Jump to content

Nesh edilen ayetler


Recommended Posts

Kuranda kabir azabı var ama, bize öğretildiği gibi öcülü böcülü değil.İnanayan, karşısında melekleri görünce bir azap çeker zaten.İşin ucunda cehennem var.

kuran da kabir azabı olabilir ancak

1. bu sadece firavun ailesi için geçerli olabilir.

2. bu kabir azabının nasıl bir şey olduğu tam olarak belli değil. ateşte yakılmak da olabilir. ateşi görüp korkutulmak da olabilir.

Boruya üflenince, onlar mezarlarından kalkıp Rab'lerine koşacaklar. 'Vay halimize' derler, 'Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu, Rahman'ın söz verdiği şeydi. Demek elçiler doğru söylemişti.'

bu ayetlere göre günahkarlar elçilerin doğru söylediklerini anca dirildikten sonra farkediyorlar gibi. kabir azabı olsa dirildiklerinde böyle bir tepki verirler mi? ayrıca cehennemde yani azabın olduğu yerde ölüm yok. bu ayette bir dirilmeden bahsedildiğine göre öncesinde bir ölüm sözkonusudur. ölüm sözkonusu olduğuna göre azab sözkonusu olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 145
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Yine bir kıvıran2 klasiği. Atılanım diye de bu kadar atılmaz ki. Peygamber dediğiniz adamlar hangi soydan gelmişler?

Babadan oğula mı.peygamberlik geçmiş.Saltanatın anlamını bile bilmeyen, cahilliğini karşısındakine satmaya çalışan eğreti insansınız ya, tiksinti geliyor artık bu tarz insanlardan.İnsan bilmez ama edepli olur en azından.

saltanat; bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olmasına dayalı yönetim.

Kaldı ki islam da yapılan esas uygulama halifelik sistemidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Babadan oğula mı.peygamberlik geçmiş.Saltanatın anlamını bile bilmeyen, cahilliğini karşısındakine satmaya çalışan eğreti insansınız ya, tiksinti geliyor artık bu tarz insanlardan.İnsan bilmez ama edepli olur en azından.

saltanat; bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olmasına dayalı yönetim.

Kaldı ki islam da yapılan esas uygulama halifelik sistemidir.

İbrahim'in 2 Oğlu İshak ve İsmail peygamber değil mi?

İshak'ın oğlu Yakub ve Yakub'un oğlu Yusuf peygamber değil mi?

Sonra Davud ve onun oğlu Süleyman peygamber değil mi?

DAha başka da belki vardır.

tarihinde kaşif tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Babadan oğula mı.peygamberlik geçmiş.Saltanatın anlamını bile bilmeyen, cahilliğini karşısındakine satmaya çalışan eğreti insansınız ya, tiksinti geliyor artık bu tarz insanlardan.İnsan bilmez ama edepli olur en azından.

saltanat; bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olmasına dayalı yönetim.

Kaldı ki islam da yapılan esas uygulama halifelik sistemidir.

Senin zeka ilerlemeyecek anlaşılan. Biraz kaktıralım geriden, belki ilerler.

İbrahim -> peygamber

İbrahim'in oğulları (İshak ve İsmail) -> peygamber

İbrahim'in torunu (Yakub) -> peygamber

İbrahim'in torununun oğlu (Yusuf) -> peygamber

Bu ne demek oluyor? İbrahim soyunun egemen olması demek oluyor.

Kuran'a baktığımızda bir saltanat görüyoruz. Allah'ınız kimseye peygamber seçtirmemiş, kendisi atamış. İsrailoğullarını alemlere üstün kıldım demiş. Daha ne saçmalıyorsun sen buralarda?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İbrahim'in 2 Oğlu İshak ve İsmail peygamber değil mi?

İshak'ın oğlu Yakub ve Yakub'un oğlu Yusuf peygamber değil mi?

Sonra Davud ve onun oğlu Süleyman peygamber değil mi?

DAha başka da belki vardır.

Babası oğlunu peygamber yapmamış,Allah babasınıda oğlunuda peygamber yapmış.saltanat olabilmesi için, peygamberin oğlunu kral veya peygamber yapması gerekir.Oğluda oğlunu.

Ayrıca bizim için hükmü geçen islam kuran islamıdır.Ben İslamda saltanat yoktur derken bunu kasdetmiştim.Öte yandan baba oğul peygamberlerin 3. kuşağa yansıdığı bir örnek yok.Örnek olsa bile, saltanatı, hükümdarlığı babadan oğula geçirmeye yönelik bir sistem yok.

İslamda saltanat yok demek , o şahsın iddia ettiği gibi kıvırtmak değildir, temelde anlatmak istediğim bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin zeka ilerlemeyecek anlaşılan. Biraz kaktıralım geriden, belki ilerler.

İbrahim -> peygamber

İbrahim'in oğulları (İshak ve İsmail) -> peygamber

İbrahim'in torunu (Yakub) -> peygamber

İbrahim'in torununun oğlu (Yusuf) -> peygamber

Bu ne demek oluyor? İbrahim soyunun egemen olması demek oluyor.

Kuran'a baktığımızda bir saltanat görüyoruz. Allah'ınız kimseye peygamber seçtirmemiş, kendisi atamış. İsrailoğullarını alemlere üstün kıldım demiş. Daha ne saçmalıyorsun sen buralarda?

senin saltanata göre hz Muhammedin yerine kimin geçmesi gerek. Akıllı.
Link to post
Sitelerde Paylaş

senin saltanata göre hz Muhammedin yerine kimin geçmesi gerek. Akıllı.

Adamın erkek evladı yok ki yerine geçsin, o kadar kadını alma sebeplerinden biri de erkek evlat sahibi olmaktı. Putperestler ona soyu kesik deyince o kadar dokunmuş ki bu laf ona, Allah bana kevseri verdi diye ayet yazıp kendini avutma yoluna gitmiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Babası oğlunu peygamber yapmamış,Allah babasınıda oğlunuda peygamber yapmış.saltanat olabilmesi için, peygamberin oğlunu kral veya peygamber yapması gerekir.Oğluda oğlunu.

Ayrıca bizim için hükmü geçen islam kuran islamıdır.Ben İslamda saltanat yoktur derken bunu kasdetmiştim.Öte yandan baba oğul peygamberlerin 3. kuşağa yansıdığı bir örnek yok.Örnek olsa bile, saltanatı, hükümdarlığı babadan oğula geçirmeye yönelik bir sistem yok.

İslamda saltanat yok demek , o şahsın iddia ettiği gibi kıvırtmak değildir, temelde anlatmak istediğim bu.

Davud ve Süleyman kral değil miydi?

Babadan oğula mı.peygamberlik geçmiş

Sen babadan oğla peygamberlik mi geçmiş dedin biz de örnek verdik.

Sonra sen oğlunu da Allah yapmış dedin.

Yani peygamberlik Allah tarafından babadan oğla geçirilmiş oldu.

Daha neyine itiraz ediyorsun ki??

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adamın erkek evladı yok ki yerine geçsin, o kadar kadını alma sebeplerinden biri de erkek evlat sahibi olmaktı. Putperestler ona soyu kesik deyince o kadar dokunmuş ki bu laf ona, Allah bana kevseri verdi diye ayet yazıp kendini avutma yoluna gitmiş.

Oğlu yoksa kızı var.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Babası oğlunu peygamber yapmamış,Allah babasınıda oğlunuda peygamber yapmış.saltanat olabilmesi için, peygamberin oğlunu kral veya peygamber yapması gerekir.Oğluda oğlunu.

Ayrıca bizim için hükmü geçen islam kuran islamıdır.Ben İslamda saltanat yoktur derken bunu kasdetmiştim.Öte yandan baba oğul peygamberlerin 3. kuşağa yansıdığı bir örnek yok.Örnek olsa bile, saltanatı, hükümdarlığı babadan oğula geçirmeye yönelik bir sistem yok.

İslamda saltanat yok demek , o şahsın iddia ettiği gibi kıvırtmak değildir, temelde anlatmak istediğim bu.

Ve Mûsa ile otuz geceye vaadleştik ve onu bir on ile tamamladık, artık Rabbinin tayin ettiği vakit tam kırk gece oldu. Ve Mûsa kardeşi Harun'a dedi ki: «Sen kavmimin içinde benim halifem ol ve ıslaha çalış ve müfsidlerin yoluna tâbi olma.»

Link to post
Sitelerde Paylaş

Babası oğlunu peygamber yapmamış,Allah babasınıda oğlunuda peygamber yapmış.saltanat olabilmesi için, peygamberin oğlunu kral veya peygamber yapması gerekir.Oğluda oğlunu.

Ayrıca bizim için hükmü geçen islam kuran islamıdır.Ben İslamda saltanat yoktur derken bunu kasdetmiştim.Öte yandan baba oğul peygamberlerin 3. kuşağa yansıdığı bir örnek yok.Örnek olsa bile, saltanatı, hükümdarlığı babadan oğula geçirmeye yönelik bir sistem yok.

İslamda saltanat yok demek , o şahsın iddia ettiği gibi kıvırtmak değildir, temelde anlatmak istediğim bu.

Davud ve Süleyman kral değil miydi?

Sen babadan oğla peygamberlik mi geçmiş dedin biz de örnek verdik.

Sonra sen oğlunu da Allah yapmış dedin.

Yani peygamberlik Allah tarafından babadan oğla geçirilmiş oldu.

Daha neyine itiraz ediyorsun ki??

Lütfen sadece tartışmak olsun diye konuyu zorlamayın. ne yazdığım açık.

kral peygamber yoktur demedim.

peygamber kral babanın,oğlunu peygamber veya kral yapması gibi bir durum yok.

Allah oğul ve babayı kral peygamber yapmış.Ama üçüncü kuşakta devam ettirmemiş.

Saltanatta babanın yerine oğlu geçer.Burada böyle bir kural yok.

üstelik kral peygamberler vali konumunda.Kendi istedikleri gibi davranamıyorlar,sultan değiller yani.

benim kasdettiğim hz muhammet sonrası islamdı ada ayrı konu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

vekaleten.

Vekaleten olması bir şeyi değiştirmez. Musa halifeliği kardeşi Harun'a devretmiş mi? Devretmiş. Musa Allah'a kardeşi Harun'un vezir olarak atanmasını dilemiş mi? Dilemiş.* Allah da bu dileğini kabul etmiş mi? Etmiş.** Peygamberlik de, krallık da babadan oğla geçmiş mi? Geçmiş. Bu konu da burada bitmiş mi? Bitmiş.

* 'Bir de bana ailemden bir vezir ver. Kardeşim Harun'u.' (20:29-30)

** 'Dedi ki: 'Dilediğin sana verildi, Musa.' (20:36)

Link to post
Sitelerde Paylaş

1) Aşağıdaki ayet, daha aşağıdaki sureyi mi nesh etmiştir yoksa sure mi ayeti nesh etmiştir (hükümsüz kılmıştır)?

2) Hangisi daha hayırlıdır veya benzeridir?

Bakara 193 ayeti

(Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur.

Kafirun Suresi

1- De ki: 'Ey kafirler.'

2- 'Ben sizin taptıklarınıza tapmam.'

3- 'Benim taptığıma siz tapacak değilsiniz.'

4- 'Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.'

5- 'Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.'

6- 'Sizin dininiz size, benim dinim bana.'

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlığın ilk iletisine bak çok merak ediyorsan.

Ama daha fazla bilgileneyim diyorsan google tanrısına sor. Onu da yapamam diyorsan aşağıdaki alıntıyı oku.... Bu başlık "nesh nedir" başlığı değil bu arada.

-------------------------------------------------------

Nesh

Sözlükte değiştirmek, silip yok etmek, bir şeyin ardından bir başka şey getirmek, nakletmek ve kaydetmek gibi manalara gelir. Terim olarak Hadis Usulünde nâsihu'l-hadîs ve mensûhuhû şeklinde kullanılır. Bunun dışındaki ilimlerde kısaca nesh denir. Umumiyetle şer'î bir hükmün yürürlükten kaldırılarak yerine bir başka hükmün getirilmesine denir. Hükmü kaldıran da, kaldırdığı hükmün yerine bir başkasını getiren de Allah Te'âlâ'dır. Onun emir veya müsaadesiyle peygamberi de bir şer'î hükmü neshedebilir.

Bir hükmü yürürlükten kaldıran hükme nasih; bir diğer hükümle yürürlükten kaldırılana ise mensûh denir.

İslâmî edebiyat içinde en çok münakaşa konusu olmuş meselelerden birisi neshtir. Öyle ki islâm âlimleri en azından vakıa olarak görülmüş nesh olayı üzerinde hayli münakaşalar yapmışlardır. Bu münakaşaların sonunda neshin imkânı, vukuu, şartlan, aklî ve naklî delilleri üzerinde durulmuştur. Sonunda konu ile ilgili zengin bir bilgi birikimi meydana gelmiştir.

Bilinen bir gerçektir ki, kainatın yaratıcısı olan yüce Allah kulları üzerinde mutlak hüküm sahibidir. Dilediğini emreder; dilediğini yasaklar. Dilediğini de bir süre yürürlükte bulunduktan so a nesheder; yerine bir başka hüküm getirir. Kaldı ki kainat üzerinde bunca değişim mevcuttur. Yaradan, bu gün yarattığını yarın yok etmekte veya bir başka şekle getirmektedir. Şu hale göre nesh O'nun takdiri ve kullan üzerindeki mutlak tasarrufu ve hükmü sayılmalı; yoksa Allah'ın -hâşâ- koyduğu hükümden vaz geçtiği anlamına alınmamalıdır.

Neshin Kur'ân-ı Kerim'deki delili şu ayettir:

“Biz bir ayeti (hükmünü diğer bir ayetle değiştirir) neshedersek veya unutturursak ondan daha hayırlısını, yahut onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye hakkiyle kadir olduğunu bilmiyor musun?” 968

Nesh, yalnızca dinî hükümlerde olur. Beşeri hükümlerin değiştirilmesi nesh anlamına gelmez. Bazı toplumlarda İslâm Hukukunun tatbik edilmeyerek yerine beşeri hukuk sistemlerinin getirilmesi de nesh demek değildir. Şu da var ki, ebediyet kaydiyle bilinen hükümlerde mesela namazın, orucun, farziyyetinde nesh söz konusu olmaz. Ayrıca haberlerde, olayların hikâye edilmesinde de nesh olmaz.

Bir hükümde neshe hükmedebilmek, bir diğer deyişle şu hüküm nasihtir; şu ise mensûhtur diyebilmek için bazı şartlar vardır. Önce nesh hakkında bir hitap olmalıdır. Meselâ, İslâm'ın ilk devirlerinde yatsı namazını kıldıktan, uyuduktan so a yemek, içmek, kansına yaklaşmak caiz değildi.

“Oruç (tutacağınız günün) gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı” ayetindeki hitap 969önceki hükmü neshetti.

İkincisi gerek nâsih, gerekse mensûh her ikisi de birer şer'î hüküm olmalıdır. Bilhassa, cahiliye devrindeki bir âdeti kaldıran şer'î hüküm gibi nasih, mutlaka şer'î hüküm mahiyeti taşımalıdır. Bundan başka mensûhun hükmü devamlı olmalı, belli bir süre için konulmuş bulunmamalıdır. Muayyen bir vakit için konulmuş hüküm zaten o vakit çıktığında yürürlükten kalkar. Bu itibarla böyle belirli bir zaman için konulmuş hükümlerde nesh vaki olmaz.

Nâsih hükmün mensûhtan so a gelmesi, ikisinin birbirine zıt olup aralarını belirleştirmenin veya ikisiyle birlikte amel etmenin imkânsız oluşu da neshin şartlarındandır.

Nesh denilince akla ilk defa bir Kur'ân-ı Kerim hükmünün, başka bir Kur'ân-ı Kerim hükmünü neshetmesi gelir.

http://hadis.ihya.org/hadis-sozlugu/nesh.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...