muslim physicist 0 Haziran 29, 2013 gönderildi Yazar Raporla Share Haziran 29, 2013 gönderildi Kuran da aynı amaçlarla yazılmış, mesela Muhammed bu iddiası sayesinde bir sürü genç ve güzel kadınla evlenmiş, itibar ve iktidar sahibi olmuş, yandaşları da onunla beraber yükselmiş. nerden biliyorsun gördün mü var mı elinde kanıtın bir de yorum katıyorsun güzel diyip Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Haziran 29, 2013 gönderildi Raporla Share Haziran 29, 2013 gönderildi zaten olay burda bitiyor sınav bu zaten allah diyor ki bana inan benim mucizelerime inan,meleklerime inan,yarattıklarıma inan alayim seni cennetime diyor ama bir sınav olduğu için inanmak çok kolay olmuyor.ilk önce tanrının varlığına inanman lazım kendini yoksa birden ağır gelir bu kadar inkar üstüne Yani 1400 yıl önce yaşamış birisine inanmak veya inanmamak sınav mı oluyor? İnanan sonsuza kadar cennete keyif sürecek, inanmayan ise sonsuza kadar yanacak, bunun adı da sınav olacak, ha? Bu zırvalığa nasıl inanabiliyorsun, hayret! Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Haziran 29, 2013 gönderildi Raporla Share Haziran 29, 2013 gönderildi nerden biliyorsun gördün mü var mı elinde kanıtın bir de yorum katıyorsun güzel diyip Adam tutup da çirkinleri alacak değil herhalde. Ayrıca İslam tarihinde yazıyor, bu dini çıkaranların yazdığı tarihe inanmıyorsan o da senin sorunun çünkü bu adamların yazdığı bir kitaba hiçi düşünmeden inanan sensin. Bu adamların yazdığı kitaba inanıp yazdığı tarihe yalan demek tutarlılık mı? Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Haziran 29, 2013 gönderildi Raporla Share Haziran 29, 2013 gönderildi (düzenlendi) nerden biliyorsun gördün mü var mı elinde kanıtın bir de yorum katıyorsun güzel diyip Adam tutup da çirkinleri alacak değil herhalde. Peki sen nereden biliyorsun Muhammed adında bir adam olduğunu ve bir tanrının onunla iletişime geçtiğini? Gördün mü? Ayrıca İslam tarihinde yazıyor, bu dini çıkaranların yazdığı tarihe inanmıyorsan o da senin sorunun çünkü bu adamların yazdığı bir kitaba hiçi düşünmeden inanan sensin. Bu adamların yazdığı kitaba inanıp yazdığı tarihe yalan demek tutarlılık mı? Haziran 29, 2013 tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
bellerophon 0 Haziran 29, 2013 gönderildi Raporla Share Haziran 29, 2013 gönderildi ikimizinde data getiremediği bir konuyu nasıl çözebiliriz peki bence yokluktan değil onun kudretinden büyüklüğünden getiremiyoruz.eğer data getirebilseydik ne anlamı kalırdı zaten sınavın. Sen cidden anlamıyorsun. Ciddi ciddi anlamıyorsun. Senin evrimsel görüşlerinin datasını istiyorum. İkimizde data getirememesiyle alakası yok. Yokluğun datasını kimse getiremez. Sen var diyorsun. Varsa bunun bir izi de olmalı. Yoksa, izi de olmaz. Link to post Sitelerde Paylaş
RedDragon 0 Eylül 14, 2013 gönderildi Raporla Share Eylül 14, 2013 gönderildi Kuran evrim teorisini destekliyor diyelim hadisleri ne yapacagiz? Link to post Sitelerde Paylaş
anarkom 0 Ocak 26, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 26, 2014 gönderildi Habertürk de Varoluş Sırları diye bir programda tartışılıyor. Biyolog ve ilahiyatçılar var. Birbirlerine karışmadan kardeş kardeş tartışıyorlar. Link to post Sitelerde Paylaş
Zavallı 0 Ocak 26, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 26, 2014 gönderildi Habertürk de Varoluş Sırları diye bir programda tartışılıyor. Biyolog ve ilahiyatçılar var. Birbirlerine karışmadan kardeş kardeş tartışıyorlar. vatikandan sonra islamiyette teslim bayrağını çekiyor yani ufaktan ufaktan bilim karşısında he ne dersiniz ? Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Ocak 26, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 26, 2014 gönderildi İlginç. Bunca kütleli bir konuda şu ayet hiç geçmemiş. Hem binesiniz diye, hem de süs olarak atları, katırları ve merkepleri de yarattı. Bilemeyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratır.(Nahl: 8) Katır üreyemez, zira kısırdır. Bu yüzden tür değildir. Nerde bir katır varsa, bilinmelidir ki o, bir at ve eşeğin çiftleşmesi sonucu doğmuştur. Evrime göre bu son derece normalken, ayete göre o katırları allah yaratmaktadır. Yani evrimsel süreçler değil, kıyaksal süreçler söz konusudur. Kıyak, at yetiştirilen haralarda hayvanların çiftleşmesine yardım etme işidir. Eşek ve at keyfi kovalamak, evrim gibi dandik bir olguya bırakılamayacak kadar önemli bir iştir. Bu önemli iş dolayısı ile Allah açlık, cinayetler, haksızlıklar, müslülerin başına gelen felaketlerle ilgilenememektedir. Milyarlarca müslü, bir katır çıkartmaktan önemli mi sanırsınız? Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Ocak 27, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 27, 2014 gönderildi İşte böyleee, Gelin bakalım Anadolu Selçuklu devleti henki dilleri kullanmış. Anadolu Selçuklularında resmi dilin farsça, bilim dilinin Arapça olmasının Türkçe üzerndeki etkileri Büyük Sekçuklu Devleti döneminden itibaren Fars ve Arap dilinin ağırlığı resmiyet kazanmıştir. Halkın büyük bir çoğunluğuna bu iki dil benimsetilmiştir. Bu da Türkçe'nin değerini düşürmüş, yazılı bir dil olmaktan çıkartılarak ve adeta etnik bir azınlığın kendi aralarında konuştuğu gayriresmi bir dil haline getirilmiştir. Yani bu dönemde yazılı dil olarak Türkçe'nin kalmasıyla bilim kültür ve edebi anlamda metinler yada eserler görmek mümkün değil ancak tarihi kayıtlar itibariyle bir kaç Türkçe eser bulunmakta ama günümüze gelememişlerdir. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Farsça'nın ve Arapça'nın ağırlık kazanmasının Türkçe üzerindeki etkilerini şöyle sıralayabiliriz; 1. Türkçe gelişmesini sürdürememiş ve Türkçe ötekileştirilmiştir. 2. Türkçe yazılı ve resmi dil olmaktan çıkarılmış ve bunun neticesinde yazılı eserler; edebi ürünler, bilimsel makaleler yazılmamıştır. 3. Bu dillerden Türkçe'ye bir çok kelime SOKULMUŞ ve Türkçe'deki sadelik kaybolmuştur. Fakat Anadolu Türk beyliklerini kuran Türk beyleri Arap ve Fars kültürünü tanımıyorlardı, bu yüzden Arap ve Fars kültürüne itibar göstermeyerek kendi milli dillerine yani Türkçe'ye değer verdiler. 12. yüzyılın ortalarından itibaren, Moğol baskısı yüzünden sürekli olarak batıya doğru akan Oğuz kütleleri, Anadolu'daki Türk nüfusunun artmasına ve önceden burada var olan edebî geleneklerin yeni gelenlerle beslenerek daha da zenginleşmesine sebep oldular. Böylece artan Türk nüfusun tesiriyle Türkçe, Farsça karşısında gittikçe kendini kabul ettirmeye ve Farsça'nın hakimiyetine son vererek bir yazı dili olarak yavaş yavaş filizlenmeye başladı. Beyliklerin başında bulunan hükümdar ve beylerin kendi millî dil ve kültürlerine değer verip Türkçe yazan ilim adamları ve şairleri koruyup teşvik etmeleri de filizlenmeye başlayan bu yazı dilinin gelişmesine yardım etti. Artık Türkçe hükümdar ve beylerin saraylarında itibar mevkiine oturmuştu. Böylece Anadolu beylerinin milli bağlılıkları sayesinde Selçuklular döneminin çok az sayıdaki eserlerine karşılık beylikler edebî alanda destanî manzum ve mensur eserler, tasavvufî romantik mesneviler, divanlar vb. bir çok eser meydana getirilerek Türkçe edebî bir dil olarak iyice işlendi. Bu dönemde kaleme alınan eserlerin pek çoğu da Osmanlı Beyliği sahası içerisinde meydana getirilmiştir. Anlayacağınız Türk dili düşmenligi Selçuklularda başladı ve gelişti. Tolonbeg Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts