Jump to content

Kuran'daki En Beğendiğiniz 5 Hata veya Yanlış


Recommended Posts

FETİH-25.Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcıları birbirinden AYIRD EDİLEBİLSEYDİK, inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.

Bu meal kime ait?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 72
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

En matrak kısmı da, Kuran da çelişki yoktur derler ama içinde bir çok çelişkiyi barındırmasıdır.

-Hıristiyanlar, yahudiler cennete gider mi gitmez mi bir türlü karar veremez?

*maide 69 giderler

* Bakara 62 gider

*Tevbe 73 gidemezler

Tevbe 30 ayrıca "Allah onları kahretsin"

-İnsanları yoldan çıkaran kimdir Allah mı şeytan mı?

* Araf 18 şeytan

*Bakara 7 Allah

-Kuran ayetleri değişmez bizim korumamız altında der, ama kendisinin bazen değiştirdiğini beyan eder? Oyüzden müslümanlar bilemezler hangi ayetlerine güvenebileceklerini.

* Nahl 101 değişir başka ayetler gelebilir

-Kuran ap açık ( her yönü ile anlaşılabilen midir değil midir ) der Nur 46 ama başka bir günde siz bazı yerlerini anlamazsınız

Al-i imran 7 der.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ENFAL-23Allah, onlarda bir hayır olduğunu BİLSEYDİ, elbette onlara İŞİTTİRİRDİ. Onlara İŞİTTİRSEYDİ DAHİ mutlaka YİNE YÜZ ÇEVİRİR DÖNÜP giderlerdi.

Allah biliyor diyenler allahtan iyi mi bileceksiniz

Bu meal kime ait?

Yukardaki ayet mealinin olduğuna..

Kuranmeali.org aç bak kime ait..

Link to post
Sitelerde Paylaş

FETİH-25.Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcıları birbirinden AYIRD EDİLEBİLSEYDİK, inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.

Akılları mühürlü görmezler, bu meal kime ait diye sorarlar. Bu ayet daha ne desin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen bi yaz bakalım görelim ...

Ben niye yazayım? Meali yazan sensin, kaynağını (meal edeni) yazmak da sana düşer.

Akılları mühürlü görmezler, bu meal kime ait diye sorarlar. Bu ayet daha ne desin?

Hangi ayet? Böyle bir ayet meali bulunmuyor. Kime ait olduğunu biliyorsan söyle kaynağını da, bilelim ayetin gerçekte ne deyip ne demediğini.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İstediğin her meale bak aynı anlama geliyor. Ben de bu ayeti ilk gördüğümde kontrol ettim. Allah, ayırt edilemedikleri için gazaba uğratamadığını söylüyor. Başka türlü açıklamak mümkün değil. Buyur istediğin meali getir tartışalım.

Muhammed Esed : (Düşmanlarınızı sizin elinizden almam, onların hatırı için değildir, çünkü) onlar, hakikati inkara şartlanmış olan, sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyan ve kurbanlarınızın yerine ulaşmasına engel olanlardır. İstemeden çiğneyip geçebileceğiniz ve bilmeden, kendileri yüzünden büyük bir hata işleyebileceğiniz (Mekke'deki) mümin erkekler ve kadınlar olmasaydı (evet, eğer bunlar olmasaydı şehre savaşarak girmenize izin verilirdi ama savaşmanız yasaklandı) ki Allah (zamanı geldiğinde) dilediğine rahmetini ihsan edebilsin. Eğer onlar, (Bizim rahmetimizi hak edenler ile gazabımıza uğrayanlar, sizin tarafınızdan) ayırt edilebilselerdi içlerinden hakikati inkar edenleri (sizin elinizle) acıklı bir azaba çarptırırdık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İstediğin her meale bak aynı anlama geliyor. Ben de bu ayeti ilk gördüğümde kontrol ettim. Allah, ayırt edilemedikleri için gazaba uğratamadığını söylüyor. Başka türlü açıklamak mümkün değil. Buyur istediğin meali getir tartışalım.

Muhammed Esed : (Düşmanlarınızı sizin elinizden almam, onların hatırı için değildir, çünkü) onlar, hakikati inkara şartlanmış olan, sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyan ve kurbanlarınızın yerine ulaşmasına engel olanlardır. İstemeden çiğneyip geçebileceğiniz ve bilmeden, kendileri yüzünden büyük bir hata işleyebileceğiniz (Mekke'deki) mümin erkekler ve kadınlar olmasaydı (evet, eğer bunlar olmasaydı şehre savaşarak girmenize izin verilirdi ama savaşmanız yasaklandı) ki Allah (zamanı geldiğinde) dilediğine rahmetini ihsan edebilsin. Eğer onlar, (Bizim rahmetimizi hak edenler ile gazabımıza uğrayanlar, sizin tarafınızdan) ayırt edilebilselerdi içlerinden hakikati inkar edenleri (sizin elinizle) acıklı bir azaba çarptırırdık.

Tam da tahmin ettiğim gibi. Sizin iddianızı desteklemeyen onlarca meal arasından, iddianızı desteklediğini düşündüğünüz Muhammed Esed mealini cımbızlamışsınız. Sizin ciddiye alınacak bir tarafınız yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangi ayet? Böyle bir ayet meali bulunmuyor. Kime ait olduğunu biliyorsan söyle kaynağını da, bilelim ayetin gerçekte ne deyip ne demediğini.

İstediğin meali getir ben 10 tane getireceğim. Korkundan okuduğunu anlamak istemiyorsun. Üstelik iddianı da yalanlıyorsun. Bu ayet Abdullahabdal yazmadan önce dikkatimi çekmemişti ve mealleri okuyunca ben de inanamadım. Mealci gariplerimin tüm çabasına rağmen bu ayetin çarpıtılacak tarafı yok. Abdullahabdal bu ayetle ilgili başlık açarsa aslında daha da güzel ve detaylı anlatmak mümkün olur.

Tam da tahmin ettiğim gibi. Sizin iddianızı desteklemeyen onlarca meal arasından, iddianızı desteklediğini düşündüğünüz Muhammed Esed mealini cımbızlamışsınız. Sizin ciddiye alınacak bir tarafınız yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fetih/25. Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.

Sanırım burada Allah inananlarla inanmayanların ayırt edilebilmesi için inananların sağda, inanmayanların solda sıra olmasını bekliyor. Demek Allah Mekke'nin işgaline oradaki inananların yalnışlıkla telef olmasını önlemek için için vermemiş. Peki daha sonra nasıl ayırt edildi bu inananlarla inanmayanlar da inananlar Mekke'yi işgal etti?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tam da tahmin ettiğim gibi. Sizin iddianızı desteklemeyen onlarca meal arasından, iddianızı desteklediğini düşündüğünüz Muhammed Esed mealini cımbızlamışsınız. Sizin ciddiye alınacak bir tarafınız yok.

tekraqrlıyorum sen bi yaz ..

istediğin mealden

beğendiğin mealden

Allah ayırt edemiyor demiyecekmisin...

tecavüz kaçınılmazsa diye bi atasözü var...

sen istediğini yaz da konuşalım dedik..hadi bekliyoruz. yaz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Kuran'dan ziyade genel anlamda doğru bulmadıklarım.

1- Her doğmuş insanın imtihan olmaması

2- Kutsal kitaplara inanmayan iyilerin cehennemde sonsuza dek kalmaları

3- Recm ( ölüm cezası )

4- Kuran'ın evrensel olmayışı

5- insanların neredeyse tamamına yakınının özgür iradesini kullanma koşullarına sahip olmaması.

tarihinde cosan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

FETİH-25. Eğer, inananlarla inkârcıları birbirinden AYIRD EDİLEBİLSEYDİK,İnkâr edenleri azaba uğratırdık.

Cennet cehennem var diyen müslüman bi kere daha düşünsün..

Allah

inananla

inanmayanı

ayıramadığını

söylüyor

ne olacak şimdi?

Ayetin meallerine agnostik.org'dan, kuranmealleri.net sitelerinden baktım, sizin paylaştığınız şekilde ''... ayırd edilebilseydik( ki bu haliyle Türkçe cümle yapısına dahi uymuyor şu şekilde olabilir en fazla, ayırd edebilseydik)'' anlamıyla paralel anlam taşıyan meal kuranmealleri.net'te Ümit Şimşek isimli şahsın meali olarak karşıma çıktı:

Ümit Şimşek

''Onlar inkâr eden ve sizi Mescid-i Haramdan, bekletilen kurbanlıkları da yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer orada tanımadığınız mü'min erkekler ve mü'min kadınlar bulunup da sizin bilmeden onları ezerek vicdan azabına uğrama ihtimaliniz olmasaydı, Allah savaş izni verirdi. Dilediklerini rahmetine eriştirmek için Allah sizin elinizi onlardan çektirdi. Onlar birbirinden ayırt edilseydi, kâfir olanlarını acı bir azaba uğratırdık.''

Ayette bahsedilen olay ve anlam bütünlüğüne baktığımızda kısacası Müslümanlara Mekkelilerin tamamıyla savaşma izni verilmiyor, sebep olarak inanan ve inanmayanların karışık hâlde yaşıyor olmaları,savaştıklrında inananlara da zarar verme riskinin olmasından ve bunun üzüntüye sebep olma olasılığı gösteriliyor.

Ümit Şimşek'in ve sizin kime ait olduğunu yazmadığınız paylaştığınız mealden hareket edilecek olursa, melain son cümlesindeki belirtilen savaşmalarına izin çıkmamasının sebebinin Allah tarafından ayırd edilemiyor, bilinmiyor olması anlamını taşıyan gerekçe sebeple ayet çok farklı bir anlama bürünür tabiki ve ayetin tamamındaki anlam bütünlüğü de ortadan kalkar.

''ayrılmış olsalardı, ayrı olsalardı kelime gruplarının taşıdığı anlamla 'ayırd edebilseydik' tabiri arasında durumu ifade etmekle, durum karşısında aciz olmak, bilememek anlamlarını kastetmek farklı.

Ayette kasdedilen bütünlüğe bakıldığında ayırd edememe, gücü yetmeme, bilememe durumu değil; ayrı olmamaları, karışık bir hâlde bir arada bulunmaları durumudur.

Karışık olmasalardı, izin verileceği vurgulanmış; kim inanıyor kim inanmıyor ayırd edemiyoruz şeklinde bir durum vurgulanmak istenmiş değil.

Bahsi geçen ayetin meallerinin genelinde bu şekilde bir anlam bütünlüğü var.

Bu da benim yorumum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ümit Şimşek

''Onlar inkâr eden ve sizi Mescid-i Haramdan, bekletilen kurbanlıkları da yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer orada tanımadığınız mü'min erkekler ve mü'min kadınlar bulunup da sizin bilmeden onları ezerek vicdan azabına uğrama ihtimaliniz olmasaydı, Allah savaş izni verirdi. Dilediklerini rahmetine eriştirmek için Allah sizin elinizi onlardan çektirdi. Onlar birbirinden ayırt edilseydi, kâfir olanlarını acı bir azaba uğratırdık.''

Ayette kasdedilen bütünlüğe bakıldığında ayırd edememe, gücü yetmeme, bilememe durumu değil; ayrı olmamaları, karışık bir hâlde bir arada bulunmaları durumudur.

Karışık olmasalardı, izin verileceği vurgulanmış; kim inanıyor kim inanmıyor ayırd edemiyoruz şeklinde bir durum vurgulanmak istenmiş değil.

Bahsi geçen ayetin meallerinin genelinde bu şekilde bir anlam bütünlüğü var.

Bu da benim yorumum.

Yorum işi değil bu işler..ne yazıyorsa odur..

mahalline ulaşmaktan men ettiler. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız (bilmeden) helâk edeceğiniz mü'min erkekler ve mü'min kadınlar bulunmasaydı, bu yüzden bilmeksizin (haberiniz olmadan), onlardan size bir sıkıntı isabet edecek olmasaydı (Allah, savaşmanıza müsaade ederdi). (Allah'ın savaşa müsaade etmemesi) Allah'ın dilediğini rahmetine dahil etmesi içindir. Eğer (mü'minler) ayrılmış olsalardı, onlardan kâfir olanları mutlaka elîm azapla azaplandırırdık. Diyanet İşleri : Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık. Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, kâfir olan ve sizi Mescid-i Harâm'dan meneden ve kurbanlarınızı, yerlerine ulaştırmayan kişilerdi ve Mekke'de, sizin bilmediğiniz ve bilgisizlik yüzünden çiğneyip geçeceğiniz ve bu yüzden de günaha gireceğiniz inanmış erkekler ve inanmış kadınlar olmasaydı sizi Mekke'ye sokardı, fakat Allah, dilediğini rahmetine ithâl etsin diye, onlardan ellerinizi çekti sizin; birbirlerinden seçilip ayrılmış olsalardı, onlardan kâfir olanları elbette elemli bir azapla azaplandırırdık. Adem Uğur : Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık. Ahmed Hulusi : Onlar o kimselerdir ki; hakikat bilgisini inkâr ederler, sizi Mescid-i Haram'dan alıkoydular, bekletilen hedy kurbanlarının yerlerine ulaşmasına mâni oldular. . . Şayet orada (onların arasında) kendilerini henüz bilmediğiniz için çiğneyip ezeceğiniz ve bu bilmeyerek yapılan iş yüzünden üzüleceğiniz iman eden erkekler ve iman eden kadınlar olmasaydı (Allâh savaşı önlemezdi). . . Dilediğini rahmetine sokmak içindi bu. . . Eğer birbirlerinden (iman edenlerle - kâfirler) ayrılmış olsalardı, onlardan inkâra sapanları elbette elim bir azap ile azaplandırırdık. (Sâlihlerin bulundukları yere gazabı ilâhî inmez. . . 8. Enfâl: 33 ve 29. Ankebût: 32) Ahmet Tekin : Onlar, inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, sizin, Mescid-i Haram’ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını engelleyenlerdir. Eğer, kendilerini henüz tanımadığınız mü’min erkeklerle, mü’min kadınları ezmeniz söz konusu olmasaydı, Allah Mekke’de savaşmanıza izin verirdi. Bu durumda da arada kalarak ölenlerden dolayı, bilmeyerek vebal altına girerdiniz, ayıplanırdınız. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri rahmetine gark etmek için böyle yapmıştır. Eğer onlar, imanlarını açığa vurmamış mü’minler, müşriklerden ayrılarak belirlenmiş olsalardı, elbette, onlardan kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırırdık. Ahmet Varol : Onlar inkar eden ve sizi Mescidi Haram'dan, bekletilen kurbanları da yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer kendilerini bilmediğiniz mü'min erkeklerle mü'min kadınları çiğneyecek ve bu yüzden büyük sıkıntıya düşecek olmasaydınız (Allah Mekke'nin fethine izin verirdi. Böyle olması) Allah'ın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (mü'minler) seçilip ayrılmış olsalardı muhakkak içlerinden inkar edenleri acıklı bir azapla azaplandırırdık. Ali Bulaç : Ki onlar, inkâr ettiler, sizi Mescid-i Haram'dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanları), yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz mü'min erkekler ve mü'min kadınları, bilgisizlik dolayısıyla darmadağın edip de bu yüzden size 'dayanılmaz bir sıkıntı' dokunmayacak olsaydı (o zaman durum farklı olurdu. Durumunun böyle olması,) Allah'ın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (karışık yaşayan mü'minler), seçilip ayrılmış olsalardı, muhakkak içlerinden inkâr edenleri acı bir azab ile azablandırırdık. Ali Fikri Yavuz : Onlar (Mekke’liler), o kimselerdir ki, Peygamberi inkâr ettiler ve (Kâbe’ye hediye edilmek üzere alıkonub) bekletilmekte olan kurbanlıkları (kesim) yerine ulaşmaktan engellediler. Eğer kendilerini tanımadığınız (Mekkeli kâfirler arasındaki) bir takım mümin erkeklerle mümin kadınları bilmemezlikten çiğneyib o yüzden size bir vebal gelecek olmasaydı, (Allah, size, Mekke’nin fethi için müsaade buyururdu). Allah’ın, Mekke’deki müminleri koruması, dilediği kimseyi rahmetine koymak içindir. Eğer onlar (Mekkedeki müminler, kâfirlerden) ayrılsalardı, onlardan kâfir bulunanları acıklı bir azab ile azablandırırdık. Bekir Sadak : Onlar inkar edenlerdir, sizi Mescidi Haram'i ziyaretten ve bagli kurbanlari yerlerine gitmekten alikoyanlardir. Eger, oradaki henuz tanimadiginiz inanmis erkeklerle inanmis kadinlari bilmeyerek ezmek suretiyle uzuntuye kapilmaniz ihtimali olmasaydi Allah savasi onlemezdi. Allah, dilediklerine rahmet etmek icin boyle yapmistir. Eger inananlarla inkarcilar birbirinden ayrilmis olsalardi, inkar edenleri can yakici bir azaba ugratirdik. Celal Yıldırım : İnkârda ısrar edip sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyanlar, hediyelik kurbanlarınızı yerine ulaştırmanıza engel olanlar, onlardır. Eğer (içlerinde) sizin bilip tanıyamadığınız mü'min erkekleri ve mü'min kadınları bilmeden çiğnemeniz ve bu yüzden size vebal, üzüntü ve sıkıntı gelmesi söz konusu olmasaydı, (elbette aranızda bir savaş meydana gelirdi). (Bu da) Allah'ın dilediği kimseyi rahmetine sokması içindir. Eğer onlar (o mü'min erkek ve kadınlar) diğerlerinden seçilip ayrılsalardı, onlardan küfre sapanları elem verici bir azaba uğratırdık. Diyanet İşleri (eski) : Onlar inkar edenlerdir, sizi Mescidi Haram'ı ziyaretten ve bağlı kurbanları yerlerine gitmekten alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle inanmış kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı Allah savaşı önlemezdi. Allah, dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, inkar edenleri can yakıcı bir azaba uğratırdık. Diyanet Vakfi : Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık. Edip Yüksel : Onlar inkar edenlerdir, sizi Kutsal Mescitten ve kurbanları yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Kendilerini tanımadığınız için inciteceğiniz inanan erkekler ve inanan kadınlar bulunmasaydı ve böylece onlardan dolayı bilmeden kendinizi üzmeniz ihtimali olmasaydı... Böylece ALLAH dileyeni rahmetine sokar. Birbirleriyle karışmış halde olmasalardı onlardan inkar edenleri acı bir azapla cezalandırırdık. Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar o küfredip de sizi Mescidi haramdan ve durdurulmakta bulunan hediyyeleri mahalline varmaktan men'eden kimselerdir, eğer kendilerini bilmediğiniz bir takım mü'min erkekler ve mü'mine kadınları bilmiyerek çiğneyip de şânınıza o yüzden şeyn gelecek olmasa idi, Allah dilediğini rahmetine koyacağı için, eğer onlar çekilebilselerdi elbette içlerinden o küfredenleri elîm bir azâba düçar ederdik Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar, o küfredip de sizi Mescidi Haram'dan alıkoyanlar ve durdurulmakta olan kurbanlık hediyeleri yerine varmaktan men'eden kimselerdir. Eğer kendilerini tanımadığınız bir takım inanan erkeklerle inanan kadınları bilmeyerek çiğneyip de o yüzden şanınıza bir leke dokunması ihtimali olmasaydı (Allah size fetih için izin verirdi). Allah dilediğini rahmetine koyacağı için, eğer çekilebilselerdi elbette içlerinden o küfredenleri acı bir azaba uğratırdık. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle, mümin kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altında kalmanız ihtimali olmasaydı, Allah savaşı önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık. Fizilal-il Kuran : Onlar inkar eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer Mekke'de kendilerini henüz tanımadığınız mü'min erkekler ve kadınları bilmeyerek eziyet etmenizi önlemek için, Allah savaşı önledi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılsaydı elbette onlardan inkar edenleri, elemli bir azaba çarptırırdık. Gültekin Onan : Ki onlar, küfrettiler, sizi Mescid-i Haram'dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanları) yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz inançlı erkekleri ve inançlı kadınları, bilgisizlik dolayısıyla darmadağın edip de bu yüzden size 'dayanılmaz bir sıkıntı' dokunmayacak olsaydı (o zaman durum farklı olurdu. Durumunun böyle olması) Tanrı'nın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (karışık yaşayan müminler) seçilip ayrılmış olsalardı, muhakkak içlerinden küfredenleri acı bir azab ile azablandırırdık. Hasan Basri Çantay : Onlar, küfreden, sizi Mescid-i haramdan ve alıkonulmuş hediyyelerin mahalline ulaşmasından men' edenlerdir. Eğer (Mekkede) kendilerini henüz tanımadığınız mü'min erkeklerle mü'min kadınları bilmeyerek çiğneyib de o yüzden size bir vebal isaabet edecek olmasaydı (Allah size feth için elbette izin verirdi). (Bunu) kimi dilerse onu rahmetine kavuşdurmak için (yapdı). Eğer onlar seçilib ayrılmış olsalardı biz onlardan küfredenleri muhakkak elem verici bir azaba giriftar etmişdik bile. Hayrat Neşriyat : Onlar öyle kimselerdir ki, inkâr ettiler ve sizi Mescid-i Harâm’dan, bekletilen kurbanları da yerlerine ulaşmaktan men' ettiler. Hâlbuki (Mekke’de) kendilerini (henüz) tanımadığınız mü’min erkeklerle mü’mine kadınları bilmeyerek kendilerini çiğneyip de, onlardan dolayı size bir meşakkat bir vebâl (bir vicdan azâbı)dokunacak olmasaydı (kâfirlerle savaşmanıza engel olmazdı).(Ama böyle yaptı) ki Allah diledi ğini rahmetine koysun! Eğer (omü’minler kâ firlerden) ayrılmış olsalardı (da siz onları tanıyabilseydiniz), elbette onlardan (Mekke lilerden) in kâr edenleri (pek) elemli bir azâb ile cezâlandırırdık. İbni Kesir : Onlar; küfretmiş olanlardır. Sizi Mescid-i Haram'ı ziyaretten ve bekletilmekte olan kurbanlıklarınızı da mahalline ulaşmaktan men'edenlerdir. Eğer orada henüz bilmediğiniz mü'min erkekler, mü'min kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı; Allah, savaşı önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah, böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı; o küfredenleri elim bir azabla azablandırırdık. Muhammed Esed : (Düşmanlarınızı sizin elinizden almam, onların hatırı için değildir, çünkü) onlar, hakikati inkara şartlanmış olan, sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyan ve kurbanlarınızın yerine ulaşmasına engel olanlardır. İstemeden çiğneyip geçebileceğiniz ve bilmeden, kendileri yüzünden büyük bir hata işleyebileceğiniz (Mekke'deki) mümin erkekler ve kadınlar olmasaydı (evet, eğer bunlar olmasaydı şehre savaşarak girmenize izin verilirdi ama savaşmanız yasaklandı) ki Allah (zamanı geldiğinde) dilediğine rahmetini ihsan edebilsin. Eğer onlar, (Bizim rahmetimizi hak edenler ile gazabımıza uğrayanlar, sizin tarafınızdan) ayırt edilebilselerdi içlerinden hakikati inkar edenleri (sizin elinizle) acıklı bir azaba çarptırırdık. Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar, o kimselerdir ki kâfir oldular ve sizi Mescid-i Haram'dan men eylediler. Kurbanları da mahalline varmaktan mahpus bıraktılar. Eğer bilmediğiniz mü'min erkekler ile imân sahibesi kadınlar bulunmasa idi, onları bilmeksizin çiğneyip de o yüzden sizi bilmeksizin bir meşakkat, bir keder, bir teessüf (isabet etmeyecek olsa idi) elbette ellerini onlardan çektirmezdi fakat çektirdi, tâ ki, Allah dilediğini rahmeti içine girdirsin. Eğer onlar seçilmiş olsalar idi, elbette onlardan kâfir olanları elîm bir azab ile muazzeb kılardık. Ömer Öngüt : Onlar inkâr edenlerdir, sizi Mescid-i haram'ı ziyaretten ve bekletilmekte olan kurbanlıkları da yerlerine gitmekten alıkoyanlardır. Eğer onların arasında (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (fetih için Allah size izin verirdi). Allah dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, biz o küfredenleri elbette acıklı bir azapla azaplandırırdık. Şaban Piriş : Küfreden/kafir olan, sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyanlar ve kurbanlıkları tutarak yerine ulaşmasına imkan vermeyenler onlardır. Eğer bilmeden kendilerini öldüreceğiniz ve bu sebeple de bir takım güçlüklere uğrayacağınız, tanımadığınız mü’min erkekler ve mü’min kadınlar olmasaydı... (Allah savaşa engel olmazdı.) Bu, Allah dilediğini rahmetine girdirsin, diyedir. Eğer (birbirlerinden) ayrılmış olsalardı, onlardan inkarcı olanları acı bir azapla cezalandırırdık. Suat Yıldırım : İnkârda ısrar edip sizi Mescid-i Haram’ı ziyaret etmekten ve bekletilmekte olan hediye kurbanlıkları yerine ulaştırmaktan geri çevirenler onlardır. Eğer orada kendilerini tanımadığınız için tepeleyeceğiniz ve bilmeyerek tepelemenizden ötürü zor durumda kalacağınız mümin erkekler ve mümin kadınlar olmasaydı, Allah ellerinizi birbirinizden çekmez, savaşmanıza engel olmazdı. Dilediği kimseleri rahmetine nail etmek için Allah böyle takdir buyurdu. Şayet onlar birbirlerinden seçilip ayrılmış olsalardı, elbette kâfirleri gayet acı bir cezaya çarptırırdık. Süleyman Ateş : Onlar öyle kimselerdir ki inkâr ettiler, sizin Mescid-i Harâm'ı ziyaret etmenize ve bekletilen kurbanların yerlerine varmasına engel oldular. Eğer orada, kendilerini bilmediğiniz için tepeleyeceğiniz ve bilmeyerek tepelemenizden ötürü, kınanacağınız inanmış erkekler ve inanmış kadınlar olmasaydı (Allâh sizin savaşmanıza engel olmazdı. Böyle yaptı) ki Allâh, dilediğini rahmetine soksun. Şâyet (inananlar ve inanmayanlar) birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri, acı bir azâba çarptırırdık. Tefhim-ul Kuran : Ki onlar, küfrettiler, sizi Mescid-i Haram'dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanları), yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz mü'min erkekler ve mü'min kadınları, bilgisizlik dolayısıyla onları darmadağın edip de bu yüzden size 'dayanılmaz bir sıkıntı' dokunmayacak olsaydı (o zaman durum farklı olurdu.) (Durumun böyle olması,) Allah'ın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (karışık yaşayan mü'minler), seçilip ayrılmış olsalardı, muhakkak içlerinden küfretmekte olanları acıklı bir azab ile azablandırırdık. Ümit Şimşek : Onlar inkâr eden ve sizi Mescid-i Haramdan, bekletilen kurbanlıkları da yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer orada tanımadığınız mü'min erkekler ve mü'min kadınlar bulunup da sizin bilmeden onları ezerek vicdan azabına uğrama ihtimaliniz olmasaydı, Allah savaş izni verirdi. Dilediklerini rahmetine eriştirmek için Allah sizin elinizi onlardan çektirdi. Onlar birbirinden ayırt edilseydi, kâfir olanlarını acı bir azaba uğratırdık. Yaşar Nuri Öztürk : Onlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanlık hediyelerin, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, inkâra sapanları acıklı bir azapla cezalandırırdık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

FETİH-25. Eğer, inananlarla inkârcıları birbirinden AYIRD EDİLEBİLSEYDİK,İnkâr edenleri azaba uğratırdık.

Cennet cehennem var diyen müslüman bi kere daha düşünsün..

Allah

inananla

inanmayanı

ayıramadığını

söylüyor

ne olacak şimdi?

Yorum işi değil bu işler..ne yazıyorsa odur..

Diyanet İşleri :

Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.

KİM AYIRACAK İNANANLARLA İNANMAYANLARI BENMİ?

AYIRAMAYIP AZABA UĞRATAMADIM DİYE YAKINAN KİM?

Ahmet Tekin :

Onlar, inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, sizin, Mescid-i Haram’ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını engelleyenlerdir. Eğer, kendilerini henüz tanımadığınız mü’min erkeklerle, mü’min kadınları ezmeniz söz konusu olmasaydı, Allah Mekke’de savaşmanıza izin verirdi. Bu durumda da arada kalarak ölenlerden dolayı, bilmeyerek vebal altına girerdiniz, ayıplanırdınız. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri rahmetine gark etmek için böyle yapmıştır. Eğer onlar, imanlarını açığa vurmamış mü’minler, müşriklerden ayrılarak belirlenmiş olsalardı, elbette, onlardan kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırırdık.

KİM AYRILIP BELİRLEYEMİYOR ?

BELİRLEYEMEDİĞİ İÇİN CEZA VEREMEYEN BENMİYİM?

Diyanet İşleri (eski) :

Onlar inkar edenlerdir, sizi Mescidi Haram'ı ziyaretten ve bağlı kurbanları yerlerine gitmekten alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle inanmış kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı Allah savaşı önlemezdi. Allah, dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, inkar edenleri can yakıcı bir azaba uğratırdık.

O CEZA VERECCEK DİYE KİM AYIRACAK?

BU EĞER AYIRD EDEBİLSEYDİM..YADA EDİLEBİLSEYDİ...NE FARKEDİYOR?

Diyanet Vakfi :

Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.

Edip Yüksel :

Onlar inkar edenlerdir, sizi Kutsal Mescitten ve kurbanları yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Kendilerini tanımadığınız için inciteceğiniz inanan erkekler ve inanan kadınlar bulunmasaydı ve böylece onlardan dolayı bilmeden kendinizi üzmeniz ihtimali olmasaydı... Böylece ALLAH dileyeni rahmetine sokar. Birbirleriyle karışmış halde olmasalardı onlardan inkar edenleri acı bir azapla cezalandırırdık.

Elmalılı Hamdi Yazır :

Onlar o küfredip de sizi Mescidi haramdan ve durdurulmakta bulunan hediyyeleri mahalline varmaktan men'eden kimselerdir, eğer kendilerini bilmediğiniz bir takım mü'min erkekler ve mü'mine kadınları bilmiyerek çiğneyip de şânınıza o yüzden şeyn gelecek olmasa idi, Allah dilediğini rahmetine koyacağı için, eğer onlar çekilebilselerdi elbette içlerinden o küfredenleri elîm bir azâba düçar ederdik

Elmalılı (sadeleştirilmiş) :

Onlar, o küfredip de sizi Mescidi Haram'dan alıkoyanlar ve durdurulmakta olan kurbanlık hediyeleri yerine varmaktan men'eden kimselerdir. Eğer kendilerini tanımadığınız bir takım inanan erkeklerle inanan kadınları bilmeyerek çiğneyip de o yüzden şanınıza bir leke dokunması ihtimali olmasaydı (Allah size fetih için izin verirdi). Allah dilediğini rahmetine koyacağı için, eğer çekilebilselerdi elbette içlerinden o küfredenleri acı bir azaba uğratırdık.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) :

Onlar inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle, mümin kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altında kalmanız ihtimali olmasaydı, Allah savaşı önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık..

Hayrat Neşriyat :

Onlar öyle kimselerdir ki, inkâr ettiler ve sizi Mescid-i Harâm’dan, bekletilen kurbanları da yerlerine ulaşmaktan men' ettiler. Hâlbuki (Mekke’de) kendilerini (henüz) tanımadığınız mü’min erkeklerle mü’mine kadınları bilmeyerek kendilerini çiğneyip de, onlardan dolayı size bir meşakkat bir vebâl (bir vicdan azâbı)dokunacak olmasaydı (kâfirlerle savaşmanıza engel olmazdı).(Ama böyle yaptı) ki Allah diledi ğini rahmetine koysun! Eğer (omü’minler kâ firlerden) ayrılmış olsalardı (da siz onları tanıyabilseydiniz), elbette onlardan (Mekke lilerden) in kâr edenleri (pek) elemli bir azâb ile cezâlandırırdık.

Muhammed Esed :

(Düşmanlarınızı sizin elinizden almam, onların hatırı için değildir, çünkü) onlar, hakikati inkara şartlanmış olan, sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyan ve kurbanlarınızın yerine ulaşmasına engel olanlardır. İstemeden çiğneyip geçebileceğiniz ve bilmeden, kendileri yüzünden büyük bir hata işleyebileceğiniz (Mekke'deki) mümin erkekler ve kadınlar olmasaydı (evet, eğer bunlar olmasaydı şehre savaşarak girmenize izin verilirdi ama savaşmanız yasaklandı) ki Allah (zamanı geldiğinde) dilediğine rahmetini ihsan edebilsin. Eğer onlar, (Bizim rahmetimizi hak edenler ile gazabımıza uğrayanlar, sizin tarafınızdan) ayırt edilebilselerdi içlerinden hakikati inkar edenleri (sizin elinizle) acıklı bir azaba çarptırırdık.

Yaşar Nuri Öztürk :

Onlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanlık hediyelerin, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, inkâra sapanları acıklı bir azapla cezalandırırdık.

ŞAKA MI BU..

NEYİ KURTARMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?

aLLAH NEDEN CEZA VEREMİYOR...

AMERİKAMI GELİP AYIRACAK..

ALLAHTAN BAŞKA KİM BİLECEK..

ODA BENDE BİLSEM CEZAKLANDIRIRDIM DİYOR

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yorum işi değil bu işler..ne yazıyorsa odur..

Diyanet İşleri :

Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.

KİM AYIRACAK İNANANLARLA İNANMAYANLARI BENMİ?

AYIRAMAYIP AZABA UĞRATAMADIM DİYE YAKINAN KİM?

Ahmet Tekin :

Onlar, inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, sizin, Mescid-i Haram’ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını engelleyenlerdir. Eğer, kendilerini henüz tanımadığınız mü’min erkeklerle, mü’min kadınları ezmeniz söz konusu olmasaydı, Allah Mekke’de savaşmanıza izin verirdi. Bu durumda da arada kalarak ölenlerden dolayı, bilmeyerek vebal altına girerdiniz, ayıplanırdınız. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri rahmetine gark etmek için böyle yapmıştır. Eğer onlar, imanlarını açığa vurmamış mü’minler, müşriklerden ayrılarak belirlenmiş olsalardı, elbette, onlardan kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırırdık.

KİM AYRILIP BELİRLEYEMİYOR ?

BELİRLEYEMEDİĞİ İÇİN CEZA VEREMEYEN BENMİYİM?

Diyanet İşleri (eski) :

Onlar inkar edenlerdir, sizi Mescidi Haram'ı ziyaretten ve bağlı kurbanları yerlerine gitmekten alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle inanmış kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı Allah savaşı önlemezdi. Allah, dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, inkar edenleri can yakıcı bir azaba uğratırdık.

O CEZA VERECCEK DİYE KİM AYIRACAK?

BU EĞER AYIRD EDEBİLSEYDİM..YADA EDİLEBİLSEYDİ...NE FARKEDİYOR?

Diyanet Vakfi :

Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.

Edip Yüksel :

Onlar inkar edenlerdir, sizi Kutsal Mescitten ve kurbanları yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Kendilerini tanımadığınız için inciteceğiniz inanan erkekler ve inanan kadınlar bulunmasaydı ve böylece onlardan dolayı bilmeden kendinizi üzmeniz ihtimali olmasaydı... Böylece ALLAH dileyeni rahmetine sokar. Birbirleriyle karışmış halde olmasalardı onlardan inkar edenleri acı bir azapla cezalandırırdık.

ŞAKA MI BU..

NEYİ KURTARMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?

aLLAH NEDEN CEZA VEREMİYOR...

AMERİKAMI GELİP AYIRACAK..

ALLAHTAN BAŞKA KİM BİLECEK..

ODA BENDE BİLSEM CEZAKLANDIRIRDIM DİYOR

Burada karışmış olan inananlarla inanmayanları ayırd edemeyen kim?

Cübbelimi mudah mı ayırd edebilecek bunları?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yorum işi değil bu işler..ne yazıyorsa odur..

Diyanet İşleri :

Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.

KİM AYIRACAK İNANANLARLA İNANMAYANLARI BENMİ?

AYIRAMAYIP AZABA UĞRATAMADIM DİYE YAKINAN KİM?

Ahmet Tekin :

Onlar, inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, sizin, Mescid-i Haram’ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını engelleyenlerdir. Eğer, kendilerini henüz tanımadığınız mü’min erkeklerle, mü’min kadınları ezmeniz söz konusu olmasaydı, Allah Mekke’de savaşmanıza izin verirdi. Bu durumda da arada kalarak ölenlerden dolayı, bilmeyerek vebal altına girerdiniz, ayıplanırdınız. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri rahmetine gark etmek için böyle yapmıştır. Eğer onlar, imanlarını açığa vurmamış mü’minler, müşriklerden ayrılarak belirlenmiş olsalardı, elbette, onlardan kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırırdık.

KİM AYRILIP BELİRLEYEMİYOR ?

BELİRLEYEMEDİĞİ İÇİN CEZA VEREMEYEN BENMİYİM?

Diyanet İşleri (eski) :

Onlar inkar edenlerdir, sizi Mescidi Haram'ı ziyaretten ve bağlı kurbanları yerlerine gitmekten alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle inanmış kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı Allah savaşı önlemezdi. Allah, dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, inkar edenleri can yakıcı bir azaba uğratırdık.

O CEZA VERECCEK DİYE KİM AYIRACAK?

BU EĞER AYIRD EDEBİLSEYDİM..YADA EDİLEBİLSEYDİ...NE FARKEDİYOR?

Diyanet Vakfi :

Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.

Edip Yüksel :

Onlar inkar edenlerdir, sizi Kutsal Mescitten ve kurbanları yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Kendilerini tanımadığınız için inciteceğiniz inanan erkekler ve inanan kadınlar bulunmasaydı ve böylece onlardan dolayı bilmeden kendinizi üzmeniz ihtimali olmasaydı... Böylece ALLAH dileyeni rahmetine sokar. Birbirleriyle karışmış halde olmasalardı onlardan inkar edenleri acı bir azapla cezalandırırdık.

Elmalılı Hamdi Yazır :

Onlar o küfredip de sizi Mescidi haramdan ve durdurulmakta bulunan hediyyeleri mahalline varmaktan men'eden kimselerdir, eğer kendilerini bilmediğiniz bir takım mü'min erkekler ve mü'mine kadınları bilmiyerek çiğneyip de şânınıza o yüzden şeyn gelecek olmasa idi, Allah dilediğini rahmetine koyacağı için, eğer onlar çekilebilselerdi elbette içlerinden o küfredenleri elîm bir azâba düçar ederdik

Elmalılı (sadeleştirilmiş) :

Onlar, o küfredip de sizi Mescidi Haram'dan alıkoyanlar ve durdurulmakta olan kurbanlık hediyeleri yerine varmaktan men'eden kimselerdir. Eğer kendilerini tanımadığınız bir takım inanan erkeklerle inanan kadınları bilmeyerek çiğneyip de o yüzden şanınıza bir leke dokunması ihtimali olmasaydı (Allah size fetih için izin verirdi). Allah dilediğini rahmetine koyacağı için, eğer çekilebilselerdi elbette içlerinden o küfredenleri acı bir azaba uğratırdık.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) :

Onlar inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle, mümin kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altında kalmanız ihtimali olmasaydı, Allah savaşı önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık..

Hayrat Neşriyat :

Onlar öyle kimselerdir ki, inkâr ettiler ve sizi Mescid-i Harâm’dan, bekletilen kurbanları da yerlerine ulaşmaktan men' ettiler. Hâlbuki (Mekke’de) kendilerini (henüz) tanımadığınız mü’min erkeklerle mü’mine kadınları bilmeyerek kendilerini çiğneyip de, onlardan dolayı size bir meşakkat bir vebâl (bir vicdan azâbı)dokunacak olmasaydı (kâfirlerle savaşmanıza engel olmazdı).(Ama böyle yaptı) ki Allah diledi ğini rahmetine koysun! Eğer (omü’minler kâ firlerden) ayrılmış olsalardı (da siz onları tanıyabilseydiniz), elbette onlardan (Mekke lilerden) in kâr edenleri (pek) elemli bir azâb ile cezâlandırırdık.

Muhammed Esed :

(Düşmanlarınızı sizin elinizden almam, onların hatırı için değildir, çünkü) onlar, hakikati inkara şartlanmış olan, sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyan ve kurbanlarınızın yerine ulaşmasına engel olanlardır. İstemeden çiğneyip geçebileceğiniz ve bilmeden, kendileri yüzünden büyük bir hata işleyebileceğiniz (Mekke'deki) mümin erkekler ve kadınlar olmasaydı (evet, eğer bunlar olmasaydı şehre savaşarak girmenize izin verilirdi ama savaşmanız yasaklandı) ki Allah (zamanı geldiğinde) dilediğine rahmetini ihsan edebilsin. Eğer onlar, (Bizim rahmetimizi hak edenler ile gazabımıza uğrayanlar, sizin tarafınızdan) ayırt edilebilselerdi içlerinden hakikati inkar edenleri (sizin elinizle) acıklı bir azaba çarptırırdık.

Yaşar Nuri Öztürk :

Onlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanlık hediyelerin, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, inkâra sapanları acıklı bir azapla cezalandırırdık.

ŞAKA MI BU..

NEYİ KURTARMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?

aLLAH NEDEN CEZA VEREMİYOR...

AMERİKAMI GELİP AYIRACAK..

ALLAHTAN BAŞKA KİM BİLECEK..

ODA BENDE BİLSEM CEZAKLANDIRIRDIM DİYOR

Yorum işi değil bu işler..ne yazıyorsa odur..

Diyanet İşleri :

Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.

KİM AYIRACAK İNANANLARLA İNANMAYANLARI BENMİ?

AYIRAMAYIP AZABA UĞRATAMADIM DİYE YAKINAN KİM?

Ahmet Tekin :

Onlar, inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, sizin, Mescid-i Haram’ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını engelleyenlerdir. Eğer, kendilerini henüz tanımadığınız mü’min erkeklerle, mü’min kadınları ezmeniz söz konusu olmasaydı, Allah Mekke’de savaşmanıza izin verirdi. Bu durumda da arada kalarak ölenlerden dolayı, bilmeyerek vebal altına girerdiniz, ayıplanırdınız. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri rahmetine gark etmek için böyle yapmıştır. Eğer onlar, imanlarını açığa vurmamış mü’minler, müşriklerden ayrılarak belirlenmiş olsalardı, elbette, onlardan kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırırdık.

KİM AYRILIP BELİRLEYEMİYOR ?

BELİRLEYEMEDİĞİ İÇİN CEZA VEREMEYEN BENMİYİM?

Diyanet İşleri (eski) :

Onlar inkar edenlerdir, sizi Mescidi Haram'ı ziyaretten ve bağlı kurbanları yerlerine gitmekten alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle inanmış kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı Allah savaşı önlemezdi. Allah, dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, inkar edenleri can yakıcı bir azaba uğratırdık.

O CEZA VERECCEK DİYE KİM AYIRACAK?

BU EĞER AYIRD EDEBİLSEYDİM..YADA EDİLEBİLSEYDİ...NE FARKEDİYOR?

Diyanet Vakfi :

Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.

Edip Yüksel :

Onlar inkar edenlerdir, sizi Kutsal Mescitten ve kurbanları yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Kendilerini tanımadığınız için inciteceğiniz inanan erkekler ve inanan kadınlar bulunmasaydı ve böylece onlardan dolayı bilmeden kendinizi üzmeniz ihtimali olmasaydı... Böylece ALLAH dileyeni rahmetine sokar. Birbirleriyle karışmış halde olmasalardı onlardan inkar edenleri acı bir azapla cezalandırırdık.

Elmalılı Hamdi Yazır :

Onlar o küfredip de sizi Mescidi haramdan ve durdurulmakta bulunan hediyyeleri mahalline varmaktan men'eden kimselerdir, eğer kendilerini bilmediğiniz bir takım mü'min erkekler ve mü'mine kadınları bilmiyerek çiğneyip de şânınıza o yüzden şeyn gelecek olmasa idi, Allah dilediğini rahmetine koyacağı için, eğer onlar çekilebilselerdi elbette içlerinden o küfredenleri elîm bir azâba düçar ederdik

Elmalılı (sadeleştirilmiş) :

Onlar, o küfredip de sizi Mescidi Haram'dan alıkoyanlar ve durdurulmakta olan kurbanlık hediyeleri yerine varmaktan men'eden kimselerdir. Eğer kendilerini tanımadığınız bir takım inanan erkeklerle inanan kadınları bilmeyerek çiğneyip de o yüzden şanınıza bir leke dokunması ihtimali olmasaydı (Allah size fetih için izin verirdi). Allah dilediğini rahmetine koyacağı için, eğer çekilebilselerdi elbette içlerinden o küfredenleri acı bir azaba uğratırdık.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) :

Onlar inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle, mümin kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altında kalmanız ihtimali olmasaydı, Allah savaşı önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık..

Hayrat Neşriyat :

Onlar öyle kimselerdir ki, inkâr ettiler ve sizi Mescid-i Harâm’dan, bekletilen kurbanları da yerlerine ulaşmaktan men' ettiler. Hâlbuki (Mekke’de) kendilerini (henüz) tanımadığınız mü’min erkeklerle mü’mine kadınları bilmeyerek kendilerini çiğneyip de, onlardan dolayı size bir meşakkat bir vebâl (bir vicdan azâbı)dokunacak olmasaydı (kâfirlerle savaşmanıza engel olmazdı).(Ama böyle yaptı) ki Allah diledi ğini rahmetine koysun! Eğer (omü’minler kâ firlerden) ayrılmış olsalardı (da siz onları tanıyabilseydiniz), elbette onlardan (Mekke lilerden) in kâr edenleri (pek) elemli bir azâb ile cezâlandırırdık.

Muhammed Esed :

(Düşmanlarınızı sizin elinizden almam, onların hatırı için değildir, çünkü) onlar, hakikati inkara şartlanmış olan, sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyan ve kurbanlarınızın yerine ulaşmasına engel olanlardır. İstemeden çiğneyip geçebileceğiniz ve bilmeden, kendileri yüzünden büyük bir hata işleyebileceğiniz (Mekke'deki) mümin erkekler ve kadınlar olmasaydı (evet, eğer bunlar olmasaydı şehre savaşarak girmenize izin verilirdi ama savaşmanız yasaklandı) ki Allah (zamanı geldiğinde) dilediğine rahmetini ihsan edebilsin. Eğer onlar, (Bizim rahmetimizi hak edenler ile gazabımıza uğrayanlar, sizin tarafınızdan) ayırt edilebilselerdi içlerinden hakikati inkar edenleri (sizin elinizle) acıklı bir azaba çarptırırdık.

Yaşar Nuri Öztürk :

Onlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanlık hediyelerin, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, inkâra sapanları acıklı bir azapla cezalandırırdık.

ŞAKA MI BU..

NEYİ KURTARMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?

aLLAH NEDEN CEZA VEREMİYOR...

AMERİKAMI GELİP AYIRACAK..

ALLAHTAN BAŞKA KİM BİLECEK..

ODA BENDE BİLSEM CEZAKLANDIRIRDIM DİYOR

İlahî bir şaka olmalı, bu durumda şu şıkıyor ortaya, onları ayırd edemeyen Allah değil, ayırd etme bilgisi, gücü olmayanlar, ayetler Allah'tan çok ayırd edemeyenler tarafından yazılmış gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...