Jump to content

İnsan mükemmel bir varlık mıdır


Recommended Posts

3 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bunlar sizin yorumlarınız ve zanlarınız. Benim yorumlarım farklı olabilir. İnsan en yüksekle en düşüğü aynı anda yaşayıp farketme, aralarını ayırma makamındadır. Rahmetle azabı, lütufla mahrumiyeti tanımak bilmek ve tefrik etmek durumundadır. O yüzden iyiyi de iyi olmayanı da yaşamak ve bilmek durumundadır. Dağların taşımaktan imtina ettiği bu yükü çok cahil çok zalim olduğu için yüklenmiştir insan. Âlemlerin rabbi de bu çok cahil, çok zalim mahluku kendisine halife seçerek en yüceyle en aşağıyı aynı yerde birleştirmiştir. En küçük atoma sonsuz bir kuvvet ve bilgi sığdırdığı gibi insan gibi bir canlıya da kendi sırrını sığdırmış.

 

Yorumlarınızı, yorumlarımızı bir kenara bırakalım ve gerçekçi olarak şu soruyu cevaplayalım. Kendinizde ve doğada bir tasarım görüyor musunuz? Görmüyorsanız kendimizi ve doğayı gözlemleyerek, onlar üzerine düşünerek bir şeyler üreten biz insanların yaptığı nasıl ve neden tasarım oluyor? Doğada ve kendinizde bir tasarım görüyorsanız, kendi zanlarımıza tabi olarak değil bu tasarımcıyla empati kurarak, ona kulak vererek gerçeği bilmeye yaklaşabiliriz.

 

bilin bakalım bu iletide kaç çelişki var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 262
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

33 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bunlar sizin yorumlarınız ve zanlarınız. Benim yorumlarım farklı olabilir. İnsan en yüksekle en düşüğü aynı anda yaşayıp farketme, aralarını ayırma makamındadır. Rahmetle azabı, lütufla mahrumiyeti tanımak bilmek ve tefrik etmek durumundadır. O yüzden iyiyi de iyi olmayanı da yaşamak ve bilmek durumundadır. Dağların taşımaktan imtina ettiği bu yükü çok cahil çok zalim olduğu için yüklenmiştir insan. Âlemlerin rabbi de bu çok cahil, çok zalim mahluku kendisine halife seçerek en yüceyle en aşağıyı aynı yerde birleştirmiştir. En küçük atoma sonsuz bir kuvvet ve bilgi sığdırdığı gibi insan gibi bir canlıya da kendi sırrını sığdırmış.

 

Yorumlarınızı, yorumlarımızı bir kenara bırakalım ve gerçekçi olarak şu soruyu cevaplayalım. Kendinizde ve doğada bir tasarım görüyor musunuz? Görmüyorsanız kendimizi ve doğayı gözlemleyerek, onlar üzerine düşünerek bir şeyler üreten biz insanların yaptığı nasıl ve neden tasarım oluyor? Doğada ve kendinizde bir tasarım görüyorsanız, kendi zanlarımıza tabi olarak değil bu tasarımcıyla empati kurarak, ona kulak vererek gerçeği bilmeye yaklaşabiliriz.

 

27 dakika önce, Geta yazdı:

 

bilin bakalım bu iletide kaç çelişki var?

Hiçbir şey anlamadım.said nursi ve takipçilerinin yazdıklarını anlayamıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 dakika önce, Geta yazdı:

bilin bakalım bu iletide kaç çelişki var?

Çelişmek beni o kadar da korkutmuyor. Çelişmemek benim için kutsal bir amaç da değil. Zaten iddiam Tanrının çelişkileri ve zıtları bir araya toplayan olduğu yönünde.

Pozitif bilgiyi nasıl tanımlıyor bazıları? Yanlışlanabilir olan bilgi bilimseldir diyorlar. O yüzden önceki cevabına cevap yazmadım ama biliminin ya da felsefenin marifeti gerçek ve değişmez olmak değil, gerçeği açıklamaya çalışan  modeller olmak ve değişebiliyor, yanlışlanabiliyor olmaktır. Bilim de bir sürü konuda çelişebilir.

İlahi iradeye ise akıl sır ermez. O yüzden o söz konusu olduğunda teslim olmak ve güvenmek gerekir. Sorgulamak değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Smile Buddha yazdı:

Hiçbir şey anlamadım.said nursi ve takipçilerinin yazdıklarını anlayamıyorum

 

Özet olarak şunu söylüyorum, aklını kullanacaksan insana ve doğaya bakınca bir tasarım ve tasarımcı görüyor musun? Bu soruyu cevaplamada kullan. Bu sorunun cevabı evet tasarım var ise o zaman tasarımcıyı sorgulamak senin haddin değil.

Bu soruya verdiğin cevap "hayır tasarım yok" ise, tasarım ne o zaman? İnsanın kendine ve doğaya bakarak yaptigi bir makine tasarım oluyorken nasıl insanın ya da doğanın bizzat kendisi tasarım değil dersin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

 

Özet olarak şunu söylüyorum, aklını kullanacaksan insana ve doğaya bakınca bir tasarım ve tasarımcı görüyor musun? Bu soruyu cevaplamada kullan. Bu sorunun cevabı evet tasarım var ise o zaman tasarımcıyı sorgulamak senin haddin değil.

Bu soruya verdiğin cevap "hayır tasarım yok" ise, tasarım ne o zaman? İnsanın kendine ve doğaya bakarak yaptigi bir makine tasarım oluyorken nasıl insanın ya da doğanın bizzat kendisi tasarım değil dersin?

Tasarım var .Doğanın kendisi dışında bir tasarımcıda göremiyorum.

Neden sorgulamak haddim değil onu anlamadım. :)

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

Özet olarak şunu söylüyorum, aklını kullanacaksan insana ve doğaya bakınca bir tasarım ve tasarımcı görüyor musun?

Niye tasarim göreyim? Ben birseyler tasarliyorum diye gördügüm herseyi neden tasarlanmis varsaymaliyimki . Tasarlarken görmedim, atölyesinin yerini bilmiyorum.

Birilerini yemek icin firsat kollayan , yem olmamak icin uyumayan garip canlilar görüyorum. Soylari tükenen, tükenmis olan canlilar görüyorum. Kagit üzerine cizilmis bir cizimin begenilmedigi icin burusturulup cöp kovasina atilisini görüyorum. Tanri kendi  tasarimlarindan memnun olamiyor olmali.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bunlar sizin yorumlarınız ve zanlarınız. Benim yorumlarım farklı olabilir. İnsan en yüksekle en düşüğü aynı anda yaşayıp farketme, aralarını ayırma makamındadır. Rahmetle azabı, lütufla mahrumiyeti tanımak bilmek ve tefrik etmek durumundadır. O yüzden iyiyi de iyi olmayanı da yaşamak ve bilmek durumundadır. Dağların taşımaktan imtina ettiği bu yükü çok cahil çok zalim olduğu için yüklenmiştir insan. Âlemlerin rabbi de bu çok cahil, çok zalim mahluku kendisine halife seçerek en yüceyle en aşağıyı aynı yerde birleştirmiştir. En küçük atoma sonsuz bir kuvvet ve bilgi sığdırdığı gibi insan gibi bir canlıya da kendi sırrını sığdırmış.

 

Yorumlarınızı, yorumlarımızı bir kenara bırakalım ve gerçekçi olarak şu soruyu cevaplayalım. Kendinizde ve doğada bir tasarım görüyor musunuz? Görmüyorsanız kendimizi ve doğayı gözlemleyerek, onlar üzerine düşünerek bir şeyler üreten biz insanların yaptığı nasıl ve neden tasarım oluyor? Doğada ve kendinizde bir tasarım görüyorsanız, kendi zanlarımıza tabi olarak değil bu tasarımcıyla empati kurarak, ona kulak vererek gerçeği bilmeye yaklaşabiliriz.

Yok bunlar sanı felan değil mantıklı gerçekler. Sorunca çocuğumun acı çekmesini ve ölmesini istemem diyen, ama var ederek çocuğunun acı çekmesine ve ölmesine neden olan, aynı zamanda da çocuğuna acı çektiren ve öldüren allaha tapınan biri zihinsel uyumsuzluğa sahiptir. İstemiyorum diyorsun, ama istemişsin. Bak ne diyorum aynı zamanda. Evlat acısının yaşandığı bir yerde, evlat acısı yaşayan kimseler varken, evlat acısı yaşatan allaha, allah kimseye evlat acısı yaşatmasın diye dua eden insanlardan söz ediyoruz burada. Burada apaçık bir mantıksızlık var. Ben de soruyorum. Bu mantıksızlıklar, bu tutarsızlıklar bu kusursuz tasarımın neresinde? Bu allaha göre bunlarda bu mükemmeliğin içinde mi?

 

İkincisi insan diye bir varlık yok ortada. Kendisi cehennemi insanlarla dolduracağına dair söz veriyor. Niye böyle söz veriyorsun ki? İşte her neyse adem ile havvayı yaratıyor. Eğer bunlar cahil ve zalim ise de, bunları emaneti yüklenecek şekilde yapılandıran, bunun sorumlusu olan allah zaten. O yüzden allahın insan cahil ve zalimdir derken eleştirdiği kendisi. Sonuç olarak, bu insanlar allahın bir tecellisi değiller mi size göre? Bu cahil ve zalim insanlar bu allahın zihnin bir ürünü değiller mi? Emaneti yüklensin, sözün yerine gelsin diye varlık yaratıyorsun, sonra bunlar çok cahil ve zalim oldukları için yüklendi diyip birde pişkin pişkin konuşup, eleştiri de bulunuyorsun. Senin amacın bu değil mi?

 

Üçüncüsü allahın kendisi zalimlik yapan, kötülük yapan bir tanrıdır. Kendisi islama göre canlıların parçalandığı bir sistem kuran, hastalık verip, acı çektiren, yoksunluk verip, muhtaç eden, geçim derdine düşüren, baskı, stres yaşatan, afetler oluşturan, yangınlar çıkarıp canlıları diri diri yakan felan, yaşama içgüdüsü olan, ölümden korkan varlıklara ölüm süreci ve psikolojisini yaşatan bir tanrı profilidir. Burası bir acı, ızdırap gezegeni. O nedenle insan iyiyi de, kötüyü bilmek, tanımak, yükselmek durumundadır diyorsun hani. Eğer bilmekten, tanımaktan söz ediyorsak, mantıklı şu gerçeğe ulaşan biri şunu der zaten. Allah kötülük yapan, işkence eden zalimin tekidir. Bu sistemden, merhametsizlik yapmayan, kötülük etmeyen bir tanrı düşüncesi de çıkmaz. İnsana zalimdir diyen biri de şunlara neden olan allahı savunabiliyor. Canlılara hastalıklarla işkence edip, acı çektiren allaha övgüler dizip, camilerden yedi yirmidört onun adını haykırabiliyor. Düşün yani. Adamlar gece gündüz sela okuyorlar, rabbim ne güzelde acı çektiriyorsun diyerek. Ama işte allahı yer, yedi kat gök ve yaşam övücü, muhtaç, yoksunluk çeken bedenlerini var eden annelerine, babalarına hakkınızı ödeyemeyiz diyip şükür eden ve yaptıkları çocuklardan da şükür bekleyen tipler oluşturduğu için, allah da bunları yarattığı için övgü bekleyen bir tanrı profili olduğu için, islamın koşullarından biri de bunların yücelticiliğini yapmak olduğu için, müslüman bunların varlığını eleştiremez. Çünkü islamdan çıkar bu olursa. Müslümanlara göre bunların varlığı iyidir. Yani bir müslüman aslında iyiyi, kötüyü, iyiliği, kötülüğü bunların övücülüğüne dayandırarak temellendirmeye çalışır. Eğer bir müslümanın bu kavram tanımlamalarını benimserseniz de, hastalık verip, acı çektiren ama işkence etmeyen, yangınlar çıkarıp diri diri yakan ama kötülük yapmayan, canlıları parçalatan ama merhametsizlik yapmayan allah söylemlerini mantıklı felan diye savunmak durumunda kalabilirsiniz.

 

Hani iyiyi, kötüyü, iyiliği, kötülüğü bilmek için burdayım diyorsun ya. Ama işte buna kötülük diyemiyorsun. Sana göre bunlar iyi, iyilik. Bu nasıl bir bilmektir. Ataların tarafından atalar dini islama inandırılmak, islam paketi içinde yazanlara katılmak ve onları savunmak durumunda kalmak, islamda yanlış, mantıksızlık bulma, bir şeyi eleştirme hakkının olmaması mantıklı düşünceleri savunmak mu oluyor ayrıca? Bu bilmek ise eğer işte bu da iyi, iyilik olur, kötü, kötülük, merhametsizlik olmaz. Acı çektirir, ama işkence etmez. Adı işkence olursa sorun oluyor tabi.

 

 

 

İnsan bir tasarımcı, bir yaratıcının, sizin diyişinizle allahın ürünü olsaydı bile, bu yaratıcının övüleceği, yüceltileceği, onun dediklerine ve yaptıklarına katılınacağı, ona tapınılacağı, onun sevileceği, onun eleştirilmeyeceği anlamına gelmezdi. Yaratıcı haklıdır, o eleştirilemez, o sevilmelidir, ona tapınılmalıdır, bu bir zorunluluktur, işte buna boyun eğmeyen yanmalıdır saçma düşüncelerine nasıl ulaştınız? Allahın yalaka ve yancılığını yapmanın, ona tapınmanın, onun her dediğine, yaptığına katılmanın bir üstünlük, ona karşı gelmenin, onu eleştirmenin alçaklık olduğu saçma düşüncesine nasıl vardınız?

Ayrıca bu tasarımcı, yaratıcı allah yaratmış ya hani. Nasıl yaratmış kendileri? Örneğin şurada 10. 000 fil olsun, tasarlanan o filler birdenbire var mı olmuşlar? Evet, islama göre olan bu değil mi? İlk filler birdenbire var edilmişler.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanı tanımak ve bilmek istiyorsanız kutsal kitaplara kulak tıkayamazsınız.

 

İnsan iyi ile kötüyü bilme ağacının meyvesini yedi. O yüzden insanın görevi iyi ile kötüyü ayırt etmektir. İyiyi yaşamadan ve ona şahitlik etmeden kötüyü de yaşamadan ve ona şahitlik etmeden ikisini tefrik edemezsin. İşte yeryüzü insan için buna yönelik bir sahne. O yüzden içinizde yer alan tanrıdan üflenmiş, yükseklere ait ruh yeryüzünü ve onun düzenini mükemmel değil vahşice buluyor. Zaten melekler tanrıya itiraz ederken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek bir düzen mi kuracaksın? Bir mahluk mu yaratacaksın diyor.

İnsan iyiyi ve kötüyü bilme ağacının meyvesini yiyince çıplak oldugunu fark etti. insandan başka hiç bir canlı çıplak olduğunu fark etti mi? Bu çıplaklığı yapraklarla örtmeye çalıştı. Bütün hayatımız aslında çıplak olduğumuzun bilinci ve onu örtmeye yönelik çabalardan ibaret. Ama o çıplaklık ölüp Tanrıya kavuşmadan örtülmez. 

İnsanı bilecekseniz böyle bilin. değilse bildiğiniz insan olmaz, hayvan olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

Zaten melekler tanrıya itiraz ederken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek bir düzen mi kuracaksın? Bir mahluk mu yaratacaksın diyor.

 

Al sana bir garip durum daha!!!

Tanriya itiraz ediyor diye lanetlenen iblis bir tarafta , yine itiraz ettikleri halde hic bir yaptirim uygulanmayan melekcikler bir tarafta.

Bu melekler nereden biliyormus ortamin söyledikleri kadar berbat olacagini?

Adem daha ortada yok, tanri birseyler tasarliyor ve daha cizim yaparken, plan yaparken kendini bilmez melekcikler itiraz hakkini kullaniyor. Hani onlar sadece söyleneni yapardi?

Ne yapmislar size yahu. Beyin erimis gitmis.

tarihinde deadanddark tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

İnsanı tanımak ve bilmek istiyorsanız kutsal kitaplara kulak tıkayamazsınız.

 

İnsan iyi ile kötüyü bilme ağacının meyvesini yedi. O yüzden insanın görevi iyi ile kötüyü ayırt etmektir. İyiyi yaşamadan ve ona şahitlik etmeden kötüyü de yaşamadan ve ona şahitlik etmeden ikisini tefrik edemezsin. İşte yeryüzü insan için buna yönelik bir sahne. O yüzden içinizde yer alan tanrıdan üflenmiş, yükseklere ait ruh yeryüzünü ve onun düzenini mükemmel değil vahşice buluyor. Zaten melekler tanrıya itiraz ederken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek bir düzen mi kuracaksın? Bir mahluk mu yaratacaksın diyor.

İnsan iyiyi ve kötüyü bilme ağacının meyvesini yiyince çıplak oldugunu fark etti. insandan başka hiç bir canlı çıplak olduğunu fark etti mi? Bu çıplaklığı yapraklarla örtmeye çalıştı. Bütün hayatımız aslında çıplak olduğumuzun bilinci ve onu örtmeye yönelik çabalardan ibaret. Ama o çıplaklık ölüp Tanrıya kavuşmadan örtülmez. 

İnsanı bilecekseniz böyle bilin. değilse bildiğiniz insan olmaz, hayvan olur.

İyiyi, kötüyü, iyiliği, kötülüğü ayırt ederken rabbinin kötülük, merhametsizlik yaptığı sonucuna mı, yoksa kötülük, merhametsizlik yapmadığı sonucuna mı ulaştın?

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, Buzul yazdı:

Yok bunlar sanı felan değil mantıklı gerçekler.

Ben de onu diyorum Buzul. Bir yerde gerçek var, diğer yerde senin ona itirazın? Hangisi daha gerçek? Hangisi sanrı?

Aslan yavrusu küçükken onu besler, büyütür, korur. Yavru büyüyünce ise onu bölgesinden kovar, onunla çatışır. 

Senin yorumun benzeri bir yorum, bu saçma, niye çatışıyor diyebilir. Ben de sana derim ki yeryüzünün ve aslanların düzeninde o yavru ile annenin çatışması kötü değildir. Böylece yavru gerçek bir yetişkin ve erişkin olma yönünde ilerler ve gelişir.

İşte her şeyin bir kaderi vardır ve her şey o kadere giderken düşer, kalkar, sarsılır, acı çeker. Ama bunlar o sonuca giden yolda aşılması gereken ara duraklardır. Böylece bakarsak her şeyde bir hayır, her şeyde bir hikmet bulabiliriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

İnsanı tanımak ve bilmek istiyorsanız kutsal kitaplara kulak tıkayamazsınız.

 

İnsan iyi ile kötüyü bilme ağacının meyvesini yedi. O yüzden insanın görevi iyi ile kötüyü ayırt etmektir. İyiyi yaşamadan ve ona şahitlik etmeden kötüyü de yaşamadan ve ona şahitlik etmeden ikisini tefrik edemezsin. İşte yeryüzü insan için buna yönelik bir sahne. O yüzden içinizde yer alan tanrıdan üflenmiş, yükseklere ait ruh yeryüzünü ve onun düzenini mükemmel değil vahşice buluyor. Zaten melekler tanrıya itiraz ederken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek bir düzen mi kuracaksın? Bir mahluk mu yaratacaksın diyor.

İnsan iyiyi ve kötüyü bilme ağacının meyvesini yiyince çıplak oldugunu fark etti. insandan başka hiç bir canlı çıplak olduğunu fark etti mi? Bu çıplaklığı yapraklarla örtmeye çalıştı. Bütün hayatımız aslında çıplak olduğumuzun bilinci ve onu örtmeye yönelik çabalardan ibaret. Ama o çıplaklık ölüp Tanrıya kavuşmadan örtülmez. 

İnsanı bilecekseniz böyle bilin. değilse bildiğiniz insan olmaz, hayvan olur.

Kendi kusurlarımı biliyorum.
O kusurları beni oluşturan doğanın verdiğinide biliyorum.

Kusurum varsa mükemmel bir varlık değilim.

iyiliği kötülğü bilme ağacının meyvesinide yemedim hiç.:)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, deadanddark yazdı:

Ne yapmislar size yahu. Beyin erimis gitmis.

 

Bu sorunun cevabını öğrenmek için sormuyorsun ama itiraz ederken  meleklerin niyeti ve hesabı ile itiraz ederken şeytanın niyeti ve hesabının farklı olduğu çok açık değil mi?

 

Sen neyin peşindesin? Melekler gibi saflık ve temizlik ve yücelik mi, yoksa şeytan gibi kibir ve benlik mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

Ben de sana derim ki yeryüzünün ve aslanların düzeninde o yavru ile annenin çatışması kötü değildir. Böylece yavru gerçek bir yetişkin ve erişkin olma yönünde ilerler ve gelişir.

İşte her şeyin bir kaderi vardır ve her şey o kadere giderken düşer, kalkar, sarsılır, acı çeker. Ama bunlar o sonuca giden yolda aşılması gereken ara duraklardır. Böylece bakarsak her şeyde bir hayır, her şeyde bir hikmet bulabiliriz.

 

Örneklerinizde hep (tüm dindarlar) Andersen'den Masallar.  Pembe, biraz da pembenin elli tonu.

Bilmedigimiz sey degilki söylediklerin. Hayat mücadelesi iste. Hayatta kal ve tanriya sükür et, ibadet et. Sen hayatta kalip yeterince ibadet etmezsen tanri sana gücenir.

tarihinde deadanddark tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

Ben de onu diyorum Buzul. Bir yerde gerçek var, diğer yerde senin ona itirazın? Hangisi daha gerçek? Hangisi sanrı?

Aslan yavrusu küçükken onu besler, büyütür, korur. Yavru büyüyünce ise onu bölgesinden kovar, onunla çatışır. 

Senin yorumun benzeri bir yorum, bu saçma, niye çatışıyor diyebilir. Ben de sana derim ki yeryüzünün ve aslanların düzeninde o yavru ile annenin çatışması kötü değildir. Böylece yavru gerçek bir yetişkin ve erişkin olma yönünde ilerler ve gelişir.

İşte her şeyin bir kaderi vardır ve her şey o kadere giderken düşer, kalkar, sarsılır, acı çeker. Ama bunlar o sonuca giden yolda aşılması gereken ara duraklardır. Böylece bakarsak her şeyde bir hayır, her şeyde bir hikmet bulabiliriz.

Yavru aslanın bir yetişkin ve erişkin olma yönünde ilerlemesinin övülecek yanı ne? Birçok yavru büyüdü, birçok aslan geldi, geçti, ellerine ne geçti? Yediler, içtiler, boğazlayıp, parçalayıp, acı verdiler ve acı çektiler. Çoğaldılar. Sonra da ölüp, gittiler. Sonuç, daha fazla acı yaşandı. Yaşamın sürekliliğinin sağlanmasının yüceltilecek yanı ne? Merhametli biri de neden bunun sürekliliğini ister? Daha fazla yoksunluk çeken aslan doğsun da, daha fazla antilopu mu boğsun? Rabbin neyi göstermeye çalışıyor bunu yaparak, daha fazla acı yaşatarak dinine göre? 

Ben sana ortada olan mantıksızlıkları, tutarsızlıkları söylüyorum. İşte gerçek olan bu. Bir mantık sınavına girseydiler, evlat acısının yaşandığı bir yerde, evlat acısı yaşayan kimseler varken, evlat acısı yaşatan allaha, allah kimseye evlat acısı vermesin diye dua edenler mantıksızlıklarından, saçma sapan söylemlerinden dolayı sıfır puan alırlardı.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bu sorunun cevabını öğrenmek için sormuyorsun ama itiraz ederken  meleklerin niyeti ve hesabı ile itiraz ederken şeytanın niyeti ve hesabının farklı olduğu çok açık değil mi?

 

Sen neyin peşindesin? Melekler gibi saflık ve temizlik ve yücelik mi, yoksa şeytan gibi kibir ve benlik mi?

 

Melekler insani kiskanmis olmali bu durumda.  Iblis daha acik sözlü ve daha cesur. Melekler ise kic yalayici. Aslinda iki tarafinda düsündügü sey ayni.

adam gibi soruma cevap ver.

21 dakika önce, deadanddark yazdı:

Al sana bir garip durum daha!!!

Tanriya itiraz ediyor diye lanetlenen iblis bir tarafta , yine itiraz ettikleri halde hic bir yaptirim uygulanmayan melekcikler bir tarafta.

Bu melekler nereden biliyormus ortamin söyledikleri kadar berbat olacagini?

Adem daha ortada yok, tanri birseyler tasarliyor ve daha cizim yaparken, plan yaparken kendini bilmez melekcikler itiraz hakkini kullaniyor. Hani onlar sadece söyleneni yapardi?

Ne yapmislar size yahu. Beyin erimis gitmis.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bu sorunun cevabını öğrenmek için sormuyorsun ama itiraz ederken  meleklerin niyeti ve hesabı ile itiraz ederken şeytanın niyeti ve hesabının farklı olduğu çok açık değil mi?

 

Sen neyin peşindesin? Melekler gibi saflık ve temizlik ve yücelik mi, yoksa şeytan gibi kibir ve benlik mi?

Allahın kendisi de kibirli değil mi? Madem kibir kötü sana göre, ama allahın kibri neden iyi, övülesi, o yaratıcı olduğu için mi? Kibirlenenleri sevmeyen allah kendisini seviyor mu ?Yaratıcıya karşı çıkmak neden alçaklık olarak görülüyor da, onun yalaka ve yancılığını yapmak üstünlük olarak görülüyor? Yaratıcılara karşı çıkılamaz mı? Neden allaha boyun eğişin bu kadar övülüşü?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu bu kici kirik melekler olsun , iblisler olsun tanri ile nasil böyle konusuyorlar nasil irtibat kuruyorlar anlamiyorum. Halbuki önünde secde ettikleri biz insanlar onu ne görebiliyoruz ne duyabiliyoruz. Bu nasil üstünlüktür arkadas? Benim hic bir yetenegim yok. Onlar ise her an tanrinin kucaginda gibiler, yedigi her halti biliyorlar.

tarihinde deadanddark tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Birde sınavdan söz ediyorlar ya. Çocuk yapıp, yaptığınız çocuğa bir allah var, o seni sınamak için yarattı demek de ayrı bir komedi. Çocuğun diyor ki sana, beni neden yaptın. Sen de diyorsun ki alay eder gibi, ben yaptım, ama bir allah var, o seni sınamak için yarattı. Çocuk yapıp, allaha sınattırmak nedir yani. Düşününce büyük bir şaşkınlıkla bu saçmalık da nedir diyorsun.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...