Jump to content

Konuşma Özgürlüğü Olmazsa Bir Kültür Ham ve Güdük Kalır mı?


Recommended Posts

Bir başka tartışmada geçen mevzuyu dikkatinize çekiyorum. Burdaki olayı sosyolojik ve felsefi açıdan konuşalım.

Harf devrimi yapılmış en doğru işlerin başında gelir. Kimler yaptı, kimler emek harcadıysa helal olsun.. Öncelikle eciş bücüş, öğrenilmesi zor bir alfabeden kurtulunmuş, tüm dünyanın kullandığı modern ve kolay yazıya geçilmiştir. Böylelikle okur yazar sayısı eski yazıya oranla kat be kat artmıştır.

Bununla birlikte latin alfabesinin Türkçe için yararlarını ancak "dil bilimden" anlayan yorumlayabilir. Onun dışındaki yorumlar, Arap dinine endeksli hasta zihinlerin yorumudur..

Türkçe sesli harf zengini bir dildir. Arap alfabesi ise sesli harf fakiri bir alfabedir. Türkçe ile hiç uyuşmaz. Arap alfabesiyle yazılmış Türkçe bir metni okuyan, ancak kelimenin gidişine bakarak Türkçe'ye uyarlamak, arada ihtiyaç duyulan sesli harfleri kendi kafasından eklemek mecburiyetindedir. Eğer o sesli harfleri kendinizden eklemeden okursanız, okuduğunuz şey Türkçe'yi andıran acayip bir şey haline gelir.. Fakat Latin alfabesi Türkçe'ye tam olarak uyum sağlmış, tüm sesler yazı diline uyarlanabilmiştir.

Arap alfabesi Türkçe'ye yakışmayan bir alfabedir. Kimin diline uygunsa onlar kullanmalıdır.. Türkçe dilini kullananlar değil..

Sesli harfler konusunda doğru konuşuyorsun ama işi ırkçı laflarla bulandırmadan da edemiyorsun.

Adamların alfabesine ne dediğine dikkat et. "Eciş bücüş." Ve Latin alfabesi ise "daha modern" imiş. Yani Arap alfabesi daha ilkel oluyor sanırım.

Geçen gün de birisi burada şöyle bir laf yumurtladı. Kürtçe "ilkel mağara diliymiş." Bu yüzden zaten insanlara bu anadilde eğitim hakkı vermenin alemi yokmuş.

Şimdi burada göze çarpan ilk şey en ilkel bir etnosentrik önyargı. Bir insanın ilk farketmesi gereken şudur. Japonca senin kulağına komik geliyor olabilir. Veya Kürtçe senin kulağına çirkin geliyor olabilir. Ama farketmen gerekir ki senin dilin de onlara komik veya çirkin geliyor olabilir. Ama ısrar edersen ki "hayır, benim dilimin güzelliği objektif olarak sabittir, onların dillerinin komikliği ya da çirkinliği objektif olarak sabittir" o zaman hödükçe bir laf etmiş olursun.

Yani o zaman şunu da diyelim. Beyaz ten siyah tene göre objektif olarak daha güzeldir. Yahut Batı kültürü Çin veya Hindistan kültürüne göre objektif olarak daha güzeldir.

Bu tarz cahilce önyargılar bir kültürün sofistike hale gelmesiyle aşılır. Bunun için de o toplumda konuşma özgürlüğü olması lazımdır. Çünkü anca o zaman bazı fikirlerin ve lafların aslında aptalca olduğu insanların dikkatine sunulur da zamanla elenir kullanılmaz olur.

Ama konuşma özgürlüğünün olmadığı bir toplumda aptallıklar nesiller boyu devam eder. İslam toplumunda ve Türk milliyetçisi toplumda gördüğümüz gibi.

Bunun sonucu belli başlı yerlerinde ham kalmış, olgunlaşamamış bir kültürdür.

Sonra 2012 yılında bunun gibi hesapta "aydın" insanların olduğu forumlarda insanlar kalkıp başka milletlerin kullandığı alfabelerin "modern" olmadığından "eciş bücüş" olduğundan, ya da başka dillerin "ilkel mağara dili" olduğundan falan bahseder. Kimse de bunda acaip birşey görmez.

Biliyorsun "barbar" kelimesi Yunancadır. Eski çağda adamlar demiş ki "bu yabancılar bar bar bar ne konuşuyor?" Barbar lafı da ordan geliyor. Biz ama 21. yüzyıldayız. Hem de "çağdaş" Türkiyenin burada "aydın" insanlarıyız değil mi?

Buyrun akıllı değerli tespitlerinizi, gözlemlerinizi, fikirlerinizi bekliyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cevap olarak; "hadi lan yavşak liboş, sen aradan çekil de normal insanlar yorum yapsın" denildi...

Kendi adıma en nefret ettiğim kişiler bu "yavşak liboşlar"dır.. Bunları adam yerine koymamak şiarımdır.

Zaten bu pislikler suratlarına tükürmekten başka işe yaramaz. O nedenle ben hep tükürürüm...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kültür hamlığı konusu erkek-kadın ilişkileri bağlamında da konuşulmalı. Ham bir kültürün erkeklerinin nasıl şımarık olduğunu ve nasıl kendilerini haklı çıkartırken kullandıkları argümanların saçmasapan olduğunu düşünelim. Çünkü nasıl etnosentrik hödüklük eleştirilmeden kalınca nesiller boyu devam ediyorsa erkek bakış açısı da eleştirilmeden kaldıkça aptallıklarıyla nesiller boyu devam ediyor.

Mesela hepimizin yakınen tanıdığı bir bariz ikiyüzlülük vardır. Çocuk başka kızlarla çıkmak ister ama kendi kızkardeşi başka çocukla çıksın istemez. Veya kendisi onla bunla yatıp kalkıp sonra da bakireyle evlenmek ister. Ya da kızla çıkıp eğlenirken iyidir ama kız bunu terkedince kız bir anda "orospu" ilan edilir. Bu tarz bariz ikiyüzlülükler ham bir kültürün işaretidir. Çünkü sofistike bir kültürde böyle bariz ikiyüzlülükler çoktan ifşa edilip elenmiş olurdu.

Bizim milletimizin şu anda dışardan çok bariz görünen ama bize belli olmayan ikiyüzlülüklerinin başında nasıl Kürtler gibi etnik azınlıkların haklarını tanımayıp, ve Ermeni Soykırımını inkar edip, sonra da kalkıp başka ülkelere (mesela İsrail veya Amerika'ya) ahlak dersi vermeye kalmamızdır.

Halbuki içerde bu "liboş" denilen ve susmaları istenen insanların söyledikleri belki de bu tarz farkında olmadığımız aptallıklarımızdır. Belki de olgunlaşmak için kendimizi eleştirmemiz elzemdir.

Amerika'da Irak'a savaş açılıyor. Sonra da Avatar gibi bir film yapılıyor. Bu film çok bariz şekilde Irak savaşına bir atıftır. Ordaki yerli ve otantik kültür güzel olarak resmediliyor. Dışardan gelen ve modern silahları olan işgalciler ise saldırgan ve mekanik, insanlıktan ziyade robotluğa yakın gösteriliyor. Ve bu filmi Amerikalı biri yapıyor. Bu kültürün sofistikeliğini gösterir. Çünkü biz yaptığımız filmlerde "nasıl admların başkentini ele geçirdik, ne süper adamız" diye filmler yapıyoruz. Aksini yapanı da bir kaşık suda boğarlar burada.

Ahmet Kaya "Kürtçe klip çekecem" dedi diye sanatçı arkadaşları buna kaşık çatal fırlattı, ertesi gün gazeteler bunu "şerefsiz" ilan etti. Savcılar göreve davet edildi. Adam yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. 6 ay sonra kahrından öldü.

21. yüzyılda bu ülkenin hala fikirlerinden dolayı sürgünde olan insanları var. Orhan Pamuk, Taner Akçam benim bildiklerim. Daha kimler vardır. Bir tane Kürt sürgün daha yeni geri döndü İsveç'ten duymuşsunuzdur.

Bu işte bu ülkenin durumu. Durup düşünelim. Asıl sorunumuz düşünce özgürlüğünün olmayışı. Bu da İslamın ve Kemalizmin anlaştığı temel meseledir. Çatlak seslere izin yoktur. Elimize geçen de ham güdük bir kültür. Aydınlarının bile bu forumda gördüğümüz seviyede olduğu bir insan güruhu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşin ilginç tarafı bu yavşak liboşların kendilerini aydın saymaları.. Oysa ki adları üstünde "liboş", hem de "yavşak liboş"... Bundan aydın olsa ne olur?

Bu yavşak liboşlar ara sıra burada toplaşırlar.. Kıçlarına tekme atılır def edilir. Bir süre sonra tekrar gelirler.. Çünkü onurları yoktur. Bu yalama ayak takımı güce ve paraya tapar.. İktidar kimdeyse onu yalarlar.. Komünistlerden odleri kopar bu hayvanların. Ama yeri gelir utanmadan Komünist jargonları, komünist ağzı kullanırlar.

Bu pis güruh darbecileri de yalar, şeriatçıları da yalar. Kim küplerini doldurursa onu yalarlar. Ne kişilikleri vardır, ne fikirleri ne de onurları.. Kimi yalayacaklarsa onun fikirini söylerler. "Babana söv, mama vereceğiz" desen, düşünmeden babalarına söverler. Bunlar son derece adi mahluklardır.

O nedenle bu ağzı boklu yavşak liboşların bu forumda işleri yoktur.. Tespit edilir edilmez ikstir edilmeleri elzemdir... Umarım ki forum yönetimi bu temizliği yapar, iğrenç zihinli bu pislikleri forumdan temizler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu haberdeki olay da bu konunun bağlamında düşünülmelidir. Burada görülen bariz hezeyanın sosyolojik açıklaması nedir?

http://taraf.com.tr/...nda-goruyor.htm

Her yıl uluslararası kamuoyunda “en saygın imaj”a sahip ülke ve şirketleri belirleyen
Reputation Institute
’un yaptığı ankete göre, Türkiye 2012 yılında en saygı gören ülkeler listesinde 37’nci sırada. G8 ülkeleri olan Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Rusya, Britanya ve ABD’de yaşayan 36 bin kişinin görüşü alınarak yapılan araştırmada “itibar puanı” 44.37 olan Türkiye; Brezilya, Venezuela, Güney Kore, Meksika, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin gerisinde kalmış olabilir. Ancak Türkiye, kuruluşun değerlendirmesinde kendi çapında bir rekora da imza attı.
Zira kendi kendisine 75.41 itibar puanı veren Türkiye, dışarıdan gördüğü itibar ile kendine verdiği puan arasında en yüksek fark yaratan ülke oldu.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu liboşlar pisliklerini boşaltmayı konuşma özgürlüğü sanıyorlar.

Konuşma özgürlüğü bir toplumda en son kazanılan haktır.

Özgürlük konuşma ile başlamaz. Kendini istediğin gibi özgürce ifade edebilme özgürlüğün son aşamasıdır.

Şimdilik bu kadarla yetiniyorum. Sonra devam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Diyalektektuk,

Bu adamlara laf anlatamayiz. Buradaki cogu ateist herhangi bir yobaz Musluman'dan farksizdir. Yagmurdan kacip doluya yakalanmis bunlar, kafalarini dogmalardan, kafatasciliktan, etnosentrik onyargilardan arindiramamis ham ateisttir buradakinlerin cogunlugu..

Gercek aydinlari da kesinlikle hazmedemiyorlar, "yavsak, libos, akp yalakacisi" diye damgaliyorlar. Ellerinde adam akilli bir arguman olmadigindan careyi kufurde, hakarette buluyorlar.

Yok efendim "Arap alfabesi ilkel" imis. Yok efendim "Latin alfabesini tum dunya kullaniyor" imis..Yahu, kendi anlattiginiza eminim siz bile inanmiyorsunuzdur..Bu kadar sacmaligi Muslumanlar dahi soyleyemez..

Bir kere Latin alfabesinin bukadar yaygin olmasinin sebebi nedir? Cok basit: Emperyalizm ve somurgecilik. Burada gelmis emperyalizmi pohpohluyorsunuz, farkinda bile degilsiniz. (Gerci, Arap alfabesi de bu yolla genis bir alana yayilmistir.)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer bir kültür ham ve güdük ise, onu konuşarak olgunlaştıramazsın.

Belki daha ham ve güdük yaparsın ama, bazı temel devrimler yapmadan onu geliştiremezsin.

Düşünce ve düşündüklerini belirtme özgürlüğü temeli çok derinlerde yer alan çeşitli demokratik hakların ve ilkelerin gösterisidir.

Tek başına bir anlam içermez.

Temel olmadan konuşma özgürlüğünden bahsedilemez.

Atatürk o temeli kurmaya çalışmıştır. Ve temel atılmıştır.

Diğer bütün özgürlükler o temel üzerine inşa edilmek durumundadır.

Atatürk'ün ölümünden sonra onun mirasını alan azınlık, o mirasa ihanet etmiş, temeli koruyamamış ve geliştrememiş, çürümesine ve yozlaşmasnı önleyememiştir.

Bence bütün sorun budur. Bir temel atılmış ve o temel sahipsiz bırakılmıştır.

Atatürk'ün mirasını teslim ettiği gençlik kendisine ve ülkelerine ihanet etmişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuşma özgürlüğü nedir? Nasıl kazanılır? Önemi nedir?

Kültürün gelişmesinde bir neden midir, yoksa sonuç mudur?

Burada önce bu konu tartışılmalıdır.

Batının ileri ülkeleri bu önemli insan hakkını nasıl kazanmışlardır?

Hacı,

Aslında seninle epeydir konuşmaya çalıştığım bir konu bu.

Konuşmaya çalıştığım diyorum çünkü sen, sıkı sıkıya bellediğin kendine özgün - biraz da bizim şu anki durumumuzla hiç de bağdaşmayan Amerikan toplumuna özgü - özgürlük anlayışından bir adım geri atmadın; sanırım hala da atmayacaksın.

Özgürlük, onu taşıyacak yeterlllikten yoksun olanlara bol keseden dağıtılacak kadar ucuz olabilir mi?

Ehliyetsiz birinin trafiğe çıkmasına özgürlük tanınabilir mi?

Yasaklar ve kurallar özgürlüklerin teminatı iseler, bunların birer garanti ve sağaltım sağladıkları oranda uygulanmaları elzemdir.

Burada sebn yıllardır mükemmel yazılar yazdın; kimilerinin hayatlarında bir an bile hayal edemeyecekleri ufuklar açtın.

Çabalarınla sen şu an farkına varmasan dahi tarihe geçtin.

Asıl değerin gerçek anlamıyla ancak uzunca bir zaman sonra anlaşılacak.

Fakat işin acı ve ironik tarafı şu ki, bu süreci, yani fikirlerinin yayngınlaşmasını ve tanınmasını aslında çok büyük ölçüde hızlandırabilirdin.

Ve sen sırf ehliyeti olmayanları fikir trafiğine çıkardığın için her allahın günü akıl almaz kazalarla uğraşıp durdun.

Şu forumun haline bir bak!

Bu kadar düzeysiz, ahlaksız, ilkesiz, bön insanın başka bir yerde toplaşmış olabileceğine kesinlikle inanmıyorum.

Hayatta her ortamda bulunuş biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum.

Bu senin eserindir Hacı.

Eğer seni üzmek ya da yıpratmak için yazdığımı sanıyorsan çok yanılırsın.

Gör artık bu politikanın iflasını değerli dostum.

Üyelikleri trol süzgecinden geçir. Malum manyakların tekrar tekrar üye olmasını engelle mutlaka.

İLetileri de önceden okumadan yayınlama.

Bu ülkede yaklaşık bir milyon ateist var.

Sen ancak bu kadarını ve çöpleri buraya çekebildin şimdiye kadar.

Oysa Türkiye bu değil.

İnan bana bu değil.

Değişime açık olmalısın.

Bu rezil manzarayı değiştirmek elinde.

Anla artık bunu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Astığı gazeteye bak, bu rezil gazetenin ve yazarlarının aleni ikiyüzlülüğünü çürkefliğini, liboşluğunu, vatan hainliğini, genetiği bozuk satılmışlığını bilmeyen enayi bile kalmadı artık..

Evet haberi de sırf hainlik olsun diye kendileri uydurmuş zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Angora keçisi. İnatçı olduğunu bildiğim için sana böyle hitabediyorum.

Eleştirilerin için teşekkürler.

Ama unutma ki burası güdümlü bir forum değil.

Senin özgürlük anlayışın bizim özgürlük anlayışımızdan farklı olabilir.

O senin sorunun.

Kendine güvenen herkes burada istediği düşünce ve inancı savunabilir.

Ona bir sınır koymuyoruz. Tek sınırı yasalar belirliyor.

Eleştirilere her zaman açığız..

Link to post
Sitelerde Paylaş

İLetileri de önceden okumadan yayınlama.

Forum sayfasından açıklama:

Bu forum yasakları olmayan fakat kuralları olan bir forumdur. Tüm katılımcılar, bir diğerinin özgürlüğünü engellemeden, özgür olarak fikirlerini savunabilirler. Küfür ve hakaret edilmesine, bu forum dahilinde izin verilmeyecektir. Küfür, hakaret içeren ve sürekli tekrar edilen yazılar silinecektir. Benzer konuların aynı şekilde tekrar edilmesi durumunda, katılımcılar mümkün olduğunca uyarılacaktır.

İletilerin kontrol edilmesi sansür demektir. Ben o tip bir forumda yazı yazmam, hatta iletileri okumam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Forum sayfasından açıklama:

Bu forum yasakları olmayan fakat kuralları olan bir forumdur. Tüm katılımcılar, bir diğerinin özgürlüğünü engellemeden, özgür olarak fikirlerini savunabilirler. Küfür ve hakaret edilmesine, bu forum dahilinde izin verilmeyecektir. Küfür, hakaret içeren ve sürekli tekrar edilen yazılar silinecektir. Benzer konuların aynı şekilde tekrar edilmesi durumunda, katılımcılar mümkün olduğunca uyarılacaktır.

İletilerin kontrol edilmesi sansür demektir. Ben o tip bir forumda yazı yazmam, hatta iletileri okumam.

Aynen. Hem yöneticiler kim oluyor ki benim düşüncelerime değer biçiyor da uygun mu değil mi karar veriyor? Kimse böyle otorite falan değil, olamaz da.

Kurallar belli. İletişim kuralları da belli. Onlara uymayanlar bir şekilde uyarılır, iletileri temizlenir, çok da gerekiyorsa atılır zaten. Ama onun dışında kimse kimsenin düşüncelerini beğenmek ve öyle yayınlamak lüksüne sahip değil, olamaz.

İnsanlar beğenmedikleri düşünceler karşısında kendi düşüncelerini belirtir, gerekirse kıyasıya tartışır falan ama sansür koyamaz. Fakat aynı anda bu anlayış istismar da edileme. Forumları idare edenler bu konularda genel olarak deneyimlidir, takıntılı üyeleri bilir ve ona göre davranır veya önlem alır zaten. Özetle, ben de sizin gibi düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Angora'yı Atatürkçü ideolojinin, rejimin, kültürün ve eğitim sisteminin numunelik bir ürünü ve başarısı olarak sizin önünüze koyuyorum.

Aslında Angora'da kendi düşüncelerini ortaya koyup savunuyor.

Onlar Atatürkçü çözüm yolları ile örtüşebilir. Aradan 90 yıl geçtikten sonra o çözüm yoluna başvurmak çağdışı olacaktır.

Atatürk dönemi zamanını doldurmuştur. Zorla güzelliğin olmadığı yeni bir çağda yaşıyoruz.

Temeli atamadık. Atılan temeller çürüdü. Zamanında yenilenemedi.

Temelsiz özgürlüklerimizi nasıl kazanırız bilmiyorum. Şu anda bu çok zor.

Angora başa dönmeyi ve Atatürk devrimlerini yenilememizi teklif ediyor. Bu mümkün değil. Çağa uymak zorundayız. Çağ değişti.

Başka çözümler bulmak zorundayız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...