında çekirdekten enerji bu şekilde etrafa yayılır ve radyoaktif element başka bir elemente dönüşür.

Burada enerjinin tutumu yasası geçerlidir. Enerji elektron ve pozitrona, onlar da birleşerek tekrar enerjiye dönüşüm olur.

Evrenin kütlesi değişmez.

Burada tartışma konusu maddeyi kopyalama..

Maddeyi kopyalamak elbette mümkün değil. Yani evrende yeni fermionlar sentez edemezsin.

Ama fermionları saf enerjiye çevirebilir, onlardan yeni fermionlar sentez edebilirsin.

Saf enerjiyi tekrar fermionlara çevirmeden önce bir yerden bir yere nakledebilirsin.

Yani teletransportasyon mümkün. Teorik olarak tabii. Pratikte mümkün mü değil mi bilemeyiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim bir önceki mesajımda basitçe anlatmaya çalıştığım şeyleri biraz daha açarak anlatmaya çalışmışsın hacı abi. Ben meseleyi elimden geldiğince basit ve anlaşılır izah etmeye çalıştım ama biraz daha teknik konuşalım diyorsan konuşalım;

İki tür parçacık yoktur. Sayısız miktarda parçacık vardır. Plank biriminden Quantum köpüğüne, ki yaklaşık 10 üzeri -35 metre uzunluğundaki stringler ile 10 üzeri -24 metre uzunluğundaki Neutrinolar arasında keşfetmiş olduğumuz bir parçacık bile yoktur. Bu kadar geniş bir uzunlukta (10 üzeri -35 ile 10 üzeri -24 metre arasında) bir parçacık bilmiyorsak, keşfi bile edilememişse, diğer her mikrometrekare başına düşen parçacık sayısını gözünde bir canlandırmaya çalış hacı abi. Çok büyük sayılar ... Sen hangi çerçeveyi göz önünde bulundurarak iki tür parçacık var diyorsun pek anlamadım. Bunu biraz açarsan sevinirim. Madde ve anti maddeden mi bahsetmeye çalışıyorsun yoksa?

Fermion sayısı belli değildir Hacı abi. İlkoluk 4'te öğretilmeye başlanılan periyodik cetveli hatırlamaya çalış. Periyodik cetvel, aslında bir dikdörtgendir fakat aradaki boşluklar ne iş? İşte o boşluklar, dünya üzerinde bulunmayan veya bulunan fakat insan oğlu tarafından henüz ortaya çıkarılamamış, keşfedilememiş elementlerdir. Şu an mevcut olan elemen, bileşik, karışımların sayısını da bir göz önünde bulundur bakalım. Ve şimdi de bu keşfedilmemiş elementlerden birisini daha keşfettiğimizi düşün. Bunca element, bileşik ve karışım ile bu elementi kullanarak kaç yüz trilyon kombinasyon daha elde edebiliriz? :) Bunun sayısı bile yoktur. Bildiğimiz bütün elementler arasındaki kombinasyonları bile bilmiyorken, hatta sayısını hayal bile edemezken, sen evrendeki fermion sayısı bellidir diyorsun; yapma hacı, Zeus günah yazar sana :D

Radyoaktiviteden bahsetmişsin. Evet, madde elektron sayılarını değiştirince daima karakter de değiştirir. Yeni elementler oluşur. Enerji ve elektron sayısındaki bu değişim, maddede değişime yok açar ama bu durum madde kopyalama veya maddeyi yoktan var etmekle kesinlikle alakasız bir durumdur.

Evet, tartışma konusu maddeyi kopyalamaktır. Ama maddeyi kopyalamayı tartışmadan önce, madde hakkında biraz daha bilgiye sahip olmak gerekiyor. Enerjinin form değiştiriyor olması son derece normal bir fiziki durumdur hacı. En basitinden, telefondaki debelenmeyi, ses enerjisine çevirip kulağımıza ileten piyezoelektirik malzemeler gibi. Fakat bu durumun madde kopyalama ile ne alakası var? Sen bu konu üzerine fokuslanmışsın ama konuyla ilgisiz. Maddenin şekil değiştiriyor olabilmesi, maddenin kopyalabileceği anlamına gelmiyor. Bir önceki mesajımda belirttiğim bir cümle aslında anlatmak istediğim her şeyi anlatıyor. Maddeye ne yapılırsa yapılsın, nasıl kopyalanırsa kopyalansın, dünyanın ağırlığı aynı kalacaktır. Bu da bir maddeyi yoktan var edip, aynı şekilde kopyalama yolunu sert bir şekilde blokluyor.

İnsanlık olarak, kendiliğinden yok olan ve tekrar bir yerde pat diye ortaya çıkan atom altı taneciklerin işleyişini biraz daha kavradıktan sonra şu an konuştuğumuz temanın gerçeğe geçmesi mümkün olabilecektir. Ama şimdilik değil ...

İki tür parçacık vardır. Madde parçacıkları ve bozon olarak bilinen onları manüple eden parçacıklar.

Madde parçacıkları fermion olarak bilinir. Fermionlar bozonlar tarafından manüple edilir.

Evrende fermion sayısı bellidir. Yeni fermion sentez edilemez.

Aslında yeni fermion da sentez edilir ama karşıtı ile birlikte sentez edilir ve onlar birbirlerini nötralize ederler.

Örneğin radyoaktif çürüme sırasından çekirdekte elektron ve onun pozitif alternatifi olan pozitron birlikte sentez edililrler ve kısa bir süre içinde birbirlerini nötralize ederek enerjiye dönüşürler.

Radyoaktif çürüme sırasında çekirdekten enerji bu şekilde etrafa yayılır ve radyoaktif element başka bir elemente dönüşür.

Burada enerjinin tutumu yasası geçerlidir. Enerji elektron ve pozitrona, onlar da birleşerek tekrar enerjiye dönüşüm olur.

Evrenin kütlesi değişmez.

Burada tartışma konusu maddeyi kopyalama..

Maddeyi kopyalamak elbette mümkün değil. Yani evrende yeni fermionlar sentez edemezsin.

Ama fermionları saf enerjiye çevirebilir, onlardan yeni fermionlar sentez edebilirsin.

Saf enerjiyi tekrar fermionlara çevirmeden önce bir yerden bir yere nakledebilirsin.

Yani teletransportasyon mümkün. Teorik olarak tabii. Pratikte mümkün mü değil mi bilemeyiz.

tarihinde enjeksiyon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İki tür parçacık yoktur.

Fermionlar ve bozonlar olmak üzere iki cins (type, tür) parçacık vardır.

Fermion sayısı belli değildir.

Fermion sayısı bellidir. Yani fiksdir. Big Bang'de kaç fermion ortaya çıkmışsa hala o kadar fermion vardır.

Madde kopyalanamaz. Çünkü yeni fermionlar sentez edilemez. Evrende yeni fermionlar karşıtları ile birlikte ortaya çıkarlar ve birbirlerini nötralize ederler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrende yeni fermionlar karşıtları ile birlikte ortaya çıkarlar ve birbirlerini nötralize ederler.

aynı şey diğer tüm parçacıklar için geçerli olmalıdır diye düşünüyorum

örneğin nerde bu pozitronlar

biz elektron temelli bir evrende yaşadığımıza göre pozitron temelli başka evrenler olamaz mı

ters yüklü parçacıkların

birbirlerini nötralize etmemeleri için yapılması gereken

birbirleri ile etkileşemeyecek mesafelere uzaklaştırılması olabilir

tarihinde Forum.org tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

aynı şey diğer tüm parçacıklar için geçerli olmalıdır diye düşünüyorum

örneğin nerde bu pozitronlar

biz elektron temelli bir evrende yaşadığımıza göre pozitron temelli başka evrenler olamaz mı

ters yüklü parçacıkların

birbirlerini nötralize etmemeleri için yapılması gereken

birbirleri ile etkileşemeyecek mesafelere uzaklaştırılması olabilir

Bozonlar için aynı durum söz konusu değil.. Bozon sayısı sınırlı değil.

Örneğin fotonlar da bozon olup elektromanyetik kuvveti iletirler.

Pozitronlar bizim evrende de var.

Hatta bilim onları kullanan cihazlara sahip.

PET scan onlardan biri. Pozitronlardan yararlanarak organ ve dokuların işlevleri inceleniyor, bozuklukları gösteriliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında benim kopyalamayı yanlış yorumlamamdan dolayı, burada tartışma farklı bir yöne doğru ilerlemiş.

Ben kopyalamayı maddeyi bir yerden başka bir yere nakletmek olarak yorumlamışım. Bu mümkün elbette ama evrende yeni madde sentez edilemez.

Eğer kopyalamaktan kasıt bir maddenin aynısını sentez etmekse bu mümkün değil. Sadece onu pür enerjiye çevirip bir yerden diğer bir yere nakletmek mümkün.

Evrende fermion sayısı başlangıçtan beri ne ise o.. Ne artar, ne de azalır. Ama şekil değiştirebilir. Bir parçacıktan başka barçacıklar oluşturulabilir.

Ona kopyalama denmemesi lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

uzun süredir araştırdığım ve hala araştırmaya devam ettiğim "Kuantum Işınlama" konunun cevabı oluyor...

nedir bu "Kuantum Işınlama" derseniz ;

maddenin, kendisinin bir başka hali olan enerjiye dönüştürülerek uzay-zamanda hareket ettirilmesine diyoruz...

peki kopyalamayla ne alakası var diyorsanız ;

foton çiftleri ile maddenin atomları kodlanıp diğer merkezdeki fotonlara gönderilir. Kodlar diğer merkezde işlenip, diğer merkezdeki aynı tip atomlar birleştirilir ve aynı madde elde edilir. Bu şekilde madde taşınması veya elektronik olarak madde kopyalanması yapılabiliyor...

peki bu teknoloji ile neler yapabiliriz derseniz ;

kuantum ışınlama sadece ulaşım ve haberleşme alanında değil, tıbbi ve askeri alanda da yeni gelişmelere yol açacak. Tıpta "sanal tıp" dönemi başlayacak. Her organın kodları kopyalanıp saklanacak, ileride olası bir hastalık veya kaza sonucu organın zarar görmesi durumunda bu kodlar kullanılarak organ eski haline getirilerek tedavi edilecek.

ayrıca çinli bilim adamları 16 km lik ışınlama rekorunu 81 km ye çıkardılar :) yakın zamanda uygulamaya geçeceğini düşünüyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslına bakarsan konumuzla pek alakalı değil. Konumuz elektronik kopyalama veya transportasyon değil. Konumuz maddeyi direk kopyalama.

Zamanında kesmişsin yazını, bir iki satır daha takılsan büyüteçle okumak zorunda kalacaktım :)

Gönder bakalım şu çinli amcanın çılgın deneyiyle ilgili makale, yazı, video vs.

uzun süredir araştırdığım ve hala araştırmaya devam ettiğim "Kuantum Işınlama" konunun cevabı oluyor...

nedir bu "Kuantum Işınlama" derseniz ;

maddenin, kendisinin bir başka hali olan enerjiye dönüştürülerek uzay-zamanda hareket ettirilmesine diyoruz...

peki kopyalamayla ne alakası var diyorsanız ;

foton çiftleri ile maddenin atomları kodlanıp diğer merkezdeki fotonlara gönderilir. Kodlar diğer merkezde işlenip, diğer merkezdeki aynı tip atomlar birleştirilir ve aynı madde elde edilir. Bu şekilde madde taşınması veya elektronik olarak madde kopyalanması yapılabiliyor...

peki bu teknoloji ile neler yapabiliriz derseniz ;

kuantum ışınlama sadece ulaşım ve haberleşme alanında değil, tıbbi ve askeri alanda da yeni gelişmelere yol açacak. Tıpta "sanal tıp" dönemi başlayacak. Her organın kodları kopyalanıp saklanacak, ileride olası bir hastalık veya kaza sonucu organın zarar görmesi durumunda bu kodlar kullanılarak organ eski haline getirilerek tedavi edilecek.

ayrıca çinli bilim adamları 16 km lik ışınlama rekorunu 81 km ye çıkardılar :) yakın zamanda uygulamaya geçeceğini düşünüyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslına bakarsan konumuzla pek alakalı değil. Konumuz elektronik kopyalama veya transportasyon değil. Konumuz maddeyi direk kopyalama.

Zamanında kesmişsin yazını, bir iki satır daha takılsan büyüteçle okumak zorunda kalacaktım :)

Gönder bakalım şu çinli amcanın çılgın deneyiyle ilgili makale, yazı, video vs.

:D

O iletiyi ciddiye mi aldın sen yav?

İletinin ilk cümlesini okuyunca peşinden neler geleceğini tahmin etmiştim.

Hani masallarda bir dev vardır, bir dudağı yerde, bir dudağı gökte. Tek bir adımda 7 dağ aşar...

Tıpkı o devin 7 dağ aşması gibi bir ileti yazmış. Eh ne de olsa küçük adımlarla dağa çıkıp dağdan inmek epeyce zahmetli bir iş. Bazan quantum entanglement madde kopyalamak zannedilse de... Olur öyle vakalar. Önemli olan bir adımla 7 dağ aşarak hedefe daha çabuk varmak(!). :D

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimse cevap vermemiş...

Benim aklımda iki örnek var.

Birini bilemeyebilrsiniz. Tıpla ilgili..

Diğerini bilmeniz lazım. Çünkü fizikle ilgili.

Sonuç olarak sistemin (Daha doğrusu dünyanın) ağırlığını artırmıyorsa bu proses, kopyalama işlemi değildir.

Tıpla ilgili olan Hemeostatic Balance of the body mi hacı?

Fizikle ilgili olanı çıkaramadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sonuç olarak sistemin (Daha doğrusu dünyanın) ağırlığını artırmıyorsa bu proses, kopyalama işlemi değildir.

Tıpla ilgili olan Hemeostatic Balance of the body mi hacı?

Fizikle ilgili olanı çıkaramadım.

Dünyanın ağırlığı artmıyor.. Yani yeni bir madde eklenmiyor.

Eğer böyle bir koşul varsa cevabı negatif.. Yani mümkün değil.

Ama böyle bir koşul yoksa olumlu ve ilginç bir cevabı var.

Homeostatik balance doğru değil. Aslında o madde ile direkt ilgili değil.

Bir otomobilin ağırlık merkezi gibi, soyut bir kavram.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yeni bir madde kopyalanmaz. Bunu biliyoruz.

Ama kopyalama süreci mutlaka yeni bir maddenin ortaya çıkması demek midir?

Mevcut maddelerden biri diğerini kopyalasa olur mu?

Olmaz hacı .. Zeus günah yazar :)

Evet, elbette olur. Ama bu fikir, bu konunun açılış amacını tamamen değiştirir. Madde kopyalama işlemi, eldeki mevcut maddeler kullanarak elbette yapılabilir, mümkündür. (Zira maddesine bağlıdır)

Hayırlısı olsun be hacı abi :D Öyle bir şansın olsaydı neyi kopyalamak isterdin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...