Jump to content

REDDİYE


Recommended Posts

Çetin Altan Osmanlıyı iyi özetlemiş.

A. Sami Başaran: Osmanlı imparatorluğunun kuruluş ideolo­jisi hakkındaki düşünceleriniz…

Çetin Altan: Osmanlı’nın kuruluş tarihi net belli değil ki. Bir belgeye dayanmıyor ki. Ayrıca Osmanlı’nın ideolojisi falan yok. Osmanlı tarihi, üstünde çok inceleyerek çalışılmış, işlenmiş, bir ta­rih değil ki. Hep ya­bancı kaynaklardan yararlanmışız. Hiç kimsenin can güvenliğinin bu­lunmadığı büyük bir imparatorluk. Ne hünkâ­rın, ne şehzadelerin ne de vezir-i âzamların can güvenliği var. Hangi yönden bakarsanız bakın, anlamsız ölümler karşınıza çıkar. Üstelik padişahların hemen hepsi güçlü bir ozan. Anlamak zor. Yani Osmanlı devleti hiç yoktan varolmuş bir devlet. Öyle sade­ce egemenlik falan el değiştirmiş değil. Yoktan ortaya çıkmış bir devlet. Osmanlı’nın dünya tarihi içindeki yerini belirlememiz, fakat kaprisler­den, komplekslerden uzak bir şekilde belirlememiz, tarihsel bilincin ob­jektif olarak gelişmesi için şarttır. Aynı zamanda öyle çok eski bir tarihimiz de yok. Çok yeni bir toplu­muz. Tarihimiz de çok yeni. Öyle ilk bakışta olumsuz gibi, ama bu bize bir dinamizm veriyor. Osmanlı tarihini çok eski görmemek lazım.

A. Sami Başaran: Osmanlı Şeriat devleti miydi?

Çetin Altan: Hayır ne şeriatı... Şeriat devletinde adam öldürülür mü? Hem de iki yaşındaki çocuklar. Olur mu öyle şey?

A. Sami Başaran: Bir dergideki röportajda İlber Ortaylı sizin “otuz altı padişahtan on dördü devrilmiştir.” sözünüze verdiği cevapta; “… Adam seçimle gelmemiş ki devrildiği için üzülüyorsun!.. 1960’ta bir hükümetin devrilmesine alkış tutan insanlar, bugün tarih yorumluyor! 1960 ayıp bir şeydir, 1972’de ayıp bir şeydir…” şeklinde yanıt veriyor.

Çetin Altan: Ben solcuyum, soldan gelen her şeyi savunurum. 1982 Anayasası ile 1960 Anayasasını karşılaştırın.

A. Sami Başaran: Kardeş katli konusunda değişik düşüncelere sa­hip­siniz. Fakat bazı kimselerin, bunu belgesiz bir iddia olarak değer­lendirmesiyle birlikte, bazıları da varlığını doğrulamakla birlikte, kargaşayı ve saltanat kavgasını önlemek için uygulanabileceğini, hatta Fatih Kanunnamesi’nde de ancak belli şart­larda caiz olacağının belir­tildiği görüşüne dayanarak kendi fikirlerini savunuyorlar.

Çetin Altan: Değişik düşüncem falan yok. İnsan insanı öldür­düğü zaman ben buna karşıyım kardeşim. Ben hukukçuyum. Bir kere Ekber Evlat’tır diğer bütün dini etkilerde, soylu, büyük evlat yönetime geçer. Burada kim kimi öldürürse yönetime geçer. Fatih, niye 19 yaşındayken iki yaşındaki kardeşini öldürdü? O zaman daha çıkar­mamıştı fermanı. Kendisi tahta çıkar çıkmaz. II. Murat öldüğü vakit Edirne’de iki yaşındaydı kardeşi Ahmet. Onu boğdurdu bera­ber cenaze­sini gönderdi babasıyla. İki yaşındaki çocuk mu onun önüne geçecekti yani? I. Murat’tır ilk oğlunu öldüren, Savcı Bey’i. Osman Bey de amca­sını öldürmüştür, Dündar Bey’i. Yani düzen olsun diye mi öldürüyor­lardı bunları? Siyaset kavgasında kardeşi dahi gözü görmüyor. Ne hırstır bu? Ne olacak yani padişah olmak çok mu önemliydi? Gutenberg olmak da önemlidir. Niye ille de padişah olmak çok önemli diye sunuluyor. Sanki çok yararı doku­nuyor yönetilenlere gibi. Bir de yönetilenlere sor­mak lazım. Bakalım çok memnun muydular o yönetimden çok mem­nundular da o za­man niye baş kaldırıyorlardı ikide bir?

A. Sami Başaran: Osmanlı padişahları hakkındaki düşünceler... Fa­tih’in Hıristiyan olması, harem, içki vs. Ne düşünüyorsunuz?

Çetin Altan: Osmanlı’yla övünen bir adamın bu dünyada yaşama hakkı yoktur. Tarihle övünmez insanlar. Artı getiren insanlarla övünür­ler. O da bilim alanında olur. Siyasetle övünülmez hayatta. Bilim tari­hiyle, sanat tarihiyle övünülür. İnsanlığın ortak malıdır bunlar. Siyaset tarihi insanlığın ortak malı değildir. Anlatabiliyor mu­yum? Siyaset tari­hiyle övünülmez. Medeni bir adam kalkar da siya­set tarihiyle övünür mü ya? Bilim tarihi bütün insanlığın parçasıdır. Hayatını kolaylaştırmak için Edison’undan, Galile’sinden Kopernik’ine kadar insanlığın yaşamını güzelleştirme çabalarıdır bunlar. Siyasi tarih nedir? Yöneticiler var. Yö­netilenlerin tarihini kimse yazıyor mu? Niye yöneticilerle övünecek yö­netilen bir adam? Ne anlama geliyor bu? Gayet saçma ama... Siyaset ta­rihi ile övünülmez. Siyasi tarihler olsa olsa yönetimlerin nereden nereye geldiğinin bir kriterini ortaya koyduğu için ilginç olabilir. Yöneten yönetilen kalmadığı bir döneme geçiyor artık yeryüzü. Yönetenler daha avan­tajlıdır, yöneti­lenler değildir. Adam bizi daha iyi yönetir. Niye daha iyi yönetecek başka bir adam. Aynı dönemde yaşıyorsun. Nereden belli ki beni daha iyi yöneteceği. Kendi söylüyor. Bunun tarihi olur mu Allan aşkına? Bunu tespit etmek için nereden nereyi görüyor insanlık, o açıdan ilginç olabilir. Ama övünülmek hikâyesi değildir bu. İnsan siyasi tarihle övünmez. Bi­rileri kalkacak yirmi beş bin gün yaşayan insanlar kendilerini hiç ilgilen­dirmeyen dönemlerin yöneti­ci insanlarıyla övünmeye kalkacak kadar salak ise bunun bir başka amacı olması gerekir. Değil mi? O zaman amacı görmek gerekir. Niye bunları övündürmeye çalışıyorsunuz diye? Böyle bilim olmaz. Çünkü eğer senin silah teknolojin kök aşama yapa­madıysa, köylü taburlara dayanıyorsa, köylü taburlarını daha öncekiler kahramandı diye koşullandırman gerekir. Buna hakkın var mıdır? Ola­maz... Demek ki dünden başlamak gerekiyor. Ben monarşileri sevmem. Ben Cumhuriyetçiyim, anlatabildim mi? Bizde, Cumhuriyet dönemi, monarşi dönemlerinin egemenler despotlu­ğundan kendini kurtaramadı. Ankara’da devleti yönetecek kadrolar Osmanlı’dan taşındı. Onlar da eskiden bildiklerini yeniden okumaya ko­yulmuştu diyordu, Yakup Kadri. İmparatorlukların olumlu yönü yoktur. Sadece yönetenler için vardır.

A. Sami Başaran: Osmanlı’nın olumlu yönü yok mu diyorsunuz?

Çetin Altan: Yoktur.

Trenci, bak yukarıdaki iletiyi iyi oku. Senin gibi Osmanlı hayranlarına gereken cevap burada var

Link to post
Sitelerde Paylaş

katalan sen çetin altanın bu yazısını savunuyormusun. belli ki savunuyorsun, o zaman şu yalanları da savunuyorsun:

1. >>> Ayrıca Osmanlı’nın ideolojisi falan yok.

Allah Allah bir devlet ideolojisi olmadan altı buçuk asır yaşamış desene.üstelik de yüzyıllarca süper güç olarak.bir insan ancak bu kadar osmanlıya kin duyabilir.

osmanlının amacı, ideolojisi, gayesi, artık ne dersen de: İlayı Kelimetullah' dır. belli ki baya cahil adamları okuyorsun, bunu biraz araştırda öğren katalan.

buradan başlayabilirsin: http://www.hakikat.com/dergi/148/bsyz14804.html

2. >>>Hiç kimsenin can güvenliğinin bu­lunmadığı büyük bir imparatorluk.

hiç kimsenin can güvenliği yokmuş, Allah Allah.çok enteresan. iyi oku katalan:

Osmanlı İmparatorluğunun başkentini, İstanbul’u betimleyen Fransa’nın İstanbul büyükelçisi; “Geceleri sokakları elinde bir sopa ve bir fenerle tek başına gezen bir bekçi kontrol etmektedir. Bu görev, Paris’te bir birliğin başında devriye gezen kumandan tarafından bu kadar iyi yapılamamaktadır” demektedir. Bu anlatıma ek olarak Thevent isimli seyyah; “Milyonluk İstanbul şehrinde son dört yılda dört öldürme vakası olmadı. Değerli mallarla ağzına kadar dolu kervansaraylar, tek bir bekçi tarafından korunmaktadır” diyerek, sosyal konumunun yanında asayiş ve güvenliğinin mükemmelliği hakkında da bilgiler sunmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğunu bir başka açıdan anlatan Sör James Porter; “Benim anlayabildiğim İmparatorluk dar bölgelere bölünmüş ve o bölgedeki bütün asayiş sorumluluğu tek kişinin üzerine verilmiştir. Bir de adalet çok süratli tatbik edilmektedir ve suçun cezasız kalabilme ümidi yoktur. En küçük vakada İstanbul’dan müfettiş gelmekte, üstelik bütün masraflarını olay çıkaran kasaba veya şehir halkından almaktadır. Mütevazı halk tabakaları cezadan çok ürkmektedir ve cezaya mucip bir iş yapmaktan çok korkmaktadırlar” sözleriyle İmparatorluğun asayiş ve güvenlik konusuna verdiği önemi hayranlıkla ifade etmektedir.

bunun gibi daha bir sürü vesika var katalan, ben demiyorum avrupalı diyor.

ayrıca bakınız: http://www.geldik.com/osmanli-imparatorlugu/47510-osmanli-imparatorlugu-doneminde-suc-ve-suclulugun-kontrolu.html

3. >>>Üstelik padişahların hemen hepsi güçlü bir ozan.

divan sairine ozan diyor katalan.

4. >>>Yani Osmanlı devleti hiç yoktan varolmuş bir devlet.

ben böyle sallama bir ifade görmedim.hiç yoktan var olmuş osmanlı. be adam ötekileri katmıyorsun, bari selçukluyu baz al be.yuh diyorum başka bişey demiyorum.

bir kere zaten osmanlıları söğüte kim getirdi: ertuğrul gazi.ertuğrul gaziye kim toprak gösterdi: anadolu selçuklu hükümdarı 1. Alaadddin Keykubad.

ayrıca bakınız: http://www.mostar.com.tr/Detay.aspx?YaziID=66

5. >>>Aynı zamanda öyle çok eski bir tarihimiz de yok. Çok yeni bir toplu­muz. Tarihimiz de çok yeni.

bunu türk milletine yapılmış bir hakaret sayıyorum, tarihimiz çok yeniymiş.

herkes şunda hem fikir ki; bu tarihten türkleri çıkar, tarih diye bişey kalmaz.

kınıyoruz.

6. >>>A. Sami Başaran: Osmanlı Şeriat devleti miydi?

Çetin Altan: Hayır ne şeriatı... Şeriat devletinde adam öldürülür mü?

katalan bu adam ne diyor Allah aşkına. şeriat da adam öldürülür müymüş diyor ya, şeriatta kısas farz be.böyle cahillik yok, nerden buldun bunu.

7. >>>Ben solcuyum, soldan gelen her şeyi savunurum.

kayıt şart yok, soldan gelsin yeter, bigün buna sağdan iyi çakacaklar ama neyse. böyle diyen bir adamdan objektiflik bekleyebilir misiniz.

8. >>>Değişik düşüncem falan yok. İnsan insanı öldür­düğü zaman ben buna karşıyım kardeşim.

adam kendiyle çelişiyor ya. daha demin ben solcuyum soldan gelen herşeyi savunurum diyordu, şimdi insan insanı öldürüyorsa karşıyım diyor. o zaman dersime uçaklarla çoluk çocuk demeden bomba yağdıran sol zihniyeti nasıl savunacaksın, ya istiklal mahkemeleri, savunması sonradan dinlenmek üzere darağacına gönderilenleri..geri zekalı, ne dediğinden haberi yok.

ayrıca bakınız: http://hakaretyokhakikatvar.wordpress.com/2012/09/12/dersimdeki-cocuk-katliaminin-belgeleri/

9. >>>Bir kere Ekber Evlat’tır diğer bütün dini etkilerde, soylu, büyük evlat yönetime geçer.

yanlış, ekber evlat 1. Ahmed zamanında gelmiştir.1603. osmanlı kuruluş 1299. bu adamın daha tarihten haberi yok.

10. >>>Fatih, niye 19 yaşındayken iki yaşındaki kardeşini öldürdü? O zaman daha çıkar­mamıştı fermanı. Kendisi tahta çıkar çıkmaz. II. Murat öldüğü vakit Edirne’de iki yaşındaydı kardeşi Ahmet. Onu boğdurdu bera­ber cenaze­sini gönderdi babasıyla.

ne has etmiş, ne has etmiş.

11. >>>İki yaşındaki çocuk mu onun önüne geçecekti yani?

ah benim tarihten nasibini almamış evladım, o çocuklar üzerinde ne entrikalar dönüyordu bir bilsen. ufacık bir cemiyette bile entrikalar takla atarken, koskoca devlette neler döner siz düşünün.bunları araştırın bana hak vereceksiniz.

12. >>>Siyaset kavgasında kardeşi dahi gözü görmüyor. Ne hırstır bu? Ne olacak yani padişah olmak çok mu önemliydi?

yavuz sultan selim tahta geçince, kardeşi korkut önce onu tanıdı. tekrar sancağı yavuz tarafından ona verildi ve o da sancağına döndü.bakın isyan tehlikesi yoksa öldürme yok, buraya dikkat: Yavuz Sultan Selim, ağabeyinin fikrini öğrenmek için, bâzı devlet adamlarının ağzından pâdişâh olmasını arzu eder tarzda mektuplar yazdırdı. Şehzâde Korkut’un, mektuplara müspet cevaplar verdi, yani isyan tehlikesi doğmuş oldu. Manisa kuşatıldı. ve korkut bertaraf edildi.

Yavuz, malum ve meşhur celadetine rağmen, aynı zamanda çok hassas ve ince ruhlu bir insandı. Devletin bekası için bertaraf etmeye mecbur kaldığı kardeşi Korkut'un tabutunun altına girdi ve "Ey kardeşim! Ne sen böyle yapsa idin, ne de ben böyle yapmak mecburiyetinde kalsaydım!" diyerek ağladı.

Vay be kardeşini hiç de gözü görmüyormuş. öldürünce bayram yapmış nasıl olsa, yukarıdaki röportajı okursanız öyle bir psikoz oluşuyor.

Şehzade Korkut'un Piyale adındaki sadık adamına "Seni, büyük bir fazilet olan sadakatin sebebiyle, afvediyorum! Bu sadakatinin mükafatı olarak da seni istediğin makama tayin edeyim. İstersen vezirim ol!" teklifinde bulundu. Piyale de teşekkür etti ve sadakatini katmerleyerek "Sultânım, bundan sonra benim vazîfem Şehzade Korkut'un türbedarı olmaktır!" dedi.

pekala korkut öldürülmeseydi ne olurdu, isyan ederdi, zaten ordusu var, çünkü sancak beyi. adam isyan eder haberi 15 sonra gelir.

iki ordu hiç yoktan birbirini yer, binlerce insan telef olur. devlet duraklar, itibar azalır. daha neler neler. bunların hepsi bir tek şehzade için olur. lütfen vicdanınızın sesine kulak verin.

bunun örnekleri var:

bakınız. cem sultan olayı.

burdan tekrar söylüyorum, 500 sene önceyi, cumhuriyet kafasıyla yorumlayamazsınız, bu tarih biliminin temel taşlarına aykırıdır. yapılan en büyük hata bu.

13. >>>Osmanlı’yla övünen bir adamın bu dünyada yaşama hakkı yoktur. Tarihle övünmez insanlar. Artı getiren insanlarla övünür­ler. O da bilim alanında olur. Siyasetle övünülmez hayatta. Bilim tari­hiyle, sanat tarihiyle övünülür. İnsanlığın ortak malıdır bunlar. Siyaset tarihi insanlığın ortak malı değildir. Anlatabiliyor mu­yum? Siyaset tari­hiyle övünülmez. Medeni bir adam kalkar da siya­set tarihiyle övünür mü ya? Bilim tarihi bütün insanlığın parçasıdır. Hayatını kolaylaştırmak için Edison’undan, Galile’sinden Kopernik’ine kadar insanlığın yaşamını güzelleştirme çabalarıdır bunlar. Siyasi tarih nedir? Yöneticiler var. Yö­netilenlerin tarihini kimse yazıyor mu? Niye yöneticilerle övünecek yö­netilen bir adam? Ne anlama geliyor bu? Gayet saçma ama... Siyaset ta­rihi ile övünülmez.

burda ne anlatmaya çalışıyor biliyormusunuz, osmanlıdan bize kalan o koskoca siyasi tarihi yok etmeye çalışıyor, zaten yazarın da yazının da tek amacı osmanlıyı akıllardan da kalblerden de söküp atmak. ama bunu asla yapamazlar bi iznillah.

işte buna kanıt, hemen sonraki cümlesinde geliyor beyfendiden:

>>>Ben Cumhuriyetçiyim, anlatabildim mi? Bizde, Cumhuriyet dönemi, monarşi dönemlerinin egemenler despotlu­ğundan kendini kurtaramadı. Ankara’da devleti yönetecek kadrolar Osmanlı’dan taşındı.

14.>>>A. Sami Başaran: Osmanlı’nın olumlu yönü yok mu diyorsunuz?

Çetin Altan: Yoktur.

bunu diyen adama söyleyecek laf bulamıyorum.

katalan, Allah aşkına, sen bu yazıyı rezil olmak için mi getirdin, yoksa hiç okumadan mı kopyaladın.

bi de bana ikide bir al trenci iyi oku, deyip duruyor, olum önce bi sen oku, ondan sonra gel.

maymun!.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendini rezil etmek istiyorsan benim için sorun değil.

hanginizin dediğine inanalım?

Uzay,

Bilgi ne zamandır inanç konusu oldu. Buyur tek tek gidelim ve sen düşünceni paylaş. Çatin Altan'ın aşağıdaki sözlerinin hangisine itirazın var?

Çetin Altan: Değişik düşüncem falan yok. İnsan insanı öldür­düğü zaman ben buna karşıyım kardeşim. Ben hukukçuyum. Bir kere Ekber Evlat’tır diğer bütün dini etkilerde, soylu, büyük evlat yönetime geçer. Burada kim kimi öldürürse yönetime geçer. Fatih, niye 19 yaşındayken iki yaşındaki kardeşini öldürdü? O zaman daha çıkar­mamıştı fermanı. Kendisi tahta çıkar çıkmaz. II. Murat öldüğü vakit Edirne’de iki yaşındaydı kardeşi Ahmet. Onu boğdurdu bera­ber cenaze­sini gönderdi babasıyla. İki yaşındaki çocuk mu onun önüne geçecekti yani? I. Murat’tır ilk oğlunu öldüren, Savcı Bey’i. Osman Bey de amca­sını öldürmüştür, Dündar Bey’i. Yani düzen olsun diye mi öldürüyor­lardı bunları? Siyaset kavgasında kardeşi dahi gözü görmüyor. Ne hırstır bu? Ne olacak yani padişah olmak çok mu önemliydi? Gutenberg olmak da önemlidir. Niye ille de padişah olmak çok önemli diye sunuluyor. Sanki çok yararı doku­nuyor yönetilenlere gibi. Bir de yönetilenlere sor­mak lazım. Bakalım çok memnun muydular o yönetimden çok mem­nundular da o za­man niye baş kaldırıyorlardı ikide bir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben katalan ıda tanımam, trenciyide tanımam. Hele çetin altan ı hiç tanımam. O yüzden tarafsız olacam.

Yukardaki yazıda çetin altan benim gibi (sıradan vatandaş gibi) osmanlının eleştilen yönlerini eleştirmiş. Çetin altan bir tarihçi değil. Kendi fikirlerini savunmuş. Kendi okuduğu kitaplara göre yorum yapmış.

Trencide kendi fikrini öne sürmüş. Kendine öğretilenlere göre yorum yapmış. Bunlar o kadarda önemli konular değil aslında. Osmanlı yıkılalı 90 küsür sene oldu.

Lakin heşey iyi olmuşta o maymun lafı kendi karakterini yansıtmış.

Ama benim itirazım, bu avanak devlet niye bize tarihimizi adam akıllı öğretmiyor? Niye tarihimizi solcu bir gazeteciden, dinci hocalar takımından... vs öğrenmek zorunda kalıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ama benim itirazım, bu avanak devlet niye bize tarihimizi adam akıllı öğretmiyor? Niye tarihimizi solcu bir gazeteciden, dinci hocalar takımından... vs öğrenmek zorunda kalıyoruz.

Öğretmiyor o yüzden de görev aydın insana düşüyor. Okuyup araştırmak sonda da derin derin düşünmek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

osmanlı imparatorluktu.. imparatorlukların ne ve nasıl olduğunu bilmeyenler gelip burda saçmalıyor..

İlayı Kelimetullah osmanlı'nın umrunda bile değildi.. osmanlı'nın devlet organizasyonuna, siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerine bakan biri bunu anlar.. ama tarih kitaplarındaki masallara ya da osmanlının kör hayranlarına bakarsa anlayamaz tabi..

padişahların allah muhammed demeleri yani islami söylemler kullanmaları tebaaya yöneliktir.. bir tür birleştirici unsur olarak kullandılar bunu.. hıristiyan batı'ya karşı tebaayı birleştiren bir siyasetti islam..

tarihinde BABAYARO tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

osmanlı imparatorluktu.. imparatorlukların ne ve nasıl olduğunu bilmeyenler gelip burda saçmalıyor..

İlayı Kelimetullah osmanlı'nın umrunda bile değildi.. osmanlı'nın devlet organizasyonuna, siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerine bakan biri bunu anlar.. ama tarih kitaplarındaki masallara ya da osmanlının kör hayranlarına bakarsa anlayamaz tabi..

padişahların allah muhammed demeleri yani islami söylemler kullanmaları tebaaya yöneliktir.. bir tür birleştirici unsur olarak kullandılar bunu.. hıristiyan batı'ya karşı tebaayı birleştiren bir siyasetti islam..

Çok doğru.

Osmanlı'ya katıksız iman edenleri anlamak mümkün değildir.

Onlara göre Osmanlı dünyada emsali görülmemiş adalete sahip, tebaalarına özellikle gayri müslimlere kesinlikle baskı yapmayan, yaptığı zulümler ve katliamlar da devletin suçu asla değil.

Ya asilerin ya da yoldan çıkan yöneticilerin. Sevgi pıtırcığı bir devlet.

Bunlara göre OSmanlı'daki kölelik öyle bir şey ki herkes sıraya giriyor.

Hristiyan ülkeler Osmanlı'ya bizi fethet diye yalvarıyor.

Kafalarında muhayyel bir tarih yaratıyorlar ve ona tapıyorlar.

600 yıla çok uzun diyenler, Osmanlı'dan daha büyük ihtişamlı devlet gelmemiş diyenler Roma imparatorluğunun tarihine baksınlar.

Beğenmedikleri kahpe dedikleri Bizans Osmanlı'dan neredeyse 2 kat daha uzun yaşamıştır. Ki Bizans da Roma imparatorluğudur. Bizans adı sonradan uydurulmuştur.

Roma'nın tesir etmediği devlet yoktur. Osmanlı hatta İslam devletleri dahi Roma devlet organizasyonunu kullanmıştır.

Roma'yı tarihten çıkar ortaya Avrupa ve Ortadoğu namına bir şey kalır mı baksınlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kafalarında muhayyel bir tarih yaratıyorlar ve ona tapıyorlar.

Aynen öyle sevgili Kaşif.

Bu konuda geçmişte ezber bozucu çok yazılar yazdık burada.

Az önce arattırayım dedim, karşıma ilk etapta önceleri başlık olarak açtığım şu iki yazı çıktı:

TÜRK DEĞİL Mİ , MERZİFON'UN EŞEĞİ

Türkiye Cumhuriyeti , çok uluslu Osmanlı'nın batması üzerine kurulmuştur . Bu bağlamda düşünecek olursak , tarih devamlılık arzeder . Şunu asla gözden kaçırmamak gerekir ; Osmanlıyı değerlendirirken , beğensek de beğenmesek de reddi mirasta bulunmak konuyu daha da işin içinden çıkılmaz boyutlara taşıyabilir .

Osmanlı , Türk'ün canı ve kanı ile var olup tarihte hüküm sürdüğünden elbetteki bizim de tarihimizdir , ama onu yorumlarken günahları ve sevablarıyla ele alıp değerlendirmek gerekir ki yeni yanlışlara imza atılmasın , yoksa tarih öğrenmenin bir manası kalmaz . Hele ki Osmanlıcı-Ümmetçi tarihçiler gibi hamasi söylemlerle Osmanlı'nın sadece sevaplarından bahsedip günahlarına gelince üstünü örtüvermek tarih ve bilim namusuyla bağdaşmaz .

Osmanlı devletinin , Selçukluların bir uçbeyi olan Osman Gazi önderliğinde Türkmenlerce kurulup gene onların kanları ve canları pahasına yükseldiği bir gerçektir . Fakat ne acıdır ki bir süre sonra Osmanlı , icat ettiği dönme-devşirmeci sistemler neticesinde Türk'e karşı daima keskin bir kılıç , hatta Türk'ü resmen horlayıcı, aşağılayıcı ve iftira edici bir nankörlük ile adeta Türk'ün baş belası olmuştur . Ki bu iddiam , makalemin devamında bir çok örneklerle fazlasıyla ortaya konulmuştur .

Şuna herkes kanidir ki , ilk kuruluş yıllarındaki ulusal özelliğini hızla yitiren Osmanlı , zamanla dehşet bir kozmopolitliğin içerisinde çırpınmaya başlamış ; Türk'ün kanı , canı , malı ve fedakarlıkları ile yükselirken , yine o Türk'ün kültürünün , dilinin , töresinin ve mutluluğunun üzerinde yüzyıllar boyu hoyratça tepinmiştir .

Osmanlı'ya bir veren yabancı unsurlar , Osmanlı devlet yönetimi ve bünyesinde karşılıklarını fazlasıyla alırken , büyük bir özveride bulunan Türklerin ise aynı oranda karşılık göremedikleri açıktır . Bu bağlamda Türkler , gerek hanedanlık , gerek yönetim gerekse de milli gelirden adaletli bir şekilde pay almada resmen dışlanmış , bir kenara itilmiştir .

Nihayetinde Türk , Osmanlı yönetiminde istenmeyen , kendi öpöz yurdunda garip , hatta aşağılanıp hakaretler edilen bir millet haline gelmiş / getirilmiştir . Ki nasıl olduğu makalenin sonraki satırlarında somut örnekler verilerek açıklanacaktır .

Günümüzün Osmanlıcı-Ümmetçi tarihçilerinin bizlere sanki PKK terörüymüş gibi anlattığı o Celali İsyanları bile dikkatle incelendiğinde , Osmanlı hanedanı , Enderun ve Yeniçeri eliyle her şeyi resmen ellerinden alınarak kendisine sadece bir lokma ve bir hırka layık görülen Türk'ün , şahsiyet ve kimlik mücadelesi verdiğini görürüz . Bunun nasıl olduğu aşağıdaki şiirde de görülebilir :

Şalvarı şaltak Osmanlı

Eyeri kaltak Osmanlı

Ekmede yok , biçmede yok

Yemede ortak Osmanlı

Elbetteki amacım , burada bir de Celali İsyanları'nı anlatarak konuyu dağıtmak değil . Diğer iddialarımı biraz daha somutlaştırmak , sanırım konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır .

***

Osmanlı , Türk'ü devlet işlerinden dışlama işine neredeyse daha işin başında sayılabilecek bir tarihte , 1363 yılında Yeniçeri Ocağı'nı kurmakla başlamıştır .

Daha önceki makalelerimde de belirttim aslında ; tamamı dönme ve devşirmelerden oluşan Yeniçeri Ocağı gerçekte bir savaş ordusu değil , savaşta ve barışta padişahı ve sarayı korumakla mükellef özel bir ordudur .

Türk'e asla güvenip de Yeniçeri Ocağı'na almayan Osmanoğulları , savaşta elde edilen ganimetler ( para , altın , kadın , kız , çocuk vs . ) söz konusu olduğunda bu Ocağı fazlasıyla , ki çoğu zaman da haksızca yararlandırmıştır . Oysa ki zaferle netilecenen savaşları kazanan Türkler'in ta kendileridir .

Fakat bu Yeniçeri Ocağı elde ettiği bu ayrıcalıklı konumu ile de yetinmemiş , devamlı kazan kaldırarak padişahtan ve yönetimden yeni haklar koparmış , hatta öyle ki duraklama ve gerileme döneminde yönetime bile resmen ortak olmaya başlamıştır . Bunun en bariz örneği , bazı padişahları tahttan indirip bazılarını da tahta geçiren , hatta bazı padişahların da kanına bile giren tarihe mal olmuş yüzlerce Yeniçeri ayaklanmasıdır .

Padişah analarını önceki makalelerimizde anlatmıştık . Damarlarında dolaşan kanı gittikçe zenginleşen Osmanlı padişahları , daldıkları işret ve şehvet düşkünlüğü sonucu zamanla devlet yönetimi işini de tamamı yabancılardan oluşan Enderun'a bırakmışlar , haliyle de buradan çıkan Osmanlı devlet adamları eliyle Türkler , karın tokluğuna çalışan ve çağrıldığında kuzu kuzu savaşa gönderilen , bundan başka bir şeyden de anlamayan cahil , geri bir millet olarak telaffuz edilmeye başlanmıştır .

Tamamen Türk'ün insafı ile ekmeğini yiyerek semizleşen bütün bu tamamı dönme devşirme takımı , kılıcını ilk olarak Türk'ün üstünde sallamaya başlamakta hiç gecikmemiş , istismarında ustalaştığı İslam'ı da alet ederek padişahıyla , veziriyle , Sadrıazamıyla , tarihçisiyle, edebiyatçısıyla kimi zaman "zındık" , kimi zaman da "kafirden de öte"olarak nitelendirdiği Türk'e hep zulmetmiş , hep aşağılamışlar ; sadece kılıçlarını değil , kalemlerini de Türk'e karşı hep keskin tutmuşlardır .

Burada bir şeyin daha ısrarla altını çizmek istiyorum ; Osmanlı sarayında yetişmiş , ki çoğunluğu yabancı kökenli ve saray beslemesi olan Osmanlı tarihçilerinin yazdığı tarih , her türlü objektiflikten uzak olup kesinlikle ve kati surette hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur .

Bu devşirme güruhunun yazdığı tarihe tarih diyebilmek için adına tarih denilen bilim dalından habersiz olmak gerekir . Saray beslemesi bu tarihçilerin , bir taraftan en beceriksiz padişahları bile büyük bir tarafgirlikle bizlere yağlayıp ballayarak anlatmasını , diğer taraftan ise Türk'ün zararına padişahın işlediği her türlü cinayet , eylem ve davranışlarını övmesini bilimin hangi dalına sığdırabilirsiniz ?

Hakeza , sarayı dolduran dönme-devşirme şairler ise hepten küstahlaşarak Türk'e adeta kin kusan şiirler yazmışlardır . Ki böylelikle padişahları bile etkileyip gözüne girdikleri , damarlarındaki kanı iyice dejenere olmuş padişahların kararlarına etki ettiklerini dahi düşünmek yanlış olmayacaktır .

Makaleme , sarayı dolduran işte bu beslemelerin Türk üzerine saçtıkları hezeyanlarının en bariz örnekleri ile son vermek istiyorum :

Aşağıda , bakınız saray beslemesi Osmanlı tarihçisi Naima yazdığı kitaplarda Türklere nasıl iltifat ediyor !

Türk-bed lika (çirkin yüzlü Türk )

Etrak-ı bi idrak (anlayışsız , akılsız Türk )

Nadan Türk (kaba , cahil Türk )

Ermenilere gelince 'millet-i sadıka' , Araplara 'kavm-i necip' denirken , biz Türklere de 'Kaba Türk' , 'Anlayışsız Türkler' , 'Pis Türkler' gibi sıfatlar takılıyordu .

Öyle ya ; sen tut Enderun'a Türkler hariç 72 buçuk milletin veletlerini doldur , onları bir güzel yetiştir , Türk'ü de cehalet çukuruna at , sonra da 'anlayışı kıt Türk' , 'cahil Türk' diye aşağıla !

***

Şunun bir kez daha altını çizmek isterim ki , Osmanlı yönetiminde Türk?e yaklaşım korkunç derecede aşağılayıcıdır , ki o günlerden kalan aşağıdaki şiir bu yaklaşımın en bariz göstergesi değil midir ?

Türk değil mi, Merzifon'un eşeği

Eşek değil , köpekten de aşağı

Osmanlıcı-Ümmetçi tarihçilerin göklere çıkardığı koca Yavuz Sultan Selim de , öz be öz Türk İran hükümdarı Şah İsmail'e yazdığı mektupta Türklere olan bakış açısını fazla gizleyememiştir :

"... ben Sultan Beyazıt oğlu Sultan Selim, sen ki ey eşek Türk ..."

Ee , ne de olsa aşağıda kendilerinden alıntı yaptığım saray beslemesi dönme-devşirme şairlerle düşüp kalkmaktadır koca imparator Yavuz .

O da tıpkı babası Bayezit'in yolundan gidiyor .

Nasıl mı ?

II. Bayezit'in , ince ruhundan (!) dökülen şiirinden iki satır :

''Değeme idrak ne bilsin gam-ı aşkı Adli

Sırr-ı aşkı anlamaya hallice idrak gerek.''

(Türkler ne anlar aşktan Adli /

Aşkın sırrını anlamaya epeyce akıl gerek)

***

Osmanlı şairi Baki ise şöyle diyor :

''Her taç olmaz Fahr-u fena ehline sertaç

Türk ehlinün ey hace biraz başı kabadır.''

( Türkçe manası : Ey Hoca ; Türk toplumundan olanın başı kabadır . Her taç yoksulluk ve yokluk ehline baş tacı olamaz . Türk , sultan olma yeteneğinden yoksundur . )

***

Baki öyle der de bir diğer saray beslemesi Osmanlı şairi Nef'i ondan geri kalır mı ?

''Türk'e Hak Çeşme-i irfanı haram itmiştir .''

(Tanrı , Türk'e irfan pınarını yasaklamıştır . )

***

Padişahın katip ve şairi Hafız Hamdi Çelebi ise Türk'e kin kusan hakaret işini iyice doruğuna ulaştırmıştır :

Devr-i daldan beri şahım eflak

Zem olur alem içinde etrak

Vermemiş Türk'e hüda hiç idrak

Aklı evvel de olursa bi bak

Uktülü't Türke velev kane ebak

(Önceden beri benim şahım Tanrı'dır/

Bilirim küllüm dünyada kötülenir Türkler/

Tanrı Türk'e hiç bilinç vermemiştir/

Hele bir de ukala olursa tümden pis olurlar/

Baban da olsa Türk'ü öldür .)

Dedi ol kan-i kerem Şah-ı celal / Türk'ü katleyleyiniz kanı helal

Daim oldu bunların işi dalal / Cümlesinden bunu ahzeyle misal

Uktülü't Türk'e velev kane ebak

(Eğer Türk ilimde deniz olsa / müftü olup fetva verse /

Asla bunlarla ilişkiye geçme/ Bu sözler tüm insanlara söylenmiş özel sözlerdir /

Baban da olsa Türk'ü öldür . )

Türkü zannetme kim ola adem

Türk ile durma olur mu bir dem

Şeker alsa eline Türk ola sem

Şerri edraki kesup hiç yeme gam

Uktülü't Türk'e velev kane ebak

(Sakın Türk'ü insan sanma /

Bir an bile olsa Türk'le birlikte olma/

Türk eline şeker alsa, o şeker zehir olur /

Türk'ün başını keserken sakın gam yeme/

Baban da olsa Türk'ü öldür .)

Ey Kadimi Türk'e hiç olma yakın

Sözleri olur ise dürrü senin

Zinhar, olma sakın Türk'e yakın

Kes başın, kanını dök , çekme gamın

Uktülü't Türk'e velev kane ebak .

(Kadimi ; sen sakın Türk'e yakın olma /

Sözleri inciden pahalı bile olsa /

Sakın Türk'e yakın olma /

Türk'ün başını kes, kanını dök, asla üzülme /

Baban da olsa Türk'ü öldür. )

Yakup

Tarih insanlığın ortak malıdır .

Yaşanmıştır ve günahlarıyla sevaplarıyla değerlendirilmek zorundadır , yoksa ne tarih öğrenmenin ne de tarih öğretmenin kıymet-i harbiyesi yoktur . Eğer ki tarih bir bilim dalı ise ve bu dalla uğraşanlar da bunu böyle değerlendiriyorlarsa objektif olmak zorundadırlar . Aksi takdirde , belki bu bilim dalına helal gelmeyecektir ancak , tarihi konuları taraflı yorumlayanların bilim adamlıklarına fevkalede helal gelecektir .

Ne yazık ki ülkemizde tarihi konular çoğu zaman ideolojilere kurban edilmekte , bu konulara ilgisi olup araştırma yapan insanlar çoğu zaman iki arada bir derede kalıp el yordamıyla gerçekleri aramak durumunda bırakılmaktadırlar .

Bu durum Osmanlı tarihi için de geçerlidir . Bir bakıyorsunuz , tarihçilerin bir kısmı Osmanlı'yı göklere çıkarıp sadece sevaplarına değinirken , diğer kısmı da sadece günahlarını sıralamaktadırlar .

Ülkemizdeki siyasi kutuplaşma , maalesef kollarını tarihe de uzatmıştır . Öyle ki tarihçi diye bildiğimiz bazı kimseler tarihi gerçekleri tarafsızca dile getirmek yerine , kendi ideolojisine göre hareket etmekte ve sadece o doğrultuda sorumsuzca yazıp çizmekte zerre sakınca görmemektedir .

Mesela , bir kesim II. Abdülhamit'e 'Kızıl Sultan' derken , diğer kesimin de 'Ulu Hakan' diye övmesi gibi .

***

Fazla uzatmadan , makalemi büyük Türk önderi Mustafa Kemal'in Osmanlı hakkındaki özlü sözleri ile bitirmek istiyorum :

- Evet arkadaşlar ; o saraylar ve o sarayların etrafını çeviren hainler asırlarca bu milleti yalnız iki zamanda düşünürlerdi : Biri paraya , diğeri askere muhtaç oldukları zaman . Bir baştan memleketi soyarlar , diğer yandan milletten aldıkları askerle Viyana?yı , Mısır?ı , İran?ı zapt için fütuhata kalkarlardı . Halbuki o milletin fütuhatta hiçbir emeli millisi , arzuyu vicdanisi ve menfaati yoktu . Onların hırsı , onların şan ve şerefi için , bu milletin evlatları bir daha dönmemek üzere onların arkasından sürüklenirlerdi . Sonra onların , saraydaki debdebe ve rahatını temin için paraya ihtiyaçları vardı . Bu parayı milletten sopa ile alırlardı . Bütün bunların neticesi milleti fakre , harabiye , nihayet ölümün kıyısına götürdü . İşte bu tarz idareye padişahlık idaresi denir . Arkadaşlar ; bu idareyi bir daha diriltmemek üzere tarihe gömdük . Bu gün eski idareden büsbütün ayrı yeni bir Türkiye devleti var .

- Kafasını ve vicdanını en ileri gelişme alevleriyle güneşlendirmeye karar vermiş olan bugünün Türk çocukları , biliyor ve bildirecekler ki , onlar 400 çadırlı bir aşiretten değil , on binlerce yıllık , ari , medeni , yüksek bir ırktan gelen yüksek kabiliyetli bir millettir .

- Efendiler ; egemenlik ve saltanat , hiç kimse tarafından , hiç kimseye , bilim gereğidir diye, görüşmeyle tartışmayla verilemez . Egemenlik , saltanat , güçle , erkle zorla alınır . Osmanoğulları 600 yıldan beri zorla Türk Ulusunun egemenlik ve saltanatına el koymuşlardı . Şimdi de Türk Ulusu , bu saldırganlara artık yeter diyerek , ayaklanarak, egemenlik ve saltanatını doğrudan kendi eline almış bulunuyor . Burada toplananlar , Meclis ve herkes doğal görürse, kanımca uygun olur . Yoksa gerçek yine yolu yordamıyla anlatılacaktır. Ama belki birtakım kafalar kesilecektir .

- Şurası memnuniyetle hatırda tutulmalıdır ki, Türk Ulusunun asıl kütlesi Osmanlı'lık vasfını üzerine almamıştır. Gerçekten Anadolu halkı, her zaman, sarayla onun çevresinde toplanmış zümreye Osmanlı demiş ve kendini daima onun dışında tutmuştur .

- Ulus ve ordu , padişah ve Halife'nin hainliğinden haberi olmadığı gibi , o makama ve o makamda oturan kişiye karşı yüzyılların kökleştirdiği din ve gelenek bağlarıyla boyun eğmiş durumda . Halifesiz ve padişahsız kurtuluşun anlamını kavrama yeteneğinden yoksun.

- İtiraf edelim ki , biz üç buçuk yıl öncesine değin bir insan kalabalığı ( sürü halinde ) yaşıyorduk . Bizi istedikleri gibi yönetiyorlardı . Dünya bizi, bizi temsil edenlere göre tanıyordu . Üç buçuk yıldır tamam bir ulus olarak yaşıyoruz . Bunun maddi ve açık tanığı, hükümetimizin biçim ve niteliğidir ki , onu yasa , Büyük Millet Meclisi diye adlandırdı .

- Cahilliklerin, sapkınlıkların anası kişisel saltanattır . 600 yıllık bu uğursuz düzene son verdik.

- Bizim ulusumuz , ulusallığı bilmezliğe gelişinin çok acı cezalarını gördü . Osmanlı İmparatorluğu içindeki türlü kavimler hep ulusal insanlara sarılarak , ulusallık ülküsünün gücüyle kendilerini kurtardılar . Biz ne olduğumuzu , onlardan ayrı ve onlara yabancı bir ulus olduğumuzu sopa ile içlerinden kovulunca anladık . Gücümüzün azaldığı anda bizi aşağıladı , horladılar . Anladık ki , kabahatimiz kendimizi unutmaklığımızmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

uzay avatarımdaki adamı takip et yeter.

Mıstır oğlu değil mi o altlarda gerçi videosunu da paylaşmışsın. Abdülhamide uçarak abdest aldırın değil mi o...

Mıstır oğlu acep cumhur bilir mi ? Yurttaş kavramından haberdar mı? Abdülhamidin bir kulu olarak demokrasi hakkında nasıl görüşleri var gel anlat da bizi aydınlat. Padişahın hanımının elini öpmeye benzemez bu işler. Saray soytarısı anlıyacağın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlıkları konusunun dışına çekip sulandıranları, trollük yapıp her başlığın içine edenleri bizzat nikleriyle birlikte vraporlayınız. Bu kişilere cevap verip onları beslemeyiniz.. Biz her başlığı inceleyemiyoruz, o nedenle sizlerin yardımları gerekiyor...

Şimdi, bu başlıkta söylediğim şeyleri yapan çağrı nikli şahıs forumdan atılıyor. Bundan sonra da başlıkları konusunun dışına çeken benzer şahıslar atılmaya devam edecektir. Tek şart sizin bu kişileri raporlamanızdır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

demokrasi amac değil araçtır, hatta bana ve çoğuna göre bir kandırmacadan ibarettir.

peki sana bir soru, attürk rejimi demokrat mi dir.

Bende "sizin" bir komplo(kandırmaca) olduğunuzu düşünüyorum.

1- Kadın erkek eşitliği ve tek eşliliğin yasallaştırılması kandırmacamıdır?

2- 18 yaşına gelmemiş çocukluk sınırı kandırmacamıdır? 60 yaşında bir adamın 9 yaşında bir kızı yasal olarak alamaması kandırmacamıdır?

3- Üzmez in hapse girmesi kandırmacamıdır?

4- Miras hukuğunda erkek ve kızların eşitlenmesi kandırmacamıdır?

5- Statüsü ne olarsa olsun 18 yaşına gelmiş her bir yurttaşın oylarının eşit olması kandırmacamıdır?

Demokrasiyi bir araç olarak görenlerlerin söyleyecek sözü yazacak düşüncesi olmaz.. Demokrasi harici birçok araca öykünecek ancak demokrasinin nimetlerinden faydalanacaksın ve gelip burda en hafif deyimi ile meramını anlatacaksın. Bu ikiyüzlülüktür. Yalanın üstüne bina ettiğiniz düşünce biçiminizin hangisine inanalım. Yazacağınız her ifade de bu adam yalan söylüyor ve yalancılardan alıntılar yapıyor diye düşünmeyecekmiyiz. Yalan söyleyecek, bukalemun gibi renkden renge gireceksin ve karşında ki insandan tutarlılık bekleyeceksin. Sen yalanına kılıf arayacaksın bizde aa ne güzel söylüyor mu diyeceğiz.

Atatürk konusuna gelince ;

Abdülhamit demokrasinin gereği olan cumhur adına açılmış ve imkanları kısıtlı da olsa seçimli bir meclisi kapatmış demokrasi düşmanı bir asalaktır. Adı üstünde Osmanlıdır ve hanedanın sahip olduğu bir ülkedir. Sen yurttaşlık bağına sahip olmadığın için ne Atatürk sana birşey ifade eder. Nede onun öncülü meşrutiyet. Sen beyinsel kulluğuna devam et.

Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaş sen medeni kanunu, cumhuriyet i demokrasi yi hepsini birbirine katmış sin.

ne alakasi var, üzmezi içeriye atmak la demokrasi nin.o üzmezi kaddafi ye versen oda içeri atar.şimdi libya da demokrasi var diyebiliriz o zaman.

o adami pakistan a versen onu daha feci cezalandırirdi, demek ki pakistan bizden daha demokrat.

ayrıca sen ne dersen de demokrasi bir araçtır, amac değildir, bunu amac olarak kullanrak ortalığa kan kusturan siyonist abd dir.

18 yaşındakilerin oy kullanma si da demokrasi yi göstermez, nitekim esad da seçim yapıyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaş sen medeni kanunu, cumhuriyet i demokrasi yi hepsini birbirine katmış sin.

ne alakasi var, üzmezi içeriye atmak la demokrasi nin.o üzmezi kaddafi ye versen oda içeri atar.şimdi libya da demokrasi var diyebiliriz o zaman.

o adami pakistan a versen onu daha feci cezalandırirdi, demek ki pakistan bizden daha demokrat.

ayrıca sen ne dersen de demokrasi bir araçtır, amac değildir, bunu amac olarak kullanrak ortalığa kan kusturan siyonist abd dir.

18 yaşındakilerin oy kullanma si da demokrasi yi göstermez, nitekim esad da seçim yapıyordu.

Deve misali,

Neyse bir yerlerden başlıyalım.

Saydığım maddelerin ne alakası var konuyla diyorsun.

Cumhuriyet olmadan demokrasi olmaz dememi bekliyorsun. Yemezler :) Bir kere benim bahsettiğim olgu kazanımlardır. Sen Allah adına devletlünün iki dudağı arasında koyun gibi güdülen bir insan olmak isteyebilirsin. Ve sonuç olarak ilgili medeni kanunların senin açından bir anlamı olmayabilir. Zaten senin anlamak gibi bir derdin olmadığı için yasa koyucunun cumhur olması da seni enterese etmez.

Bu çoğrafyanın ilk demokrasi deneyimi olan 1876 meşrutiyetini boğmuş bir soytarıyı övdün. Bende o yoldan gidiyorum. Sen hanedanın bekası için teba ve gayrimüslüm teba nın ne düşündüğünü takarmısın. Yok senin ki pelerinle abdest alacak. Cennet mekan ne oluyor bir açıklayıver de bilelim.

Ben yurttaş kavramından söz ediyorum. Sıradan bir yurttaşın cumhurun reisi olmasından. Bir çobanın reis, bir imamın da ülkeye yön veren biri olmasından. Hanedanın elinden alınan iktidardan bahsediyorum. Kör topal bir demokrasi sürecimiz var. Ve sen kalkmış halkın vekilini seçme hakkını elinden alan bir insana öyküneceksin ve cevabını almayacaksın.

Bu topraklarda Tanzimatla beraber sadece Modernite değil demokrasi sürecide işletilmiştir. Halka zulmeden hangi düzen olarsa olsun devrilmeye mahkumdur. Ve Osmanlıda zulüm düzenidir. Üstüne sifon çekilmiştir. Fuzuli yere rüyalara dalmayın. Osmanlıyı red etmek her demokratın boynunun borcudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kardes sen daha o övdüğün 1877 meclisi hakkında hiçbir şey' bilmiyorsun. eğer bilseydin böyle konuşmazdin.

o meclis dış mihrakların içeriye uzanan kolu gibiydi. meclisteki her azınlık grubun arkasında bir avrupa devleti vardi.

toplam 240 sandalye den sadece 60 70 tanesi türk asilli vekillere aitti.gerisi gayri muslim.

o meclis adaların, trakya nin yunana verilmesini savunan hainlerle doluydu.

ayrıca doğuda bir ermeni prensliği kurulmasi ile ilgili teklifler veren vekiller vardi.

meclis de bunlar tartışılıyordu

cunku o grupların arkasındaki devletler öyle istiyordu.

sen ise o meclisi feshedip devleti rahatlatan adama dua edeceğine soytarı diyorsun.

bu senin demokrasi yi amac olarak görmenden kaynaklanıyor.

nitekim o meclis kapatıldığında prens bismarck şöyle demiştir: eğer bir ülke tek ulustan oluşmuyor sa parlemento yarar yerine zarar verir.

demek ki neymis demokrasi amac değil aracmis

Link to post
Sitelerde Paylaş

trenci,

Sen anlaşılan cumhurdan müslümanları anlamışsın. Senin kafan komploya çalıştığı için osmanlıda ki gayrimüslümlerin de gökten düştüğünü düşünür.

Bismark ????

Kardeş iyimisin sen. Alıntı yaptığın insanla ilgili bir bilgiye sahipmisin. Üstelik bir taraftan ittahat ve terakkiyi milliyetcilikle suçlayıp mason diye yaftalayacaksın. Diğer taraftan bismark gibi alman milliyetciliğinin temelini atan birini örnek olarak göstereceksin.

1- Bulgaristan

2- Romaya

3- Sırbistan

4- Hırvatistan

5- Arnavutluk

6- Ermenistan

ve

7- Türkiye

Bahsettiğin tüm uluslar kendi devletlerini kurmuştur. Ve yine 1877 ye dönersek. Sen tarihe insan merkezli bakmadığın için her kazanımı birer komplo olarak görmeye devam edersin. Bir kere orda sakat ta olsa millet adına bir beyan var. Orda kürsüye çıkan her bir vekil insanı odak almak zorundadır, devlete değil. Osmanlı yıkılacak diye ahaliyi yok mu sayacaz. Vardılar,vurdular ve kurdular.

Not: Sen en iyisimi birde Abdülhabidin II.Wilhelm ve Çar II Aleksandır la ilişkilerini bir gözden geçir. İyi incele bakalım senin ki bu adamlarla neler pişirmiş... Komplocu bakışını birde bu ilişkilerde görelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kardes senin gözünu demokrasi bürümüş. hemde öyle bürümüş ki, devletin yıkılmasina neden olsa bile, meclis dursun diyebiliyorsun.

devlet yıkılıyor devlet, anlatabiliyor muyum, üstelik de meclis yüzüne.

adam çıkıyor meclis de dogunun ermenilere verilmesini savunuyor. böyle bir meclis.

bismarck in sözü olayi çok iyi özetliyor, onun için verdim, yoksa milliyetçiligin cani cehenneme.

sen dua et Abdülhamid e ki o meclisi kapatmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...