Jump to content

Kuran Çevirilerindeki Çarpıtmalar


Recommended Posts

Soru alt taraftaydı. Üstteki sorular retorikti. Anlaşılan cevap vermek işine gelimiyor, çünkü cevap verdiğin anda Allah'ın nasıl bir sadist olduğu ortaya çıkıyor değil mi? Halbuki kafaya kuma gömmek, gözleri gerçeklere kapatmak daha rahatlatıcı.

Neden cevap vermek istemeyeyim. Eğer cevap veremiyor olsam kendimle çelişirim.

Ama sen bizi çözmüşsün zaten. Allah'ın sadist olduğunu biliyoruz ve bunu kabul etmek istemiyoruz. Hadi sana kolay gelsin.

tarihinde papik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 358
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Neden cevap vermek istemeyeyim. Eğer cevap veremiyor olsam kendimle çelişirim.

Ama sen bizi çözmüşsün zaten. Allah'ın sadist olduğunu biliyoruz ve bunu kabul etmek istemiyoruz. Hadi sana kolay gelsin.

Madem sadist bir tanrı olduğunu biliyorsunuz da hangi mantıkla bu tanrıyı kutsuyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hani bal kabağını oyup göz ağız filan yaparlar ya... Bu yüzden "laf söyledi bal kabağı" diye bir deyim vardır.

Söylenen lafların bal kabağı tadında olması, söyleyenin düzeyinin düşüklüğünün şaşmaz kanıtıdır.

Burada hiç bir ateist allahın sadist olduğunu iddia etmez. Allah var mı ki sadist olacak?

Ateistler müslümlerin hayallerinde yarattıkları allahın sadist bir allah olduğunu söylerler. Bir bunu anlamak zor olmamalıydı. Yani şimdi her sefer her sefer "zihninizden uydurduğunuz allah imajı" diye açıklayamayız, allah deyip geçiyoruz. Onu da anlayacaksınız artık müslüler! Bu kadar anlamaz numarasına da yatmayı artık! Mağdur edebiyatıyla işi götüre götüre iyi alıştınız. Saf ayaklarıyla da işi götürürüz diye düşünüyorsunuz. Ama aşırı komik oluyor, bu numaralar ateistlere sökmez. Vatandaş yiyor da, ateist yemez! Sonra da bu ateistler ağır konuşuyor diyorsunuz.

Yahu nasıl ağır konuşmayalım, önümüze öyle bir şey koyuyorsunuz ki, "bu ne bu?" diye sorduğumuzda "bunu yiyeceksiniz" diyorsunuz. Bunu sen ye afiyetle dediğimizde ağır konuşmuş oluyoruz. E o kadar beğeniyorsan sen ye bilader, biz yemeyiz! Bunu söyleyince niye kötü oluyoruz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran çevirilerindeki çarpıtmalar saymakla bitecek gibi değil. ben başlığa bir örnekle katkı yapayım. Kuranda "yevme yukşefu an sâkin ve yudavne iles sucud" yazar.

Bu şu demektir: "O gün bacak açılır ve secdeye davet edilirler."

Mealciler bu bacak kelimesini nereye çekeceklerini şaşırırlar. Mealleri bir tarayın, gülmekten yarılırsınız. Ne naneler, ne naneler... Ben Ahmet Tekin mealini okuyunca bir porsiyon yemiş kadar güldüm. Lan nerden döktürürsün onca saçmalığı... :lol: Yazdığının bir tanesinin burada yazanla en küçük alakası olsa da haaa desek be!

Sadece Elmalılı bir parça dürüst olabilmiş ve şöyle anlam vermiştir: "O gün bir sak keşfolunur." Yani dürüstlüğü de bu kadar. Sadece bacak diye tercüme etmeyip sak diye yazmış.

Sak kesin, apaçık, net, bacak demektir. Çünkü başka bir ayette ölüm acısıyla bacağın bacağa dolanacağını söylerken de bu sak kelimesini kullanır.

Müslümler hemen bacak açılmak demek gerçek ortaya çıkmak demektir, deyimdir derler.

Şimdi allah tutuyor gerçeğin ortaya çıkması anlamı için böyle adi ve bayağı bir halk deyimini kullanıyor öyle mi? Bu allah mahalle kahvesinde eli apışındaki bir kucak sakallı hacı emmilere vaaz mı veriyor be? Yahu insan, pardon allah bir ağzı laf yapar, güzel söz konuşur bir şey olur da öyle kalkar ben allahım der be!

Durum böyleyse durum daha berbat! Evreni yaratan allahın böyle bir ağızla konuştuğu iddiası tam bir iflas! Yine allahın kıyamette bacağını açıp insanları korkutmaya çalışacağını düşünmek bundan bin kat iyi yahu! Kepazeliğe bakın, bir gerçek ortaya çıkacak demenin yolunu bulamayıp deyim kullanıyor! Bunu da evrenin yaratıcısı ben, siz kullarıma gönderdim diyor ha! Hadi ordan be! Doğru düzgün bir laf etmeyi öğren, ilkokulu bari oku da öyle gel!

Kuranda iddia edilen allaha inanmanın en küçük yolu yoktur.

Not: Ayet no: 68/42 dir.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Aşağıdakileri çöpe atalım o zaman :)

Hud-28

- Ey kavmim!" dedi, "Ne dersiniz, ya benim, Rabbimin katından apaçık bir kanıta dayandığım; Onun katından bana bir rahmetin, bahşedildiği doğruysa ve siz de buna karşı kör kalmışsanız, söyleyin, hoşunuza gitmediği halde onu görüp fark etmeniz için sizi zorlayabilir miyiz?

ve yukarıdakiler gibi onlarca başka ayeti de çöpe atmak gerekiyor.

Forumdaki arıza yüzünden yanıt vermekte geç kaldım.

Nuh'un insanlarla konuşmasını dinde zorlama yoktur işte bak diye cımbızlamış vermişsin. Verdiğin diğer ayetler de aynı.

Sahte peygamber ortaya çıkmış dine davet ediyor. Doğal olarak ona soracağınız ilk şey. Mucizen var mı?

Mucize gösteremiyor ise ki gösteremez.

Bu defa o zaman bizi çarpsın, veya şu anda bizi kendine tapındırsın diye dalga geçersiniz. Adam ne diyecek. Zorla inanacak değilsiniz ben sadece tebliğ ediyorum. İnanmamakta özgürsünüz. Diyecek mecburen.

Bu defa peygamber olarak adam kendine soracak mı?. Bu allahın o kadar kudreti var da niye inanmayanları hidayete erdirmiyor da bana tebliğ ettiriyor? Soramaz çünkü kendinin sahte peygamber olduğunu biliyor? Kitabı yazanlar olmayan peygamberin bu şekilde düşüneceğini düşünerek onlar ekliyorlar. Zaten kimsenin iman etmeyeceği allah tarafından vahyolundu.

Dinde zorlama yok da neden allahınız biri ibadet etmedi, kurban kesmedi gibi nedenlerle onu yakmaya çalışıyor?

Dinde zorlama yok da neden allahınız sevmediğim bir dilde beni ibadete zorluyor ve yerine getirmezsem, cehennemde yakacağını söylüyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz Allah'ın ilmi ile tercihini birbirine karıştırıyorsunuz.

Allah'ın özgür iradeli bir varlığı yaratmak istemesi neden O'nun ilmini sınırlasın?

İlmi yeterli olduğu için özgür iradeli varlığı yaratmak istedi ve yarattı. İstemese yaratmazdı,

Bu onun ilmini sınırlamaz. Çünkü O, yarattığı varlığın seçim yapmasını istiyor.

Tam tersi bunu yapamasaydı, işte o zaman ilmi sınırlı olurdu.

Kuran'ın tanrı tanımındaki sakatlığı görmektesiniz şu an. Kuran'ın tanrısı her şeyi bilen, eksiksiz, zamandan mekandan bağımsız olandır. Her şey tanımından kaçış yoktur; kuran'ın tanrısı: insanı özgür iradeli yarattım da, onun eylemlerini bilemem de, diyemez. Çünkü her şeyi bilen olmakla, yarattıklarının herşeyini ve yapabileceği herşeyi bilen de kendisidir.

Kuran'ın tanrısı tüm maddelerin farkında ve bilincinde olandır. Bu yüzden maddelerin etkileşiminin de bilincindedir. Yani Kuran'ın tanrısı maddelerin etkileşimine göre fiziksel evrenin gelmiş, geçmiş ve gelecek her anının da nasıl olacağını bilmektedir. Yani bir rüzgarın nasıl eseceğini, bir insanın nasıl düşünüp ne konuşacağını vb. her anını her detayı ile bilmektedir. Çünkü kuranın tanırısının tanımı bunu gerektirir.

Bu tanrı -Allah-, eğer: özgür irade var, insanın ne yapacağını bilemem diyorsa;

- irade bu evrenin dışındadır, çünkü kuranın tanımına göre allah tüm maddenin her anını bilir

- irade allah'ın hakimiyet alanı dışındadır, allah'ın hakim olmadığı yerler de vardır

- irade kendiliğinden vardır; çünkü allah hükmedemediği birşey yaratamaz, yaratabilseydi onun bilincinde olurdu

- bazı şeyler kendiliğinden var olabildiğine göre allah herşeyin yaratıcısı değildir

- o halde allah'ın tek ve mutlak olduğu da yalandır

- allah'ın kafirler ve inanmazlar hakkında lafları da palavradır, çünkü kafirlerin aklından ne geçtiğini ne planladıklarını ve yaptıklarının etkisini asla bilemez. Belki de kafir dedikleri, islamı hurafelerden temizlemek adına sorgulayıp insanların doğruyu görmesini sağlamaya çalışırken, ömürleri yetmediği için planlarını yerine getiremeyen, bu yüzden allah'a kafirmiş gibi görünen iyi niyetlilerdir. ama allah onları cehennemine atacaktır, sırf zamanları yetmedi de islama faydalı olacak olan asıl planlarını ortaya koyamadılar diye.

- allah kimsenin ömrünü belirleyemez, kimsenin ne zaman öleceğini bilmemektedir, çünkü özgür irade vardır ve eylemlerin sonucunda herhangi bir insan herhangi beklenmedik bir zamanda ölebilir

- allah zamandan ve mekandan bağımsız değildir. özgür iradeyi bilemediği, öngöremediği için, insanlar yaptıklarını yapacakları zamana kadar onları beklemek zorundadır.

ve daha uzar gider. Sırf şu listede bile Kuran'ın yarısı çöpe gitti. Gülünç.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'ın tanrı tanımındaki sakatlığı görmektesiniz şu an. Kuran'ın tanrısı her şeyi bilen, eksiksiz, zamandan mekandan bağımsız olandır. Her şey tanımından kaçış yoktur; kuran'ın tanrısı: insanı özgür iradeli yarattım da, onun eylemlerini bilemem de, diyemez. Çünkü her şeyi bilen olmakla, yarattıklarının herşeyini ve yapabileceği herşeyi bilen de kendisidir.

Kuran'ın tanrısı tüm maddelerin farkında ve bilincinde olandır. Bu yüzden maddelerin etkileşiminin de bilincindedir. Yani Kuran'ın tanrısı maddelerin etkileşimine göre fiziksel evrenin gelmiş, geçmiş ve gelecek her anının da nasıl olacağını bilmektedir. Yani bir rüzgarın nasıl eseceğini, bir insanın nasıl düşünüp ne konuşacağını vb. her anını her detayı ile bilmektedir. Çünkü kuranın tanırısının tanımı bunu gerektirir.

Bu tanrı -Allah-, eğer: özgür irade var, insanın ne yapacağını bilemem diyorsa;

- irade bu evrenin dışındadır, çünkü kuranın tanımına göre allah tüm maddenin her anını bilir

- irade allah'ın hakimiyet alanı dışındadır, allah'ın hakim olmadığı yerler de vardır

- irade kendiliğinden vardır; çünkü allah hükmedemediği birşey yaratamaz, yaratabilseydi onun bilincinde olurdu

- bazı şeyler kendiliğinden var olabildiğine göre allah herşeyin yaratıcısı değildir

- o halde allah'ın tek ve mutlak olduğu da yalandır

- allah'ın kafirler ve inanmazlar hakkında lafları da palavradır, çünkü kafirlerin aklından ne geçtiğini ne planladıklarını ve yaptıklarının etkisini asla bilemez. Belki de kafir dedikleri, islamı hurafelerden temizlemek adına sorgulayıp insanların doğruyu görmesini sağlamaya çalışırken, ömürleri yetmediği için planlarını yerine getiremeyen, bu yüzden allah'a kafirmiş gibi görünen iyi niyetlilerdir. ama allah onları cehennemine atacaktır, sırf zamanları yetmedi de islama faydalı olacak olan asıl planlarını ortaya koyamadılar diye.

- allah kimsenin ömrünü belirleyemez, kimsenin ne zaman öleceğini bilmemektedir, çünkü özgür irade vardır ve eylemlerin sonucunda herhangi bir insan herhangi beklenmedik bir zamanda ölebilir

- allah zamandan ve mekandan bağımsız değildir. özgür iradeyi bilemediği, öngöremediği için, insanlar yaptıklarını yapacakları zamana kadar onları beklemek zorundadır.

ve daha uzar gider. Sırf şu listede bile Kuran'ın yarısı çöpe gitti. Gülünç.

Aşağıda örnek verdiğim birkaç ayet var. Bunları dikkatlice okuyunuz.

İsterseniz başka örneklerde verebilirim.

Ankebut-3

Biz onlardan önceki kuşakları sınavdan geçirdik. Bu sınav sonucunda Allah, doğru sözlüler ile yalancıları kesinlikle belirler.

Ali-İmran 140/141/142

Eğer siz yara aldınız ise karşınızdakiler de benzeri bir yara almışlardır. Biz bu tür acı günleri insanlar arasında dolaştırırız.

Allah'ın kimlerin mümin olduklarını belirlemesi ve aranızdan bazı şahitler seçmesi içindir bu. Hiç kuşkusuz Allah zalimleri sevmez.

Bunun bir başka sebebi Allah'ın, müminleri arındırması ve kâfirleri yok etmesidir. Yoksa siz, Allah içinizdeki cihad edenleri ayırd etmeden ve sabırlıları belirlemeden Cennete girebileceğinizi mi sandınız?

Tevbe-16

(Ey inananlar!) Allah, aranızdan, Allahtan, Onun Elçisinden ve Ona inananlardan başka kimseden yardım gözlemeden (Onun yolunda) her türlü çabayı gösterenleri ortaya çıkarmadan, kendi halinize bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Oysa, Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.

- Allah, yarattığı evrenin işleyişinde tek hüküm sahibidir.

- Allah insanları izleyebilir, konuşulanları duyabilir, ondan hiçbir şey saklı kalmaz, her şeyden haberdardır.

- Allah, gelecekte öyle olmasını istediği/irade ettiği için, olayları veya kişileri, o sunuca sürükleyebilir, sevkedebilir.

- Allah insanları uyarır, sınavdan geçirir, yardım edebilir veya helak edebilir.

- Allah insanları yaradılışlarından ötürü değil, eylemlerinden - ki bunlar kendi seçimleridir- ötürü iyi yada kötü olarak değerlendirir.

- Allah, insan iradesinin, seçme özgürlüğünün önünde durmaz, önceden belirlemez.

İşte çöpe atmaya kalktığınız ayetlerin hepsi aynı prensiplere bağlıdırlar.

Eğer oyun isteseydik kendi katımızda edinirdik diyor.

Asıl tuhaflık, Allah'ın her şeyi önceden bildiği/yazdığı kabul edilirse, Kur'an ile çeliştiğinin görülememesidir.

Allah'ı asıl o zaman yetersiz kıldıklarından haberleri yok. Kendisini, kendi yazdığının mahkumu yapıyorlar.

Bu inanışın ne kadar yanlış olduğunun anlaşılması için bırakın Kur'an'ın tamamını, sadece Bakara suresinin Adem ve İsrailoğulları kıssaları okunsa bile yeter.

tarihinde papik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Atladığınız önemli detayı yeniden anlatmaya çalışayım:

Kuran'ın Allah'ı tüm maddeyi bilir, çünkü onu yaratandır. Tüm madde, her şeydir. Maddenin yapısını ve her durumda nasıl

davranacağını bilen Allah durumları birbirine ekleyerek oluşlar daha olmadan, olacaklır bilmektedir.

Örneğin: yerçekiminin nasıl işlediğini biliyoruz. Bir şeyi elimizden bırakmadan önce, onun bıraktığımızda yere

düşeceğini biliriz. Yükseklik ve yeri ile nesnenin madde özelliklerine göre kaç kere sekeceğini, tahmini olarak ne tarafa doğru gideceğini vb detayları biliriz.

Kuran'ın Allah'ı ise, alemin her en ufak zerresinin bile nasıl çalıştığını bilir. Bu yüzden evrenin

toplamda nasıl işleyeceğini, o zerrelerden yapılmış insanların gelmiş geçmiş her birinin de hangi durumlarda, hangi şartlar

altında ne şekilde davranacağını, daha o durum oluşmadan çok önce bilmektedir.

Bu yüzden, eğer: özgür irade vardır ve bu yüzden insanların nasıl davranacağını bilemem diyorsa, insan iradesi allah tarafından yaratılmamış ve bu evrenin dışındadır. Demek ki ya Allah'ın yarattığı insanlara özgür iradeyi ekleyen, Allah'tan daha yetkin bir üstün güç vardır; ya da özgür irade kendiliğinden var olabilmektedir. Bu da Kuran'ın Allah'ının bütün laflarının -tek, mutlak, yaratılmamış vb - yalan olduğunu gösterir.

Ankebut-3

Biz onlardan önceki kuşakları sınavdan geçirdik. Bu sınav sonucunda Allah, doğru sözlüler ile yalancıları kesinlikle

belirler.

Allah insanların iradesi bir yana, akıllarından geçenleri ve düşünce tarzlarını da bilemiyor. İnsanların doğru söyleyip söylemediklerini, dürüst olup olmadıklarını da bilemiyor. İnsanların ne düşündüğünü veya ne yapacaklarını görmek için illa sınava sokmak zorunda. Yarattığı insanların dürüst olduğunu anlayamayan, illa ki teste sokmak zorunda olan bir Allah söz konusu.

Örnek: işe aldığı çalışan kendisinin dürüst olduğunu belirtiyor. Patron çalışanın gerçekten dürüst olduğunu bilemediği veya anlayamadığı için onu bir süre test ediyor. Allah da bunun aynısını yapıyor. Demek ki Allah'ın kalblerinizdekini bilirim lafı yalandır, çünkü insanın kalbinde ne olduğunu bilebilmesi için onu sınava sokması gerekiyor. Allah tıpkı bir insan kadar aciz bu konuda.

Ali-İmran 140/141/142

Eğer siz yara aldınız ise karşınızdakiler de benzeri bir yara almışlardır. Biz bu tür acı günleri insanlar arasında

dolaştırırız.

Allah'ın kimlerin mümin olduklarını belirlemesi ve aranızdan bazı şahitler seçmesi içindir bu. Hiç kuşkusuz Allah

zalimleri sevmez.

Bunun bir başka sebebi Allah'ın, müminleri arındırması ve kâfirleri yok etmesidir. Yoksa siz, Allah içinizdeki cihad

edenleri ayırd etmeden ve sabırlıları belirlemeden Cennete girebileceğinizi mi sandınız?

Tevbe-16

(Ey inananlar!) Allah, aranızdan, Allahtan, Onun Elçisinden ve Ona inananlardan başka kimseden yardım gözlemeden (Onun

yolunda) her türlü çabayı gösterenleri ortaya çıkarmadan, kendi halinize bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Oysa, Allah

yaptığınız her şeyden haberdardır.

Allah yine yukardaki gibi, kimin gerçekten iman ettiğini bilemiyor. Ancak eğer allah adına savaşırlarsa haa tamam bu adam gerçekten iman etmiş diyebiliyor. Allah tıpkı bir insan gibi davranıyor. Normal insanlardan bir farkı olmayan Allah ancak lafta herşeye kadir; gerçekte ise kendisine inananın bile gerçekten inanıp inanmadığını bilemeyen bir tanrı...

- Allah, yarattığı evrenin işleyişinde tek hüküm sahibidir.

Değildir. İnsan iradesi üzerinde hiçbir hükmü yoktur. İrade, bu evrende bulunan insanda yer aldığına göre, bu evrenin bir parçasıdır. Bu durumda allah kendi yarattığı evrenin en az bir parçası üzerinde hakimiyet sahibi değildir.

- Allah insanları izleyebilir, konuşulanları duyabilir, ondan hiçbir şey saklı kalmaz, her şeyden haberdardır.

Değildir. Çünkü yukarda yazdığınız ayetler, allah'ın kendisine inananların, gerçekten inanıp inanmadıklarını bilemediğini ve bu yüzden onları sınava sokarak ancak kimin cenneti hakettiğini ortaya çıkarabileceğini söylemekte. Allah ancak gözle görülüp, kulakla duyulan şeylerden haberdar olabiliyor. Bunun dışında gizli saklı kalan, kimseye aktarılmayan şeyleri bilemiyor, bilemediği için ancak vesileler ile sınava sokarak öğrenebiliyor.

- Allah, gelecekte öyle olmasını istediği/irade ettiği için, olayları veya kişileri, o sunuca sürükleyebilir,

sevkedebilir.

Sözde öyle, fakat gerçekte değil. Çünkü Allah Kuran'da defalarca yahudilerden söz aldığını fakat kandırıldığını, kalbine ayetlerini indirdiği bazın kişilerin gene de küfrü seçtiğini söylemektedir. Allah dilediğini dilediği yola sevkedemez, çünkü kendi ağzı ile bunu beceremediğini itiraf etmektedir. Fakat buna rağmen dilediğini dilediği yola sevkettiğini de yine kendisi sylemektedir. Allah ancak laftan ibaret bir palavracıdır. Lafta mangalda kül bırakmaz, gerçekte ise rüşvet karşılığı veya seks dolu bir cennet palavrasına inandırabildikleri dışında kimseyi bir yere sevk etmeyi beceremez.

- Allah insanları yaradılışlarından ötürü değil, eylemlerinden - ki bunlar kendi seçimleridir- ötürü iyi yada kötü

olarak değerlendirir.

Hayır. Kuran'ın Allah'ı yine kendi ayetlerinde insanların çoğunu cehennem için yarattığını(Araf 179) söylemektedir. Bu insanlar eylemlerinden dolayı kötü değildir; yaratılışları böyledir.

- Allah, insan iradesinin, seçme özgürlüğünün önünde durmaz, önceden belirlemez.

Hayır. Allah defalarca onların gözlerini kulakların kapadık, anlamalarını engelledik demektedir. Allah: özgür irade var ve onları sınıyoruz, diyorsa, ayetler onlara her okunuşunda tepkilerini görmeyi beklemesi gerekirdi. Fakat Allah bu insanların kesinlikle inanmayacaklarına ikna olmuş -ki özgür iradenin ne yapacağını bilemediği için, böyle bir ikna durumu söz konusu olamaz, bugün reddeden, yarın daha iyi bir kanıta inanabilir- veya Allah bu insanların günün birinde

inanabilme ihtimallerinin önüne geçmek için onların gözlerini, kulaklarını, kalblerini kapatmış.

Yani seçme özgürlüklerinin önünde durmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Asıl tuhaflık, Allah'ın her şeyi önceden bildiği/yazdığı kabul edilirse, Kur'an ile çeliştiğinin görülememesidir.

Bingo! Tebrikler. Ateistforum müslüm kafasını bile çalıştırıyor değil mi? Zaten görmeni istediğimiz de bu. Kuranda hem allahın her şeyi bildiği ve yazdığı söyleniyor, hem insanların ne yapacaklarını bilmediği için onları denediği yazıyor. Kuran böyle tutarsız saçma ve akıl dışı çelişkilerle dolup taşıyor. Bu sadece bir tanesi ve dogma kölesi müslüm bir zihine bile bunu gösterebiliyoruz.

Müslümler burada yazdığımız her şeyi açıkça görüyorlar. Fakat anlaşılan allah yanlışlıkla kafirlerin kalbini mühürleyeceğim derken müslümlerin aklını mühürlemiş. E tabi normal, insanların kalpleriyle düşündüğünü zanneden bir allahın bu kadar şaşkın olmasına şaşırılmaz! Yapacağı bir allahlık, onu bile yüzüne gözüne bulaştırmış! Elin kafirleri neler buluyor, protonu kuarkı, hatta tanrının parçacığını buluyor, allah bir kafirlerin kalbini mühürlemeyi bile beceremeyip yüzüne gözüne bulaştırıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir çarpıcı meal çarpıtması da şudur:

Kuranda iki yerde (6/125 ve 10/100) şöyle yazar: "Ve yecalü ricse alellezine la yakilun - yuminun" Son kelime iki ayette farklı.

Yecalürricse pislik yapar demektir. Ceale = yaptı kökünden gelen bir kelimedir.

Yahu allah pislik yapar mı? Bu nasıl iş diyen mealciler kıvrım kıvrım kıvranır ve olmadık eğip bükmelere girişirler. Bir türlü allah pislik yaparmış diyemezler. Yazıyor işte, apaçık iki yerde, belki görmediğim üçüncüsü de vardır, allah pislik yapar yazıyor!

Bu allah bu pisliği nasıl yapar? Böyle kuran yazacağınıza, hiç bu işe kalkışmasanız olmaz mıydı cahil bedeviler? Kel kafanızın tek tel saçını taramaya kalkışacağınıza, bıraksanız dağınık kalsa olmaz mıydı? :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yüzden, eğer: özgür irade vardır ve bu yüzden insanların nasıl davranacağını bilemem diyorsa, insan iradesi allah tarafından yaratılmamış ve bu evrenin dışındadır. Demek ki ya Allah'ın yarattığı insanlara özgür iradeyi ekleyen, Allah'tan daha yetkin bir üstün güç vardır; ya da özgür irade kendiliğinden var olabilmektedir. Bu da Kuran'ın Allah'ının bütün laflarının -tek, mutlak, yaratılmamış vb - yalan olduğunu gösterir.

Gelecek, tek bir çizgi değil. Çok boyutlu, sonsuz olasılıkları olan, diğer herşey ile etkileşimli bir ağ.

Bu olasılıklardan bir tanesinde fabrikada işçisin, diğerinde bir katil, birisinde uzun yaşıyorsun, diğerinde kısa.

Muhteşem güce sahip Tanrı, o olasılığı da görüyor ve biliyor.

Sonsuz seçenek içinden sen bir tanesini seçiyorsun.

Bu ağ, her saniye yapılan yeni seçimlerle sonsuz ihtimalli bambaşka ağlara dönüşüyor.

Atladığınız önemli detayı yeniden anlatmaya çalışayım:

Kuran'ın Allah'ı tüm maddeyi bilir, çünkü onu yaratandır. Tüm madde, her şeydir. Maddenin yapısını ve her durumda nasıl

davranacağını bilen Allah durumları birbirine ekleyerek oluşlar daha olmadan, olacaklır bilmektedir.

Örneğin: yerçekiminin nasıl işlediğini biliyoruz. Bir şeyi elimizden bırakmadan önce, onun bıraktığımızda yere

düşeceğini biliriz. Yükseklik ve yeri ile nesnenin madde özelliklerine göre kaç kere sekeceğini, tahmini olarak ne tarafa doğru gideceğini vb detayları biliriz.

Kuran'ın Allah'ı ise, alemin her en ufak zerresinin bile nasıl çalıştığını bilir. Bu yüzden evrenin

toplamda nasıl işleyeceğini, o zerrelerden yapılmış insanların gelmiş geçmiş her birinin de hangi durumlarda, hangi şartlar

altında ne şekilde davranacağını, daha o durum oluşmadan çok önce bilmektedir.

Anlamadığınız bu önemli detayı ben size anlatmaya çalışayım:

Allah, geçmişte insanların hangi durumda hangi şartlarda nasıl davrandığı bilgisini, şu anda insanların hangi durumda hangi şartlarda nasıl düşünüp, nasıl davranıyor olduğu bilgisini ve

insanların gelecekte hangi şartlarda altında nasıl davranabileceği ihtimallerini bilir. Bu bilgiye sahip olan yaratıcı, bütün bunları değerlendirilip bir sonuca varabilir.

Nitekim kur'an bunun böyle olduğuna söylemektedir.

13:11

Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah'ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur.

11-37

Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır.

Rum suresi 1-4

Rum (orduları) yenilgiye uğradı. “Dünyanın en alçak yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir.

Fetih-27

Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih kıldı.

İsra-52

Sizi çağıracağı gün, O’na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

Allah insanların iradesi bir yana, akıllarından geçenleri ve düşünce tarzlarını da bilemiyor. İnsanların doğru söyleyip söylemediklerini, dürüst olup olmadıklarını da bilemiyor.

İnsanların ne düşündüğünü veya ne yapacaklarını görmek için illa sınava sokmak zorunda. Yarattığı insanların dürüst olduğunu anlayamayan, illa ki teste sokmak zorunda olan bir Allah söz konusu.

Örnek: işe aldığı çalışan kendisinin dürüst olduğunu belirtiyor. Patron çalışanın gerçekten dürüst olduğunu bilemediği veya anlayamadığı için onu bir süre test ediyor.

Allah da bunun aynısını yapıyor. Demek ki Allah'ın kalblerinizdekini bilirim lafı yalandır, çünkü insanın kalbinde ne olduğunu bilebilmesi için onu sınava sokması gerekiyor. Allah tıpkı bir insan kadar aciz bu konuda.

Allah yine yukardaki gibi, kimin gerçekten iman ettiğini bilemiyor. Ancak eğer allah adına savaşırlarsa haa tamam bu adam gerçekten iman etmiş diyebiliyor.

Allah tıpkı bir insan gibi davranıyor. Normal insanlardan bir farkı olmayan Allah ancak lafta herşeye kadir; gerçekte ise kendisine inananın bile gerçekten inanıp inanmadığını bilemeyen bir tanrı...

İnsan iradesi üzerinde hiçbir hükmü yoktur. İrade, bu evrende bulunan insanda yer aldığına göre, bu evrenin bir parçasıdır. Bu durumda allah kendi yarattığı evrenin en az bir parçası üzerinde hakimiyet sahibi değildi

Allah ancak gözle görülüp, kulakla duyulan şeylerden haberdar olabiliyor. Bunun dışında gizli saklı kalan, kimseye aktarılmayan şeyleri bilemiyor, bilemediği için ancak vesileler ile sınava sokarak öğrenebiliyor.

Sözde öyle, fakat gerçekte değil. Çünkü Allah Kuran'da defalarca yahudilerden söz aldığını fakat kandırıldığını, kalbine ayetlerini indirdiği bazın kişilerin gene de küfrü seçtiğini söylemektedir.

Allah dilediğini dilediği yola sevkedemez, çünkü kendi ağzı ile bunu beceremediğini itiraf etmektedir. Fakat buna rağmen dilediğini dilediği yola sevkettiğini de yine kendisi sylemektedir.

Allah ancak laftan ibaret bir palavracıdır. Lafta mangalda kül bırakmaz, gerçekte ise rüşvet karşılığı veya seks dolu bir cennet palavrasına inandırabildikleri dışında kimseyi bir yere sevk etmeyi beceremez.

Kuran'ın Allah'ı yine kendi ayetlerinde insanların çoğunu cehennem için yarattığını(Araf 179) söylemektedir. Bu insanlar eylemlerinden dolayı kötü değildir; yaratılışları böyledir.

Hayır. Allah defalarca onların gözlerini kulakların kapadık, anlamalarını engelledik demektedir. Allah: özgür irade var ve onları sınıyoruz, diyorsa, ayetler onlara her okunuşunda tepkilerini görmeyi beklemesi gerekirdi. Fakat Allah bu insanların kesinlikle inanmayacaklarına ikna olmuş -ki özgür iradenin ne yapacağını bilemediği için, böyle bir ikna durumu söz konusu olamaz, bugün reddeden, yarın daha iyi bir kanıta inanabilir- veya Allah bu insanların günün birinde

inanabilme ihtimallerinin önüne geçmek için onların gözlerini, kulaklarını, kalblerini kapatmış.

Yani seçme özgürlüklerinin önünde durmuştur.

Zengin dursun diye aynı şeyleri tekrar tekrar yazmışsınız.

Yukarıda bu konu için yazdıklarımı birdaha okuyup analiz ederseniz, hepsinin cevabının aynı olduğunu göreceksiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelecek, tek bir çizgi değil. Çok boyutlu, sonsuz olasılıkları olan, diğer herşey ile etkileşimli bir ağ.

Bu olasılıklardan bir tanesinde fabrikada işçisin, diğerinde bir katil, birisinde uzun yaşıyorsun, diğerinde kısa.

Muhteşem güce sahip Tanrı, o olasılığı da görüyor ve biliyor.

Sonsuz seçenek içinden sen bir tanesini seçiyorsun.

Bu ağ, her saniye yapılan yeni seçimlerle sonsuz ihtimalli bambaşka ağlara dönüşüyor.

Anlamadığınız bu önemli detayı ben size anlatmaya çalışayım:

Allah, geçmişte insanların hangi durumda hangi şartlarda nasıl davrandığı bilgisini, şu anda insanların hangi durumda hangi şartlarda nasıl düşünüp, nasıl davranıyor olduğu bilgisini ve

insanların gelecekte hangi şartlarda altında nasıl davranabileceği ihtimallerini bilir. Bu bilgiye sahip olan yaratıcı, bütün bunları değerlendirilip bir sonuca varabilir.

Nitekim kur'an bunun böyle olduğuna söylemektedir.

13:11

Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah'ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur.

11-37

Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır.

Rum suresi 1-4

Rum (orduları) yenilgiye uğradı. “Dünyanın en alçak yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir.

Fetih-27

Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih kıldı.

İsra-52

Sizi çağıracağı gün, O’na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

Zengin dursun diye aynı şeyleri tekrar tekrar yazmışsınız.

Yukarıda bu konu için yazdıklarımı birdaha okuyup analiz ederseniz, hepsinin cevabının aynı olduğunu göreceksiniz.

... ve siz de söylediklerinizin hepsinin dayanaksız ve aynı kapıya çıkan uydurmalar olduğunu göreceksiniz.

Allah'ınız, sizin ifadenize göre insan iradesini kestirebilmekten aciz olduğu için, geleceği de bilmekten acizdir. Geleceği bilmekten aciz olduğu için, kimin ne zaman öleceğini, kimin cennete, kimin cehenneme gideceğini bilmekten de acizdir. Bu yüzden insanları sınavlara sokar ki, kimin cennete, kimin cehenneme gidebileceğini öğrenebilsin. Ama tabii iradeyi kestiremediği için, sınav bitmeden veya daha sınava bile giremeden ölenleri yanlış yere cennetine ya da cehennemine atıyor demek ki.

Yine aynı allah der ki: ben gaibdeki dahil, olmuş ve olacak herşeyi bilirim.

Size: kuran bir bedevinin masal ve uydurmalarının derlemesi olduğundan içinde tutarlı bir mantık aramayız, demiştik. Hem herşeyi bilirim deyip, hem de kimin cennete gideceğini bilmek için sizi sınava tabi tutarım diyen bir Allah figürüne mantık uydurmak için, onu insan iradesini bilemez duruma getirdiniz. Hayat kurtarmak için kangrenli bölgeyi kesip atar gibi, siz de Allah'ınızı kurtarmak için onun vasıflarını budamaya başladınız. Fakat budadığınız vasıf ne olursa olsun, sonuçta Kuran'ın tanrı tanımından dolayı Allah'ınızı basit bir insandan başka birşey kalmayacak duruma getiriyorsunuz. Gülünç.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelecek, tek bir çizgi değil. Çok boyutlu, sonsuz olasılıkları olan, diğer herşey ile etkileşimli bir ağ.

Bu olasılıklardan bir tanesinde fabrikada işçisin, diğerinde bir katil, birisinde uzun yaşıyorsun, diğerinde kısa.

Muhteşem güce sahip Tanrı, o olasılığı da görüyor ve biliyor.

Sonsuz seçenek içinden sen bir tanesini seçiyorsun.

Bu ağ, her saniye yapılan yeni seçimlerle sonsuz ihtimalli bambaşka ağlara dönüşüyor.

Anlamadığınız bu önemli detayı ben size anlatmaya çalışayım:

Allah, geçmişte insanların hangi durumda hangi şartlarda nasıl davrandığı bilgisini, şu anda insanların hangi durumda hangi şartlarda nasıl düşünüp, nasıl davranıyor olduğu bilgisini ve

insanların gelecekte hangi şartlarda altında nasıl davranabileceği ihtimallerini bilir. Bu bilgiye sahip olan yaratıcı, bütün bunları değerlendirilip bir sonuca varabilir.

Nitekim kur'an bunun böyle olduğuna söylemektedir.

13:11

Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah'ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur.

11-37

Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır.

Rum suresi 1-4

Rum (orduları) yenilgiye uğradı. “Dünyanın en alçak yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir.

Fetih-27

Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih kıldı.

İsra-52

Sizi çağıracağı gün, O’na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

İşte senin anlayamadığın da bu, sonsuz olasılıklar insana göre var, bu da her şeyi bilen, her şeye hükmeden bir tanrı olmadığı zaman geçerli. Oysa her şeyi bilen, her şeye hükmeden bir tanrı varsa senin için tek seçenek var, o da o her şeyi bilen tanrının bildiği bilgi. Mesela diyelim arabayla yolda gidiyorsun ve yolun ikiye ayrıldığı bir noktaya geldin, sağa mı yoksa sola mı gideceğine kendin mi karar veriyorsun Kuran'a göre? Kuran'ın Allah'ı için senin sağa mı veya sola mı sapacağın diye 2 seçenek yoktur, o senin sola sapacağını bilir. Peki bu durumda senin nasıl seçeneğin oluyor? Alalh senin sola sapacağını bilirken sen sağa saparak Allah'ın bilgisinin yanlış olduğunu mu göstereceksin yani?

Yani her şeyi bilen bir varlık için ihtimal, seçenek diye bir şey yoktur, onun için sadece kesin bilgi vardır, mesela Allah havaya bir para atıp da bu ya yazı ya da tura gelecek demez, direk tura gelecek der.

Herşeyi bilen bir varlık değil olasılıkları, hiç bir şeyi değerlendiremez, karar veremez, düşünemez, iradesi yoktur, sadece bildiği yolda ilerler, bu eylemler sadece her şeyi bilmeyen varlıklar için geçerlidir. Her şeyi bilen varlık olsa olsa bu bildiklerini uygulamaya koyan bir makine olur sadece. şöyle düşün sen her şeyi bilen bir varlıksın, senin artık düşünmene, karar vermene, seçim yapmaya gerek var mı? Mesela bütün gün ne yapacağını anı anına biliyorsun diyelim, yani sabah kahvaltıda tost yiyeceksin, öğle sinemaya gideceksin, akşam da bilgisayarda foruma girip bize laf yetiştireceksin, şimdi senin bu bildiğin şeylerin dışına çıkma ihtimalin var mı? Bu bildiğinin dışına çıkarsan bu bilgin yanlış olmaz mı? Öğlen sinema yerine müzeye gideyim diye bilir misin? Böyle bir karar alabilir misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte senin anlayamadığın da bu, sonsuz olasılıklar insana göre var, bu da her şeyi bilen, her şeye hükmeden bir tanrı olmadığı zaman geçerli. Oysa her şeyi bilen, her şeye hükmeden bir tanrı varsa senin için tek seçenek var, o da o her şeyi bilen tanrının bildiği bilgi. Mesela diyelim arabayla yolda gidiyorsun ve yolun ikiye ayrıldığı bir noktaya geldin, sağa mı yoksa sola mı gideceğine kendin mi karar veriyorsun Kuran'a göre? Kuran'ın Allah'ı için senin sağa mı veya sola mı sapacağın diye 2 seçenek yoktur, o senin sola sapacağını bilir. Peki bu durumda senin nasıl seçeneğin oluyor? Alalh senin sola sapacağını bilirken sen sağa saparak Allah'ın bilgisinin yanlış olduğunu mu göstereceksin yani?

Yani her şeyi bilen bir varlık için ihtimal, seçenek diye bir şey yoktur, onun için sadece kesin bilgi vardır, mesela Allah havaya bir para atıp da bu ya yazı ya da tura gelecek demez, direk tura gelecek der.

Herşeyi bilen bir varlık değil olasılıkları, hiç bir şeyi değerlendiremez, karar veremez, düşünemez, iradesi yoktur, sadece bildiği yolda ilerler, bu eylemler sadece her şeyi bilmeyen varlıklar için geçerlidir. Her şeyi bilen varlık olsa olsa bu bildiklerini uygulamaya koyan bir makine olur sadece. şöyle düşün sen her şeyi bilen bir varlıksın, senin artık düşünmene, karar vermene, seçim yapmaya gerek var mı? Mesela bütün gün ne yapacağını anı anına biliyorsun diyelim, yani sabah kahvaltıda tost yiyeceksin, öğle sinemaya gideceksin, akşam da bilgisayarda foruma girip bize laf yetiştireceksin, şimdi senin bu bildiğin şeylerin dışına çıkma ihtimalin var mı? Bu bildiğinin dışına çıkarsan bu bilgin yanlış olmaz mı? Öğlen sinema yerine müzeye gideyim diye bilir misin? Böyle bir karar alabilir misin?

Yanlışlıkla beni alıntıladınız sanıyorum. Allah seçimlerimizi önceden biliyor'u ben demiyorum, Kur'an'da demiyor. Bunu akil adam, yada Kur'an'ı anlamayanlar diyor. Sen bu cevabını ona yönelt.

tarihinde papik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlışlıkla beni alıntıladınız sanıyorum. Allah seçimlerimizi önceden biliyoru ben demiyorum, Kur'an'da demiyor. Bunu akil adam, yada Kur'an'ı anlamayanlar diyor.

Peki, senin deyip dememen önemli değil, önemli olan Kuran'ın demesi, Kuran'da "Allah her şeyi hakkıyla bilendir" yazmıyor mu? Mesela Allah senin yarın ne yapacağını bilmiyor mu? Yarın ne yapacağını bilmiyorsa nasıl her şeyi bilen oluyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki, senin deyip dememen önemli değil, önemli olan Kuran'ın demesi, Kuran'da "Allah her şeyi hakkıyla bilendir" yazmıyor mu? Mesela Allah senin yarın ne yapacağını bilmiyor mu? Yarın ne yapacağını bilmiyorsa nasıl her şeyi bilen oluyor?

Konuyu takip edersen, bu bilme meselesi nasıl oluyor izah ettim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Melekler birçok şeyi Allah’tan daha iyi biliyor.

Sebe-40. Ve yevme yahşüruhüm cemıan sümme yekulü lil melaiketi e haülai iyyaküm kanu ya’büdun

O gün Allah, onların hepsini toplayacak; sonra meleklere: Size tapanlar bunlar mıydı? diyecek.

Sebe-41. Kalu sübhhaneke ente veliyyüna min dunihim bel kanu ya’büdunel cinn ekseruhüm bihim mü’minun

(Melekler) derler ki: “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu.”

Aslına bakarsanız Allah bilmediği gibi melekleri de yanlış biliyor.

Ayetlerden görüldüğü gibi kıyametten sonra hesap gününde Allah Mekkeli Müşrikleri topluyor ve meleklere “Bunlar mı size tapıyordu?” diye soruyor.

Melekler de ” Hayır, onlar bize değil cinlere tapıyordu” diyor.

Müşriklerin yaratıcı olarak Allah’a inandıklarını ama putları da aracı olarak, şefaatçi olarak kullandıklarını biliyorduk da müşriklerin cinlere taptıklarını bilmiyorduk.

Kur’an’da da hep putlara tapmakla, Allah’a ortak koşmakla suçlanmışlardır.

Cinlere inandıkları için cinlere tapmakla suçlanmaları ise Kur’an’da sadece bu ayette geçiyor.

http://panteidar.wordpress.com/2009/10/29/allah-herseyi-bilir-mi/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu takip edersen, bu bilme meselesi nasıl oluyor izah ettim.

Nerede izah ettin? Sonsuz olasılıkları falan mı kastediyorsun? "Her şeyi bilen" bir varlık için olasılık mı olur? Her şeyi bilen birisi için sadece kesin bilgi olur.

Ha, bir de Levh-i Mahfuz meselesi var, hani şu Allah'ın her şeyi yazdığı kitap.

Hac/70. Bilmez misin ki, kuşkusuz Allah gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir. Kuşkusuz bunların hepsi bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da)dır. Şüphesiz bu, Allah’a göre çok kolaydır.

Hadişd/22. Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır.

Bildiği yetmiyormuş gibi bir de deftere yazmış, unutmayayım diye herhalde. Mesela yarın senin başına gelecek bir şeyi Allah biliyor ve bunu da yazmış deftere. Senin başına gelecek her şey bir deftere yazılmışsa, önünde seçenek veya ihtimal olduğunu mu sanıyorsun?

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlışlıkla beni alıntıladınız sanıyorum. Allah seçimlerimizi önceden biliyor'u ben demiyorum, Kur'an'da demiyor. Bunu akil adam, yada Kur'an'ı anlamayanlar diyor. Sen bu cevabını ona yönelt.

:D

Hadid 22

Yeryüzüne ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki; Biz onu yaratmadan evvel kitabda bulunmasın. Şüphesiz ki bu; Allah'a göre kolaydır.

Allah'ınız diyor ki ben geleceği de bilirim. Çünkü bunların hepsi daha yaratılmadan ta en başından levh-i mahfuzda yazmaktadır.

Papik'i ısıran sivrisinek veya Papik'e bağıran insan da yine bu kitapta yazmaktadır. Hatta Papik'in ödünü koparan bir korna dahi bu kitapta yazmaktadır. Korna yazdığına göre, araba da yazmaktadır. Hatta otomobil, asfalt sanayii, endüstriyel devrimler, savaşlar, kanunlar.. yani insanlığın tüm aşamasındaki herşey yazmaktadır.

Yoksa allah demez mi buraya korna yazmışlar ama, korna ne ki diye? Yoksa tıpkı Allah'ın insan iradesine hükmü geçmediği gibi, levh-i mahfuza da mı geçmiyor? Bu durumda aslında evreni yaratan, levh-i mahfuzu yazdıran bir başkası değil mi? Allah meydanı boş bulup da hepsini ben yaptım işte diye atıp tutan bir palavracı değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...