Jump to content

Kalem Suresi 1


Recommended Posts

Bu arada Alak Suresi'ndeki Ebu Cehil'e ne oldu ? Allah onu perçeminden yakaladı mı ? Muhammed, namaz kılarken Ebu Cehil korkup kaçtı mı?

KALEM SURESİ (Diyanet)

Nun (Ey Muhammed!) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, senin Rabbinin nimeti sayesinde bir deli değilsin.

Şüphesiz sana tükenmez bir mükafat vardır.

Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.

Hanginizin deli olduğunu yakında sende göreceksin, onlar da görecekler.

Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir.

O halde yalanlayanlara boyun eğme.

İsterler ki, yumuşak davranasın, böylece onlarda yumuşak davransınlar.

Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Öncekilerin masalları!" der.

Yakında biz onun burnunu damgalayacağız. (16. ayete kadar yazdım) - sizi sıkmamak için;

Gelelim Eleştiriye;

(Ey Muhammed!), andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki - Bu ifade çok tehlikeli. Burada işler biraz daha aydınlanıyor. Muhammed okuma yazma bilmeyen biri değil. Dincilerin uydurması, Muhammed aslında okuma yazma bilen biri ve de, Alak suresinde olduğu gibi; Oku, yaratan rabbin adı ile oku. demesi buradan geliyor. Demek ki, Hira dağında Muhammed'in elinde kalem ve yazmak için birşeyler var. Onun kalbine doğan birşey yok. Sadece kaleme alıyor. Kendisi satır satır da yazıyor.

İslamın ilk başlarında, muhammed hakkında sen delisin, diye tartaklayan bir çok kişi olduğu belli. Bu durumda Muhammed'de biraz çileden çıkmış. Çünkü, sert tavırlarla karşılık vermeye başlamış. Hadi lan, ne diyorsunuz der gibi.

Hala onunla uğraşan biri var. Büyük ihtimal Ebu Cehil gibi geliyor bana, Saymış da saymış; sana inanmayanlar; soysuz, yemin edip duran, aşağılık....v.b., mal ve oğullarının olması bir şeyi değiştirmez demiş.

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman "Eskilerin masalları" derler - Bu da çok ilginç çünkü; topu; Alak suresi 19 + 16'da Kalem suresi toplam 35 ayetde hiçbirşey yokki, eskiden anlatılan bir hikaye dahi yok. Bu ikinci sure değil. Diyanette yalnış biliyor. Demekki başka ayetler de var.

Hemen, tehdit burnunu damgalayacağız.

Sonuç Olarak;

1. Muhammed okuma yazma biliyor. Birşeylere yazıyor. O yüzden, oku emri ile başlıyor.

2. Bu ikinci ayet değil. Daha başka ayetler de var. Fakat, diyanetin bilmediği ortada. Daha masallardan başlamışlık yok.

3. Muhammed, göründüğü gibi sessiz mülayim bir insan da değil. Astığım astık, kestiğim kestik ters mizaçlı bir kişi. Onu tersleyenleri çok güzel karşılık verebilen birisi.

4. Ona inanmayanları ikna edeceğine; tehditler, korkutmalar, aşağılamalar. hep klasik yöntem,.,,

Link to post
Sitelerde Paylaş

"And olsun yazdıklarına" derken kalemin yazdıklarından bahsediliyor.. "Kalemler yazdıkların"dan değil..

Olayın arapçası şöyle.. "Nun. Vel kalemi ve ma yesturun" --"Nun. And olsun kaleme ve onuyn yazdıklarına.. "

Kaldı ki orda yemin edilen kalem Muhammedle yakınan uzaktan ilişkisi olan bir kalem değil.

Genel kanaat bu ki, bahsedilen kalem "kaderleri yazan" kalemdir.

Dahası hiç bir şekilde iddia etmen doğru olmaz ki orda Muhammed bir şeyleri yazıyordu.. Yanı bunu hiç bir şekilde çıkaramazsın..

Ve +++ Muhammedin anlattıkları sadece Kuranla mukayyed değildi. Eğer azacık bilgin varsa Allahın Cebrail vasıtasıyla ona -kudsi hadislerde- bazı kıssaları rivayet ettiğini bilirsin. İki tanesini yaklaşık 4-5 sene önce Zafer dergilerinin birinde okumuştum. (bir tılsımcı ve talebesi ile ilgiliydi)

Son olarak, sureler indiği zaman tam parça halinde inmemiştir. Mesela Alak'tan ilk 5 ayet gelmiş, sonra Nun"dan bir kaç tane. Daha sonra bir başkasından 3-5 tane.. Sonra Alak'ın geri kalan hissesi sonra başka bir ayet ves.

Öyle olmasa bile, surelerin inmesi ile alakalı kesin bilinen şey, ilk Alak'ın en son da Nasr suresinin indiğidir. Tabi bazı özel olayları -Miraçta iken "amenerresulu" ayetleri- katmazsak..

İkinci sure meselesi hiç de kesin değildir. Bazı kaynaklarca -genelde Şii- bu Müdessir suresidir. Ves..

Öyle her bulduğuna balıklama atlama :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Mefisto;

Öncelikle önyargılı ve beni tanımadan balıklama atlama lafı hiç hoş olmamış. Sadece maillerime bakarak, yargıya girmemen gerekirdi. Ben, bu sitede yeniyim. 5-6 mesajım var. Bu benim yeni olduğumu göstermez. Ben bu siteyi bilirken, maalesef site kapalıydı. Uzun bir süre yasaklıydı. Buna benzer bir çok sitelerde de araştırma yaptım ve bir sitenin de belirli bir konumda olan üyesiyim. Benim buradaki amacım, birbirlerimizi kırmadan güvenebileceğimize inandığımız (diyanet), bir site birlikte bilgilerimizi paylaşmaktı. Güzellikle halledebilirz. Yeni fikirler öğrenebilirim. Ben herşeye açığımdır.

Beraber, diyanette yapılan hatalarla da ilerleyebiliriz. Ama, dikkatini çekerim. Andolsun; kaleme ve satır satır yazdıklarına... derken, ortada bir kalem yok mu? Kalemi tutan muhammed değil mi? Eğer başkası tutuyorsa onu bilmem. Orada, kaderden falan bahsetmiyor. Kaleme ve onun yazdıklarına derken. İlk anlaşılan, muhammed satır satır kalemle ayetleri yazıyor. Daha kaderin anlamı bile yokken, kaderin ne olduğu bilinmezken "Kaderleri yazan kalem" tabiri nereden çıkmıştır ?

Ben hadislerin; sadece peygamberin söylemleri ve hareketleri olarak biliyordum. O zaman senin dediğine göre hadislerin bazıları (kudsi denilen), Kur'an kadar değerli. Çok tehlikeli bir noktaya geldin... Eğer böyleyse, bir sürü inançsız çıkar piyasaya....

İniş sınrasını diyanetten alarak yazdım. Ama, senin dediğinden yola çıkarsak, Kur'an da bir kronoloji tarihi de yok. Karman kurtarış birşey, ne koparabilirsem zihniyeti var.

Bu şekilde karışık bir çok şeyleri olan bir şeye hala nasıl güvenerek inanıyorsunuz ben anlayamadım. Ama, seni sevdim. Devam edelim muhabbete

Link to post
Sitelerde Paylaş
Andolsun; kaleme ve satır satır yazdıklarına... derken, ortada bir kalem yok mu? Kalemi tutan muhammed değil mi? Eğer başkası tutuyorsa onu bilmem. Orada, kaderden falan bahsetmiyor. Kaleme ve onun yazdıklarına derken. İlk anlaşılan, muhammed satır satır kalemle ayetleri yazıyor. Daha kaderin anlamı bile yokken, kaderin ne olduğu bilinmezken "Kaderleri yazan kalem" tabiri nereden çıkmıştır ?

Ay canım valla çok duygulandırdın.. Nalet olsun lann bu xeyvanlığıma.. :)

Hacı bak imdi..

And olsun kaleme ve satır satır yazdıklarına..

Ortada bir kalem var. Ama bu kalemin ne türden bi kalem olduğunu bilemeyiz..

Alın yazısı derken alındakı her hangi bir yazıdan mı bahsediliyor sanıyorsun?

Kaldı ki ben zaten ille ki kader'dir de demedim. Sadece genel bir kanaatten bahsettim.

Hatta olayı iyice açayım. Levh-i mahfuzu yazan kalem. Umarım burda sorun yok?

İn adır hend, "andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına" cümlesini dilbilimsel olarak incelersek,(Kaleme andolsun. Kalemin satır satır yazdıklarına andolsun) orda -ilkinde- özne kalem oluyor demi? İkinci de de özne yerine "kalemin satır satır yazdıklarına" özne oluyor. Çok merak ediyorum oraya Muhammedi nasıl sokacaksın?

Velev ki soktun. O zaman, "Muhammedin kalemle satır satır yazdıklarına" bileşkesini analiz etmememiz lazım.

O zaman da "kalemle yazdıklarına" üstekinden ayrılıcak. Çünkü fiili niteliyor. Bu da arapçadaki "ve ma yesturun"u yanlış anlamamıza neden oluyor..

Ben hadislerin; sadece peygamberin söylemleri ve hareketleri olarak biliyordum. O zaman senin dediğine göre hadislerin bazıları (kudsi denilen), Kur'an kadar değerli. Çok tehlikeli bir noktaya geldin... Eğer böyleyse, bir sürü inançsız çıkar piyasaya....

Evet hadisler genel olarak peygamberden rivayet edilen sözlerdir. Ama bazı istisnai durumlar var. BUunlar da kudsi hadislerdir. Kudsi hadislerin özelliği: Cebrail bunları getirirken bismillahla başlamıyordu. Ve bunun Kurandan olmadığına işaret ediyordu. Muhammed de bunları her hangi bir vahiy katibine Kurana geçirmesi için tembihlemiyordu. Ki zaten siyer kitaplarına inanırsak, Muhammed kendi sözlerinin Kurandan bir parça olarak addedilmemesi için çok titiz davranıyordu.

Hatta eğer yanlış hatırlamıyorsam ilk hadis külliyatlarında kudsi hadisler için hadisin başına "kaf" harfi konuluyordu.

Kudsi hadislerden bir kaçına örnek verelim de ne demek istediğimiz iyice anlaşılsın.

"Beni kendi içinden zikredeni, içimde zikr ederim, beni toplulukta zikredeni ben de bir toplulukta zikrederim.. Kendi hüviyetinde zikredeni ben de anıp ona göre mükâfatlandırırım. "

(Allah meleklerine şöyle demiştir /Ebu Hüreyre'nin eklemesi/)"Kulum bir kötülük yapmaya niyetlenirse, aleyhine onu hemen yazmayın. Eğer o işi yaparsa onun adına tek bir kötülük yazın. Kulum iyi bir işe niyetlenir de yapamaz ise, niyetini bir iyilik olarak yazın. Niyetini gerçekleştirir ise on iyilik yazın."

Burdan görebiliriz ki /en azından müslümanca yaklaşırsak/ bu sözlerin membası Allahtır. Çünkü bilavasıta Kuranda da bazen geçtiği gibi "ben" diye hitap ediyor. Özetlersek, söz bakımından Muhammed’e anlam bakımından Allaha ait olan sahih hadislere kudsi hadis denir.

Umarım son tanım Süruşla ilgili başlıkta işe yarar :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Mefisto;

Kalem kavramı biraz anlaşıldı. Orada Muhammed'e sesleniliyor. Ey Muhammed! kaleme ve satır satır yazdıklarına ki; derken ortada bir kalem var ve satır satır yazıyor. Ancak, muhammed'in yazıp yazmadığını bilemeyiz.

Bildiğim kadarıyla, Kur'anın hiç bir ayeti besmele ile başlamaz. Sonradan eklendiğini biliyorum, bu bir.

İkincisi de Sahih Hadis demek Sağlam Hadis demektir. Sahih Hadis aslında Kudsi Hadis'tir diyorsan. Bu din külliyeten batmıştır. Neden, bir sürü saçma sapan Sahih Hadisler var ki, bunlar sözde ALLAH'A aitse, Allah sınıfta kalmış.

Buna en güzel örnek; TURAN DURSUN'un eseleridir. Turan Dursun bence gerçekten tam hadis profesörüydü. Eserlerinde açıklamalar ağırlıklı olarak Hadislere dayanır ve Sahih Hadisler olarak bilinen hadisleri kullanır. Çünkü, Kur'andaki hangi ayetin neden yazıldığını anlamamız için tek kaynak hadisler olmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kalem Suresi

Mekkede inmiş olup 52 âyettir. Adını 1. ayette geçen el-Kalem’den almıştır. Bu sûre Hz. Peygamber aleyhinde müşriklerin ileri sürdükleri bazı iddiaları çürütüp onun nübüvvetini ispatlar. Bunun başlıca delilinin, onun mükemmel ahlâkı olduğunu vurgular. Gerçekten hayat boyunca güzel ahlâkın bütün dallarında mükemmel olmak, pek büyük bir mûcizedir. Ayrıca inkâr ve nankörlüğün sonucu, bahçe sahiplerinin kıssası ile bildirildikten sonra, Allah Teâlanın âhirette müminler ile kâfirlere hazırladığı âkıbet anlatılır.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

1.Nûn. Kalem ve ehl-i kalemin satırlara dizdikleri ve dizecekleri şeyler hakkı için:

Tabiin imamlarından Mücahid’e göre kalemden maksat “kendisiyle Kur’ân yazılan kalem”, onunla yazılan şey ise Kur’ân’dır. O böylece en mükemmel fert ile tefsir etme yönteminin bir nümunesini göstermiştir. Yoksa gayesi, geniş anlamı sınırlandırmak değildir.

2.Rabbinin lütfuyla, deli değilsin.

3.Hem senin ecrin, mükâfatın hiç kesilmez! [11,108; 95,6; 41,8]

4.Ve sen pek yüksek bir ahlâk üzerindesin! [33,21]

Hz. Peygamber (a.s.)’ın ahlâkından bahsetmesi istendiğinde Hz. Aişe (r.a) mümkün olan en ideal cevabı şöyle vermişti: “Onun ahlâkı Kur’ân’dan ibaret idi.” Maksadı şu idi: “Kur’ân hangi âdabı öğretiyorsa onları uygulardı.”

5.Yakında göreceksin, onlar da görecekler.

6.Hanginizde imiş o dertler, o delilikler...

7.Senin Rabbin şüphesiz pek iyi bilir: Allah yolundan sapanlar kimdir ve O’nun yolunu tutanlar kimdir.

8.O halde, hakkı yalan sayanların, sözlerine sakın uyma.

9.İsterler ki sen gevşeyesin de, böylece O zaman kendileri de yumuşasınlar

10-16.Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, bir de soysuz olana. Kendisine âyetlerimiz okunduğunda “Bu eski insanların masalları!” diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız. [74,11-26; 6,25; 8,31; 46,17]

Hz. Peygamber (a.s.)’ın karşısına böyle azgınca çıkanların burunlarının sürtüleceğini bildiren bu âyetlerle yüce Allah onların istikbaldeki perişan hallerini haber vermektedir. Zahirî şartlarda beklenmeyen bu zafer, ancak kaderlere hükmeden Allah’ın bildirmesi ile olabilir.

Suat Yıldırım

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Mefisto;

Kalem kavramı biraz anlaşıldı. Orada Muhammed'e sesleniliyor. Ey Muhammed! kaleme ve satır satır yazdıklarına ki; derken ortada bir kalem var ve satır satır yazıyor. Ancak, muhammed'in yazıp yazmadığını bilemeyiz.

Bildiğim kadarıyla, Kur'anın hiç bir ayeti besmele ile başlamaz. Sonradan eklendiğini biliyorum, bu bir.

İkincisi de Sahih Hadis demek Sağlam Hadis demektir. Sahih Hadis aslında Kudsi Hadis'tir diyorsan. Bu din külliyeten batmıştır. Neden, bir sürü saçma sapan Sahih Hadisler var ki, bunlar sözde ALLAH'A aitse, Allah sınıfta kalmış.

Buna en güzel örnek; TURAN DURSUN'un eseleridir. Turan Dursun bence gerçekten tam hadis profesörüydü. Eserlerinde açıklamalar ağırlıklı olarak Hadislere dayanır ve Sahih Hadisler olarak bilinen hadisleri kullanır. Çünkü, Kur'andaki hangi ayetin neden yazıldığını anlamamız için tek kaynak hadisler olmaktadır.

Bak olmadı ama :)

Kuranın ayetlerinin tamamı -Tevbe hariç- besmele ile başlar. İslam inanışına göre Cebrail vehyi getirirken, eğer yeni sureye başlıyorsa "besmele" ile başlardı. Çünkü sureler önce de bahsettiğim gibi kopuk kopuk geldiğinden dolayı, hangi ayenin hangi sureye ait olması meselesi karışmasın diye, "firak" için besmele kullanılırdı. Hatta besmelenin ayet olup olmadığı tartışması bile var. Ama bu bizim konumuz değil.

Neyse..

Her sahih hadis kutsi hadis değildir. İstersen buna sağlam de istersen başka şey. Peki hangi sahih hadisler kutsidir?

Söz bakımından Muhammede anlam/kaynak bakımıdan Allaha ait sahih hadisler...

Hangileriymiş? Söz bakımından Muhammede anlam/kaynak bakımıdan Allaha ait..

Mesela alıyoruz bi tane sahih hadis.

"Her kim bana itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur ve her kim de bana isyan ederse Allah’a isyan etmiş olur.”

Söz tabi ki Muhammede ait.

Peki kaynak? Değil. Niye?

Çünkü Allah, "bana itaat eden Allah'a itaat eder" demez. Nitekim Allah zaten kendisi. Ve eğer İslamdakı Allaha iman etmişsek, onun bu türden saçma totoloji yapmayacağını varsaymalıyız.

O zaman sözün/hadisin menşei de Muhammeddir.

Peki kudsi hadis olarak ne demiştik?

"Beni kendi içinden zikredeni, içimde zikr ederim, beni toplulukta zikredeni ben de bir toplulukta zikrederim.. Kendi hüviyetinde zikredeni ben de anıp ona göre mükâfatlandırırım."

Sözler yine de tabi ki Muhammede ait.

Peki -İslam inanışına göre- Muhammed her hangi bir iyiliği mükafatlandırıyormu? Hayır.. Çünkü bu Allahın vazifesidir. /şefaat meselesini ayrıca tartışırız ki onun da mükafatla alakası yok/

E peki söz Muhammede ait ama fiilin Muhammedle ilgisi yok? Aha işte kudsi hadis buna denir..

Bu sözü Allah Cebrail ve diğer meleklere söyler, Cebrail de vahiy ve ya her hangi bire şey için yere indiğinde bunu Muhammede nakleder.

Demek ki her sahih hadis kudsi hadis değil. Ama kudsi olarak nakledilenlerin tamamı sahihdir :) Nasıldı ama?

Aradakı farkı anladık umarım..

Bi de Turan Dursunun liyakati meselesine gelelim :) . Türkiyede bence hadis konusunda, tabiri cazise, otorite olarak ondan önce zikredilmesi gereken çok kişi var. Örneğin Abdülbaki Gölpınarlı.

Neyse, bunları tartışamanın zaten bi anlamı yok.

Eğer Turan Dursun dediğin ayıklama metodunu kullanmışsa, harbiden yazık.. Çünkü hadisler Kurana ışık tutacak şekilde söylenmemiştir. Bilakis, Muhammed Kurana dayanaraktan hadisleri o doğrultuda nakletmiş.

Olay böyle..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Selam

Evet hadisler genel olarak peygamberden rivayet edilen sözlerdir. Ama bazı istisnai durumlar var. BUunlar da kudsi hadislerdir. Kudsi hadislerin özelliği: Cebrail bunları getirirken bismillahla başlamıyordu. Ve bunun Kurandan olmadığına işaret ediyordu. Muhammed de bunları her hangi bir vahiy katibine Kurana geçirmesi için tembihlemiyordu. Ki zaten siyer kitaplarına inanırsak, Muhammed kendi sözlerinin Kurandan bir parça olarak addedilmemesi için çok titiz davranıyordu.

Hatta eğer yanlış hatırlamıyorsam ilk hadis külliyatlarında kudsi hadisler için hadisin başına "kaf" harfi konuluyordu.

Kudsi hadislerden bir kaçına örnek verelim de ne demek istediğimiz iyice anlaşılsın.

Kuranın ayetlerinin tamamı -Tevbe hariç- besmele ile başlar. İslam inanışına göre Cebrail vehyi getirirken, eğer yeni sureye başlıyorsa "besmele" ile başlardı.

Burda anlattiklarinda bir tutarsizlik var! Senin anlatisa göre Tevbe suresi Kutsi bir hadis!!!! Yani Kurandan degilmi???....

Hem Kuran kendisinden bahs ederken detayli oldugnu söyler!

16:89 Her topluluk içinden, kendilerine karşı bir tanık gönderdiğimiz, şunlara karşı da seni tanık olarak getirdiğimiz gün... Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve müslümanlara bir müjde olarak indirdik.

6:114 ALLAH'tan başka yasa koyucu mu arayayım? O ki size kitabı detaylı olarak indirmiştir. Kendilerine kitap vermiş olduklarımız onun Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. O halde kuşkulananlardan olma.

6:115 Rabbinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, İşitendir, Bilendir.

Sende kalkip yok Kuran tüm degil dah Kutsi denen hadis kitaplari var diyorsun!!!

Su kurandaki soruyu lütfen kendine bir yönelt

29:51 Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi? Bunda inanan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.

Tek din kaynagi Kuran. Hadisler seytani ögreti.

sana de su teklife uymani tavsiye ederim...

Öyle her bulduğuna balıklama atlama :)

Neyse Konuya gelelim

Muhammed okuma yazma biliyordu:

1.بسم الله الرحمن الرحيم

96:1 اقرا باسم ربك الذى خلق

Muhammed okuma yazma bilmese burdaki "bismi" kelimeleri ayni yazilirdi..

2.Muammed bir tücardi. Tücar olmak icin ne gerekir? Evet hesap yapabilmek, hesap icin de sayilar gerekir. Simdi tarihi bir arastir, Muhammedin zamaninda araplarin sayilari neymis. Alfabeyi sayi olarak kullaniyorlarmis, demekki Muhammed arab alfabesini tanimis olmasi lagzim.

3. Peygamberin okur yazar olmadigni söyleyenler peygambere hakaret ederler! Bir insan ya salak olur ve 23 senede 28 harfi ögrenemez ya da Allahin emrine isrla karsi gelir ve 28 harfi ögrenmez. Muhammed de ikisi olmadigndan ve Tüm kurani ezbere bilen biri kesinlikle 28 tanecik harfi kolaylikla biliyormustur..

4. Ummi keimesi Kuranda, analfabet biri degil, o zamanki ücüncü halk gurubuna denir. Yani yahudi ve Hiristiyab olmayanlar, kiraba bagli olmayanlar ümmi oluyor.....

3:20 Seninle tartışırlarsa, "Ben ve beni izleyenler kendimizi ALLAH'a teslim ettik," de. Kitap verilenlere ve kitap verilmeyenlere (ümmilere), "Teslim oldunuz mu," de. Teslim olurlarsa, doğruyu bulurlar. Yüz çevirirlerse, görevin sadece duyurmaktır. ALLAH kulları görür.

3:75 Kitap halkından öylesi var ki kendisine yığınla emanet bıraksan sana aynen öder. Fakat onlardan öylesi de var ki kendisine bir Dinar emanet etsen, başına dikilip durmadıkça geri ödemez. "Ümmilere karşı bizim bir sorumluluğumuz yok" dedikleri için böyle davranıyorlar ve bile bile yalanlarını ALLAH'a yakıştırıyorlar.

62:2 O ki, ümmilerin arasından, kendilerinden olan bir elçi göndermiştir ki onlara O'nun ayetlerini okuyor, onları temizliyor ve onlara kitabı ve bilgeliği öğretiyor. Bundan önce onlar apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorlardı.

5. Durmadan kuranda okumaktan ve kitaptan bahseder....

6. 25:5 Dediler, "Yazıp durduğu şey evvelkilerin masallarıdır; gece gündüz kendisine dikte edilmektedir."

29:48 Sen daha önceki kitaplardan hiçbirini okumuyordun ve onları elinle de yazmıyordun. Bu durumda, yanlışı savunanların kuşkulanması için bir bahane oluşacaktı.

29:45 Sana vahyetmiş olduğumuz kitaptan oku ve namazı gözet. Çünkü namaz, iğrenç ve kötü şeylerden vazgeçirir. ALLAH'ı (namaz yoluyla) anmak en önemlidir. ALLAH ne yaptığınızı bilir.

Baris ve Güven

Link to post
Sitelerde Paylaş
1.بسم الله الرحمن الرحيم

96:1 اقرا باسم ربك الذى خلق

Muhammed okuma yazma bilmese burdaki "bismi" kelimeleri ayni yazilirdi..

Çok güzel bir saptama..Okunuş olarak birbirinin aynı yazım olaraksa farklı..Bu farkı kim nasıl öngördü?Geleneksel İslam kabullerinin Muhammed'i okuma yazma bilmez gösterişinin amacı Muhammed'in bilgisiz çöl arabı olmasını empoze etmek için olsa gerek...

tarihinde sokrates tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Töbeeeeeeee.. Tövbe dedik te olaya Tövbe ayetiyle başlayalım. :)

Cebrail bunları getirirken bismillahla başlamıyordu. Ve bunun Kurandan olmadığına işaret ediyordu. Muhammed de bunları her hangi bir vahiy katibine Kurana geçirmesi için tembihlemiyordu. Ki zaten siyer kitaplarına inanırsak, Muhammed kendi sözlerinin Kurandan bir parça olarak addedilmemesi için çok titiz davranıyordu.

Tabi ki istediğin yerleri underline yaparsan istediğin gibi lanse edebilirsin.. Evela bi şey sorayım. Bu kadar şeye inandın da, bir sure-hadis ayrımında mı takıldın? Eğer Cebrail, Muhammed, Allah ilişkileri Kurandaki gibi cereyan etmişse rahat rahat inanabilirsin..

Kuranın ayetlerinin tamamı -Tevbe hariç- besmele ile başlar. İslam inanışına göre Cebrail vehyi getirirken, eğer yeni sureye başlıyorsa "besmele" ile başlardı.

Tevbe hariç'i neden yazdım.. Tevbenin sure olma meselesi genelde Sünni mezheplerce kabul görmüştür. Besmeleyle başlamayan hiç bir kuran suresi yoktur dersem biriniz atlayıp ta, "ahanda Tövbe" diyecektiniz..

Ama isteyen varsa Tevbenin -İslami kriterlerler dahilinde tabi ki- sure olup olmadığını tartışabiliriz..

Caferi mezhep alimlerinden Kaşifül Ğıta Töçvbenin ayrı bir sure olmadığını savunuyordu.

Aynı şekilde İrandaki Kum havzası alimlerinden bazıları da bu görüşe rağbet ediyorlar. Yani Enfalden sonra ona geçerken besmeleye gerek olmadığına. Amma dediğim gibi Sünnilerce Enfalden Tövbeye geçilecekse sadece euzu okumak lazım. Besmelenin okunması uygun değildir.

Neden? Çünkü müşriklere gözdağı -medenice ultimatom- niteliğindedir.

Sende kalkip yok Kuran tüm degil dah Kutsi denen hadis kitaplari var diyorsun!!!

Nerde dedim Kuran tüm değil diye? Ha??

İkincisi de.. Bn hiç bir yerde Kudsi denen hadis kitapları var demedim. Sadece kudsi hadislerden bahsettim. Ve ortalama bi tanım verdim. Niteliğini belirttim. Ve de örnekler verdim.

Ha bi de arapça profisörü arkadaş..

İlk yazdığın şey bismillahirrahmanirrahim..

İkincisi ise "iqra bi(uzatılacak) ismirabbikellezi".

Aralarında lafız itiaberiyle farklar var. Çok hevesliyseniz anlatabilirim :)

Bu dağlar ulu dağlar

Çeşmeli sulu dağlar

Burda bir yiğit ölmüş

Göy kişner bulud ağlar

Yukarıdaki bi halk edebiyatı örneği. Ağıt. Niye yazdım peki?Anlamya çalış istersen..

Muhammedin yazma okuma bilmes ya da bilmemesi konusunda yazdıkların akıllıca.

Ama sadece bu kadarıyla kalıyor. Gel sana böyle ters argümanlar söyleyeyim. Muhammed hesapları kafadan yapıyordu. Evet. Normal bence.. Allah hiç bir yerde yazma okuma öğreniniz gibi bi şey söylememiş. Yani en azından ben hatırlamıyorum. Kuranda böyle şey geçiyormu? Tenevvür etdirirseniz memnun olurum.

Sadece Muhammedin "el ilmü farizatün ala küll müslimin ve müslime" (arapça profisörü terceme etsin) hadisi var ki bu da ilim öğrenmekle alakalıdır. Gazzalide geçen şekliyle de ilimden kasıt yine Muhammedin kendi ifadesiyle "muhkemattan olan bir farz hükm" ve "sünneti kaaime"dir.

Yani Muhammed okuma yazma bilebilirdi. Ama anltamak isteediğim bu ki, salak mı bu adam yakınmaları fazla işe yaramıyor..

Sana daha iyi bir tercüme yapayım Ankebut 45'ten..

Kitap'tan sana vahyedilenleri oku.

Burdaki anlamını aktarayım bilgilerinize..

Kitap Allah katındadır. Ve orda sabittir. Muhammede vahyedilen Kitaptan bir hissedir. Ve işte mezkur vahyin okunmasını istiyor Allah.

Kaldı ki harfi olarak kitap gibi anlasak bile, kitap sadece kuran değil. Tekvini ayetler de birer kitap teşkil etmektedirler. Tabi tekvini ayetler nedir diye soracaksınız da, bunları da kudsi hadis gibi yüzünüze gözünüze bulaştırmamanız için anlatmiicam. İsteyene bunları da anlatırız..

Neyse iyice dağıttık.. Şu aralar meşgulum. 3-5 gün bekliyin de gelir her şeyi anlatırız..

Sözzz..fazla acıtmayacağım..

Kaldı ki ben Muhammedin peygamber, Kuranın da ilahi kitap olduğuna inanmıyorum. Muhammed üst bilince ulaşmış bir insandı... dyebilirim sadece..

Sadece yeşillik olsun diye tartışıyorum :)

Sonuncu şakaydı.. Bayraktar'ın yanlış olarak bir şeyler yazmasına itiraz ettim..

Ve arkasındayım..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu arada Alak Suresi'ndeki Ebu Cehil'e ne oldu ? Allah onu perçeminden yakaladı mı ? Muhammed, namaz kılarken Ebu Cehil korkup kaçtı mı?

KALEM SURESİ (Diyanet)

Nun (Ey Muhammed!) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, senin Rabbinin nimeti sayesinde bir deli değilsin.

Şüphesiz sana tükenmez bir mükafat vardır.

Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.

Hanginizin deli olduğunu yakında sende göreceksin, onlar da görecekler.

Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir.

O halde yalanlayanlara boyun eğme.

İsterler ki, yumuşak davranasın, böylece onlarda yumuşak davransınlar.

Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Öncekilerin masalları!" der.

Yakında biz onun burnunu damgalayacağız. (16. ayete kadar yazdım) - sizi sıkmamak için;

Gelelim Eleştiriye;

(Ey Muhammed!), andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki - Bu ifade çok tehlikeli. Burada işler biraz daha aydınlanıyor. Muhammed okuma yazma bilmeyen biri değil. Dincilerin uydurması, Muhammed aslında okuma yazma bilen biri ve de, Alak suresinde olduğu gibi; Oku, yaratan rabbin adı ile oku. demesi buradan geliyor. Demek ki, Hira dağında Muhammed'in elinde kalem ve yazmak için birşeyler var. Onun kalbine doğan birşey yok. Sadece kaleme alıyor. Kendisi satır satır da yazıyor.

İslamın ilk başlarında, muhammed hakkında sen delisin, diye tartaklayan bir çok kişi olduğu belli. Bu durumda Muhammed'de biraz çileden çıkmış. Çünkü, sert tavırlarla karşılık vermeye başlamış. Hadi lan, ne diyorsunuz der gibi.

Hala onunla uğraşan biri var. Büyük ihtimal Ebu Cehil gibi geliyor bana, Saymış da saymış; sana inanmayanlar; soysuz, yemin edip duran, aşağılık....v.b., mal ve oğullarının olması bir şeyi değiştirmez demiş.

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman "Eskilerin masalları" derler - Bu da çok ilginç çünkü; topu; Alak suresi 19 + 16'da Kalem suresi toplam 35 ayetde hiçbirşey yokki, eskiden anlatılan bir hikaye dahi yok. Bu ikinci sure değil. Diyanette yalnış biliyor. Demekki başka ayetler de var.

Hemen, tehdit burnunu damgalayacağız.

Sonuç Olarak;

1. Muhammed okuma yazma biliyor. Birşeylere yazıyor. O yüzden, oku emri ile başlıyor.

2. Bu ikinci ayet değil. Daha başka ayetler de var. Fakat, diyanetin bilmediği ortada. Daha masallardan başlamışlık yok.

3. Muhammed, göründüğü gibi sessiz mülayim bir insan da değil. Astığım astık, kestiğim kestik ters mizaçlı bir kişi. Onu tersleyenleri çok güzel karşılık verebilen birisi.

4. Ona inanmayanları ikna edeceğine; tehditler, korkutmalar, aşağılamalar. hep klasik yöntem,.,,

yaw bir atmadan yazın ne olursunuz ölürmüsünüz vay sen neymişsin ateist olmuşsun birde tefsir yapıyosun heee ne diyim işte insan aklının yokluğu nelere kadir.......
Link to post
Sitelerde Paylaş

Selam,

Töbeeeeeeee..

Tövbe ederek yanlisini kabul mu ediyorsun? Ben san meseplerin görüsünü sormadim, sadece kendi celiskini gösterdim!!

Nerde dedim Kuran tüm değil diye? Ha??

İkincisi de.. Bn hiç bir yerde Kudsi denen hadis kitapları var demedim. Sadece kudsi hadislerden bahsettim. Ve ortalama bi tanım verdim. Niteliğini belirttim. Ve de örnekler verdim.

Yazdiklarindan o anlasiliyor, durmadan baska Kitaplara/Kaynaklara basvuruyorsun!

Ha bi de arapça profisörü arkadaş..

İlk yazdığın şey bismillahirrahmanirrahim..

İkincisi ise "iqra bi(uzatılacak) ismirabbikellezi".

Aralarında lafız itiaberiyle farklar var. Çok hevesliyseniz anlatabilirim :)

anlat bakalim....

Yukarıdaki bi halk edebiyatı örneği. Ağıt. Niye yazdım peki?Anlamya çalış istersen..

sagol, gerek yok! Kurandaki örnekler yeter bana...

Muhammedin yazma okuma bilmes ya da bilmemesi konusunda yazdıkların akıllıca.

Ama sadece bu kadarıyla kalıyor. Gel sana böyle ters argümanlar söyleyeyim. Muhammed hesapları kafadan yapıyordu. Evet. Normal bence.. Allah hiç bir yerde yazma okuma öğreniniz gibi bi şey söylememiş. Yani en azından ben hatırlamıyorum. Kuranda böyle şey geçiyormu? Tenevvür etdirirseniz memnun olurum.

Sadece Muhammedin "el ilmü farizatün ala küll müslimin ve müslime" (arapça profisörü terceme etsin) hadisi var ki bu da ilim öğrenmekle alakalıdır. Gazzalide geçen şekliyle de ilimden kasıt yine Muhammedin kendi ifadesiyle "muhkemattan olan bir farz hükm" ve "sünneti kaaime"dir.

Yani Muhammed okuma yazma bilebilirdi. Ama anltamak isteediğim bu ki, salak mı bu adam yakınmaları fazla işe yaramıyor..

Kitap okumadan bahsediyor bunu biliyorsun!

2:282 Ey iman sahipleri!Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın.Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın.Yazıcı,......

Yazmakdan da bahs ediyor. Bunlari Peygamber görmemezlikten mi geldi.

29:48 Sen bundan önce herhangi bir kitap okumuyordun; ona sağ elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı batıla saplananlar mutlaka kuşku duyacaklardı.

Burada da "yazmiyorsun" deniyor, "yazamiyorsun" degil. Yazabilen birine dersin yazmiyorsun..... Yoksa Allah bilmiyormuydu peygamberin yazamadigni...

Kaldı ki ben Muhammedin peygamber, Kuranın da ilahi kitap olduğuna inanmıyorum. Muhammed üst bilince ulaşmış bir insandı... dyebilirim sadece..

Sadece yeşillik olsun diye tartışıyorum :)

Sonuncu şakaydı.. Bayraktar'ın yanlış olarak bir şeyler yazmasına itiraz ettim..

Ve arkasındayım..

eglenebiliyorsan ne güzel....

Baris ve Güven

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hazret, ben öğrendiğim bir çok şeyi kitaplardan öğrendim. Yani ordan aklımda kalan miktarı ile aktarıyorum. Bazıları gibi kitaptan yazıp ta, bu da benim fikrim demeyi kendime yakıştırmıyorum :)

Senin gibi profisör değilim diye de, tefsir ilminde fazla otorite sayılmam. Buna göre de daha gerçekçi ve mantıklı bulduğum görüşleri aktarıyorum.

Neyse imdi senin dediğin yazmak meselesine gelelim.

Borç verdiğiniz zaman yazın. Yazın fiili emrinin açıklamasında ne diyor? Aranızda bir katip bunu yazsın diyor. Bu katibin kimliği belirtiliyor mu? hayır.. Sadece bir katipin varolması, yani, adam gibi anlaşılır bir biçimde yazan birinin olması isteniliyor. Bu da daha çok tavsiye mahiyetindedir. Çünkü Muhammedin -siyer kitaplarına başvurabilirsiniz- başından geçmiş bir kaç borç olayında böyle bir katibin varlığından bahsedilmiyor.

Ve ma künte tetlu min qablihi min kitabiv vela tehuttuhu bi yemınike izellertabel mübtilun.

Ankebut 48 bu. Senin sağ el dediğin şey hangisi? "yemin" lafzına takıldın demi? Her ne kadar profisör olmasak ta, ordaki "yemin"in "kendi elin" anlamına geldiğini bilmekteyiz.. Gerçi sağ el olsa da bir farkı olmayacak.

neyse tercemeye devam edelim.

çünkü, sen bundan önce herhangi bir kitabı /ilahi kelam kastediliyordur/ okumuş ya da onu kendi ellerinle yazmış değildin. /ki eğer öyle olsaydı/ batıla saplananar, şüpheye düşerlerdi/ve ya insanları şüpheye düşürürlerdi/.

evet kendi ellerinle yazmış değilsin demek yazmamaya delil değil. tabi ki yazmaya da..

ama yine de Kurana inanıcak olursak Muhammedin hiç bir kitap yazmadığını

/kitab'ın anlamını açarsak #ktb-yazmak kökünden, "yazılan her hangi bir şey (dilbilimciler kitap tanımına uyması için bir kaç tane sayfanın olması gerektiğini vurgulamışlar)" manasını da çıkarabiliriz. Yani Muhammed yazılması mümkün her hangi bir şeyi kendi eliyle yazmamış.. / da çıkarabiliriz. Ümmi olduğu hakkındaki diğer ayetlerin yardımıyla /örn: araf 157-158/

Haaa neyse bi de usul üzerine nutuk atalım..

Bir tek Kuran yeter demişsin.. Bir tek avea da yeter.. :) "kabe arabın olsun bize Çankaya yeter" de denilebilir pekala..

Neyse ciddi olalım.. Sen bir tek kuran yeter değil... Kuranın tercümesi yeter diyecektin.. Çünkü en az 15-20 tane bir-birinden lafız itibariyle farklı manalar ihtiva eden Kuran tercümeleri var. Onun için azacık hadis, arapça ve pratik gramer de öğrenirsen iyi olur. Yani bunlardan önce "bii ismi" ile "bismi" arasındakı farkı da öğrenemiicen..

çook eski kelam kitaplarında geçen bir hikaye..

bir şahıs(A) karşısındakine diyor:

-arkandan ejderha geliyor hadi koş..

öbür (B ) adam:

-hayır inanmıyorum.

A:ee dön arkana bak o zaman?

B:ejderhayı görmedikçe inanmam.. inanmadıkça da dönüp arkaya bakmam..

ben sana kuranı anlamak için metot sunuyorum.. bizatihi Muhammedden.. /Kuran vahiyse, şüphesiz ki en iyi Muhammed bilir.. yok eğer kendisi yazmışsa, neyi kastetmek istediğini yine kendisi bilir.. demi?/ Aksi takdirde

yukarıdaki A'yla B gibi oluruz..

Doğrusu ben olmam da.. ;)

tarihinde mefisto tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...