Cuvcuv 0 Oluşturuldu: Şubat 18, 2013 Raporla Share Oluşturuldu: Şubat 18, 2013 (düzenlendi) Vücudumuzun gördüğü zararlar karşısında kendini yenileyebildiğini biliyoruz. Ancak bu yenileme olayı bana biraz baştan savma geliyor. Neden bir yerimiz kesildiğinde ya da yandığında mutlaka bir iz kalır. Eğer vücut kendini yenileyebiliyorsa orjinal haline neden dönderemiyor? Mesela parmağımız koptuğunda neden yenisi çıkamıyor? Geçenlerde domuz dokularının çabuk çoğalabilen yapısını bir deneyde kullanmışlardı. Parmağı kopmuş birisinde denediler ve adamın parmağı yeniden çıkmıştı. Ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum. Vücudun mikroplarla savaşması ayrı bir konu tabi. Benim kastettiğim fiziksel bozulmalar karşısında vücudumuzun neden bu kadar baştan savma davrandığı. Yani estetik güdü geliştiremedi mi bu evrim sürecinde vücudumuz merak ediyorum. Yoksa böyle bir kavram çok mu saçma bilimsel anlamda. Metabolizmamızın estetik bir işleyişi olsaydı nasıl olurdu? Kopan parmak, kol, bacağımız yeniden çıkabilseydi, kesilen yerimizde hiç iz kalmasaydı veya ağır derecede yanmış yerlerimiz bile hiç iz kalmayacak şekilde orjinaline dönseydi nasıl olurdu? Bu konu elbette başka konularla da dallanıp budaklanabilecek bir konu. Şubat 18, 2013 tarihinde Cuvcuv tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Değindiğin bu konu vücudun yenilenmesi değil. Vücudun tamiri.. Yenilenmesi çok ayrı bir olay.. Ve çok da ilginç bir olay.. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Canlı vücudu kendini nasıl yeniler? Canlıda bütün doku ve organlar metabolik olarak aktifdirler. Dışardan aldıkları biyolojik enerjiyi kullanırlar ve dışarıya biyolojik olarak daha az etkin enerji salarlar. Başka bir deyişle dışardan aldıkları atom ve molekülleri, vücutlarında bulunan atom ve moleküllerle yer değiştirirler ve bazılarını dışarı atarlar. Buna biz metabolizma diyoruz. Canlı vücudundaki her doku ve organın, her hücrenin ve hücre topluluğunun metabolik etkinliği vardır. Bazı doku ve organların metabolizması yavaşdır. Örneğin gözün korneasında olduğu gibi.. Diğer doku ve organların metabolizması hızlıdır. Karaciğerde olduğu gibi. Ama değişmedikleri sanılan bazı dokuların bile hızlı bir metabolizması olduğun biliyoruz. Kemiklerin örneğin, metaboizması sanıldığından çok daha hızlıdır. Metabolik etkinlikler sırasında vücut kendini yeniler. Ortalama her yedi yılda bir insan vücudundaki bütün atomlar yenilenirler. Tamire gelince.. Eğer bir doku veya organ ölmeyecek kadar zedelenmişse, tamir edilir. Yani tamirin de bir sınırı vardır. Vücut her zedelenmeyi tamir edemez. Bu tamir sırasında zedelenen doku ve organ orijinal şeklinde döndürülemez. Yani doğuştan kazanılan temel hücreler (onlara parankimal hücreler de denir) yenilenemez. Bunun tek istisnası karaciğerdir. Karaciğerin bir kısmı alınırsa, geride kalan hücreler çoğalarak organın kendini yenilemesi sağlanır. Vücutta bulunan diğer doku ve organların hiçbiri tamirle orijinal şekillerine dönüşemezler. Tamir yalnız bağ dokusu hücreleri ile sağlanır. Zedelenen doku ve organlarda sikatsir dokusu oluşur. Derinin zedelenmesinden sonra sikatrisin ortaya çıkmasının (yani geride iz kalmasının) nedeni budur. Link to post Sitelerde Paylaş
cinali 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Vücüttaki her hücre ölüyor yerine yenisi geliyor, mesela 10 yaşındaki sen 18 yaşındaki, ve 30 yaşındaki, ve 60 yaşındaki sen tamamen ayrı hücrelerdir, ayrı bir insandır. Çılgınca ama gerçek ... Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Vücüttaki her hücre ölüyor yerine yenisi geliyor, mesela 10 yaşındaki sen 18 yaşındaki, ve 30 yaşındaki, ve 60 yaşındaki sen tamamen ayrı hücrelerdir, ayrı bir insandır. Çılgınca ama gerçek ... Bu iddia açıklamak ister. Olay sanıldığından daha karışık. Her hücre ölüp yerine yenisi gelmez. Ama ölmese de hücre baştan aşağı değişir. Nöronlar, çizgili kas hücreleri, kalp hücreleri ve diğer bazı hücreler ölürlerse yerine yenileri gelmez. Çünkü o hücreler çoğalamazlar. Dolayısıyla ölürlerse yerlerine yenilerinin gelmesi mümkün değildir. Buna rağmen çoğalamayan hücreleri oluşturan bütün atomlar yenileri ile değişirler. Eski atomlar gider ve yenileri gelir. Buna metabolizma dediğimizi hatırlatıyorum. Canlılık budur. Canlı çevreden aldığı biyolojik enerji ile varlığını sürdürür. Yani dışardan taze atomlardan oluşan biyolojik madde vücuda girer ve vücutta bulunan bütün hücrelerin yapısına katılır. O hücrelerdeki atomlar atılır. Yeni vücuda giren atomlar onların yerini alır. Yani çoğalmayan hücreler bile, ölmedikleri halde, tepeden tırnağa yeni atomlarla yenilenirler. Bu yenilenme bütün ömür sürer ve çoğalmayan hücreler bile bir ömür sırasında birçok kere yenilenir. Vücutta ayrıca çok sayıda belli bir zaman yaşayıp ölen hücreler de vardır. Kimi hücre yalnız bir gün yaşar, diğerleri birkaç günle birkaç yıl arası değişen ömürlere sahiptirler. Link to post Sitelerde Paylaş
-inmanah- 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Parmaklarımda çok iz var, çoğunu yemek yaparken bıçakla yada bardak yıkarken derin hemde kemiğe kadar kestim, izleri yıllar geçti hala durur. Böbrek denen organın kendini yenilemesi çok ilginç, burdan bilim insanları acaba bu yenilemenin diğer organlara birazda olsa yarayacak etkisini buldu mu? Link to post Sitelerde Paylaş
-inmanah- 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi (düzenlendi) . Şubat 18, 2013 tarihinde -inmanah- tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
carl sagan 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Gelişmişlik düzeyi arttıkça yenilenme kabiliyeti ve yenilenme hızı azalır. Mesela deniz yıldızının kolu kessen , kopan bölge yenileneceği gibi kopan koldan bir başka deniz yıldızı daha oluşur. Kertenkele kuyruğu kopunca , bir süre sonra yeni bir kuyruk yapar ama kopan kuyruk kertenkele olmaz. İnsanda ise kopan bir uzuv yenilenmez. Link to post Sitelerde Paylaş
Sapkin Mezhep 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Sigara içen kişilerin sigarayı bıraktıktan sonra zarar gören organları nasıl tamir oluyor? Ne kadar başarılı oluyor bu tamir? Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Parmaklarımda çok iz var, çoğunu yemek yaparken bıçakla yada bardak yıkarken derin hemde kemiğe kadar kestim, izleri yıllar geçti hala durur. Böbrek denen organın kendini yenilemesi çok ilginç, burdan bilim insanları acaba bu yenilemenin diğer organlara birazda olsa yarayacak etkisini buldu mu? Böbrek hastalıklarının bir çoğunda zedelenme tamir edilebilir. Böbrek kendini yenilemez. Tamir eder. Kendini yenileyen tek organ karaciğerdir. Link to post Sitelerde Paylaş
-inmanah- 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Böbrek hastalıklarının bir çoğunda zedelenme tamir edilebilir. Böbrek kendini yenilemez. Tamir eder. Kendini yenileyen tek organ karaciğerdir. Pardon böbrek yazmışım karaciğer yerine.Sorum karaciğer içindi.. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Sigara içen kişilerin sigarayı bıraktıktan sonra zarar gören organları nasıl tamir oluyor? Ne kadar başarılı oluyor bu tamir? Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler. 10 yıl içinde ağı burun, boğaz, akciğerler ve dolaşım sistemi normale çok yaklaşır. Ama akciğerler sigara hiç sigara içmemiş bir insanın akciğeri kadar düzelmez. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Aslında bu konu tıpda son derece önemlidir. Yara tamiri (yara iyileşmesi) cerrahinin en önemli sorunudur. Metabolizma da tek başına son derece önemli bir konudur. Çeşitli hastalıkların temelinde metabolik bozukluklar vardır. Şeker hastalığı (diyabet) gibi.. Bunlar tıp mensubu olmayanlar için ağır konulardır. Burada ne kadar tartışılır bilmiyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
Sapkin Mezhep 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Konu ile çok alakalı değil fakat benim merak ettiğim bir konu vücut geliştirme sporu ile ilgilenen insanların kas dokusu nasıl gelişiyor? Kas hücreleri üretilmiyor bildiğim kadarıyla, var olan hücreler mi genişliyor veya yerlerine doldurma hücreler mi geçiyor? Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 18, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 18, 2013 gönderildi Konu ile çok alakalı değil fakat benim merak ettiğim bir konu vücut geliştirme sporu ile ilgilenen insanların kas dokusu nasıl gelişiyor? Kas hücreleri üretilmiyor bildiğim kadarıyla, var olan hücreler mi genişliyor veya yerlerine doldurma hücreler mi geçiyor? Mevcut hücreler büyüyor.. Hipertrofi oluyor. Çoğalma hiperplazi dir. Ve çizgili kaslarda olmaz. Yalnız kas hücreleri büyürler. Link to post Sitelerde Paylaş
Sapkin Mezhep 0 Şubat 19, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 19, 2013 gönderildi Çok teşekkürler yanıtlarınız için. Link to post Sitelerde Paylaş
xseddx 0 Şubat 19, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 19, 2013 gönderildi Geçenlerde domuz dokularının çabuk çoğalabilen yapısını bir deneyde kullanmışlardı. Parmağı kopmuş birisinde denediler ve adamın parmağı yeniden çıkmıştı. Ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum. Bu belgeseli ben de izledim.Adamın parmak izi bile eskisiyle aynı şekilde çıkmış.Bu olay gerçek mi?Eğer bu iş bu kadar kolaysa bacağı veya kolu tümden kopan insanlara yardımı dokunabilir. Link to post Sitelerde Paylaş
Cuvcuv 0 Şubat 19, 2013 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 19, 2013 gönderildi Sigara içenlere acıyorum. Başta babama tabi ki. Ne yaptıysam biraktiramadim. Link to post Sitelerde Paylaş
xseddx 0 Şubat 19, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 19, 2013 gönderildi Sigara içenlere acıyorum. Başta babama tabi ki. Ne yaptıysam biraktiramadim. Alkol içenlere? Link to post Sitelerde Paylaş
Sapkin Mezhep 0 Şubat 19, 2013 gönderildi Raporla Share Şubat 19, 2013 gönderildi Alkol içenlere? Sanırım ufak miktarlarda kırmızı şarap tüketmenin zararı değil de yararı var. Tabi benim bu konu hakkında detaylı bilgim yok fakat bilen birileri mutlaka aydınlatacaktır ikimizi de. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts