Jump to content

ŞAPKA KANUNU HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ. ŞAPKA İLE MODERNLİK OLUR MU?


Recommended Posts

aman Allahım, yıl olmuş 2013 hala şapka kanununu savunan körler var, bu inanılmaz birşey.

bakın bundan 80 yıl önceki batı olayı anlamış siz hala 3 maymun oynuyorsunuz.

yıl 1928, yer fransa:

Mahmut Siirt, M. Kemal'in paralarını Avrupa bankalarına yatırmak icin sık sık Avrupa'ya gidiyormuş. Paris'te

M. Kemal lehine bir makale yazmıştı. "La Presse" gazetesi de bir başmakale ile Mahmut Siirt'in yazdığı

makaleye cevap vermişti.

Bu cevapta başlık şu: "Naciz padişahlar birinci M. Kemal" diye alayla başlamış. Almış, vermiş; yani Mahmud

Siirt'i de M. Kemal'i de rezil etmiş.

Başmakalede (Mahmud Siirt'e) : "Sen onun mahlukatından birisin. Biz senin M. Kemal'ini biliriz. Şark'ta

(Doğu'da) onun gibi merhametsiz bir Firavun nadir hukum surmuştur. Cumhuriyet bizdedir. Sizdeki değil (...).

Kolelikte bile bir hudud (sınır) var. Makalen bir paskallıktır... Bir memlekette ki, başına hukumetin istediğini

giymeyeni asarlar, orada Cumhuriyet olur mu? Sizde Millet Meclisi mi var?" deniyor.

( La Presse gazetesi, 9 Eylul 1928 nushası.)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 193
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Halide edip den şapka yorumu:

''Şapka kanunu bu donemde girişilen devrimlerin ilki ve en gozalıcısı olmakla beraber, aynı zamanda en

beyhude, en anlamsız ve en sathisi (yuzeyseli) idi.''

(Paul Gentizon, M. Kemal ve Uyanan Doğu, sayfa 100-103.)

Halide Edib Adıvar'a gore, devrimler arasında en ciddi muhalefeti yaratan şapka kanununa, sokaktaki

adamın karşı koyması, kanunu yapanlardan gercekte cok daha batılıydı.

(Halide Edib Adıvar, Dictatorship and Reforms in Turkey, Yale Rewiew, 1929 Guz Sayısı, sayfa 30.)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ve şapka zulmü:

M. Kemal uzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Paul Gentizon kitabında bu konunun şahidi olarak şapkayla

ilgili teror olaylarına yer verir:

''Şapka giyenler, her yerde kulah giyenlerin karşısına cıktı. Hatta neredeyse baş giysisini değiştirecek yerde

fes'de ısrar edenlere veya şapka giymeyip başı acık dolaşanlara karşı dayak dahil her turlu enerjik carelere

başvrulurdu. Bircok fırsatlarda sokaklarda,vapurda, gosteri salonlarında ''şapka''lar,''fes''lere hucum etti! Fes

ve fesliler daima yenildi. Fesler şapkalılarca parcalandı, ayaklar altına alınıp ezildi veya denize atıldı.''

(Paul Gentizon, M. Kemal ve Uyanan Doğu, sayfa 99, 100.)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şapka inkılabından sonra Ankara Valisi Yahya Galip Bey'in İsmet İnönü'ye gelerek:

Şapkanın ortasına bir ay-yıldız koyalım ki, diğer milletlerden farkımız belli olur demesi üzerine İnönü: Canım biz bu inkılapları farkımız olmasın diye yapıyoruz. Sen ne teklif ediyorsun!

(Apuhan, Recep Şükrü; Batının Darağacında İsyan, Timaş, İst 1989 s. 53)

Bu da şekilciliğin belgesi, en ufak bir farka bile tahammülleri yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Size neredeyse kimselerin bilmediği bir sır vereyim:

Soru: Yahudiler neden kapkara şapka giyer hep? Niye başka renk değil de simsiyah, karanlık şapkalar?

Cevap: İblisi daha önce gördüm birkaç kez. İblisin tipi şöyle: Kafasından aşağı simsiyah, tamamen simsiyah. Yıldız savaşlarındaki Darth Vader gibi. Veya yüzüklerin efendisindeki atların üzerindeki simsiyah mahşerin atlıları gibi. Ayrıca iblisin yüzü yok, yüzü yerine simsiyah bir karanlık var. Son olarak, iblisin kafası simsiyah bir kapüşonla örtülü, darth vader gibi veya eski rahipler gibi. Onun için yahudiler de ilah edindikleri iblisi sembolik olarak temsilen kapkara şapka takarlar ama yahudilerin de epeyi bu gerçeği bilmez. İblis sembolünü bize dayatmışlar. Türban da buradan gelir, kafayı iblise benzeyecek şekilde sarmak. Türban da yahudi kültürüdür ve islama dayatılmıştır. Kuran'da hiç bir ayet yoktur ki, tek saç kılınız görülmeyecek şekilde örtün diye. Kuran'da göğüsleri örtün der, bunun için yöntem olarak kafadan sarkıtılabilecek örtü önerilir; yoksa hiç bir ayet, tek kıl görünmeyecek şekilde sarın demez. Şapka kanunu dayatması, türban dayatması gibi saçma sapan, ne modernlikle ne de islamla ilgisi olan uygulamalar.

tarihinde KHF-232 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Size neredeyse kimselerin bilmediği bir sır vereyim:

Soru: Yahudiler neden kapkara şapka giyer hep? Niye başka renk değil de simsiyah, karanlık şapkalar?

Cevap: İblisi daha önce gördüm birkaç kez. İblisin tipi şöyle: Kafasından aşağı simsiyah, tamamen simsiyah. Yıldız savaşlarındaki Darth Vader gibi. Veya yüzüklerin efendisindeki atların üzerindeki simsiyah mahşerin atlıları gibi. Ayrıca iblisin yüzü yok, yüzü yerine simsiyah bir karanlık var. Son olarak, iblisin kafası simsiyah bir kapüşonla örtülü, darth vader gibi veya eski rahipler gibi. Onun için yahudiler de ilah edindikleri iblisi sembolik olarak temsilen kapkara şapka takarlar ama yahudilerin de epeyi bu gerçeği bilmez. İblis sembolünü bize dayatmışlar. Türban da buradan gelir, kafayı iblise benzeyecek şekilde sarmak. Türban da yahudi kültürüdür ve islama dayatılmıştır. Kuran'da hiç bir ayet yoktur ki, tek saç kılınız görülmeyecek şekilde örtün diye. Kuran'da göğüsleri örtün der, bunun için yöntem olarak kafadan sarkıtılabilecek örtü önerilir; yoksa hiç bir ayet, tek kıl görünmeyecek şekilde sarın demez. Şapka kanunu dayatması, türban dayatması gibi saçma sapan, ne modernlikle ne de islamla ilgisi olan uygulamalar.

onların inandığı iblisle senin inandığın iblis aynı iblis değil.onlar iblise nuru ziya diyorlar, yüceltiyorlarmış duyduğuma göre.ama türbanla kurduğun bağlantı tamamen saçmalık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

onların inandığı iblisle senin inandığın iblis aynı iblis değil.onlar iblise nuru ziya diyorlar, yüceltiyorlarmış duyduğuma göre.ama türbanla kurduğun bağlantı tamamen saçmalık.

Kuran, bizim gibi kişilere emanet edildi. Gerçeği öğretmek, sapıklığı sonlandırmak için. Dileyen sapıklığında devam etsin islam diye, dileyen Kuran'ın gerçeklerini öğrensin.

Biz uyarıcılarız Biiznillah !!!

Link to post
Sitelerde Paylaş

ne demokrasisi be demokrasiyi savunan kim?

senin gibi hiçbirşeyden haberi olmayanların reyi ile yönetilmektir demokrasi

demokrasi bir narkozdur, ve seni iyi uyutuyor, çünkü hiçbir haltdan haberin yok, ordan burdan ezberlediğin masalları yazmaktan başka.

Sen buraya üyesin ve müslümansın değil mi ebu? Atılıp atılıp geliyorsun ve işin sadece Atatürk ve devrimleriyle uğraşıp ezbere pislik atmak. Bak müslümanlığı islamı bile savunmuyorsun o kadar, Atatürk öyle kopymuşki size allahınızı sollamış :)Demekki neymiş? Alllah kitap fasa fiso, allahınızı bir tek adam ezmiş geçmiş, allahınız bu kadar aciz işte, he heeee :)
Link to post
Sitelerde Paylaş

Onun sebebi beyinleri ülkene geri döndürebilmek. Batı kültürünü benimsemiş bir kimsenin Müslüman geleneklerin katı yaşandığı bir topluma dönmesi zordur. Ayrıca toplum kendisinden farklı giyinen birisini kabul etmez. Bu bir ikilem. Ya geleneklerine bağlı kalıp beyinlerini kaybedeceksin ya da batılı gibi davranan bir toplumun içine beyinleri geri çekmeye çalışacaksın. Bugün nüfus çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde büyük bir beyin göçü var. Geri kalmalarından bunun etkisi çok büyük. Diğer yandan Japonya örneği var. 19. yüzyılda Samuray geleneğini kendi elleriyle tarihe gömdüler. Batıya gönderdikleri öğrencileri geri getirdiler ve dünyanın en güçlü toplumlarından biri haline geldiler.

Bu şu anlama gelmiyor mu: Batıya gönderdiğimiz öğrencilerin orada kendi kimliklerini kaybettiklerine ve Avrupalılar gibi düşünmeye ve davranmaya başladığına şahit olunca bizler o öğrenciler içinden çıktıkları toplumu dönüşlerinde yadırgamasın diye değerleri üreten toplumu değiştirip dönüştürüp bu bir avuç sonradan görme avrupalıya mı uyduruyoruz? Ve bu kimliklerini kaybetmiş yarı aydınlar için koskoca toplumu feda ediyoruz?

Soru: Japonya ya aynı şekilde öğrenci göndersek ve bu öğrenciler japon adetlerine müptela olsa, Japonya nın sunduğu imkanların Türkiye de olmadığını düşünüp memlekete dönmek istemeseler, acaba devletin başındaki insanlar halka kimono mu giydirecek? Ve halk da doğal olarak bu öğrencileri yadırgamayacak öyle mi? Çok garip bir düşünce şekli. Avrupa ya giden öğrencilerin çarpık mantığı Avrupanın genellikle bar ve pavyonlarına ve adetlerine müptela olmasıydı ve bunun yanında bu ülkelerde insana verilen değer de tabi çok önemli. Türkiyede bu ortamı ve gelişmişliği bulamayacakları kesindi ve devlet bu öğrencilerin cebini yurda dönüşlerinde doldurmak, müreffeh bir hayat sunmak yerine kafalara şapka konduruveriyor. Ve ülkede şapka dolayısıyla sıkı yönetimler ilan ediliyor, halkın protesto gösterileri darağaçlarında bitiyor. Bu durumda hangi insan yurtdışından dönmek ister? Mehmet Akif bile yurtdışına gitmiştir. Bana o adamın bir suçunu gösterin razıyım her söze. Aynı zamanda Hitler zulmünden kaçan üniversite hocaları da savaş biter bitmez yurtdışına gitmiştir ve çoğu amerikan üniversitelerinde hoca olan bu şahıslar Türkiye deki hocalıklarında bahsetmemişlerdir çünkü üçüncü dünya ülkesinde hocalık yapmak izzeti nefslerine dokunmuştur. Hiçbiri Türkler de bizim gibi giyiniyor dememiştir. Üslubum size sert gelmesin. Kesinlikle tahkir amacıyla söylemiyorum bunları. Sizin her düşüncenize saygım var. HAKARET ETMEMEK KAYDIYLA. Ama bu durumu anlamakta güçlük çekiyorm. Mantığa çok aykırı. Bizim gibi Avrupa karşısında oyalanmaya hiç vekti kalmamış bir devlet neden çerden çöpten işlerle vakit kaybeder?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz Allahı dini öyle her ipini koparanın girdiği yerlerde ne tartışırız ne de o tartışmayı okuruz.çünkü burdakilerin amacı tartışmak değil sadece hakaret etmek, eğer senin gibi hergün buraya gelip islama kin kusmaz küfretmezlerde ateizme olan imanları zayıflar, ateizmden çıkarlar, onun için buralara gelmek zorundalar.

bu tip maymun tiplerle de islam tartışılmaz.

ben ne ateistforuma girerim ne de yazarım ne de okurum. buna gerek de yok Allaha şükür müslümanım.kimseden fazla da bir bilgim de islam konusunda hatta öğreniyorum. bilgi eksikliğim bile var.

ama kemali seve seve tartışırım.ateistcafede.

ha bu arada sen ne diyorsun şapka konusunda, bak fransız diyor ki:

sizin orda cumhuriyet mi var diyor, demokrasi mi var diyor, putuna diktatör diyor, firavun diyor.şapka takmayanı asıyor diyor

sen boşver benle uğraşmayı da konuya dön.

haa, ne diyorsun bu işe.

cevap ver baklım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen buraya üyesin ve müslümansın değil mi ebu? Atılıp atılıp geliyorsun ve işin sadece Atatürk ve devrimleriyle uğraşıp ezbere pislik atmak. Bak müslümanlığı islamı bile savunmuyorsun o kadar, Atatürk öyle kopymuşki size allahınızı sollamış :)Demekki neymiş? Alllah kitap fasa fiso, allahınızı bir tek adam ezmiş geçmiş, allahınız bu kadar aciz işte, he heeee :)

Ezmiş geçmiş diyorsun da İslam hala yaşıyor yavrucum. Atatürk ilk darbeyi 1938 de yedi. Öldü gitti. Onun gibi düşünenler 1946 ya kadar tek parti ile tutunabildi. Demokrat Partinin halka hitap eden yükselişi karşısında faaliyet gösteremediler. O gün bugündür darbe yapmaktan başka işleri yok. Ama her seferinde Balyoz kendi kafalarına iniyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu şu anlama gelmiyor mu: Batıya gönderdiğimiz öğrencilerin orada kendi kimliklerini kaybettiklerine ve Avrupalılar gibi düşünmeye ve davranmaya başladığına şahit olunca bizler o öğrenciler içinden çıktıkları toplumu dönüşlerinde yadırgamasın diye değerleri üreten toplumu değiştirip dönüştürüp bu bir avuç sonradan görme avrupalıya mı uyduruyoruz? Ve bu kimliklerini kaybetmiş yarı aydınlar için koskoca toplumu feda ediyoruz?

Soru: Japonya ya aynı şekilde öğrenci göndersek ve bu öğrenciler japon adetlerine müptela olsa, Japonya nın sunduğu imkanların Türkiye de olmadığını düşünüp memlekete dönmek istemeseler, acaba devletin başındaki insanlar halka kimono mu giydirecek? Ve halk da doğal olarak bu öğrencileri yadırgamayacak öyle mi? Çok garip bir düşünce şekli. Avrupa ya giden öğrencilerin çarpık mantığı Avrupanın genellikle bar ve pavyonlarına ve adetlerine müptela olmasıydı ve bunun yanında bu ülkelerde insana verilen değer de tabi çok önemli. Türkiyede bu ortamı ve gelişmişliği bulamayacakları kesindi ve devlet bu öğrencilerin cebini yurda dönüşlerinde doldurmak, müreffeh bir hayat sunmak yerine kafalara şapka konduruveriyor. Ve ülkede şapka dolayısıyla sıkı yönetimler ilan ediliyor, halkın protesto gösterileri darağaçlarında bitiyor. Bu durumda hangi insan yurtdışından dönmek ister? Mehmet Akif bile yurtdışına gitmiştir. Bana o adamın bir suçunu gösterin razıyım her söze. Aynı zamanda Hitler zulmünden kaçan üniversite hocaları da savaş biter bitmez yurtdışına gitmiştir ve çoğu amerikan üniversitelerinde hoca olan bu şahıslar Türkiye deki hocalıklarında bahsetmemişlerdir çünkü üçüncü dünya ülkesinde hocalık yapmak izzeti nefslerine dokunmuştur. Hiçbiri Türkler de bizim gibi giyiniyor dememiştir. Üslubum size sert gelmesin. Kesinlikle tahkir amacıyla söylemiyorum bunları. Sizin her düşüncenize saygım var. HAKARET ETMEMEK KAYDIYLA. Ama bu durumu anlamakta güçlük çekiyorm. Mantığa çok aykırı. Bizim gibi Avrupa karşısında oyalanmaya hiç vekti kalmamış bir devlet neden çerden çöpten işlerle vakit kaybeder?

+1

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ezmiş geçmiş diyorsun da İslam hala yaşıyor yavrucum. Atatürk ilk darbeyi 1938 de yedi. Öldü gitti. Onun gibi düşünenler 1946 ya kadar tek parti ile tutunabildi. Demokrat Partinin halka hitap eden yükselişi karşısında faaliyet gösteremediler. O gün bugündür darbe yapmaktan başka işleri yok. Ama her seferinde Balyoz kendi kafalarına iniyor.

Demokrat parti işte, sizin ne işiniz olur demokrasi ile ama bak böcek misali onuda kullanıp takkiye ile sinsiliğinizi yapıyor ve övünüyorsunuz. Halk düşmanları, menderes zaten sizin gibilerin adamı, aşiret koyunları..
Link to post
Sitelerde Paylaş

imnanah,

sen ne diyorsun şapka konusunda, bak fransız diyor ki:

sizin orda cumhuriyet mi var diyor, demokrasi mi var diyor, putuna diktatör diyor, firavun diyor.şapka takmayanı asıyor diyor

sen boşver benle uğraşmayı da konuya dön.

haa, ne diyorsun bu işe.

cevap ver bakalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

imnanah,

sen ne diyorsun şapka konusunda, bak fransız diyor ki:

sizin orda cumhuriyet mi var diyor, demokrasi mi var diyor, putuna diktatör diyor, firavun diyor.şapka takmayanı asıyor diyor

sen boşver benle uğraşmayı da konuya dön.

haa, ne diyorsun bu işe.

cevap ver bakalım.

Ne yorumu be, senin ordan burdan bulup astığın yazılarına yorum mu yapacağım? Elin gavuru dersiniz ama malzeme diye onlara sarılırsınız. Ama bu aynı gavur dediğiniz insanların Atatürk'ün gelmiş geçmiş en büyük liderlerden olduğu ve övgü ile andığı bir çok yazısıda var değil mi? İçin acıyor mu bu astığın yazıları bulmaya çalışırken bu benim dediklerimide bol bol görürken stelerde?
Link to post
Sitelerde Paylaş

ben sana ne soruyorum sen ne cevap veriyorsun

sen batıyı seversin diye batıdan misal getiriyorum

bak batı gazetesi diyorki atana: diktatör, despot, zalim, firavuuuuuunnn.hükümetin dediğini başına geçirmeyen asılır mı diyor.

al sana yerli misal getireyim:

halide edip ne diyor, şapka takanlar değil şapkaya direnenler daha batılı diyor.

eee, bunlar niye böyle diyor inmanah, haaaaa..

Link to post
Sitelerde Paylaş

ben sana ne soruyorum sen ne cevap veriyorsun

sen batıyı seversin diye batıdan misal getiriyorum

bak batı gazetesi diyorki atana: diktatör, despot, zalim, firavuuuuuunnn.hükümetin dediğini başına geçirmeyen asılır mı diyor.

al sana yerli misal getireyim:

halide edip ne diyor, şapka takanlar değil şapkaya direnenler daha batılı diyor.

eee, bunlar niye böyle diyor inmanah, haaaaa..

Atatürk gibi bir lider az bulunur çünkü kökünüzü kurutmamış, diktatörlüğün dibini yapıp o zaman sizi kurutmalıydıki şimdi diktatör diye zırlarken haklı olsaydınız azıcık. Siz asalak bile değilsinizki asalağa hakaret, Osmanlının kapısında köpek bile olamayacak kadar değersiz görüleceğiniz halde bu osmanlı hayranlığınız ne enbesil ne yavşak ne aklı kıt olmanızdan belli. Atatürk sayesinde sana insanlığa hayrı olmayacak bu gericiliğpin şakşakçılığını bile yapabiliyorsun bak? Siz gibileride insandan saymış, ben olsam ayağımın altında vıccırığınızı çıkarırım, çocuğumun geleceğinin tecavüzcüleri pislikler..Halide'den bana ne? Halideninde ne idüğü belli değil, sana yakın olduğuna göre vardır bir hikmeti..
Link to post
Sitelerde Paylaş

yaw 5000 tane mesaj atmıssın 5 kuruşluk aklın yok, biz de kimle tartışıyoruz burda.

biz ne soruyoruz, kendi ne sayıklıyor.ondan banane bundan banane, yavşak liboş başka bişey yok.

atatürk sayesinde yazabilyormuşum, hadi ordan, hadi ordan..

ben sana burada atanın kapattırdığı gazeteleri yazsam ağzın açık kalır, görürsün o zaman özgürlüğü, cahil çocuk

daha hiçbir halttan haberi yok, hadi git kumda oyna yumurcak.

senle tartışanda kabahat

idiot..

Link to post
Sitelerde Paylaş

ebuş bak yeri geldimi beğendiğiniz elin gavuru neler yazmış Atatürk için, eee sen ne diyorsun bu konuda?

Atatürk'ü öven sadece Hitler mi?... Pehh..

Gazetelerden alıntı yapayım biraz ölümü üzerine kimler neler demiş..Zaten biliyorsunuzdur ama biraz kendinize çeki düzen verin diye bazılarını alıntılıyorum....Dünya bayılıyor Atatürk'e sen tutup Hitleri cımbızlamışsın...

“Atatürk’ün ölümü yalnız Türk Milleti için değil, onun örneğine çok muhtaç olan bütün Doğu milletleri için en büyük kayıptır.” (ELEYYAM Gazetesi, Şam-1938)

“Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir. Bu olağanüstü işleri yapanlar, hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam niteliğine hak kazanmışlardır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir.” (Eleftherios Venizelos, Yunanistan Başbakanı, 1933)

“Bir insana ölümünden sonra bu derece sevgi ve yas gösterileri yapılması milletler tarihinde az görülen şeylerdendir.” (ATHİNAİKA, Atina, 12 Kasım 1938)

“Sakarya Savaşı, Sakarya Zaferi, yirmi yaşımın en kuvvetli hatırası olmuştur. O zamanlar, kendi kendime diyordum: Acaba ben de ulusumu böylesine seferber edemez miyim, onun ruhuna kurtarıcı hamleyi, bu dizgin tanımaz ihtirası aşılayamaz mıyım?” (Habib BURGİBA, Tunus Devlet Başkanı, 1965)

“Atatürk, tarihin her devresi için, insanlığın bir mucizesidir.” (Suriye)

“Atatürk, dünya üzerinde yeni bir devir açmış bir insandır. Ben, O’nun Türk kadınlarına hak vererek ve bir ülkede anayı, yakışır olduğu yüceliğe eriştirerek Batı’ya ders verdiğini nasıl unuturum.” (Uluslararası Kadınlar Birliği Delegesi, Prenses Aleksandrina)

“Romanya’da Atatürk’ün ölüm haberi geldiği gün, bütün okullarda dersler tatil edildi.” (Romanya-Rador Ajansı: Bükreş)

“Milletimiz, en büyük Türk’ün karşısında kederli bir saygı ile eğilmektedir.” (Romanya)

“Atatürk, başı dumanlı doruklarda yüce bir dağ tepesidir. Siz O’na yaklaştıkça o yükselir ve aranızdaki mesafe sonsuza değin aynı kalır. Devirlerinde büyük gözüken, zamanla küçülen benzerlerinden farkı budur ve böyle kalacaktır.” (Arriba Gazetesi, Portekiz, 1938)

“O, Türkiye’yi kurmakla bütün dünya uluslarına Müslümanların seslerini duyuracak kudrette olduğunu ispat etti. Kemal Atatürk’ün ölümüyle Müslüman dünyası en büyük kahramanını kaybetmiştir. Atatürk gibi bir önder önlerinde bir ilham kaynağı olarak dikildiği halde Hind Müslümanları bugünkü durumlarına hâlâ razı olacaklar mı?” (Muhammet Ali Cinnah-Kaidiâzam, Pakistan Cumhurbaşkanı, 1954)

“Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O’nun bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.” (İkbal, Pakistan Millî Şairi)

“Atatürk’ün yaptıkları insanoğlunun kolay kolay yapabileceği şeylerden değildir. O; büsbütün başka bir insandı.” (El-Mısri Gazetesi, Mısır, 11 Kasım 1938)

“Dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Dünya tarihinin gidişini değiştirmiştir.” (An Nahar, Beyrut)

“Yüzyıldanberi Küçük Asya’nın çıkardığı en büyük lider.” (The Japan Chronicle, Kobe)

“Türkler, Atatürk’ü olağanüstü bir tutkunlukla seviyorlar. Bursa’ya giderken trende rast geldiğim bir çocuğa İstanbul veya Ankara’dan hangisini sevdiğini sordum. Çocuk Ankara’yı sevdiğini söyledi. Nedenini sorduğumda: ‘Ankara’da Atatürk bulunduğu için..’ cevabını verdi.” (Mısır, El Bela Gazetesi)

“Hayatının sonuna kadar milletinin mutlak güveni ile kurduğu devletin başında muzaffer kumandanının kişiliği, eşi görülmemiş bir karakter örneğidir.” (Comte Carlo Sforza, İtalya Eski Dışişleri Bakanı)

“Atatürk`ün ölümü ile dünya büyük bir liderini kaybetti.” (Gazeta Del Popolo Gazetesi, İtalya, 11 Kasım 1938)

“Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılâpçı olmuştur.” (Ben Gurion, İsrail Başbakanı, 1963)

“Atatürk, askeri dehâ ile devlet adamı filozof dehâsını toplamıştır.” (İspanya)

“İslam dünyasının büyük insan yetiştirme gücünü yitirdiğini öne sürenler, Atatürk’ü hatırlamalı ve utanmalıdırlar.” (Tahran Gazetesi, İran, 1939)

“Bugün Türkiye, büyük ve yeni bir memlekettir. Ve savaş sonrasının dehşet, sefalet ve bitkinliğinden çıkmış olan bu yeni Türkiye, Atatürk’ün dimağında vücut bulmuştu. O, bu Türkiye’yi kendi elleriyle dünyaya getirdi.” (Dela Mail Gazetesi)

“Kadınlar başka hiçbir ülkede bu kadar hızla ilerlememişlerdir. Bir ulusun bu derece değişmesi, tarihte, gerçekten eşi olmayan bir olaydır.” (İngiliz, Daily Telgraph Gazetesi)

“Atatürk, yirminci yüzyılın en büyük mucizesidir.” (National Tidence Gazetesi, Danimarka, 11 Kasım 1938)

“Eğer tarih bir kalbe sahip olsaydı, Mustafa Kemal’i mutlaka kıskanırdı.” (Tchang Yang Yee Pan Gazetesi, Çin, 1958)

“Atatürk, bütün Asya kıtasının Ata’sıdır.” (Çin)

“Biz Çinliler, hepimiz bu yasa katılıyoruz. Zira büyük bir milletin, çok sevilen Büyük Ata’sının ölümü, yalnız Türkiye için değil, aynı zamanda bizim kıtamızda ve bütün dünyada büyük bir boşluk bırakmaktadır.” (Çin Basını)

“Hiç bir ülke, Atatürk’ün Türkiye’sinin gördüğü değişiklikleri bu kadar hızlı bir şekilde görmemiştir. Bugünün Türkiye’sinin tarihi Mustafa Kemal’in tarihidir.” (Dness Gazetesi, Bulgaristan, 11 Kasım 1938)

“Türkiye’nin uluslararası ünü, prestij ve otoritesi durmaksızın yükselmiştir. Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk’tür.” (Libre Belgique Gazetesi)

“Bir yenilginin uçurumuna düştüğü halde, ilkin neticesiz sanılan İstiklâl Mücadelesini yapan Türk Milleti, önünde saygıyla eğilmeden bu satırlara son veremez. Zafer neşesiyle kendinden geçmiş bir diplomasinin kararını ‘hayır’ diyerek yırtmak ve yüzlerine fırlatmak örneğini biz Almanlar, Türklere borçluyuz.” (Alman Askeri Dergisi Vissen Und Vehr)

“Benim üzüntüm iki türlüdür; önce böyle büyük bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm. İkinci üzüntüm ise, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır.” (Franklin ROOSEVELT, A.B.D. Başkanı)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...