koltuk 0 Aralık 1, 2012 gönderildi Raporla Share Aralık 1, 2012 gönderildi Hangi tercüme doğru? Adem Uğur dışındaki 3 tercüme aynı kapıya çıkıyor ancak Adem Uğur'un tercümesi çok daha farklı. Adem Uğur ayeti kurtarmaya mı çalışıyor yoksa diğerleri ayeti çarpıtmışlar mı? İsra 16 - Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz. (Diyanet İşleri) İsra 16 - Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı darmadağın ederiz. (Adem Uğur) İsra 16 - Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz. (Ali Bulaç) İsra 16 - Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz. (Yaşar Nuri Öztürk) Link to post Sitelerde Paylaş
ran99 0 Aralık 1, 2012 gönderildi Raporla Share Aralık 1, 2012 gönderildi müslümanların kuranda mucize arayıp durmaları bilimsel gelişmeleri 1400 yıl önceden kuranda yazılı olduğu iddiasını gündemde tutmak için yaptıkları sahtekarlıklara bir örnek buldum... bilimin yeni anladığı söylenebilecek evrenin genişlediği iddiasının 1400 yıldır kuranda yazılı olduğu söylenen zariyat 47 suresini ve türkçe meal lerini ele alalım.... diyanet çevirisi: Ğöğü kendi ellerimizle kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz s.ateş: ğögü sağlam yaptık ve biz genişleticiyiz y.n.öztürk: ğöğe gelince biz onu ellerimizle kurduk hiç kuşkusuz genişleticiyiz a.bula : biz ğöğü büyük kudretle bina ettik.ve hiç şüphesiz biz (onu) genişleticiyiz e.yüksel: ğöğü gücümüzle biz kurduk ve biz onu genişletmekteyiz buraya kadar tamam peki big bang bilinmeden önce veya bing bang ı kabul etmeyen din alimleri zamanında bu ayeti nasıl yorumluyorlardı elmalı: biz ğöğü kudretimizle bina ettik ve hiç şüphesiz biz çok genişlik ve kudret sahibiyiz ömer nasuhi: ve ğöğü bir kudretle bina ettik hiç şüphe yokki biz elbette kadirleriz... a.gülpınarlı :ve biz gökleri kurduk kudretle onlardan daha üstünüde kurmaya gücümüz yeter h.baltacıoğlu :ve biz ğöğü kurduk kudretle.ve kesin kes herşeye gücümüz yeter görüldüğü gibi bu meallerin bing bang la alkası ilgisi yoktur...ne zamanki big bang keşfedilmiş hemen ayetlerde ki mealler değiştirilmiştir ardındanda mucize reklamları başlamıştır... şimdi yakında çıkacak bir ayet mealini paylaşalım... nisa 40.ayet diyanet çevirisi: şüphe yokki allah ZERRE kadar haksızlık yapmaz.iyilik olursa onu katlar kendindende büyük mükafat verir... anlaşıldığına göre diyanet daha uyanamamış ama meali günün bilimsel verilerine uyduranlar çıkmaya başlamış bile edip yüksel :allah bir ATOM ağırlığınca bile haksızlık yapmaz.aksine iyiliğin karşılığını kat kat verir.kendi katındanda büyük bir ödül vardır. ingilizce çevirmenlerde atom olarak çevirmişler.... R.khalifa: god does not inflict an ATOM s weight of injustice............. şimdi bu ayeti edip yüksel veya ingilizce çevirmenlerden okuyanlar sanacaklarki kuran atom dan bahsediyor...hatta bazı çevirmenler allah kuark kadar haksızlık etmez şeklindede çevirebilirler o zaman forumdaki bazı müsloşlar bakın allah 1500 sene öncesinden atom ve atom altı parçacıklardan bahsediyor gördünüzmü mucizeyi diyebilirler ne dersiniz??? BAkın bu ayetlerin 10 yıl önceki hali böyle değil, 10 yıl önceki meallerde böyle birşey yokmuş, bu genişleticiyiz kelimesini sonradan eklemişler Link to post Sitelerde Paylaş
aydınlanmacı 0 Aralık 2, 2012 gönderildi Raporla Share Aralık 2, 2012 gönderildi BAkın bu ayetlerin 10 yıl önceki hali böyle değil, 10 yıl önceki meallerde böyle birşey yokmuş, bu genişleticiyiz kelimesini sonradan eklemişler Ne sonradan eklemesi? Sözlüğü aç bak da "musliune" kelimesinin Türkçe karşılığı neymiş gör. Link to post Sitelerde Paylaş
KarşıyakaCephesi 0 Aralık 16, 2012 gönderildi Raporla Share Aralık 16, 2012 gönderildi Birşey etkisini yitirmeye başlandığı zaman , içinden başka anlamlar çıkarılmaya çalışılır. Link to post Sitelerde Paylaş
ndeist 0 Aralık 18, 2012 gönderildi Raporla Share Aralık 18, 2012 gönderildi Şiddet yanlısı, kadını sürekli hor gören ve aşağılayan bir Allah'ın varlığını Kur'ana dayanarak kabul etmek, özellikle de bu yüz yılda çok zor. Hele kadın iseniz... Bir kitap düşünün ki, bu kitap Allah'ın kelamı olsun, ancak erkek lehçesinden kadına her türlü kural, şart getirilsin. İniş sırasına göre okuduğunuzda kur'an-ı (dönemin olayları ile birlikte), öyle çok sırıtan gerçeklik var ki! İmanınız varsa da çıkıyorsunuz. Şiddet kabul edilebilir bir durum değil. Bizzati psikolojik rahatsızlık diyebileceğimiz, kökeni çocukluk yıllarına dayanan ve erken yetişkinlik ve devamında kendini gösteren bir rahatsızlık. Bir kadını dövmek ya da dövülmeye layık görmek demek, onu "hayvan" -ki Muhammed ve Kur'an onu hayvandan da aşağılara çekmiştir- olarak görmek demektir. Ehlilleştirmek kaba tabirle. Tarih, özellikle cahiliye devri açısından incelenirse, o dönemde islam öncesi kadınların özgür, kendi kararlarını alabilen, hatta evlenirken sözleşme yapabilecek iradeye sahip oldukları görülür. Ancak ben incelemelerimde, Muhammed'i bir insan-erkek olarak ele aldığımızda; 40 yaşında zengin bir kadın olan Hatice ile evlenerek girdiği boyunduruktan kurtulur kurtulmaz (ki Hatice ölene kadar ne çok eşli, ne de Allah'tan kadınlar ya da özel hayata dair bu kadar çok ayet iniyor!!!) her türlü uçkura dayalı eyleme giriştiğini görüyorum. Hem kur'anda görüyorum hem de hadislerde... Hadislerin güvenilirliği elbette tartışılır. Ancak tastamam indiğini söyleyen Kur'an'da Allah'ın peygamberinin uçkuruna bu kadar hak tanıması (Ayşe'nin de bu yönde söylemleri vardır), bir kadın mantığı ile kabul edilesi değil. Zira bu hem Allah cinsiyet yüklemek demek, hem de kur'anı insanlığı değil kadınları ehlilleştiren bir kitap haline getirmek demek. Örnekler elbette çoğaltıilabilir, ancak modern dünyada dahi kadının eğitim alarak bilinç düzeyinin artması onun erkeğin yaptırımlarına karşı gelmesine olanak tanır. Çünkü kadınlar artık anneleri gibi köleci, verici, teslimiyetçi her boyun eğişten uzaklaşırlar. Bu da bugünün erkeğinin dahi işine gelmez, çünkü "itaat eden kadın" vurgusu zaten kur'anın temelini oluşturan düşüncelerden biri. Boyun eğen ve itaat eden kadın... Muhammed işte kafasındaki bu ideal kadını kur'anda çok güzel ifade etmiş (ya da Allah'ın yardımını bu konuda özellikle çokça almış): 1. Allah nasıl olur da kutsal kitapta bir kayınpederin gençlik yıllarında aşık olduğu ancak çulsuz olduğu için verilmeyen akrabasının kızını, kendi eliyle evlendirdiği oğulluğundan boşatıp, kendisinin evlenmesine izin verebilir? Şimdi olsa böyle bir şey, damat kayınpeder demez gebertir! malum: namus! 2. Allah nasıl olur da kervanın gerisinde kalıp, biz gözcü ile sonradan gelen ayşe'nin adı çıkınca, onu aklamak adına 9 ayet indirir? Bugün kadın cinayetlerine baktığınızda, her biri çok "müslüman" kardeşlerimizin "namus" aklama işlemleri. Eğer namus aklamaksa belki de ayşe'nin o gün katli vacip değil miydi? Kendisini kurtaran yaşça, cinsel renklilik ve zeka anlamında haremdeki diğer kadınlardan üstünlüklerinin olması ve akrabalık ve diğer çıkarsal işler miydi? Ya da varsayalım kur'anda bu anlatılanlar Allah kelamı, neden "eşinin kendisini aldattığından şüphelenen x eşini öldürdü" haberlerini her gün gazetelerde okuyoruz? Müslüman isen, açıp ayşe ile ilgili inen 9 ayete bir bakman gerekmez mi? Hoş baksa ne olacak? Orada da yok şahitler, şunlar, bunlar derken iş iyice kadın aleyhine içinden çıkılmaz bir hale getirilmiş durumda. O günün sosyal koşullarına göre.... denir kestirmeden. İyi de bugünün koşulları ile düşündüğümüzde artık "o günün koşullarına göre düşünen bir allah" olgusu ortaya çıkıyor. yani ne öngörüsü var ne her şeyden haberdar, ne geleceği seziyor ne de... Biraz dağınık oldu ama kafası çelişkilerle dolu bir Allah'ı Kur'ana dayanarak kabul etmek akıl işi değil. Olay oldu ayet indi... Yok yanlışlık oldu, düzeltildi, ayet indi... Yok böyle de olmadı, o zaman yeniden ayet indi... Allah varsa, o kur'anda her ayette zikredilen cennet-cehennem varsa, asıl korkması gerekenler cehennemden başta muhammed'in ve daha sonra kur'anı kendi çıkarlarına göre değiştiren ve bugünlere getiren, bugün de gözü dönmüşlükle hala değiştirmeye teşebbüs edenlerin kendileri. Zira onlar korkmuyor ve hala kendi uçkur, siyaset, ya da kişisel çıkarlarına alet etmekten çekinmiyorlar ise, demek ki olayı çoktan çözmüşler! Tabandaki saftirikler de işte o günün koşullarındaki eğitimsiz, cahil, koyun sürüsü... O hiç değişmedi, değişmeyecek de. Çünkü değişirse, yani tam olarak bilinçli bireylerden oluşan bir toplum gerçekleşirse, kur'anla sen kimi güdeceksin? cehennemle kimi korkutacaksın? bu vesileyle cebini nasıl dolduracak ya da egolarını hırslarını nasıl tatmin edeceksin? Evet, daha iyisi yazılabilir. İçinde köleliğin olmadığı, kişiye özel ayetlerin olmadığı, kadının aşağılanmadığı, cinayetin makul bir davranış gösterilmediği, ganimetleri bölüş bir kısmı da allah'ın denilip ticaret ve faizin zıvanadan çıkarılmadığı, korkunun ve aşağılamanın olmadığı, mantık hatalarının olmadığı, insanlara ders verici, ahlak ve insanlık aşılayıcı, geçmişin ütopya, mit ve efsanelerinden arındırılmış bir kitap yazılabilir. Ama sanıyorum peygamberliğin yerini başbakanlık aldığı için, başbakanlığa da islam toplumlarında kur'anla erişildiği için, kur'anı değiştirmekle değil, yasaları ve hukuku değiştirmekle egolar tatmin ediliyor. Halkın uyanması lazım ama işlerine gelmeyeceği için bu olmayacak. Hala evlenin ve çocuk yapın diye bağrınan bir başbakan buna en güzel örnek olsa gerek! Türbanlı kızları okutsan ne olur, onlardan beklediğimiz "çocuk yapıp eve kilitlenmeleri"... Hoş yıllar önce kızları dışarı çıkarmazlardı, ne var ki günün değişen koşullarına 360 derece bir dönüşle uyum sağladılar. Bugün son model arabaların içinde direksiyon sallayan çarşaflı-türbanlı kadınları görünce "allah için allah için" der tebessüm ederim. Bugün dar pantalonlar içinde göze sokulan türbanlı kalçaları görünce "allah için allah için" der tebessüm ederim. Bugün türbanı süsleyen yüzdeki ağır makyajı ve cilveli halleri görünce "allah için allah için" der tebessüm ederim. Ne var ki her şey allah için ama bir allah'ın haberi yok, kesin! Ve kur'anda yasaklanmayan şeylerden biri de afyon-esrar-uyuşturucu tarzı şeyler! Kendisi uyuşturucunun kendisi olduğu için olsa gerek diye de düşünmeden edemem! Oku diyor ya... Muhammed zamanında okuma yazma oranı belli... Belli ki bu kadar evrensel bir kitleye ulaşacağını da Allah öngöremedi kitap ve dinin... Belki de bu yüzden okundukça, çağa-zamana-insana yetersizliği her geçen gün daha da sırıtıyor. Son tahlilde "allah için"... Bu yazdıklarımız da "allah için". İndiriliş sırasına ve günün olaylarına göre okununca film kopuyor! Syg. Link to post Sitelerde Paylaş
eyvahcubbeli 0 Aralık 18, 2012 gönderildi Raporla Share Aralık 18, 2012 gönderildi Örnekler elbette çoğaltıilabilir, ancak modern dünyada dahi kadının eğitim alarak bilinç düzeyinin artması onun erkeğin yaptırımlarına karşı gelmesine olanak tanır. Çünkü kadınlar artık anneleri gibi köleci, verici, teslimiyetçi her boyun eğişten uzaklaşırlar. Bu da bugünün erkeğinin dahi işine gelmez, çünkü "itaat eden kadın" vurgusu zaten kur'anın temelini oluşturan düşüncelerden biri. Boyun eğen ve itaat eden kadın... Eğitimli kadınlarda şiddet görme oranı eğitimsiz kadınlarda fiziksel veya cinsel şiddet görme oranına göre daha az. Ancak yine de lise ve üstü eğitim almış 10 kadından 3’ ü şiddet görüyor ve eğitimli kadınlarda yaşadığı şiddeti paylaşma oranı eğitimsiz kadınlara göre daha düşük. Yani eğitimli kadınlar şiddet gördüğünü daha çok gizliyor. Küntay bu durumu “eğitimli kadının aslında şiddeti kabul etmemesi gerektiğini bilmesine rağmen, çaresizce kabul ettiği için utanç duymasına ve kadının çocuğu nedeniyle yaşadığı ikileme bağlıyor. Örneğin, Küntay kendi gibi bir profesörün 10 yıldır kocasından şiddet gördüğünü yaptığı bir araştırma için karakol kayıtlarını incelerken öğrenmiş. Link to post Sitelerde Paylaş
ndeist 0 Aralık 23, 2012 gönderildi Raporla Share Aralık 23, 2012 gönderildi Eğitimli kadınlarda şiddet görme oranı eğitimsiz kadınlarda fiziksel veya cinsel şiddet görme oranına göre daha az. Ancak yine de lise ve üstü eğitim almış 10 kadından 3’ ü şiddet görüyor ve eğitimli kadınlarda yaşadığı şiddeti paylaşma oranı eğitimsiz kadınlara göre daha düşük. Yani eğitimli kadınlar şiddet gördüğünü daha çok gizliyor. Küntay bu durumu “eğitimli kadının aslında şiddeti kabul etmemesi gerektiğini bilmesine rağmen, çaresizce kabul ettiği için utanç duymasına ve kadının çocuğu nedeniyle yaşadığı ikileme bağlıyor. Örneğin, Küntay kendi gibi bir profesörün 10 yıldır kocasından şiddet gördüğünü yaptığı bir araştırma için karakol kayıtlarını incelerken öğrenmiş. Kesinlikle katkınıza katılıyorum. Keşke tam tersi olabilse idi ya da ben buna olmadığına dair örnekler verebilse idim. Maalesef... Tek diyebileceğim, eski nesillere nazaran bilinçli bir kesimin var olduğu ve ısrarla kadınlık bilinçlerinin, insanlıklarının arkasında durup mücadele verdikleri. Tam değişmenin olabilmesi için erkek ve kadınların birlikte bu yönde adım atmaları gerek. Ancak bu asla mümkün olmayacak. Çünkü patriyarkanın işine asla gelmeyecek. Tanrılar erkek Peygamberler erkek Erkekler gücü korumak adına dini kullananlar değil mi? ... .... ...... Link to post Sitelerde Paylaş
Tasvir-i Efkar 0 Aralık 14, 2013 gönderildi Raporla Share Aralık 14, 2013 gönderildi (düzenlendi) 3 ayrı sure ve ayetler. Alak 2, Hicr 26, İnsan (dehr) 2. Farklı çeviriler ancak anlamlar çok değişmiyor. Aralık 14, 2013 tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Engse Hohol 0 Aralık 29, 2013 gönderildi Raporla Share Aralık 29, 2013 gönderildi (düzenlendi) İsra 16 - Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz. (Diyanet İşleri)İsra 16 - Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz. (Ali Bulaç) iza eredna en nuhlike karyeten emerna bir kasabayı helak etmeyi istedik, emrettik... feseku fiha fe hakka aleyha fesat çıkardılar orada böylece hak oldu onlara önce onlara fesat çıkarmayı emrediyor allah, sonra helak ediyor onları fesat çıkardılar diye, aynı allah! allahın sapıklığını gösteren nice kanıtlardan birisi isra 16 ayeti Aralık 29, 2013 tarihinde Engse Hohol tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Zavallı 0 Aralık 29, 2013 gönderildi Raporla Share Aralık 29, 2013 gönderildi Sen az kafayı çalıştırsan Kuranı kimin gönderdiğini anlarsın Evrenin genişlemesini daha 30-50 yıldır yeni biliyoruz,ama kuran buna bizi 1400 yıl önceden söylemiş. Allah kuranda zerreye Atom diye yazsaydı,1400 yıl önceki insan bunu nasıl anlardı ? veya göge evren diye ? Hiç aklını çalıştırmıyorsun. Atom bilinen evrendeki tüm maddenin kimyasal ve fiziksel niteliklerini taşıyan en küçük yapıtaşıdır. Atom yunancada bölünemez anlamına gelen atomustan türemiştir. Atomus sözcüğünü ortaya atan ilk kişi MÖ 440'lı yıllarda yaşamış Demokritos'tur. yani kurandan çok çok önceleri bilinen bir şey ATOM... ilk bahseden kuran değil. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts