Jump to content

Çok Önemli Bir Kitap


Recommended Posts

Bu başlık altında Daron Acemoğlu ve James A. Robinson'un birlikte yazdığı, Why Nations Fail (Ülkeler Neden Başarısızdırlar) adında bir kitabın eleştirisini yapacağız.

Killian Ekonomi profesörü olan Daron Acemoğlu çok sevdiğim bir arkadaşımdır. 2005 yılında MIT'nin John Bates Clark Medal ödülünü kazanmıştır. Şimdiye kadar bu ödülü kazananların 12'si ayrıca Nobel ödülünü de kazanmışlardır. Daron'un Nobel Ekonomi ödülünü alacağına biz arkadaşları kesin gözü ile bakıyoruz.

Acemoğlu ve Robinson bu konuda ilginç bir kuram geliştirmişler ve onu son derece açık, herkesin kolaylıkla anlayabileceği akıcı ve aynı zamanda bilimsel bir şekilde dile getirmişlerdir. Kitap daha şimdiden Siyaset ve Ekonomi dünyalarını sarsmaya başlamıştır.

Kitabın İngilizce baskısını Amazon'dan ısmarlayabilirsiniz. İngilizce bilenlere bu kitabı tereddütsüz ve hararetle tavsiye ediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Büyük kuvvetlerin ve imparatorlukların neden yükselip battığı sorununa Paul Kennedy 1989 yılında yayınladığı, The Rise and Fall of Great Powers kitabı ile cevap vermişti.

677 sayfalık kitabında Kennedy, 1500 ile 2000 yılları arasında ortaya çıkan askeri çatışmalarla ekonomik değişikliklerin büyük kuvvetlerin çökmesindeki rolüne değinmiş ve sorunun ülkelerin kendi içlerine kapanması olduğu şeklinde bir kuram ortaya atmıştı. Kennedy'ye göre kuvvetli askeri gücün nedeni, başarılı ve güçlü bir ekonomidir. Kennedy büyük kuvvetlerin herşeyden önce neden büyük olduklarını yakından incelememiştir. Kennedy ekonomist değildir. Başarılı bir tarihçidir. Acemoğlu ve Robinson aynı konuyu siyaset ve ekonomi bakış açısından değerlendirmiş ve çok ilginç bir sonuca varmışlardır. Bu başlık altında o sonucu tartışacağız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Paul Kennedy'ye göre büyük kuvvetlerde giderek kuvvetlenen askeri güç zamanla ekonomiyi sömürerek drene edecek ve ülke çökecektir.

İspanya, Hollanda, İngiltere, Fransa ve Almanya bu nedenle eski güçlerinden büyük ölçüde kaybetmişlerdir. Osmanlı bu nedenden çökmüştür.

Kitabın yayınlanmasından iki yıl sonra SSCB çökmüştür. Ama ABD ekonomisi askeri harcamalardan etkilenmediği gibi, daha da güçlenmiş ve ABD tek başına bir süper güç olarak varlığını sürdürmektedir. Kennedy'nin teorisinde bir eksiklik var gibi durmaktadır. Teori bütün ülkelerin yükselip alçalmasını ve sonunda çökmesini açıklayamamaktadır.

Acemoğlu ve Robinson irili ufaklı hemen bütün ülkelerin tarihsel geçmişlerini de dikkate alarak, bu konuda ilginç bir teori ortaya atmışlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Teori bütün ülkelerin yükselip alçalmasını ve sonunda çökmesini açıklayamamaktadır.

Açıklayamamasının nedeni sadece aşağıdaki durum mu?

Kitabın yayınlanmasından iki yıl sonra SSCB çökmüştür. Ama ABD ekonomisi askeri harcamalardan etkilenmediği gibi, daha da güçlenmiş ve ABD tek başına bir süper güç olarak varlığını sürdürmektedir. Kennedy'nin teorisinde bir eksiklik var gibi durmaktadır.

Yani ABD çökmediği için adamın teorisi mi eksik? ABD varlığını şu an için sürdürmekte olduğundan, ilelebet varlığını sürdüreceğinin garantisi mi var? Ayrıca askeri harcamalardan etkilenmeyen ekonomi olmaz. Askeri harcamalar gelir hanesine + diye mi yazılıyor yani :) .

Link to post
Sitelerde Paylaş

Açıklayamamasının nedeni sadece aşağıdaki durum mu?

Yani ABD çökmediği için adamın teorisi mi eksik? ABD varlığını şu an için sürdürmekte olduğundan, ilelebet varlığını sürdüreceğinin garantisi mi var? Ayrıca askeri harcamalardan etkilenmeyen ekonomi olmaz. Askeri harcamalar gelir hanesine + diye mi yazılıyor yani :) .

Kennedy'nin teorisi yetersiz. Yanlış da olabilir ama doğru olsa bile yetersiz.

ABD neden çökmedi.. Bunu açıklamak gerekir. Ayrıca diğer büyük kuvvetlerin hiçbiri yok olmadı. Osmanlı bile yok olmuş sayılmaz.

Neden eksik olduğuna değineceğiz.

ABD varlığını ilelebet sürdürebilir mi? Onun da cevabını veriyor kitap.

Askeri harcamalar SSCB'inin sonunu getirdi. Burası doğru ama eksik. Başka hangi etmenler SSCB'inin sonunu getirdi? Çin'in sonunu getirecek?

Onların da cevabını veriyor.

Sabırlı olun...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı sağol gerçekten, en ilgimi çeken konular.....

Benim gibi yüksek zeka seviyesine sahip birinin ingilizce bilmemesi utanç verici onun için ingilizce çalışıyorum..

Hacı Senin çevrene bak ne güzel kendin gibi uygun elit adamlar, birde bana bak kahveci Adnanla evrim teorisi tartışıyorum :( Bataklıta açan bir gül gibiyim..

Neyse konuya devam edelim çok güzel hocam yazmaya devam edin sıkılmadan okunacak bir konu ilgiyle izlemedeyim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki Amerika önümüzdeki 50 ya da 100 yıl içinde önce gittikçe zayıflayıp, sonra da çökerse, bu adamın fikirleri bu gelişmeleri de açıklayabilecek mi? Yoksa Amerika'nın görünür gelecekte hep dorukta kalacağı sonucuna mı ulaşıyor bu kişi?

Mesela Stratfor'un kurucusu George Friedman var, "The Next Hundred Years" kitabında Amerika'nın bütün rakiplerini ve önümüzdeki uluslararası politik gelişmelerin nasıl olacağını işliyor ve Rusya, Çin, vs'ye rağmen her senaryoda ABD'yi galip gösteriyor ve önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde ABD'nin hep dorukta kalacağını iddia ediyor. Bence fazla sübjektif bir analiz.

Çünkü Amerika bence zayıflama ve çöküş yolunda. Yani henüz dorukta Amerika ama birşeylerin bozulmaya başladığının izlerini taşıyor. Aynen Osmanlı'daki Kanuni ve Sokollu devirleri gibi. En tepede oldukları dönem, herşey iyi ama gelecekte yaşanacak zorlukların ve düşüşlerin izleri, başlangıçları ve sebepleri o dönemler incelenerek bulunabiliyor. Tarihçiler Osmanlı'nın o dönemi için başarıyla yapmış durumdalar bunu.

Bence Amerika da şu anda tek kutuplu dünyada en büyük süper güç olmasına ve dorukta olmasına rağmen zayıflama belirtileri gösteriyor. Borcu sürekli artıp, bütçe açığı sürekli büyüyor. Bu problemi çözebilecek bir politik olgunluktan da yoksun görünüyor. Çünkü bunun nasıl yapılması gerektiği konusunda çok keskin bir ayrım var halk arasında, neredeyse yarı yarıya.

Eski alışkanlıklar, anlayışlar ve bakış açılarından uzaklaşamıyor. Mesela ABD tamamen petrole dayalı bir imparatorluk ve petrolün kullanımının yaygınlaşmasıyla yükselmiş ve bütün o döneme damgasını vurmuş bir uygarlık ama dünya üzerindeki petrolün azalmakta olduğunu görmesine rağmen başka enerji kaynaklarına geçiş konusunda yeterince agresif davranmıyor, davramamıyor. Obama'nın bu yöndeki girişimleri hem dirençle karşılaşıyor, hem de zaten zayıf kalıyor. Para babaları karlarından vazgeçmek istemeyecekleri için bu konudaki radikal değişimleri desteklemeleri zor. Yani Osmanlı'nın da zamanında düştüğü tuzak. Eski ve kanıtlanmış anlayışı terkedemiyorlar. Değişen çağa yeterince hızlı ayak uyduramıyorlar. Onun yerine, petrol bağımlılıklarının getirdiği zorunluluk yüzünden burunlarını Orta Doğu'dan falan bir türlü çıkaramıyorlar. Bu ise savaşlar ve başka uluslarası kampanyalar ve masraflar falan gerektiriyor sıkça. Onlar bunda devam ettikçe, Amerika karşıtı "sentiment" da büyüyor dünyada. Bununla başa çıkmak için ise daha da fazla kaynak eritmek zorunda kalacaklar.

Ayrıca, yine Osmanlı'nın en güçlü döneminden itibaren düştüğü birbaşka tuzak, kendi büyüklüğünün ve başarısının büyüsüne kapılmak. Amerika da bu işaretleri gösteriyor. Amerikan halkının haritada başka ülkelerin yerini bile bulamaması, aslında dünyanın geri kalanına ne kadar az ilgi gösterdiklerinin bir göstergesi. Burunları büyük bir şekilde sadece kendilerine bakıyorlar ve dünyanın geri kalanını aşağı görüp önemsemiyor, uzak duruyorlar. Osmanlı'nın da zamanında yaptığı bir hata bu. Avrupa'nın hristiyan medeniyetlerini küçük görüp yeterince ilgilenmemişler orada olup bitenle. ABD'nin inatla hala metrik sisteme geçmemesi (ki Amerikalıların kullandığı ölçü sisteminin kurucusu olan İngiltere bile metrik sisteme büyük ölçüde geçmiş olmasına rağmen), televizyonlarında ve gazetelerinde yayınlanan spor etkinliklerinin bile büyük ölçüde Amerikan futbolu ve baseball olması, yani dünyanın geri kalanında o kadar önemli bir yeri olan bizim bildiğimiz futbola mesela o kadar ilgi göstermemeleri vs gibi şeyler ufak tefek ve önemsiz de olsa, hep o bahsettiğim yaklaşımın işaretleri. Yani burunları büyük ve dışarıyla ilgilenmiyorlar yeterince. Amerikalılar arasında İngilizce'den başka diller öğrenmeye çabalayan ve hakkıyla konuşan fazla kişi yok mesela. Kendi içlerine kapanıyorlar gittikçe. Osmanlı'nın zamanında kendi içine kapanması gibi.

Osmanlı ile temel bir fark, bilim ve teknolojinin gelişimine verilen destek noktasında. Amerika hala bu tür şeylerin merkezi sayılır. Büyük buluşların ve teknolojik gelişmelerin çoğu hala Amerika'dan çıkıyor. Ama halkın bilime yaklaşımı ve bilimsel düşünce biçimini benimseme alışkanlığı açısından bakarsak, Amerikan toplumu çok zayıf aslında bu konuda. Yaratılışçılık gibi akımların çıkıp en güçlü olduğu yer Amerika. Aslında alelade halkın bilime ve çağın bilimsel gelişmlerine ve düzeyine olan uzaklığı çok ciddi boyutta. Bilimi para babaları dünyanın en büyük uzmanlarını parayla tutup getirerek canlı tutuyorlar. Yoksa tabandan gelişebilecek durumda değil bilim Amerika'da.

Amerika'nın ekonomik gücü zayıfladıkça, o bilim adamlarını ABD'ye getirip orada tutmak da zorlaşacak. Tabandan da bilim geliştiremeyecek bu cahil ve bilime uzak toplum, böylece bilim ve teknoloji alanındaki önderliğini kaybetmeye başlayacak. Ondan sonrası ise gerileme ve çöküş demektir zaten.

Osmanlı'nın çöküşü de bilim ve teknolojiye ayak uyduramaması sebebiyle olmuştu zaten.

Tabi bunlar derin konular ve sadece 1-2 faktöre bağlanamayacak derecede karmaşık ve birbiriyle bağlantılı meseleler. Bu yüzden kesin birşeyler söylemek zor.

Ama bu bahsedilen kitaba ilgi gösterip göstermeyeceğime ve satın alıp okumak isteyip istemediğime karar vermem için bazı noktalara olan yaklaşımını bilmek isterim yazarın. ABD'nin gücünden ve bunun devam edeceğinden emin birilerinin ve öyle bir mentalitenin yazdığı bir kitap mı mesela bu kitap? Yoksa belli bir ülkenin gelecekte ne durumda olacağını tahmin etmeye çalışmaktan ziyade, şu ve şu sebeplerle ülkeler zayıflar, ABD'nin de gücünü devam ettirip ettirmemesi gelecekte şunu ya da bunu yapıp yapmamasına bağlıdır gibi fikirler mi dile getiriyor.

Eğer objektif bulursam, alıp okumak isterim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kitabı al ve oku Mantık. Mutlaka okumalısın. Müthiş bir kitap.

Biraz uzunca ama dili çok akıcı. Çok kolay okunuyor.

Okumaman için bir mazeret olduğunu sanmıyorum.

Ben burada kitaptan kısa notlar sunacağım.

Ama daha önce başka bir kitaptan bahsedecek, bu başlığı izleyenleri Acemoğlu'nun kitabına hazırlamaya çalışacağım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kapitalist ekonomide, sermayenin büyümesi ve merkezileşmesi yasa gücündedir. Elbette Dünya sermayesi giderek birkaç elde toplanacaktır. Görünen o ki bu gidişat ABD odaklı çok uluslu şirketlerin büyümesi şeklindedir. Ordular, bu şirketlerin koruyuculuğunu ve yayılmacılığını sağlamaktadır. Merkezi kapitalist ülkeler (G8) Birbirleriyle savaşmak yerine sermayenin global ölçekte yayılmacılığını ve pazar paylaşımını rekabet kurallarına sadık kalarak gerçekleştirmektedirler. Ancak bu durum da geçicidir. Giderek ABD şirketleri tüm diğer ülkelerin şirketlerini ya pazardan silecek veya ortaklıklarla yutacaktır. Bir süre sonra ortaklıklara da son verip tek başlarına dünya tekelleri haline gelecektir.

Dünya pazarı da son çözümlemede sınırlıdır. Sermaye büyümesi bu sınıra dayandıktan (tüm dünya pazarları ele geçirildikten) sonra çöküş başlayacaktır. Bu çöküş ya büyük dünya savaşlarına neden olacak veya sermaye tabana yayılarak, emek ve sermaye çelişkisi, zengin fakir farkı, azalacaktır.

Tüm aklı başında insanlar savaş karşıtı, barışçı bir ortamı talep ederek, silahsızlanmayı savunarak, bu olumlu gelişmeye destek vermelidirler. Aksi halde emperyalist şirketlerin yayılmacılığı, dünya savaşlarına neden olarak, dünya halklarına büyük acılar çektirecektir.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kapitalist ekonomide, sermayenin büyümesi ve merkezileşmesi yasa gücündedir. Elbette Dünya sermayesi giderek birkaç elde toplanacaktır. Görünen o ki bu gidişat ABD odaklı çok uluslu şirketlerin büyümesi şeklindedir. Ordular, bu şirketlerin koruyuculuğunu ve yayılmacılığını sağlamaktadır. Merkezi kapitalist ülkeler (G8) Birbirleriyle savaşmak yerine sermayenin global ölçekte yayılmacılığını ve pazar paylaşımını rekabet kurallarına sadık kalarak gerçekleştirmektedirler. Ancak bu durum da geçicidir. Giderek ABD şirketleri tüm diğer ülkelerin şirketlerini ya pazardan silecek veya ortaklıklarla yutacaktır. Bir süre sonra ortaklıklara da son verip tek başlarına dünya tekelleri haline gelecektir.

Dünya pazarı da son çözümlemede sınırlıdır. Sermaye büyümesi bu sınıra dayandıktan (tüm dünya pazarları ele geçirildikten) sonra çöküş başlayacaktır. Bu çöküş ya büyük dünya savaşlarına neden olacak veya sermaye tabana yayılarak, emek ve sermaye çelişkisi, zengin fakir farkı, azalacaktır.

Tüm aklı başında insanlar savaş karşıtı, barışçı bir ortamı talep ederek, silahsızlanmayı savunarak, bu olumlu gelişmeye destek vermelidirler. Aksi halde emperyalist şirketlerin yayılmacılığı, dünya savaşlarına neden olarak, dünya halklarına büyük acılar çektirecektir.

Sevgiler.

Bu komünist görüş çok palavra.. Ona da değiniyor Acemoğlu.. Bekleyin.. Olay sandığınızdan farklı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sabırlı olun...

Acayip heyecanlandım hiç sorma. Sabırsızlanılacak bir durum yok ki. Ben ekonomi üzerine yazılmış, Marx'ın Kapital'inden daha yetkin bir kitap olabileceğini bile düşünmüyorum. Senin acemoğlu Marx'a bilmem kaç gömlek kısa gelir. Kapital'i okuduktan sonra ekonomi üzerine merak ettiğim hiçbir şey yok, gayet açık net her şey anlatılıyor kitapta, kafalarda soru işareti bırakmamacasına. Merak eden böyle elden düşme acemoğlu'na kalacağına, üşenmesin, kafasının kaldırabileceğine de güveniyorsa, Kapital'i alıp okusun.

ABD varlığını ilelebet sürdürebilir mi? Onun da cevabını veriyor kitap.

Sende ver kısaca. Sürdürebilir mi? Sürdürülemez mi? Tanıdığın birisi bir ekonomi kitabı yazdı diye bu kadar heyecanlanmana, insanları gizem de bırakarak çok ahım şahım bir şeymiş gibi heyecanlanmalarını beklemeye lüzumu yok. Şu az sonra zırvalıklarının benim üstümde, reklamvari bir etkisi olacağını sanmıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlık altında Daron Acemoğlu ve James A. Robinson'un birlikte yazdığı, Why Nations Fail (Ülkeler Neden Başarısızdırlar) adında bir kitabın eleştirisini yapacağız.

Killian Ekonomi profesörü olan Daron Acemoğlu çok sevdiğim bir arkadaşımdır. 2005 yılında MIT'nin John Bates Clark Medal ödülünü kazanmıştır. Şimdiye kadar bu ödülü kazananların 12'si ayrıca Nobel ödülünü de kazanmışlardır. Daron'un Nobel Ekonomi ödülünü alacağına biz arkadaşları kesin gözü ile bakıyoruz.

Acemoğlu ve Robinson bu konuda ilginç bir kuram geliştirmişler ve onu son derece açık, herkesin kolaylıkla anlayabileceği akıcı ve aynı zamanda bilimsel bir şekilde dile getirmişlerdir. Kitap daha şimdiden Siyaset ve Ekonomi dünyalarını sarsmaya başlamıştır.

Kitabın İngilizce baskısını Amazon'dan ısmarlayabilirsiniz. İngilizce bilenlere bu kitabı tereddütsüz ve hararetle tavsiye ediyorum.

kitabı indirip bir bakayım dedim ama içindekiler bölümünde şu konu başlığını görünce: "Poor countries are poor not because of their geographies or cultures, or because their leaders do not know which policies will enrich their citizens" okumaya değer bulmayıp bıraktım. şu an geri dönüşüm kutusunda..

Link to post
Sitelerde Paylaş

kitabı indirip bir bakayım dedim ama içindekiler bölümünde şu konu başlığını görünce: "Poor countries are poor not because of their geographies or cultures, or because their leaders do not know which policies will enrich their citizens" okumaya değer bulmayıp bıraktım. şu an geri dönüşüm kutusunda..

Tek bir cümle seni bu kitaptan soğuttu yani.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...