Jump to content

Sevan Nişanyan Alkışlanmalıdır


Recommended Posts

Nasıl bir demokratik cumhuriyet ki o tek parti var, cumhurbaşkanı ve parti başkanı ve başkumandan aynı adam, meclisin üyelerini kendi belirliyor. Ülkede farklı fikirde konuşan idam ediliyor. Herkes korku içinde "yaşasın paşam" demeye mecbur bırakılıyor.

Kuzey Kore'nin resmi ismi nedir biliyor musun? Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti.

Bugün İngiltere de bir meşrutiyettir, cumhuriyet değildir.

Hangisi demokratik hangisi diktatörlük sence?

Demek ki "cumhuriyet" olmak bir ülkeyi demokratik yapmıyor. Demokratik olmakla bir ülkede bir adamın her türlü yasanın üstünde olması ve "ebedi şef" falan olması zıt şeylerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 117
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yahu yeter. Sıkılmadın mı aynı deli saçması, en küçük bir mantık taşımayan soruları tekrar tekrar sormaya?

Biz sıkıldık aynı şeyleri söylemekten.

Demokrasi size üç beden büyük o'lum. Siz onu hemen dinciye özgürlük olarak manipüle ediyor sapıtıyorsunuz. İnönü saflık etmiş, demokrasiye geçmek zamanıdır demiş ve Menderes pisliğininin din kullanarak ülkenin başına geçmesine neden olmuş, o günden sonra da bir türlü doğrulamamışız işte.

Salak. Sen kim demokrasi kim? Demokrasi bilinç işidir deyip durmuyor muyuz? Bu halkı onlarca yıldır eğitimsiz bırakan, bu hale getiren kim? Bu ülkenin iktidarları kimlerdi bunca zaman? Sağcı, muhafazakar, dinden tarikatlardan burnunu çıkarmayan liberal pislikler değil miydi?

Bana İngiltere'den sözediyor ezik; cumhuriyet anlatıyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nasıl bir demokratik cumhuriyet ki o tek parti var, cumhurbaşkanı ve parti başkanı ve başkumandan aynı adam, meclisin üyelerini kendi belirliyor. Ülkede farklı fikirde konuşan idam ediliyor. Herkes korku içinde "yaşasın paşam" demeye mecbur bırakılıyor.

Kuzey Kore'nin resmi ismi nedir biliyor musun? Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti.

Bugün İngiltere de bir meşrutiyettir, cumhuriyet değildir.

Hangisi demokratik hangisi diktatörlük sence?

Demek ki "cumhuriyet" olmak bir ülkeyi demokratik yapmıyor. Demokratik olmakla bir ülkede bir adamın her türlü yasanın üstünde olması ve "ebedi şef" falan olması zıt şeylerdir.

İyi de benim ahmak çocuğum, demokratik olmak da bir işe yaramıyor.

Bizdeki demokrasi gibi.. Demokrasi çoğunluğun azınlığa hükmetmesi değil ki. Ona senin gibi aptallar inanır.

Demokrasi çoğunluğun ülkenin tümünün yararı için kararlar almasıdır.

Türkiye'de bunu yapan bir hükümet mi var?

Türkiye'de yalnız kendi dinci ve bağnaz acendasını gerçekleştirmeye çalışan bir hükümet var. Adına demokrasi derken utanır insan biraz.

Hükümet muhalefetten en ufak bir şekilde bile etkilenmiyor. Azınlığı hiçbir şekilde dikkate almıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Ezik".

Bu ülkede herkes ezik. Devletin otoritesi hepimizin ruhunu ezdi. Bu iş de bize Atatürk'den mirastır.

Siz mesela diyorsanız ki bir ülkede "ilerlemenin" sağlanması için bazı çatlak sesleri biraz susturmak mesafe katetmede faydalı olacaktır. Bunun için baskıcı bir rejim kurulsun. İnsanlar biraz özgürlüğünden feragat etsin ama nihayetinde hepimizin faydası için bu...

Aynı zihniyet İslamda da var. Mesela diyor ki kadınların açık saçık olması fitne yaratıyor, onları kapatmak onları kısıtlıyor ama toplum açısından faydalı işte.

Veya diyor ki, şeriatin ceza metotları vahşice olabilir ama caydırıcılık açısından asayişi sağlamaya çok faydalı olur.

Komunistler de mesela diyor ki, insanların ekonomik faaliyetlerinin serbest olması, mal mülk edinme haklarının olması toplumda ekonomik eşitsizlik yaratıyor. Kimi insanların muzdarip olmaması için tüm mal mülk devletin olsun, herkes de devletin verdiği işi yapsın. Biraz rahatsız bir ortam olacak ama sonuçta fakirliğin önüne geçecez.

Bu zihniyet, yani bireyin özgürlüğünü görmeyip kendi açılarından "TOPLUMUN FAYDASINI" gören zihniyet şunu bile diyebilir aslında: "suç oranlarını sıfıra indirmek için, tam bir asayiş için herkesin boynuna bir tane elektronik tasma takacaz, bu sürekli devlete sinyal gönderecek. İnsanlar bunu çıkarmaları için anahtarları olmayacak. Çıkaranı idam edecez. Suç işleyen olursa da bu tasma sayesinde asayiş birimlerinin anında haberi olacak. Ve adama direk elektrik verip etkisiz hale getirecek."

Mesela bu şekilde asayişin sağlanması açısından çok mesafe katedilebilir.

Eğer ki sen "toplumun faydası" açısından önemli olan şeyin herkesin "Atatürk" sembolü etrafında, temiz "çağdaş" kıyafetler içinde, tek sıra halinde, düzenli bir şekilde dizilip, bayrağa vatana marşlar okuyup bağlılık yeminleri etmesi olduğunu düşünüyorsan, sonra da bu insanların "ülke için çalışıp ürettikten" sonra senin estetik anlayışına göre bir de "çağdaş" cemiyet hayatı ve kültürel faaliyetleri olması olduğunu düşünüyorsan, ve bu amaca ulaşmak için herkesi bu plan ve proje etrafında bunu hayata geçirmek üzere işe koyulmaları için ikna etmek ve teşvik etmek için ve yeni nesillerin zihinlerini kendi projene göre oyun hamuru gibi yoğrumak için devletin gücünü kullanmak istediğinde karşına muhalefet edenler çıkıyorsa, o zaman bunların muhalefet etme haklarını ellerinden almak "toplumun faydasına" olacaktır. Ve bunların fikirlerini ifade etmelerini, senin politikalarını eleştirmelerini, gazetede kitapta bunları tartışmalarını yasak edip, parti kurmalarını yasayla engelleyip, veya devletin gizli servisi eliyle siyasi suikastler ve hukuksuz tutuklamalar ve hapis cezaları ile insanları sindirmek istersen mesela, bu senin amaçların açısından çok faydalı olur.

Ama geriye bırakacağı sadece otoriter, gerektiğinde hukuksuz işler yapan bir devlet geleneği, ve korkudan sinmiş, ruhları ezilmiş, birey olmaları ve kendi kendine düşünme kabiliyetine sahip olmaları engellenmiş, bir nevi sakat bırakılmış bir toplum olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Ezik".

Bu ülkede herkes ezik. Devletin otoritesi hepimizin ruhunu ezdi. Bu iş de bize Atatürk'den mirastır.

Siz mesela diyorsanız ki bir ülkede "ilerlemenin" sağlanması için bazı çatlak sesleri biraz susturmak mesafe katetmede faydalı olacaktır. Bunun için baskıcı bir rejim kurulsun. İnsanlar biraz özgürlüğünden feragat etsin ama nihayetinde hepimizin faydası için bu...

Aynı zihniyet İslamda da var. Mesela diyor ki kadınların açık saçık olması fitne yaratıyor, onları kapatmak onları kısıtlıyor ama toplum açısından faydalı işte.

Veya diyor ki, şeriatin ceza metotları vahşice olabilir ama caydırıcılık açısından asayişi sağlamaya çok faydalı olur.

Komunistler de mesela diyor ki, insanların ekonomik faaliyetlerinin serbest olması, mal mülk edinme haklarının olması toplumda ekonomik eşitsizlik yaratıyor. Kimi insanların muzdarip olmaması için tüm mal mülk devletin olsun, herkes de devletin verdiği işi yapsın. Biraz rahatsız bir ortam olacak ama sonuçta fakirliğin önüne geçecez.

Bu zihniyet, yani bireyin özgürlüğünü görmeyip kendi açılarından "TOPLUMUN FAYDASINI" gören zihniyet şunu bile diyebilir aslında: "suç oranlarını sıfıra indirmek için, tam bir asayiş için herkesin boynuna bir tane elektronik tasma takacaz, bu sürekli devlete sinyal gönderecek. İnsanlar bunu çıkarmaları için anahtarları olmayacak. Çıkaranı idam edecez. Suç işleyen olursa da bu tasma sayesinde asayiş birimlerinin anında haberi olacak. Ve adama direk elektrik verip etkisiz hale getirecek."

Mesela bu şekilde asayişin sağlanması açısından çok mesafe katedilebilir.

Eğer ki sen "toplumun faydası" açısından önemli olan şeyin herkesin "Atatürk" sembolü etrafında, temiz "çağdaş" kıyafetler içinde, tek sıra halinde, düzenli bir şekilde dizilip, bayrağa vatana marşlar okuyup bağlılık yeminleri etmesi olduğunu düşünüyorsan, sonra da bu insanların "ülke için çalışıp ürettikten" sonra senin estetik anlayışına göre bir de "çağdaş" cemiyet hayatı ve kültürel faaliyetleri olması olduğunu düşünüyorsan, ve bu amaca ulaşmak için herkesi bu plan ve proje etrafında bunu hayata geçirmek üzere işe koyulmaları için ikna etmek ve teşvik etmek için ve yeni nesillerin zihinlerini kendi projene göre oyun hamuru gibi yoğrumak için devletin gücünü kullanmak istediğinde karşına muhalefet edenler çıkıyorsa, o zaman bunların muhalefet etme haklarını ellerinden almak "toplumun faydasına" olacaktır. Ve bunların fikirlerini ifade etmelerini, senin politikalarını eleştirmelerini, gazetede kitapta bunları tartışmalarını yasak edip, parti kurmalarını yasayla engelleyip, veya devletin gizli servisi eliyle siyasi suikastler ve hukuksuz tutuklamalar ve hapis cezaları ile insanları sindirmek istersen mesela, bu senin amaçların açısından çok faydalı olur.

Ama geriye bırakacağı sadece otoriter, gerektiğinde hukuksuz işler yapan bir devlet geleneği, ve korkudan sinmiş, ruhları ezilmiş, birey olmaları ve kendi kendine düşünme kabiliyetine sahip olmaları engellenmiş, bir nevi sakat bırakılmış bir toplum olur.

Mustafa Kemal böyle bir toplum oluşturmamıştır.

Mustafa Kemal böyle bir toplum devralmıştır.

Mustafa Kemal onu ihya etmeye çalışmıştır ve bunda da çok başarılı olmuştur.

Böyle bir toplumu nasıl çağa uydurursun?

Bu soruyu sormuştur Mustafa Kemal. Ve cevabını vermiştir.

Geçici bir dönemdir Atatürk'ün kurduğu sistem.

Nitekim İnönü çoklu demokrasiye geçmiştir.

Bize gazel okuyorsun.. Bu yazdıkların Atatürk devrimlerine karşı bir görüş değil.

Genel bir görüş ve bizle ilgili bile değil.

Atatürke kurban ol sen sapık..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim adıma konuşma, ezik. Bana soru sormuşsun da ben yanıtlamışım, neyin nasıl olmasını istediğimi belirtmişim, sen de şimdi onları yanıtlıyormuşsun gibi yazma.

Hayali arkadaşın var, onu görüyorum ama onu benim üzerimden hayata geçirmeye kalkma.

Yanıtladığın düşünceler bana ait değil, hayali arkadaşına ait.

Bundan sonra onunla devam edersin. Beni kullanmadan yap ama. İşin rengi değişmesin sonra...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kültürün gelişmesi için insanların özgür olması lazım. Özgürce tartışan insanlar belli konuları daha sofistike bir düzeye getirirler. Kültürler bu şekilde gelişiyor.

Evrim de böyledir. Evrimin hammaddesi bir nesildeki çeşitliliktir. Bu çeşitlilik içinde bazıları elenir, bazıları kalır. Sonra yeni nesil de gene bir çeşitlilik ve yenilik vardır. Ve çevre koşulları gene bunları elemeye tabi tutar.

Kültür için de gelişme daha sofistike hale gelmesi için tek tek bireylerin özgürce konuşmasına, kendini ifade etmesine, yeni pratikleri ve fikirleri yaratıp ortaya koymalarına izin vermelisin. Kültür içinde de faydasız pratikler ve yanlış fikirler zamanla elenecektir. Ve kültür daha sofistike olacaktır.

Ama sen dersen ki bir tane süperzeka herkes için neyin iyi olduğunu bulmuş, bunu devlet zoru ile herkese kabul ettirecek, kimsenin de farklı birşey demesine izin vermeyecek... O zaman eline tek geçen sığ güdük kalmış bir kültür olur. Aynı bizimki gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kültürün gelişmesi için insanların özgür olması lazım. Özgürce tartışan insanlar belli konuları daha sofistike bir düzeye getirirler. Kültürler bu şekilde gelişiyor.

Evrim de böyledir. Evrimin hammaddesi bir nesildeki çeşitliliktir. Bu çeşitlilik içinde bazıları elenir, bazıları kalır. Sonra yeni nesil de gene bir çeşitlilik ve yenilik vardır. Ve çevre koşulları gene bunları elemeye tabi tutar.

Kültür için de gelişme daha sofistike hale gelmesi için tek tek bireylerin özgürce konuşmasına, kendini ifade etmesine, yeni pratikleri ve fikirleri yaratıp ortaya koymalarına izin vermelisin. Kültür içinde de faydasız pratikler ve yanlış fikirler zamanla elenecektir. Ve kültür daha sofistike olacaktır.

Ama sen dersen ki bir tane süperzeka herkes için neyin iyi olduğunu bulmuş, bunu devlet zoru ile herkese kabul ettirecek, kimsenin de farklı birşey demesine izin vermeyecek... O zaman eline tek geçen sığ güdük kalmış bir kültür olur. Aynı bizimki gibi.

Sen iyice zırvalıyorsun.

Türkler, her kim iseler, hiçbir zaman kendi başlarına karar veren insanlar olmamışlardır.

Her zaman başlarında buluna bir başbuğa veya bir lidere, padişaha vs tabi olmuşlardır.

O liderler de onları istedikleri gibi, yalnız kendilerini düşünerek, koyun sürer gibi sürmüşlerdir.

Atatürk de aynı şeyleri devam ettirmiştir.

Ama kendini düşünmeden.. Kendine pay çıkarmadan.. Bu koyun gibi olan insanları biraz daha koyun gibi sürerek, aydınlığa çıkarmaya çalışmıştır.

Başka ne yapabilirdi?

Atatürk'e despot demek onun çabalarına karşı ihanettir.

Bir milleti zorla iyiliğe ve güzelliğe sevkeden bir despottur Atatürk.

Onları eze eze adam olmaya zorlamıştır.

Var mı böyle bir lider dünyada..

Kendi iyiliğini, çıkarını bilmeyen bir millete zorla yol göstermiştir Atatürk..

Onu adam etmiştir.

Etmeseydi ne olurduk diye düşündünüz mü hiç?

Sarıklı, entarili, fesli, türbanlı, tesettürlü bir millet olurduk, Kur'an ile eğitilen..

Hoş şimdi o yöne doğru ilerliyoruz. Sayenizde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk, bu devleti kurabilmek adına kelleyi koltuğunun altına almış birisidir. Bence Dindarı da, Ateisti de kısaca bu ülkede yaşayan ,bu ülkenin ekmeğinden suyundan içen her ferd, Atatürk'e şükran duymalı...

tarihinde bakifani tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Osmanlı'da bile ittihat ve terakki fırkası, Hürriyet fırkası, sosyalist fırka gibi çeşitli partiler vardı, hatta padişahtan yardım alan bile vardı. Osmanlı cumhuriyet dönemine göre her bakımdan çok daha demokratikti.

Sorumsuz bir yorum. Osmanlı yozlaşmış ve çökmekte olan bir imparatorlukdu.. Çöktü gitti..

Geride ne kaldı.. bir düşünün şöyle.. Osmanlı nasıl bir miras bıraktı? İyi ne kaldı geride?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorumsuz bir yorum. Osmanlı yozlaşmış ve çökmekte olan bir imparatorlukdu.. Çöktü gitti..

Geride ne kaldı.. bir düşünün şöyle.. Osmanlı nasıl bir miras bıraktı? İyi ne kaldı geride?

Bütün devletlerin bir ömrü vardır. Osmanlı'nın da o kadardı işte.

http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/?s=miras&submit=Ara

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sadece hastane olur mu? Dahası da var.

http://belgelerleger...rika&submit=Ara

Pardon.... Ayakkabı, çini ve mini fabrikalarını unutmuşum..

Bütün bu yatırımlar İstanbul'da yapılmış. Ne mutlu bizlere.

Lağımlarını nereye boşaltırlardı bu işyerleri?

Bok içinde yüzerdi İstanbullular.. Ve tabii bütün Anadolu..

Ama onlar Kemalist boku bile değildi. Osmanlı bokuydu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kültürün gelişmesi için insanların özgür olması lazım. Özgürce tartışan insanlar belli konuları daha sofistike bir düzeye getirirler. Kültürler bu şekilde gelişiyor.

Evrim de böyledir. Evrimin hammaddesi bir nesildeki çeşitliliktir. Bu çeşitlilik içinde bazıları elenir, bazıları kalır. Sonra yeni nesil de gene bir çeşitlilik ve yenilik vardır. Ve çevre koşulları gene bunları elemeye tabi tutar.

Kültür için de gelişme daha sofistike hale gelmesi için tek tek bireylerin özgürce konuşmasına, kendini ifade etmesine, yeni pratikleri ve fikirleri yaratıp ortaya koymalarına izin vermelisin. Kültür içinde de faydasız pratikler ve yanlış fikirler zamanla elenecektir. Ve kültür daha sofistike olacaktır.

Ama sen dersen ki bir tane süperzeka herkes için neyin iyi olduğunu bulmuş, bunu devlet zoru ile herkese kabul ettirecek, kimsenin de farklı birşey demesine izin vermeyecek... O zaman eline tek geçen sığ güdük kalmış bir kültür olur. Aynı bizimki gibi.

Onlar ki, sözü dinler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahipleridir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen iyice zırvalıyorsun.

Türkler, her kim iseler, hiçbir zaman kendi başlarına karar veren insanlar olmamışlardır.

Her zaman başlarında buluna bir başbuğa veya bir lidere, padişaha vs tabi olmuşlardır.

O liderler de onları istedikleri gibi, yalnız kendilerini düşünerek, koyun sürer gibi sürmüşlerdir.

Atatürk de aynı şeyleri devam ettirmiştir.

Ama kendini düşünmeden.. Kendine pay çıkarmadan.. Bu koyun gibi olan insanları biraz daha koyun gibi sürerek, aydınlığa çıkarmaya çalışmıştır.

Başka ne yapabilirdi?

Atatürk'e despot demek onun çabalarına karşı ihanettir.

Bir milleti zorla iyiliğe ve güzelliğe sevkeden bir despottur Atatürk.

Onları eze eze adam olmaya zorlamıştır.

Var mı böyle bir lider dünyada..

Kendi iyiliğini, çıkarını bilmeyen bir millete zorla yol göstermiştir Atatürk..

Onu adam etmiştir.

Etmeseydi ne olurduk diye düşündünüz mü hiç?

Sarıklı, entarili, fesli, türbanlı, tesettürlü bir millet olurduk, Kur'an ile eğitilen..

Hoş şimdi o yöne doğru ilerliyoruz. Sayenizde.

Muhammed koyun gibi olan insanları yöneterek, aydınlığa çıkarmaya çalışmıştır.

Muhammed'e despot demek onun çabalarına karşı ihanettir.

Bir milleti zorla iyiliğe ve güzelliğe sevk eden bir kurtarıcıdır Muhammed.

Onları eze eze adam olmaya zorlamıştır.

Var mı böyle bir lider dünyada?

Kendi iyiliğini, çıkarını bilmeyen bir millete zorla yol göstermiştir Muhammed.

Onu adam etmiştir.

Etmeseydi ne olurduk diye düşündünüz mü hiç?

Şapkalı, mini etekli, baldırı çıplak bir millet olurduk, nutuklar ile güdülen.

Hoş şimdiye kadar hep o yöne doğru ilerledik. Sayenizde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Asıl sorun zaten "iyilik ve güzelliğin" ne olduğu. Herkes "iyilik ve güzellik" ister, ama herkes için "iyilik ve güzellik" farklı olabilir. Bir adam nasıl kalkıp herkes için geçerli olan "iyilik ve güzelliği" bildiğini iddia eder ve hatta herkesi buna zorlar?

Liberal demokrasinin özü her vatandaşın kendisi için "iyilik ve güzellik" gördüğü neyse onu kendisi için arayıp bulma özgürlüğüne sahip olmasıdır. Amerikan anayasasında bu "mutluluğu aramak hakkı" olarak geçer. Onu da kendi anlayışına göre arayacaktır. Çünkü herkes için "iyi ve güzel" farklıdır.

Bu "kendi mutluluğunu aramak ve bulmak" kavramını bir varoluşçu filozof "kendini gerçekleştirmek" olarak da ifade edebilir. Ama bir rejim insanların kendini gerçekleştirmesine izin vermiyorsa ne olacak? Ya devlet karar veriyorsa bir insanın ne olacağına? Oyun hamuru gibi yoğuruyorsa insanların ruhunu?

Komunist diktatör herkes için "iyi ve güzel" olanın ne olduğunu bildiğini sanır ve bunu zorla empoze etmek ister. Laik milliyetçi diktatör de aynıdır. İslam da aynıdır. Bunların hepsi liberal demokrasinin zıttı rejimlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birtane site bulmuşsun her defasında gelip caka satıyorsun.

Senin gibi yobazlar yüzünden matbaa bile 200 yıl sonra girdi bu topraklara.

Atıyorsun.

http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/?s=matbaa&submit=Ara

tarihinde Cervantes tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...