Jump to content

ALLAH GANIMETLERI NE YAPACAK?


Recommended Posts

  • İleti 43
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Ne yaptı peki?Gömdü mü?

Bakınız biz bir iddia getirmedik (ben getirmedim, diğer iletilerde yazıyor, şahısların kendilerine sorabilirsiniz). Biz iddiaya cevap istiyoruz. Muhtaçlara düzenli olarak dağıtıldığına ispatınız var mı?

tarihinde bellerophon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakınız biz bir iddia getirmedik (ben getirmedim, diğer iletilerde yazıyor, şahısların kendilerine sorabilirsiniz). Biz iddiaya cevap istiyoruz. Muhtaçlara düzenli olarak dağıtıldığına ispatınız var mı?

Kur'an'da sadaka emredildiğine göre Hz.Muhammed de dağıtıyordur elbet.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an'da sadaka emredildiğine göre Hz.Muhammed de dağıtıyordur elbet.

Kendisinin bir şey dağıttığı ile ilgili ispat alalım. O kadar savaş yapmış diye anlatılır durulur. Ganimetle ilgili ayetler var, ve bir iddia geldi fakire fukaraya dağıtıyor diye, biz bununla ilgili ispat istiyoruz.

tarihinde bellerophon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendisinin bir şey dağıttığı ile ilgili ispat alalım. O kadar savaş yapmış diye anlatılır durulur. Ganimetle ilgili ayetler var, ve bir iddia geldi fakire fukaraya dağıtıyor diye, biz bununla ilgili ispat istiyoruz.

Peygamber esirleri salıyor.Oku.

http://peygamberimiz...ganimetler.html

tarihinde xseddx tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hz.Muhammed ganimetlerle kendine saraylar yaptırmış,altın takılar takmış,her gün süt banyosu yapmış,ayrıca çok pahalı kıyafetler alıp elaleme hava atmış ! :o

ahmaklar..

Konuyu Muhammede getirmeden önce Allah bu ganimetleri ne yapacak onu bir açıkla istersen.

Sonra anlarız kimin ahmak olduğunu ...Sübyan

Link to post
Sitelerde Paylaş

Okudum ve lütfen herkesin okumasını rica ediyorum sizde dahil. Malik'in ailesinin esir alınmasından tutunda, zenginlere ganimet dağıttığı (islama ısındırma) hepsi yazıyor. Allah razı olsun.

Kendi verdiği kaynakta kendini rezil ediyor. :lol: Herkesin okuması lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Harac kesen, ganimet pesinde kosan, sex kölesi, köleler pazarlayanlar kimler olabilirler?

Tanri ne demek, ne anlam ifade eder, nerde yasar, ne gibi islerle ugrasir?

Bilen var mi?

tarihinde cigi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

xsedxx'in verdiği kaynak:

ESİRLER VE GANİMETLER

Huneyn ve Evtâs Savaşlarında, kadın erkek 6 bin esir, 24 bin deve, 40 bin okiyye (yaklaşık 5 ton) altın ve gümüş ve pek çok kıymetli eşyâ ele geçmiş, bunlar Ci'râne'de toplanmıştı. (348) O zamana kadar hiçbir savaşta bu kadar çok esir ve ganimet ele geçmemişti. Özellikle yeni Müslüman olmuş bedevî Araplar, Huneyn zaferinin ilk gününden itibâren, ganimet mallarını paylaştırılmasını istemişlerdi. Rasûlüllah (s.a.s.) ise bu mürâcaatlara:

- Tâif'ten döndüğümüzde, diye cevâp vermişti.

a) Esirlerin Serbest Bırakılması

Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) Tâif'ten Ci'râne'ye döndükten sonra esirleri ve ganimet mallarnı hemen paylaştırmadı. Esirleri kurtarmak üzere Hevâzinlilerin müracaatlarını bekledi.(349) Yeni müslüman olan bedevîler ise, kendilerine bir an önce ganimetlerin verilmesi için sabırsızlanıyorlardı.(350)

Nihâyet, Hevâzin Kabîlesinden 14 kişilik bir hey'et geldi. Bunların çoğu bu esnâda müslüman olmuşlardı. Aralarında Rasûlüllah (s.a.s.)'in süt annesi Halîme'nin mensûb olduğu Sa'doğulları'nın temsilcileri de vardı.

- Yâ Rasûlallah, biz asâlet ve aşîret sâhibi kimseliriz, başımıza geleni biliyorsunuz, dediler; esirlerin ve ganimet mallarının geri verilmesini istediler. İçlerinden Hz. Peygamber (s.a.s.)'in süt amcası Zübeyr:

- Ey Allâh'ın Rasûlü, esir kadınlar arasında süt halalarınız, süt teyzeleriniz de var. Onlar sana çocukluğunda hizmet ettiler. Sen ise yardım için başvurulacak insanların en hayırlısısın... dedi.(351) Rasûlüllah (s.a.s.) onları dinledikten sonra:

- Ben sizi bugüne kadar bekledim. Siz çok geç kaldınız. Halk etrâfımda, ganimetlerin paylaştırılmasını bekliyor. Şimdi siz ikisinden birini tercih edin. Kadınlarınızı ve çocuklarınızı mı istersiniz, yoksa mallarınızı mı? diye sordu. Hey'et:

- Elbette kadınlarımızı ve çocuklarımızı isteriz. Âile şerefini hiç bir şeyle değişmeyiz, dediler. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.):

- Bana ve Abdülmuttalib oğullarının payına düşen esirler serbesttir, onları size bağışladım, buyurdu. Diğerlerinin de serbest bırakılması için, namazdan sonra, kendisini şefâatçi kılarak, müslamanlardan istemelerini söyledi. Hevâzin hey'eti, Rasûlüllah (s.a.s.) 'in öğrettiği gibi yaptılar: Öğle namazından sonra ayağa kalkıp:

- Biz, Rasûlüllah (s.a.s.)'i şefâtçi kılarak, Müslüman kardeşlerimizden, kadınlarımızı ve çocuklarımızı bağışlamalarını istiyoruz, dediler. Gönülleri coşturacak sözler söylediler. Rasûlüllah (s.a.s.) Cenâb-ı Hakk'a hamd ve sena ettikten sonra:

- Ashâbım, bana ve Abdülmuttalib oğullarının payına düşen bütün esirleri ben serbest bıraktım. İçinizden, kardeşlerinizin gönlünü hoş etmek, karşılığını Allah'dan almak isteyenler de böyle yapsın. Bedelsiz vermek istemeyenlere ise, Cenâb-ı Hakk'ın ihsân edeceği ilk ganimetten (her bir esir için 6 deve) vereceğim, buyurdu.

Bütün müslümanlar:

- Biz de hissemize düşeni, Rasûlüllah (s.a.s.)'a bağışladık, diye bağrıştılar. Böylece 6 bin esir bir anda kurtulmuş oldu.(352) İnsanlık târihinde bu olayın benzerini göstermek mümkün değildir. Bu büyüklük karşısında Hevâzin Kabîlesi toptan Müslüman oldu.

Bu esnâda, kabîle reisi Mâlik Tâif'teydi. Hz. Peygamber (s.a.s.) Hevâzin heyetine:

- Eğer Mâlik, gelir de Müslüman olursa,bütün âilesi ve mallarından başka ayrıca 100 de deve veririm, buyurdu. Mâlik bu heberi duyunca, gelip Müslüman oldu. Çocuklarıyla birlikte, bütün mallarını ve 100 deveyi alarak kabîlesine döndü. Rasûlüllah (s.a.s.) onu kabîlesine âmil (zekât toplama memuru) tâyin etti.(353)

B) Ganimetlerin Taksimi

Esirlerin hürriyete kavuşmasından sonra sıra ganimetlerin taksimine geldi. Esâsen Bedevîler:

- Artık bizim de deveden, davardan hakkımızı ver, diye taşkınlık yapıyorlar, Rasûlüllah (s.a.s.) 'ın peşini bırakmıyorlardı. Rasûl-i Ekrem bunlara hitâben:

- Ey nâs! Ne diye sabırsızlanıyorsunuz? Ganimet davarları, şu vâdinin ağaçları sayısınca bile olsa, dağıtacağım. Sonra yanındaki deveden aldığı bir tüyü parmaklarının arasında göstererek:

- Benim sizin ganimetlerinizle, değil bir deve, şu tüy kadar bile ilgim yok. Aldığım beşte bir hisse de gene size (fakirlerinize) sarfolunmaktadır. İğne-iplik bile olsa, aldığınız her şeyi teslim ediniz. Çünkü kıyâmet gününde en büyük ar ve azâb vesîlesidir, buyurdu.(354) Sonra ganimet mallarını dağıtmağa başladı.

Ganimetler beşe bölündü. Bir hisse Beytü'l-mâl için ayrıldı, dördü mücâhitlere paylaştırıldı. Beytü'l-mâl hissesinin tasarrufu (harcama yetkisi) Rasûlüllah (s.a.s.) 'e âitti.(355)

c) Müellefe-i Kulûb

Rasûlüllah (s.a.s.) , Mekke'nin fethinden sonra müslüman olmuş olan Kureyş ileri gelenlerine ganimetten paylarına düşenden ayrı olarak, Beytü'l-mâl hissesinden de bol mikdârda bağışda bulundu. Bunlar uzun yıllar, Rasûlüllah (s.a.s.)'a düşmanlık hareketinin öncülüğünü yapmışlar, Mekke'nin fethinden sonra çâresiz müslüman olmuşlardı. Ancak gönülleri İslâm'a ısınmamıştı. Bunca yıl İslâm düşmanlığı yaptıktan sonra, bir anda bütün kalbiyle Müslümanlığı benimseyivermek kolay bir iş değildi. Kur'ân-ı Kerîm, bu gibilere "el-müellefetü kulûbühüm" adını vermekte, gönüllerinin kazanılması, İslâm'a ısındırılması için bunlara zekât verilebileceğini bildirmektedir.(356) Rasûlüllah (s.a.s.) bunları İslâm'a ısındırmak istedi. Çünkü bunlar nüfûzlu ve itibârlı kimselerdi, halk üzerindeki tesirleri büyüktü. Samîmî müslüman oldukları takdirde, kendilerinden faydalı hizmetler beklenebilirdi.

"Müellefe-i kulûb" denilen bu kimselerin sayısı, 30 kadardı. Rasûlüllah (s.a.s.) bunların bir kısmına 100'er deve ile münâsip miktâr gümüş verdi. Ebû Süfyân ile oğlu Muâviye, Ebû Cehil'in oğlu İkrime, Amr oğlu Süheyl, Ümeyye oğlu Safvân, Ebû Talha oğlu Şeybe bunlardandır. Diğer kısmına ise, durumlarına göre 50'şer veya 40'ar deve, uygun mikdarda gümüş verildi.(357)

d) Ensâr'dan bir Kısım Gençlerin Yakışıksız Sözleri

Müellefe-i kulûb'a yapılan bu bağışlar, imânı zayıf olanları İslam'a ısındırmak, henüz imân etmemiş olanların, gerçek müslüman olmalarını sağlamak içindi.(358)

Ancak, Rasûlüllah (s.a.s.)'in bu yüksek düşüncesini ensârdan bazı gençler kavrayamamıştı. Kendi aralarında:

- Cenâb-ı Hak, Rasûlüne hayır ihsan buyursun, artık kendi kavmine kavuştu. Henüz kılıçlarımızdan Kureyş kanı damlarken, bizi bırakıp bütün ganimeti onlara verdi.(359) Savaş gibi zor işler olunca biz çağrılıyoruz, ganimete ise başkaları...(360) gibi sözlerle yakışıksız dedi-kodular yaptılar. Hatta münafıklardan biri:

- Bu taksimde Allah rızası gözetilmedi, demişti. (361/1)

Rasûlüllah (s.a.s.) bu tür dedi-koduları duyunca son derece üzüldü. Hemen Ensâr'ın toplanmalarını emretti. Allah'a hamd ve senâdan sonra:

- Ey Ensâr Cemâti! Siz yolunu şaşırmış müşriklerdiniz. Allah size benimle doğru yolu göstermedi mi? Siz tefrikaya düşmüş, birbirinize düşman olmuştunuz. Allah, benim hicretimle sizi kaynaştırmadı mı? Siz fakir idiniz. Cena-ı Hakk, benim aranıza gelmemle sizi refâha kavuşturmadı mı? Rasûlüllah (s.a.s.) sordukça ensâr:

- Bütün minnet, Allah ve Rasûlüne, bütün minnet Allah ve Rasûlüne, diye cevap verdiler.(361/2). Rasûlüllah (s.a.s.) devâmla:

- Ey Ensâr! Siz isteseydiniz, şöyle de cevâp verebilirdiniz: "Seni kavmin yalanlamıştı. Bize hicret ettin, biz seni tasdik ettik. Seni kavmin terk etmişti, biz sana yardım ettik. Seni kavmin kovmuştu, biz seni bağrımıza bastık. Sen yoksuldun, biz seni malımıza ortak ettik... Böyle söyleseydiniz, doğru söylemiş olurdunuz, ben de sizi tasdik ederdim.(362)

Ey Ensâr! Bu ne sözdür ki tarafınızdan söylenmiş, bana kadar ulaşmıştır? buyurdu. Ensârın ileri gelenleri:

- Ey Allah'ın Rasûlü, bizim büyüklerimizden hiç biri, sizi üzecek hiçbir söz söylememiştir. Yalnız bazı gençlerimiz, bu sözleri söylemişlerdir, dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.s.) :

- Kureyşten bazı kimselere dünyalık verdim, bunlar küfür ve şirk zamanına yakın olduklarından, böylece kalblerini İslâm'a ısındırmak istedim. Ey Ensâr! Herkes aldığı mallarla, koyun ve develerle evlerine dönerken, siz de Peygamberinizle dönmeğe razı olmaz mısınız? Allah'a yemin ederim ki, Sizin Peygamberle Medine'ye dönmeniz, onların ganimet mallarıyla evlerine gitmesinden çok daha hayırlıdır, buyurdu. Ensâr yaşlı gözlerle:

- Râzıyız yâ Rasûlallah, biz yalnız Seninle dönmek isteriz, diye heyacânla bağrıştılar.(363) Rasûlüllah (s.a.s.) devamla:

- Eğer hicret fazileti olmasaydı, ben ensârdan bir fert olmak isterdim. Bütün insanlar açık bir vâdiye, ensâr ise dar bir dağ yoluna girse, ben ensâr'ın yolunu seçer, onlarla beraber giderdim. Ey Ensâr! Siz benden sonra, hakkınızın çiğneneceği günler de göreceksiniz. Sabrediniz ki, Kevser havzı başında bana kavuşasınız, buyurdu.(364)

e) Ci'râne Umresi ve Medine'ye Dönüş

Ganimetlerin dağıtılmasından sonra, Rasûlüllah (s.a.s.) Ci'râne'de ihrâma girdi. Mekke'ye inip umre yaptı. Esîd oğlu Attâb'ı Mekke'ye Vâlî tayin etti . Muâz b. Cebel'i de Mekkelilere İslâmî hükümleri öğretmek üzere bıraktı, ordusuyla birlikte Zilkade ayında Medine'ye döndü.

Çıkışı ile Medine'ye dönüşü arasında 2 ay 16 gün geçmişti.

(348) Zâdü'l-Meâd, 2/443; Tecrid Tercemesi, 7/128 ve 10/372

(349) el-Buhârî, 4/54 ve 5/99

(350) Tecrid Tercemesi, 7/135 ve 10/370-372 (Hadis No: 1634)

(351) İbn Hişâm, 4/ 131; Zâdü'l-Meâd, 2/445; Tecrid Tercemesi, 7/33

(352) Bkz. el-Buhârî, 3/62; Nesâi, Sünen, 6/263 (K. Hibe, 1); Tecrid Tercemesi 7/128 (Hadis No: 1040); İbn Hişâm, 4/131-132; Zâdü'l-Meâd, 2/445

(353) İbn Hîşâm, 4/133-134; Tecrid Tercemesi, 7/141

(354) İbn Hişâm, 4/134; Nesâi, Sünen, 6/264 (K. Hibe:1)

(355) el-Enfâl Sûresi, 41

(356) et-Tevbe Sûresi, 60

(357) İbn Hîşâm, 4/135-136; Tecrid Tercemesi, 7/137 ve 8/506

(358) Tecrid Tercemesi, 8/509 (Hadis No: 1299); Gerçekten bu bağışların hemen tesiri görülmüştür. Ebû Süfyân:

"Anam babam sana fedâ olsun, bu ne büyük lütuf ve cömertlik, yâ Rasûlallah, Allah için sen sulh zamanında da, savaş zamanında da kerîmsin..." demişti.

Bu sırada vâdide en iyi cins 100 kadar deve dolaşmaktaydı. Ümeyye oğlu Safvân onlara bakarak:

Ne kadar güzel, demişti. Safvân henüz Müslüman değildi. Mekke'nin fethinden sonra, karâr verebilmek için iki ay mühlet istemiş, Rasûlüllah (s.a.s.), dört ay mühlet vermişti. Hz. Peygamber (s.a.s.), Safvan'ın develere imrendiğini görünce:

-Haydi onlar da senin olsun, buyurdu. Safvân:

-Bu derece lütuf ve cömertlik ancak peygamberde bulunabilir, diyerek verilen süreyi beklemedi, derhal Müslüman oldu. (Târih-i Din-i İslâm, 3/459)

(359) el-Buhârî, 4/59, 4/221 ve 5/104; Tecrid Tercemesi, 8/509 (Hadis No: 1300), 10/8 (Hadis No:1520 nin izahı) ve 10/371-373 (Hadis No: 1635); Müslim, 3/733 K. ez-Zekât, B. 46.(Hadis No: 132/1059)

(360) el-Buhârî, 5/106; Müslim, 2/736, K. ez. Zekât, B. 46 (Hadis No: 135/1059)

(361/1) el-Buhârî, 5/106; Tecrid Tercemesi, 8/505 (Hadis No:1296), 8/513 (Hadis No: 1303) ve 10/373

(361/2) el-Buhârî, 5/104; Tecrid Tercemesi, 10/373-374; Müslim 2/738, K. ez-Zekât, (Hadis No: 139/1061)

(362) İbn Hişâm, 4/152; Tecrid Tercemesi 7/138-140 (Hadis No: 1040'ın izâhı) ve 10/374; İbnü'l-Esîr, el-Kâmil, 2/271

(363) el-Buhârî, 5/104-105; Tecrid Tercemesi, 7/139-141 ve 10/374-376; Müslim 2/736 (Hadis No: 135/1059)

(364) el-Buhârî, 4/İ ve 5/104; Tecrid Tercemesi, 10/9 (Hadis No: 1520) ve 10/375-

Eingestellt vonuyakoglu ömer

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçek ispat Muhammed'in yaşamıdır.Parayla işi olmadığı da açıktır.

Enfal 41:

Bilin ki, 'ganimet olarak ele geçirdiğiniz' şeylerin beşte biri, muhakkak Allah'ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah'a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir'de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, her şeye güç yetirendir.

Bu ayet kime geldi? Allah'ın ne işi var parayla? Ayrıca o yukarıdaki kendi elinle verdiğine ne açıklama getireceksin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrının isteği yeryüzündeki aç açık zavallı kimselere yardım edilmesidir...

herkesin insani yaşam koşullarına ulaştırılıp mutulu huzurlu yaşanmasıdır...

bunu sağlamak için yapılan her yardım her çalışma allah için yapılmış olur...

bir yoksula yardım ettğinizde direk o yardımı allaha yapmış olursunuz...

önce aç açık zavallı insanciklar yaratilir. sonra onlara sadaka verecek vijdanli soyguncular.. hikmetinden sual olunmaz amin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangi muhammed?

Binlerce muhammed var...

Kuranda isimleri geven muhammedler 8. yüz yil masal kahramanlaridir....Islamin masal tarihinde yasamis bir tane muhammed yoktur.. Din kitaplarinin icindeki isimlerin hepsi masal figurleridir. Yasadiklarina dair kanitlar sunsunlar da görelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangi muhammed?

Binlerce muhammed var...

Kuranda isimleri geven muhammedler 8. yüz yil masal kahramanlaridir....Islamin masal tarihinde yasamis bir tane muhammed yoktur.. Din kitaplarinin icindeki isimlerin hepsi masal figurleridir. Yasadiklarina dair kanitlar sunsunlar da görelim.

Sokrates'in yaşadığına dair kanıt sunar mısın?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...