Jump to content

10 sorum var, cevaplar mısın haci?


Recommended Posts

1)-Rastlantılarla ortaya çıktığı iddia edilen ilk biomoleküller beslenme, üreme, korunma gibi canlılık özelliklerine sahip değil miydi?

2)-Beslenme, üreme, korunma gibi canlılık özellikleri kompleks sistemlerdir. Az gelişmişleri, çeyrekleri, yarımları işe yaramaz. İşlevlik kazanması için eksiksiz oluşması gerekir. Bu kompleks sistemler rastlantılarla nasıl meydana geldi? İddia edilen ilk ilkel biomolekülün canlılık özelliklerine ve mekanizmalarına sahip olması gerekliliği onun tam bir canlı hücresi olduğunu kanıtlamıyor mu?

3)- Aynı dönemlerde ortaya çıkan prokaryot ve ökaryot hücreler arasında evrim mekanizmalarıyla asla açıklanamayan derin, geniş ve büyük yapı farklıkları için ne buyuruyorsunuz? Bu iki hücre arasındaki yapı farklılıkları öylesine büyük geniş ve derindir ki evrimcilerce ortaya atılmaya mecbur kalınan ökaryot hücreler prokaryot hücrelerden evrimleşti safsatası sadece ve sadece iki hücre arasında evrimsel bir bağ kurma amaçlıdır. Bilimsel hiç bir kanıta dayanmaz.

4)-RNA, DNA hücre çekirdeği rastlantılarla nasıl oluştu?

5)-Eşeysiz üremeden eşeyli üremeye nasıl geçildi? Eşeyli üreme bitkilerden hayvanlara milyonlarca canlı türü tarafından uygu-lanır ve hepside evrimsel bağ kurulamayacak kadar farklı yapılardadır. Ayrıca eşeyli üremede ayrı ayrı iki cins canlıya ihtiyaç duyulur. Bu canlıların cinslerine uygun olarak mükemmel ve eksiksiz olmaları gerekir. En küçük eksiklik ve aksaklık üremeyi durdurur. Bu mükemmel mekanizma milyonlarca canlı türünde rastlantılarla eksiksiz ve mükemmel olarak nasıl meydana geldi?

6)-Omurgasız canlılardan omurgalılara nasıl geçildi?

7)-Yumurtlayan soğukkanlı canlıklardan doğuran sıcakkanlık canlılara nasıl geçildi?

8)-Prekambriyen dönemde sadece ve seyrek olarak bazı omurgasızlar dışında herhangi bir fosil kaydı bulunmaz ama hemen ardındaki kambriyen döneminde yapı olarak birbirlerinden çok farklı canlılar aniden ve bol sayıda ortaya çıkarlar. Neden?

9)-Denizlerden karalara nasıl çıkıldı?

10)- Bir alt filumu olan tetrapodlarla primatlar arasındaki ara format canlıları nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1)-Rastlantılarla ortaya çıktığı iddia edilen ilk biomoleküller beslenme, üreme, korunma gibi canlılık özelliklerine sahip değil miydi?

Böyle bir iddia zaten yok. Raslantıyla hiç bir şey ortaya çıkmaz, kimya denen şeyin kuralları geçerlidir ve bu da gerekli şartlar var olan bir yerde canlı yapıların ortaya çıkışını zorunlu kılar.

2)-Beslenme, üreme, korunma gibi canlılık özellikleri kompleks sistemlerdir. Az gelişmişleri, çeyrekleri, yarımları işe yaramaz. İşlevlik kazanması için eksiksiz oluşması gerekir. Bu kompleks sistemler rastlantılarla nasıl meydana geldi? İddia edilen ilk ilkel biomolekülün canlılık özelliklerine ve mekanizmalarına sahip olması gerekliliği onun tam bir canlı hücresi olduğunu kanıtlamıyor mu?

Canlılarda böyle kompleks sitemler yok zaten. Velakin senin sounun cevabı şu: Basit sitem giderek karmaşıklaşır. Bilinen en ilkel çok hücreli canlıların, sinir sistemi yoktur mesela, sindirim sistemi çok ilkeldir vs. vs. İndirgenemez hiç bir sistem mevcut değildir doğada.

3)- Aynı dönemlerde ortaya çıkan prokaryot ve ökaryot hücreler arasında evrim mekanizmalarıyla asla açıklanamayan derin, geniş ve büyük yapı farklıkları için ne buyuruyorsunuz? Bu iki hücre arasındaki yapı farklılıkları öylesine büyük geniş ve derindir ki evrimcilerce ortaya atılmaya mecbur kalınan ökaryot hücreler prokaryot hücrelerden evrimleşti safsatası sadece ve sadece iki hücre arasında evrimsel bir bağ kurma amaçlıdır. Bilimsel hiç bir kanıta dayanmaz.

Sadece işkembeden bir sallama olmuş. Ökaryotların, evrimden başka hiç bir açıklaması yoktur işin doğrusu.

4)-RNA, DNA hücre çekirdeği rastlantılarla nasıl oluştu?

Rastlanyıla oluşmaz, sana kaç defa söylemek gerekiyor. RNA'nın süreç için ribozoma dönüşmesi kaçınılmazdır. Ribozomun fosforizasyonu da sana DNA'yı verir. Bunun nesi tesadüf, ne alakası var tesadüfle?

5)-Eşeysiz üremeden eşeyli üremeye nasıl geçildi? Eşeyli üreme bitkilerden hayvanlara milyonlarca canlı türü tarafından uygu-lanır ve hepside evrimsel bağ kurulamayacak kadar farklı yapılardadır. Ayrıca eşeyli üremede ayrı ayrı iki cins canlıya ihtiyaç duyulur. Bu canlıların cinslerine uygun olarak mükemmel ve eksiksiz olmaları gerekir. En küçük eksiklik ve aksaklık üremeyi durdurur. Bu mükemmel mekanizma milyonlarca canlı türünde rastlantılarla eksiksiz ve mükemmel olarak nasıl meydana geldi?

Bu olayda taaa bakteri olduğun dönemde, tip 2 ve tip 3 gen transfer mekanizmalarından kökenini alır. Gayet iyi bilinen basit bir evrimsel mevzudan ibarettir.

6)-Omurgasız canlılardan omurgalılara nasıl geçildi?

Kambriyen döneminde, sinir sisteminin gelişmesine paralel olarak geçildi. Sinir sistemini dış etkilerden koruyan bir yapı olarak başladı omurga.

7)-Yumurtlayan soğukkanlı canlıklardan doğuran sıcakkanlık canlılara nasıl geçildi?

Yumurtlayan o canlıların soğukkanlı olduğunu söylemek mümkün değildir, bu konu bilinememektedir. Pek çok bulgu, yumurtlayan o canlıların sıcakkanlı olduklarını ortaya çıkarır. Kas hareketleri el mahkum ısı ortaya çıkarır ve olay daha fazla hareket için bu ısıdan kurtulma mekanizmalarının gelişmesi ile başlar. Köpekbalıkları örneğin, sıcakkanlı olarak kabul edilmez ama kanları cidden sıcaktır. Ton balıklarının buz gibi suda vücut sıcaklıkları 40 dereceyi bulabilir. gördüğün gibi ,sıcaklık rüeten bir şey var ve bunu dengelemek sadece gerekenki, bu da iyi bilinen bir evrimsel süreçtir.

8)-Prekambriyen dönemde sadece ve seyrek olarak bazı omurgasızlar dışında herhangi bir fosil kaydı bulunmaz ama hemen ardındaki kambriyen döneminde yapı olarak birbirlerinden çok farklı canlılar aniden ve bol sayıda ortaya çıkarlar. Neden?

Omurgasız bir canlının nasıl fosil olabileceği söyleyebilirsen, buna bir cevap verebilme durumumuz olur. Prekambriyendeki canlıların fosilleri bile yoktur, genellikle bulunanlar kendileri değil, izleridir.

9)-Denizlerden karalara nasıl çıkıldı?

Yüzmede kullanılan hava keselerinin sayesinde. Solungaçlar tiroid, hava keseleri akciğer oldu. Ha bu olayda canlılar daha karaya çıkmadan oldu. 400 milyon yıl önce yaşayan pek çok balık hava soluyan akciğerli balıklardı ve bunlardan hala bolca var dünyada.

10)- Bir alt filumu olan tetrapodlarla primatlar arasındaki ara format canlıları nedir?

ara format diye bir şey yoktur. Ara form, kendisinden başka canlı türemeyen tür olduğu içinde, bu sorduğun sorunun anlamı yoktur.

Boş sorular, evrimi, biyolojiyi bilmeyen cahil cühelanın soracağı, cevapları her yerde çarşaf çarşaf yayınlanmış meseleler. Cahillik zor zenaat..

Vatikan evrimi kabul ederekn, keyfine geldiği için değil, eli mahkum olduğu için kabul etti. Siz kendinizi hristiyanlardan daha akıllı sanmayın ,zira zaten müsloşluğun emaresi embesil ve zırcahil olmaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

1)-Rastlantılarla ortaya çıktığı iddia edilen ilk biomoleküller beslenme, üreme, korunma gibi canlılık özelliklerine sahip değil miydi?

2)-Beslenme, üreme, korunma gibi canlılık özellikleri kompleks sistemlerdir. Az gelişmişleri, çeyrekleri, yarımları işe yaramaz. İşlevlik kazanması için eksiksiz oluşması gerekir. Bu kompleks sistemler rastlantılarla nasıl meydana geldi? İddia edilen ilk ilkel biomolekülün canlılık özelliklerine ve mekanizmalarına sahip olması gerekliliği onun tam bir canlı hücresi olduğunu kanıtlamıyor mu?

3)- Aynı dönemlerde ortaya çıkan prokaryot ve ökaryot hücreler arasında evrim mekanizmalarıyla asla açıklanamayan derin, geniş ve büyük yapı farklıkları için ne buyuruyorsunuz? Bu iki hücre arasındaki yapı farklılıkları öylesine büyük geniş ve derindir ki evrimcilerce ortaya atılmaya mecbur kalınan ökaryot hücreler prokaryot hücrelerden evrimleşti safsatası sadece ve sadece iki hücre arasında evrimsel bir bağ kurma amaçlıdır. Bilimsel hiç bir kanıta dayanmaz.

4)-RNA, DNA hücre çekirdeği rastlantılarla nasıl oluştu?

5)-Eşeysiz üremeden eşeyli üremeye nasıl geçildi? Eşeyli üreme bitkilerden hayvanlara milyonlarca canlı türü tarafından uygu-lanır ve hepside evrimsel bağ kurulamayacak kadar farklı yapılardadır. Ayrıca eşeyli üremede ayrı ayrı iki cins canlıya ihtiyaç duyulur. Bu canlıların cinslerine uygun olarak mükemmel ve eksiksiz olmaları gerekir. En küçük eksiklik ve aksaklık üremeyi durdurur. Bu mükemmel mekanizma milyonlarca canlı türünde rastlantılarla eksiksiz ve mükemmel olarak nasıl meydana geldi?

6)-Omurgasız canlılardan omurgalılara nasıl geçildi?

7)-Yumurtlayan soğukkanlı canlıklardan doğuran sıcakkanlık canlılara nasıl geçildi?

8)-Prekambriyen dönemde sadece ve seyrek olarak bazı omurgasızlar dışında herhangi bir fosil kaydı bulunmaz ama hemen ardındaki kambriyen döneminde yapı olarak birbirlerinden çok farklı canlılar aniden ve bol sayıda ortaya çıkarlar. Neden?

9)-Denizlerden karalara nasıl çıkıldı?

10)- Bir alt filumu olan tetrapodlarla primatlar arasındaki ara format canlıları nedir?

- fantezi kuracağına dünyada ilk hayatın bakterilerle başladığını, sonra çekirdekli hücrelerin meydana geldiğini öğren.

- kompleks felan değil. kalıtımdan dna, bilgi transferinden rna, işlevsellikten protein ve protein yapılı enzimler sorumluydu. hücre zarı ise lipit iskelete sahip lipozomlardan gelişmiştir. organel olarak bakterilerde sadece ribozom gibi basit yapılara rastlanır. çekirdekli hücrelerdeki mitokondri gibi karmaşık sanılan basit organellerse, endosimbiyoz olayı sonrasında meydana gelmiştir.

- arkeolojik izlerden görüldüğü kadarıyla en önce siyanobakteriler evrimleşmiştir ve bunlarda prokaryottur. eukaryota dediğiniz çekirdekli ve çift zarlı organele sahip hücreler endosimbiyozis olayı sonucu meydana gelmiştir. endosimbiyosiz, bir prokaryotun kendisinden küçük prokaryot hücreleri yutması ve mutualist hayata evrilmesidir.

- en önce tek iplikli rna oluştu, sonra enzimlerin meydana gelmesiyle tek iplikli rna'dan çift iplikli dna sentezlendi. hücre çekirdeğide diğer organeller gibi endosimbiyoz olayının ürünüdür. bir prokaryotun diğerini yutması.

- eşeyli üreme, mayoz bölünmenin evrimleşmesi sonucu ortaya çıktı. yani mayoz sonuç değil, nedendir. bundan önce mitozla eşeysiz ürüyordu bakteriler. konjugasyon genetik alışveriş sağlasa bile eşeyli üreme değildir. yani bu da tek hücreli eukaryota formda meydana gelmiş, insan gibi türlere kadar aktarılmıştır.

- omurgasız hayvanlarla omurgalılar arasında ilkel kordalılar denen bir şube bulunur. omurgalılar ve ilkel kordalılar, kordata filumuna ait şubelerdir. ortak ata ile önce ilkel kordalılar (kafatassızlar, tulumlular, yarı sırtipliler) sonrada ilk çenesizler ortaya çıkmıştır. kordatların bir çoğunda omurga vazifesi gören bir sırtipi bulunur. omurgalıların embriyolarında da vücuda destekliği bu sağlar, sonra notokorda kaybolur ve yerini omur kemiklerinden oluşan çubuk yani omurga alır.

-doğuran sıcakkanlı canlılar "eteneli" "plasentalı" memeli olarak adlandırılır ve bu memeli sınıfının bir alt taksonudur. kuşlar, reptiller yani amniyonluların geri kalanları doğurmaz. sıcakkanlı kuşlar bile doğurmaz, hatta memelilerin ilkel olanları, ilk evrimleşenleride yumurtlayarak çoğalırlar. etenede bir anda çıkmamış, önce keseliler (sıçan, kanguru vs.) meydana gelmiştir, daha sonra gerçek anlamıyla doğrudan takımlar evrilmiştir. primatlarda doğurur, ve haliyle bir primat olan insanda.

geçiş nasıl oldu dersen, bunların hepsi amniyonludur. ancak yüksek memelilerde yavru bakımı had safada olduğundan plasenta dediğimiz rahim organi meydana gelmiştir.

- kambriyen patlaması denen olay, tek hücrelilikten çok hücreliliğe evrimin ürünüdür. dünyada o dönem bütün tek hücreli ortak atalar, çok hücreli bitki, hayvan vb. filumlarına dönüştüler. o dönemki jeolojik ve ekolojik etmenler buna yol açtı.

- sudan karaya çıkış, farklı canlı filumları için farklı ele alınmalı. etkeni, ozonun meydana gelmesi ve zararlı ışınımların süzülebilmesi sonucu, karaya evrimin mümkün hale gelmesidir. omurgalılarda akciğerli balıklar bunun kalıntısı olsa gerek.

- sınıflandırmadan habersizsiniz. tetrapodlar kendi içinde amfibianlar ve amniyonlular olarak ayrılır. amniyonlular sonra çıkmıştır ve ilk örneği reptillerdir. reptiller kendi içinde, anapsid, synapsid ve diapsid olarak ayrılır. kaplumbağa gibi türler anapsiddir. memeliler synapsidlerden evrilmiştir. kuşlarda, timsah ve dinozorlarla beraber bir diapsid taksonu olan arkozorlardan meydana gelmiştir. insan primat-memeli olduğuna göre, reptillerin synapsid kolundan evrilmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

cübbeli bu soruları sen mi soruyorsun yoksa birilerine mi sorduruyorsun? Bu soruların anlamlarını biliyor musun? Eğer öyle ise biyoloji konusunda bayağı yol katetmişsin.

Sorular alıntı, derdim öğrenmek. Yol katettim mi, evet kaplumbağa misali...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

1. Canlılığın bütün kompleks işlevlerini aynı anda sürdüren bir öncülden gelmesi gerektiği önyargısından kurtulmak gerek. Doğal seçilimin işleyebilmesi için tek bir kendisini kopyalayabilen ve rastgele değişebilen molekül yeterlidir. Proteinlerin ve RNA'nın kendi kendisini kopyalayabilmesini sağlayan çeşitli koşullar biliniyor. Çeşitli kil kristallerinin de kendilerini kopyalayabildiği, DNA'ya öncül olabileceği ve protein sentezine katalizörlük edebildiğini de biliyoruz (DNA'da çizgisel olmayan bir kristaldir zaten.) Ama bunların hangisi önce geliyordu şeklindeki bilmecenin şimdilik bir yanıtı yok. Tek söyleyeceğim şey senin düşündüğün kadar keskin bir uçurum yoktu canlılık ve cansızlık arasında.

2. Bu ilk soruya çok benziyor ve evrim hakkında bir yanlış anlaşılmaya sahip. Bir yapının en ilkel biçimleri ortaya çıktığında, direkt olarak sonda üstlendiği işlevi ortaya koymak üzere ortaya çıkmazlar. Diyelim ki göz. En ilkel gözlerin (Tek hücrelilerin ışık algılayan reseptörleri denebilir) ilk ortaya çıkışlarının, görme işlevine yaramayan, başka yapıların yeniden organizasyonu sonucunda ortaya çıktığı düşünülebilir. Bu tarz "görev değiştirme" ile gelen uyumlar sıklıkla görülür. Sen ise bir organın en ilkel biçimi o görev için var olur, sonra da sürekli aynı görevde mükemmelleşmeye yönelik uyumlar kazanır şeklinde düşünüyorsun. Oysa evrim eldekini "biçimlendirmek"dir. Sadece eklemez. Özellikle bu tarz uyumları göstermekte Dawkins'ten ziyade Stephen Jay Gould'un kitapları iyidir. Okumanı tavsiye ederim. Özellikle Darwin ve Sonrası ile Pandanın Başparmağı'nı.

3. "Açıklanamayan yapı farklılıkları"? Nedir onlar? Ve kim, prokaryotlarla ökaryotların aynı anda ortaya çıktığını söylemiş? Bildiğimiz en eski fosiller 3.5 milyar yıllık ve prokaryot. Ökaryot hücrelere ise 1 - 1.5 milyar yıl öncesine kadar hiç rastlanmamıştı. Yani elindeki bilgi baştan hatalı.

4. DNA'nın kökeniyle ilgili özellikle şu sıralarda popülerlik kazanmaya başlayan görüşler, 1. sorunda değindiğim inorganik kil kristallerine ve RNA Dünyası görüşüne dayanıyor. İkisinin de çeşitli zayıf noktaları var ve çözüm sadece birinden ziyade ikisinin de birleşiminden oluşuyor muhtemelen. Örneğin bütün canlılarda ortak olan mikro RNA kodlayan bazı evrensel ve çok küçük diziler bulduk. 15 - 20 nükleotitlik dizilerden bahsediyorum. Bu diziler çok uzak formlarda ortak olduğuna göre yaşamın kökeninin daha basit kodlama prensiplerine dayandığını güçlü bir şekilde gösteriyor. Aşamalılığı tamamen dışlıyor ve ilk yaşamı günümüz yaşamı gibi görmeye çalışıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

5. Yine önyargılardan ve kendi kabullerinden hareket ediyorsun. Eşeyli üreme bir tek hücrelilik icadıdır. Ve senin "alakasız" dediğin canlıların tek hücreli ve ökaryot ortak ataları var. Bu konuda "mitoz ile mayoz arasındaki ara aşamaları" gösteren bir makale Evrim Ağacı'nda yayınlanmıştı:https://www.facebook...164905806900836

6. Omurgasızların (Örneğin solucanlar) sinirlerine bakarsan beyin benzeri bir tanesinin yanı sıra şerit şeklinde gangliyonlarda duraklayan şerit şeklinde bir kümeleşme görünür. Önce tam anlamıyla kemik olmayan "yarı omurga" notokord vardır, bu şeridi "kapatır" ve tam omurgaya giden yoldaki iyi bilinen ara durumdur. Sonra da tam omurgaya giden yol açılır.

7. Yumurtanın yapısı ve anne rahminin yapısına bakarsan şaşırtıcı bir şey görürsün. İki yapı tam anlamıyla bir homolojiye sahiptir. Birindeki yapıları diğerinde gösterebilirsin. Doğurmanın ilkin evrimi, yumurtalarını yavrunun gelişimi tamamlandıktan sonra "yumurtlayan" canlılar aşamasında görülür. Ki ornitorenk yumurtlamasına rağmen bir memelidir -sıcak kanlıdır- ve bu duruma bir örnek teşkil eder. Sıcak kanlılığın evrimi ise kalbin evrimiyle ilgili. Sözün gelişi balıklarda 2 odacık, amfibi ve sürüngenlerde 3 odacık, sürüngen ve kuşlarda 4 odacıklı kalplere rastlıyoruz. Allah Allah, ne hikmetse evrimin bütün kanıtlarının gösterdiği sıralama da aynı biçimde. 4. odacık, alttaki büyük bir karıncığın 2'ye bölünmesiyle oluşmuştur ve gelişmiş sürüngenlerde kısmi 4 odacığa geçiş durumlarını görebilmekteyiz. Mesela timsahlarda suya daldıkları zaman karıncığın ortasında bir kapak kapanır ve kısa bir süre için 4 odacığa sahip olurlar.

8. Aslında trajik bir şekilde prekambriyenin fosil fakirliği yaratılışçılık karşıtı bir durumdur. Çünkü bir yaratılışçı bütün canlıların bir anda yaratıldığını söyler. Bu konuda birkaç alternatif var, konu özel ilgi alanım olduğundan kapsamlı bir okuma yapmıştım:

Stephen Jay Gould şu tarz bir görüşü savunmuştu: Az sayıda türün olduğu bir başlangıç evresinde doğal olarak az dallanma olur, fakat türlerin sayısı arttıkça artık "logaritmik" artışa dönüşür ve bir süre çok hızlanır. Ta ki ekolojik nişler (av avcı ilişkileri, besin piramitleri) oluşup bir dengeye kavuşana kadar. Denge kurulana kadar seçilimin ne kadar sert ve dengesiz işleyeceğini tahmin edebiliyor olmalısın.[/font]

Bazıları da vücut planlarının ilk evriminin bir sonucu olarak görüyor bu patlamayı. Genetik değişim "gelişim" sırasında ifade edilebilen mutasyonlarla işliyor. Dış yapısı daha kolay değiştirilebilen bir vücut planının evrimi bu tarz bir hızlanmayı tetiklemiş olabilir.

Son söyleyeceğim ise ökaryot hücrelerle ilgili. 3.5 milyar yıl önce prokaryotlar Dünya'daydı ama ökaryotlar 1.5 milyar yıl önce ortaya çıktı. Bunun nedeni ökaryot hücrenin evriminin oldukça şanslı iki rastlantıya dayanması. Zarlı organellerin, yani mitokondri ve kloroplastın hücre içine alınmasıydı bu rastlantılar. Ve nedenlerinden burada bahsetmeyeceğim ama prokaryotların hücre geometrisi çok hücreliliğe geçiş açısından uygun değildi. Ökaryot hücre evrildikten sonra çok hücreliliğe geçişin hız kazandığı bir dönem olabilir bu dönem. Eşeyli üremenin çeşitliliği artırıcı rolüne değinmiyorum bile.

Ve bonus da şu: Fosilleşebilecek sağlamlıktaki vücut planları ortaya çıktıkça fosil sayısı doğal olarak arttı diye düşünebiliriz.

Kaldı ki şu da var: Kambriyen dönemde çeşitli vücut planları ortaya çıkmasına rağmen bu planların gelişmiş uyarlamaları kambriyen dönemden çok daha sonraya aittir. Ne bir çeneli balık, ne amfibi, ne sürüngen ne de kuş veya memeli vardır. Sadece vücut planları ortaya çıkmıştır, bunların gelişkin uyarlamaları ise sonrayı beklemiştir. Bunu yaratılışçılıkla nasıl uzlaştırabiliriz bilmiyorum.

9) Pek çok insan yanlış bir şekilde akciğerlerin solungaçlardan evrildiğini söylüyor. Oysa solungaçlar insan çenesi ile ilişkilidir. Akciğerin kökeni hava kesesine sahip balıklara dayanır. Bu konudaki moleküler kanıtlar oldukça fazla. Ayrıca keseli balıkların et yüzgeçliler denilen bölümünün yüzgeç yapısı ayaklara dönüşebilmeye müsait önuyumlar içerir. Karaya geçiş için biçilmiş kaftan... Üstelik, morfolojik aşamalardan bahsetmiyorum, bu et yüzgeçlerden ayaklara giden genetik yolu "harfi harfine" tespit ettik desem? Bu o kadar ikna edici bir kanıt ki, ne kadar abartılsa azdır.

10. Fareler primatlara en yakın "diğer" omurgalılar olmakla birlikte kemik yapısı olarak da primat el ve ayaklarına en benzer yapıya sahipler. Üstelik Darwinium Masillae isimli fosil, farelerden primatlara giden yoldaki bir form olarak bulunmuştu. Genetik kanıtlar 60 milyon yıl kadar önceye bir ortak ata süresi biçmişti bütün primatlara (sadece büyük maymunlara değil, küçükleri de içine alan grup yani) bu fosil bulunmadan çok önce. Ve bu fosilde tahmin edilen zaman aralığına ait.

Bilemiyorum, bu soruları "öğrenmek" için sorduysan tatmin olacağını sanıyorum. Bazı soruların kesin yanıtları yok elbette. Ama şu bir gerçek: Evrimin canlılığın içerdiği bağlantıları ve bulguları anlamlandırabilme gücü çok fazla. Sen ise aklında birkaç soruyu "büyütüp" evrimin kendisinin kanıtlarına burun kıvırıyorsan, yaptığın şey bahane bulmaktan ibarettir. Gördüğüm yaratılışçı mantığı çoğu zaman bu oldu. Bütün bilgileri yadsırlar ve bilmediğimiz ya da kendilerinin anlamadıkları süreçleri hastalıklı bir şekilde tekrarlarlar. Bir şeyi açıklarsın, başka bir şeyi sorarlar ya da açıklamayı beğenmezler ve böyle sürer gider.

Link to post
Sitelerde Paylaş

va

Sorular alıntı, derdim öğrenmek. Yol katettim mi, evet kaplumbağa misali...

dna ne rna ne vs vs bilmeden neyi öğreneceksin be cübbeli...

sen boşver bunları aklını karıştırma bildiğin sana yeter ....neydi o ??

allah ol dedi oldu :) yoksa bundan şüphen vardamı öğrenmeye çalışıyorsun ...ne adamsın be müslüman olsam utanırdım senden

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...