Jump to content

Gelecek...


Recommended Posts

1903 yılında wright kardeşler 30 35 metrede olsa uçmayı başardılar...bundan sadece 32 sene sonra ilk jet uçakları görülmeye başlandı...1957 de yani ilk uçaktan 54 sene sonra uzaya uydu götüren roket ateşlendi ..7 sene sonrası uzaya ilk kez bir insan çıktı..12 sene sonra insan ay yüzeyindeydi...geçen zamanda araştırma uyduları güneş sisteminde cirit atmaya başladılar venüse marsa araştırma uyduları indi..şimdilerde amaç marsa insan gönderebilmek....

ya sağlık ta yapılan büyük değişimler teknoloji..??

eskiden büyük çapta salgınlarla milyonlarca insanı öldüren hastalıklar artık yeryüzünden silindi..artık hemen hemen kimse çiçek veba verem kuduz vb hastalıklardan ölmüyor.. erken teşhiste kanser bile korkulacak bir rahatsızlık değil artık...insanların kalpleri damarları değiştirilerek yaşamı uzatılabiliyor

eskiden haftalarca süren yolculuklar artık saatlere düştü....dünya sürekli gelişiyor ve bunu bilime bilim adamlarına borçluyuz..

daha önceleri dua edilerek şifa beklenirken ve buna her zamanki gibi cevap gelmezken şimdi bir doktor bir aşı ile derdimize çare olabiliyor...bu yüzden artık kimse çiçek veba verem kuduz vb hastalığa yakalanan yakını için dua etmiyor ...çünki buna gerek kalmadı.....

en katı müslümanınıza soruyorum hastalandığınızda doktora mı gidiyorsunuz yoksa evde oturup kurandaki şifa ayetlerini okuyarak duamı ediyorsunuz????

100 yılda neredeyse 0 dan muhteşem yerlere geldik bilim sayesinde...ya 200 300 sene sonra yada 1000 2000 yıl sonra neler olacak hayal edebiliyormusunuz...

ben bilimin ölümü yenebileceğini düşünüyorum....klonlama zaten yapılabilir birşey ama tam anlamıyla çözülecek..yedek parça gibi canlı organlar olacak..hücrelerin yaşlanması durdurulacak...yaşlılığa bağlı olarak hiç bir ölüm gerçekleşmeyecek...zihin kopyalanacak...bunlar ve aklıma şu an gelmeyen bir çok şey kesinlikle olacak...

düşünsenize topu topu 30 sene önce cep telefonu bilgisayar internet vs her evde herkeste olacak dünyanın neresinde olursanız olun birbirinizi görerek konuşacaksınız dense ne düşünürdünüz...

bazen hayal kuruyorum sizce gelecekte yaw bu ışınlama zaten kuranda 4000 sene önce yazıyordu yaw diyecek ..marsa koloni kurulduğunda oda bişey mi bizim peygamber bir el hareketiyle ayı ikiye yarmış yaa diyecek allah bu gavurları hiç sevmez bunların alayı cehennemlik diyecek kadınları eve kapatıp kara çarşaf giydirecek sokaklarda el ayak kesecek bilimin tüm olanaklarından yararlanıp bilimi bilim adamlarına gıcık olan çember sakallı şalvarlı yobazlar kalacakmı??

er yada geç bir şekilde beyinler eğitilecek dünyayı kasıp kavuran milyonlarca insanın ölümüne yol açan oluk gibi kan dökülen insanları insanca yaşamaktan alıkoyan acıya kedere gözyaşına sebeb olan bu masal dinleri kökünden parçalanacak ve zihinlerden çöpe atılacak....

işte o zaman insanlık gerçekten kendi tarihinin en büyük düşmanından kurtulacak....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazı harika olmuş.

Bence ışınlanmaya kadar geldiğimizde artık insanlar şunu diyecek. "Bir zamanlar insanlar bunlara inanıyormuş."

Çok ilerisi için şunu diyebilirim.

Dünyada açlık fakirlik kalmayacak.

Herkes birbiriyle anlaşabilecek.

Vize, pasaport diye bir şey kalmayacak.

Tüm enerji kaynakları yenilenebilir olacak.

Diğer gezegenlerde koloniler kurulacak.

Ama dünyadaki nufus kadar nufus olmayacak.

Dünyadaki nufus yoğunluğuna kıyasla İzlanda gibi bir yoğunluk olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazı harika olmuş.

Bence ışınlanmaya kadar geldiğimizde artık insanlar şunu diyecek. "Bir zamanlar insanlar bunlara inanıyormuş."

Çok ilerisi için şunu diyebilirim.

Dünyada açlık fakirlik kalmayacak.

Herkes birbiriyle anlaşabilecek.

Vize, pasaport diye bir şey kalmayacak.

Tüm enerji kaynakları yenilenebilir olacak.

Diğer gezegenlerde koloniler kurulacak.

Ama dünyadaki nufus kadar nufus olmayacak.

Dünyadaki nufus yoğunluğuna kıyasla İzlanda gibi bir yoğunluk olacak.

Işınlanma yada ışık hızında hareket olabilir, koloniyi geç.İnsan için dünya döşektir.
Link to post
Sitelerde Paylaş

...bilimin tüm olanaklarından yararlanıp bilimi bilim adamlarına gıcık olan çember sakallı şalvarlı yobazlar kalacakmı??

Geleceği anlamak için geçmişe ve bugüne bakarım. Orta çağ ile modern çağın eş zamanlı olarak yaşandığı bir dünya görüyoruz. Bence 21. yüzyıl içinde bu tablo biraz değişip daha olumlu olacak ama çok da süper olmayacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Geleceği anlamak için geçmişe ve bugüne bakarım. Orta çağ ile modern çağın eş zamanlı olarak yaşandığı bir dünya görüyoruz. Bence 21. yüzyıl içinde bu tablo biraz değişip daha olumlu olacak ama çok da süper olmayacak.

Sanıldığından çok daha büyük değişiklikler olacak. İnsanlar dinin tüm vaadlerinin teknoloji tarafından gerçekleştirileceğini ve insan üzerine din tarafından konan kısıtlamaların çok aşılabileceğini anladığı zaman dinler bitecek. Tabi ki İslam ile ilgili süreç biraz daha farklı işleyecek. Kısacası insanın teknolojisi, "doğanın teknolojisini" aştığı zaman herşey değişecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelişmiş ülkelerde dinden uzaklaşma çok hızlandı. Bu, teknolojik gelişmelerini de çok olumlu yönde etkiliyor. Dindarlar ya gelişmiş ülkelere çamur atmaya devam edip ezilecek ya da biz nerede yanlış yaptık demeye başlayacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan ömrünün şimdi olduğundan uzun olmaya başlaması veya doğal nedenlerden ölümün ortadan kalkmasının dünya için nasıl sonuçlanacağını bilmiyorum. O kadar insan nasıl yaşar dünyada? Sadece doğal nedenlerden değil kaza sonucu ölüm oranları da teknolojinin doğru kullanımı ile azaltılırsa sadece yaşlılık veya hastalıktan değil kaza sonucu ölümler de azalacak. Dünya nüfusu kaç yüz milyar olur tahmin edemiyorum. Bence herkes zamanı gelince ölmeli. Ancak bu zamanın ne olduğunu bilmiyorum. Hayattan istediğini almış 120-140 yaşında bir insanın ölmesi gerekir. Ondan sonra o insanı hayatta tutmak için organ nakli yapılması doğru değil. Kim olursa olsun mutlu ve verimli bir yaşam sürmüş 140 yaşında bir insanın ölmesine izin verilmeli. İsterse çok önemli bir bilim adamı olsun. Zaten o yaşına kadar kendisi gibi iyi bilim adamları yetiştirmiş olması gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Teknolojinin neler getireceğini bilmek çok önemli. Tamamen hayata bakışınızı değiştirebilir. Bu yüzden birkaç küçük şey yazacağım.

Yarı iletken teknolojisinin gelişimini ve Moore kanununu sanırım hepiniz biliyorsunuzdur. Hani şu entegre devrelerdeki transistör sayısını yaklaşık iki yılda bir ikiye katlanmasıyla ilgili olanı... Bunun sebebi şudur: Bu teknoloji, kendisi kullanılarak geliştiriliyor. Yani bir sonraki teknolojinin geliştirilmesine bir öncekinin performansı yardım ediyor. Bu sayede bu teknolojinin gelişiminin grafiği üsteldir. Şimdi bunu aklınızda tutun.

Teknolojinin ana yolundaki en önemli geçiş noktası gerçek nanoteknolojidir. Yani nanoimalat. Yani atomlara tek tek hükmederek makro üretim yapabilme kapasitesi. Bu "tanrısal" bir teknolojidir. Bu elde edildiği zaman "doğanın teknolojisini" çok gerilerde bırakmış olacağız. Hani derler ya "sineğin kanadını bile yapamazsınız". İşte o zaman geldiğinde sinek kanadından çok daha fazlasını yapacak durumda olacağız. Her türlü tasvir, bu "tanrısal" teknolojiyi anlatmakta yetersiz kalacaktır.

Peki nanoteknolojiye nasıl ulaşılır? Bunun için gerek ve yeter teknoloji, tam otomatik, programlanabilir atölye yapmaya yetecek ileri robot teknolojisidir ki bu çok yakındır. Bu yapıldığı zaman tıpkı yarı iletken teknolojisinde olduğu gibi bu atölyeler kendileri kullanılarak küçültülebilecek ve nihayetinde, grubun içindeki herhangi bir atölyeyi kopyalayabilen bir nanoatölyeler grubu elde edilecektir. Bu da gerçek nanoteknolojiyi getirecektir. Yani imalat teknolojisinde de nanoteknolojiye yaklaşma açısından üstel gelişme sağlayacak alt yapıyı kazandığımız zaman gerçek nanoteknoloji yakındır.

Teknoloji konusundaki gelişmenin geleceğini görenler (ki bunların çoğu yapay zeka, sibernetik gibi alanlarda uzmandır) bununla ilgili fizikten ödünç alarak teknoloji için "singularity" kavramını ortaya atmışlardır. Bunların en çok bilineni Ray Kurzweil'dır. Bu kavramı ilk kim kullandı onu bilmiyorum. İlgileniyorsanız araştırın. Kabaca bunu "teknolojide son nokta" diye özetleyelim. Yani aklınıza gelecek "yersel" ne teknoloji varsa o tekillik zamanında mümkün olacak. İnsanlar ölümsüz, tanrısal bedenlere nakledilebilecek vs... Sanırım Kurzweil'ın tekillik tahmini 2045 ki çok akla yakın bir tahmin.

Robot teknolojisi ile ilgili insanlar eskiden beri tahminler yapar. 1950'li yıllarda (sanırım) sözlük benzeri basit tercüme programları yapılabildiği zaman robot teknolojisinde büyük bir gelişme olacağı zannedildi ama fos çıktı. 1900'lerin sonlarına doğru bir takım tahminler yapanlar oldu ve bunlar da fos çıktı. Ama şimdi durum çok değişti. Mesela ilk defa bir insan beynini "anlamlı" olarak simule edebilecek teknolojiye çok yakınız. Bu ise insan beynini tamamen çözmeyi getirecektir. Ayrıca o eski tahminleri yapanların teknolojideki öngörüleri çok kısıtlıydı. Şimdi ise anayol üzerindeki tüm hayati geçitleri biliyoruz ve önümüz çok net. Artık insanlığın başına bir kaza gelmezse kabaca 2050'den önce tekilliğe ulaşacağımızı çok iyi biliyoruz.

Tekillikten sonra insanlığı bekleyen gelecek önce dünyanın, sonra güneş sisteminin tüm kaynaklarına hakim olmak (ki bunlar 2100'den önce tamamlanabilir) daha sonra da galaksinin kaynaklarına hakim olmak, tüm galaksiyi keşfetmek (ışık hızı sınırlamasını aşamayacağımızı varsaysak bile 1 milyon yıldan daha az sürer).

Şunu da tekrar vurgulayayım; gelecekte ne kadar yumuşamış olursa olsun dinlere yer yok. İnsanlar bunu yakın bir gelecekte kabul etmek zorunda kalacaklar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan ömrünün şimdi olduğundan uzun olmaya başlaması veya doğal nedenlerden ölümün ortadan kalkmasının dünya için nasıl sonuçlanacağını bilmiyorum. O kadar insan nasıl yaşar dünyada? Sadece doğal nedenlerden değil kaza sonucu ölüm oranları da teknolojinin doğru kullanımı ile azaltılırsa sadece yaşlılık veya hastalıktan değil kaza sonucu ölümler de azalacak. Dünya nüfusu kaç yüz milyar olur tahmin edemiyorum. Bence herkes zamanı gelince ölmeli. Ancak bu zamanın ne olduğunu bilmiyorum. Hayattan istediğini almış 120-140 yaşında bir insanın ölmesi gerekir. Ondan sonra o insanı hayatta tutmak için organ nakli yapılması doğru değil. Kim olursa olsun mutlu ve verimli bir yaşam sürmüş 140 yaşında bir insanın ölmesine izin verilmeli. İsterse çok önemli bir bilim adamı olsun. Zaten o yaşına kadar kendisi gibi iyi bilim adamları yetiştirmiş olması gerekir.

Biyolojik yaşam tekillikten sonra sona ermek zorunda. Bu dediğiniz sorunları hiçbirisi geçerli olmayacak. Bir insanın ölümsüzlüğü istemesi, insanın ne olduğunu çok iyi bilen birisi için tamamen anlamsızdır. Ancak bir de şu var: Toplam olarak insanlık karakterini bireyler etkiliyor. Şu an için insanlık "elitlerinin" ne denli aşağılık olduğunu bilen birisi olarak insanı tanımlamayı bunlara bırakmamak için ölümsüz olmayı istemek ve bunun gereğini yapmak, bunu değiştirecilecek her iyi insanın yalnızca hakkı değil aynı zamanda borcudur da.

Link to post
Sitelerde Paylaş

doodslag kardeş, yazını okumak için başlarken daha ilk satırında büyük bir hata gördüm ve durdum.

1903 yılında wright kardeşler 30 35 metre uçmayı başardılar diyorsun ama yanlış çünkü ilk ve en uzun mesefeda uçan kişi Hazarfen Ahmet Çelebi'dir. Hazarfen'in hakkı neden yeniliyor?

wıro kardeşlerden tam 300 yıl önce 1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi'nden kuş kanatlarına benzer bir araç takıp kendini boşluğa bırakan ve uçarak İstanbul Boğazı'nı geçip 3358 m. ötede Üsküdar'da Doğancılar'a inmiştir.

dikkat edelim bu bir kanatlı uçuştur ve lodoslu bir havada gerçekleştirilen uçuş.

ANCAK

4. Murat insanların bilgi ve teknolojide ilerlemesinin saltanatını bitireceğini düşünerek Hazarfen için "Bu adem pek havf edilecek bir ademdir, her ne murad ederse elinden gelir, böyle kimselerin bakaası caiz değil" diyerek onu Cezayir'e sürgün etmiştir.

4. Murat'ın kemiklerini s........

Bilim ve teknoloji ile din ve imanın ne halt olduğunun anlaşılacağını ve saltanat kaygısını düşünen 4. Murat Çelebiye etmediğini bırakmamıştır.

KISACA İLK UÇAN ADAMI DÜNYA BİLMELİ Kİ HAZARFEN AHMET ÇELEBİ'DİR.

tarihinde Daunya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

doodslag kardeş, yazını okumak için başlarken daha ilk satırında büyük bir hata gördüm ve durdum.

1903 yılında wright kardeşler 30 35 metre uçmayı başardılar diyorsun ama yanlış çünkü ilk ve en uzun mesefeda uçan kişi Hazarfen Ahmet Çelebi'dir. Hazarfen'in hakkı neden yeniliyor?

wıro kardeşlerden tam 300 yıl önce 1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi'nden kuş kanatlarına benzer bir araç takıp kendini boşluğa bırakan ve uçarak İstanbul Boğazı'nı geçip 3358 m. ötede Üsküdar'da Doğancılar'a inmiştir.

dikkat edelim bu bir kanatlı uçuştur ve lodoslu bir havada gerçekleştirilen uçuş.

ANCAK

4. Murat insanların bilgi ve teknolojide ilerlemesinin saltanatını bitireceğini düşünerek Hazarfen için "Bu adem pek havf edilecek bir ademdir, her ne murad ederse elinden gelir, böyle kimselerin bakaası caiz değil" diyerek onu Cezayir'e sürgün etmiştir.

4. Murat'ın kemiklerini s........

Bilim ve teknoloji ile din ve imanın ne halt olduğunun anlaşılacağını ve saltanat kaygısını düşünen 4. Murat Çelebiye etmediğini bırakmamıştır.

KISACA İLK UÇAN ADAMI DÜNYA BİLMELİ Kİ HAZARFEN AHMET ÇELEBİ'DİR.

elbette doğru...fakat benim baz aldığım kullanılan teknoloji idi..yapılan ilk uçak motoru olmasından dolayı.....

Link to post
Sitelerde Paylaş

doodslag kardeş, yazını okumak için başlarken daha ilk satırında büyük bir hata gördüm ve durdum.

1903 yılında wright kardeşler 30 35 metre uçmayı başardılar diyorsun ama yanlış çünkü ilk ve en uzun mesefeda uçan kişi Hazarfen Ahmet Çelebi'dir. Hazarfen'in hakkı neden yeniliyor?

wıro kardeşlerden tam 300 yıl önce 1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi'nden kuş kanatlarına benzer bir araç takıp kendini boşluğa bırakan ve uçarak İstanbul Boğazı'nı geçip 3358 m. ötede Üsküdar'da Doğancılar'a inmiştir.

dikkat edelim bu bir kanatlı uçuştur ve lodoslu bir havada gerçekleştirilen uçuş.

ANCAK

4. Murat insanların bilgi ve teknolojide ilerlemesinin saltanatını bitireceğini düşünerek Hazarfen için "Bu adem pek havf edilecek bir ademdir, her ne murad ederse elinden gelir, böyle kimselerin bakaası caiz değil" diyerek onu Cezayir'e sürgün etmiştir.

4. Murat'ın kemiklerini s........

Bilim ve teknoloji ile din ve imanın ne halt olduğunun anlaşılacağını ve saltanat kaygısını düşünen 4. Murat Çelebiye etmediğini bırakmamıştır.

KISACA İLK UÇAN ADAMI DÜNYA BİLMELİ Kİ HAZARFEN AHMET ÇELEBİ'DİR.

Hayır, doğru değil. Hezarfen Ahmet Çelebi'nin uçuşu Evliya Çelebi'nin bildik uydurmalarındandır. Başka hiçbir kaynakta geçmemektedir. Bu olay tamamen kurgudur, hayaldir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Astral kardeş sen neyin peşindesin?

Evliya Çelebi dahi bunu söylemiş olsaydı ben sana değil evliya çelebiye inanırdım.

Wıro kardeşler 30 metre uçup biz uçtuk deyip var olabiliyorlarda bizim Hazarfen 3500 metre uçtum diye neden var olmasın?

Sevgili dostum, Hazarfen'in uçma hadisesini Çelebi, "kanat takıp uçmuştur" diye anlattıysa doğrudur çünkü sende kanat yani yeni adıyla planör ile rahatça uçabilirsin.

Demek ki Hazarfen uçmayı başarmıştır ve planör ile 3500 metre rahatlıkla uçmuş olmalı.

tarihinde Daunya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Astral kardeş sen neyin peşindesin?

Evliya Çelebi dahi bunu söylemiş olsaydı ben sana değil evliya çelebiye inanırdım.

Wıro kardeşler 30 metre uçup biz uçtuk deyip var olabiliyorlarda bizim Hazarfen 3500 metre uçtum diye neden var olmasın?

Sevgili dostum, Hazarfen'in uçma hadisesini Çelebi, "kanat takıp uçmuştur" diye anlattıysa doğrudur çünkü sende kanat yani yeni adıyla planör ile rahatça uçabilirsin.

Demek ki Hazarfen uçmayı başarmıştır ve planör ile 3500 metre rahatlıkla uçmuş olmalı.

Evliya Çelebi'nin seyahatnamesini okudun mu? Okuduysan güvenilir bir kaynak olup olmadığını kendin de görebilirsin. Mesela onun havada donan bir kedi hikayesi vardır. Neyse, önemli değil. İstediğinize inanabilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evliya Çelebi'nin seyahatnamesini okudun mu? Okuduysan güvenilir bir kaynak olup olmadığını kendin de görebilirsin. Mesela onun havada donan bir kedi hikayesi vardır. Neyse, önemli değil. İstediğinize inanabilirsiniz.

Ayrıca böyle önemli bir olayın başka hiçbir kaynakta geçmemesi de şüphe uyandırıcı değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...