Jump to content

Recommended Posts

benim de psikolojim bozuk..dinciler saolsun bozdular psikolojimi.sürekli iyiyim de.kötüyüm dersen daha kötü olursun..her şeyi kafaya takma.sevdiğin şeyleri yap, sevdiklerinle takıl.ilaçlarını kullan.

tarihinde rembrandt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 177
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

:) Sress'i azaltmada gülme terapisinden,küfretme terapisine kadar bir çok alternatif yöntem kullanılıyor Dünya üzerinde. Bununla beraber, grup terapileri de etkili oluyor. Tıp kökenli Psikiyatrist arkadaşların bir kısmında maalesef ben ilaçla psikolojik tüm rahatsızlıkları hallederim gibi bir durum hava var. Birçok psikiyatrik bozukluk hormonel denge ile ilgili kabul ediyorum fakat, Satre nin var oluşçuluğunda belirttiği gibi, ''aslında psikolojik bozukluk yoktur sadece yeni ortamlara geçişler vardır'' yani her ortam değişiminde vücutta buna , yeni ortama ayak uydurmaya çalışıyor. Bunun getirisi olarakta güçlüklerle karşılaşıyor. Organizma denen bedensel yapı bir çok hormon veya kimyasallar üretiyor lakin bu kimyasalları ürettiren yapı algılama biçimi ve duyumsamamızdır. Bu yüzden bir çok sosyol psikolog arkadaş algı ve duyum üzerine bir çok eser verdiler.

Fizyolojik psikoloji nin öncüsü sayılabilecek kişi, Canabis'tir. Sinir düğümleri ve kafa arasındaki yapıyı araştırmıştır. Bununla beraber Condillac gibi psikolojide duyumculuk ve istek kavramlarının savlarının öncülüğüne yapan kişiler vardır. Bu günkü bilişsel ve duyumculuğun temelleri atılmıştır...

tarihinde bakifani tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tüm herşeyi madde olarak görmek,bir mana da quantum düşünce sistemini de madde olarak algılatmaya çalışmak olur. Evrensel çekim yasası denilen,süreklilik ve istek, kişi yi başarıya götüren en önemli etkenlerdir. İsteği bir hormon la anlatmaya çalışmak bana fazla etik gelmiyor. İnsan görünen bir et parçası değildir benim için.İnsan, bir ruh veya karekter sahibi olandır. Hasta insanlara makine muamelesi yapmak veya birer makine gözüyle bakmak ahlaki olgunluğa sığamaz....

tarihinde bakifani tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kardeş ben psikoloji okuyorum ama sana yönelik işe yarar bir tavsiyem yok.

galiba tembel bir öğrenciyim.

ya da eğitim sistemi yanlış.

kendimi geliştirmem gerek.

sansına küs, öptüm.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tüm herşeyi madde olarak görmek,bir mana da quantum düşünce sistemini de madde olarak algılatmaya çalışmak olur. Evrensel çekim yasası denilen,süreklilik ve istek, kişi yi başarıya götüren en önemli etkenlerdir. İsteği bir hormon la anlatmaya çalışmak bana fazla etik gelmiyor. İnsan görünen bir et parçası değildir benim için.İnsan, bir ruh veya karekter sahibi olandır. Hasta insanlara makine muamelesi yapmak veya birer makine gözüyle bakmak ahlaki olgunluğa sığamaz....

Hasta insanları hokuf fokusla mı tedavi edeceksin?

İnsan maddedir. Onu madde olarak kabul edip tedevi edeceksin.

Verdiğin ilaçlar maddedir.

İnsanı nasıl gördüğünüzi bilmiyorum ama ona yardım etmek istiyorsanız, onun madde olduğunu unutmamalısınız.

Yoksa Freud şarlatınından farkınız kalmaz. Ruh yoktur. Karakter vardır ama onu tedavi edemezsiniz.

Beyin karaciğer ve böbrek gibi bir organdır. Böbrekler nasıl idrar üretirlese, beyin de düşün üretir.

Hastaya yardım etmek için ona önce zarar vermeden her yönteme baş vurulur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dua etmek demiş bir arkadaş dua pozitiflik anlamında işe yarayabilir ancak akıl hastaneleri din yüzünden kafayı yiyenlerle doludur gidip gezerseniz görürsünüz. hatta meşhur bir savunma vardır Allah yolunda kafayı yiyenlere deli demeyin bilakis onlar en zekilerdir :) ama en çokta dinci geçinenler dalga geçer ne işse..

yani sizin dua dediğiniz aslında pozitiflik için kendini telkin etmektir gaz vermektir, bende sana güzel şeyler söyleyeyim kendini iyi hissedersin küfür edeyim sinirlenebilirsin.....

O yüzden derine inipte kafayı tırlamadan edilen duanın gücüne bende inanıyorum, bu dua olsun yada herhangi bir inanç olsun yeterki pozitif düşünce düzeyini artırsın, sana yardım eden kendin oluyorsun bu durumda...

Ülkemizde dua eden bir çok kişi kötü niyetli olduğu için 1 dua ediyorsa 10 beddua ettiği için durum ortada..

Einstainin bir lafı var eğer insanlar düşüncelerinin dünyayı dolaşıp tekrar kendine geri geldiğini bilselerdi düşüncelerine dikkat ederlerdi...ha ona inanmazsan Feytullah gülen hoca efendiye güvenirsin oda diyor ki beddua bumerank gibi döner dolaşır seni bulur...

Yani pozitif olan insan genelde daha başarılı ve mutlu oluyor bu açıkça ortada ancak her duayı içten kabul etmeyin duayla olsa idi arap ülkeleri kalkınırdı..Dua edip işe girişirsin ve olaağına inandığın için olur veya olmaz ancak başarı şansın yükselir seni eyleme geçirir ve başarı yüzden daha yüksek olacaktır...Ancak sen kuru kuruya dua et pozitif ol kişisel gelişim oku kendini gaza getir bu seni zeki yapmaz, başarılı yapmaz, üniversiteye sokmaz eğer soksaydı o zaman duaya inanırdık..

Link to post
Sitelerde Paylaş

rahatla,kendini özgür bırak,kendini teslim et,kendini en güvenilene teslim et.dünyayı sen yaratmadın,

Mantıklı insanlar yarış atı gibi yetiştiriliyor, meslek, ekonomi, güzellik, mal vb üzerine kurulmuş bir dünya ve ne yazık ki dinlerde öte dünya için bu kapitalizmin bu yarış atı mantığının aynısını güdüyor..

Sen iyi niyetle arkadaşa yardımcı olmaya çalıştığın için teşekkürü elbette hal ediyorsun ancak bazı kişiler senden daha duyarlı sen sana ucu dokunmayınca rahatsın kafanı yormazsın başkası icat eder sen ise faydalanırsın ve mutlu olup yaşarsın...kötü mü tabiki değil mutluysan sorun yok..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hastalığının doğası ne olursa olsun her hasta doktor tarafından saygı ile tedavi edilmelidir.

Hastanın bütün şikayetleri ciddiye alınarak dinlenmeli, hastaya ve şikayetlerine önem verilmeli ve tedavileri en son bilimsel buluşlar dikkate alınarak yapılmalıdır.

Hastaya önem vermek ona bir takım yanlış ve öznel telkinlerde bulunmak demek değildir. Öyle bir yönteme asla baş vurulmamalıdır.

Psikolojik sorunları olan hastalar bir istisna değillerdir. Bütün hastalar için bu yöntemler izlenmelidir.

Sonunda hasta ilaçlarla tedavi edilmelidir. Bunun tek istisnası bazı hafif anksiyetler,fobiler olabilir. Onlardan bazıları psikoterapiden yararlanabilirler.

Her psikiyatrik hastalığın az çok psikoterapiden yararlanması mümkündür elbette ama, hepsini yalnız psikoterapi ile tedavi etmek yanlıştır.

İnsan makine değildir deyip, yalnız psikoterapinin uygulandığı hastaların bazıları, depresyonda iseler, intihar edebilirler. Ya da ilaçsız tedaviler hastalıkların ilerleyip kronikleşmesine neden olabilir.

Psikolojik hastalıkların tedavisi bilimsel yöntemlerle yapılır ama çoğu kere her tedavi gibi, onların tedavisi de bir sanattır. Aynı yöntemi her doktor aynı başarı ile uygulayamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hobiler can simididir, mutlaka edin..Özel bir ilgi alanın yoksa neyden şilayetçiysen o yönünü geliştirecek hobiler edin..

Örneğin huzuru yanlızlıkta arayan biri ebruli sanatını yada yazarlığı hobi edinebilir, yanlızlıktan şikayetçi biri daha sosyal şeyleri hobi edinebilir, spor salonuna gitmek, tiyatro kursu, gezginlik, fotoğraf vs..

Hayvan beslemek çok güzel birşey.

dertli olmanın sırrı boş zamanının fazla olmasından da kaynaklanabilir o boş zamanları doldur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sadece psikoterapi bir işe yaramaz.Lakin yerince olmazsa olmazdır.İlaçlarda öyle. Hastalığın doğasına bakmak gerekli.İlaç gerekli olduğunda ilaç kullanılmalı. Şimdi ,aşağı ya yazdığım adreslere tıklayıp arkanıza yaslanıp gözlerinizi kapatın ve dinlediklerinizin tadını çıkarın. 3 adresi de aynı anda açmanızı tavsiye ederim.

http://www.rainymood.com/

http://www.forestmood.com/

http://fizy.com/#s/16qck3

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

hiena , bunlar gerçekten önemli şeyler değil. Psikolojiden hiç anlamam. Ama bazen "s*ktir et" diyebilmelisin. Ben de astım hastasıyım. Ne zaman dışarı çıksam tıkanacakmış gibi hissediyordum. Bir gün bu rahatsızlıklarımın bazılarının psikolojik olduğunu düşündüm. Ve bilerek yanıma ilacımı almadan çok uzaklara gittim. Hem de koşarak. Artık çoğu yere astım ilacımı götürmüyorum. Çözüm takmamakta.

Teşekürler..

Sizin ki karoas 'ın da dediği gibi iyileşmeye olan inanç olmalı..

Sağlıklı olanmaya inanmalı ve kendimizi güçlü hisetmeliyiz..

Bu bazen zor olsa da , denemeye çalışıcam..

tarihinde hiena_16 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

nevi uyuş

Tamamı değil,Psikosomatik rahatsızlıklarda organizmadan kaynaklanan bir rahatsızlık göremezsiniz.

Depresyon tanısı konmuş yukarıdaki arkadaş bir psikiyatrist'e gitmekle doğru yapmış. Antidepresanlar doktor kontrolünde alınmalı ve yan etkisi olduğu unutulmamalıdır. Sorunun mide de çıkması normal, zira stress anında kaç ya da savaş güdüsü işler ve vücut kanının çoğu kol ve bacaklara pompalanır ve gereken bu kan, ilk olarak sindirim sistemi gibi sistemlerden çekilir. Antidepressanlar bir nevi uyuşturucu sayılabilir.Geçici rahatlama sağlanır. Önemli olan sizi depresyona sokan uyaranları ve sebepleri yok etmektir.

Kendinizi rahat hissettiğiniz hobiler edinin ve mümkün olduğu kadar stress ten kaçının. Dr. tavsiyesi ile bir terapiste de başvurabilirsiniz.

Antidepreslar bi nevi uyusturucu sayılabilir.geçici rahatlama sağlanır..

Demişssiniz..

Antidepresan ilaçların sadece rahatlama sağladığını tedavi etmediğini mi düşünüyorsunuz?

Doğru mu anlamışım ..

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgili aberfort

Seninde demek istediğin sanırım şu;

İlaçlar sizi depresyondan tamamen çıkarmaz sadece depresyondan cıkmanıza biraz yardımcı olur..

Depresyondan cıkmanız ilaçların aksine sosyal aktiviteleriniz hobileriniz gibi

sosyal alışkanlıklar yani belli bir hayat düzeniyle mümkün olur..

Her insanın depresyondan çıkış yolunun farklı olduğunu ve

depresyonu karanlık bir yola benzetip ilaçların sadece bu yolu aydınlattığını söylemişsin..

Bu yoldan çıkış sanırım daha çok sosyal yolla olucak sana göre...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atidepresan kullanan biri olarak birinci ağızdan sana söylemek istiyorum. Mümkünse, kendini aşırı kötü hissetmiyorsan o ilaçlara asla bulaşma. Alışkanlık mı yapar? Hayır. Ama gün gelip ilacı bırakma zamanın geldiğinde etkileri kolay kolay bitmez. Dozajı ağır bir antidepresanın etkilerinin vücuttan atılması aylar sürüyor.

Not: Burada sadece kendi fikrimi yazıyorum. Sakın ha bak ben doktor değilim. Eğer doktorun senin antidepresan kullanmanı uygun görüyorsa kullan. Sakın kimsenin lafıyla hareket etme. 7 sene dirsek çürütmüş doktor mu iyisini bilir, yoksa bizler mi?

Senin için namazlarımdan sonra dua edeceğim. Allah şifa versin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Antidepreslar bi nevi uyusturucu sayılabilir.geçici rahatlama sağlanır..

Demişssiniz..

Antidepresan ilaçların sadece rahatlama sağladığını tedavi etmediğini mi düşünüyorsunuz?

Doğru mu anlamışım ..

Nörobiyoloji anlamında açıklama yapma isteyen kişi ,sinirler, nöronlar arasındaki bağlantılar ve nörotransmitter gibi kimyasallar ile konuyu açıklar. Mesala mevsim yorgunluğunu, hava basıncındaki , ısıdaki , nemde ki değişimin vücuttaki biyokimsaları etkiler ve davranışta nörokimyasal olaylar kendini gösterir şeklinde açıklama yapar.

Antidepressan ilaçlar duygu ile sinirsel bağı keser lakin yaşadığınız problem devam ettikçe ,probleminiz ortadan kalkmadıkça depresyondan çıkmanız zordur. Aslında bu depresyonun nedenine de bağlı. Neden ortadan kalkarsa,hastalıkta iyileşme gözlenir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zihinsel (ruhsal hastalıklar da denir) hastalıkların tedavisinde ilaç kullanımı geçici, psikoterapötik yöntemin ise kalıcı bir iyileşme sağlayacağına dair yaygın bir inanç var. Bunun iki ayrı nedeni bulunmakta.

Birinci neden, zihinsel (ruhsal) hastalıkların "soyut" bir hastalıkmış gibi algılanması, diğer neden de tedavide kullanılan ilaçların bağımlılık yaptığı veya çok etkili yan etkilerinin bulunup kişiye ciddi zararlar verdiği yönündeki olumsuz ön yargıdır..

Duygu, düşünce, algı, bellek, yargılama, karar verme vb her aktivite, beyin hücrelerinin faaliyetiyle ilgilidir, kimi basit kimi karmaşık kimyasal süreçler ürünüdür. Kişiliğimizin de toplamını oluşturan bu süreçler hiçbir biçimde "soyut" olarak ele alınamazlar ve bedenden ayrı bir yapıymış gibi düşünülemezler.

Böyle bakmak, hastalıkları "aslında yokmuş" ya da "yanılsama imiş", hatta bir anlamda "boşlukta kendiliğinden ortaya çıkmış" gibi değerlendirmeye, gerçeği görmekten uzaklaşmaya neden olur. Böyle bakınca hastayı tedavi edemezsiniz zaten. Dünyanın en doğru psikoterapötik yöntemlerini de kullansanız, hastayı tedavi edemezsiniz.

Çünkü tedavi bir bütündür.

Burada sorun, farmokoterapi ile psikoterapi arasında bir seçim, bir tercih yapmak gerektiği düşüncesidir. Bu tamamen yanlış bir düşüncedir,

Psikiyatrik hastalıkların büyük çoğunluğu, bu iki tedavi yönteminin bir arada kullanılmasıyla tedavi edilir. Psikoretapötik tedavi de zihinsel süreçlerin işleyişlerine,yani beyinin işlevlerine önemli ölçüde etki eden bir yöntemdir. Hastanın algısını, düşüncelerini ve ardından davranışlarını düzenlemede çok önemli bir etkendir.

Psikoterapinin farmakoterapiden daha iyi ve önemli olduğunu gösteren hiçbir bilimsel veri, çalışma, gerçek vb. yoktur. Çok basit birkaç istisnası dışında, ilaca başvurmadan iyileştirilecek psikiyatrik hastalık yoktur.

Bunun yanında, psikoterapiye başvurmadan sadece ilaçla tedavi edilebilen hastalıklar da bulunur.

Tüm bunlara karar verecek kişi psikiyatrdır. Günümüzde esas büyük sorun psikoterapinin mi yoksa ilaçla tedavinin mi daha etkin olduğu değil, hangi hastada hangisinin ne kadar, ne zaman ve hangi oranda kullanılacağına karar verebilmektir.

Özellikle majör depresyonu sadece psikoterapiyle tedavi etmeye kalkmak, ya da psikoterapinin ilaçlardan çok daha etkili olduğunu söylemek, modern bilimle hiçbir şekilde bağdaşmadığı gibi, zararlı ve tehlikelidir de.

Tedavi bir bütündür. Doğru adres daima bir psikiyatrdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tedavi elbette bir bütündür.Buna katıyorum. Antideprasan ların yan etkilerine gelince yan etkisi yoktur diyemem. Size uygun ilacın ve dozajın doktor kontrolünde alınması önemlidir. Tedaviye genelde tek ilaçla başlanıp duruma göre zamanla dozajı arttırılır ve kişiye mutlaka Alkol kullanıp kullanmadığı sorulmalıdır. Yaşılarda genelde doz düşürülür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fani sesler güzelmiş sağol, bunları açıp kitap bile yazabilir insan.....bunun içine subliminal birşeyler yüklenirse dinlenir yoksa şarkı olunca sıkıcı olur hep aynı şarkıyı nasıl dinlersin...

Sumliminal ile ilgili bir konu açtım ama rağbet olmadı. o konuya bir bakın isterseniz ateistcafade, biliçaltı kurgulama teknikleri..

Mesela gece ingilizce sesi açıp o şekilde uyursan ve bunu tekrarlarsan beyin öğrenmeye başlıyormuş yani kanıtı varmı bilmiyorum ancak tartışılıyor..subliminal seslerin neden baş ağrısı yaptığıda ilginç sonuçta normal şarkı gibi o sesi duymadığın halde başın ağrıyorsa demek ki beyin algılıyor o subliminal mesajı ? ayrıca önyargı ve alışkanlıkları değiştirmeye yönelik subliminallerde şiddetli başağrısı olup sonra azalıyor ve geçiyormuş enteresan..

Psikiyatris meselesinde ise; benim kendi fikrim kişiye göre tedavi olursa başarı oranı yükselir, 150 kişinin sırada beklediği,psikiyatristin bırakın hastayı kendi akıl sağlığıyla daha çok uğraşmak zorunda kaldığı yerler olduğu gibi daha kaliteli lüks yerlerde kişiyi birebir takip edip daha başarılı çalıştığı yerlerde olabiliyor..paranın gücü adına.. :)

Ayrıca bazı psikologlar sadece gaz mantığıyla çalışıyor, kişi kendini en fazla 1 gün iyi hissediyor sonra aynı beyin masajı gibi..

Bence ülkemizde çok kişinin psikolojisi bozuk ancak farkında değil normalleşmiş belkide psikolojisi bozuk değil başkasına anormal geliyor karmaşık durumlar..

tarihinde internettin_hoca tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...