Jump to content

Allah'ın amacı ne?


Recommended Posts

  • İleti 71
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

neden kendini tanıtmak istiyor; kendini tanıtmayı istemesi şöhret hırsı değil midir, ünlü olmak için köyden istanbula gelen klasik yeşilçam karalterlerinden farkı nedir bu durumun; kendini tanıtmak istiyorsa neden bize doğrudan kendini göstermiyor; kendini tanıtmak için bu kadar büyük bir evrene ne gerek var; kendine sürekli tapan robotlar değilde özgür iradesi olan canlılar yaratmasının sebebi nedir; neden kendine inanmayanı işkenceyle tehdit ediyor?

kelime kelime eşit olacak, bir konu kapanmadan başka konuya geçilmeyecek.

yarın akşam devam ederiz

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayali bir şeyin amacını sorgularsanız, onu yaratan hayal gücünün amacını sorgulamış olursunuz.

Yani allahın amacı, müslümanın amacıdır.Allah tam olarak müslümanların (inanmak isteyenlerin) amaçları doğrultusunda hareket eder.

Allah inananırları yaratmadı, ama inanırlar allahı yarattığı için allah inananırları kendi amaçları doğrultusunda yönetmez, inanırlar allahı kendi amaçları doğrultusunda yöneldir.

Allah cennet vadeder -tam da inananırın istediği şey

Allah düşmanlarını cehennme atar -tam da inanırın istediği şey

Allah senin hatalarını maskeler, aklar, -tam da inanırın ihtiyacı olan şey.

Allahın amacı denilen şeyin ''Kendini tanıtmak'' gibi insansı ve sığ olmasının nedeni o amaçcın da allahı yaratan aynı kafa tarafında yaratılmış olmasıdır. İnanır allahın amacını sorgulmaz, kendi amaçları ile örtüşmesi yeterlidir.

Allah ona nimet versin, ölünce de cennet versin, ondan sonra ne bok yerse yesin -inanırın umrunda değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allaha ihtiyaç duymayanı Allah ta kimseye muhtaç etmez....

Allah'a tevekkül edene Allah kâfidir.

Allah, kâmil-i mutlak olduğundan lizâtihî mahbubdur.

Allah mûcid, vâcib-ül vücud olduğundan kurbiyetinde vücud nurları, bu'diyetinde adem zulmetleri vardır.

Allah melce ve mencedir. Kâinattan küsmüş, dünya zînetinden iğrenmiş, vücudundan bıkmış ruhlara melce ve mence odur.

Allah bâkidir, âlemin bekası ancak onun bekasıyladır. Allah mâliktir, sendeki mülkünü senin için saklamak üzere alıyor.

Allah ganiyy-i mugnidir, her şeyin anahtarı ondadır.

Bir insan Allah'a hâlis bir abd olursa, Allah'ın mülkü olan kâinat, onun mülkü gibi olur.

tarihinde ARAŞTIRMACI tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

SPAGETTİ CANAVARIN'a tevekkül edene SPAGETTİ CANAVARI kâfidir.

SPAGETTİ CANAVARI, kâmil-i mutlak olduğundan lizâtihî mahbubdur.

SPAGETTİ CANAVARI mûcid, vâcib-ül vücud olduğundan kurbiyetinde vücud nurları, bu'diyetinde adem zulmetleri vardır.

SPAGETTİ CANAVARI melce ve mencedir. Kâinattan küsmüş, dünya zînetinden iğrenmiş, vücudundan bıkmış ruhlara melce ve mence odur.

SPEGETTİ CANAVARI bâkidir, âlemin bekası ancak onun bekasıyladır. SPAGETTİ CANAVARI mâliktir, sendeki mülkünü senin için saklamak üzere alıyor.

SPAGETTİ CANAVARI ganiyy-i mugnidir, her şeyin anahtarı ondadır.

Bir insan SPAGETTİ CANAVARI'na hâlis bir abd olursa, SPAGETTİ CANAVARI'nın mülkü olan kâinat, onun mülkü gibi olur.

tarihinde -inmanah- tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiçbir şeye muhtaç olmayan bir varlık hiçbir şey yaratmaz. Yaratıyorsa ihtiyaç sebebiyle yaratıyordur. Çünkü istek, arzu gibi kavramlar her zaman ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıkar. Hiçbir şey yokken evren yaratılmışsa o zaman allah evrene muhtaçtır denilebilir. Evren allah için değil insanlar için yaratıldı denemez çünkü insan sonradan yaratıldı. Hadi diyelim zaman allah için geçerli değil; insan allahın zihninde önceden vardı diyelim. Bu sefer de allah insana muhtaç olmuş olur. Her sonuçta allah hiçbir şeye muhtaç değilim derken yalan söylemiş oluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiçbir şeye muhtaç olmayan bir varlık hiçbir şey yaratmaz. Yaratıyorsa ihtiyaç sebebiyle yaratıyordur.

Kardeşim senin ölçün kendin de ve etrafında gördüklerindir....

Sen neyi düşünürsen düşün Allah bildiğin gibi değildir...

Eğer Onu gerçekten tanımak istersen....

Kainat aynasından dosdoğru görebilirsin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah ona nimet versin, ölünce de cennet versin, ondan sonra ne bok yerse yesin -inanırın umrunda değildir.

Dünyada cehennemi yaşarsan belki umuruna girer belli mi olur?

Yukarda yazdığım cümlenin öznesi hangisidir araştırmacı?

Buna cevap verebilirsen tartışmaya değer bir zekaya sahip olduğunu kanıtlama konusunda azcık bir şans elde edebilirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

neden kendini tanıtmak istiyor; kendini tanıtmayı istemesi şöhret hırsı değil midir, ünlü olmak için köyden istanbula gelen klasik yeşilçam karalterlerinden farkı nedir bu durumun; kendini tanıtmak istiyorsa neden bize doğrudan kendini göstermiyor; kendini tanıtmak için bu kadar büyük bir evrene ne gerek var; kendine sürekli tapan robotlar değilde özgür iradesi olan canlılar yaratmasının sebebi nedir; neden kendine inanmayanı işkenceyle tehdit ediyor?

kelime kelime eşit olacak, bir konu kapanmadan başka konuya geçilmeyecek.

yarın akşam devam ederiz

Kendine kıyas ile söyledin her şey yanılmadır..

Senin istanbulun sahibi dayın olsaydı...

Bana kendini tanıtman boş dermiydin

hepsine cevap vermedin

kendi koyduğun kelime kelime eşit olma kuralını çiğnedin

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah insanları neden ve niçin yarattı?

Diyelim kıyamet koptu, iş bitti, ondan sonra bazı insanların cennette alem yapmasını ve bazılarının da cehennemde sonsuza kadar yanmalarını mı seyredecek? Bu kadar mı? Başka planları yok mu?

Sn Sağduyu bey

İzin verirseniz, dilim döndüğünce Sn Allah'ın amacını açıklamaya çalışayım.

Kavramsal olarak "Adem" , insanın varlığını ve varlığını oluşturan kriterleri (İyi Kötü vb) fark etmesi ile ortaya çıkan tipik İnsan profilidir.

Adem'den Muhammed'e kadar ulaşan ve "Peygamber!" adını alan tüm tarihsel şahsiyetler, temelde Kemalat noktasında bir hedef ve insana dair çıkarımların karakterize edilmiş hali olmaktadır.

Adem, kavramsal olarak devrim adını verdiğimiz, yerleşik düzene karşı çıkan, insan hak ve hürriyetlerini belirli bir kısım insanlara mahsus olmaktan çıkararak bu hak ve özgürlükleri tabana yayan bir Halk Hareketinin adıdır.

Antik dönem Mekke yazıtlarına bakıldığında, ve tarihsel olarak Antik dönem Mekke hayatına bakıldığında, elitistlerin oluşturduğu mevcut statükoya başkaldırı yapan, klasik sol söylemlerle orta ve alt kesimi hedef alan, ve bu uğurda savaş veren karakterler ve olayların anlatımları görülecektir.

Bu başkaldırı, Ademin Şeytana, Musanın Firavuna, İbrahim'in Nemruda, İsanın Siyonizme,Amenofisin güneş rahiplerine, Spitama Zarathustra'nın Ahrimene, Muhammedin ise Ebu Cehle(cehalete) karşı başkaldırısı, bir anlamda mevcut baskıcı dayatmacı elitist statükoya karşı, dönemin şartlarına özgü daha refah, daha paylaşımcı, daha özgür, daha organize, bir hayatı özlemleyen insanların, bir sistem mücadelesidir.

Bu mücadelenin adı, "Tevhid" mücadelesidir'ki, bu noktada mücadele edilen Ana kavram Hak! yani Halk'tır.

Bu Hak'kın hak ettiği refah seviyesini sağlar, bu Hakkın hak ve emrettiği tüm kriterleri ifa ve icra edebilirsek, halklar nazarında eşit paylaşımı, gerçek adaleti, insanca ve özgür yaşamayı ikame edebilirsek, işte o zaman mukaddes kitapların tarif ettiği Cennet hayatını reel dünyaya taşımız olacağız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sn Sağduyu bey

İzin verirseniz, dilim döndüğünce Sn Allah'ın amacını açıklamaya çalışayım.

Kavramsal olarak "Adem" , insanın varlığını ve varlığını oluşturan kriterleri (İyi Kötü vb) fark etmesi ile ortaya çıkan tipik İnsan profilidir.

Adem'den Muhammed'e kadar ulaşan ve "Peygamber!" adını alan tüm tarihsel şahsiyetler, temelde Kemalat noktasında bir hedef ve insana dair çıkarımların karakterize edilmiş hali olmaktadır.

Adem, kavramsal olarak devrim adını verdiğimiz, yerleşik düzene karşı çıkan, insan hak ve hürriyetlerini belirli bir kısım insanlara mahsus olmaktan çıkararak bu hak ve özgürlükleri tabana yayan bir Halk Hareketinin adıdır.

Antik dönem Mekke yazıtlarına bakıldığında, ve tarihsel olarak Antik dönem Mekke hayatına bakıldığında, elitistlerin oluşturduğu mevcut statükoya başkaldırı yapan, klasik sol söylemlerle orta ve alt kesimi hedef alan, ve bu uğurda savaş veren karakterler ve olayların anlatımları görülecektir.

Bu başkaldırı, Ademin Şeytana, Musanın Firavuna, İbrahim'in Nemruda, İsanın Siyonizme,Amenofisin güneş rahiplerine, Spitama Zarathustra'nın Ahrimene, Muhammedin ise Ebu Cehle(cehalete) karşı başkaldırısı, bir anlamda mevcut baskıcı dayatmacı elitist statükoya karşı, dönemin şartlarına özgü daha refah, daha paylaşımcı, daha özgür, daha organize, bir hayatı özlemleyen insanların, bir sistem mücadelesidir.

Bu mücadelenin adı, "Tevhid" mücadelesidir'ki, bu noktada mücadele edilen Ana kavram Hak! yani Halk'tır.

Bu Hak'kın hak ettiği refah seviyesini sağlar, bu Hakkın hak ve emrettiği tüm kriterleri ifa ve icra edebilirsek, halklar nazarında eşit paylaşımı, gerçek adaleti, insanca ve özgür yaşamayı ikame edebilirsek, işte o zaman mukaddes kitapların tarif ettiği Cennet hayatını reel dünyaya taşımız olacağız.

Benim gördüğüm ise, ortada bir iktidar savaşı olduğu. İktidarı ele geçirene kadar adaletten, özgürlükten, zayıftan yanaymış gibi davranılmış, iktidarı ele geçirdikten sonra da aynı önceki iktidarların yöntemleri devam ettirilmiştir. İktidara gelmek isteyen her gurup önce mazlum edebiyatı yapar, eziliyoruz, ölüyoruz, bitiyoruz diye ağlarlar, iktidarı elde ettikten sonra birden değişirler, ezen, zulmeden, baskı yapanlardan olurlar. Bu sistem genellikle böyle yürür.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...