Jump to content

Tevrat'ın Bir Ayeti


Recommended Posts

Tevrât’ın Beşinci Kitabının Otuz Üçüncü Bâbında şu âyet var: "Hak Teâlâ, Tûr-i Sina’dan ikbal edip bize Sâir’den tulû etti ve Fâran Dağlarında zâhir oldu."

Şimdi, burada üç dağın ismi sırasıyla zikrediliyor..Hak tealanın oralardan bize zuhur ettiğini, bize yöneldiğini söylüyor...Bu dağlar şunlardır: Sina, Sair ve Faran....Burada dikkat çekmek istediğim nokta şudur:Bu 3 dağ sırasıyla 3 ulul-azm peygamberin zuhur ettiği ve yaşadığı yerlerdeki dağlardır...Sina dağı ile Musa aleyhisselamın peygamberliğini..Sair dağı ile İsa aleyhisselamın peygamberliğini...Faran dağları ile Muhammed aleyhissalatü vesselamın peygamberliğini çok açık bir biçimde haber veriyor.

İşte binlerce sene önceki bir kitap bile Muhammed aleyhisselama işaret ediyor ve ondan haber veriyor..İşte dinsizler nasıl bir zatı inkar ettiklerini ve ne kadar büyük bir cinayet ettiklerini anlasınlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hicaz dağlarına faran dağları denir..Muhammed aleyhissselam hicaz da zuhur etmiştir, yaşamıştır..Cenab-ı Hak, kelamını ve dinini oradan bütün dünyaya yaymıştır.....Yani, hak teala faran dağlarında zahir olmuştur..

Bir ayette o kadar dağın içinde üç tane dağın sırayla zikredilmesi çok açık bir şekilde üç peygambere ve üç kitaba işaret ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sofiler ruhsal olarak birbirlerini çok iyi tanırlar.Ruhsal olarak tanıdıkları için yazdıklarınıda çok iyi anlayabilirler.Birbirlerini beşeri olarak tanımalarına ve görmelerine gerek yoktur.Musa menkıbesinide ,İsayıda Muhammedide yazanlar sofidirler.Bir önceki Paran dağından bahseden sofinin Parandağını alır bir başka sofi Muhammedi olarak genişletir.Zaten Araplar islamdan önceMusevi idiler. Ama İbrahim evlatllarından İshak yerine İsmaile dayanıyorlardı. Onlara HACERİ de deniyordu. Yani bir Musevi mezhebi. Zamanla Muhammed mefhumu ortaya atıldı İshakilerden farklı olarak . Ve sizin bahsettiğiniz Paran dağı anlatılmaya başlanıldı. Zamanla Kitabı Mukaddeste bırakıldı onun yerine onu çok iyi anlayan arap sofileri yine onun izahını vede TEYİTİNİ yazan Mushaf Kuranı hazırladılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanırım tevratın ve kuranın allahı belli bir yükseklikten daha aşağı inemiyor. Bazı dağ bitkileri gibi aşağılarda olmuyor. Peygamberlerine hep dağlarda görünüyor. Peygamberler de sangi peygamberlik bekliyormuş gibi dağa çıkıp duruyorlar.

Allahın nuru ultraviyole (UV) olmalı (200-400 nm). Daha aşağı ulaşamıyor atmosfer tarafından soğuruluyor. Dağlarda çabuk kararmamızın sebebi de UV ışığın fazla oluşu.

Geniş düzlükler olan yerlerde peygamberler gelmemiş. Çünkü dağ yok.

birde magara adami olmasi sarti var :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Kur’ân’ın lisanıyla onlara der ki: "Kitaplarınızda benim tasdikim ve evsâfım vardır. Benim beyan ettiğim şeylerde, kitaplarınız beni tasdik ediyor.. "Tevrât’ınızı getiriniz, okuyunuz. Ve geliniz, biz çoluk ve çocuğumuzu alıp, Cenâb-ı Hakkın dergâhına el açıp, yalancılar aleyhinde lânetle dua edeceğiz" diye mütemadiyen onların başına vurduğu halde, hiç Yahudi bir âlim veya Nasrânî bir kıssîs, onun bir yanlışını gösteremedi. Eğer gösterseydi, pek çok kesrette bulunan ve pek çok inatlı ve hasetli olan kâfirler ve münafık Yahudiler ve bütün âlem-i küfür, her tarafta ilân edeceklerdi.

Hem demiş: "Ya yanlışımı bulunuz; veyahut sizinle mahvoluncaya kadar cihad edeceğim." Halbuki, bunlar harbi ve perişaniyeti ve hicreti ihtiyar ettiler. Demek yanlışını bulamadılar. Bir yanlış bulunsaydı onlar kurtulurlardı.

Pek çok Yahudi uleması ve Nasârâ uleması ikrar ve itiraf etmişler ki, "Kitaplarımızda Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın evsâfı yazılıdır." Evet, gayr-ı müslim olarak, başta meşhur Rum meliklerinden Herakl itiraf etmiş, demiş ki: "Evet, İsâ Aleyhisselâm, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdan haber veriyor."

Hem Rum meliki Mukavkis namında Mısır hâkimi ve yahudi ulemalarının en meşhurlarından İbni Sûriya ve İbni Ahtab ve onun kardeşi Kâb bin Esed ve Zübeyr bin Bâtıyâ gibi meşhur ulema ve reisler, gayr-ı müslim kaldıkları halde ikrar etmişler ki, "Evet, kitaplarımızda onun evsâfı vardır; ondan bahsediyorlar."

Hem Yahudi alimlerinden İbni Bünyamin ve Muhayrık ve Kâ’bü’l-Ahbar gibi çok yahudi uleması, Muhammed aleyhisselamın vasıflarını kitaplarında gördüklerinden, imana gelmişler, sair imana gelmeyenleri de ilzam etmişler.

Hem nasara alimlerinden, meşhur, Bahîra-yi Râhib ki Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Şam tarafına amcasıyla gittiği vakit on iki yaşındaydı. Bahîra-yı Râhib, onun hatırı için Kureyşîleri davet etmiş. Baktı ki, kafileye gölge eden bir parça bulut, daha kafile yerinde gölge ediyor. "Demek aradığım adam orada kalmış." Sonra adam göndermiş, onu da getirtmiş. Ebu Talib’e demiş: "Sen dön, Mekke’ye git. Yahudiler hasûddurlar. Bunun evsâfı Tevrat’ta mezkûrdur; hıyanet ederler."

Hem Nastûru’l-Habeşe ve Habeş Reisi olan Necâşî, Muhammed aleyhisselamın vasıflarını kitaplarında gördükleri için, beraber iman etmişler.

Hem Dağatır isminde meşhur bir Nasrânî âlimi, evsâfı görmüş, iman etmiş. Rumlar içinde ilân etmiş; şehid edilmiş.

Hem Nasrânî reislerinden Hâris ibni Ebî Şümeri’l-Gasânî ve Şam’ın büyük dinî reisleri ve melikleri, yani Sahib-i İlba ve Herakl ve İbni Nâtûr ve Cârud gibi meşhur zatlar, kitaplarında evsâfını görmüşler ve iman etmişler. Yalnız Herakl, dünya saltanatı için imanını izhar etmemiş.

Hem bunlar gibi, Selmânü’l-Farisî, o da evvel Nasrânî idi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın evsâfını gördükten sonra onu arıyordu.

Hem Temim namında mühim bir âlim, hem meşhur Habeş Reisi Necâşî, hem Habeş Nasârâsı, hem Necran papazları, bütün müttefikan haber veriyorlar ki: "Biz evsâf-ı Nebeviyeyi kitaplarımızda gördük, onun için imana geldik."

tarihinde İLİMCİK tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...

Tevrât’ın Beşinci Kitabının Otuz Üçüncü Bâbında şu âyet var: "Hak Teâlâ, Tûr-i Sina’dan ikbal edip bize Sâir’den tulû etti ve Fâran Dağlarında zâhir oldu."

Bu hangi ayet ben bulamadım Kitabı Mukaddeste ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Böyle bir ayet bulamazsın çünkü böyle bir çeviri yok İKBAL etmiş TULU etmiş ZAHİR olmuş , ne olmuş ne olmuş :)

Yahudinin düzyazı metinlerini bile anlaşılmaz şiirlere çevirmişlerki insanlar koyun gibi dinlesin bişey anlamasın diye.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tevratta mekke yi peygamberimizi işaret eden bunun gibi çok ayet var ama isteyen birisi orda onu kasdetmiyor deyip işin içinden sıyrılabilir benim her zamanki favorim

incillerdeki şu ayetlerdir

matta 15:24 İsa, ‹‹Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildim›› diye yanıtladı.

john 16 :12 ‹‹Size daha çok söyleyeceklerim var, ama şimdi bunlara dayanamazsınız. 13 Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. 14 O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alıp size bildirecek.

tarihinde muadh tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

genesis 21: 19 Sonra Tanrı Hacerin gözlerini açtı, Hacer bir kuyu gördü. Gidip tulumunu doldurdu, oğluna içirdi.

20 Çocuk büyürken Tanrı onunlaydı. Çocuk çölde yaşadı ve okçu oldu. 21 Paran Çölünde yaşarken annesi ona Mısırlı bir kadın aldı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Araf 143 - Ne zaman ki, Musa, mikatımıza geldi, Rabbi ona kelâmıyla ihsanda bulundu. "Ey Rabbim, göster bana kendini de bakayım sana". dedi. Rabbi ona buyurdu ki; "Beni katiyyen göremezsin ve lâkin dağa bak, eğer o yerinde durabilirse, sonra sen de beni göreceksin". Daha sonra Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir ediverdi, Musa da baygın düştü. Ayılıp kendine gelince, "Sen sübhansın", "tevbe ettim, sana döndüm ve ben inananların ilkiyim," dedi.

Şimdi de Kuran’dan habersiz cahil Yahudi ne demiş tekrar okuyalım.

Tevrât’ın Beşinci Kitabının Otuz Üçüncü Bâbında şu âyet var: "Hak Teâlâ, Tûr-i Sina’dan ikbal edip bize Sâir’den tulû etti ve Fâran Dağlarında zâhir oldu."

Cahil yahudi ‘’ bize tulu etti ve zahir oldu’’ diyor Allah için. Yani Allah göründü diyor!

Tabii cahil yahudinin Araf 143’ten haberi yok Allahın Görünebilmesi için ilk önce dağın yerle bir olmadan yerinde durabilmesi gerekir. Eğer Allah bir dağda tulu etmiş olsaydı yani güneş gibi doğsaydı veya bir dağda zahir (görünür) olmak isteseydi o dağların ikisi de yerle bir olurdu. Yani ne faran dağı kalırdı ne de sair dağı kalırdı. Şimdi o dağların yeri dümdüz olurdu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

galaçyalılar 25 Hacer, Arabistandaki Sina Dağını simgeler. Şimdiki Yeruşalimin karşılığıdır. Çünkü çocuklarıyla birlikte kölelik etmektedir.

sina dağı arabistanda sina yarımadasında değiil yani hacerin yaşadığı yerde mekke de

detronomy 33:2 Şöyle dedi: ‹‹RAB Sina Dağından geldi,

Halkına Seirden doğdu

Ve Paran Dağından parladı.

On binlerce kutsalıyla birlikte geldi,

Sağ elinde halkı için alev alev yanan ateş vardı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tevratta mekke yi peygamberimizi işaret eden bunun gibi çok ayet var ama isteyen birisi orda onu kasdetmiyor deyip işin içinden sıyrılabilir benim her zamanki favorim

incillerdeki şu ayetlerdir

matta 15:24 İsa, ‹‹Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildim›› diye yanıtladı.

john 16 :12 ‹‹Size daha çok söyleyeceklerim var, ama şimdi bunlara dayanamazsınız. 13 Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. 14 O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alıp size bildirecek.

Matta 15.BÖLÜM

24 İsa, ‹‹Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildim›› diye yanıtladı.

25 Kadın ise yaklaşıp, ‹‹Ya Rab, bana yardım et!›› diyerek O'nun önünde yere kapandı.

26 İsa ona, ‹‹Çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru değildir›› dedi.

27 Kadın, ‹‹Haklısın, ya Rab›› dedi. ‹‹Ama köpekler de efendilerinin sofrasından düşen kırıntıları yer.››

28 O zaman İsa ona şu karşılığı verdi: ‹‹Ey kadın, imanın büyük! Dilediğin gibi olsun.›› Ve kadının kızı o saatte iyileşti.

Matta 25.BÖLÜM

31 ‹‹İnsanoğlu kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak.

32 Ulusların hepsi O'nun önünde toplanacak, O da koyunları keçilerden ayıran bir çoban gibi, insanları birbirinden ayıracak.

Matta 28.Bölüm

18 İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: ‹‹Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi.

19 Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin;

20 size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.››

Hem Tevrat ve İncil bozulmuştur dersiniz hem de işinize gelen ayetleri cımbızlar kendi dininize delil gösterirsiniz. Bari ayetlerin üzerinde oynamayın.

Soruyu tekrar soruyorum : Sair dağı nerede ? İsa'nın orada bulunduğunu neye dayanarak iddia ediyorsun ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...