Jump to content

Vücudun Yenilenmesi


Recommended Posts

Vücudumuzun gördüğü zararlar karşısında kendini yenileyebildiğini biliyoruz. Ancak bu yenileme olayı bana biraz baştan savma geliyor. Neden bir yerimiz kesildiğinde ya da yandığında mutlaka bir iz kalır. Eğer vücut kendini yenileyebiliyorsa orjinal haline neden dönderemiyor? Mesela parmağımız koptuğunda neden yenisi çıkamıyor? Geçenlerde domuz dokularının çabuk çoğalabilen yapısını bir deneyde kullanmışlardı. Parmağı kopmuş birisinde denediler ve adamın parmağı yeniden çıkmıştı. Ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum.

Vücudun mikroplarla savaşması ayrı bir konu tabi. Benim kastettiğim fiziksel bozulmalar karşısında vücudumuzun neden bu kadar baştan savma davrandığı. Yani estetik güdü geliştiremedi mi bu evrim sürecinde vücudumuz merak ediyorum. Yoksa böyle bir kavram çok mu saçma bilimsel anlamda. Metabolizmamızın estetik bir işleyişi olsaydı nasıl olurdu? Kopan parmak, kol, bacağımız yeniden çıkabilseydi, kesilen yerimizde hiç iz kalmasaydı veya ağır derecede yanmış yerlerimiz bile hiç iz kalmayacak şekilde orjinaline dönseydi nasıl olurdu?

Bu konu elbette başka konularla da dallanıp budaklanabilecek bir konu.

tarihinde Cuvcuv tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 44
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Canlı vücudu kendini nasıl yeniler?

Canlıda bütün doku ve organlar metabolik olarak aktifdirler.

Dışardan aldıkları biyolojik enerjiyi kullanırlar ve dışarıya biyolojik olarak daha az etkin enerji salarlar.

Başka bir deyişle dışardan aldıkları atom ve molekülleri, vücutlarında bulunan atom ve moleküllerle yer değiştirirler ve bazılarını dışarı atarlar.

Buna biz metabolizma diyoruz. Canlı vücudundaki her doku ve organın, her hücrenin ve hücre topluluğunun metabolik etkinliği vardır.

Bazı doku ve organların metabolizması yavaşdır. Örneğin gözün korneasında olduğu gibi.. Diğer doku ve organların metabolizması hızlıdır. Karaciğerde olduğu gibi.

Ama değişmedikleri sanılan bazı dokuların bile hızlı bir metabolizması olduğun biliyoruz. Kemiklerin örneğin, metaboizması sanıldığından çok daha hızlıdır.

Metabolik etkinlikler sırasında vücut kendini yeniler. Ortalama her yedi yılda bir insan vücudundaki bütün atomlar yenilenirler.

Tamire gelince..

Eğer bir doku veya organ ölmeyecek kadar zedelenmişse, tamir edilir. Yani tamirin de bir sınırı vardır. Vücut her zedelenmeyi tamir edemez.

Bu tamir sırasında zedelenen doku ve organ orijinal şeklinde döndürülemez. Yani doğuştan kazanılan temel hücreler (onlara parankimal hücreler de denir) yenilenemez.

Bunun tek istisnası karaciğerdir. Karaciğerin bir kısmı alınırsa, geride kalan hücreler çoğalarak organın kendini yenilemesi sağlanır.

Vücutta bulunan diğer doku ve organların hiçbiri tamirle orijinal şekillerine dönüşemezler. Tamir yalnız bağ dokusu hücreleri ile sağlanır.

Zedelenen doku ve organlarda sikatsir dokusu oluşur. Derinin zedelenmesinden sonra sikatrisin ortaya çıkmasının (yani geride iz kalmasının) nedeni budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vücüttaki her hücre ölüyor yerine yenisi geliyor, mesela 10 yaşındaki sen 18 yaşındaki, ve 30 yaşındaki, ve 60 yaşındaki sen tamamen ayrı hücrelerdir, ayrı bir insandır.

Çılgınca ama gerçek ...

Bu iddia açıklamak ister. Olay sanıldığından daha karışık.

Her hücre ölüp yerine yenisi gelmez. Ama ölmese de hücre baştan aşağı değişir.

Nöronlar, çizgili kas hücreleri, kalp hücreleri ve diğer bazı hücreler ölürlerse yerine yenileri gelmez.

Çünkü o hücreler çoğalamazlar. Dolayısıyla ölürlerse yerlerine yenilerinin gelmesi mümkün değildir.

Buna rağmen çoğalamayan hücreleri oluşturan bütün atomlar yenileri ile değişirler. Eski atomlar gider ve yenileri gelir. Buna metabolizma dediğimizi hatırlatıyorum.

Canlılık budur. Canlı çevreden aldığı biyolojik enerji ile varlığını sürdürür. Yani dışardan taze atomlardan oluşan biyolojik madde vücuda girer ve vücutta bulunan bütün hücrelerin yapısına katılır.

O hücrelerdeki atomlar atılır. Yeni vücuda giren atomlar onların yerini alır.

Yani çoğalmayan hücreler bile, ölmedikleri halde, tepeden tırnağa yeni atomlarla yenilenirler. Bu yenilenme bütün ömür sürer ve çoğalmayan hücreler bile bir ömür sırasında birçok kere yenilenir.

Vücutta ayrıca çok sayıda belli bir zaman yaşayıp ölen hücreler de vardır. Kimi hücre yalnız bir gün yaşar, diğerleri birkaç günle birkaç yıl arası değişen ömürlere sahiptirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Parmaklarımda çok iz var, çoğunu yemek yaparken bıçakla yada bardak yıkarken derin hemde kemiğe kadar kestim, izleri yıllar geçti hala durur. Böbrek denen organın kendini yenilemesi çok ilginç, burdan bilim insanları acaba bu yenilemenin diğer organlara birazda olsa yarayacak etkisini buldu mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelişmişlik düzeyi arttıkça yenilenme kabiliyeti ve yenilenme hızı azalır.

Mesela deniz yıldızının kolu kessen , kopan bölge yenileneceği gibi kopan koldan bir başka deniz yıldızı daha oluşur.

Kertenkele kuyruğu kopunca , bir süre sonra yeni bir kuyruk yapar ama kopan kuyruk kertenkele olmaz.

İnsanda ise kopan bir uzuv yenilenmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Parmaklarımda çok iz var, çoğunu yemek yaparken bıçakla yada bardak yıkarken derin hemde kemiğe kadar kestim, izleri yıllar geçti hala durur. Böbrek denen organın kendini yenilemesi çok ilginç, burdan bilim insanları acaba bu yenilemenin diğer organlara birazda olsa yarayacak etkisini buldu mu?

Böbrek hastalıklarının bir çoğunda zedelenme tamir edilebilir. Böbrek kendini yenilemez. Tamir eder. Kendini yenileyen tek organ karaciğerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sigara içen kişilerin sigarayı bıraktıktan sonra zarar gören organları nasıl tamir oluyor?

Ne kadar başarılı oluyor bu tamir?

Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

10 yıl içinde ağı burun, boğaz, akciğerler ve dolaşım sistemi normale çok yaklaşır. Ama akciğerler sigara hiç sigara içmemiş bir insanın akciğeri kadar düzelmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında bu konu tıpda son derece önemlidir.

Yara tamiri (yara iyileşmesi) cerrahinin en önemli sorunudur.

Metabolizma da tek başına son derece önemli bir konudur. Çeşitli hastalıkların temelinde metabolik bozukluklar vardır.

Şeker hastalığı (diyabet) gibi..

Bunlar tıp mensubu olmayanlar için ağır konulardır. Burada ne kadar tartışılır bilmiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu ile çok alakalı değil fakat benim merak ettiğim bir konu vücut geliştirme sporu ile ilgilenen insanların kas dokusu nasıl gelişiyor?

Kas hücreleri üretilmiyor bildiğim kadarıyla, var olan hücreler mi genişliyor veya yerlerine doldurma hücreler mi geçiyor?

Mevcut hücreler büyüyor.. Hipertrofi oluyor.

Çoğalma hiperplazi dir. Ve çizgili kaslarda olmaz. Yalnız kas hücreleri büyürler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Geçenlerde domuz dokularının çabuk çoğalabilen yapısını bir deneyde kullanmışlardı. Parmağı kopmuş birisinde denediler ve adamın parmağı yeniden çıkmıştı. Ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum.

Bu belgeseli ben de izledim.Adamın parmak izi bile eskisiyle aynı şekilde çıkmış.Bu olay gerçek mi?Eğer bu iş bu kadar kolaysa bacağı veya kolu tümden kopan insanlara yardımı dokunabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...