Jump to content

Requiem'den mısralar


Recommended Posts

  • 3 weeks later...
  • İleti 138
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Requiem gitti sevgili Hacı. Özel mesaj yazarak üyeliğinin silinmesini istedi.

Hoşgeldin demişsiniz ama geç kalmışsınız.

Şiirlerini www.mevsimsiz.net adresinde aktif olarak yazıyormuş.

Mutlaka takip edeceğim onu.

Requiem gitti ama sizlerle paylaşmak

için bir şiir gönderdi yine :)

Maya Takvimi

İti bağlasan iki dakika durmaz bedenimde!

İsterseniz geri verebilirim dudaklarınızı.

Göğüslerinden ay kırıntıları dökülen kadınları sevmeyeceğim artık,

organlarınızın üstüne söz veriyorum!

Hiç bir kutsal kitapta yer almayacak vesikalık resimlerimiz

Mayalardan bu yana böyle yalnızlık görmedim ben

Uzayda hayat bulunsa, siz orada da beni terkedeceksiniz!

Requiem

tarihinde SwaN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Requiem'in tüm foruma selamları var.

Ayrıca, aşağıdaki şiirlerini de Hacı ve Ifeelgood için

buraya asmamı istedi. :)

......................

Miladı dolan adamın sesi , sahte peygamber gibi kokar geceleri...

''Mersinden mi kalktın sen bugün ?'' diye sordu, kadın.

Islak ve ufalanmış güvercinleri gemilere attığında,

her seferinde bunu yapmak zorunda mısın sen ?

evet her sefer bunu yapmak zorundayım

çünkü akşam seferim yok benim!

Akşamları eve dönen kadın geçiyor omuriliğimden.

Terkettiği sevgilileri dökülüyor çantasından.

Yalan derisinden çantası vardı onun

içinde, saklandığı avlusu.

Ayet gibi yüzüstü bırakıp gittiğim hastanenin acil kapısıydı elleri.

Yoğun bakımda severdi beni,

damardan biraz sesi verildiğinde uyurdum,

uyku sersemi gibi severdim onu.

Her sersem gibi sonunu düşünmeden bıçağın o aciz yüzünde parlattım günlerimi.

Bacakları dil'li geçmiş zamandı; ağzımla çekerdim içime an'ı,

aniden patlardı beynim.

Bütün sivillerden özür dilerim, orantısız aşk kullandığım için.

İki kurşun yetebilirdi bize, yaşamak için,

en azından çok uzaktan verdiğimiz selamları tam alnından vururduk.

Ağzı nefret kokan gecenin namusu olmuştur artık sensizlik,

töre cinayetine kurban gitmiştir bütün gelinlikler;

hepsi bembeyaz ve delik deşik.

Oysa biz mermilerini hep karavanaya atan iki av tüfeğiydik,

o yüzden birbirimizi hep gözlerimizle avlamayı yeğledik.

Şimdilerde el feneriyle aranmaya başlamıştır eski günler.

Lütfen bana dünya haritasında gösterin onun gözlerini,

korkmayın korkmayın onlar benim ellerim

tamam tamam indiriyorum

zaten kuru sıkıdır benim bütün cinayetlerim..

Artık bütün dar ağaçları hesap verecektir,cinayete yataklıktan

ve soruşturma dahilinde tekrar ifadesine başvurulacaktır, İsa'nın

Ve hangi din kitabında geçiyorsa ve ileride geçecekse adın,

o kitap benim kutsalımdır.

Bilincini yitirmiş kente hatırlatmak için eski günlerini,

sorulacaktır belki lobisi kuvvetli hotellerin nezninde adım ve soyadım sana.

Her hangi bir odada unutulsa da resmimin üstüne not aldığın sesim,

onu ilk sen bulursan "fotoğrafa bir daha bak!"

demiştim sana çok önceden ama

''bu fotoğraftaki adamın da bir süre sonra bıyıklarının uzaması kaçınılmazdır, ''diye

fotoğrafıı sakla, belki ilerde kirli sakal bırakır yine....

Sonsuz ve sınırsız zaman diliminde

bu aşk şiiri olmasın diye çok bıçakladım kendimi seni temin ederim

ama küçücük bir isim benzerliği bozdu iklimimi.

Tabiatım gereği, ben de her ağır yaralı gibi koştum acil servise,

bence acil bir durum olmasa da ölüm,

miladı dolmuş hastanenin girişinde sorulmuş bir sorudur hala adın!

Hem refakatçı hem hasta olmayı aynı anda becerebilen bir tutumla hesap soruyorum şimdi!

Yanlış teşhisten mi kaynaklanıyor

bacağından çıkarıp beyin sapıma koyduğun yanığın

hala canımı acıtması ?

Requiem

....................

Çürümüş mukoza ve Popper hikayeleri

küflenmiş bir kadının gözleri vardı elimde

gördükleri bulaşmıştı tenime

hiç de hoş değil bir kere,

gözünün önünde dudaklarını çürütmem.

Requiem

.................

Birgün siyah bir kuğu geldi

ve Popper'e ''yanlış yapıyorsun'' dedi....

Requiem.

tarihinde SwaN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

cehennem kokan eteğin ile geliyordun bana doğru habersizce...

bir dalgınlık zamanı kadar yakındın fakat,

bir sarışın efsanesiydi bizimkisi

yanan bir çöptenekesinin yanından geçer gibi esrarlıydı gözlerin

ve sonra ağzını kapattın yanakların ile beraber

adımların hızlandı,yanımdan geçerken biraz fazla yanımdandı.

ve sol omzunu haififçe geri çektin dokunmak istemezcesine

ve gittin ve ben arkandan baktım bir süre

ve adımların yavaşladı

ve ben döndüm yeniden

öldüm yeniden

Link to post
Sitelerde Paylaş

sırf seviglere, sırf terkedilenlerin içindeki nefrete inat seviyorum hala seni

artık ağlamıyorum aklımdan çıkmadığına

ve çaresiz hissetmiyorum kendimi...

çünkü her sabah kahvaltıyı beraber yapıyoruz

beni işe gönderiyor

eve gelirkende karşılıyorsun ne güzel

her dükkanda beni buyur eden sensin içeriye

patronumun kızı sensin

kapıcımın kızı sensin

dil kursunda da beraberiz hemen önümde oturuyorsun

aidatlarımı vermek için sabırsızlanıyorum müdirede sensin

bankadaki tahsildarda sensin ...

her şey sen, herkes sen....

yanlızlığımın arkadaşısın

ve ben bu tek kişilik ilişkimde en çok seni seviyorum

tarihinde sadeceta tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Requiem'in tüm foruma selamları var.

Ayrıca, aşağıdaki şiirlerini de Hacı ve Ifeelgood için

buraya asmamı istedi. :)

......................

Sevgili Swan,

Lütfen Requiem'e sevgi ve selamlarımı iletin. Teşekkürlerimle birlikte tabii.

Arada bu başlığa uğrayıp rastgele bir sayfa tıklıyorum ve karşıma çıkan herhangi bir şiiri okuyorum.

Her defa öyle yapıyorum...

Mesajı ilettiğiniz için size de teşekkür ederim.

Sevgilerimle.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 months later...

Azazel ve Feynman Üzerine İnceleme Şiiri

Yenilir yutulur birşey değil,ağzından do'yu

ağzıma düşürmeden almam

do'lu bir hafıza kartı yanmış ikimizin ortasında

belleğimin üstünde azgın plaklar

ve devriyesi bitmeyen devrik gidişi muhabbet'

mukaddes bir teoriye göre

gönül hicranında yakılan son sigara

küçük alemetlerimden biri

kızgın sonda ile atıldığımda tenimden dışarı

ikimizin arasında kopacak kıyamet

önce böbreklerimiz düşecek yerlere

ardından tenlerimiz üstümüzde zift rengini alacak

siyahi güvercinler çocuklarını düşürecekler rahimlerinden

ay kadınların başını tutacak,kan zehre cefa boylarında

muazzam rengiyle yıldızları boyayacak,kirin renginde

'' ve ben sana sadece çiçek getirmem bilirsin

getirdi mi yanında çiçeksinide getirirdim

zapt tutsun diye,''

çiçekçiler,en güzel çiçeklerini çıkarıp bellerinden

ateş edecekler put gibi bedenlerimize

bam bam bammmm bammmm

yıkılacağız iki orospuçocuğu gibi yere

sırtımız yerin geçici atmosferi

bileklerimize işlenecek göz renklerimizin bandrolleri

ardından Descartes belirecek gökte

ve son büyük alamet olarak bizim sırtımıza ilikleyecek sevmediğimiz hayvanları

örneğin kedi!

ağzımızdan çıkan soğuk nefesten dolayı

uçucu her hayvan zatürre geçirecek son alamette

şevk içinde göğün damarlarından çekildiğinde

ayak tırnaklarınla dolu benliğim hesabı diyar meclisine

azazel velev ki ; unutsun Feynman'ın onayladığı her intiharımın

estetik değerinin gaybın afakında dilinle müşterek olduğunu

velev ki ; unutsun ağzımın yağını sadece ağzınla sildiğimi

velev ki unutsun ; bana sıkılan her kurşun çekirdeğinin

vücudumda tamamlanmayı bekleyen şiirin

imla delikleri olduğunu

önemi yok

kıyamet kopmuştur

Richard, ölülerin benim çevremdeki hareketlerini bir yere kaydet

sonra kaybet!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kontes Gömleği

elbette şiddet çözecek

tenlerimizin ağır kokusu ile beslenmiş meselelerimizi

darplarımız bizim nöbetçi velilerimizdir

hayır hiçbirinize izin vermiyorum,gece onikiden sonra

bedenlerinizden bir adım dışarı atmayacaksınız

elbette şiddet halledecek

yediğiniz tokatları ateşte eritip masum mezartaşları yapmayı öğreneceksiniz

yumruklardan;nasıl el işi göz nuru nevresim takımları yapıldığını

dişlerinizi dikmeyi öğreneceksiniz,ve dişlerinizden

bileklikler, ve duylar yapmayı

duymadınız galiba

bacaklarınız yandıysa lambaları kapatacaksınız

onunla aydılanacaksınız, göbeğinizin üstünde çay demleyip

sabah ezanına kadar kendi dudaklarınızı affedeceksiniz

kelam sahibi olmuş ölü hainler divanında

mecburen affedilmiş bazı acıları

türkçeye çevirdikten sonra,bir de bana çevirin bakalım

çok uzun zaman önce öldürüldüğüm için

katilimi size gönderebilirim, tanıyorum aramız iyi,sizin için

unutamadığınız yalanlarınızı tadilata almasını sağlayabiirim

ki; ego bir takım oyunudur,insan legosunun

baltayla kenarları kıyılmış,tavşan kanında bekletilmiş

ruhani lordudur,bayanlar beni affedin

içinizde unuttuğunuz erkeklerin kokusu

azmettirdi kendi mayasını

çalınan her kalp; kendi bedeninizin korkuluğudur,

ve onlar;aşka yeni başlayan icra memurlarıdır

kontesim seni ayrı tutuyorum

senin içinde başka birşey var;

senin içinde hücre duvarına asılı bir tablo var

tabloda seni affetmeyen adamın spermelerini avucuna bırakışı var

kanakalem bir çalışma ile eline verilmiş istiflenmiş terbiye kanı var

elbette bunların hepsinide şiddet affedecek

kasıklarına inen balyozun şerefli kuvvetinden

sabah ezanı yapmayı becereceksin

bayanlar sizi yine tenzih ederim

bizim içimizde kendine geç kalan iş yerlerimiz var

oval masaların üstünde unuttuğumuz yeminimsi ihmaller

ihmalin güncesinde telaşlı babalarımız var

babalarımızın elinde cinsiyetlerimiz ,cins şeriatlarımızın göbeğinde

talan edilmiş tek celsede affedilmiş kadınlarımız var

şiddetli bir kasım rüzgarından öğreneceklerimizi,yazıyoruz şimdi

kendi yüzümüze

kaçıncı kattan aşağı atlarsak atlayalım düşeceğimiz yer

aziz zemin,ve kan uğultuyu azaltan bir beste

cama yakışan en güzel leke

belkide yerde beyni patlamış olarak yatan insanlar

zeminlerin doğum lekeleri, ve aklımız;cenazelerde hep birlikte

konuşacak hiçbirsey bulamayan insanların

yüzlerini dayadıkları dökme ahlak çelikleri

uzaya dağılan et parçalarımız adına

kadınlar hep venüse doğru son nefeslerini verselerde

şiddetli bir sevişme yörüngeyi değiştirebilir

şiddetle sevişmeniz gerek, çünkü venüste nefes alacak

yer kalmadı

benim katilim bu dünyadan değil,

ben bu dünyada öldürülmeye değer bulunmayan

ama derimi size bağışlayan çingeneyim

bıçaklarınızı indirin

ben yara almayı ortaokulda bıraktım

size şiddet getirdim

size şiddetle arabesk ölüm fotoğrafları getirdim

sizi satmaya geldim

sizin için acılarınızı dövmeye geldim

sizin göz Bebeklerinizi hangi kadınlardan peydahladığınızı öğrenmeye geldim

sizde öğreneceksiniz birgün

sizi terk eden sevgililerinizin gömleklerinden

çocuk bezi yapmayı

bırakın allah aşkına işte,

6 yaşını aşmış herkes çocuktur benim neznimde

Şiddetle ağlıyasım var kontes

kaba etlerinden ağlama duvarı yapsana

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ryastwichgen

Dergahından kaçmış bir kuldu

secde edecekti,yer çekimine güvenmedi

tuttu kendi bacağına iki tane sıktı

bacağını sıkan her kadın gibi

asgari bir zevkle.....

Terbiye edilmesi imkansız sebzeler gibi azgındım,

coşkulu nehirlerin damarlarıydım, derinlerimde ölen insanlar yüzünden

yüzünüze vuran damar tıkanıklığıydım

di'li gelecek zamanda teninizin ayıbı

velhasıl kelam,yere çakılan ruhlar için ortopedik çarşaftım

beni sardılar çektiler ve göğe üflediler

sonra ağzımın kenarında biten nilüfer çiçeklerinden

lüfer balıkları yaptılar,saldılar kanımın içine

onlar yüzdüler

ama ben seksene kadar öpebiliyordum

cahilindim, kapatılan kapıların ardında unutulan kapı koluydum

kemikleri kırılan,

kemikleri emilen ve yüzüme kusulan.

Yükseliş içinde omuzları dik duran güvercinler gibi mağrur günlerdi

hatırlıyorum

henüz hiçbirinizin adı yoktu

size hiç seslenmedim ,ses etmedim

büyüdünüz üryanlığınızın üstüne metal kapladım,

sözcüklerinizden don , gülüşlerinizden organlar yaptım

bok gibi uyuyordunuz

acıdım ve dokunmadım uykularınıza

Çok zaman geçti perişan hallerin

ciklet manilerinden çıktığı günlerin üstünden

üstümüzden bir ömür treni ezerek geçti bizi

sakat ve gazilere verilecek yerimiz bile yok artık,

kulak bile veremeyiz yazık

dinleyecek birşeyimiz yok bizim

kulak zarlarımızın üstünde küflü küfürler, memelere taşan ardışık telaşlar var

kirin üstünde bir tutam menekşe kokusu kalmış ah ne güzel

vah ne güzel

biz onunda amına koyarız,

öyle şaşkın öyle ahval

terbiyesi cımbızla burun deliğinden alınmış

iki ödem gibiyiz galiba

bize basılacak tek alkol; rakı

ağlamalar hiç etik değil

haydi biraz daha sevişelim şu lambanın üstünde

ve çocuklar gelir sonra

aklı başında terbiyeli çocuklar onlar

ve gölgelerimizi asarlar meydanlarda

gölgelerimizi gömerler atların odalarına

uygunsuz vaziyette yakalanan iki ahtapot gibi inkarın ağında

birbirine tutunan iki örümcek gibi birbirimizin göğüs uçlarından çekeriz elma şekerlerimizi

ki içinde sevdiğimiz insanların çürüdüğü elmalar

ve radyolarda unutulan grotesk sigaralar

şimdi gözlerimizi acıtır,

bak bu kadını sana gönderiyorum sevgili şarkı

onu notalarınla öldür, parçala ve moleküllerinden düet yap

eski zaman aşklarına....

ortalama bir zirvenin tepesinde

vakti gelmiş bir çığdır, toparlanan hayat

hayatın dibinde irin helvası açılmış bizi bekler

ölümler tek haneli idrar testleri ve arsız nefes borularımızdan

şimdi haylaz çocuklar çitlenbik üflemektir birbirlerinin yüzlerine

öldük diyelim biz şuna

ama hali hazırda yalnızım ben ;

sen içimde kendi etini yiyecek kadar azgın bir kurt köpeği olsanda....

Requiem

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mustang Sokağı

Anne rahminden alınan kitleydim

büyüdüm, ilerledim

ilerleyin beyler arkada geviş getiren lucifer

ölmedim,kolanya bastım mikroplarıma

ohh hepsi ferahladı gündüzün sıcağında

iltihaplarımın içinde güven içinde bana teşekkür ettiler,

abartmayın bu birşey değil

vücudumdaki her sivilce mayındır, üstüne basıp patlatmayın yeter

uçuk ölü rengi olan göz rengime fırçalarını batırıp

babalarının ten renklerini açtılar

terledim terledim

terledim diyorum

alnımdan dişlerime süzülen her ter, beynimin gözyaşıdır

bunu not edelim beyler

ileride ölü çocuklar korosuna katılmak isteyenler için

boktan seçmeli bir soru olarak

karşımıza gelebilir

o yüzden karşımıza gelen herkesin sicillerinin üstüne kader mavisi alasında

işaret koyalım,sicili bozuk sicilyalı aksanıyla geliyoruz, kendi üstümüze

üstümde kadın lifleri ile nakşedilmiş bir ceket

ceketin içinde eflatun mide kaslarımla

yer verin beyler, öpüldükçe yayılan bir virüsüm

ve derimin kopyasıdır, ağzı açık ölmüş arizonalı vampirlerin

kanı ayırıştırırken kullandıkları yol levhaları

öldüm öldün öldü öldük öldünüz gerizekalılar

dinleyin beni;

evden çıkarken unuttuğunuz bir tümör

tümörün içinde korkuyla basılmış kapı zili olabilirim

ve siz de arşın gövdesinde damağa yapışan peygamber kokan planörler olabilirsiniz

erkeğin içinden vinçle çekilen kaçak konaklayan kadınların

yıkım emridir bu şiir

iş bu son vida sökülene kadar iliklerimden

tanzim edilen her göbek bağı gibi ilgi alaka içinde

felsefenin içinde yokluğun o gövde gösterisinde

yer alan vaftizi ince ses sanan zarımsı ukalalarsınız

göğüs kafesi içinde uçurumlara park edilmiş eski model mustanglersiniz

herbiriniz ve göreviniz

aynadaki suretinizi öldürmektir

teşekkürler hiçliğe bir kadın daha ilerlediniz.

Ve mevzumuzun ortasında kısık ateşte demlenen eflatun renginde

bir geç kalıştır kendimize, bu olanlar,

olanların gölgesinde biriktirilen güvercinler

masanın üstünde unutulmuş aşk şiirlerinin imla hatalarıdır,

hangi yoldan dönersek dönelim kendimize

uçurumun kenarında kendini sevgilisinin bacağına bağlayan

öteki sevgilinin bungi jumping denemesidir aşk. içinde tentürdiyot kokusu barındıran

o yüzden çekilen hiçbir otostop güzel değil fotoğraflarımızda

kendimize dönüyoruz beyler,

kendimize geliyoruz

yerdeki silaha, kan kaybından ölmek pahasına uzanmak sürüne sürüne

aklımızın balkonlarından sarkmadan ayak parmaklarımıza bakan

kadınların orjinalliğiyle kendimizi yok etmeye bir kadın daha yaklaşmanın

verdiği o şevk ve o disiplin dolu mesane torbasıyla

ölmesek de

şimdilik bu kadar yara yeter bütün sargı bezlerimize....

Teşekkürler

bir kadın daha yaklaştık

annelerimizin yüzlerine benzeyen sokaklarda

birbirimizi öldüresiye sevmeye.

requiem

Link to post
Sitelerde Paylaş

requiem forumda artık ssinnerr diye bi eleman var ve geçenlerde "Kendini şiir yazarak ifade etmenin saçmalığı..." diye bi başlık açmış idi bi göz atıver ilgini çekebilir :)

edit:

pardon ya zaten görmüşsün ve cevabını da vermişsin :)

"ssiner ; hassektör lan.."

puahahahaha

:D

hürmetlerimi sunuyorum abicim :)

tarihinde Uyusukkursun tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...