Jump to content

Kuran Çevirilerindeki Çarpıtmalar


Recommended Posts

  • İleti 358
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Dil yaşar, diğer dillerle etkileşir çeşitli yollarla kelimeler dilden dile geçer. Kökeni farklı bir dil ve anlamda olsada güncel kullanımda kullanıldığı anlam , kullanıldığı dilde kelimeye yüklenen misyona göre değişkenlik gösterir. Varsıl-yoksul zengin-fakir türkçe ve arapça, anlam olarak eş anlamlıdır günlük yaşayan dilde. Kökenleri ne olursa olsun, bir kelime kullanıldığı yer, zaman ,olay ve diğer kelimelerle bulunduğu etkileşimle anlamlandırılır. Köken bu, daima bu kalacaktır anlamı ,eş anlam veya farklı anlamlarda kullanılamaz farklı zaman ve olaylarda hükmü çok gerçek dışıdır. Dil gelişir, farklı anlamlar yüklenir, kimisi kabul görmez, unutulur vesaire.

Dil kullanan halkın nasıl kullandığı ile böyle konularda anlaşılır olur. Kuran dili o günün arabı ne anlıyorsa konuştuğu dilden odur. Yani tıpkı başka dilden gelsin gelmesin kelimeye günlük dilde ne anlam yüklemişse yaşandığı çağda odur anlattığıda anlamıda anlaşılacağıda.. Köken köken diyerek diğer kelimelerle ve anlatılan olaylarla ilgilenmeden anlamını hiç değişmez, dilde birebir kalır mantığı tamamen mantık dışı bir savunmadır.

Kehf 50

Ve iz kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs(iblîse), kâne minel cinni fe feseka an emri rabbih(rabbihî), e fe tettehızûnehu ve zurriyyetehû evliyâe min dûnî ve hum lekum aduvv(aduvvun), bi'se liz zâlimîne bedelâ(bedelen).

Ve meleklere, “Âdem'e secde edin.” demiştik. İblis hariç, hemen secde ettiler. O cinlerdendi. Böylece Rabbinin emrini (yapmayarak) fıska düştü. Hâlâ onu ve onun zürriyyetini (neslini), onlar sizin düşmanınız (olduğu halde), Benim yerime dostlar mı ediniyorsunuz? Zalimler için ne kötü bir bedel(cehennem)

Özellikle şu ayeti lütfen inceleyin. İblise umutsuzluk anlamı yükleyip, kökeni bu, burdada öyle kabul edeceksiniz dayatması ne kadar saçma oluyor.

emre uymayan duygu, Umutsuzluk cinlerden, zürriyeti var. Ayrıca düşman bir cin. ayrıca dost ediniyorsunuz onu. Ve sonuç zalimlikle itham.Cinlere cennet cehennme vaadi olan kuran, müslüman cinlerden bahseden kuran; günlük yaşayan diline göre kuranın yazıldığı dönemde ne allahın nede muhammedin vede yazanların heç umrunda değil kökeni . Hatta bayağı cahil bu tanrı he mi bu mantıkla ?

TDk kutsal kurum değil, umutsuzlukta iblis değil. Kullanıldığı anlam çok açık. Allah cahilmiş demekten öte bir şey gelmez köken takıntısıyla diretenler karşısında.

Birde sad 74 koyalım bakalım

İllâ iblîs(iblîse), istekbere ve kâne minel kâfirîn

İblis hariç ki, o kibirlendi ve kâfirlerden oldu.

Sevgi saygımla.

tarihinde e-teist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kehf/50. Hani biz meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis’ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı.

Bu ayete göre İblis melek mi yoksa cin mi?

Ve yine umutsuzluk cin mi oluyor yoksa melek mi?

Bu ayette iblis yerine umutsuzluk koy, anlam ne şekle geliyor, bir bak.

sad 74

İllâ iblîs(iblîse), istekbere ve kâne minel kâfirîn

İblis hariç ki, o kibirlendi ve kâfirlerden oldu.

Kardeş,

Ve minel cinni ifadesi yanlış mealleniyor. İblis cinlerdendi diye meal edilmez. İblis cinlerden oldu diye meal edilir. Bu hoca efendiler önünde ki kelimeye göre meal etmezler. Kafalarında ki dine göre meal ederler.

Dolayısyla iblis yani umutsuzluk / izole oldu manasındadır. Yani umutsuzluk rabbin katında yoktur. Manasındadır.

İblisin kafirlerden olması meselesi ise, kafir kelimesinin anlamından anlaşılır. Kafir, gerçeği örten demektir. Yani insana yüklenen bu umutsuzluk malesef gerçekleri örten bir unsurdur. Yani seni korku ve yanlı bakış açısına sevkeder, gerçekleri lehine bükmek peşinde koşarsın. vs vs. Yani cinn oldu, kanadı çıktı, ateşe düştü, inek içti vs yok. Gayet açık ve net bir anlatım var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sad 74

İllâ iblîs(iblîse), istekbere ve kâne minel kâfirîn

İblis hariç ki, o kibirlendi ve kâfirlerden oldu.

Kardeş,

Ve minel cinni ifadesi yanlış mealleniyor. İblis cinlerdendi diye meal edilmez. İblis cinlerden oldu diye meal edilir. Bu hoca efendiler önünde ki kelimeye göre meal etmezler. Kafalarında ki dine göre meal ederler.

Dolayısyla iblis yani umutsuzluk / izole oldu manasındadır. Yani umutsuzluk rabbin katında yoktur. Manasındadır.

İblisin kafirlerden olması meselesi ise, kafir kelimesinin anlamından anlaşılır. Kafir, gerçeği örten demektir. Yani insana yüklenen bu umutsuzluk malesef gerçekleri örten bir unsurdur. Yani seni korku ve yanlı bakış açısına sevkeder, gerçekleri lehine bükmek peşinde koşarsın. vs vs. Yani cinn oldu, kanadı çıktı, ateşe düştü, inek içti vs yok. Gayet açık ve net bir anlatım var.

Yani İblis melekti, sonra cin oldu yani izole oldu. Bundan anlaşıldığına göre, Allah'ın yanında bir umutsuzluk vardı, bu umutsuzluk Adem'e -o da umut oluyor herhalde- secde etmeyince izole olup dışarı mı atıldı?

Kuran'a göre kafir gerçeği örten falan değildir, Muhammed'e inanmayana kafir denir. Bazı kelimeler Kuran'da gerçekte kullanıldıkları anlamları yitirir, yeni bir anlam kazanırlar, kafir, küfür kelimeleri de bunlardandır. Mesela müslüman olup gerçeği örten birine kafir denmez İslam terminolojisinde, o kişinin kafir olabilmesi için Muhammed yalancıdır, Allah yoktur demesi yeterlidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani İblis melekti, sonra cin oldu yani izole oldu. Bundan anlaşıldığına göre, Allah'ın yanında bir umutsuzluk vardı, bu umutsuzluk Adem'e -o da umut oluyor herhalde- secde etmeyince izole olup dışarı mı atıldı?

Kuran'a göre kafir gerçeği örten falan değildir, Muhammed'e inanmayana kafir denir. Bazı kelimeler Kuran'da gerçekte kullanıldıkları anlamları yitirir, yeni bir anlam kazanırlar, kafir, küfür kelimeleri de bunlardandır. Mesela müslüman olup gerçeği örten birine kafir denmez İslam terminolojisinde, o kişinin kafir olabilmesi için Muhammed yalancıdır, Allah yoktur demesi yeterlidir.

Kafir'in kökü fakir'dir. Yani Allah inancıyla zenginleşmemiş demektir. Kişinin içinin fakir kalması demektir. Kafir'in yakılması zenginleştirilmesi demektir.

Burada küfür, küflü peynir demektir ki, kötü kokar. Küfür edenlerin yakılması, bu kötü kokunun temizlenmesi amacıyladır.

Kaynak için bkz: Prof. Dr. Teh Kitteh

http://us.123rf.com/...-looking-up.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kafir'in kökü fakir'dir. Yani Allah inancıyla zenginleşmemiş demektir. Kişinin içinin fakir kalması demektir. Kafir'in yakılması zenginleştirilmesi demektir.

Burada küfür, küflü peynir demektir ki, kötü kokar. Küfür edenlerin yakılması, bu kötü kokunun temizlenmesi amacıyladır.

Kaynak için bkz: Prof. Dr. Teh Kitteh

http://us.123rf.com/...-looking-up.jpg

Bu şekilde tavır almak verecek cevabın olmadığından olsa gerek. Sulandırıp kendini haklı çıkaracağını düşünüyorsan keyfin bilir. Ama ben sana kelime kökünü vereyim. Belki lazım olur, bir iki şey öğrenmek istersen dönüp bakarsın. Kelime kökü Kef-Fe-Ra . Geçtiği ayetlerin tamamı da aşağıda.

2:6, 2:26, 2:39, 2:89, 2:102, 2:105, 2:126, 2:161, 2:171, 2:212, 2:253, 2:257, 2:258, 3:4, 3:10, 3:12, 3:55, 3:56, 3:86, 3:90, 3:91, 3:97, 3:106, 3:116, 3:127, 3:149, 3:151, 3:156, 3:178, 3:196, 4:43, 4:51, 4:56, 4:76, 4:84, 4:89, 4:101, 4:102, 4:137, 4:167, 4:168, 5:3, 5:10, 5:12, 5:17, 5:36, 5:72, 5:73, 5:78, 5:80, 5:86, 5:103, 5:110, 6:1, 6:7, 6:25, 7:66, 7:90, 8:12, 8:15, 8:30, 8:36, 8:38, 8:50, 8:52, 8:55, 8:59, 8:65, 8:73, 9:3, 9:26, 9:30, 9:37, 9:40, 9:54, 9:66, 9:74, 9:80, 9:84, 9:90, 10:4, 11:7, 11:27, 11:60, 11:68, 13:5, 13:7, 13:27, 13:31, 13:32, 13:33, 13:43, 14:7, 14:9, 14:13, 14:18, 14:22, 15:2, 16:39, 16:84, 16:88, 16:106, 16:112, 17:69, 17:98, 18:37, 18:56, 18:102, 18:105, 18:106, 19:37, 19:73, 19:77, 21:30, 21:36, 21:39, 21:97, 22:19, 22:25, 22:55, 22:57, 22:72, 23:24, 23:33, 24:39, 24:55, 24:57, 25:4, 25:32, 27:40, 27:67, 28:12, 29:23, 29:52, 30:16, 30:44, 30:58, 31:12, 31:23, 32:29, 33:25, 34:3, 34:7, 34:17, 34:31, 34:33, 34:43, 34:53, 35:7, 35:26, 35:36, 35:39, 36:47, 37:170, 38:2, 38:27, 39:63, 39:71, 40:4, 40:6, 40:10, 40:12, 40:22, 40:84, 41:26, 41:27, 41:29, 41:41, 41:50, 41:52, 45:11, 45:31, 46:3, 46:7, 46:10, 46:11, 46:20, 46:34, 47:1, 47:3, 47:4, 47:8, 47:12, 47:32, 47:34, 48:22, 48:25, 48:26, 51:60, 52:42, 57:15, 57:19, 59:2, 59:11, 59:16, 60:1, 60:4, 60:5, 61:14, 63:3, 64:5, 64:6, 64:7, 64:10, 66:7, 66:10, 67:6, 67:27, 68:51, 70:36, 73:17, 74:31, 84:22, 85:19, 88:23, 90:19, 98:1, 98:6, 2:28, 2:61, 2:85, 2:90, 2:91, 2:99, 2:121, 2:152, 2:256, 3:19, 3:21, 3:70, 3:98, 3:101, 3:112, 4:60, 4:131, 4:136, 4:150, 4:170, 5:5, 5:115, 6:30, 6:70, 6:89, 8:35, 10:70, 11:17, 13:30, 14:8, 16:55, 16:72, 18:29, 19:82, 28:48, 29:25, 29:66, 29:67, 30:34, 30:51, 35:14, 36:64, 39:7, 40:42, 41:9, 43:33, 60:2, 3:72, 54:14, 3:115, 4:140, 2:88, 2:93, 2:108, 2:217, 3:52, 3:80, 3:167, 3:176, 3:177, 4:46, 4:155, 4:156, 5:41, 5:61, 5:64, 5:68, 9:12, 9:17, 9:23, 9:97, 9:107, 14:28, 18:80, 39:8, 49:7, 17:89, 17:99, 25:50, 2:19, 2:24, 2:34, 2:41, 2:98, 2:104, 2:109, 2:191, 2:251, 2:254, 2:264, 2:286, 3:13, 3:28, 3:32, 3:100, 3:131, 3:141, 3:147, 4:18, 4:37, 4:139, 4:141, 4:144, 4:151, 4:161, 5:44, 5:54, 5:57, 5:67, 5:102, 6:122, 6:130, 7:37, 7:45, 7:50, 7:76, 7:93, 7:101, 8:7, 8:14, 8:18, 9:2, 9:32, 9:49, 9:55, 9:68, 9:73, 9:85, 9:120, 9:123, 9:125, 10:2, 10:86, 11:19, 11:42, 12:37, 12:87, 13:14, 13:35, 13:42, 14:2, 16:27, 16:83, 16:107, 17:8, 18:100, 19:83, 22:44, 23:117, 25:26, 25:52, 25:55, 26:19, 27:43, 28:82, 28:86, 29:47, 29:54, 29:68, 30:8, 30:13, 30:45, 32:10, 33:1, 33:8, 33:48, 33:64, 34:34, 36:70, 38:4, 38:74, 39:32, 39:59, 40:14, 40:25, 40:50, 40:74, 40:85, 41:7, 41:14, 42:26, 43:24, 43:30, 46:6, 47:10, 47:11, 48:13, 48:29, 50:2, 54:8, 54:43, 57:20, 58:4, 58:5, 60:10, 60:11, 60:13, 61:8, 64:2, 66:9, 67:20, 67:28, 69:50, 70:2, 71:26, 74:10, 76:4, 78:40, 80:42, 83:34, 83:36, 86:17, 109:1, 2:276, 14:34, 39:3, 50:24, 71:27, 5:45, 5:89, 5:95, 11:9, 17:27, 17:67, 22:38, 22:66, 31:32, 42:48, 43:15, 76:3, 76:24, 80:17, 76:5, 21:94, 5:65, 47:2, 2:271, 3:195, 4:31, 8:29, 29:7, 39:35, 48:5, 64:9, 65:5, 66:8, 3:193

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani İblis melekti, sonra cin oldu yani izole oldu. Bundan anlaşıldığına göre, Allah'ın yanında bir umutsuzluk vardı, bu umutsuzluk Adem'e -o da umut oluyor herhalde- secde etmeyince izole olup dışarı mı atıldı?

Kuran'a göre kafir gerçeği örten falan değildir, Muhammed'e inanmayana kafir denir. Bazı kelimeler Kuran'da gerçekte kullanıldıkları anlamları yitirir, yeni bir anlam kazanırlar, kafir, küfür kelimeleri de bunlardandır. Mesela müslüman olup gerçeği örten birine kafir denmez İslam terminolojisinde, o kişinin kafir olabilmesi için Muhammed yalancıdır, Allah yoktur demesi yeterlidir.

Yeni bir iş, yeni bir aşk, yeni bir düzen lazım yani. Öyle olsun kardeş. Keyfine göre oku. Bundan sonra bende keyfime göre yazayım bari.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu şekilde tavır almak verecek cevabın olmadığından olsa gerek. Sulandırıp kendini haklı çıkaracağını düşünüyorsan keyfin bilir. Ama ben sana kelime kökünü vereyim. Belki lazım olur, bir iki şey öğrenmek istersen dönüp bakarsın. Kelime kökü Kef-Fe-Ra . Geçtiği ayetlerin tamamı da aşağıda.

2:6, 2:26, 2:39, 2:89, 2:102, 2:105, 2:126, 2:161, 2:171, 2:212, 2:253, 2:257, 2:258, 3:4, 3:10, 3:12, 3:55, 3:56, 3:86, 3:90, 3:91, 3:97, 3:106, 3:116, 3:127, 3:149, 3:151, 3:156, 3:178, 3:196, 4:43, 4:51, 4:56, 4:76, 4:84, 4:89, 4:101, 4:102, 4:137, 4:167, 4:168, 5:3, 5:10, 5:12, 5:17, 5:36, 5:72, 5:73, 5:78, 5:80, 5:86, 5:103, 5:110, 6:1, 6:7, 6:25, 7:66, 7:90, 8:12, 8:15, 8:30, 8:36, 8:38, 8:50, 8:52, 8:55, 8:59, 8:65, 8:73, 9:3, 9:26, 9:30, 9:37, 9:40, 9:54, 9:66, 9:74, 9:80, 9:84, 9:90, 10:4, 11:7, 11:27, 11:60, 11:68, 13:5, 13:7, 13:27, 13:31, 13:32, 13:33, 13:43, 14:7, 14:9, 14:13, 14:18, 14:22, 15:2, 16:39, 16:84, 16:88, 16:106, 16:112, 17:69, 17:98, 18:37, 18:56, 18:102, 18:105, 18:106, 19:37, 19:73, 19:77, 21:30, 21:36, 21:39, 21:97, 22:19, 22:25, 22:55, 22:57, 22:72, 23:24, 23:33, 24:39, 24:55, 24:57, 25:4, 25:32, 27:40, 27:67, 28:12, 29:23, 29:52, 30:16, 30:44, 30:58, 31:12, 31:23, 32:29, 33:25, 34:3, 34:7, 34:17, 34:31, 34:33, 34:43, 34:53, 35:7, 35:26, 35:36, 35:39, 36:47, 37:170, 38:2, 38:27, 39:63, 39:71, 40:4, 40:6, 40:10, 40:12, 40:22, 40:84, 41:26, 41:27, 41:29, 41:41, 41:50, 41:52, 45:11, 45:31, 46:3, 46:7, 46:10, 46:11, 46:20, 46:34, 47:1, 47:3, 47:4, 47:8, 47:12, 47:32, 47:34, 48:22, 48:25, 48:26, 51:60, 52:42, 57:15, 57:19, 59:2, 59:11, 59:16, 60:1, 60:4, 60:5, 61:14, 63:3, 64:5, 64:6, 64:7, 64:10, 66:7, 66:10, 67:6, 67:27, 68:51, 70:36, 73:17, 74:31, 84:22, 85:19, 88:23, 90:19, 98:1, 98:6, 2:28, 2:61, 2:85, 2:90, 2:91, 2:99, 2:121, 2:152, 2:256, 3:19, 3:21, 3:70, 3:98, 3:101, 3:112, 4:60, 4:131, 4:136, 4:150, 4:170, 5:5, 5:115, 6:30, 6:70, 6:89, 8:35, 10:70, 11:17, 13:30, 14:8, 16:55, 16:72, 18:29, 19:82, 28:48, 29:25, 29:66, 29:67, 30:34, 30:51, 35:14, 36:64, 39:7, 40:42, 41:9, 43:33, 60:2, 3:72, 54:14, 3:115, 4:140, 2:88, 2:93, 2:108, 2:217, 3:52, 3:80, 3:167, 3:176, 3:177, 4:46, 4:155, 4:156, 5:41, 5:61, 5:64, 5:68, 9:12, 9:17, 9:23, 9:97, 9:107, 14:28, 18:80, 39:8, 49:7, 17:89, 17:99, 25:50, 2:19, 2:24, 2:34, 2:41, 2:98, 2:104, 2:109, 2:191, 2:251, 2:254, 2:264, 2:286, 3:13, 3:28, 3:32, 3:100, 3:131, 3:141, 3:147, 4:18, 4:37, 4:139, 4:141, 4:144, 4:151, 4:161, 5:44, 5:54, 5:57, 5:67, 5:102, 6:122, 6:130, 7:37, 7:45, 7:50, 7:76, 7:93, 7:101, 8:7, 8:14, 8:18, 9:2, 9:32, 9:49, 9:55, 9:68, 9:73, 9:85, 9:120, 9:123, 9:125, 10:2, 10:86, 11:19, 11:42, 12:37, 12:87, 13:14, 13:35, 13:42, 14:2, 16:27, 16:83, 16:107, 17:8, 18:100, 19:83, 22:44, 23:117, 25:26, 25:52, 25:55, 26:19, 27:43, 28:82, 28:86, 29:47, 29:54, 29:68, 30:8, 30:13, 30:45, 32:10, 33:1, 33:8, 33:48, 33:64, 34:34, 36:70, 38:4, 38:74, 39:32, 39:59, 40:14, 40:25, 40:50, 40:74, 40:85, 41:7, 41:14, 42:26, 43:24, 43:30, 46:6, 47:10, 47:11, 48:13, 48:29, 50:2, 54:8, 54:43, 57:20, 58:4, 58:5, 60:10, 60:11, 60:13, 61:8, 64:2, 66:9, 67:20, 67:28, 69:50, 70:2, 71:26, 74:10, 76:4, 78:40, 80:42, 83:34, 83:36, 86:17, 109:1, 2:276, 14:34, 39:3, 50:24, 71:27, 5:45, 5:89, 5:95, 11:9, 17:27, 17:67, 22:38, 22:66, 31:32, 42:48, 43:15, 76:3, 76:24, 80:17, 76:5, 21:94, 5:65, 47:2, 2:271, 3:195, 4:31, 8:29, 29:7, 39:35, 48:5, 64:9, 65:5, 66:8, 3:193

Cevabın diğer başlıkta...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen keyfine göre yaz, ben de yanlış gördüğüm kısımları dile getireyim.

Bundan sonra keyfime göre yazmaya karar verdim zaten. Delil gösterip yazınca kabül edilmediğine göre geriye bişey kalmıyor herhalde.

Bak e-teist denen adama iblis = umutsuzluk dedik. Demediğini bırakmadı. Ben uydurmuşum bunu güya.

6:44 A.Latin Felemma nesu ma zükkiru bihı fetahna aleyhim ebvabe külli şey' hatta iza ferihu bima utu ehaznahüm bağteten fe iza hüm müblisun Y.N. Öztürk Ögütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, herşeyin kapılarını üzerlerine açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladık. Tüm ümitlerini bir anda yitirdiler. A. Bulaç Derken kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onların üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Öyleki kendilerine verilen şeylerle 'sevince kapılıp şımarınca', onları apansız yakalayıverdik. Artık onlar umutları suya düşenler oldular. Suudi Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, (indirmiş olduğumuz sıkıntı ve musibetleri kaldırıp) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakaladık, birdenbire onlar bütün ümitlerini yitirdiler. E. Yüksel Kendilerine iletilen mesajı unuttuklarında kendilerine her şeyin kapısını ardına kadar açtık. Kendilerine verilenlerle şımarınca onları ansızın yakaladık ve böylece şaşkın ve umutsuz kaldılar. S. Ateş Kendileri yapılan uyarıları unutunca, üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik; kendilerine verilenle sevince daldıkları sırada da ansızın onları yakaladık, birden bire bütün umutlarnı yitirdiler. Diyanet Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onlara her şeyin kapısını açtık; kendilerine verilene sevinince ansızın onları yakaladık da umutsuz kalıverdiler. Elmalılı -Vakta ki yapılan uyarıları unuttular, üzerlerine herşeyin kapılarını açıverdik. Nihayet kendilerine verilen bu bolluk ve serbestlik ile tam ferahlandıkları =düzlüğe çıktıkları sırada ansızın kendilerini yakalayıverdik! Hepsi bir anda bütün ümitlerinden mahrum kaldılar. M. Esed : Sonra, kendilerine yapılan uyarıları gözardı ettiklerinde bütün (güzel) şeylerin kapılarını onlara ardına kadar açtık ve kendilerine bağışlanan şeylerden zevk alarak yararlanmaya devam ederlerken onları apansız yakaladık: işte o anda bütün ümitlerini kaybettiler;

Buyur, ayette Mü-blisun yazıyor. Meal eden ben miyim ki ? Al işte, referans aldığı tüm hacı hoca gitmiş, iblisi umutsuzluk diye meal etmiş. Delil gösteriyoruz. Adam kalkıp uydurma diyor. Ulan ben mi uyduruyorum ? Senin referans aldığın adamdan sana örnek veriyorum ve kabül etmiyor. Bu nasıl bir ahmaklık olabilir anlamak mümkün değil. Yani sen bana R.Dawk.. den bir delil getireceksin, bende sana aynı adamın aynı konu hakkında yaptığı başka bir açıklamadan sana delil getireceğim, sen onu kabül etmeyeceksin. Böyle tartışma olur mu ?

Neymiş efendim ben yalan söylüyormuşum.

İblis ile müblüsun aynı şeyi ifade etmezmiş. Yahu mana değişmez. Eylemin yönü değişir. Adamın bilgisi sıfır olduğu gibi, zekası da az. Anlamıyor bir türlü örnekte veriyoruz hala saçmalıyor.

İblis

Mü-blis

Teşbih

Mü-teşabih

Hüküm

Mu-hkem

Vekil

Mü-vekil

Burda kelime anlamı kaymaz. Sadece eylemin yönü değişir. Bu takı ile şahıs o eylemi yüklenir. Adam hala kalkış bana tuhaf tuhaf konuşuyor.

Böyle adama tabi keyfi konuşacaksın. Anlamıyor çünkü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bundan sonra keyfime göre yazmaya karar verdim zaten. Delil gösterip yazınca kabül edilmediğine göre geriye bişey kalmıyor herhalde.

Bak e-teist denen adama iblis = umutsuzluk dedik. Demediğini bırakmadı. Ben uydurmuşum bunu güya.

6:44 A.Latin Felemma nesu ma zükkiru bihı fetahna aleyhim ebvabe külli şey' hatta iza ferihu bima utu ehaznahüm bağteten fe iza hüm müblisun Y.N. Öztürk Ögütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, herşeyin kapılarını üzerlerine açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladık. Tüm ümitlerini bir anda yitirdiler. A. Bulaç Derken kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onların üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Öyleki kendilerine verilen şeylerle 'sevince kapılıp şımarınca', onları apansız yakalayıverdik. Artık onlar umutları suya düşenler oldular. Suudi Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, (indirmiş olduğumuz sıkıntı ve musibetleri kaldırıp) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakaladık, birdenbire onlar bütün ümitlerini yitirdiler. E. Yüksel Kendilerine iletilen mesajı unuttuklarında kendilerine her şeyin kapısını ardına kadar açtık. Kendilerine verilenlerle şımarınca onları ansızın yakaladık ve böylece şaşkın ve umutsuz kaldılar. S. Ateş Kendileri yapılan uyarıları unutunca, üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik; kendilerine verilenle sevince daldıkları sırada da ansızın onları yakaladık, birden bire bütün umutlarnı yitirdiler. Diyanet Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onlara her şeyin kapısını açtık; kendilerine verilene sevinince ansızın onları yakaladık da umutsuz kalıverdiler. Elmalılı -Vakta ki yapılan uyarıları unuttular, üzerlerine herşeyin kapılarını açıverdik. Nihayet kendilerine verilen bu bolluk ve serbestlik ile tam ferahlandıkları =düzlüğe çıktıkları sırada ansızın kendilerini yakalayıverdik! Hepsi bir anda bütün ümitlerinden mahrum kaldılar. M. Esed : Sonra, kendilerine yapılan uyarıları gözardı ettiklerinde bütün (güzel) şeylerin kapılarını onlara ardına kadar açtık ve kendilerine bağışlanan şeylerden zevk alarak yararlanmaya devam ederlerken onları apansız yakaladık: işte o anda bütün ümitlerini kaybettiler;

Buyur, ayette Mü-blisun yazıyor. Meal eden ben miyim ki ? Al işte, referans aldığı tüm hacı hoca gitmiş, iblisi umutsuzluk diye meal etmiş. Delil gösteriyoruz. Adam kalkıp uydurma diyor. Ulan ben mi uyduruyorum ? Senin referans aldığın adamdan sana örnek veriyorum ve kabül etmiyor. Bu nasıl bir ahmaklık olabilir anlamak mümkün değil. Yani sen bana R.Dawk.. den bir delil getireceksin, bende sana aynı adamın aynı konu hakkında yaptığı başka bir açıklamadan sana delil getireceğim, sen onu kabül etmeyeceksin. Böyle tartışma olur mu ?

Neymiş efendim ben yalan söylüyormuşum.

İblis ile müblüsun aynı şeyi ifade etmezmiş. Yahu mana değişmez. Eylemin yönü değişir. Adamın bilgisi sıfır olduğu gibi, zekası da az. Anlamıyor bir türlü örnekte veriyoruz hala saçmalıyor.

İblis

Mü-blis

Teşbih

Mü-teşabih

Hüküm

Mu-hkem

Vekil

Mü-vekil

Burda kelime anlamı kaymaz. Sadece eylemin yönü değişir. Bu takı ile şahıs o eylemi yüklenir. Adam hala kalkış bana tuhaf tuhaf konuşuyor.

Böyle adama tabi keyfi konuşacaksın. Anlamıyor çünkü.

İblis kelimesinin kökeni değil, Kuran'da hangi anlamda kullanıldığı önemli, senin de anlamadığın bu. İblis Kuran'da Adem'e secde etmeyen, Allah'a isyan eden bir yaratığı temsil eder.

Mesela umut kelimesini hem insan ismi hem de olması beklenen şey anlamında kullanabiliriz, hangi anlamda kullanıldığı cümlenin veya konuşmanın, metnin gidişine bakarak anlaşılır. Umut 19 yaşında bir gençti, bunalıma girdi ve intihar etti dediğimiz zaman kimse buradaki umutun beklenen şey anlamında değil de bir kişi olarak kullanıldığını anlar. Ama sen buradaki umut kelimesinin beklenen şey anlamında kullanılan umut olduğunu iddia edersen tabii ki kimse seni ciddiye almaz.

Benim. Ben dedim ki ikimizin de adı mustafa. Bundan sonra sana Allah diyelim dedim. Ondan sonra öyle kaldı.

Kökeni ''hu'' Anlayana ! Delil yok bundan sonra.

Kuran'daki her kelimenin kökenini didik didik inceliyorsun ama Allah kelimesinin kökenine gelince neden su koyveriyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cihangir dostum, yalana yalan denir? Zoruna gitmiş neyleyim. Gerekli cevabı diğer başlıkta vermiştim,ilgili bölümü tekrar yazayım, sonra devam et delilsiz saçmalamalarına.

Gelellim köken takıntısına, kuran köken olarak yazıldığı kelimelerden çok sonra ortaya çıkmış bir kiitaptır. Bu nedenlede sanki kelimeler ilk kuranla ortaya çıkmış gibi , o günkü anlamları kökenleriyle aynen anlaşılır saçmalığı tamamen kuranın içerdiği bilgi ve insan derlemesi olduğu gerçeğini kurtarma çabasıdır.

Her dilde bir kelime bir çok anlama gelebilir, zaman içinde farklı anlamlara dönüşüp kullanılabilir, geçtiği dillerde anlam olarak kökeninden çok uzak anlamlarla kullanılabilir. Hatta kendi içinde farklı anlamlar yeni kelime türetmeler eklerle elde edilir.

Kuranın yazıldığı dönemde kuranı yazanların kelimeden ne anladığı, ne anlama geldiği önemlidir. Bu gün köken üzerinden teraneler ile kurtarma operasyonu düzenleyenler, dilin yaşayan ,değişen, gelişen bir yapısı olduğunu örtpas edip, herhangi bir kelime ilk kuranda ortaya çıkmış gibi kullanmaya kalkarlar.

O iş öyle değil. Kurandan öncede sözde aynı tanrının kitabı olan kitaplar var. Referans olarakta sunar kuranın tanrısı. Açın okuyun bakalım bu köken saçmalığına sarılmak kurtarıyormuymuş , kelime oyunları, dilin içerdiği kelimelerin anlamını sabit, mutlak değişmez havası yaratmaya çalışmak sadece hedef şaşırtmaktır.

İddia kanıtla olur. Kehf 50 kurandan, adem havva masalı, şeytan-iblis hikayesini aynı zamanda daha eski kökenli incil ve tanahtan incelediğimizde daha antik kitaplar olan tevratta tanrı bile insansı bir varlık tanımıyla durur karşımızda. Hangi kökenle kurtaracaklarsa bu durumu artık.

Konu çok açık, ve bu yukardaki yazdığım doğruları söylemeyip gizleyerek kafir olan bir kişisin dostum cihangir.

Sevgi saygımla...

tarihinde e-teist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İblis kelimesinin kökeni değil, Kuran'da hangi anlamda kullanıldığı önemli, senin de anlamadığın bu. İblis Kuran'da Adem'e secde etmeyen, Allah'a isyan eden bir yaratığı temsil eder.

Mesela umut kelimesini hem insan ismi hem de olması beklenen şey anlamında kullanabiliriz, hangi anlamda kullanıldığı cümlenin veya konuşmanın, metnin gidişine bakarak anlaşılır. Umut 19 yaşında bir gençti, bunalıma girdi ve intihar etti dediğimiz zaman kimse buradaki umutun beklenen şey anlamında değil de bir kişi olarak kullanıldığını anlar. Ama sen buradaki umut kelimesinin beklenen şey anlamında kullanılan umut olduğunu iddia edersen tabii ki kimse seni ciddiye almaz.

Kuran'daki her kelimenin kökenini didik didik inceliyorsun ama Allah kelimesinin kökenine gelince neden su koyveriyorsun?

kardeş yazdıklarımı dikkate alıyor musunuz ki bir sonrakine yanıt bekliyorsunuz. Ben sizi iyi anladım. Bundan sonra anladığım şekli ile yazacağım. Bir fark olacak elbet artık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kardeş yazdıklarımı dikkate alıyor musunuz ki bir sonrakine yanıt bekliyorsunuz. Ben sizi iyi anladım. Bundan sonra anladığım şekli ile yazacağım. Bir fark olacak elbet artık.

Aslında seni pek dikkate almıyorum, zaten seni dindaşlarının bile dikkate aldığını sanmıyorum, eminim onlar da gülüp geçiyorlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sad 74

İllâ iblîs(iblîse), istekbere ve kâne minel kâfirîn

İblis hariç ki, o kibirlendi ve kâfirlerden oldu.

Kardeş,

Ve minel cinni ifadesi yanlış mealleniyor. İblis cinlerdendi diye meal edilmez. İblis cinlerden oldu diye meal edilir. Bu hoca efendiler önünde ki kelimeye göre meal etmezler. Kafalarında ki dine göre meal ederler.

Dolayısyla iblis yani umutsuzluk / izole oldu manasındadır. Yani umutsuzluk rabbin katında yoktur. Manasındadır.

İblisin kafirlerden olması meselesi ise, kafir kelimesinin anlamından anlaşılır. Kafir, gerçeği örten demektir. Yani insana yüklenen bu umutsuzluk malesef gerçekleri örten bir unsurdur. Yani seni korku ve yanlı bakış açısına sevkeder, gerçekleri lehine bükmek peşinde koşarsın. vs vs. Yani cinn oldu, kanadı çıktı, ateşe düştü, inek içti vs yok. Gayet açık ve net bir anlatım var.

Hayatımda görüp görebileceğim müslümanlar arasında en saçmalayanısın.

Kur'an'a göre melekler ''ROBOT''tur. Kendi iradeleri yoktur. Kendilerine verilen misyonu yaparlar. Bakara suresinde bu alenen verilir.

Allah meleğe : ''Sana benim öğrettiklerim dışında ne biliyorsun ?'' diye sorar.

Melek : ''Haşa, öğrettikleriniz dışında birşey bilemem.'' (Çünkü Ben Robotum, Bana Programladığınız Şeyler Dışında Birşey Bilmem, Sadece Onları Yaparım, İradesizim, Öğrenme Kabiliyetim Yok)

Şeytan ilkin melek olup da cinliğe terfi edemez. Bildiğin robotu modifiye edip insan ortaya çıkarmak gibi birşey bu.

Yada İslam bir kere daha kendisiyle çelişti ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Siz ateistler Allah'ın (cc) kelâm'ı Kur'an'ı tartışmakla zaten baştan Allah'ın (cc) varlığını mantıken kabul etmiş oluyorsunuz. Size göre zaten olmayan birşeyin neden tartışmasını yapıyorsunuz ki?

Yokluk isbat edilemez. Bu mantıki bir kaidedir. Yokluğu ancak küçük bir mekan için isbat edebilirsiniz. Meselâ diyebilirsiniz ki benim odamda bir kalem yok. Bu kabul edilebilir ve isbat edebilirsiniz. Ama bir kalem yok derseniz bunu isbat edemezsiniz. Sizin görmediğiniz, elinizin yetişmediği bir yerde bir kalem olması muhtemeldir. Bir kalemin olmadığını isbat etmek için tüm dünyayı dolaşmaya kalksanız bile, her zaman her yerde olamayacağınız için, gittiğiniz yerde kalem olmadığını görüp-gösterseniz bile, daha önce bulunduğunuz yere birinin kalem getirmiş-bırakmış vs olduğunu bilemezsiniz. Dünya yetmez kainat, galaksiler vs. Velhasıl bir kalemin yokluğunu isbat edemezsiniz. Tekrar ediyorum yokluk mantıken isbat edilemez. Ancak küçük bir mekan için isbat edebilirsiniz.

Ama varlığı isbat etmek çok kolaydır. Meselâ; Ramazan ayının geldiğini anlamak için hilâl'e (ay'a) bakarlar. 500 kişi gökyüzündeki ayı görmeye çalışsa, 498'i hilali göremese ama 2'si görse, O 498 kişinin görmemesini hiçe atar. Göremeyen dese de yok hava bulutluydu göremedim, yok gözüm sulandı göremedim vs bir kıymeti yoktur. 2 kişinin var gördüm demesi kâfidir. İşte varlık da böyle müsbet 2 delil mantıken yeterlidir. Ve isbat edilir.

Hâl böyle iken; Nev-i beşerdeki bütün ervah-ı neyyire ashâbı olan Enbiyalar (Aleyhimüsselâm), bâhir ve zâhir mu'cizâtlarına istinad ederek ve bütün kulûb-u münevvere aktabı olan evliyalar, keşf ve kerametlerine itimad ederek ve bütün ukûl-ü nurâniyye erbabı olan asfiyalar, tahkikatlarına istinad ederek, birtek Vâhid-i Ehad, Vâcib-ül Vücud, Hâlık-ı Külli Şey'in vücub-u vücuduna ve vahdetine ve kemâl-i Rububiyyetine şehadetleri, pek büyük ve nurani bir penceredir. Hem her vakit o makam-ı Rububiyyeti göstermektedir. Ey biçare münkir! Kime güveniyorsun ki, bunları dinlemiyorsun! Veyahut gündüz içinde gözünü kapamakla, dünyayı gece mi oldu zannediyorsun!

Gözünüzü kapatmakla güneşi söndüremezsiniz. Gece olmaz! Sadece kendinize gece yaparsınız. Biraz mantıklı olun. Hiç akletmez misiniz? Pazardan, marketten alışveriş yaparken, domatesin iyisini seçmeye sizi yönelten aklınıza ne olmuş ki amelin kötüsünü seçiyorsunuz?

Meselâ: Topraktaki tohumların ve köklerin çok karışık olduğu halde hiç şaşırmayarak, bir surette sünbüllerini ve vücudlarını temyiz ve tefrik etmek ve ağaçlara giren karışık maddeleri yaprak ve çiçek ve meyvelere tefrik etmek ve hüceyrat-ı bedene karışık bir surette giden gıda maddeleri kemâl-i hikmetle ve kemâl-i mizanla ayırıp tefrik etmek, yine o Hakîm-i Mutlak ve o Alîm-i Mutlak ve o Kadîr-i Mutlak'ın vücub-u vücudunu ve kemâl-i kudretini ve vahdetini gösterir.

İşte bu yol ile büyük bir pencere mârifetullaha açılır. Ve büyük bir ölçüde bir Sâni-i Hakîm'i akla gösterir.

Şimdi ey bedbaht gafil! Şu halde Onu görmek ve tanımak istemezsen; aklını çıkar at, hayvan ol, kurtul...

bende bi müslüman olarak cahilmişiz diyebilirim...

http://ateistcanavar...n_duz_olusu.pdf

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 11 months later...

Bakara 256: Dinde zorlama yoktur. .....

Bu ayeti islamda zorlamanın olmadığını, barışçıl bir din olduğunu göstermek için kullanırlar.

Bu şekilde çeviri cımbızlama ve çeviri çarpıtmasıdır. Önceki ayetle birlikte değerlendirmek gerekir.

Bu ayet aslında "Allahın sonsuz kudreti varsa bizi neden dindar yapmıyor?" Sorusuna bir cevaptır.

Allahın iradesi dışında kimse kimeye zorla birşey yaptıramaz. Buna allah da dahildir.

Eğer allahın iradesinde yoksa siz birini zorla dindar yapamazsınız. Burda allahın dindar yapmadığını siz dindar yapamazsınız demektir. Allahın iradesinin üzerine irade olmaz diyor.

Sen dinini korumak ve yaymak için elinden geleni yapmak zorundasın, birileri yine de dindar olmuyorsa bu allah öyle istediği içindir. Ona hidayet etmemiştir. Sen bilemezsin. Sen devam et.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakara 256: Dinde zorlama yoktur. .....

Bu ayeti islamda zorlamanın olmadığını, barışçıl bir din olduğunu göstermek için kullanırlar.

Bu şekilde çeviri cımbızlama ve çeviri çarpıtmasıdır. Önceki ayetle birlikte değerlendirmek gerekir.

Bu ayet aslında "Allahın sonsuz kudreti varsa bizi neden dindar yapmıyor?" Sorusuna bir cevaptır.

Allahın iradesi dışında kimse kimeye zorla birşey yaptıramaz. Buna allah da dahildir.

Eğer allahın iradesinde yoksa siz birini zorla dindar yapamazsınız. Burda allahın dindar yapmadığını siz dindar yapamazsınız demektir. Allahın iradesinin üzerine irade olmaz diyor.

Sen dinini korumak ve yaymak için elinden geleni yapmak zorundasın, birileri yine de dindar olmuyorsa bu allah öyle istediği içindir. Ona hidayet etmemiştir. Sen bilemezsin. Sen devam et.

La ikrahe fiddin: dinde ikrah yoktur

1-dinde aklın ikrah ettigi yani tiksindigi vicdanın nefret ettigi bir bilgi yoktur demektir hurafe mitolojiden uzaktir munezzehtir beridir

2- din umur-u hariciyedendir vicdanın işidir cebredilemez din kimseye zorlanmaz demektir

Ahh be müslümanlar sizin ben anadan babadan hocadan görme alma öğrenme yetinizi müslümanlığınızı yiyim öpeyim

Sizin kadar aptal ve cahil bir toplum var mı bilmem !!

Sizin cahilliğiniz yüzünden ateistleri küfr konumuna düşürdünüz siz ondan daha kufrediyrosunuz daga suçlusunuz ahirette Allah'ın elinden nah kurtulursunuz

Affedersiniz ozur dilerim sürcu lisan ettiysem :D

tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...