Jump to content

Değiştirilmiş Kitap Kuran


Recommended Posts

Dünyadaki Kuran'ların yüzde 99.9999... u hangi Kuran ise geçerli olan odur..bugün sen de Kuran adında bir kitap yazıp bambaşka sure ve ayet numaralarıyla yayınlayabilirsin...ama bu geçerli tertibe sahip ve geçerli kabul edilen Kuran olmaz...ama aynen senin sözünde olduğu gibi "gerzekler" bunu anlayamaz...yukarıda mucize açıklamamda çürütecek bir şey bulamayınca böyle saçmalıklara sarılırlar..

Kuzey Afrika Kunranı'ndan bihabersin. ;)

Sözkonusu Kur'an, sâdece surelerdeki besmeleleri ayet olarak kabul etmekle yetinmiyor; bazı sözcükleri de bambaşka yorumluyor.

Kuran'ın yazıldığı devirde, Arapça yazı dilinde eksik sesliler vardı. Seslilerin dildeki çoğalması ile, Kuran yeniden yorumlanmak zorunda kalındı. Onun için, günümüzde değişik Kuran nüsnâları var.

Böylece, özgün Kuran bilinmez oldu.

Yani, günümüzdeki 2 Kuran da sahte Kuran! :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 463
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Günümüzdeki iki Kuran da sahte Kuran ha...bu masallarla siz ancak kendinizi kandırırsınız..Kuzey Afrika Kuran ıymış..yukarıda bahsettiğim yüzde 99.9999... Kuran dışında bir tek örnek gösterebilir misiniz..? sure ve ayet tertibi faklı olan ..örneğin mucize iddiamı dayandırdığım Ali İmran suresi 14.ve 91 .ayetler farklı yerlerde farklı nolarda olsunlar..internet üzerinden bu ayetlerin farklı olduğu bir Kuran örneğinin resmini ya da linkini verebilir misiniz..? belki olabilir ancak bu da yüzde 0.00000001 içindeki geçerli kabul edilmeyen sadece adı Kuran olan kitaplardır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuranda olan sahtekarlik oldukca fazladir...özellikle Türkce kuran meallerine sahtekarlik tavan yapmistir. 7. / 8. / 9. yüz yillarda degil 16. yüz yilda dahi Arabistan cölünde olmayacak seyleri yazmislardir.

8. yüz yildan önce yazilmis bir kuranin varligini rica edelim...

Bakalim bulunabilecek mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://www.hayrettinkaraman.net/yazi/laikduzen/3/0371.htm

"...Hicri 25. yılda Hz. Osman'ı bu faâliyete iten sebep, Ermenistan ve Azerbaycan fetihlerinde bulunan Huzeyfe b. el-Yemân'ın kendisine başvurması ve orada olup biteni anlatmasıdır. Çeşitli bölgelerden savaşa iştirak eden Müslümanlar bu savaş esnasında, Kur'an'ı farklı okuma yüzünden birbirlerine düşmüşler, sert tartışmalara girmişler, hattâ bazıları, kendilerdinden farklı okuyanları ağır bir şekilde suçlamışlardı. Farklı okuma sebebi, Hz. Ebû Bekir zamanında yazılan nüshada "yedi harf"in (lehçenin) bulunması, bu bakımdan bölgeler ve kabileler arasında farklı okumalara imkân hâsıl olması ve bazı sahâbîlerin özel nüshalarında -Kur'an'dan olmayan- bir kısım açıklayıcı kelimelere yer verilmiş olması idi. Huzeyfe bu ihtilâfın tefrikaya, bölünüp parçalanmaya, mukaddes Kitabımız üzerinde şüphelerin oluşmasına sebep olacağından korkmuş, Halife'den duruma müdahale etmesini ricâ etmişti. Halife, daha önce de Kur'an'ın toplanıp yazılmasında görev almış olan Zeyd b. Sâbit başkanlığında dört kişiden oluşan bir heyet kurmuş, heyete "ana Mushaf'ı ve Kureyş lehçesini esas alıp diğer harflere yer vermeden birkaç nüsha mushaf yazmaları; yani ana nüshadan birkaç kopya çıkarmaları emrini vermiştir. Heyet yedi nüsha yazmış ve Halife Osman bunları İslâm ülkesinin yedi bölgesine göndermiş, bundan sonra Kur'an'ın bu nüshalardaki şekle ve lehçeye göre yazılıp okunmasını, buna uymayan, farklı lehçelerden kelimeler ile açıklamaları ihtivâ eden özel yazmaların yok edilmesini istemiştir.

Allah Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'i koruma vadinin bir tecellîsi olmalıdır ki, bu yedi nüshadan üçü günümüze kadar gelebilmiştir. Bu üç nüshadan biri, Osmanlıların Medine'den çıkarken yanlarında getirdikleri ve hâlen Topkapı Sarayında bulunan nüshadır. İkincisi Timur'un Şam'dan alıp götürdüğü nüshadır ve hâlen Taşkent'te bulunmaktadır. Üçüncüsü ise İngilizlerin Moğol hükümdarlarının sarayından alıp Londra'ya götürdükleri ve İndia Offica kütüphanesine koydukları nüshadır. Araştırmacılar bu üç nüsha üzerinde yaptıkları inceleme sonunda hem muhtevâ hem de şekil bakımından tam bir uygunluk ve birlik bulunduğunu tesbit etmişlerdir. Tarih içinde yapılan hizmetlerin metni değiştirme ile bir ilgisi olmayıp tamamı, okumayı kolaylaştırmaya yönelik çalışmalardır.

..."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Masal masal matitas allahın kıçı tas mısır yemiş uçamaz...

Masallardan bir demet profesörünün masallardan derleyip toplamalarina baska masallar uydurup eklemelerini kanit saniyorlar...

Ne kadar cok seviyor bu millet masal dinlemeyi ve baskalarina "gercekmis" gibi anlatmayi.

Allaha kurana inanan birisinin akademik ünvani olmaz... Kurani okuyunca insanlar tarafindan yazildigini anlamayan beyine akademik ünvan verilmez...

Bilimsel kanitlar rica edelim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sizin için kanıtlar bir ateist tarafından ortaya konmamışsa bilimsel olmuyor öyle mi..? Ama konu evrim olunca tüm masallar size inandırıcı geliyor değil mi? Neden insanın evrimsel atası olarak primatlar gibi tüm organ sistemleri gelişmiş memelilerden ötesine geçilemiyor..?-son zamanlarda ağaç sivri faresi denen bir canlıdan bahsediliyordu- ancak bunların hepsi organları vs.ile tam olarak gelişmiş memeli canlılar..bunların bir adım ötesinde ne var evrimsel atanız olarak..koca bir boşluk..canlılık denizde başladı denizden ne olarak çıktı insan türünün atası..kalbi olmadan önce ne vardı ..beyni...midesi...kanı...önce damarlar mı oluştu yoksa önce kan mı? önce kan ise bu kan nasıl dokulara ve hücrelere ulaşıyordu..?önce damarlar olduysa kan olmadan damarlar ne işe yarıyordu neden oluştu..?varmı bunların açıklaması evrim hangi canlının varoluşunu ve evrimsel geçmişini en baştan itibaren günümüze kadar açıklayabiliyor...ama olsun evrimi bilimsel saymak zorundayız değil mi? bizim inancımızın mantıksal temeli var en azından..sizinkinde o da yok...hiç bir şeyi tam olarak açıklayamıyor ama bilimsel oluyor..ayrıca Tanrı neden bilimin dışında oluyormuş..?buna ne engel oluyor..?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sizin için kanıtlar bir ateist tarafından ortaya konmamışsa bilimsel olmuyor öyle mi..? Ama konu evrim olunca tüm masallar size inandırıcı geliyor değil mi? Neden insanın evrimsel atası olarak primatlar gibi tüm organ sistemleri gelişmiş memelilerden ötesine geçilemiyor..?-son zamanlarda ağaç sivri faresi denen bir canlıdan bahsediliyordu- ancak bunların hepsi organları vs.ile tam olarak gelişmiş memeli canlılar..bunların bir adım ötesinde ne var evrimsel atanız olarak..koca bir boşluk..canlılık denizde başladı denizden ne olarak çıktı insan türünün atası..kalbi olmadan önce ne vardı ..beyni...midesi...kanı...önce damarlar mı oluştu yoksa önce kan mı? önce kan ise bu kan nasıl dokulara ve hücrelere ulaşıyordu..?önce damarlar olduysa kan olmadan damarlar ne işe yarıyordu neden oluştu..?varmı bunların açıklaması evrim hangi canlının varoluşunu ve evrimsel geçmişini en baştan itibaren günümüze kadar açıklayabiliyor...ama olsun evrimi bilimsel saymak zorundayız değil mi? bizim inancımızın mantıksal temeli var en azından..sizinkinde o da yok...hiç bir şeyi tam olarak açıklayamıyor ama bilimsel oluyor..ayrıca Tanrı neden bilimin dışında oluyormuş..?buna ne engel oluyor..?

Bunu dostça bir tavsiye olarak al.

Konuyu böyle keskince değiştirdiğinde yenilgiyi kabul etmiş ve kaçmaya yol arıyormuş gibi görünürür.

Bu kadar bariz konu sıçraması yapma, ama yavaş yavaş kayabilirsin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarıda bir bilim adamının verdiği bilgileri sunmuştum..

http://www.hayrettin...uzen/3/0371.htm

şimdi bu kişi hiçbir bilimsel kanıta dayanmadan mı bunları yazmış? ama biri çıkıp

"Allaha kurana inanan birisinin akademik ünvani olmaz... Kurani okuyunca insanlar tarafindan yazildigini anlamayan beyine akademik ünvan verilmez..." diyebiliyor..işte ben bu bakış açısının yanlışlığını vurgulamak için evrime olan bakış açılarınızdaki "bilimsellik anlayışı" konusundaki tutarsızlıklarını göstermeye çalıştım...yukarıdaki sözü söyleyebilen kişiye "bilimsel bakış açısına sahiptir diyebilirmiyiz..şimdi yeni ve önemli bir buluş yapan bir bilim adamının bu buluşunu sırf Allah a inanıyor diye görmezlikten mi geleceğiz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran zaten zamanindada tamamen yapilmadi ki. Kuran 3. halife Uthman ibn Affan tarafinan Muhammedin ölüsünden tam 11 sene sonra yapildi.

Burda bilmek gere Kuran Muhammedin kendisi tarafindan bilem yazilmadi.

Uthmanda her Ayeti Kurana sokmadi. Bircok ayet özellikle Ezberi ögrenilmisler Kuranda yer bulamadi. Bu tabiki ozamanlar büyük tepkilere neden olmsudu ama tabiki bu Kuran gecildi.

Simdi okudugumuz Kuran 1923/24 misirda yapildi. Bie zamaninda osmanlilarin degisik Kuranlari yakarak sadece tek bir Kuran gecirdiginide unutmayalim.

Arastirmalara göre simdiki Kuranin 20% 1972 bulunan antik Kurana göre degislik var.

Evet Kuran degistirilmistir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarıda bir bilim adamının verdiği bilgileri sunmuştum..

http://www.hayrettin...uzen/3/0371.htm

şimdi bu kişi hiçbir bilimsel kanıta dayanmadan mı bunları yazmış? ...

Evet!

O bir bilim adamı değil sadece bir şarlatandır.

Hemen dikkat çeken ve kaba şarlantanlıklara örnekler:

1) Daha seslendirme işaretlerinin icat edilmediği bir zamanda, nasıl oluyorda bir kitap 7 ayrı lehçe ile yazılıyor? Bu tabiki mümkün değil.

Ve aramızda kalsın... O "7 tane lehçe" zamanla yetmez, tarih süresince 10 lehçeye çıkar. O da yetmez 14 lehçeye çıkar. Aramızda kalsın, çünkü bu durum İslam literatürünede de geçtiği halde, müslüman yazarlar bunu hasıraltı etmeyi severler. Kaynak: Kuranın Tarihi, Theodor Nöldeke.

2) Topkapı sarayındaki Kuran'ın "Osman Kuranaı" olmadığını Tayyar Altıkulaç dahi itiraf ediyor.

G.R. Puin, bu çalışmayla nihayet Topkapı Sarayındaki Kuran'ın inceleye/halka açık hele getirilmesini övdükden sonra, Tayyar Altıkulaç'ın yayınladığı ingilizce eserine kısaca değiniyor: Al Mushaf al-Sharif. Atributed to Uthman bin Affan Prepared for publication by Dr. Tayyar Altıkulaç.

Altıkulaç'a göre, Suudi Arabistanda bastırılan ve Kahire Kuranı ile özdeş olan Altıkulaç tarafından Kral Fahd Mushafı diye adlandırılan Kuran Mushafı en doğru, en otoriter Kuran'dır. Diğer bütün Kuran mushaflarının, tarihi el yazmaları da dahil, ne kadar doğru/yanlış olduğu bu Kuran ile ölçülür. Bu yüzden yazar Topkapı Sarayı'ndaki musahfı Kral Fahd Mushafı ile karşılaştırıyor.

Bir tarihi el yazması Kuran'ın, elimizde olmayan bir Osman Mushafı olmadığına fakat Ohman Mushafına çok yakın olduğunu görüşünün acayipliğini/garipliğini bir tarafa bırakıyoruz. Ama yazar (Altıkulaç) çalışmasında, sayfa 81'de, 2 arapça kelimenin (kelimeleri byraya alamıyorum. Özür), Kral Fahd Mushaf'ından farklı olarak, 780 defaden fazla "elif" harfi ile yazdığını bildiriyor. Yine başka bir kelimenin 90 seferden fazla olmak üzere 1 yerine 2 "Ya"ile yazılmış olduğunu belirtiyor.

Fakat yazar bu farklı yazılımları açıklama zahmetine girişmiyor. Bunun yerine, Kuranın değişik yazılmış olsa da, hep aynı şekilde okunduğunu, çünkü "yetkili ağızlar" tarafından hep aynı şekilde okunarak yeni kuşaklara iletildiği açıklamasını getiriyor. Buna göre, yazılımdaki değişikler sadece tesadüfi ayrıntlardır. Bu ise yazının yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.

Ama yine de, mushaflar arasındaki bu farklar, hoş olmayan, sinir bozucu olgulardır. Bu yüzden, internasyonal bir komite tarafından bir yazım birliği oluşturulmalı. Devletlerin resmi makamları, bu yazım birliğine uymayan bütün diğer mushaflara erişmeyi yasaklamalı (sayfa 84).

3) Taşkent Kuranı tam Kuran değildir. Kapsamı günümüzde Türkiyede okutulan Kahire Kuranının 1/4'ü veya 1/3'ü kadar azdır. Ve tabi Günümüz Kahire Kuranı ile farklılıklar içermektedir. http://www.answering...ch9a-index.html

4) İngilizlerin çaldığı Kuran hakkında hiç bir fikrim yok. Muhtemelen palavradır.

5) Dünyanın hiç bir yerinde, ne kütüphanelerde ne de müzelerde1000 yılından daha önceye tarihlenmiş tek bir Kuran dahi bulunmamaktadır. Öyleyse alıntısını yaptığın, bilim adamıyım diye caka satan o adamın, Osman, Ebu Bekir vs. diye Kuran hakkında yazdıkları zaten masaldan, uydurmadan başka bir şey olamaz.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Seslendirme harfleri yok iken farklı lehçe kullanan kabileler bir kelimenin farklı lehçelerdeki halini yazamıyorlar mıydı...? Örneğin "okumak" kelimesi güney lehçesinde farklı kuzey lehçesinde farklı olsun..şimdi, her iki lehçede de "kitap okuyorum" anlamına gelen söz yazılabiliyor değil mi? Seslendirme harfleri vs. ortada yok henüz...bırakın bir bunu yazmayalım ,seslendirme harflerinin icadını bekleyelim mi dediler ..? farklı yazılıyor ama yazılabiliyor yani...işte Ebubekir mushafında bazı kelimeler farklı lehçelerdeki haliyle de yazılmış...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konuyla ilgili bilimsel açıklama :

...Osman heyettekilere, lehçe hususunda Zeyd ile ihtilâfa düşülecek olursa, Kureyş lehçesinin tercih edilmesini söyledi. Kur’an-ı kerîm Arapça’nın yedi lehçesine (Kureyş, Huzeyl, Hevâzin, Yemen, Temîm, Tay ve Sakif) uygun okunabilecek bir şekilde indirilmişti. “Kur’an-ı kerîm yedi harf üzere indirilmiştir” hadîs-i şerifinin mânâsı budur. Önceleri hareke ve nokta olmadığından ilk Müslümanlar kendi lisanlarının yazısını kolayca, ama biraz farklı okuyabilirdi. Meselâ Temîmîler sin yerine te söyler, nâs kelimesini nât okurdu. Bu bir çeşitlilik ve kolaylık olup, mânâyı değiştirmezdi. Zamanla lehçe farklılıkları kaybolduğu için Kureyş lehçesi hepsinin yerini almıştır...

Prof.Dr.Ekram Buğra Ekinci

http://www.ekrembugraekinci.com/makale.asp?id=287

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bikip usanmadan masalcilarin masallarina "bilimsel aciklama" denilmekte.

Tarih ve arkeoloji birlikte calisirlar ve bulunan belgeler bilim insanlari tarafindan incelenip pozitif / negatif yorumlar katilmadan "Tarih" yazilir. Fisilti gazetelerinin kagida dökümleri belge degil uydurulmus masallardir.

Peygamberler olarak anilanlarin ve diger isimlerin hangisinin bir tane yüzügü, kilici, taragi, kemeri, oku, yayi,bardagi, mezari vs, var ve nerdeler?

Zamanin gercek tarihcilerinin hic birisinin yazilarinda dinlerin masal kahramanlarindan bahsedilmemektedir. Yasadiklari somut belge ve bulgular ile kanitlanmamis masal kahramanlarini yasamsi gibi kabul edip haklarinda sayfalarca makaleler, tezler, kitaplar yazanlarin tümü sahtekar sarlatanlardir.

Sacma sapan masallara inanip onlari gercek zanneden bilim insani olmaz...Türkiye'de bunlar iki sinifa ayrilirlar... Birinci kategoridekiler beyinleri pelte gercekten bilim insanlaigi ile yakindan uzaktan ilgisi olmayan ossuruktan sarlatan profesörler, ikinci kategoridekiler ise gercegi bilen fakat para lüks yasanti adina insanlari kandiran ossuruktan sarlatan sahtekar profesörlerdir.

Olmayan bir seyi varmis gibi kabul ederek tartismak bile söz konusu degildir.Dolayisi ile ateistlerin cogunlugunun yaptiklari tartismalar ironiktir.

Kuranlar farkli farkli yazilmistirlar.Bulunan kuran örneklerine bakarak bunu savunmaktayiz.Türkce mealleri nasil farkli farkli ise Arapca da ayni sekildedir.Marokanlarin ve Suudilerin kuranlari bulunup karsilastirilirsa farklilik görülecektir. Dahasi allah isimli alet bunlara engel olamamis ve olamamaktadir ama neden insanlar yirtinip didinmektedirler?

8. yüz yila ait bir tane kuran yoktur.

Bilimsel somut belgeler bulgular rica edelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"8. yüz yila ait bir tane kuran yoktur." deniyor...?? gerçi verdiğimiz her bilgi masal oluyor ama...ateist olmayan bilim adamı olamaz ve akademik ünvan alamazmış..! işte buna da "ateist yobazlık"" denir..

http://www.kalemguzeli.org/index.php?go=icerikgoster2&MNKO=130&KNO=170

"Türk İslam Eserleri Müzesi, yaklaşık 4 aydır '1400. Yılında Kur'an-ı Kerim Sergisi'ne ev sahipliği yapıyor. Sergilenen eserler arasında 8. yüzyıla ait olan Kur'an'lar bile var. Birbirinden değerli 202 Kur-an'ın yer aldığı serginin süresi 1 Şubata kadar uzatıldı"....

"5) Süslemeli ilk Kur'an: 8. yüzyılda yazılmış bu Kur'an-ı Kerim'de dikkat edilmesi gereken nokta, Kutsal Kitabın süslemeli ilk örneği olması."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadas hala masalimsi kandirmacalari kaynak diye göstermekte...Iddia edilen kuranlari hangi bilim insanlari incelemisler? Hangi testlerden gecirilip sonuclarina kimler isimlerini imzalarini koymuslar?

Topkapi sarayinda bulunan sözüm ona "kutsal emanetler" e bile testler incelemeler yaptirilmasina izin verilmemektedir. Akli basinda tarihciler ve diger bilim insanlari esyalarin 1400 sene öncesine ait olmasinin imkansiz olmalarini israrla altini cizmektedirler.

Fatihe ait sergilenen bir elbisenin icine bir deve ancak sığar. Akli mantigi calisan bir insan " Fatihin bedeni deve kadar miydi?" diye sormaz mi?

Camilerle birlikte durmadan cogalan siselerin iclerinde "KIL" lara neden DNA ve diger testlerin yaptirilmasina izin verilmemektedir? Killar nasil cogalmaktadirlar? Gerci kila tapan beyinden ne beklenir o da baska bir tartisma konusu.

Sorgulama yok zerre kadar süphe yok her önlerine konulanlari oldugu gibi kabul etme var...

Iyi de herkesin ayni beyin kapasitesinde olma mecburiyeti de yok.

Linkte adi gecen kuranlari kimler kontrol edip, hangi testlerden gecirip onaylamislar? Bunlari rica edelim.

British Museum'da El-ilah putunun ( Allah) ve kizlarinin gercek heykelcikleri bulunmakta ama merak edip görmek isteyen bir tane müslüman cikmamakta...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ateist olmayan bilim adamı olamaz ve akademik ünvan alamazmış..! işte buna da "ateist yobazlık"" denir..

Alintida ki gibi bir düsünce belirtilmedi. Her türlü kivirip calkalama carpitmayi yapebilenler müslüman inancli beyine sahip olanlardir

Ne yazdigima tekrar bakalim.

Allaha kurana inanan birisinin akademik ünvani olmaz... Kurani okuyunca insanlar tarafindan yazildigini anlamayan beyine akademik ünvan verilmez...

Anlam ve ifade olarak aralarinda cok büyük fark bulunmakta.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir tane örnekte biz verelim... Bilimsel arastirma kaynaklari ile birlikte böyle olur...Kaynaklarin yani tabletlerin resimleri ile birlikte hangi müzelerde olduklari kitabin sonunda verilmis. Kitabin orjinali bende bulunmakta PDF dosyasinda "Tek tanrili dinlere gecis öyküsü" bölümü bulunmamakta. Zaman bulursam bu kisa bilgilendirici bölumü siteye asacagim.

http://tufar.com/San...deki_Kokeni.pdf

Link to post
Sitelerde Paylaş

beyefendi dikkat ederseniz "Allaha kurana inanan..." diyorsunuz..Allaha inanmaktan bahsettiğiniz için bu "ateist olmayan..." olarak kolaylıkla anlaşılabilir...Allah inancını da söz konusu etmemiş olsaydınız haklı olabilirdiniz..o halde ben bu "kıvırıp çalkalama" gibi yollara başvurmamışım değil mi..?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...