Jump to content

İnançlı İnsanlar ile Tartışma Üzerine


Recommended Posts

Davranışın kökenini açıklarken genetik ve çevre etkenlerini göz önüne aldığımızda karşımıza sıklıkla çevreden çok genetiğin üstünlüğü çıkar. Eğer çevrenin, genetiğe oranla üstlüğünden söz etseydik, aynı çevre koşulları ayrı bireylerde aynı sonuçları oluştururdu; ancak durum böyle değil. Aynı eğitimi alan bir gruptan bazıları anlamaya daha yatkın olurken, diğeri olmayabiliyor. Birisi geçmişinde yaşadığı bir olayla yaşama olan bağlarını kaybediyorken, aynı olay, ayrı kişinin başına geldiğinde durum tam tersine dönüp bağlarını güçlendirebiliyor.

İnançlı insanların çoğu bilinçli istençten bağımsız olarak, sözümona içinde bulundukları "boşluğu" yalnızca Tanrı'nın dolduracaklarını düşündükleri için değil; aileden edindikleri, toplumdan gördükleri ve soysal bir hayvan olduğu için çoğunluğa uyum sağlama eğilimleri gereği ulu, üstün bir gücü kabul ediyor. Derine inersek, küçük bir çocuğun aile büyüklerinin yapma dediğini yapmayıp, yap dediğini yapan bir sistem tahmin edeceğimiz gibi avantaj sağlayacaktır; ancak iyi ya da kötü, doğru veya yanlış önemsizdir. Bu çocuk büyüse bile bu değişmez. Çok değer verdiği yakın bir dostu ile ailesini arasında seçim baskısı olsa, elbette ailesini seçecektir.

Çocukluk zamanında edinen inanç, bireyi ileri dönemlerde peşini bırakmaz. Bunu yalnız dini inanç olarak düşünmek yanlış olur. Buna çoğu davranışları ekleyebilirz. Yaşı olanlar bilir, aile büyüklerimiz hep "biz öyle yapardık, biz babadan/anadan böyle gördük" gibi sözler sarfeder. Böyle bir aileden çıkmış yetişkin bir bireyi ortalama bir gelişmişlik düzeyinde düşürsek, en fazla "o zamanın şartları böyleymiş, saygı duymak lazım" der. Nesiller arasında fark elbette olacaktır, zaman ilerlemiştir, insanların değer yargıları değişmiştir; ancak bunların içinde düşünce/bilinç bir yerden bir yere kopyalanır durur. Olayın özü kopyalama işlemine özgün, kendine ait fikir eklemektir. Bir model ebette olmak zorundadır. Ancak modelin aynısı olmak zorunda değildir. Bu zaten bireyin varoluşunda yoktur, ebeveynlerinden genetik olarak zaten biraz değişmiştir, sıra kültürü, edindiği düşünce yapısını değiştirmektir. İşte bu çoğu zaman olmaz. Kişi dogmalara saplanır. Bunlardan biri Tanrı inancıdır.

Saf insan aklı Tanrı'yı insan gibi düşler; çünkü nesnel düşünce yapısına iye değildir. Çevresinde gördüğü nesneler onun için yalnızca araçtır. Özne onun tek ilgi alanıdır. Adlar gelir, adlar gider. Nesnelliği insanlar anlamında kullansak, orada bile öznelcidir, empatiden yoksundur; başkasının acısı, kendisinin onun gibi olmadığı için şükür, olmaması için dua kaynağıdır.

Öte yandan okuyan bilinçlenen için her zaman ayrı bir durum söz konusu değildir. Öznel düşünce biçimi biyoloji okuyan biri için olsun, şaşılacak biçimde fizik okuyan biri olsun, eğer içinde varsa öznel biçim, Tanrı düşüncesi, olmaya devam edecektir. Buradaki önemli nokta, önce de değindiğimiz gibi kopyalama işlemine özgün, kendine ait fikir eklemektir. Bu kırılma noktasıdır. İlk önce bu nokta oluşturulmalı, sonra yok edilmelidir. Gerçek, nesneyi anlamak için mutlak benliği bir kenara atmak, ben'in de bir madde olduğunu kabul etmektir.

Davranış üzerinde genetiğin etkisinden söz etmiştik. Öze gelirsek, bir insanın inançsızlığa olan genetik yatkınlığı varsa ve bir biçimde bastırılmadan ortaya çıkabilirse, bu gelişecektir. Eğer yoksa, savunduğu bir konu başkaları tarafından karşı bir argüman aldığı zaman, taban tabana zıt düştüğü bir durum karşısında bağnazlığını koruyorsa, kısaca yatkınlığı yoksa gelişmeyecektir. Zaten bu forumda, dışarıdaki hayatta inançlı insanları biraz gözlemlerseniz tutucu tavırlarını, kalıplaşmış düşüncelerini, dogmalarını gözlersiniz.

Dolayısıyla kişi, inançlı durumdan inançsız duruma geçmiş olsa bile-ki bu zordur, özellikle yetişkinlerde-, içinde bir yerlerde o "özne" var olacak, karanlık yolunu aydınlatacaktır.

Demem şu ki, forumda inançlı insanlarla tartışmalar gereksiz bir hal almış..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 108
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Biz Cenab-ı Hakk'ın varlığına ve birliğine bütün kainatı şahid ve delil göstererek iman etmişiz...Bütün kainat zerrelerden yıldızlara kadar gösteriyor ki, bu kainat bir tek elden çıkmış ve bir tek kişinin mülküdür...

Yoksa, imanımız taklidi değildir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz Cenab-ı Hakk'ın varlığına ve birliğine bütün kainatı şahid ve delil göstererek iman etmişiz...Bütün kainat zerrelerden yıldızlara kadar gösteriyor ki, bu kainat bir tek elden çıkmış ve bir tek kişinin mülküdür...

Yoksa, imanımız taklidi değildir...

Bütün Kainatın 6 günde yaratıldığına inanıyormusun ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çevre genetikten daha önemli, değil dersen ırkçıdan farkında kalmaz..sosyolojik açıdan daha fazla etkisi olduğu açıkça ortada ama sen Türkiye gibi karmaşık insan ve aile yapısı olan bir ülkeyi Afrika ile kıyaslarsan aa bak herkes farklı dersin bunlar gerekçe değil, o halde ALbert einstein okumamış bakın gerek yok okumaya koskoca bilgin diye örnek göstermeye benzer, ama orantıya vurursan okumamışlardan bilim adamı çıkma olasılğı çok daha az, bu onları genetik olarakj salak yapmaz okumamış yapar sadece..

Avrpada bir avuç Türk var ama dünyaca ünlü sporcular çıkıyor Türkiyede yaşayan Türk insanının genetiği zayıfta ondan mı demeliyiz..Aynısı bilim sanat vb şeyler içinde geçerli zeka genetik olarak daha fazla olabilirsede ne cevherler yok olup gidiyor seni afrika kabilesine göndersen okuma yazmada bilmesen bu yazıyı yazabilecekmiydin ? ama şimdi bak bilmiş gibi nasılda yazıyorsun özel insan kategorisine sokuşturuyorsun kendini farketmedik sanma :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beyin Bedava güzel kardeşim saol.

Şimdi o beynin içindeki aklına soralım bakalım:

Mesela, elinde bir kavun var..Konserve kutusu gibi muhafaza edilmiş...Şekli ve rengi tam iştihanı açacak şekilde..kokusu tam hoşuna gidecek şekilde..tadı tam dilinin hoşuna gidecek şekilde..basit bir topraktan yapılıyor...Ayrıca, çekirdeğinde kavunun fihristesi ve programı dercedilmiş..

Şimdi, sen bu kavunu gözünle görüyorsun..Bu kavunun bilerek ve isteyerek ve kast ve irade ile gören ve bilen biri tarafından sana ikram edildiğini kabul etmen için Allah bu kavunu nasıl yaratması lazımdı? Yani, sen bu kavunun ustasını kabul etmen için kavunun nasıl ikram edilmesi lazımdı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi o beynin içindeki aklına soralım bakalım:

Mesela, elinde bir kavun var..Konserve kutusu gibi muhafaza edilmiş...Şekli ve rengi tam iştihanı açacak şekilde..kokusu tam hoşuna gidecek şekilde..tadı tam dilinin hoşuna gidecek şekilde..basit bir topraktan yapılıyor...Ayrıca, çekirdeğinde kavunun fihristesi ve programı dercedilmiş..

Şimdi, sen bu kavunu gözünle görüyorsun..Bu kavunun bilerek ve isteyerek ve kast ve irade ile gören ve bilen biri tarafından sana ikram edildiğini kabul etmen için Allah bu kavunu nasıl yaratması lazımdı? Yani, sen bu kavunun ustasını kabul etmen için kavunun nasıl ikram edilmesi lazımdı?

Hiçbir kavunun kelek çıkmaması lazım mesela ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiçbir kavunun kelek çıkmaması lazım mesela ?

Kendini kandırıyorsun..Kendin bile inanmadığın cevaplar veriyorsun..Fakat, vicdanın seni mahkum ediyor..ondan kurtulamazsın...her ne ise..

O zaman kavunun tadının ve kokusunun güzelliğinin mertebesini nasıl bilecektin? Madem beğenmediğin kavunlar var..Öyle ise tersi olan beğendiğin ve hoşuna giden kavunlar var demektir..O hoşuna giden kavunlar tam senin göz, dil ve burun zevkine göre yapılmış..ayrıca içindeki maddeler tam senin vücudunun ihtiyacına göre konulmuş..ayrıca, çekirdeğine kavunun programı yerleştirilmiş..Bu kudret konservelerinin bilen ve gören biri tarafından sana ikram edilmediğine nasıl bu kadar emin olabiliyorsun..delilin nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendini kandırıyorsun..Kendin bile inanmadığın cevaplar veriyorsun..Fakat, vicdanın seni mahkum ediyor..ondan kurtulamazsın...her ne ise..

O zaman kavunun tadının ve kokusunun güzelliğinin mertebesini nasıl bilecektin? Madem beğenmediğin kavunlar var..Öyle ise tersi olan beğendiğin ve hoşuna giden kavunlar var demektir..O hoşuna giden kavunlar tam senin göz, dil ve burun zevkine göre yapılmış..ayrıca içindeki maddeler tam senin vücudunun ihtiyacına göre konulmuş..ayrıca, çekirdeğine kavunun programı yerleştirilmiş..Bu kudret konservelerinin bilen ve gören biri tarafından sana ikram edilmediğine nasıl bu kadar emin olabiliyorsun..delilin nedir?

Olaya kavunlar üzerinden gideceksek eğer , kavundan zehirlenip ölen aileler ve zehirli kavunlar hakkındaki görüşlerinide alalım ? İçindeki maddeler tam senin vücud ihtiyacına göre dediğin kavunun gözü kör eden ve ölümlere neden olabilen çeşitleri hakkındaki görüşlerin nedir ? İnsanların ölmesi veya gözünün kör olması için tanrı tarafından mı ikram edilmiştir ?

tarihinde Karsıyakalı1912 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz o kavunu alıp yerken şükredersiniz.Ama O kavunu yemeyi arzu edipte çalışmaya çalıştığı halde başaramayan ve dolayısıyla o kavuna sahip olamayan Sizin şükrettiğiniz yaratıcıya Küfreder!Daha sonra zamanla öfkesi geçer ama Düşünce nehri Beyin toprağından girmiştir.Ve Böyle bir yaratıcının olmadığını anlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

incil okumuş ruhçular bunlar.

mevlana,kürdi vb..

çünkü ha bire ibretlik anlatı üretiyorlar.

anlatıların çoğu da aynı incil'deki bir çok anlatı gibi saçma ve çağdışı..

bir şeyiniz düzgün olsun yav..

21.yy'a uygun anlatı uydurun desem de anlamsız .

çünkü hemen çağdışı orta doğu toplumlarından örnekler yazacaklar..

bir arkadaş çok güzel söyledi...

imanlılar, dinin uyuşturulup toplumsal yaşamdan şutlandığı batı'lı ülkelere gittiklerinde rahat nefes alıyorlar.

çünkü uygarlık güzel şey..

feto bile papazların yanında, abd'de çok rahat ve memnun..

türkiye'yi çoktan unuttu..

tarihinde cehane27 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

hem kavun niye yazın var, kışın hem de hazır tarladan şöyle soğuk soğuk kesip yeseydik, daha isabetli bir iş yapmış olmaz mıydı ilah?

Mesela muz muhteşem bir mucizedir, hem kabuğu soyuluyor, hem de eğimi tam ağza göre ayarlanmış.

Diyelim ki çölde kaldım, su yok, kavun yok, karpuz pahalı, kaktüs var mesela, dikenlerini söküp kesip yiyorsun, ya da tercihan suyunu sıkıp içiyorsun ki tez elden rabbine kavuşasın.

Aslan var, ağzı tam kıçından ısırmak üzere ayarlanmış, penceleriyle de gözünü çıkarır. Çok adam, çok da madam rahmetli oldu öyle

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...