Jump to content

Recommended Posts

  • İleti 510
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Forumdaki ateistler hep Allah'ın kendisini belli etmesini istiyorlar.Eğer Allah herkese kendini gösterseydi sınav diye bir şey kalır mı?

Allah varlığını ve gücünü açıkça gösterseydi zaten inanmayan/itaat etmeyen kalmazdı ki.

Peki her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir tanrı neden sınav yapmak ister?

Buradaki hikmet nedir?

Sakın iyiyle kötüyü ayırmak için demeyin.

İyiliği de kötülüğü de o yaratmadı mı?

Zaten kendisine inanıp inanmamaya bakıyor.

Nefis demeyin, nefsi de insanın içine o koymadı mı?

Şeytan da demeyin. Şeytanı da yaratan ve nefsi şeytana veren de o değil mi?

Evet alim-i mutlak ve kadir-i mutlak bir tanrı neden bir sınava ihtiyaç duyar?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte bu meselenin sana yansıyan tarafı. Haklısın. Ama bizim açımızdan sen dinden çıkmadın. Çıkarıldın.

Sebebi de günahların. İrili ufaklı 70 bin günah olduğundan haberiniz var mı?

cübbeli tako metre mi var yani, 70 bin diyince basıyor tekmeyi :) öyle olsaydı alem dinsiz olurdu..
Link to post
Sitelerde Paylaş

O gözlüğü bir kere çıkardılar mı bir daha takmak istemezler.

O nedenle denemeye bile cesaret edemezler. :)

Biz de sizin gibi bedbahtık herşeyin kötü tarafına bakmak gibi huyumuz vardıı..

Anladık ki bu bakış nefsi emmare ve şeytani bakış, Sonra Onu daha iyisiyle değiştik..

Daha iyisini bulan neden geriye gitsin ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nedir bu?

"Hani İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah ona) “İnanmıyor musun?” deyince, “Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için” demişti. “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”"
Link to post
Sitelerde Paylaş

İman için asıl mesele

"Biri sizin çevrenize tebeşirle halka çizerse" yada "biri bir halka çizerde siz halkanın içene girerseniz" .

Bu iki rolün hangisinde tam olarak halkanın içine girilmiştir? İşte İslam açısından da ateist olmamışken teist olunamaz.

Yani iman öncelikle aklın erdirilmesidir. Anti paratez iman bir kalp olayı değildir.

İnsan Allahı sever, kızar, hatta isyan bile eder, saygı da duyar bu durum aklın devamındaki insanlıktır.

İman inanç değildir.

İman bir akıl meselesi olduğundan zaman bağımsızdır. İşte bu mesele çok önemlidir.

Söz gelimi bir insan Allaha akıl erdirme yolundadır ve bunu tamamlamamış ölmüştür O insana imansız denilemez.

Çünkü akıl beste gibi bir algoritma -haritadır.

Bir atesittin insani reaksiyonları sebebiyle dinsiz imansız sıfatları onu imansız oladuğu anlamına gelmez.

İslamda kimse Allah adına hüküm veremez.

Bu da yeterli değildir. Zira bu kabullenme ardından Allaha teslimiyetin tümden gelinimini içerir.

Bunlar imanın diğer beş şartı olan Melekler-Peygamberler-Ahiret-Kitaplar-Kader olaylarıdır.

Burada ince nokta bu beş madde ile Allaha varılmadığı; Allaha teslim olunduğu için diğer beş maddeye akıl erdirilmesidir.

Bu beş maddeye toplumsal, coğrafi tetikler sebebiyle insan erişemeyebilir. Erişememede imansızlık değildir.

Adanın birinde tek başına kalmış insan gibi spesifik olaylar zaten anlaşılır.

Ancak engeller gelenekler-tutukluluk-çevresel koşullar gibi çok çeşitlide olabilir.

Budurumdada İslamda kimse Allah adına hüküm veremez.

Ateistler imansızdır Falancalar yarı imanlıdır - Hükmü islama uygun sözler değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

cübbeli tako metre mi var yani, 70 bin diyince basıyor tekmeyi :) öyle olsaydı alem dinsiz olurdu..

Şimdi meseleyi biraz anlamaya başladın. Her günah kalbe bir noktalık leke koyar, ne zamana kadar.?

Kalpte yer kalmayıncaya kadar.

Sonra nolur?

Melek gelir aynı icraya gelen memurlar gibi.

Ne yapar o melek?

Mühür vurur.

Sonra ne olur?

Ateist olur.

Artık geri dönüş yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi meseleyi biraz anlamaya başladın. Her günah kalbe bir noktalık leke koyar, ne zamana kadar.?

peki bir sürü günah işleyen birisi, yıllarca da olsa yine de inançlı kalabiliyor. aynı fiilin günah değeri kişiden kişiye göre fark ediyor mu? yani aynı miktarda içki içen aynı mı yoksa farklı mı günah alıyor?
Link to post
Sitelerde Paylaş

peki bir sürü günah işleyen birisi, yıllarca da olsa yine de inançlı kalabiliyor.

Evet çok güzel bir soru. Var mı buna cevabı olan müslüman? Bekleyelim biraz. Veya eski müslüman şimdilerin ateisti de biliyorsa cevap verebilir.

Cevap gelmezse ben cevaplarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran-hadis anlamında eskilerin kategorize ettiği günah-sevap olayları esasen ahlak ve yarar olaylarıdır.

Günah ile kastedilen şeyler insan yaşamına ait zararlı unsurlardır.

Bunlar çoğunlukla psikolojik travmalar;

Örneğin eşler aldatılıyor. Aldatılan eş yıllar boyunca bunun yıkıntısı ile yaşıyor.

yada alkol bağımlılığı insanı iş-hayat bağlamında koparıyor.

İslamda günah diye tabirin özü insana-topluma madden veya psikolojik yönden verilen zararlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

peki bir sürü günah işleyen birisi, yıllarca da olsa yine de inançlı kalabiliyor.

Günah işlemeyen insan sadece Peygamberlerdir. Geri kalan her insan istisnasız günah işler ve günah işlediği anda veya daha sonra tövbe eder ve bu tövbe onun kalbindeki lekeyi giderir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Günah işlemeyen insan sadece Peygamberlerdir. Geri kalan her insan istisnasız günah işler ve günah işlediği anda veya daha sonra tövbe eder ve bu tövbe onun kalbindeki lekeyi giderir.

oho günah işle leke oluşsun sonra tövbe de hop geri temizlensin, git-geli kurdum mu, ne kalp mühür yer nede günahlardan geri kalır.. şimdi bu dinden çıkanlar 70 bine kadar hiç tövbe demedi yani öyle mi?
Link to post
Sitelerde Paylaş

İman için asıl mesele

"Biri sizin çevrenize tebeşirle halka çizerse" yada "biri bir halka çizerde siz halkanın içene girerseniz" .

Bu iki rolün hangisinde tam olarak halkanın içine girilmiştir? İşte İslam açısından da ateist olmamışken teist olunamaz.

Yani iman öncelikle aklın erdirilmesidir. Anti paratez iman bir kalp olayı değildir.

İnsan Allahı sever, kızar, hatta isyan bile eder, saygı da duyar bu durum aklın devamındaki insanlıktır.

İman inanç değildir.

İman bir akıl meselesi olduğundan zaman bağımsızdır. İşte bu mesele çok önemlidir.

Söz gelimi bir insan Allaha akıl erdirme yolundadır ve bunu tamamlamamış ölmüştür O insana imansız denilemez.

Çünkü akıl beste gibi bir algoritma -haritadır.

Bir atesittin insani reaksiyonları sebebiyle dinsiz imansız sıfatları onu imansız oladuğu anlamına gelmez.

İslamda kimse Allah adına hüküm veremez.

Bu da yeterli değildir. Zira bu kabullenme ardından Allaha teslimiyetin tümden gelinimini içerir.

Bunlar imanın diğer beş şartı olan Melekler-Peygamberler-Ahiret-Kitaplar-Kader olaylarıdır.

Burada ince nokta bu beş madde ile Allaha varılmadığı; Allaha teslim olunduğu için diğer beş maddeye akıl erdirilmesidir.

Bu beş maddeye toplumsal, coğrafi tetikler sebebiyle insan erişemeyebilir. Erişememede imansızlık değildir.

Adanın birinde tek başına kalmış insan gibi spesifik olaylar zaten anlaşılır.

Ancak engeller gelenekler-tutukluluk-çevresel koşullar gibi çok çeşitlide olabilir.

Budurumdada İslamda kimse Allah adına hüküm veremez.

Ateistler imansızdır Falancalar yarı imanlıdır - Hükmü islama uygun sözler değildir.

İman kalbin tasdikidir...

Yani hissiyatının kabulüyle iman nasip olur..

Çok aklı erenler, kalben tasdik etmediğinden iman nasip olmaz...

Bu arada siz yaratıcıya inanıyor musunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

oho günah işle leke oluşsun sonra tövbe de hop geri temizlensin, git-geli kurdum mu, ne kalp mühür yer nede günahlardan geri kalır.. şimdi bu dinden çıkanlar 70 bine kadar hiç tövbe demedi yani öyle mi?

1 milyon kez tövbe etse ne fayda.Gönülden etmesi lazım.Bir daha yapmaması lazım.Yani kısacası samimi olması lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...