Jump to content

Allah geleceği bilmez


Recommended Posts

Yaptığımız ve yapacak olduğumuz her şey kaderimizde vardır. Ama bu durum bizi zorlayıcı, irademizi yönlendirici değildir. “Allah her şeyi bilendir.” (Mücadele, 7) ayetinde belirtildiği gibi Allah’ın geçmişi ve geleceği bilmesiyle yani ilm-i ilahi ile alâkalıdır. Biz daha yaratılmadan, her şeyin ilmine vâkıf olan Rabbimiz hayatımızı en ince ayrıntısına kadar bilmektedir. Ama bunun biliniyor olması irademizin olmadığı anlamına gelmemektedir. Allah ezelî ilmiyle tercihimizi hangi yönde kullanacağımızı bilir ve kaderimizi ona göre yazar. Bunu yazması ve bilmesi müdahale etmesi manasına gelmez. Tabiri caizse Allah, ihtiyarî kaderle ilgili meseleleri, “Şöyle şöyle olacaktır.” diye yazmıştır, “Şöyle şöyle olsun!” diye değil.

İmam Azam rh.a.’in tarifi

İmam Azam Ebu Hanife rh.a. bu hususu Fıkhu’l-Ekber adlı eserinde şöyle izah etmiştir: “Yüce Allah her şeyi yaratmadan önce ezelî ilmiyle bilir. Eşyayı varlık sahasına çıkarmadan önce takdir ve kaza eden de O’dur. Gerek dünyada gerek ahirette her şey O’nun bilmesiyle, dilemesi ve takdir etmesiyle Levh-i Mahfuz’a yazılmıştır. Fakat Levh-i Mahfuz’a yazılması vasıf (olacakları tasvir) suretiyledir; hükmetme cihetiyle değil!”

Fıkhu’l-Ekber şarihi Ebu’l-Münteha, İmam Azam rh.a.’in, “Hüküm suretinde yazmadı, vasıf suretinde yazdı” cümlesini şöyle açıklamaktadır: Yüce Allah Levh-i Mahfuz’da yazılı olanları sebepsiz, mücerred bir hüküm vermek suretiyle yazmadı. Mesela, Ali mümin olsun, Zeyd de kâfir olsun diye yazmadı. Eğer böyle olmuş olsaydı, Ali iman ile zorlanmış Zeyd ise mecburi olarak imansız olacaktı. Fakat yüce Allah öyle hükmetmedi. Levh-i Mahfuz’a şöyle yazdı: Ali, kendi tercih ve seçim ve kudretiyle imanı seçip mümin olacak ve küfrü istemeyecek. Zeyd ise kendi tercih, seçim ve kudretiyle küfrü tercih edip iman etmeyecektir.”

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 224
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Güzel kardeşim bizMİ anlatamıyormuyuz yoksa anlamamakta ısrarmı ediyorsunuz.

Tecavüz eden adamın iradesi yokta Allah kaderine yazdığı içinmi gidip tecavüz etti. HAYIR

1000 kere dedikki olacağı bilen Allah yazar, sana onu yaptırmaz. Gaybı bilip olacağı yazmazı farklı onu sana yaptırması farklı.

Bu dünya geçici. Burda olanlar ahirete damga vuracak.İçin rahat olsun cehennemde uğrayacağı gazap burda çekeceği azaptan kat be kat fazla olacak.

Allah yanına bırakmaz yarına bırakır. Dönüş yanlız onadır.

Biz de sana 10.000 kere diyelim, Allah yazmışsa yapmamana imkan var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hz Adem efendimiz cevap versin sana :D Lütfen her kelimesini iyi oku, anlamını bilmediğin kelime olursa haber ver Türkçesini ileteyim :D

Adem in hazır cevaplığı ve kaderci, sınavcı arkadaşların çıkmazı

Musa'yı da kötü bozmuş bu arada

Fasil : KADER BÖLÜMÜ

Konu : Çocukların Hükmü

Ravi : Ebu Hüreyre

Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hz. adem ve Musa aleyhimasselam münakaşa ettiler. Musa, adem`e: "İşlediğin günahla insanları cennetten çıkaran ve onları şekavete (bedbahtlığa) atan sensin değil mi!" dedi. adem de Musa`ya: "Sen, Allah`ın risalet vermek suretiyle seçtiği ve hususi kelamına mazhar kıldığı kimse ol da, daha yaratılmamdan [kırk yıl] önce Allah`ın bana yazdığı bir işten dolayı beni ayıplamaya halk (bu olacak şey değil)!" diye cevap verdi." Resulullah devamla dedi ki: "Hz. adem Musa`yı ilzam etti!"

HadisNo : 4844

Hazreti Âli (radıyallâhu anh) şöyle anlattı:

Biz bir defasında Bâki-ül Garkad mezarlığında bir cenâzede bulunduk. Rasûlullah (sallallâhu aleyhi vesellem) yanımıza gelip oturdu. Biz de etrafına oturduk. Rasûlullah’ın beraberinde bir âsâ vardı. Rasûlullah başını eğdi ve düşünceli bir halde elindeki âsâ ile yere vurup dürtüştürmeye, çizgiler ve izler meydana getirmeye başladı. Sonra:

– Sizden hiçbir kişi ve yaratılmış hiçbir nefis müstesna olmamak üzere, muhakkak cennetteki ve cehennemdeki yerine Allah yazmıştır! Ve herkesin şakî veya saîd olduğu muhakkak yazılmıştır!

Buyurdu. Bunun üzerine sahabîlerden bir kimse şöyle sordu:

– Ya Rasûlullah, öyle ise bizler âmeli terkedip, bu yazımız üzerine kalalım mı?

Rasûlullah şöyle buyurdu:

– Saîd olan kimse, saadet ehlinin ameline ulaşacaktır. Şakî olan kimse de, şekâvet ehlinin ameline ulaşacaktır. Sizler amel edip çalışın! Çünkü herkese kolaylaştırılmıştır! Said olan Saadet ehlinin ameline KOLAYLAŞTIRILIR, şakî olan da şekâvet ehlinin AMELİNE KOLAYLAŞTIRILIR.

Sonra Rasûlullah şu âyetleri okudu:

– "BUNDAN SONRA KİM VERİR VE SAKINIRSA, O en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız. Ama kim cimrilik eder, kendisini müstağni görür en güzeli olan sayarsa, biz de onu en güç olan için hazırlayacağız" (Leyl: 5 - 1

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani Allah'ın yazması önemli değil, biz kafamıza göre takılıyoruz, Allah istediği kadar yazsın.

Allah kafana göre takılacağını biliyor sana diyorki kafana göre takılma bana tabi ol. Sen de yok olmam dersen.

Gün gelir sana şöyle söylenir.

ŞUARA 209

Hatırlatma yapılmıştır. Biz zalimler değiliz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah kafana göre takılacağını biliyor sana diyorki kafana göre takılma bana tabi ol. Sen de yok olmam dersen.

Gün gelir sana şöyle söylenir.

ŞUARA 209

Hatırlatma yapılmıştır. Biz zalimler değiliz.

Ama daha ben doğmadan yazmış herşeyi. Herşey belli iken ne hatırlatması yapıyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ama daha ben doğmadan yazmış herşeyi. Herşey belli iken ne hatırlatması yapıyor?

Dediğin gibi olsa direk cehenneme atardı. Nankörlük etme sana şans tanınmış. Bu şansı tepme bence

Gerçi inanmayan niyetin yok işi yokuşa sürüp duruyorsun :) takıl sen bildiğin gibi

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dediğin gibi olsa direk cehenneme atardı. Nankörlük etme sana şans tanınmış. Bu şansı tepme bence

Gerçi inanmayan niyetin yok işi yokuşa sürüp duruyorsun :) takıl sen bildiğin gibi

Bir dakka, meselenin özünü ıskalamayalım.

Sen az önce hatırlatma yapılıyor dedin. Her şey daha ben doğmadan önce yazılmışsa neden hatırlatma yapılıyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

ALLAH BİLMEK İÇİN İMTİHAN ETTİĞİNİ SÖYLÜYOR.

İlgili Ayetler;

3.140 - Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) ALLAH, SİZDEN İMAN EDENLERİ BİLMEK İÇİN ve sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.

5.94 - Ey iman sahipleri! Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden BİR ŞEYLE MUTLAKA DENEYECEKTİR Kİ, GÖZÜN FARK EDEMEDİĞİ ALANLARDA O'NDAN KİM KORKUYOR BİLSİN. Bundan sonra azıp sınırı çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır.

57.25 - Yemin olsun, biz, resullerimizi açık seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte Kitap'ı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar/adaletle doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. ALLAH BU SAYEDE, KENDİSİNE VE RESULLERİNE, GAYBA İNANARAK KİMİN YARDIM EDECEĞİNİ BİLECEKTİR. Allah Kavî'dir, Azîz'dir.

3.142 - Yoksa siz, Allâh, içinizden cihâd edenleri (SINAYIP) BİLMEDEN, sabredenleri (SINAYIP) BİLMEDEN cennete gireceğinizi mi sandınız?

9.16 - YOKSA SİZ, ALLÂH İÇİNİZDEN CİHÂD EDEN VE ALLAH'TAN, ELÇİSİNDEN VE MÜ'MİNLERDEN BAŞKASINI KENDİSİNE SIRDAŞ EDİNMEYENLERİ B İ L M E D E N , BIRAKILACAĞINIZI MI SANDINIZ? ALLÂH YAPTIKLARINIZI HABER ALMAKTADIR.

Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şahid olasınız. Elçi de size şahid olsun. Biz, Elçi'ye uyanı, ökçesi üzerinde geriye dönenden (ayırıp) bilmek için, eskiden yöneldiğin Ka'be'yi kıble yaptık. Bu, Allah'ın yol gösterdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz Allah, insanlara şefkatli, merhametlidir. Bakara 143

166,167.$ İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah’ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri bilmek için ve münafıkları bilmek içindi. Bunlara: "Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın" denildiği zaman, "Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok, kafirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir. Âl-i İmrân/166-167

Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı, şüphe içinde kalandan (ayırıp) bilmek için (ona bu fırsatı verdik). Rabbin gerçekten her şeyi koruyandır. Sebe’/21

Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri bilinceye kadar ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz. Muhammed/31

tarihinde kirec tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Zaten melek diye bir kavramda yokmuş. Meleke özellik güç anlamında. Mesela cebrail Allahın konuşma özelliği azrail durdurma özelliği vs. vs. Vahiy dediğimiz olayda peygamberin aklıyla oluşan birşey yani doğa üstü hiçbirşey yok. Ayrıca peygamberimizden mucize göstermesini istediklerinde mucize olarak çevresini doğayı evreni göstermiştir. İslamiyet benim anladığım kadarıyla evrenin bütünüyle herşeyin Tanrı olduğu kavramına bence baya yatkın yada ben böyle algılıyorum. Hocanın bahsettiği Allahın geleceği bilememe olayı doğru ise bu Yüce bi tanrı olmadığı anlamına gelir ve evrenin tanrı olması olasılığını arttırır. Zaten bence vahyi olayıda peygamberimizin zihninde olan birtakım filizlenmelerdi fakat o buna son derece inanıyordu bunuda tüm diretmelere rağmen davasından vazgeçmediği ile görüyoruz. Yani bilemiyorum belki Kuran tam olarak tefsir edilemedi. Belkide bu işi oturup onlarca bilim adamı yapmalı. Halk arasında yetişmiş hocaların yada bilmem kaçyüzyıl önce yaşamış sarıklı kişilerin sözlerine pek güvenemiyorum açıkçası.

Ateistlik kavramı bana çok uzak. Hiçbirşey olmasa idi bir Tanrı yoktur kesin bir dille diyebilirdik fakat biz varız evren var kainatta bişeyler var... Bunların tamamı varken Tanrı yoktur demek mantıksız. Belki bilim uzak gelecekte tamamen tanrıyı bulmaya yönelik ilerleyecek bilemiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zaten melek diye bir kavramda yokmuş. Meleke özellik güç anlamında. Mesela cebrail Allahın konuşma özelliği azrail durdurma özelliği vs. vs. Vahiy dediğimiz olayda peygamberin aklıyla oluşan birşey yani doğa üstü hiçbirşey yok. Ayrıca peygamberimizden mucize göstermesini istediklerinde mucize olarak çevresini doğayı evreni göstermiştir. İslamiyet benim anladığım kadarıyla evrenin bütünüyle herşeyin Tanrı olduğu kavramına bence baya yatkın yada ben böyle algılıyorum. Hocanın bahsettiği Allahın geleceği bilememe olayı doğru ise bu Yüce bi tanrı olmadığı anlamına gelir ve evrenin tanrı olması olasılığını arttırır. Zaten bence vahyi olayıda peygamberimizin zihninde olan birtakım filizlenmelerdi fakat o buna son derece inanıyordu bunuda tüm diretmelere rağmen davasından vazgeçmediği ile görüyoruz. Yani bilemiyorum belki Kuran tam olarak tefsir edilemedi. Belkide bu işi oturup onlarca bilim adamı yapmalı. Halk arasında yetişmiş hocaların yada bilmem kaçyüzyıl önce yaşamış sarıklı kişilerin sözlerine pek güvenemiyorum açıkçası.

Ateistlik kavramı bana çok uzak. Hiçbirşey olmasa idi bir Tanrı yoktur kesin bir dille diyebilirdik fakat biz varız evren var kainatta bişeyler var... Bunların tamamı varken Tanrı yoktur demek mantıksız. Belki bilim uzak gelecekte tamamen tanrıyı bulmaya yönelik ilerleyecek bilemiyorum.

bu düşünceleri neye göre yapıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar ben bir müslümanım ve az bucuk aklımı kullanıyorum. Gerçekten ateist arkadaşların önünde savunduğunuz şeyler akıldan çok uzak ve bu yüzden yer yer rezil oluyorsunuz bence islamda bir reforma ihtiyaç var ben asla dinsizliği savunmuyorum ama yenilikçi ilim adamlarına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Çünkü geleceğin dünyasında hurafeler içinde yüzen bir islama yer yok bence.

MELEK "ALLAHIN GÜCÜ";

CİN "YABANCI";

ŞEYTAN İSE "İÇİMİZDEKİ ATEŞ" DEMEKTİR!

İhsan Eliaçık, melek, cin ve şeytan kavramlarını reddetmediğini, bunların Kuran'da geçtiğini söyledi. Bu varlıklar konusundaki algısının farklı olduğunu ifade eden Eliaçık düşüncelerini şu sözlerle açıkladı.

"Kuran'da melek, cin, şeytan hepsi geçiyor. Kuranda geçiyorsa 'yok' diyemezsiniz. Ama nedir onlar?

Melek güç demektir. Melaike melekler demektir. Allah'ın güçleri demektir yani. Deprem, rüzgâr... Doğada ne varsa Allah'ın gücüdür. Melektir yani... Azrail Tanrının durduran gücü demektir. Mikail Tanrının övülüşü demektir. Cebrail Tanrının insanla konuşmasıdır. Normal insan anlayamayacağı için böyle temsil edilmiştir.

Cin de göze görünmeyen şeyler demektir. Duyu organlarının algılamadığı bize kapalı şeylerdir. Vakıf olamadığımız perdenin gerisindeki olaylar durumlar ve nesnelerdir. 17 farklı anlamda kullanılır Kuran'da, ama ortak vurgusu aynıdır. Bize yabancı olan şeydir. Araplar, Arapların dışında olanlara diyordu. Bizim ecnebi dediğimiz gibi... Hastalıklara cin diyorlardı mesela.

Şeytan insanın içindeki kötülüktür. İnsanın içindeki şehvet, haset, ihtiras gibi, insanı özünden uzaklaştıran ümitsizliğe sevk eden şeydir. İmgesel bir söylemdir. Görünmez şeyler, sembollerle metaforlarla anlatılır. Basite indirgenir."

"KADER VAR, KADERE İMAN YOK!"

İhsan Eliaçık kader konusunda gelen sorular üzerine çok tartışılacak şu açıklamayı yaptı:

"Kader veya takdir kavramı bir Kuran kavramıdır. Ancak 'kadere iman' bir Kuran kavramı değildir. Amentü duası da yoktur.

Kader eşyada var olan kapasite demektir. Mesela bizim kaderimizde uçmak yoktur. Eski Osmanlıca istiap gücü, kaldırabileceği şeydir. Bu kapasite içinde özgür iradeye sahibiz. Bunu da iyi ya da kötü yönde kullanıyoruz."

Bu açıklamanın "biyolojik kader" olabileceğini belirten Hulki Cevizoğlu'nun "Sosyal, toplumsal kader ne demek?" sorusuna İhsan Eliaçık "Burada biz yetki sahibiyiz. Sen nasıl karar verirsen öyle olur" dedi.

"MİRAÇ YOKTUR"

İhsan Eliaçık "Hz. Muhammed'in miraca çıkmasının ruhani bir olay olduğunu, bedeninin hiçbir yere yükselmediğini" söyledi.

"Miraç ruhani vizyondur" diyen Eliaçık, aksini söylemenin Allah'a yön tayin etmek olacağını savundu:

"Göğe çıkmak derseniz Allah'a mekân ve yön biçmiş olursunuz. Nerede olduğu ile ilgili yer göstermiş olursunuz ki bu çok yanlış. Bedeni ile bilfiil bir yere çıkmamıştır. Hz. Peygamber Mekke'den hiçbir yere gitmemiştir. Gönül, vicdan dünyasında gerçekleşmiş, o vizyonu görmüştür sadece."

"NAMAZ DİNİN DİREĞİ DEĞİL, GEREĞİDİR"

Namaz konusundaki açıklamalarıyla da tartışma yaratan Eliaçık "Namaz dinin direğidir" sözünün yanlış olduğunu, doğrusunun "Namaz dinin direği değil, gereğidir" olduğunu söyledi. Böyle bir itikat olmadığını belirten İlahiyatçı yazar"Dinin direği doğruluk dürüstlük adalet ve paylaşımdır" dedi.

İhsan Eliaçık namaz konusunda ayrıca şöyle bir eleştiri yaptı:

"Şu anki var olan duruma göre İslâm'ın şartı ikiye indirilmiş gibi. Namaz kılmak ve örtünmek. Örtünüp namaz kıldığın zaman dört dörtlük Müslüman'mış gibi algılanıyor. Ben bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Ben bir adam doğru mu dürüst mü ona bakarım. Bunu yapan adam dinin direğini dikmiştir. Hac, cenaze hatta kurban nusukdur. Nusuk tekrar edilen hareketler demektir. İbadet hayatın içinde bir faaliyettir. İş ve değer üretmek demektir."

Ceviz Kabuğu'nda pek çok dini konuya farklı yorumlar getiren Eliaçık, izleyicilerin büyük ilgisini çekti.

Benimseyenler kadar karşı çıkanların da bulunduğu İhsan Eliaçık'ın dini konulardaki diğer açıklamaları şöyle:

KIBLE!

"Kâbe Allah'ın sembolik evidir. Kâbe'de Allah oturuyor değil zaten. Kâbe'nin insanlık tarihi, sosyoloji ve ritüel olarak birkaç anlamı var. Herhangi bir yerde bu yönü tayin edemiyorsanız istediğiniz yöne dönerek namaz kılabilirsiniz."

"HZ. MUHAMMED ÜMMİ DEĞİLDİR!"

"Ümmi peygamber değildir Hz. peygamber. Ümmi sınıfsal bir kavramdır. Yahudiler kendi sınıfları dışındakine ümmi derlerdi. Peygamberin okuması vardır. Hesap kitap yapardı. Kitap yazan anlamında yazar değildi ama yazmayı da biliyordu."

"İKRÂNIN ANLAMI 'OKU' DEĞİLDİR!"

"İkrâ oku demek değildir. Çağır manasındadır. Bizim ayetlerimizi insanlara ilet oku, çağır demektir. Ezan okumak, meydan okumak anlamındadır."

"CENNETTE HURİLER YOK!"

"Huri ayn, göz aydınlığı demektir. 'Orada göz aydınlığı eşler vardır' diyor. Erkek için de kadın için de böyledir. Erkek bakış açısıyla yorumlayıp huriler var deniyor."

"HZ. İSA GELMEYECEK!.. "

"Hz. İsa'nın gelmesi diye bir şey yok. İslâm'da beklenmesi gereken sadece üç şey var. Ölüm, afet, kıyamet. 'Bunlar gelince tövbe etme imkânınız olmaz, dolayısıyla bunlar gelmeden tövbe edin' der.

Bunların dışında Kur'an'da beklenecek bir şey yok. Böyle bir söz konusu itikat yok. Hadis, kelâm, tefsir yoluyla İslâm dinine sokulmuş düşüncelerdir bunlar. İsa'nın savunduğu düşünceler geri gelecektir manasına gelebilir. En fazla böyle yorumlanabilir. İsa beden olarak gelmeyecektir. Bu, Hıristiyani bir inanıştır."

http://www.ensonhaber.com/ihsan-eliaciktan-cok-tartisilacak-cikislar-2012-01-09.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...