Jump to content

BİLİMSEL SOHBETLER SERİSİNDEN... 1


Recommended Posts

onu biliyorum, lakin elle tutulur gözle görünür birşey yokmu, 100 yıl öncede tavşan şuanda tavşan olan gibi bir canlı varmı diye sordum, yani bilinen ilk tavşan ile şuanki tavşan gibi vs.

300 yıl önce leylek şuanda leylek yada ilk leylek ne zaman ortaya çıktıysa artık :)

devrik cümleler oldu kusura bakma.

Öyle birşey 300 veya 500 yıl öncesinde mümkün süreyi uzatırsan, milyon veya yarısı diyelim, imkansız. Zaten bulunursa teori çöker.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 181
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Öyle birşey 300 veya 500 yıl öncesinde mümkün süreyi uzatırsan, milyon veya yarısı diyelim, imkansız. Zaten bulunursa teori çöker.

mesela atıyorum 500 yıl öncesine ait bir leylek fosili ortaya çıktı, bu teoriyi çıkmazamı sokar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bir üste bakarsan bellerophona selam mahiyeti taşıyan soru olduğunu yazdım, yani soru belleye idi, evrim teorisini bilmemek suç değil, bilmiyorum bilene soruyorum, bu seni neden rahatsız etti.

tabi bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. aferin. takdire şayan bir hareket. kutlarım. ancak iyi niyet perdenin altında bir art niyet seziyorum. o da değilse sanırım öğrenme, akıl, fikir yürütme, karar alma melekelerinde araz var. bu kadar öğrenmeye hevesli olarak forumda bu kadar vakit geçirdikten sonra hala dini terketmemen beni bu düşünceye itiyor. açık ve net. bunları iyi niyetle söylediğime emin olabilirsin. laf sokayım falan derdi taşımıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

mesela atıyorum 500 yıl öncesine ait bir leylek fosili ortaya çıktı, bu teoriyi çıkmazamı sokar.

Süreyi açıkladım, 500 yıl evrim için çok küçük bir rakam. 200.000 belkide daha eski getirmek gerekir.

Eğer diğer canlılarda da aynı olayı yakaladıysan, teorinin yenisinin gelme vaktidir. Tek veya 20 canlı için araştırma yapılıp, açıklaması yapılabilir. Ama milyon tane tür için biraz zor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgili belle, size bir soru , hacı kızıyor benim sorularıma ama sen yanıt verirsin belki, yanıt vermesende çokda önemli değil sorunun amacı size mrb mahiyteti içeriyor :)

soru : hiç evrimleşmeden günümüze yada günümüze yakın bir zaman kadar gelmiş bir hayvan yada baska bir canlı varmıdır. mesela 300 yıl öncede örümcek şimdide örümcek olan yada 500 yıl önceki arı ile şuanki arı gibi yada bir balık türü gibi vs.

bozulmamış bu şekilde yaşayan canlıları söylermisiniz rica etsem.

Bilimsel bir terim olmayan ama yine de gayri resmi olarak kullanılan "yaşayan fosiller" çok uzun dönemler boyunca (milyonlarca yıl) pek değişiklik geçirmeden günümüze kadar gelmiş olan canlılara verilen addır. Bunlardan en bilinenler mesela Crocodilia ailesinin bir üyesi olan timsahlar olup timsahların tarih öncesi çağlardan bu yana yani 66 milyon yıldan beri pek az değiştikleri düşünülür. Buna rağmen bu süre içinde fosil kayıtlardan anlaşıldığı üzere timsahlarda gözler daha üstlere kaymıştır. Ama 66 milyon yıl öncesinden çok çok daha gerilere baktığımızda günümüz timsahların henüz ortaya çıkmadıklarını görürüz. Bunun yanında şimdiye kadar yaşayan fosil olarak düşünülen timsahların da değiştiğini atalarının çok daha farklı olduklarını Madagaskar'da son olarak bulunan kedi büyüklüğündeki Simosuchus clarki fosili göstermiştir. En eski timsahların yani günümüz timsahlarının atasının boyut olarak küçük olup etçil değil, otçul olduğu ve basık burunlu bir tür olduğu ortaya çıkmıştır.

Diğer bir örnek nesli tükendiği düşünülen ve yeniden keşfedilen ve hiç değişmediği sanılan coelacanth isimli bir balık türüdür. Coelacanth da az oranda değişim göstermiştir, daha önce sadece sığ sularda yaşayan bu balık zaman içinde derin sularda yaşayacak şekilde uyum geçirmiştir.

Genel olarak yaşayan fosillerin fosil iskeletlerindeki değişimler çok küçüktür ve genomdaki değişiklikler ise fosillerde görünmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tabi bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. aferin. takdire şayan bir hareket. kutlarım. ancak iyi niyet perdenin altında bir art niyet seziyorum. o da değilse sanırım öğrenme, akıl, fikir yürütme, karar alma melekelerinde araz var. bu kadar öğrenmeye hevesli olarak forumda bu kadar vakit geçirdikten sonra hala dini terketmemen beni bu düşünceye itiyor. açık ve net. bunları iyi niyetle söylediğime emin olabilirsin. laf sokayım falan derdi taşımıyorum.

kardeş, dini neden terkedeyim ki, bana faydası olan bir olguyu nedne bırakayım, mutluyum , huzurluyum, sağlıklıyım, hayatım dengeli ve ölçülü, temiz ve bakımlıyım, yani bana sürekli katkı sağlayan birşeyi nedne terkedeyim.

konuyu neden illa dine bağlıyorsun onu anlamıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

mesela atıyorum 500 yıl öncesine ait bir leylek fosili ortaya çıktı, bu teoriyi çıkmazamı sokar.

500 milyon yıl öncesine aitse evet teori yanlışlanmış olur.

Diğer örnekler; dinozorlardan önce yaşamış bir kedi, leopar, panda, ayı, balina, ya da ilk ilkel balıklardan önce yaşamış bir zürafa, antilop, camız, su aygırı bulunursa teori yanlışlanmış olur.

Veya 600 milyon yıldan daha eski bir fil, aslan, koyun, keçi, köpek, maymun, ya da başka bir memeli hayvan ya da kanguru gibi başka bir keseli hayvan bulunursa.

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimsel bir terim olmayan ama yine de gayri resmi olarak kullanılan "yaşayan fosiller" çok uzun dönemler boyunca (milyonlarca yıl) pek değişiklik geçirmeden günümüze kadar gelmiş olan canlılara verilen addır. Bunlardan en bilinenler mesela Crocodilia ailesinin bir üyesi olan timsahlar olup timsahların tarih öncesi çağlardan bu yana yani 66 milyon yıldan beri pek az değiştikleri düşünülür. Buna rağmen bu süre içinde fosil kayıtlardan anlaşıldığı üzere timsahlarda gözler daha üstlere kaymıştır. Ama 66 milyon yıl öncesinden çok çok daha gerilere baktığımızda günümüz timsahların henüz ortaya çıkmadıklarını görürüz. Bunun yanında şimdiye kadar yaşayan fosil olarak düşünülen timsahların da değiştiğini atalarının çok daha farklı olduklarını Madagaskar'da son olarak bulunan kedi büyüklüğündeki Simosuchus clarki fosili göstermiştir. En eski timsahların yani günümüz timsahlarının atasının boyut olarak küçük olup etçil değil, otçul olduğu ve basık burunlu bir tür olduğu ortaya çıkmıştır.

Diğer bir örnek nesli tükendiği düşünülen ve yeniden keşfedilen ve hiç değişmediği sanılan coelacanth isimli bir balık türüdür. Coelacanth da az oranda değişim göstermiştir, daha önce sadece sığ sularda yaşayan bu balık zaman içinde derin sularda yaşayacak şekilde uyum geçirmiştir.

Genel olarak yaşayan fosillerin fosil iskeletlerindeki değişimler çok küçüktür ve genomdaki değişiklikler ise fosillerde görünmez.

tşkler kozmopolit , yürüyen ansiklopedi gibisin. her açıklaman wiki gibi.

saol

Link to post
Sitelerde Paylaş

Daha ziyade dinozorlardan önce yaşamış bir kedi, leopar, panda, ayı, balina, ya da ilk ilkel balıklardan önce yaşamış bir zürafa, antilop, camız, su aygırı bulunursa teori yanlışlanmış olur. Veya 600 milyon yıldan daha eski bir fil, aslan, koyun, keçi, köpek, maymun, ya da başka bir memeli hayvan ya da kanguru gibi başka bir keseli hayvan bulunursa.

öğrenmek istediğim buydu çok saol. tşk ediyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş

Süreyi açıkladım, 500 yıl evrim için çok küçük bir rakam. 200.000 belkide daha eski getirmek gerekir.

Eğer diğer canlılarda da aynı olayı yakaladıysan, teorinin yenisinin gelme vaktidir. Tek veya 20 canlı için araştırma yapılıp, açıklaması yapılabilir. Ama milyon tane tür için biraz zor.

500 milyon yıl yazacaktım :)

milyonlar nekadar kolay ifade ediliyor değilmi, klavyeyi alıyorum ve 500 milyon yıl yazıyorum :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

çok güzel açıklama yapıyorsunuz teşekkür ederim.

ilk insandan günümüze gelene kadar evrimleşmenin temeli neye dayanır, doğal seçilim mi yoksa türler arası dölleme mi?

yoksa bunlar benim anladığım gibi çok karmaşık bir yapı içerisinde yaşamda kalabilen türlerin hayatta kalmasıyla mı oldu.

yaşamın çağdaş açıklamalarının tümünün anahtarı, birikimli seçilimdir. birikimli seçilim, olasılığı kabul edilebilir bir olayı(gelişigüzel mutasyonlar) gelişigüzel olmayan bir sırada biraraya getirir. öyle ki gelişigüzel olmayan bu dizinin sonundaki tamamlanmış ürün çok çok şanslı olduğu görüntüsünü verir. evrenin bugünkü yaşından milyonlarca kere uzn süre verilse bile salt rastlantı eseri gerçekleşme olasılığı çok çok düşük bir ürün görüntüsüdür bu. birikimli seçilim anahtardır fakat başlatılması gerekir ve birikimli seçilimin kökeninde tek adımlık bir rastlantı olduğunu varsayma gereğinden kaçamayız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

soru : hiç evrimleşmeden günümüze yada günümüze yakın bir zaman kadar gelmiş bir hayvan yada baska bir canlı varmıdır. mesela 300 yıl öncede örümcek şimdide örümcek olan yada 500 yıl önceki arı ile şuanki arı gibi yada bir balık türü gibi vs.

bozulmamış bu şekilde yaşayan canlıları söylermisiniz rica etsem.

Evet vardır: Stromatolitler, mavi-yeşil algler olarak bilinen siyanobakteri gibi mikroorganizmalar..

Yalnız denizde ve karada yaşayan tüm omurgalı hayvanları ve kara bitkilerini unutman gerek. Böcekleri de.. Bunlardan hiç yok.

öğrenmek istediğim buydu çok saol. tşk ediyorum

Rica ederim, seve seve Bersann.

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Genelde kısır olması, hepsinin kısır olduğu anlamına gelmiyor.

Yüzlerce (belki binlerce) hayan türü ile, onbinlerce hibrid bitki türü kısır değil.

Her hayvan her hayvanı dölleyebilseydi, bizim köylerimizde yarı insan yarı eşek çok hibrid canlı olurdu.

Hibrid türlerin kısırlığından vazgeçtik, ortaya çıkmaları bile bir mucize aslında.

Ama mümkün.. Onbinlerce fertil hibrid canlı var bu garip dünyada...

Onlara artık ne dersiniz bilmiyorum. Allah'ın mucizesi diyebilirsiinz. Hikmetinden sual edilmezmiş.

Laboratuvar ortamlarında yapılan melezleştirmeleri lütfen evrim saymayın. Evrim gerçek mana da olsaydı şimdiye kadar çoktan yasa olmuştu. Ayrıca türler aradaki melezliği bir düşünsenize, insan ırkı yerine kimbilir ne tip yeni yaratıklar türüyordu. Neyse ki bir maymunla çiftleşip, değişik bir ucube türü doğuran biri görülmedi...

tarihinde bakifani tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Laboratuvar ortamlarında yapılan melezleştirmeleri lütfen evrim saymayın. Evrim gerçek mana da olsaydı şimdiye kadar çoktan yasa olmuştu. Ayrıca türler aradaki melezliği bir düşünsenize, insan ırkı yerine kimbilir ne tip yeni yaratıklar türüyordu. Neyse ki bir maymunla çiftleşip, değişik bir ucube türü doğuran biri görülmedi...

Laboratuvardan bahseden kim?

Biz doğadan bahsediyoruz. Ayrıca iki tür birleşip yeni bir türün ortaya çıkmasına neden olursa, onlar neden ucubet olsunlar.

Katır ucubet mi? Kızıl kurt ucubet mi?

Ucubet sizin uydurmanız. Doğada ucube diye bir kavram yoktur. Evrim yasadır. Ayrıntıları teoridir. Ayrıca bilimsel teoridir.

Bilimde her şey teoridir. Daha temeli bilmiyorsunuz ama yorum yapmaktan çekinmiyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kızıl kurd üzerinde tartışmalar devam ediyor. Ayrı bir tür kabul edenler var. Bilime inanıyorsun madem ki ,önce şüpheci bak. Hemen evrim diye atlama istersen. İnançların ile bilimi ayır..

Kızıl kurt yüzlerce, belki de binlerce, hibrid hayvandan biri.. Biri eksik olsun.. Bitki dersen onbinlerce hibrid bitki var.

Neyin tartışmasını yapıyorsunuz bilmiyorum. Bilimden neden kuşkulanayım? Bir neden mi var?

Uçaklar hala uçuyorlar, değil mi? Bilim uçak uçar diyor. Senin kuşkun mu var?

Gorile neden bu kadar çok benzediğini düşün istersen.

Bilim düşmanlığı yüzünden geri kaldınız zaten. Allah inancı yetmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Özellikle mısır değil mi? Saf mısır bırakmadılar piyasada. Labarotuvarlarda ürete ürete saf mısır tarih oldu. Haa doğru, hibrit bitkilerde belki 100. kuşakta yeni nesil üretken tohum elde edilmiştir, yeni küçück salatalık türlerimiz için tohumumuz var şimdi. Labaratuvar ortamında elde edilen yeni nesil hormanlu ürünler den saf, organik gıdaları hasretle arar olduk...

tarihinde bakifani tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Özellikle mısır değil mi? Saf mısır bırakmadılar piyasada. Labarotuvarlarda ürete ürete saf mısır tarih oldu. Haa doğru, hibrit bitkilerde belki 100. kuşakta yeni nesil üretken tohum elde edilmiştir, yeni küçück salatalık türlerimiz için tohumumuz var şimdi...

Özellikle buğday. Sonra pamuk. Labta üretim dersen.

Ne zararı var genetiği değiştirilmiş veya ıslah edilmiş bitkinin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Neyse ki bir maymunla çiftleşip, değişik bir ucube türü doğuran biri görülmedi...

İnsanla onun en yakın akrabası olan şempanzeler birbirleriyle üreyemez. Aynı şekilde orangutanlar ve gorillerle de. Bunun bir nedeni kromozom sayısının insanlarda ve diğer büyük insansı maymunlarda farklı olması. İnsanlarda kromozom sayısı 1 eksik iken diğer insansı maymunlarda 1 fazladır. Buna rağmen doğada farklı kromozom sayısına sahip türler arasında bazen üreme görülebilir. Farklı kromozom sayısına sahip olmak melezleşme önünde tam bir bariyer değildir. Doğadaki bu fenomene kromozomal polimorfizm denir.

Peki şempanze ile insan arasında çiftleşme deneyleri yapılmış mıdır?

Buna dair Sovyet bir biyolog, Ilya Ivanovich Ivanov 1920'li yıllarda denemeler yapmıştı. Bunun için başlangıçta kendi spermlerini kullanmış ve dişi şempanzeleri döllemeye çalışmıştır. Denemelerinden hiç biri şempanzenin hamile kalmasına yol açmadı. Bu sefer tersini denemiş ve 1929 yılında erkek büyük insansı maymunların dölleriyle gönüllü olan kadınları döllemeye çalışmıştır ama elindeki son orangutan da doğal yollardan öldüğü için deneyler sürdürülememişti. Bunun yanında 1 yıl sonra Sovyet yönetimi onun bu deneylerini engellemiş ve politik eleştiriye maruz kalmış, bu yüzden de Kazakistan'a sürülmüştü. 2 yıl sonra da çalıştığı Kazakistan Devlet Veterinerlik Enstitüsünde zaten vefat etmişti.

1977 yılında J. Michael Bedford, insan spermlerinin bir dişi gibon maymunun yumurta hücresindeki dış koruyucu membranı kırabildiğini tespit etmiştir ama aynı çalışmada insan sperminin insansı olmayan babun, rhesus maymunu, sincapsı maymun gibi diğer maymunlarda bu membranın yanına bile yaklaşamadığı belirtilmiştir. Bu da insan sperm özgüllüğünün yalnız insan ile sınırlı olmamasına yani insanlara özgü olmamasına rağmen muhtemelen sadece Hominoidler gibi türleri (yani büyük insansı maymunları) kapsamakla sınırlı olduğu sonucuna götürmüştür. Bunun Türkçe anlamı insan spermi sadece insana özgü değil, büyük insansı maymunlara da benzerlik gösteriyor.

Peki insanlarla şempanzeler daha önce çiftleşebiliyor muydu?

Evet, insanla şempanzelerin ataları bundan 5-6 milyon yıl önce iki kola ayrıldıktan sonra, bir 1,2 milyon yıl daha genetik olarak birbirleriyle çiftleşip üreyebilecek durumdaydılar. 2006 yılında yapılan bir araştırma bunu ortaya koymuştu ancak şimdiye kadar buna dair herhangi bir fosil bulunmamıştır veya var olduğu gösterilememiştir. Bu genetik araştırmanın fosil buluntularla da tasdik edilmesi gerekiyor.

Şempanze Oliver

Daha önce 1970'li yıllarda Oliver isimli olağanüstü bir şempanze hakkında insan/şempanze melezi olableceğine dair söylentiler yapılmıştı ve medyada büyük ilgi görmüştü ama Tokya'da yapılan genetik analizler sonucu Oliver'in bir Bonobo (bayağı şempanzelerin bir alt türü) olduğu kesinlik kazanmıştı.

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Farklı sayıda kromozmlara sahip olmak türler arasındaki çiftleşmelerin verimsiz olmasının nedenlerinden yalnız biridir.

Çok sayıda neden vardır. Nedenlerden bazıları sperm ve yumurtalarla ilgilidir. Bazıları genital organlarla ilgilidir. Diğerlerinin nedeni meçhuldür.

Aslında insanlarda bile bir nedene bağlanamayan spontane düşükler sanıldığından çok daha yaygındır.

Onların birçoğunda kadın düşük yaptığını bile bilemez. Döllenmiş yumurta embryonun ilk iki haftası içinde kadının normal menstrüel kanaması şeklinde düşürülür.

Doğa bu konuda son derece deneyimlidir. İlk çok hücreli canlı bir milyar yıl önce ortaya çıkmıştır. O zamandan beri sperm yumurtayı döllemekte ve yeni türler ortaya çıkmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...