Jump to content

evren nereye genişliyor ?


Recommended Posts

Dayanakları sağlam olduğu için günümüzde en çok kabul görmüş teorilerdir.

Karanlık madde çekimsel gücü ile evreni içine doğru çekiyor diye biliyorum. Büyük Çöküş teorisi ile birlikte okumuştum.

Evren çökmüyor ki?

Artan bir hızla genişliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 130
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Evren çökmüyor ki?

Artan bir hızla genişliyor.

Çöktüğünü söylemedim, Büyük Çöküş teorisinin öngördüğü sondur.

Ayrıca dedim ki günümüzde araştırmalar sonucu karanlık enerjinin karanlık maddeye baskın çıktığını farkedilmiştir. Karanlık enerjinin gücü gitgide artmaktadır. Şu şartlar altında Büyük Yırtılma teorisi öngörülmekte. Fakat Einstein Büyük Donma'nın gerçekleşeceğini düşünmüştür.

tarihinde Milamber tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Çöktüğünü söylemedim, Büyük Çöküş teorisinin öngördüğü sondur.

Ayrıca dedim ki günümüzde araştırmalar sonucu karanlık enerjinin karanlık maddeye baskın çıktığını farkedilmiştir. Karanlık enerjinin gücü gitgide artmaktadır. Şu şartlar altında Büyük Yırtılma teorisi öngörülmekte. Fakat Einstein Büyük Donma'nın gerçekleşeceğini düşünmüştür.

Ben de zaten siz çöküyor dediniz demedim.

Siz çöküş teorisinden bahsedince evrenin çökmediğini söyledim. Evren muhtemelen çökmeyecek.

Evren genişliyor ve bu hızla giderse önce galaksiler birbirlerinden uzaklaşacaklar, sonra galaksiler dağılacaklar.. Gezegenler dağılacaklar.

Ve en sonunda atom dağılacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de zaten siz çöküyor dediniz demedim.

Siz çöküş teorisinden bahsedince evrenin çökmediğini söyledim. Evren muhtemelen çökmeyecek.

Evren genişliyor ve bu hızla giderse önce galaksiler birbirlerinden uzaklaşacaklar, sonra galaksiler dağılacaklar.. Gezegenler dağılacaklar.

Ve en sonunda atom dağılacak.

aynı şeyi diyoruz kanımca.

@inmanah

http://tr.wikipedia.org/wiki/Evren

Burda yazıyor fakat çok karmaşık. Kısaca özetlersem;

Evren başlangıçta çok sıcak ve yoğundu. Genişledikçe sıcaklığı azalıyor. Günümüzdeki sıcaklığı Big Bang'den kalan kozmik mikrodalga arkaplan ışıması ile tespit edilmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Uzay neden çok soğuk?

Sevgili inmanah.

Basit anlatım:

Gazın hacmi genişlerse, sıcaklığı azalır. İçinde basınçlı hava/gaz bulunan bir parfüm kutusu ile deneyebilirsin. Parfümü eline püskürtürsen (gazın hacmi büyüdü), çok soğuk olduğunu hissedersin. Oysa gaz kutunun içindeyken (küçük hacim) normal sıcaklıktaydı.

Çok büyük boyutlarda bakarsak Evren içindeki galaksileri gaz moleküllerine benzetebiliriz. Evren genişledikledikce (hacmi büyüdükce) sıcaklığı düşer, soğur.

Işığın kızrmızıya kayması, fotonun kinetik enerjisinin ("sıcaklığının") düşmesi anlamına gelir. Ama boş ver! Bu biraz karmaşık anlatım olacak.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de ben deneyim. Yıllar önce aşağıdaki iletiyi yayınlamıştım. Umarım anlaşılır.

ABSOLÜ SIFIR NEDİR? EVREN NEDEN ÇOK SOĞUKTUR?

Absolü sıfır ulaşılamayacak bir sayı olup hesaplanarak elde edilen bir değerdir. Kimse tarafından ölçülmemis olan bir kavramdır.

Tarihçesi 1661 yılında Robert Boyle'a kadar uzanır.

Gazlarla uğraşan Boyle, 1661 yılında havanın basıncı (P) ile hacminin (V) çarpımının, geniş bir yelpazede dalgalanmasına rağmen, belli sıcaklıklarda sabit olduğunu bulmuş ve gözlemini şu formülle ifade etmiştir.

PV=SABİT (CONSTANT)

Daha sonraları yapılan araştırmalar Boyle kanunun bir istisna dışında, sadece takribi olduğunu göstermiştir.

İstisna çok düşük basınçlarda yapılan ölçümlerdir. Çok düşük basınçlarda Boyle'ın formülü doğru sonuç vermektedir.

1800 yılında Charlese ve Gay-Lussac adında iki sivri akıllı basınç aynı tutulsa da gazların hacminin ısı ile arttığını bulmuş ve buna Charles kanunu denmiştir.

Buna göre:

V=V0(1+at)

V=Volum. Yani (t) ısısındaki hacim.

VO=0 Santigrad derecedeki hacim.

a= alfa termal genişleme kofaktörü.

t= temparatür.

Bu kanunu bulan Charles ve Gay-Lussac'a göre, a (alfa) her gaz için aynı değere sahiptir.

Charles kanunu da, Boyle kanunu gibi kesin olmayıp takribir ama, çok düşük basınç sınırında kesinleşmektedir. Bu kesinleşme anında a'nın değeri 0,003661=1/273,15 olmaktadır.

Bu değei yukardaki formüle yüklersek, görürüz ki temperatürün -273,15 cantigrad derece olduğu zaman gazların hacmi sıfıra inmektedir.

Bu nedenden dolayı -273,15 derece absolü sıfır olarak kabul edilmiştir. Bu temperatürün altına inmenin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.

Şu anda uzayın temperatürü -270 C derecedir. 13,7 milyar yıl önce son derece sıcak bir objenin genişlemesinden oluşan Big Bang uzayı ısıtmış ve bu sıcaklık hızla düşmeye başlamıştır.

Bu soğuma aslında saniyenin küsürü içinde gerçekleşmiş ve bu sırada enerji maddeye dönüşştür. Faz değişimine maruz kalan sıcak enerji maddeye dönüşürken düşen sıcaklığa bağlı olarak çesitli atomaltı parçacıklar ortaya çıkmışlardır. Bu parçacıklar daha sonra bir araya gelerek atomu oluşturmuşlardır. Big Bang absolü sıfırın hükmettiği bir hiçlik içinde vuku bulmuştur.

İçinde yaşadığımız evrende absolü sıfıra ulaşmak mümkün değildir.

İlginç olarak laboratuvarda absolü sıfırın bir derecenin milyarda biri kadar yaklaşıldığı halde, absolü sıfıra ulaşmak mümkün olamamaktadır.

Işık hızının bir limiti olduğu gibi, doğa temperatürün alt sınırına da bir limit koymuştur.

Temparatürün üst sınırı limitsizdir. Ama ne temperatür absolü sıfır olan -273,15 derecenin altına inebilir, ne de ışık hızı saniyede 300 bin km'nin üstüne çıkabilir.

Kuralları ve yasaları olan ama yine de olguları stokastik olan ilginç bir evrende yaşamaktayız. Onların ihlal edildiği şimdiye kadar gözlemlenmemiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenin özellikle bi yere genişlediği yoktur. Evrenin sonunu belirleyecek olan 2 güç vardır, Karanlık Madde ve Karanlık Enerji.

Eğer karanlık madde galip gelirse Büyük Çöküş(Big Crunch) teorisi gerçekleşecektir. Evren kendi içine çökecektir.

Karanlık enerji galip gelirse evrenin genişlemesi devam edecek, en son her şeyi parçalara ayıracaktır. Büyük Yırtılma (Big Rip) teorisi gerçekleşecektir.

Eğer olası bir durum halinde 2 durumda gerçekleşmese bile evrenin enerjisi tükenecektir(sondan kurtuluş yok), yıldızlar sönecektir. Evren donacaktır ki buna Büyük Donma(Big Freeze) teorisi denir. Günümüzde evrenin sıcaklığı 2,7 K civarındadır. Bu sıcaklık değeri aynı zamanda Big Bang'e kanıt niteliği taşır.

Günümüzdeki araştırmalar karanlık enerjinin karanlık maddeden 2'e 1 oranla daha güçlü olduğunu göstermektedir.

Einstein kartını Büyük Donma üzerine oynamıştır.

Bunları neden dedim :D Bilmiyorum :D Evrenin genişlediği özel bi yer yoktur. Bu gidişle her şey yokolacaktır. Atomlar arası bağlara kadar her şey parçalara ayrılacaktır :D

Sonuçta bu evren öyle ya da böyle yok olacak peki biz kısacık yaşamımızda yok olacağını bildiğimiz bir evrende ne düşünerek yaşamalıyız ne yapmalıyız yani, sonuçta evreni kurtarmaya kimsenin gücü yetmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Bu başlık altında "evrenin nasıl yok olacağı" "bilimsel olarak" tartışılmamalı. Asıl soru boğuluyor: "evren neyin içinde genişliyor".

selam ,

tam olarak anlamayamam sebebi ile sizlere de sormak istedim....

bunu doğru şekilde mi soruyorum bilmiyorum ama evren nereye doğru veya neyin içinde genişliyor?evrendeki herşey birbirinden uzaklaşıyor ama nereye kadar?

yani evrenin dışında neler olabilir?fikriniz var mı ?

Bu konu bir sayfa kadar iyi gidecek, sonra tıkanacaktır. Ortodoks materyalizm, aşırı deneyci bilimsellik, böyle soruların sorulmasını "yasaklamıştır",

Evrenin genişlediği bir fikir sadece. Genişleyip genişlemediği bilinmiyor. Renkleri kırmızıya kayan galaksiler bize bu galaksilerin bizden her geçen gün uzaklaşıyor olduğunu gösteriyor. Çünkü yakın olduğunu bildiğimiz galaksilerin rengi yeşil ve mavi. Yakın olduğunu biliyoruz çünkü ışığı bize daha çabuk ulaşmış galaksiler. Gerçekte genişlemiyor olabilir. Belki sabit bir büyüklüğe sahiptir ve galaksiler içinde sürekli hareket ediyordur. Bu döngü belki milyarlarca yılda bir tekrar ediyor olabilir. Yani uazaklaşıp yakınlaşıyorlardır. Belki de bir sıra takip etmeksizin tüm madde evrende kaos biçiminde yol alıyordur. Biz bulunduğumuz noktadan sadece uzaklaştıklarını farkediyoruz. Evet bize göre uzaklaşıyor ama evrenin başka bir noktasındaki gözlemciler için yakınlaşıyor olabilir. Yani hiçbir şekilde big bang kesin bir şey değil. Tüm bu teori tümüyle galaksilerin bizden uzaklaştıklarını varsayarak geliştirildi. Bizden uzaklaşıyorsa acaba herşey mi birbirinden uzaklaşıyor tahmininde bulunuluyor sadece.

Evren hakkında henüz hiçbir şey bilmiyoruz. Evrenin dışını düşünmekse bu noktada anlamsız. Çünkü iç ve dış mantığı ile çözülemeyeceği kesin. Mutlaka dünyada algıladığımız anlamda bir mantıkla ne atmosfer dışını ne de evreni anlayabiliriz.

Hangi noktada düşünmeye başlıyacağız; "bu toplum buna ne zaman hazı olacak?"

Evrenin genişlediği bir tahmin falan değildir. Bunu söyleye söyleye dilimde tüy bitti. Bilimsel bir gerçektir. Bu bilimsel gerçeği kabul etmeyen kişi tüm bilimi de rahatlıkla reddebilir.

Adam Darwinci beyler... Big Bang için ne demesini beklerdiniz.... "Evriliş Teorisi" gibi bu da çok fazla bilimsel gözleme dayanıyor. Ayrıca kendisi de matematikçe ve mantıkça epey tutarlı.

Evren bir balon gibi genişliyor.Neyin içinde genişlediğini bilmiyoruz.Dışında ne olduğunu da bilmiyoruz.Başka evrenler olabileceğini de söylüyorlar ama belli değil.Belki 7 tane evren vardır,kim bilir..

3 boyutun ötesinde (+3) bir ortamda genişlemesi akla yatkın.

Evren hiçbirşeyin içinde genişlemiyor. İnsan aklının uzay-zaman algısı hatalı olduğu için böyle düşünüyoruz ancak bu doğru değil. Evren bir boşluğun içinde genişlemiyor, boşluğu kendisi üretiyor.

Doppdoğru. Fakat felaket derecesinde yanlış aslında.

Evet 3 boyutlu, bildiğimiz bir ortamda genişlemiyor. Önce bunu anlamak çok çok önemli. Fakat aklımız bizi 4üncü boyuta çekiyor işte. Hatta daha fazlasına.

Evrenin dışı algılayamayacağımız bir ortamdır mı diyorsun?

Bence öyle.

3 boyut ötesini 5 duyumuxla algılayamıyoruz ama matematikle çözebiliyoruz, üstelik belki duyu ötesi bazı algılarımız var, hatta bilmek, düşünmek... bunlar ne ki acaba...

Evrenin içi-dışı yok. Balon örneğini vermişsin. Balon yüzeyinde sürekli yürüyen bir karınca balonun dışına çıkabilir mi? Çıkamaz. Sen balonu 3 boyutlu gördüğün için sınırları varmış olarak algılıyorsun. Ancak 2 boyutlu bir canlı için balon sonlu ama sınırsızdır. Evren de öyledir işte. Sonlu ama sınırsız.

Evet, en güzel örnek budur.

Fakat, siz, bir adım ötesinde artık, karınca için balonun dışı kavramı olmadığı halde, yine de balonun dışının "var olduğunu" kabul eder misin artık?!

Bir karınca için bir futbol sahası sınırsız gözükebilir.Biz insanlar da bu nedenle evreni sınırsızmış gibi algılıyor olabiliriz.Sınırsız kavramını beynimiz tam algılayamıyor galiba.Ya da boşluk kavramını. :wacko:

Yok... cık... hayır bu değil. İki boyutlu olduktan sonra karıcanın algılamasında bir sorun yok.

Soru evren neyin içinde genişliyor olmalı..

Dünyaya gelen ışığın tayfının kırmızıya kayması evrenin genişlediğini gösteriyor.

Bize yaklaşan galaksilerin tayfı ise maviye kayıyor.

Kırmızıya kayma rastgele bir olay değil. Eğer rastgele olsaydı, kırmızıya kayma oranı yüzde 50 olurdu. Veya şimdikinden çok daha küçük bir oran olurdu.

Galaksilerin yüzde 90'dan fazlasının tayfı kırmızıya kayıyor. Hatta bu genişleme hızı ölçülüyor bile. İlk bulan Hubble.

Evren sonsuz bir boşluğun içinde mi genişliyor, yoksa genişlerken sonsuz bir boşluk mu oluşturuyor?

Pratik olarak hiç farketmez. Sonuç olarak sonsuz bir boşluk var.. Herşey onun içinde gerçekleşiyor.

"Balondaki karınca" önermesine göre, bu boşluk, an azından 3'den fazla boyutludur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

evren boşluğun içinde genişliyor....

boşluk nedir...

boş yani bişey yok ...

mesela dünyayla ay arasında yada diğer yıldızlar arsında gece baktığımız zaman kapkara görünen o boşluk var ya işte o yani...

bu boşluk nerden geldi nasıl oluştu nasıl boşaldı diye sormaya gerek yok...

boşluk bir yerden gelmez oluşmaz o zaten kendisi bir yaratıcıya ihtiyaç duymaz...

bu tarifler bir yerden anıdık geliyor ama nerden...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenin sonuyla ilgili teorilerin pek çoğu insanları korkutmak amacıyla abartılmış olabilir arkadaşlar, daha bilmem kaç milyar yıl ömrü var bu evrenin, insan beyni öyle bir çalışıyor ki değil dünyayı kurtarmak belki ilerde evreni kurtarmakla ilgili bile fikirler öne sürülür. Ya evren yok olsa bile enerji yok olmayacak diyorlar, evrende enerjiden başka şey yoksa eğer biz oturup evren şöyle yok olacak, böyle yok olacak diye ağlayacağımıza bu enerji üzerine konuşalım, bu enerjiye kutsallık atfedelim, ya da maddeye kutsallık atfedelim demiyorum sadece biraz da güzel şeyler konuşalım. SÜrekli evren şöyle yok olacak böyle yok olacak içim karardı ya, herşey enerjiyse biz de bu enerjinin bir parçasıysak kendi varlığımızın bu kadar da anlamsız olduğunu düşünmüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani yıldızı görüp de arada bilmem kaç milyon yıl uzaklık var denilmesi gerçekten tuhaf, sizin de dediğiniz gibi ışık var başka birşey yok, mesela ışıktan hızlı olduğu iddia edilen nötrinolar varmış bir de, içimizden dışımızdan heryerimizden geçip gidiyorlarmış, dediğiniz gibi kainatı anlamak kolay iş değil, beynimizin algılayamadığı bir sürü şey var, düşünüp düşünüp de içinden çıkamadığım bir sürü konu var elbet.

Hayatımda okuduğum en saçma mesaj.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu evren olunca (Benzer şekilde başka bir kaç konu daha var) garip davranış tarzları sergileniyor.

Buradaki başlıktan sadece bir kaç örnek:

- Doğru bildikleri olgulara dahi "yanlıştır" gözüyle bakmalar.

Cuvcuv 2: Renkleri kırmızıya kayan galaksiler bize bu galaksilerin bizden her geçen gün uzaklaşıyor olduğunu gösteriyor. Çünkü yakın olduğunu bildiğimiz galaksilerin rengi yeşil ve mavi. Yakın olduğunu biliyoruz çünkü ışığı bize daha çabuk ulaşmış galaksiler. Gerçekte genişlemiyor olabilir. Belki sabit bir büyüklüğe sahiptir ve galaksiler içinde sürekli hareket ediyordur. Bu döngü belki milyarlarca yılda bir tekrar ediyor olabilir. Yani uazaklaşıp yakınlaşıyorlardır. Belki de bir sıra takip etmeksizin tüm madde evrende kaos biçiminde yol alıyordur. Biz bulunduğumuz noktadan sadece uzaklaştıklarını farkediyoruz.

BU kadar "olabilir" ifadelerinden sonra kesin ifadeler:

Evren hakkında henüz hiçbir şey bilmiyoruz. Evrenin dışını düşünmekse bu noktada anlamsız. Çünkü iç ve dış mantığı ile çözülemeyeceği kesin. Mutlaka dünyada algıladığımız anlamda bir mantıkla ne atmosfer dışını ne de evreni anlayabiliriz.

:D

- Ben anlamıyorum, öyleyse bu dünyada anlayan kimse yoktur:

Bersan:

Bol bol "olabilir", "belki" ifadelerinden sonra kesin nokta koymalar:

sizin bu aklınızın almadıkları sadece size özel bir durum değil, dünyada hiç kimsenin aklı almıyor, bir olağanüstü durum var,

Kehanette bulunmalar:

belkide 100 yıl sonra bu konuların hepsi unutulacak. şuanki bilinen aslında hiçbirşey.

Bu gibi "belki"li kehanetlerin peşinden "belki"siz kehanetler:

bu kainatı anlamak mümkün değil.

- Akıl izah edemiyor.

Bersan'ın yazılarında geçiyor.

ran99: Arkadaşım ben bu zaman kavramına bir türlü inanamıyorum,ve devamı.

Ama ran99'un anlatımı kendi özel durumunu ifade ettiğ için, gayet samimi ve olumlu bir ifade tarzı.

Fakat bir sonraki iletisinde

eğer zaman diye birşey varsa 100 yıl sonra unutulacak,

diyerek kehanette bulunmasın mı! :D

İyi de...

Bu davranış tarzlarını "akıl izah ede"biliyor mu?

:D

Sevgiler

Evet.

Benim de düşüncem bu kırmızıyla işaretlediğim yönde.

Mobius şeridi veya klein şişesi gibi ancak bunlardan daha farklı algılayamadığımız ve hem iç/hem dış, hem genişleme/hem daralma, hem patlama/hem vakum, bildiğimiz tüm kavramların iç içe olduğu bir yapı bana göre.

Daha doğrusu öyle olmalı.

Ve bu durum kuvvetleri de açıklıyor bence.

Maddenin temel kuvvetlere dönüşmesi (kuvvetler de parçacıktır sonuçta) ancak tezatların bir arada olduğu bir ortamda oluşabilir. Sadece genişleme olsaydı tüm madde aynı davranışları gösterirdi.

Genişleme tek başına değil demek ki, daralma ile birlikte aynı ortamda bulunuyor ki madde davranış çeşitliliği gösteriyor.

Ancak bana göre maddede kuvvetler oluştuğuna göre bu evrendeki ilk döngü değil.

Bu sefer de kaçıncı döngü bu acaba sorusu çıkıyor ortaya.

Kaçıncı döngü derken, kaçıncı 13.5 milyarıncı yıl demek istiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

evren boşluğun içinde genişliyor....

boşluk nedir...

boş yani bişey yok ...

mesela dünyayla ay arasında yada diğer yıldızlar arsında gece baktığımız zaman kapkara görünen o boşluk var ya işte o yani...

bu boşluk nerden geldi nasıl oluştu nasıl boşaldı diye sormaya gerek yok...

boşluk bir yerden gelmez oluşmaz o zaten kendisi bir yaratıcıya ihtiyaç duymaz...

bu tarifler bir yerden anıdık geliyor ama nerden...

boş uzay mı?

yoksa boş kağıt mı? Boş kağıt, yaratılmaya ihtiyaç duyan bir nesnedir.

yoksa yoksa

bomboş bir hortum mu?... bir hortumun ya da bir damarın içinde hiçbir şeye rastlamadan milyonlarca yıl gittiğini düşün. Halbuki, avuç içine sığan bir yumak olabilir bu.

... yoksa boş kafa mı? hangisi yaratılmaya ihtiyaç duymaz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

peki arkadaşlar bizim galaxsimiz acaba evrenin hangi noktasında acaba bu biliniyormu kıyısındamı ortasındamı. veya orta veya köşe varmı fikri olan varsa yazabilirmi.

ücra bir köşesinde.

hiç bir özel bir niteliği yok. tabii evrendeki analitik-geometrik konumunun bir özelliği yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenin sağı, solu, ortası, kıyısı tanımı var mı?

evrenin sağı solu vardır yoksa boyut dediğimiz şey var olmazdı ama ortası ve kıyısı konusunda haklı olabilirsin.Ancak bunun için evren sonlu sonsuz mu onu bilmemiz gerek sonu olan her şeyin kıyısı merkezi vardır.Astronomlar evreni ölçerken dünyayı merkez kabul ederler dünyadan baktığımzıda tüm doğrutularda 14 milyar ışık yılı bizim evrenimizdir.İlerisi varmı yokmu bilmiyoruz çünkü onların ışı bize ulaşmadı .

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...