Jump to content

Çok ilginç bir ayet


Recommended Posts

15.21. Hiç bir şey yoktur ki onun hazineleri bizim yanımızda olmasın, ancak biz onu belirlenmiş bir ölçüyle indiririz.

15.22. Rüzgarı aşılayıcı olarak gönderdik; gökten bir su indirip sizi onunla suladık.Onu depolarda tutan da siz değilsiniz.

15.23. Biz, elbette biz diriltir ve öldürürüz, sonunda asıl varis olanlar da biziz.

Rüzgarlar bitkilerin tozlaşmasında çok önemli bir role sahiptir.Ayette rüzgarların bu özelliğine vurgu yapılıyor.Siz ne dersiniz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

15.21. Hiç bir şey yoktur ki onun hazineleri bizim yanımızda olmasın, ancak biz onu belirlenmiş bir ölçüyle indiririz.

15.22. Rüzgarı aşılayıcı olarak gönderdik; gökten bir su indirip sizi onunla suladık.Onu depolarda tutan da siz değilsiniz.

15.23. Biz, elbette biz diriltir ve öldürürüz, sonunda asıl varis olanlar da biziz.

Rüzgarlar bitkilerin tozlaşmasında çok önemli bir role sahiptir.Ayette rüzgarların bu özelliğine vurgu yapılıyor.Siz ne dersiniz?

Ya sizlerde sahtekarlık hiç bitmiyor. Her sahtekarlığınız yüzününüze çarpıldığında hiç bir şey olmamış gbi başka sahtekarlıklar peşinde koşuyorsunuz.

Ayetin gerçek tercümesi bu aslında:

Hicr/22. Ve Biz, rüzgârları (yağmur) yüklü olarak gönderdik. Böylece semadan su indirdik de, sizi onunla suladık. Ve onun (suyun) hazinelerini (denizleri, nehirleri, toprak altı ve toprak üstü su kaynaklarını, gölleri) oluşturan siz değilsiniz.

levâkıha : (yağmur) yüklü (yağmur bulutları taşıyan)

Ayetin devamına bakınca bu rüzgarların yükünün yağmur olduğu açıkça görülüyor zaten.

Seyyid Kutub tefsiri:

22- Gönderdiğimiz yağmur yükleyici rüzgârlar aracılığı ile size gökten su indirerek su ihtiyacınızı karşıladık. Yoksa su kaynağını oluşturan siz değilsiniz.

Rüzgârları yağmur yükleyici olarak gönderdik. (Bazıları "Yükleyici" kelimesini bilimsel anlamda rüzgârların ağaçtan ağaca döllenmeyi sağladıklarından yola çıkarak açıklamak istiyorlar. Oysa ayetlerin akışı burada rüzgârların yağmur yükleyiciliğine işaret etmektedir, başka değil.

"Gönderdiğimiz yağmur yükleyici rüzgârlar aracılığı ile size gökten su indirerek su ihtiyacınızı karşıladık. Yoksa su kaynağını oluşturan siz değilsiniz."

Üstelik burada uzaktan da olsa bitkilere işaret edilmiyor. Hatta sahnede bitkilerin gölgesine de yer yoktur. Kur'an'ın ifade tarzı, sahnede yeralan uzak yakın tüm gölgeleri çizmeye büyük özen gösterir. Yabancı duyguların, telkinlerin etkisinden uzak Kur'an'ın gölgesinde yaşayanlar bunu kavrayabilirler. Yabancı duygu ve telkinlerden arınmış Kur'ani bir algılama yeteneğine sahiptirler, duyguları her türlü yabancı ve zorlama yorumu reddeder.) Tıpkı devenin gebe kalması gibi. Rüzgârların yüklediği bu suyu sizin için gökten indirdik. Onunla su ihtiyacınızı karşıladık, böylece onun aracılığı ile hayatınızı sürdürürsünüz.

"Yoksa su kaynağını oluşturan siz değilsiniz."

Su, sizin oluşturduğunuz kaynaklardan değil, yüce Allah'ın katındaki kaynaklardan ve belirli bir ölçüye göre gelmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

levâkıha : (yağmur) yüklü (yağmur bulutları taşıyan)

Bu parantezler neden eklenmiş?Kelimenin anlamı 'yüklü'.Dölleyici,aşılayıcı olarak çevrilmiş genelde.55 yıldır Arapça bilen,hadis ilmi bilen,10 yaşında hafız olan insanlar bunu böyle çeviriyor.1 Seyyid Kutup dan bize ne?Cümlelerden yağmurla ilgili olduğu da pekala anlaşılabilir.Siz hiç alt metin diye bir şey duymadınız mı?Edebiyet bilmesem bile 1 cümlenin birçok anlama geldiğini rahatlıkla anlayabiliyorum ben.

Ayrıca çoğu çeviri benim yazdığım gibidir.

Gözünüz kapalı olduğu için güneşi görememeniz normal.Biri ateist biri münafık.Al birini ötekine vur.

tarihinde xseddx tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

15.21. Hiç bir şey yoktur ki onun hazineleri bizim yanımızda olmasın, ancak biz onu belirlenmiş bir ölçüyle indiririz.

15.22. Rüzgarı aşılayıcı olarak gönderdik; gökten bir su indirip sizi onunla suladık.Onu depolarda tutan da siz değilsiniz.

15.23. Biz, elbette biz diriltir ve öldürürüz, sonunda asıl varis olanlar da biziz.

Rüzgarlar bitkilerin tozlaşmasında çok önemli bir role sahiptir.Ayette rüzgarların bu özelliğine vurgu yapılıyor.Siz ne dersiniz?

Şu da olabilir:

Ahmed Hulusi : Biz rüzgârları (fikirleri), aşılayıcılar (yeni düşünceler - buluşlar oluşturucu) olarak irsâl ettik. . . Semâdan bir su (bilgi) inzâl ettik de sizi onunla suvardık. . . Onu saklayıcı siz değilsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

levâkıha : (yağmur) yüklü (yağmur bulutları taşıyan)

Bu parantezler neden eklenmiş?Kelimenin anlamı 'yüklü'.Dölleyici,aşılayıcı olarak çevrilmiş genelde.55 yıldır Arapça bilen,hadis ilmi bilen,10 yaşında hafız olan insanlar bunu böyle çeviriyor.1 Seyyid Kutup dan bize ne?Cümlelerden yağmurla ilgili olduğu da pekala anlaşılabilir.Siz hiç alt metin diye bir şey duymadınız mı?Edebiyet bilmesem bile 1 cümlenin birçok anlama geldiğini rahatlıkla anlayabiliyorum ben.

Ayrıca çoğu çeviri benim yazdığım gibidir.

Gözünüz kapalı olduğu için güneşi görememeniz normal.Biri ateist biri münafık.Al birini ötekine vur.

Ayetin devamına baksan anlardın.

"Rüzgarı aşılayıcı olarak gönderdik" dedikten sonra neden "Böylece semadan su indirdik de, sizi onunla suladık." diye devam etsin?

Senin dediğin gibi olsa "Böylece bitkiler yarattık" diye devam etmesi lazımdı. Biraz mantığını kullan.

Sen aşılayıcı diye çevirenlere ne bakıyorsun, onların işi din satmak, hele Ahmet Tekin diye birisi var, neredeyse bitkilerde döllenmeyi anlatacak ayeti çevireyim derken.

"Biz rüzgarları tozlaşma yapması için aşılayıcı ve bulutları yoğunlaştırıcı olarak görevlendirdik. Gökten su indirerek depoladık. Bu su ile sizin su ihtiyacınızı karşıladık. Siz, yeterli suyu depolayamıyorsunuz."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu da olabilir:

Ahmed Hulusi : Biz rüzgârları (fikirleri), aşılayıcılar (yeni düşünceler - buluşlar oluşturucu) olarak irsâl ettik. . . Semâdan bir su (bilgi) inzâl ettik de sizi onunla suvardık. . . Onu saklayıcı siz değilsiniz.

Bu da başka bir sahtekar. Bir ayet bu kadar farklı tercüme edilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu da olabilir:

Ahmed Hulusi : Biz rüzgârları (fikirleri), aşılayıcılar (yeni düşünceler - buluşlar oluşturucu) olarak irsâl ettik. . . Semâdan bir su (bilgi) inzâl ettik de sizi onunla suvardık. . . Onu saklayıcı siz değilsiniz.

Ahmet Hulusi gibi şeytani tasavvufçuyu da islam alimi ayptın ya; daha ne diyeyim.

Kuran ayetlerini ondan daha iyi tahrif eden yok vesselam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu bir çeviri.Kelimenin anlamı yüklü imiş zaten.Hadi bu ayete bakın da iman edin demiyorum.Öylesine gösterdim.Tepkileri merak ettim.Bazen yaparım böyle şeyler ben. :)

Ayrıca, "yüklü", üreme terminolojisinde "dölleyici" değil, "döllenmiş" yani "hamile" anlamına gelir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Rüzgarlar bitkilerin tozlaşmasında çok önemli bir role sahiptir.Ayette rüzgarların bu özelliğine vurgu yapılıyor.Siz ne dersiniz?

Diyelim ki ayet bu özelliğe vurgu yapıyor sence ağaçların ve çiçek tozlarının nasıl döllendiği İslam ve Muhammed peygamberden önce de bilinmiyor muydu?

M.Ö. 870'de yani Muhammed peygamberden 1400 yıl önce aşağıdaki kabartmada görüldüğü gibi Asurlular yapay olarak hurma ağaçlarını tozlamasını biliyorlardı mesela.. Onlara bunu Hızır Aleyhisselam söylememiş herhalde.. Demek ki Asurlular her zaman Tanrının rüzgar gönderip hurma ağaçlarını tozlamasını beklememiş kendileri de bu işe el atmış.

mural.jpg

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu bir çeviri.Kelimenin anlamı yüklü imiş zaten.Hadi bu ayete bakın da iman edin demiyorum.Öylesine gösterdim.Tepkileri merak ettim.Bazen yaparım böyle şeyler ben. :)

Aslında iyi yapmışsın, İslamcılar'ın bir sahtekarlığını daha sergilemiş oldun.

Ayetin anlamı gayet açıkken insanlar nasıl böyle bir kandırmacaya başvurma ihtiyacı duyar, anlamak mümkün değil.

Bu çevirileri yapanlar nasıl insanlar, niçin böyle göz göre göre insanları aldatmak istiyorlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahmet Hulusi gibi şeytani tasavvufçuyu da islam alimi ayptın ya; daha ne diyeyim.

Kuran ayetlerini ondan daha iyi tahrif eden yok vesselam.

Ahmet Hulusi'ye sorarsan o da sana ''Senin gibi Müslüman olmaz!'' diyecektir, sayısız kitabı var İslam üzerine, kendi tasavvufi bakışını yansıttığı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Teşekkürler kozmopolit.

Ben Muhammed'in bunu bilmediğini iddia etmedim zaten.

Almanca mealinde Rudi Paret rüzgarları "verimli" olarak tanımlamış. "Size rüzgarlar gönderdik, verimli..." demiş. Parantez içine de hemen başına (yağmurlu bulutlarla). Yani: size rüzgarlar gönderdik (yağmurlu bulutlarla) verimli.."

Ayetin devamında ise: "Gökten su indirdik ve onunla sizi suladık. Elinizde mevcut değildi." (yani stoğunuzda veya deponuzda su yokken).

Ayetin devamı su ve yağmurla ve bunu depolamakla ilgili olduğu için büyük olasıkla verimli veya dölleyici diye tanımlanan rüzgarlar bitkileri tozlayıcı veya aşılayıcı anlamında değil daha ziyade yağmura gebe veya yağmur getirici anlamında kullanılmış olabilir. Yani bu yağmur getiren rüzgarların tarım sulamasındaki hayati önemi anlatılmış. İnsanların kurak iklim şartlarında tarım için yeteri kadar su depolayabilmesi her zaman mümkün olamayacağı için bu rüzgarlar verimli oluyor. Çünkü ne bir önceki ayette ne de bir sonraki ayetlerde bitkilerden, çiceklerden, meyve veya yemişlerden, ne de tozlaşma ile alakalı olabilecek herhangi başka bir şeyden bahsedilmiyor. Aksine "bize elbette diriltir ve öldürürüz" diyor. Kast edilenin daha ziyade yağmurla birlikte bitkilerin filiz açıp doğanın canlanıp yeşermesi olayı, yani birden bire dirilmesi ve yağmur sezonu geçince tekrar sararıp solması ve doğanın ölmesi akla geliyor. Bu rüzgarlar bu yüzden verimli ve yüklü.

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...