Jump to content

Canlılar İçin Başarılı Olmak Ne Demektir? İnsan İçin Ne Demektir?


Recommended Posts

Başka bir başlık altında tartışırken konu başarıya geldi.

Yeni bir başlık açıp tartışmanın yararlı olacağını düşündüm..

Önemli bir konu çünkü..

Başarı nedir? Nasıl ölçülür? Kriterleri nelerdir?

Başarı yalnız insanlar için mi söz konusudur?

Diğer canlılar için de başarıdan bahsedebilir miyiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önemli olan soru da doğadaki gibi başarısız olan insan yaşama hakkını da kaybeder mi? Çünkü başarısız olursa para kazanamaz, aç kalır, sağlık hizmetlerinden mahrum kalır, sağlığını kaybeder ve ölür. Ölümcül bir hastalığınız zenginseniz büyük olasılıkla tedavi edilebilir ama fakirseniz kimsenin umrunda olmaz ve ölürsünüz. En çok rahatsız eden şey de yaşamın paraya odaklı başarılı ve başarısız görülüp insanlara sırtımızı dönmemize rağmen insan hakları ve vicdan gibi şeylerin gündemimizde oluşudur. İnsan hakları kimin için vardır? Afrika'da açlığa terkedilmiş insanlar bu haklardan muaf mıdır? Muaf değilseler onlar neden en temel insan haklarını kullanamıyorlar?

Başarılı olmak hükmetmek demek midir? Başarılı olmanın tam anlamı nedir? Başarılı olmak iktidar sahibi olup başarısız kabul ettiğimiz insanları sömürmek midir? Onları ücretli köleler haline getirmek midir?

Kapitalizme göre başarının anahtarı paradır. Para etmiyorsa başarılı değilsiniz. Ancak bu yargıyı kabul edersek insanlığa büyük hizmetleri dokunmuş bir çok insanı başarısız kabul etmek zorundayız.

Para kazanmak başarının bir ödülü ise başarılı olduğu halde ödüllendirilmeyen insanları başarısız mı kabul etmeliyiz.

Başarı görecelidir. Kapitalizme göre başarı paradır.

Bana göre başarılı olmak üretmek ve korumaktır. Kapitalizmin doğayı nasıl katlettiğini düşününce ona göre başarılı olmak bence kendimizi aldatmaktır. Aslında kendi refahımız için dünyayı ve insanları sömürmektir. Greenpeace tarzı konuşuyorum ama gerçek bu.

Başarının elbette bir ödülü olmalıdır. Ancak bu ödül neden hep maddi olarak düşünülüyor. Aslında sorun ödül değil hep daha fazlasını elde etmeyi amaçlayan kapitalizmdir.

Kapitalizme düşman olmak da sorunu çözmez çünkü içinde bulunduğumuz bu sisteme ayak uydurmamak bizi mahveder. O yüzden amaç refah düzeyinin neden paraya göre ayarlandığı. Başarılı olmaksa mesele her başarılı insanın ödüllendirilmesi gerekmez mi? Ancak ödüllendirme başarıya göre değil başarınızı ne kadar pazarlayabildiğinize bağlıdır.

Yaşarken değer görmeyen insanlar öldüklerinde bir pazarlama değeri görüyorlar. Ancak yaşarken neden aynı ilgiyi göremiyorlar.Çünkü ortada bir pazarlama durumu var. Kendini pazarlayabildiğin müddetçe başarılı sayılırsın. Bunun dışında ne yaptığın pek önemli değil.

Kapital düzende örneğin enerji konusunda fosil yakıtlar dışında bir enerji alternatifiniz başarı olarak görülmeyecektir. Aksine para ile sizi satın alan insanlar sizi susturmaya çalışacaklardır. Çünkü fosil yakıt üzerinde işleyen teknoloji eğer alternatif enerjilerle çalışırsa bu kârlılığı düşürecektir.

"Who killed electric car" adı altında bir belgesel var. İzlemenizi tavsiye ederim.

Ben şunu farkettim ki kapitalizme düşman olarak bir şeyleri çözemezsiniz. Aksine bu sizi daha da mahveder. Önemli olan kalenin içten fethedilmesidir. Ancak kapital dünyaya bir kez girdiğinizde siz de aç gözlü bir vampire dönüşüyorsunuz.

Benim derdim gerçek başarının nasıl ödüllendirilebileceği ve refah seviyesinin genele nasıl yayılabileceği. Bu konularda çok naif düşünüyorum. Neden bazı insanlar çok zenginken bazıları yiyecek ekmek bulamıyor? Başarısız kabul edilen ve köle gibi yaşayan özellikle asgari ücretli insanları düşünün. Sen de ben de asgari ücretli olabiliriz. Çünkü dünyada toplumun büyük çoğunluğunu asgari ücretliler oluşturuyor. Yani asgari ücretli olma potansiyelimiz çok yüksek.

Asgari ücretli yaşayan bir insanın zengin olmak bir kenara en temel yaşam hakkı olan bir ev sahibi olma hakkı yok mudur?

Yoksa temel insani haklarımızı elde etmek için de kapitalizme göre başarılı olmamız mı gerekmektedir?

Bir diğer konuda anayasamızda geçen temek haklar konusu.

bu haklara rağmen insanlarınen temel hakkı olan ev sahibi olmak konusunda yıllarca mücadele etmelerine ve köle gibi çalışmalarına rağmen başarılı olamayışları bu hakların aslında birer ilizyondan ibaret olduğu anlamına gelmez mi?

Görüşlerinizi bekliyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangi açıdan bakarsan bak, insanların en azından yüzde 99'u genel olarak başarısızdır.

Ama neden başarısızdır?

Başarının rasgele tanımına göre başarısızdır.

Kriter olarak neyi alırsan al, insanların yüzde 99'u başarısız olmaya mahkumdur.

Dolayısıyla insanların başarısının bir kriteri yoktur. Olmamalıdır.

Başarıyı ölçen bir kriter oluşturulunca onun başarıyı değil, başarısızlığı ölçtüğü görülür.

Bu konu bu başlık altında tartışılmamalıdır. Çünkü tek başına çok önemli bir konudur. Ayrı bir başlık altında tartışılmalıdır.

Burada gürültüye gitmesin..

Sence insanlığı teknoloji, bilim ve sanatsal faaliyetlerde ilerleten insanların hepsi başarılı mıdır? Eğer başarılı iseler bu insanların tümüyle rahat bir hayata sahip oldukları sonucu mu çıkar? eğer insanlığın yüzde 99 'u başarısızsa insanlığın tüm gelişiminin yüzde 1'lik kısmına ait olduğunu mu söylemeliyiz? Bu sana mantıklı geliyor mu?

bir futbolcu başarılı bir insan mıdır? Peki kansere çözüm bulan insan? Eğer para olarak hesaplarsak kansere çare bulan insanın daha başarılı olması gerekir. Ancak gerçekte futbolcu daha başarılı çünkü onun kazandığını kimse kazanamıyor. En dandik bir futbolcu bile en yetkin bir bilim adamından ya da doktordan daha çok kazanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Moslowun ihtiyaçlar hiyararşisi bence gayet doğrudur ancak en tepedekini önce yapar ve kendini gerçekleştirme yolunda belli bir seviyeye gelirsen ancak hala açsan yada özgür bir hareket alanı sağlayacak ekonomin yoksa bence başarısız olursun çok da acı çekersin, zaten senin seviyendekilerle paylaşacağın şeylerde azalır, çünkü açlıktan ölen adam gerektiğinde ölmemek için diğerini egale edecektir bu doğanın kanunudur ancak bu durumda orada empati yapıp durursan olayın insanı yönünü düşünürsen vicdansız doğa kanunları sanada acımaz, yani bazı şeyleri düşünmenin ve değiştirmeye çalışmanın zamanı bence kendin güçlü olduktan sonra olmalıdır yoksa bir faydan olacağını sanmıyorum, sadece bir piyon olarak kullanılır ve kendini fayda sağlamış sanarsın hepsi bu..ayrıca sen mutlu olsanda buda bencillik olabilir eşin çocuğun ailen hepsi açlıktan ölecekken sen ben biinçliyim ben huzurluyum fakirde olsak şudur budur diyemezsin bencilliktir bu....Aynısı ülkeler arasındaki mücadelelerdede geçerli..

Konuya gelirsek;

Bence başarı kişinin istediği hayattır bu isterse inşaatçı olsun hiç önemli değil ancak günümüz dünyası bazı kriterleri insanın değil, kendisinin sosyal dinamikleri içerisinde karar vermiştir...dışına çıkmak isteyen ise dışlanacaktır şüphesiz....kişi tamamen özgür olacağı bir ekonomik gücü ele geçirdiğinde ise dışlanacağı şeyleri rahatça yapabilecektir....

Örneğin ben dozer kullanmayı çok ama çok isterdim çocukluğumdan beri hayalini kurduğum sevdiğim bir iş, hala görünce durup seyrederim ,sıkılmadan yapabileceğim bir iş ancak ailem, sosyal çevrem, basın medya, kültürel durumum onu yapmama engel oldu, ha bunlara göğüs gerip yapamazmıydım ölümlü dünya diyerek yapardım, işimi yapmamın mutluluğu ancak diğer yönden 10 katı mutsuzluk yaşardım, çünkü o cahil işi..

düşünsenize çevrenizde doktor avukat olmak isteyen tonlarca insan sen ben dozer kullanmak istiyorum, ancak ben zengin olsan dinlemezdim kimseyi takmazdım zaten zengindim ama ekmek parası için yapınca işler değişiyor, düşünsenize bir avukat yade dna uzmanıyla dozercinin aşkını :)

Bir diğer Kimse bu hayatta tamamen başarılı olamaz çünkü neticesi ölümdür yani bir kaybediştir, aileni olabilir sevdiklerini başardıklarını kaybetmek ölmek...ancak hayat bazında tartışacaksak durum farklı...

Mesela hayatın sonu var değil mi ? bunu felsefe edinmiş bir kişi ömür boyu hiçbir işte çalışmadan yaşamak istese ki en doğal hakkıdır, çalışmak için mi geldim kardeşim dese aslında haklıdır ama düşünün ne anipatik gelir bu dünya düzeninde siz bile dışlarsınız, bu kişi kendine göre başarılı olsada toplumsal yönden erdemsiz, tembel, hasta, başarısız birisidir ve insanlık için zararlıdır, buna göğüs germesi çok zordur, diğer yandan bir şirket patronu ise saygı duyulan başarılı bir insandır..

Başarı kriterleri bence günümüzde hayat süresi için söylemek gerekirse ; para ve keyifli sağlıklı bir yaşam sürmedir, bilim adamı dahi olsanız fakirseniz gene dikkate değmezsiniz, tv'de görmüşsünüzdür bir ilkokul mezunu icat yapmış gerçektende odtü bilim adamları ayarında ancak gelgelim haber spikerinin dalga geçer gibi yada ay canım ya yazık cahilde olsa başarmış gibi bakışları ve sunumunu defalarca görmüşsünüzdür..

yada çok ama çok zeki olupta ilkokul mezunu olursanızda günümüzde dikkate alınma durumunuz olmayacaktır...

Dediğim gibi katlanan adam katlanır herkes üst düzey meslek sahibi olmayı hedeflemek zorunda değilken aslında dayatma ve baskı yönünden hedeflemek zorunda saygı görmek için..

Bence kapitalizm = ormandır, şu anda belli bir parası olan okumuş birisi bunu kabul etmeyerek insan olduğunu düşünebilirsede adamın eğitimini elinden alın ve parasını alın ve 700 tl'lik bir işçi yapın ve değişimi görün...O yüzden doğruluk ve yanlışlık olayı kökü olan derin bir konudur basit bir konu asla değildir..

Mesela savaşa karşıyız insan hakları bizde diyebilirsin ancak sen savaşların kazandırdığı bir coğrafyada veya bollukta yaşadığını inkar edemezsin.

Ayrıca Savaş karşıtı olan ile korkak olan arasında kargaşa mevcut her korkağı savaş karşıtı sanmamakta fayda var gücü eline verin anında değişecektir, yada ekonomisi iyiyken istediği hayatı yaşarken barış yanlısı olmakta çok kolay olabilir....Adam önceden verimli toprakları savaşlarla kapmış şimdi sen istersen işgalci olursun o sana işgalci der mantığa bakın hele....Ayrıca savaş karşıtı olan bir ülke iş savaşa geldi mi savaşı övecektir..

Ben insan doğasına inanıyorum, bu doğanın doğası yani budur....Çok çok erdemli olupta romen diyojen gibi bir mağaraya çekilip felsefi olarak yaşamını sürdürebilen sürdürür ama kolay değil hastalandın mı doktor kıçına tekmeyi basacatır parasızlıktan oturup düşünürsün yani filozof yada aydınlanmış insan olmak fakirsen çok zor...Bunu bazıları topu taça atmak diye nitelendirsede bu dünyada 1 tek suçlu varsa dahi doğanın suçdur diye düşünüyorum..iyi olmak isteyen ancak karakterislik yapısı olarak adaletsizliğe dayanamayacak yaradılışta olan biriside suçlu olup çıkıverir...

Dünyada yaşanan herşeyin doğanın doğal sonucu olabilir kimse gerçek kendisi değil herkesin ikiyüzü mevcut, erdemli insan gerçekten elmas gibi zor bulunur ama düşünsenize o bile başkasına göre kötü olacaktır örneğin savaş zamanı savaşmıyor al sana kötü, yani iyilik kötülük hem bireysel doğrukları hemde toplumun sana bakışı hemde kanunların sana bakışı ile oluşur, ona göre katil sana göre kahraman...Hiç birşeye karışmadan yaşayan adam ise bazen çaresizlikten öyle görünebilir aslında hitlerden daha zalimde olabilir bilemezsin sadece kopya çekerken yakananan kötü olur.....tarihinde bir dünya kan varken gurur duyar aa kendisi kimseye vuramaz bile ve iyi insan olur yani kolay değil yargılmak herkse hem haklı hem haksızdır..kötü birinin sebebi Tanrı yada doğa yada geçmişi psikolojik yapısı herneyse olabilir mesela değil mi ama ceza keste görelim o soyut şeylere..

Yani katilde suçlu poliste suçlu yöneticide ancak kendine göre hepsi haklı, sonuç mu ? büyük eşitleyen yani ölüm.

Link to post
Sitelerde Paylaş
name='BrainDamage' timestamp='1360186524' post='1006436']

Bence sosyal bir olgu olduğu için ölçülemez ... Bir kişi başarılı bulurken başka biri bulmayabilir.

[/b]

Bence bu doğru değil çünkü bu bilinçte olan insan sayısı çok çok ama çook az, dediğin aslında doğru ama pratikte değil, yani parası olan başarılı sen mi balarılısın Ali ağaoplu mu ? aslında sana göre sensen de gördüğün saygı, yaşadığı hayat standardı ve toplumun gözünde o senden miyon kat başarılı ve değerlidir ha ben bunu algılarım senden değerli değil o adam ancak topluma göre inan bana öyle, şu elemanı linç edin size 10000 tl maaş dese öldün sen yani ama sen desen ? karakolda, hastanede, üniversitelerde, tv de o adam senden ve benden değerli olarak algılanır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önemli olan soru da doğadaki gibi başarısız olan insan yaşama hakkını da kaybeder mi? Çünkü başarısız olursa para kazanamaz, aç kalır, sağlık hizmetlerinden mahrum kalır, sağlığını kaybeder ve ölür. Ölümcül bir hastalığınız zenginseniz büyük olasılıkla tedavi edilebilir ama fakirseniz kimsenin umrunda olmaz ve ölürsünüz. En çok rahatsız eden şey de yaşamın paraya odaklı başarılı ve başarısız görülüp insanlara sırtımızı dönmemize rağmen insan hakları ve vicdan gibi şeylerin gündemimizde oluşudur. İnsan hakları kimin için vardır? Afrika'da açlığa terkedilmiş insanlar bu haklardan muaf mıdır? Muaf değilseler onlar neden en temel insan haklarını kullanamıyorlar?

Başarılı olmak hükmetmek demek midir? Başarılı olmanın tam anlamı nedir? Başarılı olmak iktidar sahibi olup başarısız kabul ettiğimiz insanları sömürmek midir? Onları ücretli köleler haline getirmek midir?

Kapitalizme göre başarının anahtarı paradır. Para etmiyorsa başarılı değilsiniz. Ancak bu yargıyı kabul edersek insanlığa büyük hizmetleri dokunmuş bir çok insanı başarısız kabul etmek zorundayız.

Para kazanmak başarının bir ödülü ise başarılı olduğu halde ödüllendirilmeyen insanları başarısız mı kabul etmeliyiz.

Başarı görecelidir. Kapitalizme göre başarı paradır.

Bana göre başarılı olmak üretmek ve korumaktır. Kapitalizmin doğayı nasıl katlettiğini düşününce ona göre başarılı olmak bence kendimizi aldatmaktır. Aslında kendi refahımız için dünyayı ve insanları sömürmektir. Greenpeace tarzı konuşuyorum ama gerçek bu.

Başarının elbette bir ödülü olmalıdır. Ancak bu ödül neden hep maddi olarak düşünülüyor. Aslında sorun ödül değil hep daha fazlasını elde etmeyi amaçlayan kapitalizmdir.

Kapitalizme düşman olmak da sorunu çözmez çünkü içinde bulunduğumuz bu sisteme ayak uydurmamak bizi mahveder. O yüzden amaç refah düzeyinin neden paraya göre ayarlandığı. Başarılı olmaksa mesele her başarılı insanın ödüllendirilmesi gerekmez mi? Ancak ödüllendirme başarıya göre değil başarınızı ne kadar pazarlayabildiğinize bağlıdır.

Yaşarken değer görmeyen insanlar öldüklerinde bir pazarlama değeri görüyorlar. Ancak yaşarken neden aynı ilgiyi göremiyorlar.Çünkü ortada bir pazarlama durumu var. Kendini pazarlayabildiğin müddetçe başarılı sayılırsın. Bunun dışında ne yaptığın pek önemli değil.

Kapital düzende örneğin enerji konusunda fosil yakıtlar dışında bir enerji alternatifiniz başarı olarak görülmeyecektir. Aksine para ile sizi satın alan insanlar sizi susturmaya çalışacaklardır. Çünkü fosil yakıt üzerinde işleyen teknoloji eğer alternatif enerjilerle çalışırsa bu kârlılığı düşürecektir.

"Who killed electric car" adı altında bir belgesel var. İzlemenizi tavsiye ederim.

Ben şunu farkettim ki kapitalizme düşman olarak bir şeyleri çözemezsiniz. Aksine bu sizi daha da mahveder. Önemli olan kalenin içten fethedilmesidir. Ancak kapital dünyaya bir kez girdiğinizde siz de aç gözlü bir vampire dönüşüyorsunuz.

Benim derdim gerçek başarının nasıl ödüllendirilebileceği ve refah seviyesinin genele nasıl yayılabileceği. Bu konularda çok naif düşünüyorum. Neden bazı insanlar çok zenginken bazıları yiyecek ekmek bulamıyor? Başarısız kabul edilen ve köle gibi yaşayan özellikle asgari ücretli insanları düşünün. Sen de ben de asgari ücretli olabiliriz. Çünkü dünyada toplumun büyük çoğunluğunu asgari ücretliler oluşturuyor. Yani asgari ücretli olma potansiyelimiz çok yüksek.

Asgari ücretli yaşayan bir insanın zengin olmak bir kenara en temel yaşam hakkı olan bir ev sahibi olma hakkı yok mudur?

Yoksa temel insani haklarımızı elde etmek için de kapitalizme göre başarılı olmamız mı gerekmektedir?

Bir diğer konuda anayasamızda geçen temek haklar konusu.

bu haklara rağmen insanlarınen temel hakkı olan ev sahibi olmak konusunda yıllarca mücadele etmelerine ve köle gibi çalışmalarına rağmen başarılı olamayışları bu hakların aslında birer ilizyondan ibaret olduğu anlamına gelmez mi?

Görüşlerinizi bekliyorum...

Cuvcuv mükemmel yazmışsın kardeşim tebrik ederim; işte adaletli ve iyi insanların en yüksek yerlerde olduğu bir dünyada olsa iyi şeyler daha fazla olabilirdi, Ana dünya düzeni başka karınca kolonisine ayağınla basarsın ya ama bitmez öyledir insanlık, düşün kü ne savaşlar oldu ama hala nüfus biteceğine katlandı...yani iyilik yapmak bile bazılarına kötülük yapmakla oluyor böyle bir düzen ve mecburiyet var...

Diğer bir nokta ise; para güç = Tanrıdır, dünyada yeryüzü tanrılarına tapar insanlar öbür dünya için ise Tanrıdan yani güçlü ve zengin olandan medet umarlar, fakir bir Tanrıyı kim ister ki ? ne verebilir sana? neden tapasın ki ?

tarihinde internettin_hoca tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Başarıyı en objektif şekilde kişinin bizzat kendisinin ölçebileceğini düşünüyorum.Kişi kendine belirlediği hedef ve amaçlar doğrultusunda kendine belirlediği noktaya uygun olarak ne derece başarılı olduğunu söyleyebilir kendisine.

Mesela bir çocuk dişlerini fırçalamıyorsa ama kendini sıkıp diş fırçalama alışkanlığı kazanıyorsa bu o çocuk için küçük bir başarıdır.

Bu verdiğim örnekle birlikte bütün başarılar sosyal bir olgu taşımasına gerek yoktur.

Daha büyük başarılar içinse bu başarıları önemli kılan insanlar arasında ki rekabettir.Rekabet başarının değerini katbekat arttırır.

Başarı konusunda sizin ne düşündüğünüz önemli diğer insanların ne düşündüğü hiç önemli değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başarı kişiden kişiye,durumdan duruma değişir.

Bir forvet oyuncusu için çok gol atmak başarıdır.

Başka bir forvet oyuncusu için fazla para kazanmak başarıdır.

Bir asker ne kadar çok düşman öldürdüyse veya yaraladıysa o kadar başarılıdır.

Bir öğrenci için 4 almak başarıdır.

Bir başkası için 2 almak başarıdır.

tarihinde xseddx tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Başarı kişiden kişiye,durumdan duruma değişir.

Bir forvet oyuncusu için çok gol atmak başarıdır.

Başka bir forvet oyuncusu için fazla para kazanmak başarıdır.

Bir asker ne kadar çok düşman öldürdüyse veya yaraladıysa o kadar başarılıdır.

Bir öğrenci için 4 almak başarıdır.

Bir başkası için 2 almak başarıdır.

2 alan öğrenci bir yere varamaz. Çok para kazanamıyorsan tarihih buluşunu da yapsan, dünyanın en güzel edebiyat şaheserini de yazsan ya da dünyanın en erdemli insanı da olsan başarılı değilsindir. Başarılı olduğunda da erdemini ve iyiliğini kaybedersin. Yeryüzünde başarılı olarak görülen hiçkimse bana erdemi ve iyi insan olduğunu iddia edemez.

Şöyle bir gerçek var ki para için yaşamaya başladığın andan itibaren tüm masumiyetini kaybedersin. Hiçbir zengin insan bana iyi ve erdemli olduğunu iddia edemez. Herkes para kazanmak için bir şeyleri göze almış ve erdemini kaybetmiş demektir. Çok masum görünen şu rekabet olgusu ne demek biliyor musun? Başarılı olan her kişi başka binlerce insanın başarısızlığına neden olur. Sen yükselirken onlar düşer. Düşmek zorundadır. Çünkü herkes başarılı ve zengin olamaz. Herkes zengin olsaydı zaten bir cazibesi ve rekabetin anlamı kalmazdı. Yani bu insanlık, kardeşlik, adalet ve masumiyet oyunları oynamayalım birbirimize. Hiçkimse masum değil. Cinayet işlemiş ya da hırsızlık yapmak zorunda kalmış bir insana kendimizi masum bir tavırla geri çekerek bakarız hep. İşte kötü adam tam karşımızda durmaktadır. Halbuki hayatımızı kazanmak için sistemin bizi mecbur bıraktığı şey bu sonucu doğurmuştur. O yüzden birbirimize iyilik, savaş karşıtlığı veya yardım severlik numaraları yapmamıza gerek yok. Ben yemiyorum bu ayakları artık. Savaşa karşı olanlar internettinhoca'nın da dediği gibi o savaşın nimetleri ile hayatlarını kuruyor. Aslında boğazımıza kadar pisliğe batmışız haberimiz yok.

Müslümanlar genelde haram olduğuna inandıkları için faiz yemekten kaçınırlar ama içinde yaşadıkları sistem faizle işlemektedir. Faizsiz bankacılık dedikleri olay da eğer faizli ticaret olmasa anında çökerdi. Yani hiçbirimiz ve hiçbir şey masum değil bu dünyada. Ama en acısı birbirimize iyilik ve kardeşlik numaraları yapmamız. Bir işveren acaba nasıl daha ucuz işçi çalıştırabilirim diye kırk takla atıyor sonra da o çalıştırdığı işçinin hakkını düşünmeden allaha inanıyorum ayakları yapıp orda burda cennetlik numaraları yapıyor. Aslında dediğim gibi o adam suçlu değil çünkü sistem ona diyor ki ne kadar ucuza işçi çalıştırırsan o kadar çok kazanırsın. Yoksa kazanamaz ve iflas edersin.

Neden dünyanın en büyük firmaları Çin'de üretim yaptırıyor? Çünkü Amerika'da ve Avrupada işçinin saatik ücreti en az 20 dolar. Ama Çin'de 2 dolar. Amerikadakinin hakları var ama Çindekinin yok. Çünkü Çin'de insan hayatının değeri yok. İstiyorsan çalışma. O işi yapabilecek milyon tane adam var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimse kusura bakmasın ancak iyilikte parayla yapılıyor...herkes eşit olsun demek kimseninde işine gelmez ormanda bütün hayvanlar eşit olsun demeye benzer..en çok parası olanın gelmez zaten, ancak bakınca fakirin fakire ettiği zulüm daha fazla ne yazık ki...Fakir diğer fakiri başarısız gören ve kısıtlayan kşi zaten, mesela adam başarısız olmuş ee çalışacaksın diyen fakir çok iginç kendisi çalışıyor ama çalışmayandan farkı yok ki? 700 tl talim..

Zeki olduğunu düşün bir kitap yazdın ama diğer adam dç dr prof ünvanlarını bitirdiği okulları bildiği dilleri yazmış ancak gelgelelim hükümete hoş görünmek için halkı resmen kandırıyor diğer yanda çok güzel şeyler yazmasına rağmen fakir bir ilkokul mezunu ki okunur ? dahası kitabı bastıramaz ki okunsun...

ÖZEL okul, ÖZEL hastane...bence bunlar insanlık ayıbıdır bu benim fikrimdir, ekonomisi olan adamlardan övgü alırsınız olmalı diye ama olmayan düşünülmez, hatta bazı şarkıcı vb tipler zengin kişiler sırf diploması olsun die etiket için okuyor ve o mesleğide yapmıyor düşünün.....tatlısese birşey oldu helikopterler özel hastaneye taşıdı, Almanyalara gitti ama fakir adam sırada beklesin.......

Şu çok acıdır, EMEKLİLİK hayali; yani adam gençliğinde 20 ile 40 yaş arası gençlik döneminde inanılmazdır çaresizlikten 60 yaşında emeki olup çalışmayacağı günün hayalini kuruyor, gençlik elden gidiyor gezmenin tam sırası demiyor, hayat çalışarak kazanılmaz aslında sadece kaybedilir...yani bu tarz partona çalıştığın işlerde böyledir.....Bunun yanında milyoın dolar kazanan futbolcu ve sinemacılar utanmadan birde emekliliğimiz güvencimiz yok diyor al işte gelde kızma ve bunlar gündemde ses getiriyor ama o dediğim fakirler kalkıpta iki grev yapamıyor polis jopluyor...

Bence en ama en acınası durumda olan kişi ; filozof kafasına sahip empati yeteneği güçlü, iyi olmaya çalışan, rekabet yönünü baskılamaya çalışan bir şekilde geri kalmış kişinin yaşamıdır bu kişi diğer fakirler 1 çekiyorsa 1000 çekiyordur...aslında bu kişiler birş ekilde istese yükselir yolunu bulur buna zekalarıda var ancak kötü olmamak istiyorlar çünkü çok iyi yerlere gelmenin sırrıda pek namuslu olmaktan geçmiyor en azından geneli masum değil diğer fakirler ama cahil olanlardan farklı oluklarını düşünüyorum..mesela bir adam bankada çalışıp 1200 tl maaşını alıp bundan mutlu olup patronun bağırmasına ses edemezken yani ikiyüzlü olmak zorunda kalırken bunun normal bir iş haytı entrikası olduğunu düşünürken öbür anlattığım tip kişi o işte barınırsa azap çeker çünkü bütün dünya görüşüne ters bir yerde çalışıyo ve inandığı tüm değerleri çiğniyor demektir ve ya çıkar işten yada sürünür...Kaldı ki belli bir süre sonra zaten zor işlerde çalışanın bu tarz felsefi konulara kesinlikle ilgisi azalıyor bir şekilde moronaşıyor robotlaşıyor zamanıda fazla olmuyor zaten..

Osman beyin Kayınpederinin bu konuyla ilgili lafı var, fakirlere acıyın yazmamış bak çok önemli yukarıda dediklerime paralel şeyler söylemiş hemde kaç yüz yıl önce; akıllıyken sözü itibar görmeyene, iyi yerden düşene gibi cümleleri var dikkat çekici....fakirin yeri orası ve yükselirse mutlu olurken zekinin yeri orası değil ama şeytani ekilerden de değil, bu kişi yükselse bile mutlu olmuyor...

Mesela amerikada 20 dolar işçi dedin diyelim o işçiler zaten filozof kafalı olsa o 20 doların kaynağını algılar ama yalandan bir yürüyüş yapıp bol paralı hayatlarına geri dönerler, o yüzden gerçekten kimse masum değil.....insanlığın daha gelişmiş olduğu insana değer veren ülkelerde var norveç isveç gibi mesela incelenmeli...

GÜNCEL OLAY

En son ülkemizde bir Amerikalı öldü elbette üzücü bir olay üzüldük aa aynı gün urfada bir kız öldü bundan haberiniz ar mı ? hemde daha 17 yaşında aynı o Amerikalı gibi öldürülmüş nerede gazeteler ? kadın ölünde cıa fbı mit devreye giriyor bizim Türke birşey yok....Ayrıca bir şarkıcı ölmüşütü elbette üzücü ancak aylarca gazetede yazdı halada anılıyor, yürüyüşler yapılıyor anmalar faalan hemde bu kişinin senin yaşamına katkısı yok, zaten mükemmel hayat yaşıyor yani üzülünmesi gereken sensin aslında ama durum bu öte yanda bu aynı kişiler kendisine faydası olan gariban askerin ölümüne üzülmüyor, yalanda üzüldük demekle olmaz üzülmüyor gazetede sadece bir sayı 30 kişi ölünce dikkate alınıyor 3-4 asker ölünce ses yok...hani nerede ölen şehitleri anan ? ama gel şarkıcıyı ölümsüzleştir.....kimse adalet var demesin iyi olanın yanındayız hiç demesin herkes zenginin ve paranın menfaatin yanında, öbür dünyada da bu dünyada da...

tarihinde internettin_hoca tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bu haklara rağmen insanlarınen temel hakkı olan ev sahibi olmak konusunda yıllarca mücadele etmelerine ve köle gibi çalışmalarına rağmen başarılı olamayışları bu hakların aslında birer ilizyondan ibaret olduğu anlamına gelmez mi?

Görüşlerinizi bekliyorum...

gelir. özetlersek şöyle bir sonuca varıyoruz yaşamı boyunca çalışmış bir birey 20 yıl sonunda normal bir ev sahibi olabiliyorken, bahsettiğin oyuncu buna bir hafta da ulaşabilir.

evet bence de ilizyondur kısaca şunu gizler, birisi saatlerce çalışmasına rağmen temel ihtiyaçlarının tüketim hakkından yoksun bırakılmışken diğeri kolay bir iş yaparak ihtiyaçlarının kat be kat fazlasını tüketim hakkına sahiptir. örneğin bir çalışan çalışmasına ve üretmesine rağmen günde üç öğün yemek yeme hakkına sahipken, diğeri yüz öğün yemek yeme ve çöpe atma hakkına sahiptir.

gerçek dünya da bunun örnekleri bir hayli fazladır. antalya otellerinde açık büfe yemekler çöpe dökülürken, ankara da yada istanbul da insanlar aç gezmektedir.

o insanların neden sınırsız yemek yeme ve çöpe atma hakları varken diğerleri karınlarını bile doyurma hakkından mahrumdurlar..

tarihinde equus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

2 alan öğrenci bir yere varamaz. Çok para kazanamıyorsan tarihih buluşunu da yapsan, dünyanın en güzel edebiyat şaheserini de yazsan ya da dünyanın en erdemli insanı da olsan başarılı değilsindir. Başarılı olduğunda da erdemini ve iyiliğini kaybedersin. Yeryüzünde başarılı olarak görülen hiçkimse bana erdemi ve iyi insan olduğunu iddia edemez.

Şöyle bir gerçek var ki para için yaşamaya başladığın andan itibaren tüm masumiyetini kaybedersin. Hiçbir zengin insan bana iyi ve erdemli olduğunu iddia edemez. Herkes para kazanmak için bir şeyleri göze almış ve erdemini kaybetmiş demektir. Çok masum görünen şu rekabet olgusu ne demek biliyor musun? Başarılı olan her kişi başka binlerce insanın başarısızlığına neden olur. Sen yükselirken onlar düşer. Düşmek zorundadır. Çünkü herkes başarılı ve zengin olamaz. Herkes zengin olsaydı zaten bir cazibesi ve rekabetin anlamı kalmazdı. Yani bu insanlık, kardeşlik, adalet ve masumiyet oyunları oynamayalım birbirimize. Hiçkimse masum değil. Cinayet işlemiş ya da hırsızlık yapmak zorunda kalmış bir insana kendimizi masum bir tavırla geri çekerek bakarız hep. İşte kötü adam tam karşımızda durmaktadır. Halbuki hayatımızı kazanmak için sistemin bizi mecbur bıraktığı şey bu sonucu doğurmuştur. O yüzden birbirimize iyilik, savaş karşıtlığı veya yardım severlik numaraları yapmamıza gerek yok. Ben yemiyorum bu ayakları artık. Savaşa karşı olanlar internettinhoca'nın da dediği gibi o savaşın nimetleri ile hayatlarını kuruyor. Aslında boğazımıza kadar pisliğe batmışız haberimiz yok.

Müslümanlar genelde haram olduğuna inandıkları için faiz yemekten kaçınırlar ama içinde yaşadıkları sistem faizle işlemektedir. Faizsiz bankacılık dedikleri olay da eğer faizli ticaret olmasa anında çökerdi. Yani hiçbirimiz ve hiçbir şey masum değil bu dünyada. Ama en acısı birbirimize iyilik ve kardeşlik numaraları yapmamız. Bir işveren acaba nasıl daha ucuz işçi çalıştırabilirim diye kırk takla atıyor sonra da o çalıştırdığı işçinin hakkını düşünmeden allaha inanıyorum ayakları yapıp orda burda cennetlik numaraları yapıyor. Aslında dediğim gibi o adam suçlu değil çünkü sistem ona diyor ki ne kadar ucuza işçi çalıştırırsan o kadar çok kazanırsın. Yoksa kazanamaz ve iflas edersin.

Neden dünyanın en büyük firmaları Çin'de üretim yaptırıyor? Çünkü Amerika'da ve Avrupada işçinin saatik ücreti en az 20 dolar. Ama Çin'de 2 dolar. Amerikadakinin hakları var ama Çindekinin yok. Çünkü Çin'de insan hayatının değeri yok. İstiyorsan çalışma. O işi yapabilecek milyon tane adam var.

Sana katılıyorum.Faizi ben yemiyorum.Yiyen bankacı varsa(ki hepsi öyle) mesuliyeti onundur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana katılıyorum.Faizi ben yemiyorum.Yiyen bankacı varsa(ki hepsi öyle) mesuliyeti onundur.

Sana katılıyorum.Faizi ben yemiyorum.Yiyen bankacı varsa(ki hepsi öyle) mesuliyeti onundur.

Faiz tabi ki zararlıdır. Dinin söylediği doğrulardan biri. Ancak küresel sistemi değiştirmeeye kimsenin gücü yetmez. Ancak bunu değiştirmeye muktedir olduğunu söyleyen bir tanrının olmasını isterdim ama ilahi adalet de yok bir tanrı da.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğada başarının kriteri genleri yeni nesillere geçirmedir.

Bu bağlamda insan türü bir istisna değildir.

Diğer bütün başarı kriterleri insansaldır ve yapaydır.

İnsansal başarıyı ölçen bir kriter yoktur.

Şimdiye kadar ortaya atılan kriterlerin hepsi başarıyı değiş, başarısızlığı ölçerler.

Kendi kriterleri bakış açısından insan genel olarak başarısız, zayıf ve nahif bir hayvandır.

Doğal kriterler açısından ise son derece başarılı olduğu söylenebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...