Jump to content

Serbest kıyafete evet, türbana hayır!


Recommended Posts

  • İleti 57
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Başlığın konusu bu mu?

Bu konuyu kapat, insanları başlıktan saptırma, konuyu dağıtma. Başka bir başlık açarsın, orada tartışırsın.

Bilim adamı diye geçinen bir ateistin faydalıdır diyerek topluma örnek olması ve o toplumda artan tecavüzleri dincilere mal edilmesi ve akabinde konunun kapatılmak istenmesi. İyi kapatalım bakalım. Sağduyulu insanlar için konu amacına ulaşmıştır zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateist Bilim adamı Celal şengör, porno izlemek faydalıdır diyor.

Şimdi sen çocuğunu bunların eline teslim eder misin?

8 yaşında kız çocuğuyla nasıl evlenileceğini zevkle anlatan ve bunu da kitaba dayandıran adamlara göre milyon kez makbuldur.

Porno izlemek isteyen de izler. İzlemek isteyip de izleyemeyenin de ruhunda patlak oluşur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mavi önlüğü 1 yıl farkla kaçırdım :'( Bunun için isyan ettim isyanım Liseye vurdu ve liseden atıldım :)

Şimdi ise cumhuriyet yönetimini kıskanıyorlar. Kadınlar yapamazmış. Kadınları arka plana atıyorlar.. Hayır arkadaşım kadın senin gibi mantıklı düşünse kralını yapar.. Onun beyni tamamen duygu ve dramalara tabi.. Sen anlamıyorsun modern değilsin ki!! Öğrenemiyorsun çünkü korkuyorsun gerçeklerden, halkınıda kendin gibi korkak sanıyorsun kafalarını kapatıyorsun öğrenmesin cahil kalsınlar diye. Tabii avantajların çok yüksek, günün 5 vakti halk allah allah diye ses duyuyor beyinlerinin programlanmama ihtimalleri çok düşük bir olasık, hatta öyle bir olasılık yok umursamasan bile, işte ateistten müslümanlığa geçiş evreside bu manipüler seslerden kaynaklanıyor..

Hiçbir çocuk 8 yaşındayken ben Kuran öğrenmek istiyorum, ben başımı kapamak istiyorum, ben İngilizce öğrenmek istiyorum, ben matematik öğrenmek istiyorum demez.

Çocuklar kendileri için faydalı olanı idrak edemezler.

Bunun sebebi aileler çocuklarını düşündürmeden eğitiyorlar. Bu nedenle çocuklarımızın farkındalık yeteneği azalıyor. İdrak edebilseydin yazmazdın zaten..

Ateist Bilim adamı Celal şengör, porno izlemek faydalıdır diyor.

Şimdi sen çocuğunu bunların eline teslim eder misin?

Çocuk her ne kadar farkında olsa da bazı şeylerin, anne/babasından bu tarz şeyleri duymak onu rahatsız edebilir. Bu nedenle porno izlemeyi bende tavsiye ediyorum ama mastürbasyona karşıyım. Mastürbasyon bir alışkanlık.

Aynı sex yapmak gibi yaptıktan sonra pişmanlık veren bir his. Bu durum Orgazm sonrası sendromu diye de geçer. Bir kızla seks yaptığını hayal ediyorsun (masturbasyon) , vücudun dopamin salgılıyor ve sadece orgazm olmak o hormonun etkisini azaltıyor. Dopamin tamamen doğal bir hormondur ve her insanda oluşur. Bunun yanında dopamin bağımlılık yaratır. Orgazm da bağımlılık yaratır. Bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre, bir erkeğin beyninde orgazm olduğunda uyarılan yer ile, eroin kullandığında uyarılan yer aynısıdır. Dopaminin diğer bir özelliği, etkisini çok hızlı şekilde kaybetmesidir. Masturbasyon sonrası pişmanlık duymanın sebebi de budur. Kısaca bu arzuyu giderdiğinde, vücudun zevk alıyor ama bu zevkin sürekliliği yok. Bu kural orgazm için de geçerlidir. Yeni bir kızla birlikte olmak sana inanılmaz bir zevk verir. Orgazm olursun ve dibe vurursun. Oksitosin bizim aşık olmamızı sağlayan hormondur. Kalbimizi ısıtır. Oksitosin stres düşmanıdır. Kız arkadaşınız size sarıldığında, hatta kankanız bile size sarıldığında, belirli bir doz oksitosin salgılarsın. Saniyeler içerisinde kendini iyi hissedersin. İşte bu yüzden bir kızla uyurken size sarılmışsa, çok daha rahat uyursun çünkü oksitosin salgılıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilim adamı diye geçinen bir ateistin faydalıdır diyerek topluma örnek olması ve o toplumda artan tecavüzleri dincilere mal edilmesi ve akabinde konunun kapatılmak istenmesi. İyi kapatalım bakalım. Sağduyulu insanlar için konu amacına ulaşmıştır zaten.

1984 yılında Londra Jeoloji Cemiyeti’nin “Başkanlık Ödülü”nü, 1986’da TÜBİTAK’ın Bilim Ödülü’nü aldı. Aynı yıl İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalında doçent oldu. 1988’de Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi’nden şeref bilim doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) pâyesi aldı. 1990 yılında Academia Europaea’ya ilk Türk üye olarak seçildi, aynı yıl Avusturya Jeoloji Servisi muhabir üyesi, 1991 yılında Avusturya Jeoloji Derneği şeref üyesi oldu. 1991 yılında Kültür Bakanlığı’nın Bilgi Çağı Ödülü’nü kazandı. 1992 yılında İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı’nda profesörlüğe yükseltildi. 1993 yılında Türkiye Bilimler Akademisi kurucu üyesi oldu, Akademi konseyine seçildi, aynı yıl TÜBİTAK Bilim Kurulu üyeliğine seçildi. 1994 yılında Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyeliğine, Fransız ve Amerikan jeoloji dernekleri şeref üyeliğine seçildi, ayrıca kendisine Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı tarafından Rammal Madalyası verildi. Şengör 1997 yılında Fransız Bilimler Akademisi tarafından yerbilimleri dalında büyük ödül (Lutaud Ödülü) ile taltif edildi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1984 yılında Londra Jeoloji Cemiyeti’nin “Başkanlık Ödülü”nü, 1986’da TÜBİTAK’ın Bilim Ödülü’nü aldı. Aynı yıl İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalında doçent oldu. 1988’de Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi’nden şeref bilim doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) pâyesi aldı. 1990 yılında Academia Europaea’ya ilk Türk üye olarak seçildi, aynı yıl Avusturya Jeoloji Servisi muhabir üyesi, 1991 yılında Avusturya Jeoloji Derneği şeref üyesi oldu. 1991 yılında Kültür Bakanlığı’nın Bilgi Çağı Ödülü’nü kazandı. 1992 yılında İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı’nda profesörlüğe yükseltildi. 1993 yılında Türkiye Bilimler Akademisi kurucu üyesi oldu, Akademi konseyine seçildi, aynı yıl TÜBİTAK Bilim Kurulu üyeliğine seçildi. 1994 yılında Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyeliğine, Fransız ve Amerikan jeoloji dernekleri şeref üyeliğine seçildi, ayrıca kendisine Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı tarafından Rammal Madalyası verildi. Şengör 1997 yılında Fransız Bilimler Akademisi tarafından yerbilimleri dalında büyük ödül (Lutaud Ödülü) ile taltif edildi.

Bu kadar şey saydıktan sonra şu videoyu izledim

herşeyi geçtim 2:15 deki haline çok güldüm.Bir insan ancak kendini bu kadar maymun eder :)

ciltlerce kitap taşıyam merkebin durumuna benziyor bu sözde bilimadamımızın durumu

Link to post
Sitelerde Paylaş

O programı baştan sona izledim , Celal hoca çok bile sabretti. Bütün ilahiyat öğrencilerini salona toplamışlar. Bir yandan da abdülaziz bayındır salağı filan vardı. Aptallara birşey anlatmak gerçekten de çok zor.

http://www.youtube.com/watch?v=mnbCUTZQ6j8

http://www.youtube.com/watch?v=jK8yyZ48ejg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adam birşeyleri anlatabilmek için sizin zeka seviyenize inmek zorunda onu suçlama kendini suçla :)

O an anlattığı şey yobaz ateistlerin varsayımları :) Sözüm ona insanın nasıl iki ayağının üzerine dikildiğini anlatıyor :)

Elde kanıt yok varsayımlar üzerinden anlatıyor. İşinize geldimi varsayımlara nasıl inanıyorsunuz. Öyle bir inanıyorsunuzki maymun taklidi bile yaptırıyor inancınız :) boşuna yobaz ateistler demiyoruz :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

O an anlattığı şey yobaz ateistlerin varsayımları :) Sözüm ona insanın nasıl iki ayağının üzerine dikildiğini anlatıyor :)

Elde kanıt yok varsayımlar üzerinden anlatıyor. İşinize geldimi varsayımlara nasıl inanıyorsunuz. Öyle bir inanıyorsunuzki maymun taklidi bile yaptırıyor inancınız :) boşuna yobaz ateistler demiyoruz :)

Yürü git maymunluğunu başka başlıklarda yap. Biri pornodan girer öteki evrimden çıkar..

Sizin bu konu değiştirmek ve ateisti sorulara boğmak suretiyle başlık sabote etme taktiğinizi görmeyen ateist de aptaldır.

tarihinde Mrs. Missing tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

O an anlattığı şey yobaz ateistlerin varsayımları :) Sözüm ona insanın nasıl iki ayağının üzerine dikildiğini anlatıyor :)

Elde kanıt yok varsayımlar üzerinden anlatıyor. İşinize geldimi varsayımlara nasıl inanıyorsunuz. Öyle bir inanıyorsunuzki maymun taklidi bile yaptırıyor inancınız :) boşuna yobaz ateistler demiyoruz :)

Deveye hendek atlatmak daha kolay be birader , Tamam adem yasak meyveyi yedi , ceza olarak yeryüzüne gönderildi. Bu esnada havva ile münasebette bulundu. Çocukları oldu , sonra onların çocukları falan filan derken İnsanlık ortaya çıktı.

Kabak tadı verdiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Deveye hendek atlatmak daha kolay be birader , Tamam adem yasak meyveyi yedi , ceza olarak yeryüzüne gönderildi. Bu esnada havva ile münasebette bulundu. Çocukları oldu , sonra onların çocukları falan filan derken İnsanlık ortaya çıktı.

Kabak tadı verdiniz.

Yok ya tamam özür dilerim.Siz haklısınız. Tesadüfen bir bir patlama oldu tesadüfen bir gezegen oluştu,tesadüfen bu gezengende yaşam için ortam oluştu,tesadüfen bir hücre oluştu,tesadüfen canlılar oluştu,tesadüfen fizik kanunları oluştu,tesadüfen eko sistem oluştu vs. vs.

Haydi tesadüfen bu konuyu kapıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

esasen çok saçma bir yasaktır. o kadar saçmadır ki batılılar buna bir anlam veremezler. ancak türkiye'nin yapısı derinlemesine incelendiğinde olmak zorunda olan bir yasaktır.

ingiltere'de zamanında bir arkadaşımla otururken kendilerinin ne kadar özgür olduklarından bahsetmişti. burada kamusal alanda türban mevzusu yok. kızı okula özgürce türbanı ile gidebiliyor. okulda da bu bir sorun değil, çocuklar da aralarına almışlar kızı. kimse yadırgamıyor. onlarca rengin arasında bir renk gibi algılanıyor.

her ülkenin kendince bir yapısı ve medeniyet derecesi vardır. işte bu özgürlük türkiye'de yoktur. eğer bugün bu şekilde bir kamusal alan yasağı olmasa okula gelen kız öğrencilerin bir kısmı türban ile gelecek. buraya kadar tamam. ancak sonrası karışık. bir süre sonra başı kapalı olmayanlar ise ahlaksızlıkla itham edilip ötekileştirme başlayacak. çünkü türkiye'nin öğretmen kalitesi de düşük. halen fakulteye perukla gitmişliğin hırsı var bir taraflarında bazılarının ki ben ortaokulda ve lisedeyken bile bolca türbanlı öğrenci bilirdim okula kadar gelip okul önünde türbanını çıkaran. bunların çoğu da aile baskısı yüzündendi ya neyse.

akabinde toplumda bu ötekileştirmeden ve ayrımcılıktan çekinen kadınların hepsi de türban takmaya başlayacak ve bir de bakmışsınız okullar kadın öğretmenlerine kadar türbanlı. devlet dairelerinden tutun da tercih edilmek istenen özel şirketlerde de türban bir yerde görünen yüz olmak zorunda olacak.

hayal kuruyorsun demeden önce yaşadığınız mahalleye bakın. çevreniz buna meyilli insanlarla dolu. bu ülkede refah partisi ve onun fraksiyonları sonrasında akp gibi bir partiye oy verenler uzaydan inmedi ve oy verme nedenleri arasında 28 şubatların-sıkı yönetimlerin ezilmişliği de halen saklı.

şu görüntüleri belki batı ülkelerinde nadir görürsünüz;

https://www.google.com/search?hl=en&q=t%C3%BCrbanl%C4%B1+%C3%A7ocuk&um=1&ie=UTF-8&tbm=isch&source=og&sa=N&tab=wi&ei=R_a2UNjbK4OJhQfevoDoBw&biw=1280&bih=919&sei=Sva2UJyFB4iThgeQ-oCQCg

ama bu görüntülerin tamamı da türkiye'ye özgüdür. her ülkenin kendince bir dengesi vardır ya. hah işte türkiye, kantarın topuzunun kaçmaya meyilli olduğu bir ortadoğu ülkesidir. bu yüzden dengeleri sağlamak için bir takım hoş olmasa da yasak ve kanunlar olmak zorundadır. türban takmayanlar ahlaksız dendin mi, o zaman iş işten geçer....

Link to post
Sitelerde Paylaş

esasen çok saçma bir yasaktır. o kadar saçmadır ki batılılar buna bir anlam veremezler. ancak türkiye'nin yapısı derinlemesine incelendiğinde olmak zorunda olan bir yasaktır.

ingiltere'de zamanında bir arkadaşımla otururken kendilerinin ne kadar özgür olduklarından bahsetmişti. burada kamusal alanda türban mevzusu yok. kızı okula özgürce türbanı ile gidebiliyor. okulda da bu bir sorun değil, çocuklar da aralarına almışlar kızı. kimse yadırgamıyor. onlarca rengin arasında bir renk gibi algılanıyor.

her ülkenin kendince bir yapısı ve medeniyet derecesi vardır. işte bu özgürlük türkiye'de yoktur. eğer bugün bu şekilde bir kamusal alan yasağı olmasa okula gelen kız öğrencilerin bir kısmı türban ile gelecek. buraya kadar tamam. ancak sonrası karışık. bir süre sonra başı kapalı olmayanlar ise ahlaksızlıkla itham edilip ötekileştirme başlayacak. çünkü türkiye'nin öğretmen kalitesi de düşük. halen fakulteye perukla gitmişliğin hırsı var bir taraflarında bazılarının ki ben ortaokulda ve lisedeyken bile bolca türbanlı öğrenci bilirdim okula kadar gelip okul önünde türbanını çıkaran. bunların çoğu da aile baskısı yüzündendi ya neyse.

akabinde toplumda bu ötekileştirmeden ve ayrımcılıktan çekinen kadınların hepsi de türban takmaya başlayacak ve bir de bakmışsınız okullar kadın öğretmenlerine kadar türbanlı. devlet dairelerinden tutun da tercih edilmek istenen özel şirketlerde de türban bir yerde görünen yüz olmak zorunda olacak.

hayal kuruyorsun demeden önce yaşadığınız mahalleye bakın. çevreniz buna meyilli insanlarla dolu. bu ülkede refah partisi ve onun fraksiyonları sonrasında akp gibi bir partiye oy verenler uzaydan inmedi ve oy verme nedenleri arasında 28 şubatların-sıkı yönetimlerin ezilmişliği de halen saklı.

şu görüntüleri belki batı ülkelerinde nadir görürsünüz;

https://www.google.c...FB4iThgeQ-oCQCg

ama bu görüntülerin tamamı da türkiye'ye özgüdür. her ülkenin kendince bir dengesi vardır ya. hah işte türkiye, kantarın topuzunun kaçmaya meyilli olduğu bir ortadoğu ülkesidir. bu yüzden dengeleri sağlamak için bir takım hoş olmasa da yasak ve kanunlar olmak zorundadır. türban takmayanlar ahlaksız dendin mi, o zaman iş işten geçer....

Türban yasağı ötekileştirme ve ayrımcılık olmuyor mu? Sokaklarda değil türbanlı çarşaflı, peçeli kadınlar bile var. Senin düşüncene göre bütün tesettürsüz kadınların tesettüre girmiş olmaları gerekiyor. Peki kaç kadın böyleleri (tesettürlüler) var diye, ayrımcılık-ötekileştirilme korkusuyla türbanla-çarşafla-peçeyle sokağa çıkıyor? Bugün mağdur olanlar hep örtünenler. Yasak yüzünden okuyamıyor ve iş sahibi olamıyorlar. Peki kaç tesettürsüz kadın kılık-kıyafet yüzünden okuyamıyor ve iş sahibi olamıyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dini eğitim 15 yaşından önce verilmez kardeşim. Biz 12 filan deriz ama aslen 15'dir.

18'inden küçük birine de zorla türban vs taktırılmaz. Hadi 15 öncesi diyelim.. O da olmaz ya, biz yine 15 diyelim.

Çocuklar dinden anlamaz. Din bilmez. Dini öğreten de ona örtünmesi gerektiğini söyleyen hatta zorlayan da ailedir. Kimsenin bir çocuğa bunu yapma hakkı yoktur. Bu açıkça hak ihklalidir. Çocuklar kimsenin malı değildir, ana babasının da.

Madem dininiz o kadar muhteşem, o kadar vazgeçilmez, örtünme ve dindar olma işini çocuğunuzun inisiyatifine bırakın.

Bırakın büyüdüğünden kendi isteğiyle örtünsün. Ondan önce bilimsel eğitime terkedin ama..

Yemez, değil mi?

Ondandır bu dinci hükumetin ilköğretime kadar türban dayatması.

Öncelikle iki yanlışını düzeltelim;

1- AKP dinci değil demokrattır. Dini hassasiyetleri dikkate alması, dinci olduğu anlamına gelmez.

2- Bildiğim kadarıyla ilköğretime türban dayatması olmadığı gibi, türban serbestisi dahi yoktur.

Dini öğretenin, örtünmeye zorlayanın aile olduğunu yazmışsın ancak dinden uzaklaştırarak, örtünmesine mani olarak asıl kendin çocukların haklarını ihlal ediyorsun. Çocuk haklarının ihlalinden bahsediyorsan o halde o çocukları önce zorunlu eğitim dayatmasından ve her sabah bir idolün önünde, o idolün militanı olacağına dair ant içme zorunluluğundan kurtarman gerekir. Bir çocuk neden varlığını kendisine değil de bir başkasına, bir topluluğa, bir ülküye armağan etsin? Neyden mutlu olup olmayacağına neden kendisi değil de başkaları karar versin? Bu çocuk başkalarının malı mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yok öyle bir şey. Sen demokrasi hakkındaki moda tanımı yapmışsın, kaldı ki demokrasi de çoğunluğun istediğinin yapılması değildir.

Devletin temel amaç ve görevleri belli. Kabaca dört kalemde toplarsak: Adalet, güvenlik, sağlık ve eğitim diyebiliriz. Biz şimdi eğitim ayağını konuşuyoruz.

Devletin bir de kuruluşundan gelen ilkeleri var, oturmuş bir sistem var. Eğitim bilimsel olmak zorunda zira biz bir İslam Cumhuriyeti değiliz.

Biz çağdaş, bilimsel, aydınlık nesiller yetiştirmek istiyoruz, devletin de amaçlarından biri bu. Öyle görünüyordu en azından ve bu amaca şimdikinden daha fazla hizmet ediyorduk. Yukarıda da dedim ya, kırık dökük de olsa işe yarıyordu.

Ülkede farklı dinden insanlar var, inançsızlar var, az inanan var, inançlı da olsa dini sadece kendisi öğretmek isteyen var.. var da var..

Devlet, sistem gereği bunu dikkate almak zorunda zaten. Aksini yapma hakkı da yetkisi de yok. Şimdi anayasayı değiştiriyorlar filan ama karşı durulması gerektiğini de biliyoruz zaten.

Devlet, vatandaşını elinden tutup yukarı çekmeyi hedeflemeli, bunun için çalışmalı. Bizde ise ayak takımı devletin idare biçimini değiştirip halkı da kendi seviyesine çekmek istiyor, şimdi böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız.

Çocuklarımız sağlam eğitim alsa, bilim ve bilimci üretsek, kadınların bacak aralarıyla değil de beyinleriyle birbiriyle ve erkekle yarıştığı bir ülke olsak geberir misiniz?

Din neye hizmet ediyor? Kaç tane ahlaklı, sağlam, okumuş, kendi ayakları üstünde durabilmeyi becermiş ve erkekten kaçmayıp ona meydan okuyabilmiş dindar kadın tanıyorsun? Var mı İslam aleminde? Hangi din buna izin verir ki İslam versin?

Dini eğitim zararlıdır, dogmaların hepsinin zararlı olduğu için. Çocuklar din, dil, cinsiyet ve ırk ayrımıyla tanıştırılmadan eğitilmeli. İyi bir akademik eğitim vereceksek dinden de her tür dogmadan da uzak duracağız.

Bunun tek yolu bilim, bilimsel eğitim.

Demokrasi nedir? Azınlığın istediğinin yapılması mıdır?

Bu sistem (rejim) dediğiniz bir din, anayasa dediğiniz de kutsal bir kitap mıdır ki değiştirilmesine bu kadar karşısınız? Radikal İslamcı birisi Kur'an'ın değiştirilmesine, senin anayasanın değiştirilmesine karşı çıktığın kadar karşı çıkar mı merak ediyorum doğrusu.

Demokrat iktidarı "ayak takımı" diye aşağılamışsın, Aristokrat'sın sanırım. Aristo da demokrasiyi aynı ifade ile aşağılamıştır zira.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beraber yasamak zorundaysak hosgörüyü ögrenmeliyiz. bu yüzden...

Bence, 18 yasina gelmis birisi okulda istedigi kiyafeti giyebilmeli.

4. sinifa kadar da din dersi bütün büyük dinleri objektiv ele almali. 3 din arti alevilik olabilir.

Burda "siz kendi okulunuza, biz kendi okulumuza" gibi sözleri duydukca üzülüyorum.

Cok yanlis bir söz, devleti ve gelecek nesilleri zor durumda birakabilecek bir yaklasim.

Cocuklar ayrilmasin, birlessinler. Ayni siralarda oturup, degisik yasasalarda birbirlerini anlasinlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de o siyah önlükler içinde, boynu dilim dilim kesen, kolalı beyaz yakalıklarla okula gidenlerdendim.

İçindekini hiçleştiren, hepimizi aynı tornadan çıkmışçasına “bir”leştiren o üniformaya hapsolmayı hiç sevmedim..

Benim lügatimde “tek tip” demek, “tipsiz” demekti.

Daima “çok tiplilik”i benimsedim.

* * *

Elbette işin felsefesindeki sosyal adalet duygusunu anlıyorum.

Önlüğün yıllar yılı fakir ile zengini eşit göstermekte, çocukların komplekse kapılmasını önlemekte kullanıldığını biliyorum.

Bu çabayı önemsiyorum.

Ama hepimizin gönülsüz içine tıkıldığı o kara formaların, yoksulluğu kamufle etmeye yetmediğini de hatırlıyorum.

Üstüne kaç önlük dikersen dik, fukaralık, pantolonundaki yamadan, üç numara saç tıraşından, kenarları kıvrık metot defterinden ele verir kendini; götürür sınıfın en arka sırasına oturtur seni...

Sabah ekmeği dağıtıp gelmiştir, evde yeterince beslenememiştir ya da babasından dayak yemiştir; o yüzden çabuk kirlenir yoksul çocuklarının kolalı yakaları; silgileri kokmaz, önlüklerinden sökük, pabuçlarından delik, karnelerinden kırık eksik olmaz.

Demem o ki, ne kadar tek formaya hapsetsen de fukaralık, bir yolunu bulur, söyler ailenin gelirini...

Tersinden bakarsanız, sosyal adalet fikriyle giydirilen üniformanın, özünde sınıfsal farklılıkları gizleyen, hatta göz ardı ettiren bir kara battaniyeye dönüştüğü de söylenebilir.

Asıl amaç, yoksulluğu önlükle örtmek yerine, sosyal politikalarla tarihe gömmek olmalıdır.

* * *

“Okullarda kıyafet serbest!” haberini, kara önlükle büyümüş çocuklar adına sevinçle karşılıyorum.

Gösteriş merakı, marka işgali, kıskançlık hali, aşağılanma ihtimali...

Bunlar sınıflarda fiilen zaten vardı. “Bir sınıfın, diğer sınıflar üzerinde tahakkümü” görünür haldeydi. Bazı öğrenci okula beş durak öteden yürüyerek, bazısı makam arabasından inerek geliyordu. Kimisi çantasıyla, kimisi zuladaki cep telefonuyla hava atıyordu.

Herkesi tek tip giydirerek “eşitlik hissi” vermeye çalışmaktansa, çocuklara hayatta kıyafetin değil fikriyatın önemli olduğunu anlatmak ve sınıfta onlara gerçekten eşit davranmak daha önemlidir.

* * *

Eleştirilerime gelince:

Başbakan’ın “Herkes, gücü neye yetiyorsa onu giydirsin” demesi, bahsettiğim sosyal adalet fikrine ve sosyal politikalar meselesine hiç aldırmadığını gösteriyor.

İslamcı basındaki “Yetmez ama evet” yaklaşımı ise, serbest kıyafetin peşinden başörtüsü serbestisi talebinin geleceğini belgeliyor.

Zaten bence, asıl mesele, serbest kıyafete değil, hükümete güvensizlikte:

“Dindar nesil yaratacağız” şiarıyla yola çıkan bir hükümet, “Okulda inkılaplara uygun tek tip forma mecburiyeti kalksın” deyince “Tamam, şimdi türban taktıracaklar” kaygısının yaşanması doğal.

Türban mücadelesi ayrı yapılır.

Ama ben, “Başörtüsü taktıracaklar” korkusuyla önlüğe taraftar olmayacağım gibi, “Önlük yasağı kalkacak” diye de üniversite öncesinde başörtüsünü savunmam.

Pozisyonum başlıktaki gibidir:

Okulda serbest kıyafete evet, türbana hayır!

(Can DÜNDAR)

NEden kapanıyorlar ben onu anlamıyorum, sabaha kadar erkeklerle beraber olanlar onlar zaten, madem adama herşeyini göstercen o zaman niye kapanıyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...