Jump to content

Haydi eleştirin Kur'an'ı


Recommended Posts

  • İleti 219
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1-Yaratıcı birden fazla olursa birbirlerine üstün gelmeye çalışmalarına engel olan ne?

Düzen yaratıcının tekliğine delildir...

Senin mantığınla gidersek;

Bir de şu açıdan bak: Neden birbirilerine üstün gelmeye çalışsınlar? Beraber çalışmalarına engel olan ne?

Düzen neden yaratıcının tekliğine delil olsun, birden fazla yaratıcı uyum içinde neden çalışmasın?

2-Evreni yaratan yaratıcıyı yaratan başka bir yaratıcı ise peki bu yaratıcıyı yaratan kim?

Zaten o soru sana sorulmuş. Her şeyin bir yaratıcısı olduğu iddia edenler inananlar değil mi?

3-Bir cok evren var önkabulunu yaparak bu soruyo sorsak bile bu yaratıcıların birbirlerine üstün gelmeye çalışmalarına engel olan ne?

Netice itibariyle evrenimizde ki düzenden bahsetmek mümkün olur muydu?

1. soru ile aynı bu bu soru da, aklına başka soru gelmedi mi?

Yaratıcı yaratılırsa yaratıcı olamaz...Yaratık olur...

Yaratıklar da yaratamazlar...

Yaratma mutlak yaratıcı olan Allah a aittir..

Yaratıcı yaratılırsa neden yaratıcı olamaz, böyle bir kural mı var? Onu yaratan yaratıcı ona yaratma yeteneği veremez mi?

Bu mantıkla hiç bir şey ıspat edemezsin, bu mantıkla karşındakine soru sorup durursan aynı mantıkla karşı sorulara muhatap olursun sadece.

İlk iletimde yazdıgım gibi varlıgımızı temellendrmek zorundayız...

Niye temellendirmek zorundayız, böyle bir mecburiyet nereden çıktı? Temellendirmezsek ne olur?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanırım bu sorgulamaları hiç yapmadın.

Rabbini tanımayan kişi onu anmasını bilmez.

Adalet belli ölçü ile sağlanmaz

Aç yaşayan afrikanın halinden anlamadığımıza göre oruc tam tutulmuyor.

Putperestleri kendilerine taş heykel yapıp onlara tapan bir sanıyorsan çok yanılıyorsun.

Tebrikler. Bunların hepsi çok güzel tespitler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an'ı eleştirip duruyoruz. Bu başlık altında ve bu forumda Kur'an'ın bokunu çıkardık.. Rezil ettik.

Ne utanmaz insanlarsınız.. Ne kadar kaşarlısınız.

Bu kadar eleştiriden, yerin dibine sokulmaktan utanmıyorsunuz.

Burada sizi ve dininizi, kitabınızı yüzlerce kere rezil ettik.

Hala anlamıyorsunuz.

Ne kadar zavallısınız..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Rezilliğin, gurursuzluğun, onursuzluğun ne olduğunu bilmediğiniz için bunları kolaylıkla yazabiliyorsunuz.

Dininizi kınayan, eleştiren binlerce ileti var bu forumda..

Onlara onurlu ve doğru tek bir yanıtınız yok.

Size yapılan eleştirileri sineye çekiyor ve görmezden, anlamazdan geliyorsunuz.

İslam'ı bu vurdumduymazlıkla savunuyorsunuz.

Ne kadar değersiz yaratıklarsınız.. Bunları söylemekten dilimizde tüy bitti.

sayın hacı, foruma kaçgündür üyeyim

islama küfür etmekten başka bir cevabınızı göremedim,

ayetleri kabul etmeyen ateistler oldu ama,

sen edilen küfürleri,

cevap verilemedi diye algılıyorsan ,

bu terbiyedir,

küfüre karşı küfür etmez müslümanlar.

tabi ateistlerin yada küfürbaz ateistlerin etik anlayışı ahlak yapıusı böyle ise,

birçok konuda cevapsız kalacaklarına da emin olabilirsin

Link to post
Sitelerde Paylaş

İğne ustasız olamayacağına göre :)

Gerçekten kim? Nurcu arkadaşlar kesin biliyordur bunun cevabını

:) evet nurcular herşeyi bilirler.

Şu dünyada göreceğiniz en beyinsiz mahluklar nurculardır.

En acınası mahlukta onlardır.

O beyinsiz mahlukların akıla bir soru gelir hocalarına sorarlar, hocaları ne söylerse söylesin zaten önceden kabul edeceklerdir.

Yani bir nurcu hocasına allahı kim yarattı diye sorsa (ki nurcularda bunu soracak beyin olamaz) hocalarıda söylerine bakın bunun cevabı bu diyerek başlarsın ondan sonrada kurufasulye tarifini anlatsın bizim zavallı nurcular onu cevap olarak kabul ederler.

"Hocam" der nurcu "kuranda neden bu ayet böyle?" Hocası: bak allah fasulyeyi yarattı ama onu çok pişirmemek gerek allah çok acayip büyüktür aynı zamandada bu ayette kısık ateşte pişirilmemesi gerektiğinede atıf var allahım ne büyüksün" demesi nurcu beyinliler yani beyni ölüler için yeterlidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Size yapılan eleştirileri sineye çekiyor ve görmezden, anlamazdan geliyorsunuz.

Ebu talip ebreheden develerini istemiş....

O demiş biz kabeyi yıkmaya geldik..

Olsun demiş ben develerimi istiyorum...

Ben develerin sahibiyim Kabenin sahibi de Allah tır....

Sonunda kabe mi yıkılmış ebrehe mi?

Cevabını bekliyorum..

tarihinde Serdaar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

sayın hacı, foruma kaçgündür üyeyim

islama küfür etmekten başka bir cevabınızı göremedim,

ayetleri kabul etmeyen ateistler oldu ama,

sen edilen küfürleri,

cevap verilemedi diye algılıyorsan ,

bu terbiyedir,

küfüre karşı küfür etmez müslümanlar.

tabi ateistlerin yada küfürbaz ateistlerin etik anlayışı ahlak yapıusı böyle ise,

birçok konuda cevapsız kalacaklarına da emin olabilirsin

Kardeşim. İslam'a karşı söylenen herşeyi küfür sanıyorsunuz.

Çünkü İslam'a kuş kondurmuyorsunuz.

Onlar küfür de olsalar, İslamı eleştiriyorlar. Siz İslam'a karşı söylenen tek kötü lafdan hoşlanmıyorsunuz.

Onları kabul etmiyor ve dikkate almıyorsunuz.

Oysa İslam'a yönelik iddiaların çoğu hayati önemi olan itirazlar.

Kadınları recmeden, hırsızların ellerini kollarını kesen, teröristlere ilham kaynağı olan bir dine inanıyorsunuz.

O din elbette eleştirilecek. Ve siz o eleştirileri cevaplayamayacaksınız.

Ama hala burada aynı iddiaları tekrarlıyorsunuz. Hala eleştirilerin doğasını anlayamıyorsunuz.

Yalanlar üzerine kurulan bir din İslam. Onu ancak diğer yalanlarla savunabiliyorsunuz.

Burada kimseyi kandıramazsınız.

Bizde İslam'a karşı hoşgörü kalmadı artık. Zaten İslam'da bize karşı en küçük bir hoşgörü yok.

Bu ilkel ve çağ dışı dini zaten savunamazsınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kardeşim. İslam'a karşı söylenen herşeyi küfür sanıyorsunuz.

Çünkü İslam'a kuş kondurmuyorsunuz.

Onlar küfür de olsalar, İslamı eleştiriyorlar. Siz İslam'a karşı söylenen tek kötü lafdan hoşlanmıyorsunuz.

Onları kabul etmiyor ve dikkate almıyorsunuz.

Oysa İslam'a yönelik iddiaların çoğu hayati önemi olan itirazlar.

Kadınları recmeden, hırsızların ellerini kollarını kesen, teröristlere ilham kaynağı olan bir dine inanıyorsunuz.

O din elbette eleştirilecek. Ve siz o eleştirileri cevaplayamayacaksınız.

Ama hala burada aynı iddiaları tekrarlıyorsunuz. Hala eleştirilerin doğasını anlayamıyorsunuz.

Yalanlar üzerine kurulan bir din İslam. Onu ancak diğer yalanlarla savunabiliyorsunuz.

Burada kimseyi kandıramazsınız.

Bizde İslam'a karşı hoşgörü kalmadı artık. Zaten İslam'da bize karşı en küçük bir hoşgörü yok.

Bu ilkel ve çağ dışı dini zaten savunamazsınız.

Dinin özü çok sağlam ve temiz.Sonradan eklenenleri yerden yere vur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinin özü çok sağlam ve temiz.Sonradan eklenenleri yerden yere vur.

Nedir o öz?

Allah'a kulluk mu?

Ben başka öz göremiyorum. Başka değer yok İslam'da..

Allah'a kulluk etmek de bir değer değil zaten.

Bırakın bu işleri..

Allah'ın insanlığa değerli tek bir öğütü bile yok.

Sizi kendine köle etmekten ve sömürmekten başka..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nedir o öz?

Allah'a kulluk mu?

Ben başka öz göremiyorum. Başka değer yok İslam'da..

Allah'a kulluk etmek de bir değer değil zaten.

Bırakın bu işleri..

Allah'ın insanlığa değerli tek bir öğütü bile yok.

Sizi kendine köle etmekten ve sömürmekten başka..

Hipokrat yemini sana ne kattı söyler miisin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinin özü çok sağlam ve temiz.Sonradan eklenenleri yerden yere vur.

Dinin özü ne biliyor musun? Senin dinini özü Muhammed'in söylediklerine gözü kapalı inanıp iman etmektir, dediklerini hiç düşünmeden yerine getirmektir aynen bir robot, bir kukla gibi.

Bu din düşünenleri cehennemde sonsuza kadar yakmakla tehdit ettiği için kimse düşünmeye cesaret edemez aman dinden çıkarım yanlış bir şey söyler veya yaparım diye. Zaten çoğunluğu bu yüzden düşünmeyip alim diye bir sakallının peşine takılıyor, düşünme işini sakallı bir cahile terketmiş durumda. Sakallı da biraz uyanık ve kendini düşünen biriyse bu adamları parmağında oynatıyor. Böyle bir dinden ne beklenir ki? Düşünmekten korkan insanlar gelişebilir mi hiç?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinin özü ne biliyor musun? Senin dinini özü Muhammed'in söylediklerine gözü kapalı inanıp iman etmektir, dediklerini hiç düşünmeden yerine getirmektir aynen bir robot, bir kukla gibi.

Bu din düşünenleri cehennemde sonsuza kadar yakmakla tehdit ettiği için kimse düşünmeye cesaret edemez aman dinden çıkarım yanlış bir şey söyler veya yaparım diye. Zaten çoğunluğu bu yüzden düşünmeyip alim diye bir sakallının peşine takılıyor, düşünme işini sakallı bir cahile terketmiş durumda. Sakallı da biraz uyanık ve kendini düşünen biriyse bu adamları parmağında oynatıyor. Böyle bir dinden ne beklenir ki? Düşünmekten korkan insanlar gelişebilir mi hiç?

Düşünen müslüman olmalıyız.Allah bunu emrediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kara cahil araştır öyle yorum yap bak bunlarıda oku Ozaman sonuna kadar oku

Ya siz bukadar beyinsizliği kasıtlımı yapıyorsunuz.

Ya bir insan aşağıdaki o kadar kendini rezil edecek şeyi yazarda birde yukarıdakileri yazarmı? Bu kadarmı beyinsizsiniz.

HZ.RESUL EFENDİMİZ NEDEN ÇOK EVLİLİK YAPMIŞTIR

Hz. Resul Efendimiz isteseydi daha gençliğinde iken ; genç , zengin bir çok kızla evlenebilirdi. Bu imkanı vardı fakat evlenmemişlerdir:

Evet hatice ile evlenmiştir çağının en zengin kadınıdır kendileri.

Peygamberimiz onlara şu cevabı verir: ‘Bir elime ayı , bir elime güneşi koysanız ben bu davadan vazgeçmem.’

Muhammede o dediklerine gerçekten verselerdi neler yapardı sen bile şaşardın.

Peygamberimiz 25 yaşına kadar evlenmemiş , ibadetle meşgul olmuştur.

Şuna yorum yazmaya utanıyorum. Cehaletin bu kadarı yani bu mahluklar o kadar beyinsizki insan inanamıyor gerçektende inanamıyor.

Kendi kendini rezil ediyor inandığını yerin dibine sokuyor.

Peygamber efendimiz 25 yaşında iken 40 yaşında ve dul olan Hz. Hatice ile evlenir.Hz. Resul Hatice annemizle zenginliği için evlenmemiştir.

Neden evlenmiştir be mahluk? Haticeyi korumak içinmi? Hani senin peygamberin sadece koruma amaçlı evlenirdi?

Hatice zengin olmasaydı onunla evleneceğine senin gibi bir beyinsiz bile inanmaz.

Çünkü Hz. Resul , Hz. Hatice’nin tüm malını Allah yolunda dağıtmıştır(Hz. Resul daha sonra kendisine gönderilen hediye ve altınları da fakirlere dağıtacaktır.) Hz. Hatice ile peygamberimiz 25 sene evli kalırlar.Hz. Hatice , peygamberimize :’Ey Muhammed ben yaşlandım , artık başka hanımla evlen ‘ deyince peygamberimiz şu cevabı verir: ‘ Böyle söyleme Hatice , üzülürüm.

:lol::lol::lol:

’Hz. Hatice 65 yayında vefat eder. Hz. Resul 2-3 sene daha kimse ile evlenmez , 53 yaşına gelir.

Sonra kim tutabilir muhyammedi.

Not : O dönemde ‘sahabi’ ( Peygamber Efendimizin arkadaşları) savaşlarda şehit oluyor, eşleri dul, çocukları yetim kalıyordu. Peygamberimiz sahabiye bu dul hanımlar ile evlenmelerini, onları evsiz, çocuklarını bakımsız bırakmamalarını tavsiye ediyor, kendisi de bu dul hanımlar ile 53 yaşından sonra evleniyorlar.

Şimdi rezilliği okuyun okuyunda ibret alın. Şu muslümanların ne kadar zavallı insanlar olduğunun kesin bir delili bu.

Hz. Aişe: Peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. Peygamberimiz genç yaşta olan (17-18 yaşlarında : Hz. Aişe’nin ablası Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre onun da hicrette tam 17 yaşında olması gerekir. Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir-) Hz. Aişe ile evlenir. Müslüman hanımların sormaya utandığı sorulara cevap vermesi için peygamberimiz Hz. Aişe ile evlenmiş ve onu öğretmen olarak yetiştirmiştir. Hz. Aişe peygamberimizden 2000 hadis rivayet etmiş, Müslüman kadın ve erkeklere öğretmenlik yapmış, hatta Müslüman orduların komutanlığını dahi üstlenmiştir.

Hani muhammed muhtac kadınlar ile evleniyordu soruyorum sana aişe ebubekirin kızıdır zengin güçlü bir adamın kızıdır ne gibi bir korunmaya ihtiyacı vardır bu cocuğunda 9 yaşında muhammedin koynuna girmiştir. Haticenin ne gibi bir muhtaçlığı vardırda muhammed onunla evlenmiştir.

Aşağıdaki yazı ve sahih hadisler hiçbir yorum yapılmadan, tamamen İslami kaynaklardan alınmıştır.

Muhammed’in en küçük karısı Aişe’dir. Muhammed 52 yaşında iken, 9 yaşında olan Aişe ile gerdeğe girmiştir (Aişe, Muhammed ile evlendiğinde 6 yaşında idi (Bkz:Buhari, e’s Sahih, Kitabu Menakıbı’l-Ensar/44; Tecrid, Hadis no:1553; Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’n-Nikah/69, Hadis no:1422) ,demek ki 3 yıl beklenilmiş).Bunun üzerine, islam hukuku bundan bir sonuç çıkarıyor ve "9 yaşındaki bir kız, "müştehat" (şehvete konu olabilecek çagda sayılır) deniyor. Ve de bu nedenle, bir erkeğin 9 yaşındaki bır kızla evlenebileceğini bildiriyor bır fıkıh hükmü olarak(Bkz:Muhammed Ali

Tehanevi, Keşşafu ıstılaha-tı’l-Fünun,1/788).

M. Sofuoğlu (Cilt 4, Syf - 318,319)

Sahih-i Müslim ve Tercümesi

Babanın Küçük Bakire Kızı Evlendirmesi Babı

1422…….: Aişe şöyle dedi: Ben altı yaşımda iken Resulullah beni (nişan) akdi yaptı. (Üç yıl sonra) ben dokuz yaşında bir kız iken de benimle evlendi. Aişe dedi ki: Biz Medine’ye geldik. Akabinde ben bir ay sıtmaya tutuldum, hummanın şiddetinden saçım döküldü. (Hastalıktan kurtulunca) saçım gürleşti ve omuzlarıma kadar uzadı. Bir kere ben arkadaşlarımla beraber bir salıncak üzerinde oynarken annem Ummu Ruman bana doğru geldi ve beni çağırdı. Ben de annemin yanına geldim. Benden ne isteyeceğini bilmiyordum. Annem elimden tuttu sonunda beni evin kapısı önünde durdurdu. Bende yorgunluktan dolayı “heh, heh” diyerek kaba kaba soluyordum. Nihayet derin derin soluyuşum geçti. Sonra beni eve soktu. Evde Ensar’dan birtakım kadınlarla karşılaştım. Bu kadınlar: Hayır ve bereket üzere, en hayırlı kısmete dediler. Annem beni bu kadınlara teslim etti. Onlar da başımı yıkadılar ve üstümü başımı düzelttiler. Duha vaktinde Resulullah’ı habersizce görmekten başka beni hiçbir şey heyecanlandırmadı. Akabinde Ensar kadınları beni Resulullah’a teslim ettiler.

Aişe: Peygamber beni altı yaşında bir kız iken akid yaptı, dokuz yaşında bir kız iken de benimle evlendi demiştir.

Ma’mer, Zuhri’den, o da Urve’den, o da Aişe’den haber verdi ki: Peygamber Aişe’yi yedi yaşında bir kız iken akid yaptı, dokuz yaşında ve oyuncakları beraber iken de evlendi ve nihayet Aişe on sekiz yaşında bulunduğu sırada Resulullah vefat etti.

Aişe şöyle demiştir: Resulullah Aişe’yi altı yaşında iken akid yaptı. Aişe dokuz yaşında bir kız iken Resulullah’ın evine gidip zifaf oldu. On sekizlik bir kadın iken de Resulullah vefat etti.

6542 - Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe radıyallahu anha ile yedi yaşında iken onunla nikahlandı, dokuz yaşında iken zifaf yaptı. Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe onsekiz yaşlarında iken vefat etti"

5607 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm benimle Şevvâl'de nikâh yapmıştı. Şevvâl'de gerdek yaptı. Yanında hangi kadını benden daha bahtlı idi?" (Urve der ki: "Hz. Aişe radıyallahu anhâ) yakınlarından olan kadınları şevvâl ayında gerdeğe sokmayı müstehab addederdi."

Müslim, Nikah 73, (1423);

Tirmizi, Nikah 9, (1093);

Nesai, Nikah 77, (6, 130).

5575 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Benî'l-Hâris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü. (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Rumân, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, Ensârdan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, (kuşluk vakti aniden) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm(ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim."

Buhari, Nikâh 38, 39, 57, 59, 61;

Müslim, Nikah 69, (1422);

Ebu Dâvud, Nikâh 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937);

Nesai, Nikah 29, (6, 82).

5574 - Urve merhum, Hz. Aişe radıyallahu anhâ'dan şunu nakletmiştir: "Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselâm bana dedi ki: "Rüyamda sen bana üç gece gösterildin: Melek seni bana bir ipek parçası içerisinde getirdi ve "Bu senin zevcendir, aç onu!" dedi. Ben de açtım, içindeki sendin. Ben: "Bu rüya Allah katından ise, onu gerçekleştirecektir" dedim."

Buhari, Nikâh 9, 35, Ta'bîr 20, 21;

Müslim, Fezâilu's-Sahâbe 79;

Tirmizi, Menakıb (3875).

4448 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın hanımlarından hiçbirine, Hz. Hatice radıyallahu anha'ya karşı duyduğum kıskançlığı hiç duymadım. Halbuki onu hiç görmüşlüğüm de yok. Ancak, Aleyhissalatu vesselam onun yâdını çok yapardı. Ne zaman bir koyun kesip parçalara ayırsa Hatice'nin dostlarına da gönderirdi. Bazan ona: "Sanki dünyada Hatice'den başka kadın yok!" derdim de bana: "(Onun gibisi var mıydı, o şöyleydi, o böyleydi..! (Öbür kadınlar beni çocuktan mahrum ederken) benim çocuklarım ondan oldu" diye karşılık verirdi. (Hz. Aişe derki: İçinden " Bir daha Hatice hakkında kötü söz söylemeyeceğim" dedim)." Hz. Aişe devamla der ki: ""Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Hatice'den üç yıl sonra benimle evlendi."

Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Nikah 108, Edeb 73, Tevhid 32;

Müslim, Fezailu's-Sahabe 73, 74, 77, 78, (2434, 2435, 2436, 2437);

Tirmizi, Menakıb, (3885, 3886).

6577 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında iken bebeklerimle oynardım. Aleyhissalatu vesselam da benim kız arkadaşlarımı bana gönderirdi. Arkadaşlarımla beraber oynardık."

5607 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm benimle Şevvâl'de nikâh yapmıştı. Şevvâl'de gerdek yaptı. Yanında hangi kadını benden daha bahtlı idi?" (Urve der ki: "Hz. Aişe radıyallahu anhâ) yakınlarından olan kadınları şevvâl ayında gerdeğe sokmayı müstehab addederdi."

Müslim, Nikah 73, (1423);

Tirmizi, Nikah 9, (1093);

Nesai, Nikah 77, (6, 130).

6542 - Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe radıyallahu anha ile yedi yaşında iken onunla nikahlandı, dokuz yaşında iken zifaf yaptı. Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe onsekiz yaşlarında iken vefat etti"

6547 - Ebu Saidi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe radıyallahu anha'yı, elli dirhem değerinde ev eşyası mukabilinde nikahladı."

14- Aişe(rah)anlatıyor;

‘’Resullah ‘ın yanında kızlarla oynuyordum ,benimle birlikte oynayan arkadaşlarım vardı.Resullah (s.a.) eve girdiği zaman onlar gizlenirlerdi. Kendisi evde olmadığı zaman – onları bana gönderir,benimle oynarlardı..’’204

Cahş kızı Zeynep: Dul,

Bu kimin karısıydı? Haydi söyle bakalım bu kimin karısıydı?

Onu muhammede kim istedi.

Zeynep Muhammed'in evlatligi Zeyd'in karisidr. Muhammed bir gun Zeyd'in evine ziyarete gider, Zeyd evde yoktur; cok guzel bir kadin olan Zeynep'i gorur ve ona vurulur.

Taberi, Tarih-i Taberi'sinde Vakidi'den bir rivayeti soyle nakil etmektedir;

Zeyd Hz. Muhammed'in oglu adiyla anilirdi. Tanri elcisi katina gelmedigi zaman; Zeyd nerede? diye sorardi. O, Zeyd'in gelmedigi gunlerden birinde evine gitti; (Zeyd'in) nerede bulundugunu sordugunda Cahs'in kizi Zeyneb, Tanri elcisinin karsisina her gun giydigi giyimle cikti. Tanri elcisi onu gorunce yuzunu cevirdi. Zeyneb: Ey tanri elcisi Zeyd evde yok, babam ve anam yoluna feda olsun , eve gir, diye rica etti. Tanri elcisi kapida oldugu Zeyneb'e haber verilmedigi icin, o libasini giymeden cabucak kapiya gelmis, Zeyneb'i bu kiyafette gormek Tanri elcisinin hosuna gitmisti. Tanri elcisi kapidan ayrildiktan sonra kalbinde bir seyler duyuyor, fakat bu duygularin ne oldugunu az kalsin kendisi de anlayamayacakti. O ancak: ulu Tanri'yi butun eksikliklerinden tenzih ederim, kalpleri degisitiren Tanri kutludur, diyebildi.

Yine Taberi diger bir rivayeti (Yunus bin Abdullah) de soyle aktarir;

Tanri elcisi gunun birinde Zeyd'i aramak uzere onun evine geldi. Kapida yunden orulmus bir perde asili bulunuyordu. Ruzgar perdeyi kaldirdi. O zaman Zaman Zeyneb odasinda ciplak bir halde bulunuyordu. Tanri elcisinin gozu ona ilisti, guzelligi hosuna gitti ve kalbinde iz birakti...

Bu rivayetlerden de anlasildigi gibi, Muhammed Zeyneb'e asik olmus ve onu da karilari arasina katmak istemektedir. (Bu sirada Zeyneb'in 12-13 yaslarinda oldugu soylenmektedir.) Fakat Zeyneb'i nikahina almasinin onunde bazi engeller bulunmaktadir;

1- Zeyneb halasinin kizidir

2- Zeyneb evlatligi Zeyd'in karisidir.

Iste bu engellerin asilmasi gerekmektedir. Bunlari asabilmek icin de, Allah'in Ayet'lerine ihtiyac bulunmaktadir.

O donemde evlatlik alinmis olanlar, oz evlatlarla bir tutulmaktadir. Bu evlatliklar babaliklarinin mirasina bile ortak olabilmektedirler. Evlatliklar oz evlat sayildigindan, evlatligin bosadigi karisi ile evlenmek de yasaktir. Once evlatlik meselesi halledilmelidir. Halledilmistir de;

Ahzab-5 'Onlari (evlat edindiklerinizi) babalarina nisbet ederek çagirin. Allah yaninda en dogrusu budur. Eger babalarinin kim oldugunu bilmiyorsaniz, bu takdirde onlari din kardesleriniz ve gorup gozettiginiz kimseler olarak kabul edin. Yanilarak yaptiklarinizda size vebal yok; fakat kalplerinizin bile bile yoneldiginde gunah vardir. Allah bagislayandir, esirgeyendir.'

Bu Ayet evlatliklari oz evlat olmaktan cikartmakta, siradan din kardesi huviyetine sokmaktadir. Boylelikle Zeyd meselesi ortadan kalmistir. Zeyneb halasinin kizidir. Her ne kadar kuzenlerle evlenme yasagi bulunmasa da, kuzenleri ile evlenme yasagini da her ihtimale karsi kaldirir;

Ahzab-50 'Ey Peygamber! mehirlerini verdigin hanimlarini, Allah'in sana ganimet olarak verdigi ve elinin altinda bulunan cariyeleri, amcanin, halanin, dayinin ve teyzenin seninle beraber goc eden kizlarini sana helal kildik. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istedigi takdirde, kendisini peygambere hibe eden mumin kadini, diger muminlere degil, sirf sana mahsus olmak uzere (helal kildik). Kuskusuz biz, hanimlari ve ellerinin altinda bulunan cariyeleri hakkinda muminlere neyi farz kildigimizi biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lazim geldigini onlara acikladik) ki, sana bir zorluk olmasin. Allah bagislayandir, merhamet edendir.'

Burada dikkat edilecek husus sudur; Muhammed'e kendini hibe eden kadinlar (yani mehir istemiyorum, kendimi sana hediye ediyorum diyen) da Muhammed'e helal kilinmistir. (diger muslumanlar haric...) Muhammed, bir Ayet'te kendine yonelik iki hukmu boylece indirmistir.

Geriye tek bir sey, Muhammed'in Zeyneb ile evlenmesinin onayi kalmistir ki, o da gelir;

Ahzab-37 '(Resulum!) Hani Allah'in nimet verdigi, senin de kendisine iyilik ettigin kimseye: Esini yaninda tut, Allah'tan kork! diyordun. Allah'in aciga vuracagi seyi, insanlardan cekinerek icinde gizliyordun. Oysa asil korkmana layik olan Allah'tir. Zeyd, o kadindan ilisigini kesince biz onu sana nikahladik ki evlatliklari, karilariyla iliskilerini kestiklerinde (o kadinlarla evlenmek isterlerse) muminlere bir gucluk olmasin. Allah'in emri yerine getirilmistir.'

Bu essiz Ayet, insanligin yuzyillardir kanayan yarasini sarmis, evlatliginin bosadigi karisi ile evlenemeyen binlerce erkegin onunu acmistir. Cok degerli ve cok ozgun olan bu Ayet'e, evlatliginin bosadigi karisiyla evlenebilen gunumuz erkegi de mutesekkirdir...

Muhammed'in Zeyneb'den hoslandigi Zeyd'e citlatilmis, Zeyd baskilar karsisinda Zeyneb'i bosamistir. Bu Ayet ile resmen Muhammed ile nikahlanan Zeyneb, Muhammed'in evinin yolunu tutar.

Islam kaynaklari incelendiginde (Muhammed'in hayati, Hadisler ve tefsirler), yasadigi donemde Muhammed'in cok sert elestirilerle karsilastigini gormekteyiz (Eski yazilarimizda bunlarin bazilarindan soz ettik). Ahzab Sure'sinin bu Ayet'lerinden sonra da, Muhammed yogun elestiri almistir. Zeyneb ile evlenmesi konusuna bir cok karsi cikan olmus (oncelikle eski karilari), Muhammed bu elestiriler karsisinda oldukca zorlanmistir. Fakat Zeyneb'i de muhakkak almak istemektedir. Cunku Zeyneb oldukca guzel bir kizdir ve Muhammed illa ki onu da istemektedir. (Bir Hadis var; "Peygamber nerede guzel bir kadin gorse hemen eve kosar Zeyneb'le yatardi"-Buhari, Hibe/8). Her seye gogus gerer ve gerekirse bir Ayet zaten gelecektir;

Ahzab-38 'Peygamber'in Allah'in ustune farz kildigi bir seyi yapmasinda ona vebal yoktur.Bu Allah'in onceden gelip gecenlere uyguladigi bir kanundur. Allah'in emri mutlaka yerine gelecektir.'

Ahzab-38 ile kimseyi takmadigini, Allah'in farz kildigini yaptigini soyleyerek Zeyneb'i de kari olarak alir. Fakat itiraz ve tepkiler buyumektedir. En sevdigi karisi Ayse bile "Allah hep senin uckurun icin calisiyor" diyerek tepkisini gosterir. Baskilar altinda bunalan Muhammed artik son noktanin konulmasi gerektigine karar verir ve noktayi koyar;

Ahzab-52 'Bundan sonra artik baska kadinlarla evlenmen, elinin altinda bulunan cariyeler haric, guzellikleri hosuna gitse bile, bunlarin yerine baska hanimlar alman sana helal degildir. Allah her seyi gozetler.'

Isin asli, hikayesi ve Ahzab Sure'sinin amaci, gercekte budur. Muhammed, bulundugu yerin agirligini kaldiramayan, nefsine hakim olmakta zorlanan bir beserdir. Her ne hikmetse Allah, Ayse'nin dedigi gibi, Muhammed'in uckuru icin kosturup durmaktadir...

Hz. Resul 50 küsür yaşına kadar tek eşle evli kalıyor ,her türlü dünyevi teklifleri reddediyor ve 50 yaşından sonra genç ve zengin bir çok kız yerine koruma ve tebliğ amacını güden , karşılıklı rızaya dayanan evliliklerini objektif olarak inceleyen herkes evliliklerin hiç birinde dünyevi bir amaç olmadığını görebilirler yeterki tarafsız olarak olayları inceleyebilelim.

9 yaşındaki aişeylede gerdeğe girerken hiç zevk almıyordur muhammed değilmi.

Bunu bir görev olarak yapıyordur.

Boşuna 17 yaşındaydı diye kıvırmayın diyelimki öyle muhammed 52 yaşındaydı ne işi var 52 yaşında bir adamın 17 yaşında kızla be zavallı.

Üstelikte bu adam peygamber yani çüüüüüüüüşşş.

1. Hatice

2. Sevde Binti Zem’an

3. Ebubekir kızı Ayşe

4. Ömer kızı Hafsa

5. Huzeyme kızı Zeynep

6. Ümmü Seleme (Hine)

7. Haris kızı Cuveyriye

8. Zeyd kızı Reyhane

9. Zeynep Binti Cahş

10. Ebu Süfyan kızı “Ümmü Habibe” (Remle)

11. Huvey kızı Safiye

12. Haris kızı Meymune

13. Sem’un kızı Marya Kıbti

Muhammed’in boşadığı kadınlar:

1. Dahhak kızı Fadime

2. Zabyan kızı Aliye

3. Kab kızı Mileyke

Muhammed’in nikahlayıp sonradan ayrıldığı kadınlar:

1. Numan kızı Esma

2. Kays kızı Kuiteyle

3. Esma veya Seba (Sena) Binti Salt

4. Necdet kızı Selma

5. Huzeyl kızı Havle

6. Seraf binti Halife

7. Yezit kızı Amre El-Gifariye

8. Yezit kızı Hind El-Kitabıye

9. Davud kızı Mileyke

10. Rufaa kızı Nesatlsat

11. Kab kızı Esma

12. Haris kızı (Saire) Kuteyle

13. Amr kzı Senba/Seyba/Sabiye

14. Cündüp bin Dimre Cind-i’nin kızı

15. Serahil kızı İmeyme (Binti Cevn)

16. Muaviye kızı Amre

17. Süfyan kızı Seba (Sena)

18.Ümmül Haram

19. Hakim kızı Leyla

Muhammed’in mehir parasını ödemeden aldığı kadınlar:

1. Haris kızı Meymune

2. Huzeyme kızı Zeynep

3. Ümmü Serik

4. Hakim kızı Havle

Muhammed’in cariyeleri:

1. Nefise

2. Cemile

Muhammed’in sözlendiği kadınlar:

1. Amir kızı Dubaa

2. Nuame Bel’anberi

3. Sehl kızı Habibe Ensariye

4. Cemre Binti Haris Bin Avf Bin Kab bin Zabyan

5. Sevde Kireşiye

6. Besame kızı Safiye

7. Ebu Talib’in kızı Ümmü Hani (Fagite)

8. İsmi bilinemeyen bir kadın

Muhammed’in bazı nedenler yüzünden evlenemediği kadınlar:

1. Abbas kızı Ümmü Habibe

2. Hamza kızı Emame (Ammare)

3. Muhammed’e önerilen Baldızı

Muhammed’in ev işlerinde bakan cariyeler:

1. Bereke (Ümmü Eymen)

2. Emetullah binti Ruzeyme

3. Hudre

4. Redva

5. Sad kızı Meymune

6. Ruzeyne

7. Selma (Ümmü Rafi)

8. Marya (Ümmü Rebab)

9. Marya (Ceddetu’l Müsenna)

10. Ümmü İyas

11. Havle (Ceddetu Hafs)

12. Meymune binti Ebi Abis

13. Ümmü Dümeyre

14. Ümmü Ayas

15. Rebiha

16. Saibe

Bazı ön yargılı çevreler Hz. Zeynep annemiz ile Hz. Resul’ün evliliklerine dillerine dolarlar. Güya Hz. Zeynep’ten hoşlanan Hz. Resul onun eşinden boşanmasını bekleyip onunla evlenir. Halbuki Hz. Zeynep Hz. Resul’ün akrabasıdır ve daha onu kız iken tanımaktadır. İstese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep’i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir.

Burada allahmı yalancı senmi:

Azhap: 37. (Resûlüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında tut, Allah'tan kork! diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (evlatlıklarının karısı ile evlenmelerinde) müminlere bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir.

Muhammed burada topu allaha atmış.

Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü tapuyu yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah’ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir.

Be beyinsiz islam insanlığınızı almış. Şu olayda bile kıvıra kıvıra beyniniz uçmuş.

Bir insanın evlatlığının karısı ile evlenememesinde ne gibi bir kötülük vardır be beyinsiz.

Dünyada o kadar sorun var yıkılacak şey var yıka yıka gelinin ile evlenememeyi yıkıyor.

Normalde buna eşekler bile inanmaz.

Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı:

Evet gelini ile evlenememeye savaş açmış kurandada görüldüğü gibi.

Zaten bu tabuyu yıktı tüm dünya güllük gülüstanlık oldu.

Kadın savaşmıyor, miras alamaz,

3 ün birini alabilir diyor kuran.

Ayrıcada kadına çok değer verir: Nisa süresi:34. Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine ÜSTÜN KILMASI sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için ERKEKLER KADINLARIN YÖNETİCİLERİ ve koruyucusudur. ONUN İÇİN İYİ KADINLAR İTTATKARDIRLAR. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gaybı koruyucudurlar. BAŞ KALDIRMASINDAN ENDİŞE ETTİĞİNİZ KADINLARA öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve DÖVÜN... EĞER SİZE İTAAT EDERLERSE artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

kız çocuğu uğursuzdur, namusumuza leke getirebilir, diri diri gömülmelidir.

Şu duygu sömürüsüne bakın ya. İnanamıyor insan.

Bu müslüamncıklar hem kızların diri diri toprağa gömüldüğünü söylerler hemde tüm erkeklere 4 karı verirler.

Ya hiçmi beyniniz yok sizin. Kızların gömüldüğü falan yok bu bir duygu sömürüsü hayır zaten düşünsen bulursun sen bile bulursun

Peygamber Efendimiz bir günde iki öğün sıcak yemek yememiştir. Bazen aylarca evinde sıcak yemek bulunmazdı. Sirke ile kuru ekmek yer ve “Ne güzel nimet” buyururdu. Hasır üzerinde yatar, uyandığı zaman vücudunda hasırın izleri belli olurdu. Müslümanlar uyurken gece yarısı kalkıp namaz kılmak kendisine farzdı. Kendisine iftar etmeden birkaç gün üst üste oruç tutmasına izin verilmiştir.

Evinde 2-3 ay aş için ateş yanmadığı; bu evde su ve hurmadan başka yiyecek bulunmadığı yolunda patetik hadisler nakledilmiştir. Bu hadislerin Buhari'de yer alma konusu başka bir tartışma konusudur, çok da uzun sürer.

Başka hakikatlere bakalım-bırakalım tenakuz olarak kalsın-:

*Çok zengin bir kadın olan Hatice'den miras kalanlar

*Ebubekir'in sağladığı mallar

*Medinelilerin sağladığı mallar

*Düşünülemeyecek kadar çok ganimetler: Medine yakınlarındaki Hurmalıklar; Hayber Hurmalıkları; Fedek Hurmalıkları bkz:( Sahih-i Buhari tecrid: 1288 nolu hadis ve Kamil Mirasın açıklamaları)

*Humus (savaş ganimetinin beşte bir payı)

*Ayetnip (Bazı savaş ganimetlerin tümü. Örnek: Nadiroğullarından Fedek Halkından elde edilen ganimet böyle olmuştur. F.Razi: 29/284; Kurtubi 18/19 )

*Ayetnip hakkında nüzul olan HAŞR SURESİ 6.AYET:6 - Allah'ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kadirdir.

Haşr Suresi 6. ayetin Tefsiri: Elde edilmesinde zorluk olmayan ganimete de fey' adı verilmiştir. Şer'an da fey', kâfirlerin mallarından müslümanlara dönen ganimet ve haraç gibi gelirler demektir. Denilmiştir ki ganimet, harb esnasında kâfirlerden üstünlük ve galibiyyetle alınan şeylerdir. Hükmü, Enfâl Sûresi'nde geçen "Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah'a, Resulüne..." (Enfâl, 8/41) âyeti gereğince beşte birdir. Fey' ise harp bittikten ve feth edilen yer Dar-ı İslâm olduktan sonra onlardan alınan mallardır. Hükmü, beşe bölünmeksizin hepsi müslümanların menfaatlarına uygun olan yönlere sarf edilir." âyette geçen zamirinden maksat, yurtlarından sürülen kâfirler, yani Benî Nadir'dir. Onlardan Resulullah (s.a.v)'a ganimet olarak verilenler de, bırakmış oldukları taşınır ve taşınmaz malların ganimet olmak üzere Resulullah'ın eline verilmesi ve tasarrufuna geçirilmesi demektir.

SÜNNETE BAKALIM: Nadir Oğulları'nın malları, elde edilmesinde fazla zorluk çekilmeyen ganimet kabilinden bir fey' olarak kalmıştı. Sahâbîler bunun, Bedir'de olduğu gibi Enfâl Sûresi'de bulunan âyetlerin hükmü gereğince beşe bölünerek kalanın taksim edileceğini sanmışlardı. İşte bu âyetle bunun bilhassa Resulullah'a aid bir fey' olduğu beyan edilerek buyuruluyor ki, Allah'ın yurtlarından çıkarmakla perişan ettiği o kâfirlerden fey' olarak Resulü'ne iâde buyurduğu mala gelince siz ona ne at oynattınız ne de deve.

HADİSE BAKALIM TEKRAR: Buharî, Müslim Tirmizî, Nesaî ve diğer kaynaklarda rivayet edildiğine göre, Hz.Ömer demiştir ki, "Nadir Oğulları'nın malları, Allah Teâlâ'nın, Resulü'ne ganimet olarak verdiği, elde edilmesi hususunda müslümanların ne at ne de deve sürmediği ganimet malı idi ve Resulullah'a mahsustu. Hz.Peyamber bu maldan ehlinin bir senelik nafakasını ayırdı, kalanını silah ve hayvanat ile Allah yolunda hazırlanmak için sarfetti. Nadir Oğulları'na karşı yapılan kıtal da ehemmiyetsizdir." (sÜNNET VE hADİS DIŞINDA yukarıdaki Ayet tefsiri Elmalılı Hamdi Yazırdan alıntılandı)

* "De ki, ganimetler Allah ve Peygambere aittir. (Enfal, 8/1),

* Muhammedin şahsi zengiliğinin DİĞER işaretleri: 60'tan fazla kölesi, 20 cariyesi; Karılarından Ayşe'nin bir andını bozması üzerine KENDİSİNE AİT OLANLARDAN 40 köle birden AZAD etmesi (Buhari; tecrid hadis no: 699 ve devamına dair kamil Miras'ın İzahı)

* Veda Haccı öncesinde kendi hazinesinden 100 deve kuban kestiren, hatta bir kısmını da kendi kesen; bir kısmını da damadı Ali'ye kestirEBİLECEK bir dünyalığa

sahip olması (Buhari ve Müslim'de Kitabu'l-hac'ca bkz).

* Rukye: Nefes etme ve okuma sonucu Teda vi ettiği-yani E't-Tıbbün-nebevi'yi uyguladığı vakalarla doludur Kütub-u Sitte. Her defasında Rukye adı altında ücret aldığın: koyun sürüleri, kurutulmuş, yoğurt, et artık 'Şifa bulan'ın gönlünden ne koparsa, gücü ne kadarsa ÜCRET almıştır Muhammed (s.a.v). Uhruc duası ile (''Uhruc adevullah, ene resullullah!'') diyerek Cin çıkaran da bu Muhammed Mustafa'dır.

* El-Müellefetül Kulüb ve ganimetlerin büyüklüğüne örnek:

Hevazin-Huneyn savaşında ganimet olarak elde edilenler Buhari'nin e's-Sahih'inde sayılıp dökülür: 6 bin kadın; 24 bin deve; 40 bin davar; 4 bin okiyye gümüş. Taberi ve Ceziri'ye göre düpedüz RÜŞVET VEREREK kabilenin ileri gelenlerinin Kalplerine İslama Isındıran (Yaşar Nuri terminolojisi ile) da bu Zat. EbuSüfyan'dan-Hars oğlu Ala'ya kadar 15 kişilik putataparlara İslama gelsinler diye 100'ER (YÜZ'ER) deve verende O. Kurana El-Müellefetül Kulüb diye de girmiş bu olay.

Sahihi Buhari'de ve İbni İshak'da Cabir b. Abdullah rivayetine göre şunları okuyoruz:

''Benden evvel hiç kimseye (diğer nebilere) verilmedik beş şey, hep birden bana verilmiştir:

1-) Düşmanın kalbine korku salmak

2-) Yeryüzü bana namazgah kılındı

3-) Cihad yolu ile bana ganimet helal edildi (''Ganaim bana helal edildi'' Halbuki benden evvelki Nebilere helal değildi)

4-) Bana Şafaahat verildi

5-) Bütün kavimlerin peygamberi sayılmak (''Benden evvel her nebi hassaten kendi kavmine ba's olunurken; ben umum-ı nasa ba's olundum'') Buhari c.II s. 223

* Enfal suresi: 1 - Sana ganimetlerin bölüştürülmesini soruyorlar. De ki, ganimetlerin taksimi Allah'a ve Resulüne aittir. Onun için siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allah'tan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin. Allah'a ve Resulü'ne itaat edin. (Elmalılı Meali)

* De ki; enfâl (ganimet), Allah ve Resulünündür. Yani enfâl hakkında hüküm vermek Allah'a ve Resul'e mahsustur. Bunda kimsenin oyu ve onayı yoktur. Allah nasıl emrederse Resul de onu öylece tebliğ ve icra eder (Elmalılı Tefsiri)

* Enfal suresi: 41- Şunu da biliniz ki, ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyden beşte biri mutlaka Allah içindir. O da peygambere ve ona yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmışlara aittir. Eğer siz Allah'a iman etmiş, hak ile batılın ayrıldığı o gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği o (Bedir) günü kulumuza indirdiğimiz âyetlere iman getirmiş iseniz bunu böyle biliniz. Ve biliniz ki, Allah, herşeye kâdirdir. (Elmalılı Meali)

Kendi payından 1/5'den fakir fukara & garip gurebayı doyurmakla mükellef iken Seyyid-i Kainat genellikle bunları kendisine ve aile efradına sarfederdi:

Örnek 1-) Hayber fetinden sonra hayber arazisinden çıkan bütün meyve, hububat cinsi ürünlerin önemli bir kısmını (Öksüz, yoksul, fakir ve gariplere d e ğ i l) Hane-i saadetine -kadınlarına kullanımlık- için göndertmiştir. Buhari: e's-Sahihlerden Abdullah İbn Ömer rivayetidir C VII Hadis no: 1052

Örnek 2-) Beni Nazır yahudilerindenele geçirdiği malları kendi ailesinin geçimine ayırmıştır. Sahih-i Buhari Cilt VII. S 332.

* Cihad etmeden (at sürmeden) ele geçirilen ganimetleri HİÇ PAYLAŞMAZDI:

Haşr suresi: 6 - Allah'ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kadirdir. (Meali)

Haşr 6:. Buharî, Müslim Tirmizî, Nesaî ve diğer kaynaklarda rivayet edildiğine göre, Hz.Ömer demiştir ki, "Nadir Oğulları'nın malları, Allah Teâlâ'nın, Resulü'ne ganimet olarak verdiği, elde edilmesi hususunda müslümanların ne at ne de deve sürmediği ganimet malı idi ve Resulullah'a mahsustu. Hz.Peyamber bu maldan ehlinin bir senelik nafakasını ayırdı, kalanını silah ve hayvanat ile Allah yolunda hazırlanmak için sarfetti." (Alusi Tefsiri)

* Savaşa katılmış olan k a d ı n l a r a ganimetten (Ganaim) pay ayrılmaz (!). Bu konuda kadınlara hak tanınmamıştır. Buna karşılık savaşa katılan a t l a r a hak tanınmıştır.

Örnek: Abdullah İbn-i Ömerden rivayetine göre Muhammed ganimet alınan mallardan her bir süvariye bir ''sehm'' (pay); ve süvarinin sahip bulunduğu ''AT'' için ise 2 ''sehm'' (pay) ayrılmasını öngörmüştür; böylece süvarilere 3 pay üzere ''nasib'' kılınmalarını sağlamıştır. Sahih-i Buhari Hadis no: 1635. C: X.

* Bu ganimet konusu çok hassas bir mevzuudur: Bu ''Ganimet Siyaseti'' İslama taraftar ve saha kazandırmak açısından son derece yararlı olmuştur. Muhammed taraftarları Çete saldırıları, baskın, Mukatele ve Kıyımda meşruiyet ve ç ı k a r görerek kılıç sallamışlardır.

* Ganimet derken tam olarak ne kastediliyor ve bu savaş ve Kıyımlar sonunda üleştirilen nedir. Bakalım neymiş:

* Köle (Kadın ve çocuklar)

* Cariye

* Hurmalıklar, verimli-verimsiz bütün topraklar

* Deve, at, koyun, kuzu ve her türlü davar

* Gümüş - altın - gibi tüm mücevheratlar

* Ele geçirilen silahlar

* ''Hicri 3. yılda Muhayrık adındaki Sahabisi Muhammede vasiyet yoluyla 7 (y e d i ) Hurma bahçesi bağışlar'' (Muhammed Hamidullah; İslam peyga

mberi) Bunları beyt-ül Mal'e (devlet bütçesine katıp fakir fukara-garip gurebayı doyuracak yerde, Kullanımı hane-i saadetine devretmiştir. Kadınları ve ev ahalisi ve kendisi bundan sebeplenmiştir.

* Mealen bu yazılanlara Hilafen rivayet edilmiş Hadislerden Örnekler:

1-) ''Peygamber öldüğünde, zırhı, bir yahudi'de 30 dirhem karşılığında rehin imiş'' Sahih-i Buhari

2-) ''Biz peygamber karılarının evinde 2-3 ay bazen geçerdi de evde ateş yanmaz, sıcak aş pişmez idi. '' E's-Sahihlerde Hz Ayşe'den rivayet edeilir.

3-) ''İki kara nesne ile yaşıyorduk: Hurma ve su. Peygamberin Medineli komşuları vardı bunların sağılan koyunları vardı. Sağdıkları koyun sütünden Nebiiye armağan gönderirlerdi. Peygamber bize de içirirdi.

(Buhariden yine Hz Aişe rivayet eder).

Bunları okuyan, işitenler ağlarlar camilerde. Veda Haccında 100 deve kişisel servetinden kestiren; Bayramlarda 2şer koç kestiren bir Nebii nerede ise yarı aç-yarı tok yaşar ve karnına ''açlıktan taş basarmış''...

* E's-Sahihlerden (Buhari hadislerinden) son çarpıcı bir örnek:

''Adamın biri peygambere gelip istekte, yardım talebinde bulunuyor. Peygamberde o kişiye ''iki dağın'' arasını dolduracak kadar çok koyun verdi.'

Bu bonkörlüğün sebebi: 'ganaim'. Haydan gelen (mal-mülk); Huy'a gider

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nerede? Ayet görelim. Ben sana düşüneni, soru soranı cehennemle tehdit ettiği ayetleri hemen yazabilirim.

Ortada değil mi? Bak düşünmeyen müslümanlara.Türbelerin duvarlarını yalıyorlar.Kimisi şeyhinin ayağını yalıyor.Bak da ibret al.

Link to post
Sitelerde Paylaş

islamı anlamak yaşamaktan daha zordur,

gören göz, nereden bakıyorsa orayı görür,

şu şunu yapmışla bu bunu yapmışla,

bir dini yargılamaya yeltenenler,

zaten 1 adım öteye gidemeyecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ortada değil mi? Bak düşünmeyen müslümanlara.Türbelerin duvarlarını yalıyorlar.Kimisi şeyhinin ayağını yalıyor.Bak da ibret al.

Asıl ibret alması gereken sensin ama bunu farkında bile değilsin. Senin inandığın din bu işte.

Neden düşünmüyorlar, korkuyorlar çünkü, yanlış anlarız da Allah bizi cehennemde kebap yapar diye.

Evet, ayet meselesini de gargaraya getirme.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...